19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18NİSAN 2001 ÇARŞAMBA O L A Y L A K V.Ci ( j O K U Ş L J j j K [email protected] âiı: Kaçınlan Fırsat Fernih DEMİRMEN SerbestPetrol Danışmam T ürkıye için yaklaşık bır buçuk yıldir söz konu- su olan ve Cumhurbaş- kanı Sayın Sezer'in ge- çen temmuzda Azer- baycan'ı ziyareti esna- sında gündeme gelen Azeri doğalgaz dışalım projesi, 12 Mart'ta iki ülke ara- sında Ankara 'da imzalanan anlaşmay- la resmi nitelığe kavuştu. Ancak bu anlaşma Azerbaycan'ı tam olarak tat- min etmediği gibi Türkiye açısından da büyük birfirsaünkaçınlması demek oldu. Yapılan anlaşma, Türkiye'ye 2004 yı- lında 2 milyar m3 Azeri gazının gel- mesini ve gaz miktannın 2007 yıhn- dan itibaren yılda 6.6 milyar m3'e çı- karılmasını öngörüyor. Gaz, 1999 ya- zında keşfedilen Şahdeniz sahasında üretilecek. Ancak anlaşma beklenenin tersine sürpriz getirdi. Azerbaycan 2002 yılı sonlanndan itibaren yılda 5 milyar m3'ten başlamak üzere Türki- ye'ye gaz verebileceğini ve gaz hac- minin zamanla yılda 16 milyar m3'e çıkabileceğini belirtmişti. Nitekim önemli avantajlar sağlaması nedeniy- le Türkiye 'nin Azeri doğalgaz şansı- nı bütünüyle kullanacağı sanılıyordu. Bu avantajlardan biri, gaz hattı mali- yetinin (ki gaz fiyatını etkiler) düşük- lüğü. (Boru hattının Türkiye sınınna kadar yapımı 700 milyon dolar.) Öbür önemli bir avantaj da şirketlerin ikili çıkarlan, paralel boru hatlannın eko- nomik çekiciliği ve kondansat sıvıla- nnın hacim katkısı yönünden projenin Bakû-Ceyhan'a destek sağlaması. Ne var ki bu avantajlara karşın, Aze- ri gaa projesınin hem başlangıç tari- hi üd yıl ileriye atıldı ve hem de alına- cak gazın hacmi büyük ölçüde kısıtlan- dı. TürkiyefleAzerbaj can arasında gaz projesme iUşkinflkpürüzkr geçen ara- hkaymda ortaya çıktı. Azerbaycan, an- taşma yapma hususunda Türkiye'nin işkri yavaştan aldığmdan açıkça ya- kmdı ve Türkiye'nin isteksazüği üzeri- ne gazını tran'a satmaya hazırolduğu- nubeürtti. Bu sürprizli gelişmenin nedenleri ne olabilir? Akla gelen bir şık, Türki- ye'nin Azeri gazında kasıtlı nazlı dav- randığı, BP ve Statoil şirketlerinin Ba- kû-Ceyhan'a olan desteklerinden vaz- geçmemeleri için Azeri gaz projesini bir koz olarak kullandığıdır. BP ve Sta- toilhem Bakû-Ceyhan sponsorgrubun- da ve hem de Şahdeniz konsorsiyu- munda paylan ve söz haklan olan şir- ketler. Bu güdülmesi yerinde olan bir strateji idi ve nitekim ben böyle bir stratejiyi Önermiştim (Cumhuriyet, 8/12/2000; Turkısh Daily News, 19/12/2000). Ancak böyle bir stratejinin güdüldü- ğü oldukça şüpheli. Her ne kadar Tür- kiye'nin işleri yavaştan alması böyle bir stratejinin varlığını destekliyor gi- biyse de alınacak gaz hacminin düşük tutulması bu olasıhğı zayıflatıyor. Kal- dı ki BP ve Statoil'ın Bakû-Ceyhan'a yönelik tutumlan yaklaşık altı aydır olumlu durumda. Aynca Azerbay- can'ın Türkiye'nin davranışından açık- ça yakınması bu stratejiyle pek bağdaş- mıyor. Türkiye böyle bir stratejiyi yü- rütmeye koymadan önce Azerbaycan'la diyalog kurup bu yakınmaya yol açmaz- dı. Üsteük de Bakû-Ceyhan için önü- müzde kritik birkaç ay var; bu strateji dogrultusunda gaz anlaşmasının birkaç ay daha bekletilmesi