Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayvn Yönetmeru tbrahim
Vüdız • Yazıışlen Müdürû: Safcn
Alpaslan • Sorumlu Mudur
Fikret Ükiz • Haber Meıkezı
Müdûni: Hakan K a
tstıhbarat Cengiz Yıldınm • Ekonomı ÖzlemYüzak
• Kültur Handan Şenköken • Şpor Abdûlkadir
Yücclman 0 Makaleler Sarai Karaören 9 Duzeltme
Abdullab Yazıcı • Fotoğraf Erdoğan Köseoğla •
Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet
Faraç # Avnıpa Temsılcısı Güra\ Öz
Yayın Kunılu. Ühan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç,
Hikmet Çetinkaya. Şükran
Soner, tbrahim Yİldız, Orhan
Buroalı, Mustafa Balbay,
Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Atatûrk Bulvan No
125,Kat4,Bakanlıklar-AnkaraTd 4195020(7hat), Fafcr
4195027 • Iznuı Temsılcısı Serdar Kızık. H Zıya Blv
1352 S 2/3 Tel 4411220, Faks 4419117» AdanaTemsılcısr
Çetin Yiğenoğiu, Inönû Cd. 119 S. No 1 Kat 1, Tel. 363
12 11, Faks 363 12 15
Müessese Müdürû. Erol
Erkat 9 Koordınatör.
Ahmet Korulsan 9 Mu-
hasebe Bölent Yener9
tdare Hâseyin Gürer
9 Satış FazüetKnza
MEDYA C: • Yönetım Kunılu
Başkanı - Genel Mûdûr Gilbin
Erduran 0 Koordınatör Rekt
Işıtman • Genel MüdürYardımcısı
ScvdaÇobuı Tel 514 07 53 -
51395 80-5138460*1,F*s.5138463
"\ avımlaıan ve Basan: Yenj Gun Haber Ajansı, Basın \e Yaytncılık \ Ş
Turk<xajı Cad 19 41 Cagaloglu 34334 Istanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul
Tel 2) 512 05 05 (20 hat)
Ja (0>212)513 85 95 www.ciimhunyet.com.tr 2NİSAN 2001 îmsak:5.09 Gûneş: 6.39 Öğle: 13.15 Ikindi: 16.47 Akşam: 19.38 Yatsı: 21.01
Jolm Lewis
yaşamıra yltirdi
• VVASHINGTON
CAA) - Modem Caz
Quartet'in kurucusu
ünlü caz piyanisti ve
bestecisi John Lewis,
ABD'nin New York
kentinde öldü. New
York Times
gazetesindeki haberde,
Manhattan'da yaşayan
80 yaşındaki Lewis'in,
prostat kanserine yenik
düşerek öldüğü
belirtildi. Smokin
gıyerek müziklenni icra
eden grubun besteci ve
aranjör üyesi Lewis,
kariyerine 1946'da
Dizzy Gıllespıe'm
orkestrasında başladı.
ABD'de Charlie Parker
ve Miles Davis gibi
cazın devleriyle çalışan
Levvis, 1952'deilk
stüdyo kaydmı yapan
Modern Caz Quartet'i
kurdu. Lewis, Ben
Webster, Charles
Mıngus, Sonny Rollins,
Stan Getz ve Barney
Wilhem gibi caz
ustalanyla, aralannda
Alman besteci Johann
Sebastian Bach'ın
eserlennın de yer aldığı
birçok klasık müzik
eserini de yorumladı.
Lisansüstü
eğitjm
• ANKARA (AA)-
Lısansüstü Eğitimi Giriş
Sınavı (LES) ıçin 26
Mart'ta başlayan
başvurular, 6 Nisan
Cuma günü sona erecek.
LES'e. lısans
diplomasına sahip
olanlar ile sınavın
yapıldığı tarihten
itibaren 1 yıl içinde bir
lisans programından
mezun olabilecek
durumdakiler
girebilecek.
Aşk mektuplapı
satıkh
• HANNOVER(AA)-
Ünlü Alman aktris
Marlene Dietrich'in
aşk mektupları açık
arttırmada satıldı. '
Hannover kentinde
düzenlenen
mûzayedede,
Dietrich'in 20'li
yıllarda Weimar'da
öğrenciyken âşık
olduğu pastacı Willy
Michel'e yazdığı
mektuplann 10 bin 300
dolara ahcı bulduğu
belirtildi.
