19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
t 6 ARALIK 2001 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET HABERLERIN DEVAMI GUNCEL CLNEYT ARCAYIIKEK SAYFA 17 GUNDEM MIJSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Suyfuda AVOR'un bütün operasyonlarında söz sahibi olmak. Türkiye'nin Yunanistan'la sorunu olduğundaAVOR'un buna karışmamasının garantisini almak. Türkiye, 2. şıkkın garantisini almış, 1. şıkkı zamana bırakmış görünüyor. Deyim yerindeyse 11 berabere! 2 Kıbrıs'ta DenktaşKlerides görüşmesi öncesi Ankara'nın temennısı şuydu: Dileriz, masada kalırlar. Masada kalış, bizim için yeterlidır. ötesıne sonra bakılır! Beklenti gerçekleşti. İş, masadan sofraya taşındı. Klerides 24 yıl sonra ilk kez dün akşam Kuzey'e geçti, Denktaş'la yemek yedi. Kesin hüküm vermek için erken ama gidişin sonu uzlaşma görünüyor. 3 Denktaş'ın önceki günkü görüşmenin başında yaptığı 1.5 sayfalık konuşma, tarihi belge niteliği taşıyor. Denktaş, her şeyi, önyargısız, yüz yüze konuşma önerisinin bir ötesine geçiyor, ucu "Kıbrıs Birleşik Devletleri "r\e kadar uzanabilecek bir yolu tarif ediyor. 4 Dünkü, Türkiye, Kıbrıs'ın iki yakası ve Yunanistan'da yayımlanan gazetelerin tümünü bir araya getirip, sergi açmak ne güzel olur. Gazetelerin neredeyse tümü, gelınen noktayı olumluyor. Işte bazı gazete başlıkları: Cephe Kırıldı... Olgular Ters Çevhldi... Nazar Değmesin... Tarihi Adım... Ani Aşk... Bu durum her kesımın artık barıştan yana olduğunu ya da olmak durumunda olduğunu gösteriyor. Tasarruf paketinin açıklandığı gün, kurul üyelerine zam karan imzaya açıldı • Baştarafı 1. Sayfada Türk kamuoyu için, hele medyamız açısından özellikle kangrene dönüşmek üzere olan Kıbrıs sorununda atılan son adım yadsınılmayacak kadar olumlu ama kuşkusuz şaşırtıcı. Gazetelerin tepe noktalarındaki "Medya beyleri'nin" yorumları Kıbrıs'tan gelen haberlerle hem şaşırdıklarını gösteriyor hem de "ihtiyatlı iyimserlik" diye adlandırılan yüz yüze görüşmelerden fazla bir şey beklemedikleri izlenimini veriyor. ABD'de de aynı hava egemen. Bir farkla. Washington, yüz yüze görüşmelerin AB'nin Güney Kıbrıs'ı tam üyeliğe kabul etmesinden önce, 2002 yılı sonlarında olumlu sonuca ulaşmasını istiyor. Mantıklı bir yaklaşım. Sonuç alınmak isteniliyorsa tarafların kışkırtıcı açıklamalardan kaçınması başlıca koşul gibi görünüyor. örneğin dün bir dış politika yazarımızın yazdığı gibi, Kıbrıs'ta iki liderin kararını Denktaş'ın zaferi diye adlandırmak ve algılamak yanlış birtutum. Şayet sorunun çözümü arzu ediliyorsa diplomatlar kadar medyanın da söylemlerinde ve yazımlarında kışkırtıcılıktan uzak durması gerekiyor. Türk ve Rum toplumu liderleri henüz yolun başında. Bir araya gelmelerinin üzerinden üçbeş saat geçti geçmedi; tarafların kabul edecekleri ya da etmeyecekleri koşullar sıralanmaya başlanıldı. Çözümdeki ana öğeyi Başbakan Ecevit söyledi: "Kıbrıs'ta iki ayrı devlet varlığı içlere sindirildiği vakit iki tarafı da tatmin edici bir çözüm kolaylıkla uygulanabilir" dedi. Ecevit'e yakın değerlendirme Denktaş'tan geldi. KKTC Cumhurbaşkanı da "iki toplumun, iç içe olmadan, ama yan yana yaşayabileceğini" söyledi. Bu değerlendirmelerin yanı sıra, Sabah'ın dün manşetten verdiği haber çarpıcı içerikte: İki toplum arasındaki görüşmeleri kilitleyen konfederasyon planından vazgeçen Denktaş, Klerides'e yeni devletin modelini önerdi: Kıbrıs Birleşik Devletleri! Hükümetten çifte standart lan zamların yüzde 50 si, 2.5 milyar lira ve üzerinde maaşlara ise ikinci 6 ay memur maaş zammının yüzde 40'ı oranında artış yapılacak. 1 milyar 800 milyon liranın üzerinde maaş alan başta üst kurul başkanları olmak üzere üst düzey devlet memurlarının maaş zamlarını dondurmak üzere 13 Temmuz 2001 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan kanun hükmünde kararname kadük hale getiriliyor. 16 Kasım'da imzaya açılan ve dün bakanların im/.alarının tamamlandığı kararnameyle başta kurul üyeleri olmak üzere TSE, TRT, DlE, Şap Enstitüsü gibi kurumlarda yüksek ücret alanlara zam yapılmasına olanak sağlanıyor. Yeni Bakanlar Kurulu kararıyla, kamuda ortalama ücrette tavan sınır tanımlanıyor. "Her türlü maaş, aylık, ücret, ek ücret, prim, zam, tazminat, ikramiye, fazla mesai, kâr payı ve her ne ad altında olursa olsun yapılan diğer BANU SALMAN EBRU TOKTAR ANKARA Hükümetin işçilere "zorunlu emeklilik" de öngören tasarruf paketini açıkladığı 16 Kasım günü, yüksek ücretlerı nedeniyle elcştirilen kurul üyelerine zam kararnamesi hazırladığı ortaya çıktı. tmzaları tamamlanan kararnameye göre, 1 milyar 800 milyon liradan fazla olan (her türlü ödenıe dahil) maaşlara, memurlara ikinci yarıyılda yapı 100 bin kişinin emekli edileceği iddiası Ankara'yı karıştırdı Hazine: Henüz 50 yaş üstü çalışması sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) Uluslararası Para Fonu (1MF) heyetinin, 50 yaş üstüne yönelik zorunlu emekliliği yeterli bulmayarak toplam 100 bin kişiye ulaşılıncaya dek 50 yaş altında da emeklilik ve işten çıkarmalar istediği haberi Ankara'yı karıştırdı. Ancak Hazine, yaptığı açıklamayla iddiaları yalanladı. IMF Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen başkanlığındaki heyet, Devlet Bakanı Tunca Toskay ve Maliye Bakanı Sümer Oral'la görüştü. IMF'nin akşam saatlerinde Hazine'de yaptığı toplantıda "50 yaşın altındaklleri de kapsayacak biçimde toplanı 100 bin kişinin emekli edilnıesini" istediği iddiası kanşıklığa yol açtı. NTV'nin haberinde, emeklilik işlemlerinin de 10 gün içerisinde sonuçlandırılmasının istendiği öne sürülürken kurumlardan emekli edilecek kişi sayıları ortaya konularak 61 bin 566'ya ulaşıldığı, ancak IMF'nin 100 bin kişinin emekli edilmesini istediği belirtildi. Maliye Bakanı Oral, 1MF'yle yaptığı görüşmede emekli edilecek kişi sayısının 100 bine çıkarılmasıyla ilgili bir talebin bulunmadığını belirterek haberi doğrulamadı. Hazine'den yapılan açıklamada da 3 Aralık tarihli genelgede, emeklilik hakkını elde etmiş 50 yaşın üzerindeki işçilerin iş akitlerinin feshedileceğinin duyurulduğu anımsatılarak bu sürecin yeni başladığına dikkat çekildi. Açıklamada şöyle denildi: "Henüz genelge kapsamına giren kuruluşlarla teknik analizler yapılmaktadır. Dolasıyla, bulunulan aşamada, konu üzerinde bazı medya kuruluşlarının haberlerinde iddia edildigi gibi somut rakamlara ulaşılması söz konusu olmayıp, sözkonusu haberlerde yer alan Hazine Müsteşan Faik öztrak ile bazı bürokratlara atfen iddia edilen diyaloglar gerçek dışıdır." öncelikli koşul KKTC Cumhurbaşkanı, Klerides'le görüşmeye başlarken okuduğu yazılı metinde konfederasyondan söz etmiyor. "BirleşikKıbrıs" ifadesi yok. Ne var ki; Denktaş, "İki ortak devletin eşit statüsüne ve egemen eşitliğine dayalı bir ortaklık yapısı"nın altını çiziyor. Aynca; "Türklerle Rumları adanın ortak sahipleri" diye tanımlıyor. "Kurulacak yeni ortaklık" sözcüklerini özenle kullanıyor. Sabah'taki Atina kaynaklı haberin doğruluğu tartışılabilir. Ancak, bu türden haberler çözüme olan gereksinmeyi anımsatması, yapıcı tartışmalara olanak sağlaması açısından önemli. Kıbrıs'ta karargâh kuran Mehmet Ali Birand, CNN Türk'te yine başarılı, uzun süreli canlı yayına imza attı. Kıbrıs'tan Ankara'ya ve Atina'ya, Atina'dan VVashington'a uzanan çizgide sorunla ilgili tarafları konuşturdu. Yunanistan'ın Kıbrıs siyasetinde {Türk düşmanlığında) "fanatik" iki elemanı; eski Dışişleri Bakanı Teodoros Pangalos'la yardımcısı Kapsis ikili görüşmeyi "gerçekten olumlubirgelişme"diye nitelediler. Başbakan Simitis de aynı kanıda. Fakat Ankara'ya olduğu gibi Atina'ya da "ihtiyatlı iyimserlik" egemen. Kuşkusuz büyük sorumluluk Denktaş'la Klerides'in omuzlarında. Ankara üzerinden eksik olmayan dış baskılar Kıbrıs'ta da kendini gösterirse, Türkiye ile Yunanistan'ın yardımı olumlu düzeydegerçekleşirse... Bütün taraflar art düşüncelerden arınmayı başarırlarsa... Yarım yüzyıllık sorun neden çözümlenmesin? mali ödemeler ile sosyal hak kapsamında yapılan bütün ayni ve nakdi ödemelerin tümünün 6 aylık net ortalaması toplamı" olarak tanımlanan ortalama ücret toplamı üst sınırı 1 milyar 800 milyon lira olarak belirleniyor. Ancak bu sınırı aşanlara da memur maaş zamlanndan yararlandırma yolu açılıyor. Buna göre, ortalama ücret toplamı 2.5 milyar liraya kadar olanlara; memur maaşlarına 2001 yılı ikinci yarısında yapılan zamların yarısının, ortalama ücret toplamı 2.5 milyar lira ve daha fazla olanlara ise yüzde 4O'ı geçmemek üzere hiyerarşik yapılara göre farklı oranlarda yetkili organlarca artış yapılması öngörülüyor. Kararnamenin yürürlük tarihi 13 Temmuz 2001 olarak belirlenerek başta kurul üyelerinin maaşlan olmak üzere kamuda yüksek ücret alanların zamlardan yararlanmalarını engelleyen kanun hükmünde kararname maddesini delmeye yönelik kararın geriye doğru işletilmesi sağlanıyor. Ortalama ücret sınırı, "genel bütçeye dahil daireler, katma bütçe idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeler, meslek kuruluşları, kefalet sandıkları, mahalli idareler ve bunların birlikleri hariç olmak üzere, özel kanunlarla kamu tüzel kişiliğine haiz olarak kurul, üst kurul, kurum, enstitü, teşebbüs, teşekkül, fon ve sair adlarla kurulmuş bütün kamu kurum ve kuruluşlan"nı kapsıyor. Povvell'ın not ettikleri... 5 Bütün bunların ABD Dışişleri Bakanı Colin Povvell'ın Türkıye'ye gelişi öncesi gerçekleşmesi rastlantı mı? Hayır... Bir soru daha soralım: AVOR'da AB'den çok Türkiye'ye baskı yapmayı yeğleyen, Kıbrıs'ta da artık çözüm zamanı diyen ABD'nin okları sadece Türkiye'ye mi? Sanmıyoruz... Bize öyle geliyor ki, Yunanistan'a da artık şımarık çocuğu oynamaması konusunda uyarılar geldi. 6 Povvell, AVOR'da gelinen noktayı Yunanistan'ın veto edip etmeyeceği sorulduğunda şunu söyledi: Benim için bu konu geride kalmıştır! Bunun Türkçesi şu: Anlaşma bitmiştir, kabul edenler etmeyenler, kabul edilmiştir! 7 Povvell'la Irak da görüşüldü. Sızan haberler, Afganistan'dan sonra sıranın buraya geleceğini gösteriyor. Türkiye'nin görüşünü Cumhurbaşkanı katında belirtip, Irak'a saldırı istemediğini söylemesi elbette Povvell tarafından not edilmiştir. Ama nereye not etti, kestirmek güç! Şu aşamadaki Irak politikamız iki ayağa oturuyor: Uluslararası kamuoyunun saldırıyı istememesi ve bekle gör! 8 ABD'ye bunca diplomatik konunun arasında bir de ekonomi dosyası sunduk. özeti şu: Malı yardımda bulunmak yerine, bizimle ticareti güçlendirin. Tekstilde kotalar kalksın, Türk ihraç ürünlerine yönelim sağlansın. • ..: Povvell bunu da not etti! 9 Powel), "ortak çıkarları konuştuk" dedikten sonra sıraladı: Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu... Türkiye bu coğrafyanın tam ortasında olduğunu sadece haritaya bakarken fark etmemeli... [email protected] Ekonomide stratejîk ortakbk • Baştarafı 1. Sayfada ri olmadığını söyledi. Ancak Povvell, Irak yönctiminin yıllardır terorizme destek verdiğini belirtirken "Aynca kitle imha silahları üretiyor olmaları bizi endişelendirmeye devam ediyor" dedi. Diplomatik kaynaklar, her iki tarafın da karşılıklı olarak duyarlılıklannı anlayışla karşıladıklannı bildirdiler. Kıbrıs'ta umut: Cem, Kıbrıs'ta Türk tarafının girişimiyle görüşmelerin başlatıldığını anımsatarak bundan sonraki süreçte çözüme ulaşılması için ABD'nin desteğini istedi. Povvell da, Kıbrıs'taki gelişmeleri çok olumlu olarak nitelendirirken "Bu uzun bir süreç olacak. Ama her uzun yolculuğa da bir adım atarak başlanır. Umarım bu böyle bir adım olur" diye konuştu. AGSP tamamlanmadı: AGSP'de Türkiye'nin öncrileri kabul etmesının ardından sorunu "geride" bıraktıklarını belirten Povvell, Yunanistan'ın tavrının anımsatılması üzerine, "Evet haklısınız, konu tamamen çözülmüş sayılmaz" dedi. Povvell, Atina ile görüşmelerin sürdüğünü belirtirken "Bu hafta NATO'daki üışkılerin "stratejik ortaklık" düzeyine yakışan bir seviyeye çıkması gerektiğini söyledi. Türk ihraç ürünlerine uygulanan bazı kota ve kısıtlamalann kaldırılması, daha çok Amerikan yatırımcının Türkiye'ye gelmeye özendirilmesi gibi önlemlerin de yer aldığı kapsamlı bir rapor Povvell'a verildi. Povvell'ın bu dosyayı VVashington'a dönüşünde ilgili kurumlara güçlü bir mesajla birlikte sunacağını söylediği öğrenildi. Kafkasya ve Orta Asya: GürcistanAbhazya ve Dağlık Karabağ sorunu da Povvell'ın dikkatine sunulan konular arasındaydı. Ecevit'in Povvell'a GürcistanAbhazya arasındaki sorundan yakınarak "Birbiriyle çatışma halindeler. Oysa Türkiye'de bulunan Abhaz ve Gürcüler, kardeş kardeş, banş içinde yaşıyorlar. O bölgede neden bunlar yaşanıyor, anlamıyorum" dediği öğrenildi. Yukarı Karabağ ve mülteci sorununun devam ettiğini kaydeden Ecevit, "Ermenistan, işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmeli. Ancak o zaman iletişime geçebiliriz" dedi. Sans Topu çekildi Povvell'e koruma ordusu 3 kişiye 106'şar milyar ikramiye Haber Merkezi ŞansTopu'nun bu haftaki çekilişinde, alt kolon rakamlan 1,11,14, 22, 29 üst kolon rakamı ise 2 olarak belirlendi. Çekilişte 5 artı 1 tutturan 3 kişi, 106 milyar 938 milyon 180 biner lira ikramiye kazandı. Çekilişte 1 artı 1 bilenler645 bin, 2 artı 1 bilenler 1 milyon 355 bin, 3 bilenler 760 bin, 3 artı 1 bilenler 4 milyon 25 bin, 4 bilenler 10 milyon 640 bin, 4 artı 1 bilenler 106 milyon 600 bin, 5 bilenler ise 1 milyar 451 milyon 680 bin lira kazandılar. Şans topunda büyük ikramiyeyi paylaşan talihlilerin kuponlarını, Mersin, Yozgat ve Istanbul Kadıköy'den yatırdıkları açıklandı. Ankara'da 30 araçlık konvoyla gezdi ANKARA (Cumhuriyet BUrosu) Göreve başlamasınclan 11 ay sonra Ankara'ya gelerek ilk resmi temasını gerçekleştiren ABD Dışişleri Bakanı Colin PowelTın ziyareti; 30 araçlık konvoyu, alman geniş güvenlık önlemlen ve "sarışııı bayan koruması" ile de ön plana çıktı. Povvell'ın zırhlı aracını kullanan sarışın bayan korumanın, televizyon kanallarından gclen röportaj önerilerini geri çevirmesi birçok gazetecide hayal kırıkhğı yarattı. Kritik bir dönemde Ankara'ya 24 saatliğine gelen Povvell'ın ziyareti renkli anlara da sahne oldu. PoweH'ın temaslarından bazı notlar şöyle: • 11 Eylül olaylanmn ardından ABD'li yetkililere uygulanan güvenlik önlemleri kapsamında Powell'a geniş bir yakın koruma sağlandı. Povvell'a Anıtkabir, Dışişleri Konutu, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı arasında yaptığı yolculuklarda 30 araçlık geniş bir konvoy eşlik etti. Birçok yolun kapatılması Ankaralıların tepİcilerine neden oldu. • Powell, 1999'da Ankara'ya gelen dönemin Başkanı Bill Clinton gibi Hilton Oteli'ni tercih etti. Bakanla birlikte yolculuk eden gazetecilerin otelde yaptıklan alışveriş, mağaza yöneticilerini de sevindirdi. Gazetecilerin halılara rağbet ettikleri belirtildi. • Povvell'ın zırhlı aracını kullanan sanşın koruma, basın mensuplarının en çok ilgi gösterdikleri heyet üyelerinden biri oldu. Bazı televizyon kanallannın röportaj önerilerine olumlu yanıt alamamalan, "hayal kırıkhğı" yarattı. • PovvellEcevit görüşmesinde, konuk bakanın esprili tavrına karşın bazı konularda yorum yapmaktan kaçındığı öğrenildi. Ecevit'in, bazı kritik konulardakı değerlendirmcleri karşısında PoweH'ın yanıt vermek yerine güliimsemekle yetindiği bildirildı. Cumhurbaşkanı Sezer, Powell'ı Çankaya Köşkü'nde kabul etti. (AA) görüşmelerimiz sırasında da tabii ki bu konuyu görüşeceğiz. Hepimiz iyimseriz ve olumlu bir çözüm bulunacağını düştinüyoruz" dedi. Ortadoğu'da farklı tutunı: Ortadoğu'da son günlerde yaşanan gerginlik, görüşmelerde gündeme geldi. Cem, Ortadoğu'dakı son gelişmeler konusunda kaygılarını ve ABD'nin süreçte daha etkin olması beklentisini dile getirdi. Cem ve Povvell, Mıtchell raporunun uygulanması, müzakere sürecine geçilmesi konusunda görüş alışverişinde bulundu. Ecevit'in Povvcll'ı kabulünde, ABD ve Türkiye'nin son gelişmeler konusunda farklılık gösteren yaklaşımı dikkat çekti. Ecevit, tsrail'in düzenlediği son operasyonlann banş sürecini bir çıkmaza sokabileceği kaygısını iletirken Povvell, Arafat'ın şıddct olaylarını durdurma konusunda daha fazla çaba gösterebileceğini kaydetti. Avrupa'yı şikâyet: Cem, ABD'nin öncülüğünü üstlendiği terorizme karşı mücadeleye Türkiye'nin desteğini vurgularken "Eminiz ki bu mücadele tüm banş yanlılarının zaferiyle sonuçlanacak" dedi. Cem, görüşmede bazı Avrupa ülkelerinin terorizmle mücadele konusunda yetersiz kalan önlemlerini gündeme getirirken "Tüm ülkelerin terorizmle mücadele konusunda BM kararları çerçevesinde sorumluluklarını yerine getirmesini ve bunları ciddiyetle ele almalarıııı bekliyoruz" mesajını verdi. Türkiye, PKK ve DHKPC'nin AB'nin terör listesine almamasını da gündeme getirdi. Ekonomi dosyası: Ecevit, iki ülke arasındaki ticarı ve ekonomık Prof. Erözbek toprağa verüdi • Istanbul Haber Servisi tstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Anabilim Dah öğretim üyesi Prof. Dr. Akdoğan Erözbek, toprağa verildi. lstanbul'da önceki gün hayatını kaybeden Erözbek için Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde tören düzenlendi. Daha sonra Aksaray Murat Paşa Camii'ne götürülen Erözbek'in naaşı, ikindi namazımn ardından Edirnekapı Şehitliği'nde defnedildi. Türkiye komuta kademesinde olmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye, Afganistan'da konuşlandınlacak uluslararası banş gücünün komuta kademesinde yer alması gerektiğini, RusyaIran gibi bölge ülkelerinin Afganistan'ın geleceğini kcndi çıkarlarına göre yönlendirme çabalanndan duyduğu kaygıyı ABD'ye iletti. Bonn'da yapılan uluslararası toplantıda Kâbil ve civarına yerleştirilmesi kararı alınan Banş Gücü'yle ilgili aynntılann kısa zamanda belirlenmesi bekleniyor. ABD Dışişleri Bakanı Colin Povvell, Batılı ülkelerin de katılacağı Barış Gücü'nde Türkiye, Endonezya ve Malezya gibi Müslüman ülkelerin yer almasının önemine işaret etti. Başbakan Bülent Ecevit ve Dışişleri Bakanı Isnıail Cem de, Türkiye'nin Afganistan'a en büyük katkjsının "laikdemokratik İslam ülkesi modelini" sunması olduğunu, Atatürk'ün 1920'lerde Afganistan'a bu şekilde yaklaştığını anlattılar. Afganistan sorunu ve Banş Gücü konusu, Cem'in Povvell onuruna verdiği yemek sırasında ayrıntılı olarak ele alındı. Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın da katıldığı yemekte, taraflar Afganistan'ın geleceğine yönelik görüşlerini netleştirme olanağı buldular. Edinilen bilgilere göre Türk tarafı, Afganistan'ın, sıkıntıların kaynağı olan "hastalıklardan" mutlaka anndınlması gerektiği mesajını verdi. Bunun sağlanması için Rusya, Iran ve Pakistan gibi bölge ülkelerinin kendi çıkarlan için Afganistan'ı ve Afganistan'ın içindeki etnik ve dini unsurları kullanmamalan gerektiğini kaydeden Türk tarafının, "Bundan sonra Afgan kimliği önemli olmalı. 'Afganistan, Afganlılanndır' görüşü korunmalı. Afganistan'ın bir İslam gerçeği var. Bu kapsamda Türkiye'nin Afganistan'a en büyük katkısı, demokratiklaik modelini sunmak olur. Bunun için askeri ve siyasi olduğu kadar eğitim, sağlık, ülkenin yeniden yapılanması alanlarında da etkin olmak istiyoruz. Türkiye'nin bu yaklaşımının kökeni, 1920'lerde Atatürk'ün Afganistan politikasına dayanıyor" görüşünü ilettiği öğrenildi. Turk general olasılığı CemPovvell görüşmesinde, Bonn'da yapılan toplantıda alınan kararlar çerçevesinde Kâbil ve civarına yerleştirilecek Banş Gücü'ne Türkiye'nin katılımı da ele alındı. Cem, Afganistan'ın geleceğine ilişkinpolitikalarının yaşama geçmesi için Banş Gücü'ne etkin katılımının ve mutlaka komuta kademesinde yer almasının büyük önem taşıdığını Povvell'a iletti. Edinilen bilgilere göre Banş Gücü'ne bir Türk generalinin komuta etmesı ya da oluşturulacak askeri komitede Türk temsılcının de yer alması olasılığı bulunuyor. Ancak Barış Gücü'nün nasıl görev yapacağına ılışkin ayrıntılann henüz belirlenmediği, Tampa'da yapılacak görüşmelerin ardından durumun netleşebileceği kaydediliyor. Pov/ell'ın da Türkiye, Endonezya ve Malezya gibi ülkelerin Barış Gücü'nde yer almasının önemli olacağını söylediği öğrenildi. Rusya ve Iran'ın, Türk askerinin ağırlıklı rolünü istemediği, bunun için de yakın oldukları Kuzey Ittifakı grupları üzerinde baskı yaptığı biliniyor. Kuzey Ittifakı'nın önde gelen liderlerinden Burhaneddin Rabbani, daha önce yaptığı bir açıklamada, Türk askerinin bölgeye gelmesini istemediklerini kaydetmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle