Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 MART 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ /ekonomi@ cumhuriyet.com.tr 13
Tokyo Bopsası
yüzde 7.5 ç M
• Ekonomi Servisi -
Tokyo Borsası Nikkei
Endeksi, Japon Meıkez
Bankası'nın kesin bir
kararla tekrar sıfir faiz
politikasına döneceğini
açıklamasının ardından
yüzde 7.5'luk tarihi bir
yükselişle kapandı. Borsa
tarihinin 7. en büyûk
çıkışında, sıfır faiz
politikasına dönülmesinin
borsada yükselişe yol
açacağı düşüncesiyle
yapılan alımlar etkıli oldu.
BVKA suni ada
mşaedecek
• Ekonomi Servisi -
ENKA Inşaat ve Sanayi
AŞ, Hazar Denizi'nin
Kazakistan sektörü
imtiyazını elinde
bulunduran OKIOC
şirketi ile 3 yıl sûreli 75
milyon ABD Dolan
bedelinde bir anlaşma
imzaladı. OKIOC
şirketinin petrol çıkarma
çalışmalan sırasında
sondaj makineleri ve
diğer ekıpmanlann
bulunacağı bir suni ada
inşa edileceği bildirildi.
TÖSİAD heyeti
Fransa'da
• EkoDomi Servisi -
TÜSlAD Yönetim
Kurulu Başkanı Tuncay
Özilhan başkanlığındaki
heyet, Le Monde
gazetesinin düzenlediği
panelde Tüıkiye'yi
anlattı. Le Monde
gazetesinin daveti üzerine
gerçekleştirilen panelde
konuşma yapan Özilhan
ve TUSİAD eski Başkanı
Erkut Yücaoğlu, siyasi,
ekonomik ve sosyal
konularla ılgili
değerlendırmelerde
bulundu.
FBTnfaiz
• Ekonomi Servisi -
ABD Merkez Bankası
Federal Reserve'ün
(FED) durgun ekonomiyi
canlandırmak için yaptığı
yanm puanlık faiz
indirimi, yanm puandan
fazlasını bekleyen
piyasada yetersiz
bulundu. Dow Jones, son
iki yılın en düşük
düzeyine, Nasdaq da
1998Kasımı'ndanbu
yana en düşük düzeyine
geriledi. indirimi, en az
0.75 puan bekleyen Wall
Street'te yetersiz
bulunurken büyük
bankalarda ticari ve
tüketici kredileri
faizlerini yüzde 8'e
çektiler.
Vtergm yüzde
8S'i kaçnHlıyor
• ANKARA(ANKA)-
Maliye Bakanlığı
denetim birimlerinin
2000 yılında yaptığı 60
bine yakın vergi
denetimi, Türldye'deki
vergi kaçakçılığımn
korkunç boyutunu da
ortaya çıkardı. Denetim
sonuçlan, mükelleflerin
veıgilendirümesi gereken
her 100 liralık kazancm
35 lirasını gizleyip 65
lirasmı beyan ettiklerini
gösteriyor.
AygaTaödül
• Ekonomi Servisi -
Aygaz, 15 Mart Dünya
Tüketiciler Günü'nde,
'Aygaz Ev Kazalanna
Karşı Uyanyor'
kampanyasıyla toplum
bilincinin oluşmasına
verdiği destekten dolayı
ödüllendirildi. Tüketici
Raporu dergisi,
Tüketiciyle Dost Altın
Kalite Ödülü'ne Aygaz'ı
layık buldu.
Aria sabit ücretsîz geliyor
Aria, Başbakan ile Ulaşürma Bakanı arasmdaki telefon görüşmesiyle start akfa.
Ekonomi Servisi -
Italyan mobil telefon
şirketi TIM ile Türkiye
İş Bankası'nm cep tele-
fonu Aria, dün Türki-
ye'de GSM 1800 hiz-
meti vermeye başladı.
Aria, Türkiye'nin en
büyük üç şehri olan Is-
tanbul, Ankara, lr-
mir'de cep telefonu hizmeti verecek
şebeke çalışmalanru tamamladı.
llk iki yıl içinde ülke nüfusunun
yüzde 50'sini, ilk 5 yıl içinde de yüz-
de 90'ını kapsama alanına almayı
planlayan Aria, Türkiye Cumhuriyeti
smırian içinde GSM 1800 dijital şe-
bekesini 25 yıl süreyle işletmeye de-
vam edecek. Şebeke altyapısı, önem-
li finansal, teknolojik, organizasyon
çabalan ve 2002 yılı sonuna kadar 1
milyar dolara ulaşacak yatınmlar ne-
ticesinde gerçekleştirildi.
Şu anda yaklaşık 630 kişiyi istih-
dam eden Aria, 2002 yılı sonu itiba-
• Aria'da faturalı
ve faturasız hat, aynı
numara ile
kullanılabilecek ve
kontör ücreti
dakika başına
280 bin lira olacak.
nyla 2 binden fazla ça-
hşana ulaşacak. Aria
şebekesinde mevcut
olan WAP teknolojisi,
tüm hizmetler ile inter-
net içeriğini müşterile-
rin cep telefonlanna
doğrudan ulaştıracak.
Yılm ikinci yansında
GPRS teknolojisi ile il-
gili hizmetler de satışa sunulacak.
Aria müşterileri aylık sabit ücret
ödemeksizin abonelik sözleşmesi ya-
pabilecekler. Aria'da faturalı ve fatu-
rasız hat, aynı numara ile kullanılabi-
lecek ve aylık 55 dakikayı aşan ko-
nuşmalarda ise abonelere yüzde 55 in-
dirim yapılacak. Aria'nm tamtım top-
lantısuıa Ulaştirma Bakanı Enis Ök-
süz, Iş Bankası Genel Müdürü ve Iş-
TIM Yönetim Kurulu Başkanı Ersin
Özince, TIM Grubu Başkanı Rober-
to Cobminno, Îş-TTM Genel Müdürü
Giuseppe Farina. TIM Genel Müdü-
rü Marco de Benedetti katıldı.
ÖNDE GELEN TELEKOM ŞtRKETLERt BİLGİSAYAR DÜNYASIYLA EVLENMEYİ PLANLIYOR
Dünya cep telefonunda 4. nesli konuşuyor
Ekonomi Servisi - Geliş-
mekte olan ülkeler arasında
cep telefonunun en yaygm
olduğu ülkelerden biri olan
Türkiye'de hâlâ GSM altya-
pısı kullanıhrken dünyada 3.
nesil mobil sistemler yaygın-
laşıyor, hatta 4. nesil sistem-
ler konuşulmaya başlandı.
Dünya kablosuz cihazlar
pazannda Iskandinav ülke-
leri ve Japonya ön sıralarda
yer ahrken Uluslararası Tele-
komünikasyon Birliği (TTU),
dünyada 550 milyonu aşkın
mobil telefon kullanıcısının
bulunduğunu ve bu sayımn
2009 yılında 1.4 mılyara ula-
şacağını öngörüyor.
Dünyanm önde gelen tele-
kom şirketlerinin bir araya
gelerek oluşturduklan Kab-
losuz Dünya Araştırma Fo-
rumu, 4. nesil mobil sistem-
lerin "bügisayardüııyasmıte-
lekomünikasyon dünyasryla
evlendireceğini'' belirterek
pek çok farklı mobil cihazın
birbiriyle kolayca uyum sağ-
layabileceğini ifade ediyor.
4. nesil mobil sistemler ko-
nusunda araştırmalarm sür-
düğünü bildiren forum yetki-
lileri, bu yeni nesil mobil sis-
temin dünyada 2010 yılm-
dan sonra hayata geçebilece-
6
Cep' pazarmda rekabet fc
Ekonomi Servfai-İş-Tim'in 'Aria'sı-
nın pazara girmesiyle Turkcell ve Tel-
sim, yeni uygulamaya soktuklan kam-
panya ve tarifelerle abonelerini kaptır-
mamaya çalışıyor.
10.1 miryon abonesi olan Turkcell,
dün "BizbizeCelT adlı yeni bir 'imö-
rimB' tarife uygulaması başlattı. Turk-
cell yetkilileri, bu yeni tarifeyle Tujk-
cell numaralari"0532, 0533, 0535,
0536'yla başlayan tüm abonelerine
kendi aralanndaki görüşmelerde daha
ucuza konuşma olanağı
sağladığmı belirterek
"BizbizeCefl" tarifesi-
nin faturalı hatlar için
"sabit ücret 950 bin TL,
tüm Turkcell numarala-
nytagörüşme ücreti 99 bin TlVdk,\Tn--
öçi normal görüşmenin dakikasma da
295 bin TL/dk" olarak belirlendigini
ifade ediyorlar.
Hazır Kart ve Muhabbet Kart abo-
nelerinin ise tüm Turkcell numarala-
nyla görüşmenin dakikasma 145 bin
14 TL, yurtiçi normal görüşmenin da-
kikasma da 398 bin 789 TL ödeyece-
ği belirtiliyor.
Geçen ay sonu itibanyla 6.1 milyon
abonesi olan Telsim'in ise kısa bir sü-
re önce uygulamaya koyduğu "CepF-
ree" adlı abonelik sistemi ile her ay
sabit bir abonelik ücreti karşüjğmda
cep telefonuna bedava sahip olunduğu
ve her ay belirli bir konuşmarun beda-
va yapıldığı ifade ediliyor.
ğini öngörüyorlar. Finlandi-
ya'nın başkenti Helsinki'de
10-11 Mayıs'ta bir araya ge-
lecek olan Kablosuz Dünya
Araştırma Forumu, 4. nesil
sistemlerle ilgili araştırma-
lan değerlendirecek.
Tûm Afrika'da Türkiye
kadar kullanıa
Ancak hâlâ dünyada en
yaygın mobil sistemin GSM
olduğu belırtılirken Asya Pa-
sifik ve Avrupa bölgesinde
300 milyona yakm cep tele-
fonu kullanıcısı olduğu söy-
leniyor.
Sadece ABD ve Kanada'-
da 109 milyon, Latin
Amerika'da 64 milyon kişi
cep telefonu kullanıyor. Or-
tadoğu'da 10 milyon, Af-
rika'da ise 16 milyon cep
telefonu kullanıcısı bulunur-
ken tek başına Türkiye'de
cep telefonu kullanıcı sayısı
16 milyonu aşıyor.
Faiz ödemelerini önplana alanprogram Türkiye'yi üretimden iyice uzaklaştırıyor
Gelecek nesillere kötü miras• îçborç
programını
aksatmayacak
düzenlemeleri ön
planda tutması
beklenen program,
Türkiye'de
"yoksulluğun ve
adaletsizliğin"
tablolannı
değiştirmeyecek.
FATMAKOŞAR
Kısa aralıklarla siyasi ve eko-
nomik krizlere giren Türki-
ye'de çözümü IMF reçetelerin-
de aramayı sürdüren hükümet-
ler, gelir dağıhmmdaki uçu-
rum, işsizlik, kayıt dışı, ürete-
meme, sosyal ve ekonomik alt-
yapı yatınmlannın yapılama-
ması gibi temel sorunlannı ge-
lecek nesillere devrediyor.
Yakın bir gelecekte "Tûrki-
r1 1987
Iİ990
* 1993
1994
1997
1998
1999
2000
2001
Eğıtım
12.4
19.1
16.7
13.5
11.9
1£4
11.8
9A
11.3
Halka yeterli hizmet yok
Sağlık
2.9
4J&
3.9
33
3.2
3.0
2.9
23
2.7
Sosyal
Hızmettef
0.7
1.1
0.9
0.6
0.6
05
0.5
0.4
0.4
Toplam Eğıtım Sağlık
ve Sosyal Hız.
16.0 ,. * ? * *
25-0 fnilro rİKfcff
21.6 m a
17.6 ^ * * ~
15.8 //"V
15.9^H^Xİ
15i L \
12.0 V ^
14.3 f yy
Aarcamafers aynten
ptytam ktrşılaftrimâm
1987 1990 1993 1994 1997 1998 1999 2000 2001
Kamu yatırımları
giderek azaldı
1987
»90
1993
1994
1997
1998
1999
2000
2001
15.2
11i
9.8
6.9
7.1
5.5
5.0
3.9
5.7
Ttmtl attyapı
bûtçt
ıçndefapyr
IBaymcm*
Eneıp+Sulşlen
IHaştrms)
1
•--.) ^ r *
ye'yi düzlüğe çıkarmayı" taah-
hüt eden ve özelleştırmeleri te-
mel ilke edineceği açıklanan
programla kamu yatınmlannın
duracağı açıkça ortaya konu-
lurken üretimi arttıracak, dış ti-
caret açığını azaltacak, kayıt dı-
şının önüne geçecek, istihdam
yaratacak politikalar ise benim-
senmiyor. Buna karşılık iç borç
programmı aksatmayacak dü-
zenlemeleri ön planda tutması
beklenen program Türkiye'de
"voksuDuğun ve adaktsiztiğfrT
tablolanm değiştirmeyecek.
Bankacıhk sektörünü güç-
lendirecek, özellikle devlet
bankalannm özelleştirilmesine
yönelik "adl önlemler" alan
programda; enflasyonun önü-
müzdekı aylar yüksek çıkacağı,
sonradan düşeceği, ekonomi-
nin daralacağı öngörülüyor. Alt
ve orta gelir grubunun daha da
fakirleşmesine engel olacak
"üretimve istihdam" politika-
lannı ise içermeyen programın
uygulanmasıyla; işçıye, memu-
ra yoksullaştığı ölçüde para ak-
tanlamayacak ve kamuda yatı-
nmlann durmasıyla sağlık ile
eğitimde yeterli hizmet verile-
meyecek. Böylece bütçe için-
deki payı son 25 yılm en düşük
düzeyine gerileyen ücretler da-
ha da gerileyecek. Bu gelişme-
ler ise gelir dağılımındaki uçu-
rumu derinleştirecek ve kamu-
yu biraz daha eritecek.
Ücretler son 25
yılın en düşük
düzeyinde
19/i>
1980
1987
1990
1992
1994
1997
1998
1999
2000
38.4
31.7
23.6 ,
39.4
4Z4
30.4
2 5 . 8 ^
24.8 #
2 4 . 6 ^
19.7 '
ıçmdakipuyı
2001 18.9
Türkiye'deki krizle birlikte prestiji zedelenen IMF, 4 yılda 57 ülkeyle anlaşma yaptı
Fon kredüerininyüzde 68 H üç ülkeyeANKARA (ANKA) - Türki-
ye'deki krizle birlikte uluslara-
rası prestiji ağır bir yara alan
Uluslararası Para Fonu, 1997-
2000 yıllan arasında toplam 57
ülkeyle çeşitli isimler altmda
anlaşmalar imzalayarak bu ül-
kelere uygulattığı programlar
için toplam 55.6 milyar dolarlık
kredi sağlamayı taahhüt etti.
Bu rakamm yüzde 68'i kriz-
lerden kurrulamayan Türkiye,
Brezilya ve Arjantin'e verilir-
ken Türkiye, IMF'nin en fazla
kredi taahhüdünde bulunduğu
üçüncü ülke oldu. IMF tarafin-
dan yayımlanan "Imfeurvey"de
yer alan verilere göre, 1997 yı-
lı ile 2000 yılı arasmda IMF ara-
lannda Türkiye'nin de bulun-
duğu 14 ülkeyle stand-by, 8 ül-
keyle "genişletilmiş fon kolayh-
ğı", 34 ülkeyle de "yoksulluk
azahma ve büyüme kolayhğı''
anlaşmalan imzaladı. Stand-by
anlaşması ımzalanan Türkiye,
Arjantin ve Brezilya ile süreç
içerisinde ek rezerv kolayhğı
anlaşmalan da yapıldı.
IMF'nin 1997-2000 yıllan
arasmda imzaladığı ve uygula-
ması halen devam eden bu üUce-
lere vermeyi taahhüt ettiği top-
lam kredi miktan 55.6 milyar
dolar olarak hesaplandı. Bu ül-
keler şimdiye kadar bu rakamın
25.2 milyar dolarlık bölümünü
alırken ğeri kalan 30.4 milyar
dolan ise gelecek ay ve yıllar-
4a almayı umuyor.
IŞÇtNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Çozumsuzluk
Bize hem çok uzak hem de çok yakın Balkanlar'da,
Makedonya'da aynmcılığa dayalı bir yeni trajedi ya-
şanmakta. Sırplar Kosova'da katlederken Arnavutlan
bağnmıza basmıştık. Sonra Kosova'daki azınlık Türk-
leri dışlayıcı baskılanna öfke duyduk. Şimdi Makedon-
ya Arnavutlannın özgürleşmesi adına yola çıktıklannda
bayağı bayağı kızıyoruz. "Kaşınıyorlar, rahat battı" di-
yebiliyoruz.
Aynmında değiliz ama bal gibi de duruma göre vazi-
yet alıyor, çifte standart uyguluyoruz. Arnavutlar ne
Sırplar tarafindan katledilirken daha az şovendiler, ne
de şimdi daha fazla şoven oldular.
Makedonya'daki son olaylardan yıllar önce çekilmtş,
Türkiye'de oynayan ve en son televizyonlarda birkaç
kez yayımlanan "Yağmurdan Önce" filmini görmüş
müydünüz? Görmeyenler için birkaç cümle ile, yıllar ön-
ce Makedonya'da içten içe kaynayan aynmcılıkla in-
sanlann yaşamakta olduklan dramı anlatıyordu. Aynı
köyde birlikte yaşamış, birbirlerini sevmiş Arnavutlaria
Makedonlann nasıl acımasızca birbirlerini öldürebilecek
boyutlarda aynmcılığın, ırkçılığın kurbanı olduklannı an-
latıyordu. Her iki tarafta da ırkçı, aynmcı ilkel güdüleri
hortlatmanın ne kadar kolay olduğunu, banştan, sev-
giden yana olanlann arada nasıl ezildiklerinı sanatın gü-
cü ile yüzümüze çarpıyordu.
Balkanlar'da, aslında dünyada olaylann bütünürie
bakmadığımızda çok kolay yargılıyor, bir halkı mazlum
ya da katil yapabiliyoruz. Oysa belirli koşullar yan ya-
na geldiğinde, en çok ezilmiş uluslann halklannda da
katiller çıkıyor. Dahası kitleler de suç işleme isterisine
sürüklenebiliyor. Yoksa Alman ırkçılığının yok etme tra-
jedisini yaşamış Yahudilerin, gücü ellerine aldıklannda
Filistinlilere yaptıklannı nasıl açıklayabiliriz?
Aslolan ve zor olanı, sorunlan banş içinde çözebil-
mek. Farklı ırk, kültür, inançlardan insanlan bir arada ya-
şatabilmek. Çağımızda bunun adına çokkültürlülük de-
niyor. Ve ne yazık ki bilimsel, teknolojik devrim çağın-
da insanlık aynı topraklarda çok daha fazla kanşmış ola-
rak yaşama gerçeğini görmezlikten gelerek çokkültür-
lülüğü özümseme, bir yaşam biçimine döndürme eği-
limlerinden uzak yaşıyor.
Bilimsel, tarafsız gözle bakıldığında belki de Yugos-
lavya, çokkültürlü toplum, yaşam biçiminin en gelişmiş
örneği idi. Avrupa Birliği de çokkültürlülüğe ömek ge-
lişme olarak gösteriliyor. Ama işin gerçeği, AB şimdilik
gelişmiş kültürierin azgelişmiş kültürlere karşı çıkar it-
trfakı olabilme ile sınıriı kalıyor. Kendi aralannda bile
zenginlik, ekonomik güçlü ittifaka karşın buluşabilmiş
degiller. Ama Tıto'nun Balkan karmaşasını gözeterek
başarmış olduğu bir güzel denemenin, ekonomik kriz
ve yoksullaşma ile paralel yok edilmesinde, tek kelime
ile halklann gözünün yaşına bakmadan suç işiediler.
Balkanlar banşını aynmcılığı besleyerek, Yugoslav-
ya'nın parçalanmasına öncülük ederek dinamitlediler.
Şimdi bire bir, Bosna'da, Kosova'da onca insanlık
dramını, katliamı seyrettikten sonra lütfen müdahale-
leri hiçbir anlam taşımıyor. Irkçı aynmcı tohumlar, yöre
insanlan, halklannın yaşam koşullannın iyice bozulma-
sı, kimlik sorunlannın büyümesi ile bağlantılı yeşeriyor.
Yoksul güneyde ırk ve dinler temelinde, bazen çok da-
ha ayrtntılı ait kimliğe dayalı çatışmalar, savaşlar, yok-
sulluğu paylaşmamak umuduyla giderek boyutlanıyor.
Ama ABD ve AB tarafından Rusya'nın iktidar alanın-
da sayılan, ırk bağı anlamında da akraba Sırplara kar-
şı tahrik edilen Arnavutlar ne yapsın? Yıllarca özgürleş-
me ve bağımsızlık adına savaşımda desteklendiler. Hır-
vatistan ve Slovenya'yı kaybeden, çöken Yugoslav-
ya'nın manevi ezikliğinde, yoksullaşmasında alabildi-
ğine ilkel güdüleri, tepkileri, öfkeleri beslenen Sırplann
"katıT damgalı vahşeti karşısında, Arnavutlann da şo-
ven cephede buluşmasından başka ne olabilirdi ki?
Üstelik umut bağladıklan dağlara kar yağdı. Koso-
va'da Sırp katliamından belkı kurtuldular, ama yoksul-
laşma, onur, kimlik anlamında eskisinden bin beter ol-
dular. Zengin kuzey, ABD ve Batı onlan sadece başın-
dan seyrettiği Sırp katliamından kurtardı. Ortada vaat
edilen özgür Kosova yok. Şimdi orada ABD muhteşem
bir üs inşa ediyor. Yasal anlamda Sırbistan'a bağlılık sü-
rüyor. Doğal olarak Sırplar, ABD-AB ortaklıklı askeri ku-
şatmadaki Kosova yönetimini tanımıyor. Elbette emek-
liler ücretlerini alamıyor. Üretim olmadığı için iş ve üc-
ret yok. Amerikahlara kiraya verecek evi olanlar iyi kö-
tü kurtanyor. Gerisı ABD'den gelen erzak yardımına tia-
ğımlı. Kosova'da mafya cirit atıyor. Arnavutlar var ola-
bilmek için öfke ile kendilerine çıktş yolu arariarken bu-
la bula Kosova sınırlan dışındaki Arnavutlaria birleşip
güçlerini buluşturmaya çalışıyoriar.
2 milyon, 2 milyon nüfuslu devletçiklerolabilir, yaşa-
yabilirier mi? Üstelik her birinin içinde bir diğerinden
önemli bir azınlık varken... Çözümsüzlük, insan hakla-
n adına özgürieşme ile ayrımcılığın kanştınlması, alt
kimlikler temelinde yoksulluğu pa>1aşmamak üzere sa-
vaşlar, çaresizlik.. zengin kuzeyin çıkarianna yoksul gü-
neyin halklannın aleyhine almış başını gidiyor.
31 Mart'taki kredi ödemeleri
Kriz faizâne
dava açdabilir
Arjantin, yaklaşık3 yıkbr krizkrteboğuşurken halkm acıreceteyetepkisi büyüyor. (AP)
Ekonomi Servisi - Sa-
nayicilerle bankacılan
karşı karşıya getiren 31
Mart'ta ödenecek kre-
dilerin ilk dönem faiz-
lerinin fahiş oranda be-
lirlenmesi durumunda
borçlu işletmeler dava
açabilecek.
Reel sektörün kullan-
dığı kredilerin ilk dö-
nem faizlerinin ve geri
ödemelerinin süresi 31
Mart'ta doluyor. 19 Şu-
bat krizinden sonra çok
yüksek faiz uygulama-
sına gittikleri bihnen ki-
mi bankalar, işletmele-
rin borcunu ödememesi
halinde yüzde 2500'ü
bulan oranda temerrüt
uygulamaya da hazırla-
nırken hukukçular, pi-
yasaya göre fahiş oran-
da kredi faizi talep eden
bankalann dava edilebi-
leceğine dikkat çektiler.
Kredi alırken banka-
larca imzalatılan söz-
leşmelerin tek taraflı ol-
duğunu ve Yargıtay'ın
"genel işlem şartian"
olarak adlandınlan bu
tür s5zleşmelerin "hu-
kuken geçerii sayüma-
yacağı'' yönünde pek
çok karan bulunduğu-
nu acımsatan hukukçu-
lar, ^İşletmeler fahiş
orandaki bu faizi önce
ödeyip ardından geri is-
temedava$ı ya da borç-
lu ohnadığmm tespiti
davaa acabflir" dediler.
Avjkat Vehbi Kahve-
ci, ticari kredilere piya-
sada /üzde 200 faiz ıry-
gula>anlar varken bir
banlânın yüzde 2000
uygulaması durumun-
da krîdi kullanan işlet-
menia aradaki farkı da-
va eiebileceğini dile
getirii.