beklenirdi, bu ol- madı. fldnci şık -ki bence asıl neden bu- dur- Türkiye'nin Azeri gazına gerek- sinim duymaması, anlaşmayıpolitik ne- denlerle imzalamış olmasıdır. Ülke için avantajlar sağlayan ve üstelik de kardeşbir ulusun yeni sahip olduğu do- ğalgazını Türkiye'nin satın almaması savunulacak bir politika değildi. An- cak gaza gereksinimi olmadığı için Türkiye hem ahm tarihıni ileriye atmış ve hem de alınacak gazın hacmini önemli derecede kısıtlamıştır. Türkiye'nin Azeri gazına gereksi- nimi olmadığı yadsınamaz. BOTAŞ'ın kendi öngörülerine göre Türkiye'de doğalgaz tükeömı 2001 yılında 16 mil- yar m3, 2010 yılında 55 milyar m3 olacak. Bu demektir ki tüketim her yıl ortalama yüzde 15 artacak. Tüketimin sürekli artışına karşın BOTAŞ'ın Rus- ya, Iran, Cezayir, Nijerya ve en son Azerbaycan'la yapüğı anlaşmalar çer- çevesinde satın alrnayı taahhüt ettiği gaz miktan (Marmara bölgesindeki özkay- naklar ve son 6 ayda oluşan ekonomik krizlerin ulusal kalkınmayı yavaşlata- cağı gözardı edilse bile) gereksinimin üstünde kalacak. Örneğin gereksinim üstü gaz fazlalığı 2002 yılında 11 mil- yar m3, 2007 yılında 12 milyar m3 olacak. Gaz fazlalıklan 2010 yılına dek toplam 80 milyar m3'ü bulacak. Bu rakamlara Türkmenistan, Irak ve Mısır'dan gelebilecek gaz dahil değil. Yanıtlanması gereken soru, BO- TAŞ'ın fazla gaz sorununu nasıl çöze- ceğidir. Henüz proje halinde olan ye- ralü gaz depolan istenen çözümü ge- tirmeyecektir. Kaldı ki bu tür tesisler yüksek düzeyde gaz depolaması için değil, gaz tüketimindeki geçici veya mevsimsel dalgalanmalan karşılama amacıyla kurulur. Doğalgaz anlaşma- lan genellikle "alveyaöde" koşulunu içerir, yani bir Torce majeur" olma- dıkça ahnmayan gaz alınmış gibi işlem görür. Konuya ilişkin başka bir soru da Türkiye gibi çevresinde doğalgaz kay- naklanrun zengin olduğu bir ülkede BOTAŞ'ın hangi gerekçeyle LNG (sı- vı gaz) tesislerinı genışletmek istedi- ği (Izmir/ Aliağa 2. LNGterminali pro- jesi) ve yeni LNG projeleri (Katar, Ye- men, Norveç) üzerinde görüşme yap- tığıdır. Bu girişimlerin ekonomik sa- vunması yapılabilir mi? Azeri gazı anlaşmasının ilgınç baş- ka bir yanı da Türkmenistan'dan gele- bilecek Hazar-geçişli doğalgaz boru hattına kapının açık tutuknası. Politik bakımdan puan toplayan bu hususun pratik yönden ne anlama geleceği bır soru işareti. tki ülke arasında yapılan anlaşmalarçerçevesinde Türkiye, Türk- menistan'dan kendi iç tüketimi için yıl- da 16 milyar m3, Avrupa'ya sevk için de ek 14 milyar m3 gaz alacaknr. Tür- kiye'nin kendi tüketimi için Türkmen gazını satın alması söz konusu olama- yacağı düşünülürse anlaşma bundan böyle ancak Avrupa'ya gaz sevkini içerebüir. Ancak daha önce de belirt- tiğim gibi (Oil & Gas Journal, 31/1/2000; Cumhuriyet, 11/4/2000) Avrupa'ya gaz satma yoğun bir reka- beti kapsayacaktır. Türkiye alım-sa- tım riskini üstlenmeksizin gaz sevki- ni bir geçiş ülkesi olarak yapmayı dü- şünmelidir. Kaldı ki Trans-Hazar pro- jesi şimdilik askıdadır. Türkmenistan, gazını Ukrayna üzerinden Avrupa'ya sevk için ciddi girişimlerde bulunmak- tadır. Öbüryandan bilindiği kadar Aze- ri gazı anlaşmasında Azeri gazının Av- rupa'ya sevki hususunda Türkiye'nin rolüne değinen bir madde yok. Bu ga- rip bir durum. Azerbaycan'ın Türki- ye'ye satamadığı gazın fazlasını Avru- pa'ya sevk etmek isteyeceği ve gere- kirse bu amaçla Iran'la ya da Rus- ya'yla işbirliği yapacağı kesin gibidir. Türkiye bu gelişmelere seyirci mi ka- lacaktır? Kaldı ki Şahdeniz'e bitişik ve Chcvron'un şu anda kuyu açtığı Ap- şeron yapısında büyük olasılıkla yeni gaz rezervleri bulunacak, Azerbay- can'ın enerji kaynaklan yönünden stra- tejik değeri daha da artacaktır. Özet olarak, Türkiye kendisi için büyük avantajlan olan Azeri gaz şan- sını tam değerlendirememiş, önemli bir firsatı kaçırmıştır. Cumhurbaşka- nı AByev'in dıplomatik sözleri bir ya- na, yapılan anlaşma Azerbaycan'ı da hayal kınkbğına uğratnuşar. Durumun bu şekilde gelişmesi, Rusya ile imza- lanan Mavi Akım projesine bağlana- bilir. Mavi Akım'daki sorunlann tü- münü gelecek yazımda ele alacağım. (ferruh(a demirmeiLCoın) ARADA BİR TUNA BALTACIOĞLU Dünyaya Örnek... Köy Enstitüleri üzerine çok şey söylenmiştir. Çok şey de söylenebilir. O yıllarda Türkiye'nin çağın ne- resinde olduğunu anlayabılmek için tarafsız birya- bancı yazann gözlemini aktarmak yararlı ve yeter- li olacaktır. Ünlü yazar George Duhamel şöyle demiş: "Dünyanın hiçbir yerinde böylesine yarar- lı ve anlamlı eğitim kurumlan görmedim." Duhamel'in yukandaki tümcesini "Köy Enstitü- leri ve Çağdaş Eğitim Vakfı"n\n 1996 yılında ya- yımladığı "Köy Enstitüleri" adlı yaprttan aklım..Adı geçen vakıf, Köy Enstitüsü kökenli değerii kişiler tarafından 1995 yılında Ankara'da kuruldu. Vdkfın amacı UNESCO tarafından azgelışmiş ülkelere mo- del olarak önerilmiş olan Köy Enstitülerinin ilkele- rindeki pek çok kalıcı özelliği günümüz eğitim sis- temine uygulayabilmek için incelemeler, araştır- malar yapmak, sistemi gün ışığına çıkarmak ve doğru tanımını yapmaktır. Bu amaçla ülkemizde uy- gulanmakta olan eğitim sistemi her yönüyle ince- lenecek, verimli ve çağdaş olmayan uygulamala- nn yerini akılcı ve bilimsel uygulamalann almasına katkıda bulunulacak, elde edilen bilgiler ve bulgu- lar ilgililere sunulacak, eğitim alanında çalışaniara kaynak hazırlanacak, yardımcı olunacaktır. Kuruluş amacını kısaca açıkladığımız vakfın çağ- daş bir eğitim düzeyine ulaşmamız için gereken ça- bayı göstereceğine umut ve inançla bakıyorum. Çağ- daş eğitime inanmışlann önünde, her alanda oldu- ğu gibi zorluklar ve engeller vardır. Bunlar ülkenin yadsınamayacak gerçekleridir. Bunlar bizi karam- sarlığa itmemelidir. Çağdaş teknolojinin büyük bir hızla geliştiği dün- yamızda bu gelışmeye ayak uydurabilmek için eği- tim yöntemlerini aynı hızla yenileştirmek, çağdaş- laştırmak zorundayız. Bu konuda çağdaş dernek- lerimize ve sivil toplum örgütlerimize büyük görev düşmektedir. Bu kuruluşlanmız son yıllarda bilinç- li olarak ve büyük bir çabayla çağdaşlaşma yönün- de övgüye değer girişimlerde bulunmaktadırlar. Her şeyin kaynağı insan olduğuna göre, öğretim görmekte olan genç insanımızı çağdaşlaşma yö- nünde ön planda ele almalıyız. Oğretim görmekte olan gençlerimizin çağı yakalayabilmeleri için on- lan kişilikli, sorumlu, kendi kendini yönetebilen bi- reyier olabilecek biçimde eğitmeliyiz. öğrencinin kendi kendini yönetmesini öğrenebilmesi için yö- netime katılması gerekir. Yönetime katılma deği- şik açılardan ele alınarak gerçekleştirilebilir. örne- ğin, her türiü etkinlik için öğrenci demokratik yol- lardan seçimle göreve getirilir. Atatürk'ün dediği gibi: "Bilgi süs olmaktan kur- tanlmalı, kullanılabilir olanlar öğretilmelidir. Okul- lar ekonomiyi kalkındıracak biçimde geliştirilmeli ve eğitim uygulamalı olmalıdır. Çocuklar özgürce konuşmaya, düşüncelerini, duygulannı olduğu gi- bi açıklamaya yönlendirilmelidir." Sonuç olarak, Köy Enstitüleri konusunda şunu belirtmek istiyorum; yanm yüzyıl önce "dünyaya ör- nek olacak" bir girişimi yok ettik. Bu acı gerçeği kabullenerek şimdi eğitimde yeniden dünyaya ör- nek olabilmek için, Türkiye'nin aydınlığı içintüm çağ- daş toplum kuruluşlan gönül birtiği, işbirliği yapalım. Bir Yasa da Bizim için... Zafer KARALAR öykücü S ayın KemalDerviş'i hal- kunız çok sevdi. Türki- ye'ye geldiği gündenbe- ri televizyonlarda, ga- zetelerde kendisini izliyoruz. Ba- bacan tavırlan, yüzünden hiç ek- silmeyen gülümseyişi, alçakgö- nüllü kişiliğiyle hepimizin sevgi- sinı kazandı. Bizler için gece gün- düz demeden koşturuyor, bir uç- tan öbür uca dünyayı turluyor. Bilinmeli kı bu özveriH çalışma- lan karşılıksız kalmayacaktir. Yü- ce Meclisimiz istediğı on beş ya- sayı hemen çıkaracakur. THY'mi- zi, DDY 'mizi, sigorta fonuna dev- redilen bankalanmızı, sigara, şe- ker fabrikalanmızı, Telekom'u, bormadenlerimizi ve daha aklın- dan geçen ne kadar değerii KlT'lerimiz varsa, hepsini haraç mezat satabilmesi ve istediği ka- dar vergi salması için kendisine yetki verilecektir. Daha ne gibi emirleri olursa başımızın üste- ne!.. Yalnız, bizim de Sayın Der- viş'ten küçük bir isteğimiz var, herhalde o da bizi kırmayacaktır. Hani şu ivedilikle çıkanlmasmı istediği ekonomiyle ilgili on beş yasa var ya; işte onlann arasına siyasetle ilgili bir yasa sıkıştırsa diyoruz... Orneğin; Cumhuriye- timizi oligarşik bir yapıya dö- nüştüren ve demokrasimizi yoz- laştıran 'Bder sattası'nı ortadan kaldıracak bir yasa... Saym Derviş'e hiç kimseye kısmet olmayacak bir şans doğ- du. Yukanda değindiğimiz gibi yüce Meclisimiz istediği her ya- sayı hiç duraksamadan çıkarta- caktır. Çok sevdiğini söylediği ülkemızi ve halkımızı bu duru- ma düşürenleri yerinde tutan sis- temi değiştirmeden, ekonominin düzeltılmesının olanaksız oldu- ğunu yadsıyabilir mi? Hazır böy- le bir firsat yakalamışken, yurt- severlik söylemlerinde içtenlik- li olduğunu kanıtlamasırun tam ramanı değt! mr?! ^ n * j TJV • İLAN •'-' - TC KEMALPAŞA ASLİYE HUKUKİŞ HÂKİMLİĞİ'NDEN E>osyaNo: 2000/96 E. Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili tarafindan mah- kememizde açılan tazminat davasının yapılan duruşma- smda verilen ara karan gereğınce; Zafertepe Mahallesı, 1. Cadde No: 57/A Seyranbağla- n- Ankara adresınde bulunan davah Ayhan Çakmak'a meşruhatlı davetıye çıkanlmış olup adreste bulunmadı- ğından kendisine teblıgat yapılamanuş ve zabıtaca yapı- lan tahkıkatta adresı tespit edılemedıği anlaşıldığından ılanen teblıgat yapılmasına karar vermiştir. 25 5 2001 günü saat 9 OO'da yapılacak duruşmada da- valı olarak Ayhan Çakmak'uı hazır bulunması veya ken- dısinı bır vekille temsil ettirmesı, aksı halde davanın yo- kulğunda görülûp karar venleceğı hususu dava dilekçe- sinin tebliği verine kai/n olmak uzere ilan olunur. Basın: 20480 TARAFSIZ, DOGRİIr KALITELI PENCERE Cumhupiyerin Anayasası... Sık sık bu köşede yinelediğim bir gerçekle yazıya başlamak tst/yorum. Cumhuriyet'i Yunus Nadi kurdu.. Adını Atatürfc koydu.. Herkesin bilmesi, hatta ezbertemesi gereken ger- çek şudur Cumhuriyet'in kimliğini Mustafa Kemai Ata- türk saptamıştır. • Cumhuriyet bugün bir vakıf gazetesidir; vakıf se- nedinde yaalı anayasamızın metni şöyledir "Cumhuriyet gazetesi, amacını, toplum yaşamı- na katıldığı 1924te yayımladığı ilk sayısında kurv- cusu Yunus Nadi'nin kalemiyle beliriemiştir. 'Cum- huriyet ne hükümet ne de parti gazetesidir. Cumhu- riyet yalnız Cumhuriyet'in, bilimsel ve yaygın anlatı- mıyla demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet ve demokrasi fikır ve esaslannı yıkmaya çalışan her kuv- vete karşı mücadele edecektir. Ülkemizde her anla- mıyla gerçek birdemokrasi kurulması için bütün var- lığıyla çaJışacaktır.' Cumhuriyet, Atatürkdevrim ve ilkelerinin açtığı 'Ay- dınlanma'yo/unda aklın bağnazlıktan, bilimin dinden bağımsızlaşması, laiklik ilkesinin toplumca benim- senmesi için çaba gösterecektir. 'İnsan Haklan ve Temel Özgürlükler Bildirgesi'n/ dle- mokrasinin evrensel anayasası olarak benimseyen Cumhuriyet, amaçlanna ancak Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhunyeti'nin bağımstzlıkve bütünlüğû kap- samında ulaşılacağını temel ılke sayar. Cumhuriyet gazetesini kuran Yunus Nadi, kurum- laştıran Nadir Nadt'dir. Cumhuriyet Türidyesi'nin te- melleri atılırken kurulan Cumhuriyet gazetesini Yu- nus Nadi'nin ölûmûnden sonra herçeşitgüçlüğe kar- şı yanm yüzyıllık savaşımla hiç ödün vermeden yö- neten vekurumlaştıran NadirNadi, 20Ağustos 1991 günü gözlerini yaşama kapamıstr. Kimliği, ilkeleri ve amaçlan bu uzun süre içinde be- lirienip toplumda köksalan Cumhuriyet'iaynı yörijn- gede yaşatmak, Cumhuriyet Türkiyesi'ne, topluma ve Cumhuriyet okurianna karşı birödevniteliğine dö- nüşmüştûr. Cumhuriyet Vakfi bu amacı yerine getirmek için kurulmuştur." • Geçen gün bu köşede yazdığım gibi Cumhuriyet Vakfı çeşitli şirketleri arasına Yeni Gûn Holding'l kat- mıştır; sermaye toplamak ve Cumhuriyet gazetesi- nin gelişmesini sağlamak temel işlevidir Yeni Gün Holding'in... Arkadaşlanm Holding'in Yönetim Kurulu Başkan- lığı'na beni seçtiler. Şimdiye kadar okurlara açılamayışımızın nedenle- ri var. Hukuk uzmanlanmtz, her şeyin yasalara kılı kırk yararcasına uymasını istiyorlar. Kimi dincı valoflar gi- bi yasadışına düşen para toplama eylemlerinden uzak durmak gerekiyor. Bu titizlikle, iş uzadıkça uza- dı; ama, artık gerekli koşullann yerine getirilmesınde son aşamaya ulaşmış bulunuyoruz; Cumhuriyetçile- ri göreve çağıracağız. • • " Dünyada ünlü vakıf gazeteleri van bunlardan biri The New York Times'tır; dokuzu gazete çalışanlann- ca belirlenen 14 kişilik bır yönetim kurulunca yöne- tiliyor. New York TimesVakfı'nıgazetenin-sahibf olan aile kurmuştur; aitenin kurum içindeki hisseteri yüz- de 16'ya indirgenmıştir. Le Monde modeli bu alanda özgündür. Gazetenin kurucusu General Charies de Gaulle'dür, denebi- lir. Alman işgalinden kurtulan Paris, 1944'te Fransız egemenliğine yeniden kavuştuğunda, Le Monde; hükümetin verdiği bir kararia Le Temps yerine kurul- du; şimdi vakıf karaktenndedir. Cumhuriyet Vakfı bunlardan daha değışik bir mo- delde yapılanmaya çalışryor; gazetenin yönet'mi, ya- yın kurulunca belirieniyor. Okurlanmıza bu yönde gelişmeleri sık sık aynntt- • lanyla bildireceğiz. KEŞANİCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKUL AÇIKARTTIRMA tLANI Sîryı: 2000/612 Taşınmazın vasıflan: Keşan ilçesi Ortacami Mh. lstıkJal Caddesi'nde tapu- nun 524 ada, 18 parselinde 651 m2 olarak kayıtlı bulu- nan taşınmazın zemin kat 17/435 arsa paylı 2 no'lu ba- ğımsız bölümün lstıkJal Caddesi'ne bakan cephesi olup 3 no'lu bağunsız bölüm ıle bırlıkte bir bütün olarak kul- lanılmaktadır. Dış doğramalan alüminyum doğrama olup içerisinde plastik doğramadan yapılmış büro ola- rak kullanılan kısmı bulunduğu, yerlerin palledıyen dö- şeme olduğu, tavanlan kartonpıyer, duvarlan saten bo- yalı olup kaloriferli olarak kullanılan 2 no'lu işyeri tah- minen 70 m2 miktannda olup 29.05.2001 günü saat 09.30-09.45 arasnıda Keşan Hükümet Konağı arka bah- çesinde açık arttırma suretıyle 14.500.000.000.-TL be- delle satılıktn. Saûşşartian: 1- Bu artnrma tahmin edilen laymetin yüzde 75'mi ve rüçhanlı alacaklılar varsa mecmuunu ve sattş mas- raflannı geçmek şartıyla ihale olunur. Böyle bir bedel- le alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kal- mak kaydıyla 2. satışın 08.06.2001 günü aynı yer ve sa- atlerde muhammen bedelin yüzde 40'ını ve varsa rüç- haniı alacaklılarla satış masraflannı geçmesi şartıyla en çok arthrana ihale olunur. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen lay- metin yüzde 20'si nispetinde pey akçesı veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış, peşin para ıledir. Alıcı ıstedığinde 20 günü geçmemek üzeTe mehil verilebilir. Tellaliye ve veıgı borcu borçluya ait olup, damga resmi, KDV alıcı- ya aıttir. Tescil sırasında tapu harcmnı yansı alıcıya ait olup dığer yansı borçludan alınmak üzere saüş bedelin- den ödenir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde daıremize bildinneleri lazımdır, aksi tak- du-de haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşma- dan hariç bırakılacaklardn-. 4- Satış bedelı hemen veya verilen rnüddet içerisinde ödenmezse lcra Iflas Kanunu'nun 133. maddesı gere- ğınce ihale fesh edilir. tki ihale arasındaki farktan ve yüzde 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hıçbır hükme hacet kalmadan kendılerinden tahsil edi- lecekhr. Satış ilanının tebliğ edılemeyen ilgililere lîY'nin 127. maddesi gereğince tebliğ edilmış sayüma- sına 5- $artname, ilan tarihinden itibaren herkesin göre- bilmesi için daırede açık olup masrafi verildiğı takdir- de isteyen alıcıya bn" ömeği göndenlebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2000/612 sayılı dosya numarasıyla memurluğumuza ba$vurmalan ilan olunur. 10.04.2001 (*) llgıliler tabirine irtıfak hakkı sahipleri de dahıldır Basuı: 20563
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle