Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 MART 2O01 CUMARTESİ
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StBMEN
Kriz Siyasete Kiütli
Kriz siyasete kilitli, siyaset ise kördüğüm. tşte
işin özeti bu.
Türkiye şu anda çok yüksek ateşli bir hastayı
andınyor. llk yapılacak iş, bu yüksek ateşi düşür-
menin çarelerini aramak. Danışman doktor, bu
konuda bazı önerilerde bulunuyor.. ama tedavi
yetkisi verilmiş olan doktoriar heyeti kıllannı bile
kıpırdatmıyorlar.
Şu anda bünyedeki hasar tespitini yapmak bi-
le olanaksız. Ama görünen o ki, hasara her gün
yenileri ekleniyor.
Hastanın henüz yaşama şansı var ama.. eğer
tedavi böyie giderse yaşayıp yaşamayacağı da
belli değil.
Hastadaki bünye bozukJuğu büyük birşanssız-
lık, ama tedavisine terk edildiği doktoriann duru-
mu daha da büyük bir şanssızlık.
Sağlıklı birtedavı, ancak birilerinin hastanın ba-
şına gelip, oradaki "sorvmsuz sommlu" doktor-
lan elinin tersiyle itip işe koyulması ile rnümkün.
Ama böyle bir davranış, hastanenin düzenini al-
tüst edecek.
Durum tam bir çıkmazda, ya hastayı kurtar-
mak için hastaneyi feda edeceksiniz ya da has-
taneyi kurtarmak için hastayı.
Beceriksizliklerine, çapsızlıklanna, iğrenç çıkar
hesaplanna bir de şirretliklerini ektemiş olan te-
davi heyeti, bas bas bağırıyor
- Siz hastaneyi yıkmak istiyorsunuz.
Kimse amacın, hastaneyi yıkmak değil, hasta-
yı kurtarmak olduğunu anlatamıyor.
Türkiye'de insanlar, sorumluluk mevkiinde so-
rumsuzluğun en çarpıcı örneğini verenlere kızma-
nın ötesine geçmişler, onlardan nefret ediyorlar,
tiksiniyorlar.
Hazretler ise pişkin.
•••
Çok kişi, siyasetçilerin tutumunu anlamakta
güçlük çekiyor.
Oysa anlaşılamayacak bir şey yok.
Derviş'in önerisi, siyasetçilerin işine gelmiyor.
Çünkü IMF ile vanlacak anlaşmadan sonra si-
yasetçi, üretim planlamasıyapamayacak, yatınm
önceliklerini saptayamayacak, bölüşüme kanşa-
mayacak.
İşin buraya kadar olan bölümü çok vahim de-
ğil. Çünkü siyasetçi yıllar yılı, uzun dönemli so-
luklu politikalaria ilgilenmedi. Gelir dağılımı,
IMF'nin müdahalesine gerek kalmadan, yerii po-
litikacılanmız tarafından allak bullak edildi.
Aval toplum, bu politikanın öncüsünü evliya
saydığı için, doğrusunu söylemek gerekirse bu-
nu hak etti.
Makro düzenlemelerle belirli kesimlere kaynak
aktarma olanağı elinden alınmış olan politikacı,
aslında kamu bankalanyla. devlete adam almak-
la günlük küçük politik çıkarlannı koJlamanın pe-
şindedir artık.
Ama Derviş'in çtkanlmasını istediği yasalar, ki
bir bölümü kriz olmasa da dışardan talep gelme-
se de yapılmalıydı, politikacının elindeki bu oia-
naklan da alacak.
O zaman bütün olanaklan elinden alınmış olan
politikacının hikmet-i vücudu ne olacak?
Yolsuzluk ve pislik ortadan kalkarsa, Ümit Ya-
şar Oğuzca'nın "Akıllı Maymunlar°\nda yazdığı,
keselene keselene bütün kirlerinden kurtulan, a-
ma kendisi de yok olan sadrazam gibi, "Kirghti,
politikacı bitti" durumuna düşülmeyecek mi?
•••
Bu gerçeği herkes göfüyor.. ekonomik çevre-
ler bile ekonomik öntemlerin yanı sıra politik dü-
zenlemelerden söz ediyorlar.
Ama politikacı dirençli. ' • •
57. hükümet acz ifade ediyor.