Bebekte diş
çurugu
• ANKARA (AA)-
Türk Dişhekimleri
Birliğı, süt dişleri
çıkmaya başlayan
bebeğin dişlerinde
oluşacak çürüğe karşı
aileleri uyardı. Diş
Hekimleri Birliği Genel
Sekreten Nezih Yavuz
Tan, süt dişleri çıkmaya
başlayan bebeklere,
beslendikten sonra
mutlaka su içirilmesi
gerektığıni söyledi. Tan,
bebeklerde bazen ilk
çıkan dişlerin üzerinde
kahverengı lekeler
oluştuğunu ve bu
dişlerın kınlıp
döküldüğünü belırttı.
Yurttaşlann meydanlarda 'daha temiz siyasef istemiyle başlattıklan imza kampayalannda yaşamdan sahneler bulunuyor
Isyan ve öfke dolıı bir tiyatroOZANYAYMAN
İZMİR- Her yer tiyatro sahnesi,
her yanunızda bir gösteri. Yaşamın
aynası olarak kabul edilen tiyatro sa-
natı günlük hayatta gerçek karşıü-
ğını buluyor. Kent meydanlannda,
"dahatemizsiyaset" adına açılan ım-
za kampanyalanna katılanlar, *is-
yanveöfke" kurgulu birtiyatro sah-
nesini yansıtıyorlar. Toplumun ne-
redeyse tüm kesiminin kısa anlar-
la ön plana çıkhğı bu sahneden ak-
tanlan, Türkiye'nin yüzû.
• îzmir'in en kalabalık noktalanndan birisi olan Kemeraltı girişinde, "temiz siyaset ve dürûst siyasetçi" iste-
miyle başlatılan imza kampanyasına katılan yurttaşlann çoğunluğu, verdikleri imzalann bir işe yaramayacağını,
yetkililerin yine bildiklerini okuyacaklannı vurguladılar. Toplumun neredeyse tüm kesiminin
ön plana çıktığı bu sahneden aktanlan, Türkiye'nin 'acı ama gerçek' yüzü.
lzmir'in en kalabalık noktalann-
dan birisi olan Kemeraltı girişinde,
"temizsrosetvedürüstsiyasetçf' is-
temiyle başlatılan imza kampanya-
sına katılan yurttaşlann çoğunlu-
ğu, verdikleri imzalann bir işe ya-
ramayacağını, yetkililerin yine bil-
diklerini okuyacaklannı vurgula-
salar da kalemi olanca kararlılıkla-
nyla kâğıt üzerine çizdiler ve "Halk
hareketi laznn" diyerek başladılar
oyunu sahnelemeye.
Akşam saatlerinde gerçekleşen
gösteride ilk olarak pyunun dekor-
lan geldi. 3-5 masa, bir iki ilan pa-
nosu. Olanca sadeliğiyle sahnenin
düzenlemesi yapıldı. Meraklı göz-
ler toplanmaya başladı. İzleyeme-
yenlere aktarmak için orada bulu-
nan habercilenn kameralan, mu-
habirlerin fotoğraf makineleri sah-
nenin üzerine odaklandı. Ardından
ilk replik yaşlı bir bayan ile sahne-
deki görevli arasında oluştu:
"Kim gdiyor. Ünlülerden birisi
mi" diye soran yaşjı kadın, "Kim-
senin gekliği yok. Ulkemizin yöne-
timinde sizkrin de söz sahibi ohna-
9 için,temizvedürüstbir siyaset or-
tamı adma toptandık. Bu anlamda
\¥receğjnizimzalançoğaltmakiçin
buradajTz" yanıtını aldı.
Yaşlı kadın, "Bugüne kadar tep-
künizidikgetirdikdeneokiu?On-
lan seçtik de ne okhı? Haümiz or-
tada" diyerek umutsuz görünümüy-
le alanı terk etti.
tt
tmzavenüm.Ama atsamneoi»-
cak atmasam ne?" diyen 64 yaşın-
daki AK Hnal çıktı sahneye. Böyle
gelmiş böyle gider diyerek başlayan
Hızal. "Horrumcularcezalandınl-
madıkça daha dabeteriohır" diye
yakuıdı.
Derken sahne birden kanştı. Al-
kol duvannı aşan bir yurttaş, neler
olduğunu sordu; kendisine bilgi ve-
rildi. Imzasını da attı. Ancak ardın-
dan "Negereği vartn?" diyerek im-
zasını geri çekmek isteyen bu yurt-
taş, atılan tüm imzalann üstünü ka-
ralayarak "Ne obcak bu memleke-
tin haü? Ne oisun daha da beterola-
cak" diye yüksek sesle söylenirken
gösterinin aksiyon kısmını kaçır-
mak istemeyen kameralar onun üs-
tüne odaklandı.
Alanda toplanan kalabalığı gören
ve resmı geçıt edasıyla bir tur atan
"sabrtasnçoktançaaatmış'' yorum-
lanna neden olan bir yurttaş belirdi
ve çığlıklar atarak gözlerden uzak-
laştı. Derken ışadamlan geldi. Ka-
nlımcılann görüşlerini alıp fıkirle-
rini aktardılar. Olkenin daha iyi şart-
larda olması için başlattıklan imza
kampanyasına destek verilmesi ge-
rektiğini söylediler. Sonuçta, oyun-
culann ve seyircilerin, sahnelenen
kurguyu yapanlara öfkelerini yansıt-
tıklan kısa ama etkıli bir gösteri ger-
çekleşti tzmir sokaklannda. Kaü-
hmcılann doğaçlama olarak sergı-
ledikleri performanslan, «Türld-
ye'nin yüzû" diye yorumlandı.
Hüreller kozasında ıııudu
SEVİMDABAĞ
"Sanat için sanatçıysamz", iç
dünyanın dışa vurumunu yansı-
tıp ortaklaşmayı başarabiliyor-
sanız efsane olmaya adaysuıızdır.
Üç Hürel de Türkçe müziğin ef-
sanelerinden. Onlarla iç dünya-
lannı, yansıttıklan ve ortaklaşma-
yı başarabildikleri mekânlan Ci-
hangır'dekı "Feridun Hürel Ya-
raücı tletişim"de konuştuk. Söz,
Hürellerin Haldunu'nda...
Müzik yaşammıza neden bu
kadar ara verdiniz?
Yıpranmak ıstemedik. Bıçak-
la kesip attık, ama yine ürettik, sa-
dece piyasayla paylaşmadık.
Yeni bir şeyler var mı?
Evet, henüz başladığımız bir
çalışmamız var. Tek bir parça
yaptık. Bir hafta önce başladığı-
mız bir çalışma bu.
Ne zaman piyasaya çıkıyor?
Buluşma zamanım biz de bile-
miyoruz, ne zaman kendini oluş-
turursa, kendi iç dünyamızdan
gelen duygulan yapıyoruz.
Bağh buhuıduğunuz müzik şir-
keti buna ne diyor?
Bız başlangıçta Diskotür mü-
zik şirketiyle çalışıyorduk ara-
mızda herhangi bir akit yoktu,
ilişkilerimizin iyi olduğu, anlaşa-
rak çahştığımız bir yerdi. Daha
sonra şirketi Ada Müzik devral-
dı. Biz onlara bir teklif götürdük
yıpranmak istemiyoruz, sahne
yok diye.. bu şekilde çalışıyoruz.
Yadinleyidkitieniz?
O potansiyel hep vardı, hâlâ
var. Ama kitlesel değil farklı yer-
lerde fakat var, bizim için esas
olan gerçek dınleyici. Tek kişiye
de konser verebiliriz, veriyoruz
da.
Bugünkü pryasa ve Idtieler ger-
çek sanatm boşhığunun sonucu
musizce?
Piyasada tetevoJekültürü' hâ-
kim, gerçek olansa doyumsuzca
aramak ve sentez yapniaktır. Sen-
tez yapmak bilinç ister. Yeni ne-
silleri kültür- sanat açısından çe-
kirdekten yetiştirmek ve seçici
olmalarını aşılamak lazım. Sa-
natın farkı gördüğünden anlam çı-
karmaktır, bu her insan için fark-
lı bir bakış açısı yakalamak de-
mektir. Bu da ancak temelden
alınan bir kazanımdır.
