20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ARALIK 2001 PAZAR CUMHURİYET f SAYFA HABERLER Arkasınahiç bakmadı tstanbul Haber Servisi "Hayaümda Hiç Arkaya Bakmadını...." öğrencileri, Prof. Dr. Mübeccel B. Kıray'la yaptıkları uzun söyleşiler sonucu hazırladıklan ve Bağlam Yayınları'ndan çıkan kitabın adını böyle koymuşlar. u Hiç arkaya dönüp bakmamak" yaşamının felsefesi Prof. Dr. Kıray'ın. Öğrencileri bilir, toplumlarda önemli olan değişimdir onun için vc Kıray oraya bakar. Kıray'ın sözünü ettiği, 8. Cumhurbaşkanı TurgutÖzal'ın kullandığı anlamda "transformasyon" değildir. Değişimin ne olduğunu Kıray şöyle anlatıyor öğrencilerine: "Transformasyon dediğiniz şey, para pulitikalarının oluşturulması değildir. llakiki transformasyonun, diptcn gelen ctkilerie evrensel yapıda oluşan değişmclcrdir diye anlaşılması lazım... Özal devrinin sosyal bilimcfler bakımından en biiyük zararı, bu değişim fikrini, degerler fikrini, yapısal değişmc fikriııi çarpıtması oldu. Iktisatçılar buna kapılıp gittiler, jumalistik ele alışlar bıınu daha da şişirdi. Mafyalaşmanın bunun peşinden geleceğini, nıafyanın böylc bir sistemin parçası olduğunu, bunu teşvik etıııenin biiyük yanhşlık olduğunu görmczdcn gcldiler..." Öğrencileri, Prof. Dr. Mübeccel Kıray'la yaptıklan söyleşileri kitaplaştırdılar M "HAYATIMDA HİÇ ARKAYA BAKMAD1M" Kendileri de birer akademisyen olan Fulya Atacan, Puat Ercaıı, Hatice Kurruluş ve Mehmet Türkay'ın Kıray'la Ekim 1998'denücak 1999'akadarher hafla üçdört saat süren söyleşileri, başlangıçta biyografik bir çalışma olarak düşünülmüş. Öğrencileri, Türkiye'de sosyoloji bilinıinin öncülerinden, Rreğli'de ağır sanayinin getirdiğı değişimlere ilişkin araştırmasıyla Türkiye'de saha çalışmasının ilklerinden olan Prof. Dr. Mübeccel Kıray'la uzun söyleşinin biyografiyle sınırlı kalamayacağını daha başjarda farketnıişlerzaten. Kıray, übeccel Kıray, çocukluğundan başlayarak yaşamını anlatırken, hatta annesi ve babasının anılarını aktanrken olaylan bir sosyal bilimci gözüyle değerlendiriyor. tzmir'de yatılı okuduğu yıllarda Cumhuriyet gazetesinin önemini şöyle anlatıyor: "Ben bütün yatılı lise boyunca üç sene her sabah Cumhuriyet gazetesi aldım...'Mübeccel okudunsa bırak' derlerdi, tamam bitti, ben bırakırdım hocalar okurdu o gazeteleri." çoculduğundan başlayarak yaşamını anlatırken, hatta annesi ve babasının anılannı aktanrken olaylan bir sosyal bilimci gözüyle değerlendiriyor. 1923 doğunılu Kıray, Devlet Demiryollan'nda görevli babasıyla birlikte şehirden şehire, okuldan okula taşınırken dönemin yaşam tarzları, tüketim alışkanlıklanna da tanıklık ediyor. Iznıir'de yatılı okuduğu yıllarda Cumhuriyet gazetesinin önemini şöyle anlatıyor: "Ben hütiiıı yatılı lise boyunca üç sene her sabah Cuınlıuriyet gazetesi aldım...'Mübeccel okudunsa bırak' derlerdi, tamam bitti, ben bırakırdım hocalar okurdu o gazeteleri." Solun zaafı lstanbul'da4Aralık 1945'teTan gazetesi basıldığında Ankara'da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nde doktora öğrencisidir Kıray. 