57. hükümetin, hiçbir şey yapamayacağını bi-
lenler, "Yine de dursunlar, gitmeleri halinde kriz
çıkar" diyenler de aıtk, 57. hükümetin durması
halinde de krizin çıktığını, hatta krizi tetikleyen ya
da hiç değilse daha da yoğunlaştıran etkenlerin
arasında hatta başında vizyonu ve tutumuyla 57.
hükümetin ve de bilhassa başı ile yardımcisının
bulunduğunu yaşayarak gördüler.
Toplum; har vurup harman savuran.. yağma,
talan ekonomisi ile birtikte, 50 yılda yarattığı de-
magog, popülist ve kirii politikasının ve pditika-
cısının kefaretini odüyor.
Daha ne kadar ödeyecek.. bunu da kimse bil-
miyor.
Kızıldere katliamı
Mahir Çayan ve
arkadaşlan anıldı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Üniver-
site gençliğinin ve 68
kuşağının devrimci ön-
derlerinden Mahir Ç»-
yan ve arkadaşlan, Kı-
zıldere'de katledilişle-
rinin 29. yılında tören-
le anıldılar. 68'liler
Birliği Başkanı Gök-
han Gönen, "Kaffi-
amın sorumlusu 12
Mart darbecfleridir"
dedi.
AnkaralNo'luSıkı-
yönetim Mahkemesi
tarafından 9 Ekim
1972'de idam edilme-
leri kararlaştınlan De-
niz Gezmiş, Hüseyin
tnan ve Yusuf Asjan'ı
kurtarmak için Ünye
Radar Üssü'nde görev-
li 3 Ingilizı rehin alan,
daha sonra kaçtıklan
Kızıldere'de saklan-
dıkları ev kuşatılarak
güvenlik güçlerince
yargısız infazla katle-
dilen Mahir Çayan ve 9
arkadaşı Ankara Kar-
şıyaka Mezarhğı'nda
anıldı.
68'liler Birliği Vak-
fı, 78'liler Birliği Vak-
fı, Pir Sultan Abdal
Kültûr Derneği, Deniz
Gezmiş ve arkadaşlan-
nı, Sıvas katliamında
yaşamını yitiren 35 ki-
şinin mezannı da ziya-
retetti.
29Kasıml971'dels-
tanbul Kartal Maltepe
Cezaevi'nden kaçan
THKP-C üyeleri Ma-
hir Çayan, Ulaş Bar-
dakçı. Ziya Yıhnaz ile
THKQ üyeleri Cihan
Alptekin ve ömer Ay-
na'nın eylemleri anla-
tılan mezarlıkta, "Kı-
züdere son değü,savaş
sûrûyor"," Devrim şe-
hitieri ölümsüzdür"
-Faşizmeölüm",-Tek
yol devrinT, "Faşmni
döktüğü kanda boğa-
cağız" sloganlan atıldı.
Meclis komisyonu muhatap bulamadı, bürokratlar cezaevinde
TEAŞ incelenemiyor
AYŞESAYEN
ANKARA - Türkiye Elektrik
Üretim lletim AŞ'nin (TEAŞ)
1999 hesaplanm incelemek i
teyen TBMM KİT Alt Komis-
yonu "BeyazEnerji" operasyo-
nuna takıldı. Alt komisyonun,
1999 hesaplannı incelemek için
dönemın bürokratlanna yaptığı
çağnyaTEAŞ'tan, "cezaevinde
bulunduklan için görüşme ola-
nağı bulunmadığı'* yanıtı geldi.
Başkanlığını Aydm Ayaydın"ın
yaptığı alt komisyon, TEAŞ'm
üst düzey 7 yöneticisinin tutuk-
lu bulunması nedeniyle şimdi-
ye kadar toplanamadı.
Komisyon, 23 Mayıs'tatopla-
narak durum değerlendirmesi
yapacak. Ayaydm, TEAŞ'ta
1999 döneminin sonımlusu bü-
rokratlann tutuklu olması nede-
niyle "muhatap" bulamadıkla-
nnı, bu nedenle de denetim ya-
pamadıklannı söyledi.
Bürokratlar tutuklu
Kamu kurum ve kuruluşlan-
mn hesaplannı denetleme gö-
revini üstlenen TBMM KİT
Komisyonu, bu yılki inceleme-
ler sırasmda ilginç bir durumla
karşılaştı. TEAŞ'ın 1999 he-
saplannı incelemek için kunı-
mun üst düzey yöneticileri ile
görüşmeyi programnıa alan ko-
misyon "Beyaz Enerji" engeli-
ne çarptı.
Yöntem gereği, hesaplan in-
celenen dönemin bürokratlan
ile görüşerek raporunu hazırla-
ması gereken komisyon, döne-
min üst düzey bürokratlannın
tutuklu olması nedeniyle bunu
gerçekleştiremedi. Komisyon
bunun üzerine, yeni bürokrat-
lara çağn yaparak kendilerini
bilgilendirmelerini istedi.
Ancak halen görevde bulu-
nan bürokratlar, hem 1999'a
ilişkin işlemlerden kendilerinin
TBMM, KÎT Alt Komisyonu, "Beyaz enerji"
takıldı. Alt komisyon, TEAŞ'ın üst düzey
7 yöneticisinin tutuklu bulunması nedeniyle
şimdiye kadar toplanamadı.
sorumlu olmadığı, hem de he-
saplara ilişkin somut bilgi vere-
cek durumda olmadıklannı bil-
dirdiler.
Bu gelişmeler üzerine alt ko-
misyon Başkanı Ayaydın, TE-
AŞ yönetıcılerinin tutuklu bu-
lunması nedeniyle hesaplan in-
celemek için muhatap bulama-
ı, KİT Komisyonu Baş-
kanı Birkan Erdal'a iletti. Mu-
halefetin de desteğiyle KİT Ko-
misyonu, alt komisyonun bir
süre beklemesini kararlaştırdı.
Cezaevinde çalışma yapma
yetkisi de bulunmayan komis-
yon 23 Mayıs'ta ilk toplantısını
yaparak durum değerlendırme-
si yapacak. TEAŞ'm 1999 yı-
hnda üst yönetiminde olan ve
Beyaz Enerji operasyonu çer-
çevesinde tutuklanan üst düzey
bürokratlan şunlar:
Yönetim Kunılu Üyesi Birsel
Sönmez, Genel Müdür Muzaf-
fer Sehi, Enerji Işleri Genel
Müdürvekili Osman tlhan, Ge-
nel Müdür Yardımcısı Ünal Pe-
ker, Değişik Enerjiler Daire
Başkanı YavuzGûrsoy ve Ener-
ji Işleri Genel Müdürü Hüseyin
Çoğalan.
tĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇİN
SHP dönemindeki olumsuzluklarda partisinin sorumluluğu olmadığını savundu
Denîz Baykal SHP'yî chşladı
ANKARA/tSTANBUL
(Cumhuriyet) - CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal, SHP
dönemini dışlayarak partisinin
21 yıldır, 1995 yılındaki 54
günlük seçim hükümeti
dışında hiç iktidar olmadığını
savundu. Solda yeni parti
kurma hazırlıklannda başı
çekenlerden Ercan Karakaş
ve Seyfî Oktay, yeni oluşumun
dar grup ya da kişiye endekslı
olarak oluşturulmayacağmı
belirttiler. Yeni partinin başuıa
geçmesi istenen Erdal
Inönü'nün de ülkemizdeki
sorunlara ilişkin görüş ve
önerilerini, önümüzdeki
günlerde kamuoyuna
açıklayacağı ifade edildi. p
Başta Erdal Inönü olmak ^
üzere, SHP kökenlilerin
partiden aynlmalanyla ilgili
olarak konuşmaktan kaçınan
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, önümüzdeki dönemde
partisini SHP'den ayn tutarak
SHP döneminde yaşanan
olumsuzluklarda CHP'nin
sorumluluk payı olmadığını
savunarak iktidara kavuşmayı
planlıyor.
Baykal, bu konudaki ilk açık
mesajlannı partinin yayın
organı olan ve örgüt
birimlerine gönderilen "Gûn-
Dem" adlı bültende verdi.
Baykal, bazı anketlerde yer
alan ve bazı çevrelerce dile
de yer almadığını öne süren
Baykal, "Ben ve CHP, 1995
yıhndaki 54 günlük seçim
hükümeti dışında hiçbir gün
hükümet olmadık. Dolavisıyia
bana ve CHP'ye hiçbir
suçlama yapılamaz"
açıklamasmı yaptı.
Baykal, SHP'yi ise yok
sayarak "O adlar, o partiler
• CHP lideri Baykal, başta Erdal Inönü
olmak üzere, SHP kökenlilerin partiden
aynlmalanyla ilgili olarak konuşmaktan
kaçınıyor. Baykal, önümüzdeki
dönemde partisini SHP'den ayn tutmayı
planlayarak iktidar olmayı düşünüyor.
getirilen "Hepsi aym, tüm
siyasilcr denendL Bu suça
tümfi ortak" görüşünün halkı
yanıltmaya yönelik olduğunu,
kendisinin ve CHP'nin hiç
denenmediğıni savundu.
CHP'nin 1980 askeri
müdahalesinin ardından geçen
21 yılda hiç hükümet
olmadığını, hiçbir hükümette
kendilerini noktaladı. Ben ve
CHP kimlik olarak hiçbir
hükümette olmadık" dedi.
Ercan Karakaş ve Seyfi
Oktay, "Yeni Siyaset- Yeni
Ohışum" adına yaptıklan
ortak yazılı açıklamada, yeni
oluşumun, mevcut partilerin
tamamen dışında, mutlaka
yeni, sol ve demokratik bir
anlayışı yerleştirmesi
gerektiğıne dîkkat çektiler.
Karakaş ve Oktay, ülkemizde
siyaset kültürü ve parti içi
demokrasinin yozlaşmasında
pay sahibi olmuş dar kadrocu
anlayışlann, yeni oluşumu
etkilemesinin önlenmesi
gereğine dikkat çekerek .
mümkün olan en geniş '
katılımı ve saydam bir
yapılanmayı temel aldıklannı
söylediler.
'Siyaseti sûrdûreceğiz'
Bu arada Yılmaz Şakrak'm
eşgüdümünde bir araya gelen
ve aralannda Engin UnsaL
Doğan Öztunç gibi eski
milletvekillerinin de olduğu
bir grup CHP'li ise
partilerinde siyaset yapmayı
sürdüreceklerini açıkladılar.
CHP Istanbul 11 Örgütü'nden
verilen bilgiye göre,
yann saat 11.00'de Bostancı
Gösteri Merkezi'nde,
binlerce genç CHP'ye üye
olacak.
Tetikçinin cesedine
kimsesahip çıhnadı
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Bağlar semtinde polisle girdiği
çatışmada öldürülen Hizbullah tetikçisİ
Hasan Sanağaç'm cesedine sahip
çıkan ohnadı. Sanağaç'm kardeşlerini
de Hizbullah tetikçisi olarak
yetiştirdiği, tbrahim admdaki
kardeşinin, bir kişiyi vurduktan sonra
kaçarken öldürüldügü belirlendi.
Sanagaç'ın cesedınin önümüzdeki 5
gün icerisinde ailesi tarafından
ahnmaması halinde Büyükşehir
Beîediyesi tarafından kimsesizler
mezarhğına gömüleceği belirtildi.
Tutukkananuı
nedenikodcullar
FERİTDEMİR
TUNCELt - Tunceli'de "PKK'ye
yanfam ve yatakhk ettikleri" iddiasıyla
5'i yaşh, 1 'i özürlü 6 yurttaşuı
tutuklanmasma, bir PKK'lınin
üzerinden çıkan "Nine", "Aübaba" ve
"tsot" kod adlannın neden olduğu
belirtildi. Tunceli Cezaevi'ne konulan
yaşlılann sağlık dunımlarınm kötü |
olduğu bildirildi. Tunceli'de geçen |
pazar günü yaşlan 60-80 arası değişen
Fatma Sevük, Ali Adır, Güllü ÇeBk,
Yemiş Alüntaş, Emine Kıyançiçek ve
özürlü Naciye Sevük'ün Malatya
DGM'ce verilen 3'er yıl 9 ay hapis
cezası gereği tutuklanmalanna tepkiler
sürüyor. Tunceli Barosu Başkanı
Hüseyin Aygûn, yaşlılann dosyalannı
incelediklerinı ve şaşırtıcı ifadelerle
karşılaştıklannı belirtti. Aygün, |
sanıklann tümü hakkında Malatya
DGM'ce tutuklama karan verildiğini
. . . anımsattı.
İsyeçpollsi haftaya
Öaûan'ı sorgıdayucak
GÜRHANUÇKAN
STOCKHOLM - 15 yıl önce
öldürülen lsveçli sosyal demokrat
Iider Ofaf Pahne cinayetiyle ilgili
olarak PKK lideri AbdııHah Öcalan
gelecek hafta lsveç polisi
tarafından sorguya çekilecek.
Gelecek hafta başında Türkiye'ye
gidecek olan Palme Grubu'nun ve
Emniyet'in savcılan perşembe günü
terör başmı Imrah'da dınleyecek.
Abdullah öcalan, mahkemesi
sırasında Olof Palme'nin, eski eşi
Kesire Öcalan'a yakın bir grupta
bulunan bazı kişilerce öldürüldüğünü
söylemişti.
1
tbrahim Şahin
talimatla ifadeverdi
tstanbul Haber Servisi - Eski Emniyet
Genel Müdürlüğü Özel Harekât Dairesi
Başkanvekili Ibrahim Şahin, Hospro
Şirketi'nce, Emniyet Genel
Müdürlüğü'ne hibe edilen 32 silahın
kaybobnası ile ilgili Ankara 5. Ağır
Ceza Mahkemesi 'nde yargılandığı dava
kapsamında, talimatla ifade vermek
üzere Istanbul Adliyesi'ne geldi.
tstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki
oturumda Şahin'in avukatlan, Ankara 5.
Ağır Ceza Mahkemesi'nin talimatıyla
Şahin'in aym dava kapsamında Kadıköy
2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ifade
verdiğinı belirttiler.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Üst üste yaşadiğımız krizlerin asıl
sorumlusu konusunda çok çeşitli tez-
ler var. Bir teze göre IMF, Türkiye'ye
kaldıramayacağı programlar önerdi,
bu da krizin derinleşmesine neden
oldu. Bir başka teze göre ABD ve
IMF, Türkiye'yi esir almak için onu
borçlandınp, içinden çıkılmazsokak-
lara yönelttL Tezleri böyle sıralayıp alt
alta yazmak mümkün.
Bu tezleri daha da ileri götürerek
Türkiye'nin emperyalist devletler ta-
rafından yağmalandığı, mustevlilerin
bütün limanlanmıza girip, bütün top-
raklanmızı istila ettiği düşüncesini de
savunabiliriz. Bu nedenle 'Ikinci Kur-
tuluş Savaşı' günlerindeyiz de diye-
biliriz. Emperyalistler 'güçlü devlet'
istemiyorlar, buna karşılık bizim dev-
letin güçlendirilmesini savunmamız
gerekiyor görüşünü de öne sürebili-
riz.
Bu düşünceleri daha da geliştire-
bilir, derinleştirebiliriz. Önce bir nok-
tada anlaşalım: Dünyanın hiçbir ül-
kesi, hele de zengin ülkeler, daha
yoksul ve geri ülkelere 'nasıl yardım
ederiz' de onlann insan gibi yaşama-
sını sağlanz üzerinden yardım yap-
mazlar, öneri getimnezler. Uluslarara-
'Güçlü Devlet' mi, Güçlü Toplum mu?
sı ilişkileri belirleyen, 'karşılıklı çıkar"
ve 'karşılıklı yarar'üır. Ancak her iliş-
kide olduğu gibi bu ilişkide de belir-
leyici olan, taraflann ekonomik ve si-
yasi olanaklandır. Dengesizliklerine
karşın uluslararası ilişkilerde yine de
'karşılıklı yarar" ilkesi bir ölçüde hük-
münü yürütür. ABD veya Batı, Türki-
ye'ye askeri ve mali yardım yaparken
Türkiye'nin bötgedeki rolünü, burada
kendi çıkarlannı hesap ederler.
Türkiye'de sorun devletin güçsüz
olması mıdır? Devlet gerçekten güç-
süz müdür? 12 Eylül 1980 askeri dar-
besiyle birlikte yeniden yapılanan
Türkiye, tam anlamıyla halka karşı
'güçlü devlet' anlayışıyla örgütlen-
miştir. 1982 Anayasası'nı açın bakın;
zayrf bir sivil toplum, güçlü bir devlet
mantığı bütün maddelerine sinmiştir.
