Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 MART 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
İngilizce
öğretmeni
Adapazan'ndaki
okullarda son
dönemde dikkat
çekici şekilde
Kırgızistan'dan
gelen bayan
İngilizce
öğretmenleri
görevlendiriliyor...
ingilizce öğretmeni
olduklan için bunlann
Türkçe bilmeleri tabii
ki gerekmiyor ve
zaten tek kelime de
Türkçe bilmiyorlar...
Ancak bilinmeyen bir
durum daha var,
Kırgızistan'dan
"öğretmen" olarak
gelen gençler
Türkiye'de
öğretmenlerde aranan
donanıma sahip mi ve
acaba Türkiye'de
İngilizce öğretmeni
açığı mı var?
Diploma
Istanbul'da bir özel
akşam lisesinin
diploma dağıttığından
söz etmiştik... Milli
Eğitim
müfettişleri,
konunun
üzerindeymiş;
~ okul kapatıldığı
halde iki yıldır para
karşıhğı diploma
veriyormuş; dağıtılan
sahte lise diplomalan
iptal ediliyormuş...
Hattabu
diplomalardan bir
gazetenin "köşe
yazan" da mı almış ne?
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bektronik posta: denjzsom®cumhuriyet.c0m.tr
- Kemer sıkan Arjantin'e
bakan dayanmryormuş...
"TûrkiveVf ömek alsınlar!"
H
azine, bonolan kapışılmış; 3.3 katrilyon li-
ralık iç borç geri ödemesi için piyasaya sü-
rülen yaklaşık üç ay vadeli net getirisi yüz-
de 33.5 olan bonolara 7.3 katrilyon liralık
talep olmuş; Hazine de aradığı 2.9 katrilyonu birçır-
pıda buluvermiş... Bütün bunlar Kemal Derviş'e
duyulan güven sayesinde oluyormuş; ekonomi dü-
ze çıkmak için ilk sinyallerini veriyormuş...
Oysa işin aslı herkesin bildiği ama kimsenin kim-
seye söylemediği gibi; parayla para kazananiar, pa-
ralanna para katmaya devam ediyor...
Üstelik bunlann kim olduğunu da bilmiyoruz...
Çünkü bonolar "hamiline" yazılıyor, katrilyonlar-
ca lirayla "oyun" oynayanlara "sen kimsin" denile-
rek bonolara bunlann "nam"ı yazılmıyor...
Hazinenin son ihalesinde de faizi "süper" bono-
lann yarattığı zarar, tabii ki enflasyon yoluyla yine hal-
ka ödetiliyor... Vatandaşın cebinden son paralar da
alınıp büyük sermayenin kasasına konuluyor...
TukenmekDüzen böyle kurulmuş, tezgâh böyle açılmış...
Ekonomide allame olmaya gerek yok; üretim tü-
ketimi karşılamıyorsa, piyasadaki malınfiyatıartar...
Enflasyonun panzehiri üretimi arttırmaktır... Üretimi
arttırmanın yolu da yatınm yapmaktır... Son yıllarda
açılışı yapılan, temeli atılan bir tesis anımsıyor mu-
sunuz? özel sektörümüz, parasıyla bir güzel para
kazanıyor; üretim sektöründeki bilançolar bile kâr ha-
nesini repodan besliyor...
Devletin yatınmlan da bir bir elden çıkanlıyor...
Son devalüasyondan sonra yapılan ilk iş, akarya-
kıt zammı oldu; akaryakrt fiyatı artınca iğneden ip-
liğe her şeyin fiyatı arttı, artıyor, artacak.
Petrol-lş Sendikası Araştırma Servisi, petrol ürün-
lerinin Türkiye'deki üretim girdileri içinde ortalama
yüzde 7.6 payi otduğunu belirterek "Akaryakıta zam
yapmayalım" diyor ve başka bir öneride bulunuyon
"Tek başına Türkiye'nin Gayri Safi Milli Hasılası'nın
yüzde 2'sini oluşturan ve petrol ürünleri piyasasının
yüzde 86'sını kontrol eden TÜPRAŞ'ı özelleştirme
sürecinden çıkaralım, yenileme ve genişleme yatı-
nmları yapalım; üretim artışı sağlayalım."
TÜPRAŞ'ın üretimi artınca ne olacak:
"Verimlilik artışıyla elde editecek ek gelir, devalü-
asyonla birlikte artan ham petrol ithal maliyetini
önemli ölçüde telafi edecek..."
Petrol-lş anımsatıyor:
"1994 krizindeTUPRAŞ'ta kapasite kullanım ora-
nının yüzde 2 oranında arttınlması üretim artışı sağ-
lanmış, krizden çıkış hızlanmıştı."
Adına "ulusal" denilen dış dayatmalarla, birileri ha-
vadan para kazanırken koskoca bir ulus borç üstü-
ne borçla boğuluyor, zamlarla boğuluyor, işsizlikle
boğuluyor... Bir ulus işte böyle tüketiliyoıi
,SESSIZ$EDÂSIZ(!) NURtKURTCEBE
Yûksek YeriUm Hatb
enSncutku@yahoo.com
Psikiyatr abi şu topluma bı bakıver Eskıden tencere-
tavayla protesto mitingı yapılırdı; şimdi eğleniyoriar!
Ufakfeğın merakı: Banknot resimteri
Yaşanmış bir öykü:
4.5 yaşındaki ufaklık evde eline pa-
ra geçtikçe, banknotun üzerindeki
resme bakıp "Bu kim" diye soruyor...
Annesi "Atatürk" diye yanıtlıyor...
Ufaklık bu kez "Atatürk kim" diye so-
ruyor... Babası, "Türkiye'yi kurtaran
adam" diyor... Ufaklık, banknotian ve
Atatürk'ü öğreniyor...
Bir gün, ufaklık evde 1 Amerikan <
dolan buluyor... Para, bildiği paralara
benzemiyon üzerindeki resme bakıp:
- Bu kim?
Annesi yanıtlıyor
- George Washington...
Babası peşi sıra gelecek soruyu bil-
diği için hemen devamını getiriyor
- Amerika'yı kurtaran adam...
Fakat ufaklık, umulmadık birsoruy-
la ortalığı sarsıyor.
- Türkiye'yi kurtaran adam, Ameri-
ka'yı kurtaran adamdan daha mı de-
ğersiz?
Annesi ve babası nasıl bir soruyla
karşılaştıklannı değeriendirmeye ve ne
yanıt vereceklerini bulmaya çalışırken
ufaklık soruyu değiştirip yineliyor:
- Amerika'yı kurtaran adam, Tür-
kiye'yi kurtaran adamdan daha mı
değerli?
Soruyu 18 yaşındaki ağabeyi, "As-
la... Fakat bizim paralarda bıryanlışlık
var; artık Bülent Ecevit'in resminin ol-
ması gerekiyor" diye yanıtlıyor... Anne-
si ve babası da devamını getiriyor
- Süleyman Demirel'in... Tansu
Çiller'in... Mesut Yılmaz'ın... Devtet
Bahçei'nin... Necmettin Erbakan'ın...
Turgut Özal'ın da resminin olması
gerekiyor!
'Mecelle' Düşkünleri...
MERİÇ VELİDEDEOĞLU
Son beş-on yıldır, Yurttaş-
lar Yasası'nın (Medeni Kanun)
kabul yıldönümlerinde yapı-
lan toplantılarda, özellikle ki-
mi TV'lerdeki konuyla ilgili iz-
lencelerde, Yurttaşlar Yasası
(Medeni Kanun) ile "Mecelle"
karşı karşıya getirilmektedir.
Hele bu yıl, gerek 75'nci yıl
kutlamaian, gerekse yeni ya-
sa tasansının Meclis komis-
yonlannda ele alınması dola-
yısıyla, Yurttaşlar Yasası daha
uzun süre gündemdeki yerini
koruyacağa benziyor.
Bu durumda da öyle anla-
şılıyor ki; TV kanallan konuy-
la ilgili izlencelerinı sürdüre-
cekler ve yine kimi TV'ler de
ilgi çekmek pahasına söz ko-
nusu ikı yasayı karşılaştırma gi-
rişımlerınden vazgeçmeye-
cekler.
Oysa H.V. VeKdedeoğkınun
dediği gibi: "Yurttaşlar Yasa-
sı ile Mecelle'yi karşılaştırmak
aslında elma ile armudu kar-
şılaştırmak gibi bir şey olur.
Bunlann her ikisinin de birer
meyve olma niteliğinden baş-
ka ortak yönleri olmadığı gibi,
Mecelle ile Türk Yurttaşlar Ya-
sası'nın da kendinegörebirter-
tibe bağlanmış hukuk kuralla-
n külliyatı olmaktan başka or-
tak yönleri yoktur.
Mecelle'nın temelidinselhu-
kuka, Yurttaşlar Yasası'nın te-
meli rasyonel hukuka daya-
nır.
m
(1)
Bu temel aynm yani Mecel-
le'nin niteliği, onu kaleme alan
Cevdet Paşa'nın anlatımıyla
da ortaya konur. Cevdet Pa-
şa Istanbul kentinde iki yasa
derlendiğini, ilkinin Roma Ya-
sası, ötekinin de Mecelle ol-
duğunu söyledikten sonra şöy-
le devam eden
"Bu ilk yasa, Avrupa yasa-
lannın temelidir; heryerde ta-
nınmış ve sayılmıştır. Fakat
Mecelle'ye benzemez; arala-
nndapekçokfarkvardır. Çün-
kü o, beş-altı hukuk bilgini ta-
rafından yapılmıştır. Mecelle
ise beş-altı din bilgini tarafın-
dan, Tann'nın koymuş oldu-
ğu çok yüksek şeriat kuralla-
nndan derienip alınmıştır. "(2)
Her iki yasa arasında da-
yandıklan ilke yönünden var
olan bu büyük fark, içerik ba-
kımından da geçeriidir.
Toplumsal yaşam ilişkilerinin
merkezıni oluşturan aile, mi-
ras, kişilik ile ilgili düzenleme-
leri içermeyen Mecelle'nin yal-
nızca mal, borç ve dava iliş-
kilerini düzene soktuğu Mecel-
le düşkunlerince de bilinir.
Aynca, 1869-1876 yıllan ara-
sında hazırlanan Mecelle, da-
ha kırkıncı yılı dolmadan es-
kimişti; içerdiği 1851 madde-
nin, ancak 300 kadan kullanı-
labiliyordu.
Bunun için 1916 yılında ya-
sayı bütünüyle ele alıp çağın
gereklenne göre yeniden dü-
zenleyecek komisyonlar ku-
rulmuştu.
Demek ki Mecelle, doğu-
şundan çok kısa bir süre son-
ra, Osmanlı toplumunun bile
gereksinmelerini karşılayamaz
bir duruma gelmişti. Başka bir
anlatımla Mecelle, görevini ta-
mamlamış ve artık "tarih" ol-
muştu.
İşte 20. yüzyılın daha baş-
larında durumu bu olan Me-
celle'yi, 21. yüzyıl gündemine
taşıyarak övgülerle güncelleş-
tirmenin bir amacı olduğunu
görüyor ve bunun da "Şer"i
Hukuk"u gözden gönülden
uzak tutmamak için fırsat ya-
ratmak olduğuna inanıyoruz.
Oysa Mecelle, Osmanlı top-
lumu için nasıl işlevini yitirdiy-
se şer'i hukuk da laik Türkiye
için aynı durumdadır.
Geçmişe değil geleceğe ba-
karak çağın isteklerinin yerine
getirilebileceği Mecelle düş-
kunlerince de bilinir...
Ne var ki, böyle davranır-
larsa "her dem" gündemde
kalamayacaklannı hem kendi-
leri hem de gediklisi oldukla-
n TV kanallan da bilir...
Not: (1 ve 2), H.V. Velidede-
oğlu, Devirden Devire, Cilt 1,
2, 3, Bilgi Yayınevi, 1976, Ist.
HAYVANLAR ÎSMAİL GÜLCEÇ lgulgec@yahoo.com
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behlcak@turk.net
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
19 - 25 Mart
Orman Haftası
nedeniyle
dikeceğiniz yeO» fidanlar,
ormanlarımıza yeni ormanlar katar.
Fidan Dikim Hattı
283 78 16 185
tema@tema.org.tr «vwwtema.org.tr
HARBI SEMİH POROY
(YıME T/4M Sr\m ılANLAR...J
semihporoy@yahoo.com
:
5a:
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 22 Mart
ZEYTtNBURNU SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN HUKÜM ÖZETİ
EsasNo-:X)l/231
W 2 5
Hâkim. Kemal Güzel 20998
Kâtıp: Nuran Taşkıran
Mahkememize aıt 2001/231 esas,-
0 0
'
7 2 1 5
karar sayıü, 1.3.2001
tanhlı ılam ile yaşı küçük Serdar Kar^'y
8
hıssedan bulunduğu Kur-
şunsan San. ve Tic. LtA Şti'de temsı
e v e
almacak kararlarda kendi-
siıu temsıl etmek üzere annesi Fatma
! i a r a c a
kayym tayin edilmiştir.
1.3.2001 Basın- 14
:
18
YARAT/CfS/..
1&32'OE BUSIM/, BÜYÜK ALA4AN OZANI VE DÜNYA
EOEBtyATININ OLA&AAIÜSTÜ O£HALA*lMC>AN,JO/MMV
ÖLOÜ. 3/RKAÇ ÖMfte SlİDKtlLABlLECEK D&ILİ
DOPDOLU g/R mŞAM) OLAN GOETHE, ££>€&/Y*-
77/V NE/f DAUMOA YAPfT VEKM/Ş, BU AKAOA Bİ-
L/MSEL ÇALIÇMALAR VE YÜKSEtC DEVLBT GÖKEV-
LEKİ y»PH4l$T/K. "FAUSr'APU ÜNLÛ BAÇYAPtTtN-
PA, GÛÇ VE &LGJ İÇİN, RUHUNU ŞEYTAMA SA7AN
8lR ADAMiN EF&ANEVİ OYKÜSÜNÜ ANLATIR. TA-
MAMLAMMASl S8 Y/L SÜKDÜĞÛNDeU, SU U2UN
DRAMAT1K. ÇUB. İÇlN 'GOETHE'NIN YAŞAM AOeADA-
Çf" PENMEKTEPt*. BÜYÜK >f*Prr, DAHA SOU8A,
BESTECJ GOUNOC TARAF/NPAN OPERA HA-
LlNE GETİRJL£CEXTİR..
DUZ ÇtZGİ
UMtT ZİLELt
Kanadalı DinozorL
Adam tam bir "dinozor", hem de iflah olmaz cin-
sinden!..
Üstüne vazifeymiş gibi, tutmuş "Yoksulluğun Kü-
reselleşmesi" diye kitap bile yazmışL O kadarla kal-
sa yine iyi; uluslararası ününü özellikle IMF ve Dünya
Bankası'nın üçüncü dünya ülkelenne dayattığı politi-
kalan afışe eden kitaplanyla sağlamış...
O bir ekonomi profesörü, ama aynı zamanda küre-
şel kapitalizme karşı eylemci kimliği ile de tanınıyor.
Üstelik, Türkiye ekonomisınin içinde bulunduğu çık-
mazı, IMF'nin ülkeyi nereye sürüklediğini, her gün ek-
ranlarda kimsenin anlamadığı bir ağız dolusu "klıse laf"
yuvariayan Amerikan patentlı "bizim" bilim adamla-
nndan çok daha net ve ömeklenyle anlatıyor!..
Bu dinozor, Kanadalı... Adı Michel Chossudovsky...
Ottavva Üniversitesi'nde ekonomi profesörü... Prof.
Chossudovsky'nin çarpıcı açıklamalan, Cumhuriyet
r
\n
aynı sayfasında bizim ülkemizin yüz akı bilim insan-
lanndan Server Tanilli'nin yazı dizisi ile buluşmuş...
İki yazının başlıklan ve içeriği sanki birlikte yazılmış gi-
bi bütünleşmiş!.. Kanadalı profesör aynen şöyle di-
yor
- Ulusal Program bir aldatmacadır... Türkiye gi-
bi gelişmekte olan pek çok ülke, Bata tarafından
yeniden koloni (yani sömürge) haline getirihneye
çalışıhyoıi..
Server Tanılli de "Küreselleşme aslında neyiyıkıyor"
diye sorup yanıtlıyor:
- Küreselleşme "tek dûşünce"adı verilen "yenili-
beralizm"in ta kendisidir. Dünyayı ele geçirme gi-
risiminin adıdır. "Daha az devlet" sloganına sanlan
yeni liberalizm, ulus-devleti bir "gece bekçısı" ya
da "sınırian koruyan" birgüç konumuna indirgeyip
toplumu tekelci kapitalizmin yağmacı güçterine
teslim etme amacını uygulamaktadır...
Ne kadar açık, değil mı?.. Dünyanın iki ucundan iki
namuslu bilim adamı, dünyaya dayatılan tek tip kü-
reselleşmenin neyi amaçladığını eğip bükmeden net
bir şekilde ortaya koyuyorlar. Prof. Chossudovsky,
bugun Türkiye'de yaşananlan ırdeleyıp hangi sonuç-
lann alınacağını da bir bir anlatıyor...
- Buyurun, okuyun...
•••
Kanadaiı profesör öncelikle "UlusalProgram" aldat-
macasına değınıyor:
- Açıklanan önlemler, IMF politikalannın deva-
mı. Ulusal Program ise bir aldatmacadan ibaret,
bir kamuHajL Çeşitli ülkelerde uygulanan bu tip
programlar, IMFnin işine geliyor, çünkü program
başansa olduğunda fonu suçiayamıyorsunuz.
Chossudovsky'nin "kurtancılar" konusunda düşün-
dükleri ise çok çarpıcı:
- Eğer Güney Kore ve Brezifya'da yaşananlara
bakarsana, TûrUye'dekigeiişmelerbunun birkop-
yası!.. Öncelikle IMFprogramını uygulayan kişiler
atanıyor. Bu başansa olduğunda ekonomktekiki-
m noktalara eski IMF ve Dünya Bankası yetidlile-
ri yerteşOriliyori.. Bu kişilerin görüşme masasına
oturduklannda ülke çtkariannısavunduklankonu-
sunda şüphelerim vart.. Brezitya'da da krizsonra-
sında önlü para spekülatörû George Soros'un ya-
runda cakşan kişi, ekonomibakanı olarakatanmış-
6/..
Böyiece ABD Büyükelçisi Pearson'un büyük bir
pervasızlıkla Başbakan Ecevit'e gıdıp "Kemal Der-
viş'e siyasidestek" ıstemesinin ne denlı normal oldu-
ğu da anlaşılmış bulunuyott.
Prof. Chossudovsky, IMF güdümündeki ülkelerde
bankacılık sistemini anlatırken Güney Kore örneğini
veriyor. Kore'de de bizdeki Bankacılık Denetleme Ku-
rulu gibi bir komite bulunuyor. Bu komiteye Mem'll
Lynch, JP Morgan gibi şirketler danışmanlık yapıyor.
Komite; ülkedeki bankaîan önce kamulaştınyor, son-
ra da bu bankalar "mezat'a çıkarılıp yabancı finans
devlerine yok pahasına satılıyor. Ülkenin en büyük iki
özel bankası, Korea First Bank ve Seul Bank artık ya-
bancılann elinde. Kanadalı profesör, benzer gelışme-
lerin Türkiye'de de yasanacağını ve yabancılann Türk
bankacılık sistemini kontrol altına alacaklannı, bunun
da sanayi ve üretimi direkt etkileyeceğini söylüyor ve
ekliyor
- IMF programlan ülkenizi mezata çıkanyor. IMF
uikenizdeki sermayeyi de tehdit ediyor. IMPyi ül-
kenizden kovmazsanız ya AB'nin ya da Wall Stre-
et'in sömürgesi olursunuz!..
Ben yıllardır IMF programlannın bu ülkeyi hızla "sö-
mürge ülke" konumuna sürüklediğini yazdım. Daha
geçen hafta yazdığım yazıda "Ulusal Program'm as-
lında "Yeni Düyunu Umumiye Programı"ndan baş-
ka bir şey olmadığını haykırdım. Gördüğünuz gibi söy-
lediklerimın Batılı bilim adamının söylediklerinden hıç
farkı yok!.. Bıze dinozor diyen, soylediklenmızı kulak
ardı edenler belki Kanadalı, uluslararası üne sahip bir
profesörün söylediklerini dinlerler...
- Ne de olsa Batı hayranıyız!..
Eposta: uzileli@ixir.com
Faks:(0 212)287 42 41
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Bir dızede
ya da beyitte
bilinenbirola- 2
yı,biratasözü- 3
nü ya da bir fı-
krayı anımsat-
ma sanatı... 5
Tavlada "üç"
sayısı. 2/ îcra-
at...Hertûror-
ganikyağa ve-
rilen ad. 3/
Avustralya'da
yaşayan, ağır gövdeli
ve kısa bacakhbirhay- 1
van... Boru sesi. 4/
Şöhret...Islandığıza- 3
man kolayca biçim- 4
lendinlebilen yumu- 5
şak ve yağh toprak. 5/
Çok sevilen ldınse ya
6 7 8 9
da şey... Kare ya da si-
lindir biçimli yüksek
yapı. 67 Çam ağacının
çiğnenip emilen iç kabuğu. II Yankı... Büyük kent
serserisi. 8/ Çok sert ve tutarsız hareketlerde bulu-
nan akıl hastası...Yiğit. 9/ Süsen de denilen, iri çi-
çekli ve kokulu bir süs bitkisi... Erkek ördek.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bir anlatım inceliğı elde etmek için, birden çok
anlamı olan bir sözcüğün yakın anlamının değil de
uzak anlamının kullanılması sanatı. II Tokyo'nun
eski adı...SenegaFinbaşkenti.3/Göllen inceleyen
bilim. 4/ Ankara'nın bir ılçesi... Ehıman lekesi. 5/
Mahkeme sonucunu gösteren resmi belge... Donuk
renkli. 6/Listebaşı olmuş hafifmüzikparçası... lz-
mantgıllerden bir balık. II Dantel ya da nakış ipli-
ği yumağı. 8/ Büyük bakraç... "Şener —": Oyun-
cumuz. 9/ Havagazının bileşiminde bulunan renk-
siz ve az kokulu gaz... Arjantin'in plaka işareti.