16 arkadaşıyla hazırladıklan protesto metnini gazetelere postalarlar. Ancak mektup dekan Enver Ziya Karal'ın eline geçer. Dekanın odasına çağnlır, tanımadığı lacivcrt giysili birisi de vardır. Dekan Karal sıkıntıhdır, "Ne biçim şeyler yapı yorsunuz anlamıyonım" diyc sitem eder. "1951 tevkifatı"nın devamında 1952'de sıra Mübeccel Kıray ve eşi tbrahim Kıray a da gelir: "Iboların koğuşu 200 kişi, bizimkinde de bir tek Zehra Hanım (Kosova), gerisi hep aydınlar. Sol hareketin zaafi da o zaten." Slyasal Islamın mesrulaşması Bülent Ecevifin, Necmettin Erbakan'la koalisyon kurmasına eleştirileri de şöyle Kıray'ın: "Bir de baknlar ki CHP'U Ecevit, yani laikliğin kalesi CHP'li başbakan, Erbakan'la koalisyon yaptı. Dinscl harekete burada mesruiyet tanındı. Rejim içinde siyasal (slamı legitimize ettiler. Her zaman ıııerak ettim, hangi yer1 1 ya da yabancı çevrcler 1973'ten sonra siyasal lslam telkinlerini başjattı ve yürüttü diyc... Siyasi İslamı meşru olarak kabul etnıck, Ecevit zamanında oldu. Öyle hir zanıanda Ecevit bunu kabul etti ki, Anu'rika'ya çok kafa rutulmuş. Amerika, Viefnam Savaşı sonrası dinciliği çok ön plana çıkarmış ve çok telkinler yapıyor, hiç aklınıza gelmeyecek bir insan olarak, solculuğa karşı çok anüpalisi olduğu bilinen adam, ne kadar dinden uzaknuş gibi görünürse görünsün küt diye kabul etti bıınu..." Özal'ın yanlışları 1970'lerin sonunda Amerika yeşil kuşak politikasıyla İslamı yaygınlaştırmaya çalışmaktadır. lran'da Humeyni rejimi kurulmuştur. Türkiye'de 198()'de ordu yönetimc el koyar. Kıray devanı ediyor: "Türk hüküıııeti değişmeyi tam kavrayamadığı için dıırunıu anlaşılmaz hale getirdi. OzaPın buradaki günahlannı hiçbir melaike öbür dünyada afTettiremez. Evren'inkini dc alTeltircmez ama özellikle Özal yapılnıanıası gereken her şeyi yaptı bu memlekctte. Hukuku yıkn,' Anayasalar bir kere delinir',' Memurlar işini bilir', 'ürdunun prestiji kalmayabilir' sozleri ile. Şortlaıia resmi ordu teftişlerine gitmesi ile de şeriatçılara orduya küfretme hakkı veriyordu." Kıray, 1980 sonrasının en önemli sorunlanndan birinin üniversitelerde sosyal bilimlerin dağılması olduğunu ifade ediyor: "Özal zamanınııı en büyük kötülüğü, lanetlenecek bir tanesi 12 EylüTün getirdiği üniversite temizliğidir... özellikle Batı'da üretilen siyasal bilim tamamen Baü toplumunun kteolojisini aktaran bir söyleme sahip... Batı'nın ekonomik globalleşmc için söylediklerini siyasal bütünleşme diye ele aldılar ve inanılmaz bir fetiş haline getirdiler. Işte tkinci CumhuriyetçUer falan, gazetelere yansıyan tarafı da var. tmparatorluk çözüldü, bir sürü devlet çıktı, onun içinde bir de 1 ürkiyc Cunıhuriycti devlcti çıkü. 'Aman efendim, bunun hepsi milli değil, herkes Türk değil'. Kardeşim kime herkes Türk diyor ki zaten..." Kimdir bu ConBendit?.. l'iirkiyeAvrupa Parlamentosu Karnıa Komisyonu Eşbaşkanı Daniel ConBendit son yıllarda Türkiye'ye çokça gidip geldi. Türkiye AB'ye aday üye olunca, sesi daha çok çıkınaya başladı. "Kürtsorıınu"ndan "insan haklan" ihlallerine kadar her alanda Türkiye'ye akıl verdi. (iençliğinde karşı çıktığı işbirlikçi büyük sermayenin lüks otellerde düzenlediği uluslararası senıpu/yumların, dincilerin (emal Reşit Rey'de organize ettikleri "münakaşanların gö/de konuğıı oldu. Sonunda işi I ürkiye'yi Kıbrıs'ta ödiin vermeye zorlayanların başıııa geçmeye kadar vardırdı. Işte, 1968'de Paris'te başlayan, 9ü'lı yıllarda Stra/.burg'da devam eden çok perdeli bir komedyanın kahramanının düşündürücü öyküsü: l'ransa'da yaşanan "Mayıs 68", gençlik hareketinin çok ötcsıne geçen bir büyük olay, deyim yerindeyse bir genel ayaklannıadır. Biravuç yönetici dışında tüm işçiler, tüm öğrenciler (yükseköğretim/ortaöğrctim), aydınlar, köyliiler ayaklanmıştı. Böylesi birlıareket içinde Daniel ConBendit'ye yakıştırılan "önderlik" nitelemesi çok su götürür... ConBendit ya da o günkü adıyla "Kızıl Dany", bu büyük kargaşa içinde, olayları kişiselleştirerek sunmayı beceren medyanın, hadi yaraltı demeyelim, "ön plana çıkardığı" bir tiptır... 