Mekânınızdan biraz söz eder
misiniz?
Bu bir 'mutiuluk kozası'. Öz-
gürlüğümüz bizim en büyük şan-
sımız, özgür olamayıp daha bü-
yük paralar kazanabilırdık.
Sanat dolaysız ulaşmanm yoiu
mudur?
Sanatçı için sanat "dolaylı bo-
şalma"dır. Estetik, beğeni ve ya-
ratıcılık öğeleriyle ortaya çıkam
"aynı" yaşamaktır. Yerini bulun-
ca "dolaysız ulaşmadır", çünkü
kalıcı olan sanattır.
Dünyada 400 milyon
ruh hastası var
ANKARA (ANKA) - Sağlık Bakanlığı, dünyada
400 milyon kışinin ruhsal ve nörolojik hastalıklar
veya alkol, uyuşturucu ve bağunlığı ile bağlantıh
psikolojik, sosyal sorunlar yaşadığını bildirirken
Türkiye'de her 4 kişiden birinin ruhsal sorunlu
olduğunu kaydetti. Dünya Sağlık örgütü, 7 Nisan
Dünya Sağlık Günü'nü bu yıl "Ruh Sağlığı
Günü" ilan etti.
e-posta: tan @ prizma. net tr
Tarihi duvara
beton binaSükymaniye Medresesi'nin duvanna Balarköy
Beiediyesi'nde görevii yüksek mimar Çetin
Kutupoğhı tarafindan üç katü beton bina inşa
ediliyor. Süleyrnaniye MahaDesi, Fetva Yokuşu
97 pafta. 376 ada. 37 parselde, Süleymaniye
Medresesi'nin duvannın bitişiğinde sürdürûlen
bina inşaan tarihi > anmadanın atmosferine ters
düşen görünümüyle dikkat çekiyor. Büyükşehir
BeledKesi'nin nisan ayuıda yapılacak Tarihi
Yanmada Danışma Kunılu toplannsında
sunacağı Süleymaniye Projesi'ne aykuı olan bu
gibi inşaatlar, projenin kabul edibnesi halinde
yıkılabilecek. Bu alanda daha önce ahşap bir ev
bulunuyordu. Bakırköy Beiediyesi'nde görevli
yüksek mimar Çetin Kutupoğlu, 1982 yıhnda
bu evi sann alarak ahşap ev yerine üç katlı
beton bina yapımına başladi.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
"...Amaç Ulkeyi, 'Batı Çizgisi'nde Tutmak!.."
(öyfe duyardık: iki kişiydiler, Londra'daydıtar. Iki-
si de şair, ikisi de 'kolejli'; ikisi de, 'Millî Şef CHP's/-
nin 'veliahtlan'ndan sayılıyor Bülent Ecevit ve Can
YOcel; önceki Fahri Ecevifın, sonraki Hasan Âli Yü-
c«IVn 'mahdûmu'dur. 1949/1950 arası mıdır, son-
rası mıdırkestiremıyorum; ayıptırsöylemesi, biz Nâ-
zım Hikmefin kurtanlması için, Paris'tercteyiz.
CHP, faşizan ve totaliter 'sağcılık'tan, 'lâik ve de-
mokrat' 'ortanın solu'na kaymaya yetten'ıyor, busâ-
yede, bu 'iyiyetiştirilmiş' veliahtlara, 'siyasikariyer'
yolu açılacaktın sanınm Metin Toker yazmıştı, yan-
lış hatırlıyorsam düzeltsin: CHP'den onu 'meb'us'
yapmaya gelinen o, oldum bittim gazeteciliği yeğ-
lediğiiçin, o sıra Ulus'te çalışmakta olan Bülerrt Ece-
vif/ önerinbirmanada, hanidirçektığimizEc&Mtah-
ribatı'nın 'müsebbibi' odur.
607/ yıllarda, Bab'da tartıştlan 'Özgür SosyaHzm'
hareketine paralelbir'demokratikSol'un, CHP'de
uç verdiği görülmûştûr. katılımcı ve özyönetimci bir
SosyaKzm'/n benimsenmesi miydi; -W öyte sanılmış-
tı; üstelik bu Gâzi dahil bütûn Solcu Kemalistter'/n
ruhunu şâd ederdi-;yoksa Inönü 'ekolü 'nün öteden
beriyaptığı üzere, 'Sol'u ve'Solculuğu' kûttûrdü-
zeyinde algılayan, yüzeysel bir solculuk muydu?
Ikincisi olduğu, çabuk anlaştldı: bunlar irticaa kar-
şı lâiklik solcusudur; sermayeye karşı, emek sol-
cusu değil: ikincisini öntemek için, birincisini öne
çtkanrlar; günümüzde hoküng mecSa'sının, CHP*yi
ve DSP'yi 'solcu' sanması da bundanl
5 Haziran ertesinde (1977) Ecevit'/n 'solculu-
ğu'nu (!) anlayan anlamıştıya; aynı amaca 'program-
lanmış' media yûzünden, gerçeği halka nasıl anla-
tacaksın? Kendime göre, Dünya'da/c/ yazılanmda,
bunu yapmaya çalışıyordum; okundukça görüle-
cektirki, Ecevifte tesbit edilen 'başkalaşma', yıl-
lar içinde oluşmuş bir 'mahiyet' farkı değüdir,
sadece 'derece' farkıdır. o, o zaman da 'bu' Ece-
vit idi...)
Hlçbir $ey degişmemlçtlr...
"...5 Haziran Seçimleri'nde, dahil olduğumuz
Emperyalist 'Sistem', ne bekliyordemiştik; Babsa-
vunma sistemine, değişmez bağlılık; Yunanis-
tan'la Hişkilerimizde ve Kıbns Sorunu'nda, 'es-
neklik'; ekonomik sorunlanmızda, Bat'yla 'uz-
laşma'; en kalın hatlanyla, böyle özetlenebilir sanı-
nm. Şimdi şu saörlan okuyunuz ve tadma vannız: "...Ba-
tı ile olan yoğun ilişkılerimiz, ileıiememizin, sosyal,
kûltürel ve uygariıkyönümüzün vazgeçilmez parça-
sıdır, bu da, değişrneyecektir." Evet, tahmin ettiği-
niz üzere bu sözleri, Alman gazetesi Die Zeifa ver-
diği demeçte, Ecevit söylemiştir. Ne demek mi olu-
yor? Anlamı üstünde, bir CHP Hükümeti söz konu-
su olursa, bu hükümet Türkiye'yi 'Battı Çizgi'de tut-
mayı iş edinecekl.."
"...Ecevifin Die Zeifa söylediklehnde, 'Batlı Sa-
vunma Sistemi'ne bağlılığımız konusunda da, ilginç
sözleryeralıyor; sözgelişi şunlar. '...biz diş poHtika-
da serûvenlerpeşinde değiliz. NATO üyeliğimize ve
uluslararası yükvmlülüklerimize ters düşecek hiçbir
girişimde bulunmayacağız. Bütün komşulanmızla
iyi ilişkiler kurmaya çalışmakia beraber, güçlerden-
gesini tehlikeye sokabilecek davranışlardan (Sovyet-
lerVe 'dostluk belgesi' gibi davranışian kastediyor)
uzak duracağız. Türkiye, Dünya politikası ve ulus-
lararasıstratejikçıkarlarbakımındanbirkavşaknok-
tasında bulunmaktadır. Bu bakımdan NATO'dan
çıkmayı düşünemeyiz..."..."
"...peki, hiç mi kayd-ı ihtirazisi yok? Var! 'NA-
TO'nun bizi, komşulanmızla yabancılaştırmaması-
nı'; ulusal güvenliğimizin tekyönlü olarak, ABD'ye
bağlı kalmamasını; Türkiye'den Bat'nın mızrağı ol-
masının istenmemesini' öne sürüyor. Açıklamadı-
ğı, otuz yıkJa Türkiye'yi kıskrvrak pençesine al-
mış bu Bat'lı ittrfak 'sistemine', bu öne sürdük-
lerini nasıl 'kabul ettirebileceği'! Iktidar olduğu
takdirde, zamanla göreceğtz..."
'Al güliim ver gülüm' kokusu mu?
"...gelelim Yunanistan'/a ilişkiler konusuna! Ba-
kın The Economist bu konuda neler yazryor '...Tür-
kiye'n/nn müttefikleri, Kıbns Sonınu'nu çözümle-
meye, Yunanistan'/a Ege anlaşmazlığını halletme-
ye, NATO ve AET ile ne gibi ilişkiler ıstediğini karar-
laştırmaya ıstekli birTürk hükümeti görmeyi arzula-
maktadır...' Bu arzuya, Ecevifin cevabını, birbaş-
ka Alman gazetesine ('Die Werf) ve Associated
Press Ajansı'nabakarakbulacağız: '...Türkiye vefvt-
nanistan'/n anlaşmak istediklerine kaniim. Bu yön-
den bazı atılımlara girişmek ve gerekirse Yunan Baş-
bakanı Karamanlis ile direkt diyalog kurmak ama-
cındayım...' Karamanlis, Ecevit'/n, belki dışardan
pekiştihlmeye gereksinım duymaksızın, iktidar ola-
bilecek gibi göründüğü günlerde, bu sözlere şu ce-
vabıyetiştirmiştir. '...yenihükümetin, ikiülkearasın-
daki anlaşmazhkiann, onurlu bırbıçimde çözüme ulaş-
ması için bizimle mûzakere edecek gûce ve cesa-
rete sahip olacağını umuyorum'..."
"...evet, havada bir 'algülüm, vergülûm'kokusu
hissedilmektedir; hele şimdi aktaracağım, iki ayn
gazeteden, iki ayn görüş de başka bir açıdan de-
ğertendirilirse!.. Bunlardan birincisi, CHP'n/n Yü-
nanistan'datö 'muâdili' geçinen, Papandreu'nun
Sosyalist Partisi varya (PASOK), onun gazetele-
rinden birisidir; dediğıaynenşu: '...Türk/Yunan iliş-
kilerinin geleceğı Ankara'da değil, VVashington'da,
Pentagon ve CIA merkezlerince saptanmaktadır.'
YaHdncisimi?"
Amerlkan formasyonu' ne demek?
Ünlü Le Monde'u biltrsiniz, gazetenin Türk Seçim-
leri öncesinde yayımladığı iki uzun yazıyı, bizim ga-
zeteler neden atladılan hiç merak etmiyor musu-
nuz? Atlamayan ve yazının hemen tamamını akta-
ran tek gazete ('Po(rtika'); şimdiye değin Le Mon-
de'un her dediğine, tann keiâmı gibi inanırken; bu
defa nedense şöyle bir notla yayımlamak gereğini
duydu: 'Le Monde'un değerlendirmeleri, Türki-
ye'yi, Fransa'mn ve Avrupa'n/n çıkarlan açısından,
degenendirme eğilimini taşımaktadır, vs...' Buna ne-
ye gerek görüldüğü, ancak Nobiecourfun yazısın-
da, CHP'den ve Eceviften söz ederken söylediği,
şu tertip sözler okununca anlaşılmaktadır.
'...(Demirel gibi) Bay Bülent Ecevit de, -sonradan
kendisine Kıbns'fa ikincı Banş Harekâtı'na izin ve-
ren-, Bay Henry Kissinger'/n öğrenciliğini yaptığı
Harvard'da, bir 'Amerikan formasyonu' almıştır. Da-
ha önce, Savaştan sonra bulundugu, Londra'dada,
ingiliz Labour Party'n/n 'sol kanadının' etkisinde
kalmıştı. 1972'de, partinin denetimini elinden ala-
cağı, inönü'nün kolladığı Bay Ecevit, bu etkilehe,
CHP'y/ Küçük Burjuvazi'ye, çiftçilere ve devrimci ol-
maktan çok reformcu olan, işçisınrfına dayalı, bir 'mer-
kez sol' partisi haline getirdi...'
Bu doğrultudan bakınca, Batı'Mann, (özellikle
Amerikalılann ve Yunanlılann); neden bir CHP ikti-
dan istedikleri, biraz daha aydınlık görünüyor, değil
mi?.." (Dünya, 24 Haziran 1977).
http^/www.prizma.nettr/AILHAN
http-y/www.bilgiyayınevi.com.tn/ailnan
Faks/0-212/2601988