Milli Güvenlik Kurulu'nun yapılan-
ması ve tayin edici ağırlığı, 'güçlü
devlet'ln ne kadar güçlü olduğunu
gözler önüne sermiyor mu? Polisiy-
le, bürokrasisiyle, otorfter Siyasi Par-
tiler ve Seçim Yasası'yla, Ceza Yasa-
sı'yla dünyanın en güçlü devletlerin-
den birine sahibiz. Zaten devlet güç-
lü, halk zayrf olduğu için, yağma ve
baskı duzenine karşı ciddi bir muha-
lefet geliştirmek mümkün olmuyor.
Itiraz etmek isteyen her kişi ve kuru-
mun karşısına çıkanlan engeller, dert-
ler hep devletin güçlü' olması anla-
yişının eseridir. 'Kutsal devlet' nere-
den gelir? Devleti dokunulmaz kıl-
mak isteyen, toplum karşısında yü-
celten hangi mantıktır?
Terörle Mücadele Yasası ne anla-
ma geliyor? Duvara yazı yazan gen-
ci, küçük bir muhalefet isteğini dile
getiren öğrenciyi 'terörörgütü üyesi'
sayıp onlarca yıla mahkûm eden bir
devletin güçsüz olduğu söylenebilir
mi? Üniversitedeki YOK yapılanma-
sı, örgütlenme özgürtüğünün önün-
deki engeller, devleti güçlendirmek,
bilim insanını ve öğrenciyi susturmak
için değil mi?
• • •
Burada belki tartışılması gereken,
sosyal devlet anlayışıdır. Türkiye sos-
yal bir devlet değildir. Bazı alanlarda
devletin ekonomik yatınmlaryapma-
sı bir sosyal devlet işareti değildir. Ka-
mu iktisadi teşekkülleri adı verilen ve
devlet eliyle yapılmış yatinmlann kul-
lanıldığı kurumlann varlığını sürdür-
mesini sosyal devletin göstergesi ola-
rak sayanlar çok. Ancak hepimiz bi-
liyoruz ki, bizlerin vergileriyle işletilen
bu kurumlar siyasi iktidaıiann arpalı-
ğıdır. Ekonomik etkenlerin değil siya-
si çıkarlann yol gösterdiği bu kurum-
lar, sonunda siyasi iktidarlar tarafın-
dan bir yağmalama alanı olarak da
kullanılıyoriar. Buralar iktidar partile-
rinin militan karargâhlan halindedir.
KTTIerin varitğı veya yokluğu değildir
sosyal devletin ölçüsü. TELEKOM'un
özelleştirilmesine karşı çıkan MHP'li
bakan, burayı neden bırakmak iste-
miyor?
Sosyal devletin ölçüsü, toplumun
güçlü olma yollannın açık bulunma-
sıdır. örgütlenme hakkı olmayan bir
toplum güçlü olabilir mi? Siyasi Par-
tilerYasası, Seçim Yasası güçlü bir si-
vil siyasi örgütlenme olanağı veriyor
mu? Belki buradan şöyte bir teze de
ulaşabiliriz: Toplum güçlü olursa dev-
let de güçlü olur. Bu bir tezdir. Ancak
bugün dünyanın hemen her yerinde
ve özellikle gelişmiş ülkelerde dev-
letle toplum arasındaki ilişki tartişılı-
yor. Sivil toplumun güçlendirilmesi
amacıyla atılması gereken adımlar
gündeme geliyor.
ömeğin, demokrasinin tanımı göz-
den geçiriliyor. Demokrasi eskiden
çoğunluğu yönetme hakkı olarak ka-
bul görürken bugün demokrasi azın-
lıklann haklannın güvenceattına alın-
dığı bir sistem olarak geiiştirilmeye
çalışdıyor. Avnjpa Birliği'nin son yıllar-
da en çok üzerinde durduğu korıular-
dan birisi azınlık haklan.
Çksk sayıda yabancıyı içınde t>ann-
dıran Batı toplumlan bu yabancılann
haklan konusunda yeni tezler îiret-
meye, yeni yasal önlemlergeliştirme-
ye çaiışıyortar.
Şunu kabul etmemiz gereJciyor:
Toplumumuz örgütsüz ve zayıf, dev-
let ise örgütlü ve güçlü. Güçlü v e ör-
gütlü devlete kumanda edenl^^ bu
halkı aç ve çaresiz bıraktlar. Solun
önündeki temel sorun güçlü bir top-
lumsal irade yaratmaktır; güçlü dev-
let ve kutsal devlet çağnlannın srka-
sına sığınmak değil.