68'liler Birliğinden mektup Parlsln 'Kızıl Danv'sl Paris'teki Nanlerre Üniversitesi'nde öğrenci lideri olarak sivrilen Daniel ConUendit, Alnıan asıllı bir Fransızdı. 1 ransa sagı "Yahudi" kökenini ön plana çıkararak, ConBendit'i yıpratmaya çalıştı. Ama o, eleştiıileıin arkasından dolaşmayı becerdi ve puan lopladı. Avrupa'da sivrildi. Çilli yüzü, demagojiye yatkın tavırları, konuşkanlıgı, ConBendit'i medyanın gözdesi yaptı. 68 Olaylarf nda anarşistlcrin sözcülüğünü üstleııen ConBendit'in siyasi tavrı, öteki büyük grupların liderleri Iroçkist Alain Krivine'den ve Maocıı Alain .leismar'dun daha bulanıktı. Con Bendit, ideolojiler ve örgütler üslii bir tavır alınaya özen gösterdi. Her şeyi, "düzeni" ve bürokrasiyi bir güzel eleştirdi. Ancak eleştirdiği fikirlerin ve kurumların yerine neyi önerdiği hiç belli olmadı. Olayların durulmasından sonra köşesine çekilen ConBendit, 68'in 20. yıldönümünde, çeşitli 68'lilerle yaptığı röportajları topladığı ve "Biz Devrimi Çok Sevmiştik" adını verdiği kitapla bir kez daha dikkatleri üzerine çekti. Aralarında şiddet olaylarına kanşanlarda dahil olmak üzere, birçok eski arkadaşı ile yaptığı röportajları bir araya getiren bu çalışmada, "Kızıl Dany" "Bize ne oldu" sorusunu soruyor, bu soruya yanıt arıyordu. Kitabı, ConBendit'in 68 defterini daha o yıllarda kapadığını ortaya koyuyor. S1LV1O BERLUSCONÎ: • Italya Başbakanı Silvio Berlusconi Milano'da yapılan konferansa gönderdiği mesajda AB'nin doğuya doğru genişlemesinin en biiyük meydan okuma olduğunu söyledi. AB'nin genişlemesi Babaoğul meydan konser okumadır verdiler Istanbul Türkü Günleri, halk mü/iğinin duayeni Arif Sağ ve yeni kuşağın genç ve usta sanatçısı Tolga Sağ konseriyle başladı. Levent KırcaOya Başar Tiyatrosu'nda gerçekleştirilen konscrde babaoğul Sağ, müzikseverlere türkü ziyafeti çekti. Arif Sağ ve TolgaSag,"Dağlar", "Yârim Için Ölüyorum", "Derdim Çoktur" "Kula KullukYakışırmrgibi sevilcn türküleri, dinlcyicilerle birlikte söylediler. Türkü Günleri kapsamında bu akşam Grup Çığ, yann akşam da Erdal Errincan, Gülcihan Koç ve Mercan Şimşek konser verecekler. (Fotoğraf: CANER ÖZTURK) MİLANO (AA) Italya Başbakam Silvio Berlusconi, Avrupa Birliği'nin (AB) doğuya doğru genişlemesinin, günümüzdcki en büyük ve yüce meydan okuma olduğunu söyledi. ltalya'nın Milano kentinde dün yapılan ve TBMM Başkanvekili Yüksel Yalova'nın da katıldığı, "Avrupa Birliğf nin genişlemesi: Dünün Avrupası'ndan bugünün Avrupası'na" konulu konferansa bir mesaj gönderen Berlusconi, özellikle 11 Eylül'den sonra AB'nin gcnişlemesinin daha gerekli olduğuna inandığını belirtti. Terorizme karşi kapsamlı bir işbirliğinin yaratıldığını kaydeden Berlusconi, "11 Eylül'den sonra kötüden iyinin dc doğduğu söylenebilir. Adaleün ve barışın temelleri üzerinde yeni bir ulııslaı aı ası gündcnı inşa etmek ve terorizıııi kökünden ka/ınıak isteğiyle devletler işbirliği yapıyor" ifadesinı kullandı. "Bu uluslararası sahnede Avrupa'nın yeri, her zaman daha önemli ve yeri doldurulamaz olan anlik Hıristiyan kimliğinin temellerinde birleşmektedir" diyen Berlusconi, AB genişleme sürecinde anlaşmazlıklara rağmen hedefin değişmeyeceğini belirtti. Zengln sınıfı temsll etmek Adını 68'de Paris'te dünyaya duyuran ConBendit, yıllar sonra Franklurt'ta siyasete atıldı. Çok sayıda yabancı işçiye ev sahipliği yapan bir büyük kentiıı, Franklürt Belediyesi'nin "yabaııcılar tenısilcisi" oldu. Gençlikten sonra sıra yabancı işçilere gelmişti. Bu, horlanan, dışlanan yabancılar için biı uınut ışığı, bir dayanak olabilirdi. Ne de olsa o "Kızıl Dany" idi. Oysa o "yabancılan" anlamaya çalışma görevini, yabancılann geldiği iilkelerin ve bu arada I ürkiye'nin içişlerine burnunu sokma fırsatı olarak değerlendirmeyc kalkıştı. Sık sık Türkiye'ye geldi. Her platformda konuştu. "Kızıllardan" net'ret eden liberal, Yahudilerden hiç mi hiç hoşlanmayan dinci çevreler, onu, yanı Avrupa Birliği'nin bu "sol" kimlikli görevlisini yücelttiler, otıa övgüler düzdüler. Ne de olsa Daniel ConBendit artık "zengin" Avrupa'yı temsil ediyoıdu. Avrupa siyasal sınıfı adıııa Türkiye'ye gelıyor, rcçeteler yazıyordu. TürkiyeAvrupa Parlamentosu Karma Komisyonu Eşbaşkanı olarak, 68'de alay ettiği, aşağıladığı "düzen yanlılan" ile birlikte çalışmaktan, onlar adına görev yapmaktan hiç de hoşnutsu/ değildi. Avrupa Parlamentosu'ndan gelen son "Ermeni tasarısı"nın oylanması sırasında geri plaııda kalmaya ö/en gösteren, tasarıyı /amansız bulan ConBendit için bir yazarımız şu tespiti yapmıştı: "En tehlikelileri bu tip insanlar." Doğru sö/e ne deııir'.' 68. Tarlh ve Daniel ConBendit Aradan otuz kiisur yıl geçti, 68 tarıh içındeki yerini aldı. Başardıklarıyla ve başaramadıklarıyla, hatalarıyla ve sevaplarıyla tarih oldu. Herkes tarihi kendine göre yazar, her sınıfın tarihi farklıdır. Ama her isteyen her aklına geleni tarih diye sunamaz. Ne de olsa, yüz binlerce belge ortadadır. 68 düşüncesi; • Kapitali/min eleştirisine dayanır. • Antiemperyalisttir, başta Vietnam olmak üzere, mazlum milletlerle dayanışma içiııdedir. • Üniversiteler başta olmak üzere her alanda demokrasiden yanadır, ama bunu soyut bir düşünce olarak öne sürmekle yetinınez; 68 düşüncesi "düzen karş,nVdır. Avrupa'nın en zengin ülkelerinin ve buralardaki büyük çıkar çevrelerinin sözcüliiğünü yapan Daniel ConBendit, Tony Blair kadar, Schroeder kadar "ilericidir". Sözün kısası "Kızıl Dany" 68'in en büyük fiyaskolarından biridir. Daniel ConBendit ile yakından uzaktan bir ilgimi? yoktur. Kendisinden hiç mi hiç hoşlanmadığımızı kamuoyuna saygı ile duyurmayı bir görev biliriz. 68'liler Biıiiği Yönetim Kurulu Konaklılann yurtdışı tutkusu Denizli'nin Tavas ilçesine bağlı Konak beldesi sakinlerinin 1965 yılında başl ayan yurtdışı macerasmda son durak Yeni Zelanda SEDAT KURT DENİZLİüenizli'nın Tavas ilçesine bağlı Konak beldesi sakinlerinin 36 yıl öncesinc dayanan umuda yolculuk serüveninin son öyküsü, Yeni Zelanda oldu. Yerleşik nüfusun yüzde 70'ine yakınının bir yurtdışı macerası yaşadığı beldedc 200 genç, Yeni Zelanda'ya gitmek için lngiltere aracılığı ile başvuruda bulundu. Yeni Zelanda Hükümeti, 3 gencin başvurulanna karşılık olarak ön kayıt belgeleri gönderince, beldede dikkatler dünyanın diğer ucundaki bu adaya çevrildi. Konak beldesinde 1965 yılında Almanya'yla başlayan yurtdışı merakı, hemen ardından Avusturya'ya turist olarak gidip buradan Avrupa'ya sığınan bir grup Konaklıyla hat safhaya ulaştı. Bir süre Avrupa kapılarını aşındıran 5 bin nüfuslu bu küçük beldenin 'Milliyetçilik egosu aşılmalf Italya Cumhurbaşkanı Carlo Azeglio Ciampi de, konferansa gönderdiği mesajında, AB'ye aday iilkelerin "milİiyetçilik egolannı" aşmak zorunda olduklarını savundu. Avrupa Parlamentosu Başkanı Nicole Fontaine de mesaj ında, terorizme karşı verilen mücadeledc AB'nin gösterdiği dayanışmanın aday ülkeler tarafından da gösterilmesini umduğunu bildirdi. Bu arada, daha önce duyurulanın aksine, aralarında AB Dönem Başkanı Belçika Başbakanı Guy Verhofstadt'ın da bulunduğu çok sayıda katılımcı, konferansa gelmedi. TBMM Başkanvekili Yalova konferansta yaptığı konuşmada AB'nin, 13 aday ülke üyeliğe alındığında tamamlanacağını söyledi. Yalova, "Biriik, çok uluslu, çok kültürlü çok etnik toplumlu hale dönüştüğü takdirde kendini tamamlaıııış olacak. Bu şekilde kendisini güçlendirmiş olacak" dedi. Terörle mücadeledc AB'nin genişlemesinin öneminin çok daha ön plana çıktığını söyleyen Yalova, tamamlanmış AB ile sorunlann da çözüleceğini savundu. /V «/ 1 \ T1 fev Deniz 4 SPJ|YMI Zelanda r • Yerleşik nüfusun yüzde 70'ine yakınının bir yurt dışı macerası yaşadığı Konak beldesinde 200 genç, Yeni Zelenda'ya gitmek için başvuruda bulundu. Kanada Hükümeti, mülteci olarak ülkeye giren ve sığındıklan kilisede polise direnen Konak sakinleri yüzünden yaklaşık 20 yıldır nüfusu Tavas'a kayıtlı olan Türklere vize vermiyor. sorunlar bile yaşandı. Kanada Hükümeti, mülteci olarak ülkeye giriş yapan ve sığındıkları kilisede polise direnen Konak sakinleri yüzünden yaklaşık 20 yıldır nüfusu Denizli'nin Tavas ilçesine kayıtlı olan Türklere turist vizesi vermiyor. Verimsiz topraklar ve beldenin kent merkezine uzaklığı nedeniyle geçim sıkıntısı yaşayan Konak sakinlerinin yurtdışı macerasının altında sakinleri, gözlerini 1980'li yıllarının ortasında Kanada'ya çevirdi. Yüzlerce Konaklının mülteci olarak gittiği Kanada'dan sınır dışı edilmesi de yurtdışı merakına ket vuramadı. 1980'lerin sonlarında Libya'ya gidenler ise ülkede tutunamadı. Bu arada Konaklılardan bir kısmı Güney Afhka ve lsrail'e yerleşti. Konaklılann en ilginç yurtdışı macerası ise 199()'lı yılların başında yaşandı. Başbakanlığı sırasında Necmettin Erbakan'ın yaptığı "Kndonczya'nın ekonomisi bile bizden iyi" açıklamasının ardından bu kez lindonezya'ya akın eden Konaklılar, ülkenin ekonomik durumunun Türkiye'den çok daha kötü olduğunu anlayınca, geri dönmek zorunda kaldılar. Konaklıların yurtdışı merakı nedeniyle zaman zaman ülkeler bazında ekonomik nedenler yatıyor. Lisan bilmeyen Konaklı gençleri, tam 16 bin kilometre uzaklıkta bulunan ve nüfusunun büyük çoğunluğunun geçimini denizcilikle sağladığı Yeni Zelanda'ya götüren nedenlerden bir diğeri ise ebeveynleri. Çoğunluğunun bir yurt dışı macerası bulunduğu beldedeki ihtiyarlann kahve sohbetlerinde de konu bu maceralar. Hüsranla ya da zaferle biten umuda yolculuk öykülerinin sıkça rastlandığı Konak'ta maceralann kazanınılannı görmek de mümkün. Gurbetçilerin beldenin eski adıyla kurduğu Nikferliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği sayesinde, belde sakinleri belediyenin ihtiyacı olan ambulans ve bir cenaze aracının yanı sıra cami ve okul gibi gereksinimlerini de gelen yardım paralanyla gidermiş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle