29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN SAYFA CUMHURİYET HABERLER BlT operasyonu kapsamında haklannda işlem yapılanlann sayısı 35'e ulaştı 7 ARALIK 2001 CUMA Yoğupdu Üflemek Hayvan yavrusu, avlanmayı ya da tehlikeyi anasından öğrenir, aynı zamanda doğal güdüleri de onu yönlendirir. Zekâ hayvandan hayvana değişse bile, hemen hepsi başlarından geçenlerden ders çıkarma yetisine insiyaki olarak sahiptirler. Zeki olduğunu varsaydığımız ve sürekli "zekidir" diye haykırdığımız (oysa Aziz Nesin aynı fikirde değildi ve toplumun yüzde 90 küsur gibi bir bölümünün aptal olduğunu, savını güçlendiren kanıtlara dayanarak iddia ediyordu) bizim insanlarımız için, "Birmusibetbin nasihattan evladır" derken, atalarımız da fazla iyimser davranmıyorlardı galiba. öyle ya! özdeyişin çevirisi, "Bunlar burnu pisliğe batmadıkça, başlarına bir kötülük gelmedikçe pek bir şeyden anlamazlar" anlamını taşımıyor mu? Neyse ki, daha dengeli olanlar da var. "Sutten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş" gibi. Gerçi burada da, süte bakıp, kafa çalıştırmak yerine, önce bir can yanması yaşama zorunluluğu var ama... Doğrusunu isterseniz, ben düşünce yaşamı, soyutlamadan çok somut örneklemeye dayanan, o yüzden darbı meselleri seven toplumumuzun, özdeyişlerde verilen derslere de fazla kulak asmadıgını düşünüyorum, haddim olmayarak. Gerçekten de sütten ağzımız yanınca yoğurdu üfleyerek yiyor muyuz, dersiniz? Soruyu salt kişi katında değil, medyadan devlete tırmanan kurumlar katında ele alınca da, pek değişen bir şey yok. örneğin çarşamba akşamı TV kanallarındaki haberlerde ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın, Ecevit'in sorusu üzerine Irak'aoperasyon olmayacağını söylemesiyle doların düştüğü, piyasaların yükseldiği söyleniyordu. PoweH'ın böyle bir şey söylemeyeceğini bildiğim için ayrıntılara baktım. Gerçekte Povvel "Şu anda operasyon hazırlığıyok" diyor ve hemen ardından ekliyordu: "Ama endişeliyiz." Bu konuşma anlamasını bilenlere, Irak'a ABD müdahalesinin hâlâ büyük olasılık olduğunu gösteriyordu. Peki nereden kaynaklanıyordu, bu iyimser yorumlar? Söz Irak'tan açılmışken Türkiye'ye Musul ve Kerkük'ü verme vaatlerinde bulunanlar, 1. Dünya Savaşı öncesinde Alman masallarına kanarak, maceraya atılmış olan bu toplumun, geçmişten ders aldığına inansa böyle bir girişimde bulunurlar mıydı? Bu toplumda gerçekten bellek olsa, politika dehası olarak kabul edilenleri bile Irak'a girmeye kalkar mıydı? Ve nihayet bugün "Oh yakında Musul, Kerkük de bizim oluyor" diye sevinen kimi safderunları görür müydük? Londra ve Zürih antlaşmalarının açık hükümlerine karşın, Kıbrıs Rum Yönetimi'nin, AB'ye alınmasını savunan AB'nin ve taraf olduğu anlaşmalar konusunda "Biz onları hukukçulanmıza incelettik, böyle yorumlamıyorlar" diyen Ingiltere'nin güvencesiyle AGSP konusundaki çekincelerinden vazgeçen bir toplumun, sütten ağzı yanınca yoğurdu üfleyerek yediğini söyleyebilir misiniz? "Laik demokrat Türkiye Islam âlemi için tek model ülkedir" demiş Ebu Tayyip. Onun iplerini tutarak, Türkiye üzerinde oyun oynayanların istediği yola girmiş, yakında dizi dizi büyükelçiler kapısına giderler. Hadi onlar kendi modellerini oturtmaya çalışıyorlar Türkiye'ye, peki ya bizim "Vallahi kardeşim adam değişti, helalolsun!" diyen ileri zekâlılara ne demeli? Bırakın hakkında yazılabilecek olan bütün gerçekleri, mali kaynaklarının şaibesini biryana, yalnızca sorun kendisine, "Hazret, sen laiklik cteyince ne anlıyorsun, bir tarifet" diye bakın nasıl çıkacak gerçek sureti ortaya. Bütün bunlara bakıp söyleyin, sütten ağzımız yanınca yoğurdu üflüyor muyuz? Sütten ağzı yanan hayvan, yoğurdu üflemezse canıyla öder, insan toplumları ise yaşar ama, böyle yaşar işte. En çok İGDAŞ tı dı ıklattm h sayısı 35'e ulaştı. İGDAŞ, bugüne dek tutukiu sayısının en fazla olduğu operasyon oldu. Eski lstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdogan ile AH Müfit Cürtuna döneminde, belediyedeki "yobuzluk ve dolandıncüık" iddialan üzerine başlatılan "BİT" operasyonu sürüyor. Soruşturmayı sürdüren DGM Savcısı Abdülaziz Özatlan, DGM Yedek Hâkimliği'ne başvurarak eski İGDAŞ Genel Müdür Yardımcısı Halil İbrahim Leventoğlu ilc Sedat Kutay'ın da aralannda bulunduğu 11 kişi hakkında gıyabi rutuklama karan çıkartılmasını istedi. lstanbul 5 No'lu DGM Yedek Hâkimliği de Halil İbrahim Levenoğlu, Sedat Kutay, Cem Kapsız, ÜrıalErdere,Fatflı Başkan, Habet Gökoghı, Haşim Hanoğlu, Turhan Korkmaz, Reyhan Özkan, BülentDemir ve Cemal Baba hakkında gıyabi tutuklama karan çıkarttı. R Tayyip Erdoğan. ECEVİTK1LIÇ İGDAŞ soruşturması kapsamında, eski İGDAŞ Genel Müdür Yardımcısı Halil İbrahim Leventoğlu'nun da aralannda bulunduğu 11 kişi hakkında daha gıyabi tutuklama karan çıkartıldı. Soruşturma kapsarmndaki tutukiu AIİMÜfîtCürtuna. DUSAŞ'ın kurduğu soygun düzeni SosyalSigortalarKummu'nu trilyonlarcalirazarara uğratan kuruluş, 2yılda 750bin muayene fişi kesmiş. Kullanma süresi en fazla 3 yıl olan laboratuvar malzemelerinden lOyıllık alınmış HACER BOYACIOĞLU ANKARA "Beyaz Önlük" operasyonunda SSK'yi trilyonlarca lira zarara uğrattığı belirlenen DIJSAŞ firmasının "soygun düzenini" nasıl kurduğu Izmir DGM Savcısı Ahnıct Birsen'in hazırladığı iddianamede aynntılarıyla yer aldı. lddianameye göre, DUSAŞ'ın kayıtlarında, 2 ay ile 3 yıl arasında kullanım süresi olan laboratuvar malzemelerinden 10 yıllık kullanıma yetccck kadar malzeme alımı yapılmış görünüyor. SSK'ye şişirilmiş faturalar gönderdıği çeşitli örneklerle iddianamede yer alan DUSAŞ'ın 22 ayda 750 bin hastaya muayene fişi kesmiş olduğu belirlendi. DUSAŞ'ın maaşabağladığı eski Izmir tl Sağlık Müdürü Melih tnan'ın makam odasındaki kJimarun dahi, fırma tarafından alındığı kaydedildi. İddianamede, 8 poliklinik tabibi bulunan merkezüı 1999 Mayıs 2001 Mart arasındaki dönemde, 750 bin 500 muayene fişi kestigi bilgisi veriliyor. Sadece 3 Mayıs 2000 tarihindeki hasta muayene kayıtlannın dahi ancak 21 klasöre sığdınlabildiği vurgulanan iddianamede, kayıtlarda fırmanın 10 yıl yetecek laboratuvar malzemesine sahip gözüktüğü bildiriliyor. İddianamede, bu malzemelerin kullanım sürelerinin 2 ayla 3 yıl arasında değiştiği vurgulanırken firmanın depo sorumlusunun da, stok malzeme bulundurmadıklan bilgisini verdiği kaydediliyor. Ifadelerine başvurulan firma yetkilileri de, usulsüz işlemlere göz yumulması için bürokratlara verdikleri rüşvetleri açıklıyorlar. Bu çerçevede, dönemin lzmir tl Sağlık Müdürü Melih Inan'a değişik tarihlerde 2 ile 5 milyar lira arasında değişen oranlarda ödeme yapıldığı, bir defasında ise 13 milyar lira ödenmesi için talimat verildiği belirtiliyor. lnan'ın açtığı özel poliklinik için gerekli olan malzemelerin çoğunun da firma adına alındığı kaydedilen sanık ifadelerinde, lnan' ın makam odasındaki klimanın dahi DUSAŞ tarafından alındığtna dikkat çekiliyor. ••• Tartısmalı film 'Salkım Hanım' RTÜK'ü de kanştırdı ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu'nun yapıhndan çckilen "Salkım Hanım'uı TanclerT adlı film, Radyo ve Televizyon Ost Kurulu'nu (RTÜK) da kanştırdı. Önceki gün yaptığı toplantıda filmin tartısmalı bölümlerini izleyen RTÜK üyelerinden binnin uRomanda,fünıdc, senaryo da münasebetsizliktir. Btınun TRT'de gösterilmesi de münasebebdzliğin devamıdır. Yılmaz Karakoyunlu keşke bibnediği tarih konusunu degil, bildiği banker skandaJı ile ilgili kitap yazsaydı" diye konuştuğu savlandı. Karakoyunlu bir dönem büyük skandal yaratan Banker Kasteffi'nin genel koordinatörlüğünü yapmıştı. tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Herkes birbiriyle kavgalı MHPraporu: Orgüt huzursuz • Parti kurmaylannın hazırladığı rapora göre birçok yerde ilçe başkanlan il başkanlan ile, il başkanlan da milletvekilleriyle konuşmuyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP kurmaylannın Anadolu'yu dolaşarak hazırladığı raporlar, parti örgütlcrindcki huzursuzluğu su yüzüne çıkardı. Alınan bilgiye göre, genel başkan yardımcısı ve 8 milletvekilinden oluşan ekipler, Anadolu'yu gezdi. Parti teşkilatlarında partınin yaptıklannı ve yapmayı hedeflediklerini anlatan ekipler, izlenimlerini raporlaştırdı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye sunulan raporda, "teşkilatlarda sdantı oktuğunun" altı çiziliyor. Raporlara göre, birçok yerde ilçe başbakanan il başkanlan ile, il başkanlan da milletvekilleriyle konuşmuyor. Raporlarda, "örgut başkanlan arasında, kendi yönetimleriyle anlaşmazlıga düşcnlerin biİeoldugu" saptamasına yer veriliyor. BahçelTden uyan Raporlarda, partiye yeni kazanımlann sağİanamadığına dikkat çekiliyor. Bu raporlar üzerine Bahçeli'nin, örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısı ŞefkatÇetin'ı uyararak "Teşkilatlarda sorun istemiyorum. Cereldrse sorunlu teşkilaü feshedin" dediği öğrenildı. Bahçeli'nin, teşkilatlardaki sıkıntının sürmcsi durumunda, Çetin'in yetkilerini sınırlandırabileceğine dikkat çekildi. Bahçeli, Kızılcahamam'da yapılan toplantıda da teşkilatlarda yaşanan sıkıntıya dikkat çekcrek "Teşldlatlan yeniden gözden geçirecegi/'' demişti. Kongre sürecinde, parti organlannın seçiminde sonın yaşamak istemeyen genel merkezin, delege sayısını sınırlandırması ve kongre sonrasında partiye yeni üye kaydinın yapılmamasının tabanda sıkınn yarattığına işaret edildi. AydınÇetin savaşı Bahçeli'nin, eski Bayındırhk ve Iskân Bakanı KorayAydın'a sahip çıkarak grup başkanvekilliğine gerirmesi, Aydın ile Şefkat Çetin arasındaki güç savaşını derinleştirirken bu durum, parti teşkilatlannda da bölünmeleryarattı. MHP kulislerinde, Çetin'e yönelik tepkiler artarken "Aydın, siyasal anlamda partkUik yapıyor, ancak Çetin, hâIAİ IküOcaklan/ihniyetiyle örgütçülük yapıyor. Bu da sıkınıüyı artürryor'' değerlendirmesi yapılıyor. ••• Defterdar Kadir Boy, 2002'de kayıtdışı ekonomiye savaş açılacağını söyledi Gece hayatına sıkı denetim Lüks araçlarla ılgili bir soru üzerine 2000 model BMW, Mercedes, Alfa Romeo gibi araç sahiplerinın toplam borcunun 100 trilyon lira olduğunu söyleyen Boy, bugüne kadar 10 trilyon liralık borcun araç sahipleri tarafından ödendiğini açıkladı. Din siyasete alet edilcJI' tartışması Atatürk'e mevlit kadın örgütlerini böldü SEDAT KURT DENİZLt Denizli KADER,5ArahkTürk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilmesinin yıldönümü nedeniyle Atatürk vc şehitler için l Jlu Cami'de bir mevlit okuttu. KAD1İR üenizli Şube Başkanı Zehra Aykol, ramazan ayına denk gelmesi nedeniyle her zamankinden farklı olarak kendileri için bu anlamlı günü mevlit okutarak kutlamak istedikJerini söyledi. Ancak bu girişim, bir enıekli öğretmenin açıklamaları sonrası ildeki kadın örgütlerini ikiye böldü. tki yıl önce, türbanlı bir bayan öğretnıenin tstiklal Marşı'na yönelik protestosuna verdiği tep kiyle gündeme gelen ve Denizlililerin yakından tanıdığı emekli öğretmen Nevin Budak, KADER'in bu girişimini dinin siyasete alet edilmesi olarak yorumladı. Atatürk'ün laikliğin simgesi olduğunu anımsatan emekli öğretmen, hele hele bir kadın örgiitünün böylesine anlamlı bir günde bu yanlışı yapmasını bir vatandaş olarak kınadığını söyledi. Türk Kadınlar Birliği Şube Başkanı McthiyeToker,CHP Kadın Kolu Başkanı Naafe Kanıbilve ADI) Yönetim Kurulu üyesi Gülçehre Babatam herkesın din ve vicdan özgürlüğünün olduğunu, ancak Atatürk'ün dini sömürülere alet edilmemesi gerektiğini söylediler. tSTANBULÇAA) Yıldızı parlayan 30 sektörii sıkı denetime tabi tutarak kayıtdışı ekonomiye savaş açan lstanbul Defierdan Kadir Boy, gelecek yıl 5 katrilyon liralık fatura kesmeyi planladıklannı söyledi. Deniz Ticaret Odası'nın aylık meclis toplantısında yaptığı konuşmada, Türkıye'de kayıtdışı ekonomınin yüzde 45 oranında olduğunu belirten Boy, bu oranın 10 puan aşağı çekilmesi halinde borç yükünde yüzde 70'lik bir azalnıanın sağlanacağını vurguladı. Gece hayatını didik didik incelediklerini belirten Boy, bıra sektöründe bir ayda 100 trilyon liralık fatura kesildiğini belirtti. Denetimler işe yaradı Gecc işletmelerinde hasılat kontrollerini sıklaştırdıklanna da işaret eden Boy, özellikle adisyon uygulaınasının başlamasının ardından, lstanbul'daki 200'eyakıneğlenceyerinde ilk 10 ayda 3 trilyon lira olan beyan edilen vergi düzeyinin, denetimler sonucunda 10 trilyon liraya yükseldiğini söyledi. Istanbul'da 1 milyon vergi mükellefi, 200 bin de kayıtsız mükellef bulunduğunu açıklayan Boy, özellikle Sultanbeyli ve Sultançittliği gibi uç bölgelerde yoğunlaşan kayıtsız mükelleflerden denetime rağmen fazla venm alamadıklannı ifadc etti. Pek çok alanda denehmlerin sürdüğüne dikkat çeken Boy, "Tüpgaz bayilcrine de 85 trilyon lira odetiyoruz" dcdi. Hazine 'ye gelir elde etmek amacıyla Hazıne arazilerinin ilk kısmının 27 Kasım'da satışa çıkanldığını hatırlatatan Boy "İlk uygulama başansız oldu, elimiz boş kaldı" şeklinde konuştu. NOKTASl Trakya Üniversitesi'nden bir grup öğrenci ziyaretimegeldi. Son günlerde yaşadıkları sıkıntıları anlattılar. Saldırıya uğradıklarını belirttiler. Birgösteri nedeniyle üniversite yönetiminin haklannda soruşturma açtığını söylediler. Anlattıklarını aktarıyorum: "Trakya Üniversitesi öğrencileri olarak 14 Kasım 2001 günü YÖK'ü, savaşı, IMF'yi protesto eden bir etkinlik düzenledik. Bu etkinlik için yönetime dilekçe ile izin başvurusunda bulunduk. Etkinlik süresince de üniversite yönetiminden yetkililere danışmaya, onlarla ters düşmemeye de özen gösterdik. Bütün bu çabalarımıza rağmen 46 arkadaşımız hakkında 'Açık alanda pankart açıp slogan atmak' gerekçesiyle soruşturma açıldı. Üniversite yönetimi 7Aralık2001 tarihinde ifadelerimizin alınacağını bildirdi. Bu olayın dışında 13 Kasım 2001 tarihinde Güllapoğlu yerteşkesinde bir /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Trakya Üniversitesi Öğrencileri grup arkadaşımıza, ülkücüler saldırdılar. Bu saldın sonrasında üniversitedeki özel güvenlik birimi, arkadaşlarımızın fakültelerine girişlerine engel oldu. Bazı arkadaşlarımız özel güvenlik birimınce coplandı. Aynı günlerde Barış Derin isimli bir arkadaşımız, kimliği belirsiz kişilerce kaçırıldı ve gözleri bağlı olarak sorgulanıp 56 saat sonra bırakıldı. Bu olayların ardından saldırılara hedef olan arkadaşlarımız Edirne Savcılığı'na, üniversite yönetimine suç duyurusunda bulundular. Adli Tıp'tan saldırılara uğradıklarını belgeleyen raporlar aldılar. Ancak bütün bunlar olurken saldırıya uğrayan arkadaşlarımız, bu başvurulan nedeniyle soruşturmaya uğradılar. 27 Kasım 2001 tarihinde YurtKur'a bağlı Selimiye öğrenci yurdunda ülkücüler bir saldın daha düzenlediler. Bu olay yine ülkücülerin değil bizlerin soruşturmaya uğramasıyla sonuçlandı. 28 arkadaşımız yurt yönetimi tarafından sorgulandı. Yurttaki baskılar halen sürüyor." Gençler endişeliydiler, tepkiliydiler. 12 Eylül sisteminin bir urünü olan YÖK, üniversiteleri birer "mahalle mektebi"ne çevirdı. Gençliğin ülke sorunlarıyla ilgilenmesi, bu konudaki tepkilerini ifade etmesi iyice zorlaştı. Gençler, sınavlar, yönetmelikler içinde dar bir alana hapsedildiler. Bu sınırı aşanların ise başına belalargeldi, gelmeye devam ediyor. Aynı dert öğretim üyelerinin de başında. Rektörlükler ve dekanlıklar, bilim insanlanna kapıkulu muamelesi yapıyorlar. Onların sicilleriyle oynuyorlar, emre itaat eden erat haline gelmelerini istiyorlar. Birülkenin üniver ••• sitelerine bakarak o ülkenin ne durumda olduğunu anlamak mümkün. Türkiye'de varlığı süren 12 Eylülcü sistem, bilimsel araştırmayı değil emır vermeyi asıl hedef olarak önüne koyuyor. Bu nedenlearaştıran, düşünen, soru soran, eleştiren öğrenciyi de öğretim üyesini de istemiyor. Ancak bütün bunlardan Türkiye yarar sağlamıyor, zarar görüyor. Gençlerimiz, bılım insanlarımız kendilerini ifade edemeyince, sorunlar daha da içinden çıkılmaz hale geliyor. Trakya Üniversitesi'nin sorunları bütün üniversitelerin sorunu. öğrenciler şunları talep ediyoriar: "Ne medrese, neyükseklise, bilimsel demokratik üniversiteler istiyoruz. YÖK'ün koşulsuz kaldırılmasını istiyoruz. YÖK'ün üniversitelerdeki dayanakları olan özel güvenlik birimlerinin ve ••• polisin üniversiteleri terk etmesinl istiyoruz. Sosyal devletin gereği olarak, parasızeğitim, parasız sağlık istiyoruz. Üniversite kapılarının emekçi halk çocuklanna sonuna kadar açılmasını istiyoruz. Demokratik ve tam bağımsız bir ülke istiyoruz. Afgan halkının ve diğer halklann üzerindeki emperyalist baskının ve savaşların son bulmasını istiyoruz. ABD emperyalizmiritn dünya üzerindeki egemenliğinin kaldırılmasını istiyoruz." Gençlerin talepleri bunlar. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz. Ancak bunlan istiyorlar diye onları cezalandıran bir yola giremezsiniz. Sırf tepkilerini dile getirdikleri için öğrencilerin geleceğini tehlikeye atacak cezalar veremezsiniz. Verirseniz, üniversitelerdeki gençler boynu bükük insanlar durumuna dönüşürler. Bu ülkenin yaratıcı, eleştiren, itiraz eden gençlere ve bilim insanlarına ihtiyacı var. Yoksa o zaman iflas eden bir ülkede yaşamaya devam ederiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle