16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MART 2001 CUMAFtTESt CUMHURİYET SAYFA J. 1 U.K. [email protected] 15 Şehir Tiyatrosu krrk yıl aradan sonra Turgut Özakman'ın 'Bir Şehnaz Oyun'uyla açıldı Llk olarak Haldun Taner ve Muhsin Ertuğrul'un girişimleriyle 1963 yılının 27 Mart gününde perdelerini açan ve ancak üç yıl faaliyetlerini sürdürebilen Şehir Tiyatrosu, bu yıl Dünya Tiyatrolar Günü'nde Eskişehir Haller Gençlik Merkezi'nde hizmete girdi. Esldşehir sevgflisine kavuştu MELTEMKERRAR Bu yıl 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü türa yurtta çeşitli etkinlıklerle kutlandı, ama Eskişehır'de birbaşka! Yülar önce, Istanbul'dan sonra ülke- nin ikinci Şehir Tiyatrosu'na sahip olan kent, kırk yıl aradan sonra ye- niden, ilk günkü coşkusuyla kavuş- tu tiyatrosuna. Eskişehir Belediye Tiyatrosu'nun açılış gecesine. kırk yıl öncesinde ol- duğu gibı, uzaklardan gelen pek çok sanatçı, yazar katıldı. Turan Ofla- zoğlu. Ahmet CeraaL Dinçer Sümer, Turgut Özakman, Nedret Güvenç, Gencay Gürün, Tuncer Cücenoğhı, Gülriz Sururi, Engin Cezzar, Nevra Serezfi. Metin Serezli, Cem Davran, Hakan Gerçek, Hakan Altıner açı- lışa katılan isimler arasındaydı. Ço- ğunluğu Istanbul'dan gelen tiyatro sanatçılan, kendilerini yakından gör- mek ıçin Gençlik Merkezi'nin kapı- sında kalabalık oluşturan Eskişehir halkının sevgı gösterisiyle karşılaş- tı. 1950'li yıllardan bu yana tiyatro serüveninin bızzat içinde olan Bele- diye Başkanı YıbnazBfiyükerşen'in yıllar süren çabası sonunda düşü ger- çekleşmişti o gece. Heyecanını gız- leyemeyen Büyükerşen, bu tiyatro- nun aslmda bir başlangıç olmadığı- nı, kırk yıl öncesinden başlayan bir 'savaşın' devamı olduğunu söylüyor- du. 0nun için Eskişehir sevgılisme kavuşmuştu artık! Haller Gençlik Merkezi'nde, bir köşebaşında eski tstanbul eviyle ya da bir zamanlar Konstantinapol'ün en güzel simgelerinden bıri olan es- ki bir laternayla karşılaşabiliyorsu- nuz. Rönesans tiyatrolannın üst lo- calannı hatırlatan, kocaman avizeli salonun üsticat galerilerinden çiçek- ler sarkıyor tstanbul çarşılannı andı- ran dükkânlann üzerine. Gençlik merkezi, restorasyondan önce, eski belediye tarafından yıkılacak olan tarihi bir hal binasıymış. Fikir de, restorasyon da Eskişehir Belediye- si'ne ait. Büyükerşen, Tepebaşı Sah- nesi'nin ardından, çok yakmda Odunpazarı'nda da bugünlerde seks fılmleri gösteren eski bir sinemayı, Şehir Tiyatrolan'nın oda tiyatrosu haline getirraeyi planlıyor. Uzıın süren kayamlmış bir savaş Belediye Tiyatrosu nun serüveni gerçekten de bir savaşı andınyor. Uzun süren, ama kazanılmış bir sa- vaş! Her şey, çok partili dönemle bir- likte iktidara gelen Demokrat Par- ti'nin ilk icraat olarak Halkevlerini kapatmasıyla başlamış. Eskişehirli genç aydınlar ve öğretmenlerin bir araya gelerek kurduklan Konser ve Tiyatro Derneği'yle oluşan sanat or- tamı; konserler ve oyunlarla pekiş- miş. Yılmaz Büyükerşen, 1958 yılın- da 'Türk Devrim Ocaklan'nın giri- Joaquin Cortes, Mydonose Shovvland'deki gösterisini bugün ve yarın da sürdürecek utkulu Çingene dans ediyorKültür Servisi - Joaqu- jn Cortes, Endülüs'üngü- neyinde yaşayan bir Çin- gene topluluğundan çıkan ve tüm dünyaya yayılan flamenko dansıyla dün 'Mydonose Showiand'de tstanbullu sanatseverlerin karşısuıa çıktı. 21. yüzyıhn flamenko yaratıcısı olarak nitelenen Cortes bugün ve yarın 'Gipsy Pasaon' adlı dans grubuyla bırlikte 'SouF adlı gösterisini sunmaya devamedecek. 12 yaşından beri dans e- den ve on yıldır da koreog- rafi yapan 32 yaşmdakı Cortes, şımdiye kadar dünyanın dört bir yanını gezip bir milyondan fazla seyirci önünde dans ettı. Cortes kendisini bir anar- şist olarak tammlıyor ve bunun içın de haklı gerek- çelerı olduğunu söylüyor. "Ben Çingeneyim ve Çin- genekrin ne kadar kötü koşullarda yaşamak zo- ruııda olduğunu yakmdan böryorsunuz.BenÇingene- Bği ve haiknnı savunuyo- rum. Gösterilerimle onlan temsil ediyorum. Anarşis- thn dememdeki dayanak bu" diyor. Yirmı yıldırpek çok ülke gezdiğini ve pek Ünlüflamenkodansçıa Cortes, duygulannı dans ederek dışa vurduğunu söylüyor. (Fotoğraf: UĞUR DEMÎR) çok farklı dünya görüşün- den kişiyle tanıştığmı be- lirten dansçı, dansuı ken- disi içinbir yaşamtarzı ol- duğunu söylüyor. Duygulannı dans ederek dışa vuran Cortes "Benim saflık duygum bu, içimi böyle ser^Svorum" diyor. Cortes, flamenkonun çoğu kez içinde bir hüzün taşıdığı görüşünde değil. Onu coşkunun ve neşenin müziği olarak tanımhyor ve "Gosteriyiiziediğinizde flamenkonun ne kadar ne- şeü de olabüeceğini göre- ceksüüz." diyor. Cortes'in dansı yalnızca flamenkoyu değil, klasik müzik, soul, Küba müziği ve ilahileri de içeriyor. Bu harmanlama ortaya fla- menkonun çok daha enter- nasyonelleşmiş bir biçimi olarak çıkıyor. Cortes'in dünyadaki ününde bunun da etkisi olsa gerek. Dansta olduğu kadar si- nemada da başanlı perfor- mansı ile beğenilen Cor- tes, Granada'da çekilen 'Gitano' filminde de oyna- mıştı. (Aynntıh bilgi için: Mydonose Showîand- 335 93 35) RESTORASYONU tÇİlV PARA YOK Bolşoy Tîyatrosu'nıın 225. yaşı kutlandı MOSKOVA (AFP) - Un- lü Rus Bolşoy Tiyatro- su'nun 225. kuruluş yıldö- nümü, çarşamba gecesı dü- zenlenen gösterişli gala ge- cesiyle kutlandı. Geceye, Bolşoy Tiyatro- su yetkilileri ve sanatçıla- nnın yanı sıra Moskova Belediye Başkanı Yury Luzhkovve Kültür Bakanı Mikhail Shvydkoi de katıl- dı. Önemli mısafirler, ba- kımsızhktan birçok bölü- mü kullanılamaz halde olan ve tadilat çahşmalan süren Bolşoy Tiyatrosu'na eklenen ve 2002 'nin mart ayında taşınılacak olan ye- ni bölümü de ziyaret etti. 3 yıl süreceği tahmin edilen ve 400 milyon dola- ra (450 bin euro) mal ola- cağı hesaplanan restoras- yon çahşmalan içın henüz özel bir sponsor bulunama- dı. Bolşoy'un yardım bek- lediği Rus hükümeti ise na- kıt sıkıntı içerisinde. Geceye telefonla katılan Rusya Devlet Başkanı Yla- dimir Putin, Bolşoy Tiyat- rosu'nun Rus kültürünün sembolü olduğunu söyle- di. Putın, aynca bu saygm kurumun tadilatı için ge- rekli olan parayı tüm finan- sal zorluklara rağmen en kısa zamanda temin ede- ceklerini ve Bolşoy'un en iyi şekilde restore edilece- ğini ekledı. ELVAN ALPAY'IN SERGİSİ ÎSTANBUL GALERİ NEV'DE Yapıdarıyla 'banaPin yüceltflmesini hicvediyor Kültür Servisi - Galeri Nev, sezo- nun son sergisinde sanatçı Ervan Alpay'ın çalışmalannı sergili- yor.Polyester duvar heykelleri olarak da tammlayabileceği- miz son yapıtlan, içlerine fo- toğraf gömülmüş birçok şef- faf geometrik formun bir araya getirilmesinden oluşu- yor. Sergi aslmda "banaPin yüceltümesinin bir hicvi. Son derece kendiyle çelişir gibi görünen tanım, belli zıtlıklan görsel ve kavramsal anlamda kullanarak (bütün-parça, iç-dış, abartılı-yalm, soyut-somut, dişi-er- kek, soğuk-sıcak, sert-yumuşak, ço- ğaltılmış-tek, organik-kimyasal gi- bi..) kendi iç çelişkılerimize atıfta bu- îzleyicinin, beğenisini ve zekâsı- m yermeden, sahip olduklan do- neleri iyi manipüle edebilmenin kendi adına en geçerli yol oldu- ğunu vurguluyor. 1968'de Ankara'da doğan Elvan Alpay, 1990 yılında MÜ Güzel Sanatlar Fakülte- si Resim Bölümü'nden me- zunoldu. 1990-92 yıllanara- sında aym bölümde yaptığı yüksek lısans çalışmasmm yanı sıra araştırma görevlisi olarak da çalıştı. Devlet Resim ve Heykel Müzeleri resim ya- nşması başan ödülü ve 11. Gü- nümüz Sanatçılan sergisi başan ij ödülünün sahibi olan Alpay, yurti- V çi ve yurtdışında birçok karma ser- / giye katıldı, kişisel sergiler açtı. Sergi 1 Mayıs'a dek ızlenebilir. şimiyle 'Akademi Tiyatrosu'nu ku- rar. İlk oyun, Turgut Özakman'ın 'Duvarlann Ötesi' adlı oyunudur. Daha sonra TDO Oda Tiyatrosu, akademinin üç yüz kadar öğrencisi- run verdiği kanla kurulurken dünya- da da bir ılki oluşturur. Haldun Ta- ner ve Muhsin Ertuğrul'un girişim- leriyle, nihayet 1963 yılının 27 Mart gününde ise şehir tiyatrosunun per- desi açılır. 1966 yılındaki yangınla tiyatronun faaliyeti durur. Sonunda yine bir 27 Mart gününde. yıne bir Turgut Özakman oyunuyla perde açar tiyatro, savaş biter, oyun başlar sonunda! Tiyatronun ilk genel sanat yönet- meni olan ErginOrbey rejisiyle sah- nelenen 'Bir Şehnaz Oyun'da Dev- rim Özder Akın, Mete Ayhan, Öz- lem Baykara, Başak Boran, Bilge Bü- yükerşen. Korel Cezajirli, Murat Da- nacı, Zafer ErgüL Emir Murat tzci, Mert Kuiak, Sa\Tan Perk, Elçin Tez- can ve Elif Melda Yıknaz rol alıyor. Oyun daha önce. tstanbul Şehir Ti- yatrosu ve yine Orbey rejisıyle An- kara Sanat Tiyatrosu'nda sahnelen- di. Orbey, bu kez genç, ınançlı bir kadroyla çalymanın kendısi için farklı bir deneyım olduğunu ve oyu- nun daha renkli bir hal aldığını söy- lüyor. Yerü komedi ve müzikaller 'Bir Şehnaz Oyun' 19141ü yılla- nn Osmanlısında geçen bir Direkle- rarası müzıkalı. Londra'daki 'Covent Garden' ve Hamburg'daki çiçek ha- li binasından esmlenilerek restore edilen Haller Gençlik Merkezi'nin nostaljık ortamı, eski Dıreklerara- sı'na hoş bir gönderme yapan Tepe- başı Sahnesi'yle geçmişe giden izle- yici ıçin mekân ve oyun bir bütünlük oluşturuyor. Perde açılır açılmaz. es- ki bir operetçi karşılıyor ızleyiciyi, sonra başlıyor oyun. "Yıl 1914, ka- meralaruıuzı geçmişe çeviriyoruz.. Bir \anda İngiltere, Fransa, Rusya, öte yanda Avusrurya paylaşmak için dünyayı, iirsat koDuyoriar... Savaşa beş v ar! İstanbul'da> sa, Boğaz'ın su- lanna düşer mehtabuı izi.** Madam Surpik'in şen evinde efkâr dağıtmaktadır külhanbeyleri. Evın en güzel, güzel olduğu kadar da ne- zaketten uzak kızı Şehnaz, tam bir Is- tanbul beyefendisi olan Müştak'a âşık olur. Aralanndaki en büyük en- gelse Emniyet Amiri Recep Efen- di'dir. Halkın iffetini korumayı görev bilen Recep Efendi, Madam Sur- pık'ın evinı kapatır, ne var ki çok ya- kında yine açılacaktır bu kez hükü- met emriyle! Çünkü Alman dostla- nmızı hoş tutmak gerekir! Genelev bir kapanır, bır açılır, oyunlar bırbi- rine kanşır, âşıklar hiçbir zaman ka- vuşamaz, ama oyun sürer... Dışı şeker kaph, içi çok acı o>ıın Orbey, seyirciyle tiyatroyu buluş- turan oyunlarla repertuvan oluştu- rurken, ışe yerlı komedi ve müzikal- lerle başladıklannı belirtıyor. Amaç- lannın yalnızca güldürmek olmadı- ğını söylüyor. "lyigörüldüğündcdı- şı şeker kaph, içi çok acı bir oyundur aslında Şehnaz. 'Biz her türlü koşul- da kadınlanmızı satanz' diye bir ger- çek çıkıyor ortaya!" Müzıkallenn Türk tiyatrosunda çok önemli ve öz- gün bir yeri olduğunu ifade eden Or- bey, artık tiyatro eğitiminin de dans ve müzikle bütünleştiğini vurgulu- yor. Bu sezon sahnelenecek ikinci oyun 'Nahnlar' olacak. Izleyicıler tarafından büyük beğe- niyle ızlenen ve dakikalarca alkışla- nan oyunun ardından genç oyuncu- lan usta oyuncu ve yazarlar kutladı. Gençlerin ilgısinden çok memnun olan tiyatrocular, gecenın bitiminde dil birliği etmişçesine aynı şeyi söy- lüyorlardı: "GehneseydD^çokşejka- çırnuş olacakük.J' Faruk Yener aramızdan ayrıldı Klasik müziğin radyodaJü sesiydi KültürServisi- Radyo yapımcısı, müzikolog ve eleştirmen Faruk Ye- ner önceki gün yaşamı- nı yıtirdi. Yener içın dün Istanbul Radyoevi'nde bir tören yapıldı. Yener. Teşvikiye Camii'nde kı- lınan öğle namazuıdan sonra KandiUi Aile Me- zarlığı'na defhedildı. 1923 Ankara doğum- lu Yener, Cumhuriyet Türkıyesi 'nin müzik ya- şammı önemli ölçüde etkiledi. 1949 yılından ıtibaren ara vermeden sürdürdüğü radyo prog- ramlanyla bir dünya re- korunun da sahibi olan Yener. ailevi durumu ne- denıyle konservatuara gidemeyıp 1942 yılında Ankara Radyo'sunun açtığı spiker sınavına girdi. Vedat Nedim Tör, Fuat Münir Bener, Hik- met Münir Ebcioğ- hı'ndan oluşan jün, fı- nale kalan beş aln aday arasndan Yener'i seçin- ce 19 yaşında radyocu- luk yaşamı başladı. lstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiya- tı Bölümü'nden mezun olan Faruk Yener, 1949'da lstanbul Radyo- su'na dıskotek şefı ola- rak atandı, hazu-ladığı başanlı programlann ar- dından 1950 yılında program müdürü oldu. 1964'te Basın Yayın ve Turizm Bakanhğı danış- manlığına getirildi. TRT personelı ıçin uygula- nan 'program ve işletme kurslan'nı yönetti. 1952 yılında Alman Dışişleri Bakanlığı'mn daveti üzenne Alman- ya'ya gıden Yener, iki yıl bılgı ve deneyimini -gelışardıkteo . sonra 1952'de ltalya'nın ar- dından Fransa'ya gitti. 1954'te gelen bir davet üzenne Amerika'da rad- yo programcılığını sür- dürdü. 1963'teBBC'nin 'Türkçe Bölümü' pro- düktörü ve spikeri ola- rak bir yıl Londra'da gö- rev yapn. Yener, ilk mü- zik eleştirisi yazılannı 1943'te 'Radyo' dergi- sinde yayımladı. Ardın- dan 1949'da 'Vatan', 1954'te Milliyet gazete- lerinde yazı yazmayı sürdürdü. Aynca Cumhuriyet ve Yeni Sabah gazeteleri için radyo ve müzik sü- tunlan ve ekleri hazırla- dı. Milliyet Sanat Der- gisı'nin ilk sayısından günümüze kadarpenyo- dik yazılannı devam et- ti. Aynca 1949'dan baş- layarak TRT Radyola- n'nda her hafta birer sa- atlik müzik programlan hazırladı. Faruk Yener, 1980 yı- lındanberi Mimar Sınan Ünıversitesi Sahne Ve Görüntü Sanatlan Bölü- mü'nde öğretim görev- lisi olarak çalışıyordu. 1989 yılında Avusrurya hükümetince Birinci Derece Kültür ve Sanat Nişanı'na layık görüldü. Faruk Yener Bibliog- rafyası: 'Musıki Lüga- ü'(1945), 'KüçükBaü Müziği Ansiklopedi- si'(1950), '100 Ope- ra'(1961),'Müzik Kla- vuzu' (1971), 'Mü- zik'(1988). 'Müzikte Kin Kimdir, Ne Ne- dir?'(1988), 'Şu EŞSH Müzik Dünyası'( 1990), 'Mozart'(1991), 'Baş- kadır Şu Müzik Dünya- a'11992), 'Müzik Ma- vuzu-Piyano ve Oda Mûziği'(1995),'Olaylar veİnsanlar'(1999). Siemens Sanat Odülleri sahiplerini buldu Kültür Servisi -1993 yılından bu yana veril- mekte olan Siemens Sa- nat Odülleri nin 8.'si 29 Mart gecesi, Avusrurya Kültür Ofısi'nde dü- zenlenen törenle sahip- lerini buldu. Bu yıl bir kez daha opera dalında düzenlenen yanşmada birinciliği Elif Uçkan, ikinciliği Ayşen Zülfi- kar, üçüncülüğü Burçin Çflingir kazandı. Ayşe- gül Karguıar ise teşvik ödülüne layık görüldü. Dereceye giren genç operacılara odülleri, Si- emens AŞ Genel Mü- dürü Zafer tncecik ve jüri üyelerince sunuldu. Avusrurya lstanbul Başkonsolosu Franz Wechner, Avusrurya Kültür Ofısı Dırektörü Uh-ike Outschar'ın ya- nı sıra sanat ve medya dünyasından da çok sa- yıda davetlinın katıldığı gecede, Zafer Incecık vejün adına Yekta Ka- rabirer konuşma yaptı. Ödül töreninin ardın- dan düzenlenen final kcnserinde, dereceye grsn opera sanatçılan, kendilerine ödül getiren ar»alan bu kez gecenin kcnuklan için seslen- diriiler. Yanşma birin- cirjıin yurtdışında yaz olalu eğitimi ile ödül- leaürildiğı gecede ikin- ci;« 2 bin dolar, üçün- cüye bm dolar ve man- si^n olarak da beş yüz dclar para ödülü verildı. Yanşmanın seçici ku- rıiunda, opera yönet- rrtni Yekta Kara, devlet sacatcısı Mete Uğur, ^esbaden Operası Mâdürü Aacbim Thor- wid ve Siemens Ku- rua Temsilcisi Özen Inedk görev aldı. BUGUN • ATATÜRK KÜLTÜR MLRKEZİ'nde saat 21.00'de 'Çanakkale Şehitkrî' balesi sahnelenecek. (251 56 00) • BABYLON'da saat 23.O0'te Buriıan Öçal ve Jamaaladeen Tacuma'nın kııseri izlenebilir. (292 73 68) • KOÇ ALLİANZ GENE2 MÜDÜRLÜGÜ ODİTORYUMU'nda saat 1 i .OO'de Alaeddin Yav'aşça, tnci Çayıriı ve Meiıat Gürses'in vereceğı konser izienebilir. 2921313)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle