23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 ARALIK 2001 PERŞEMBE OLAYLAK \hj "ABD'den dolar alanlann tam listesı"... Böyle bir listede yer alanlar kimler, merak etmez misiniz? Hangı gerekçeyle, hangi hizmet için, hangi nedenle ABD dolar verir kişilere? Bir kitap yazarsınız, alırçevirirler.. bir telif hakkı öderler, doğaldır. Ya da uluslararası bir ödül kazanırsınız, ya da bir keşif, bir buluş yaparsınız. ABD'den bir dernek, bir vakıf size belli bir ödül verir... Gözümden kaçmış, ya da 'Aydınlık"\r\ 16 Kasım 2001 tarihli sayısını görmemişim. Bir okur gönderdi, altını çize çize... Konuyu gündeme, "Hürhyet" yazarı Emin Çölaşan getirmiş... "Humaın Rights Watch" diye bir vakıf varmış, bu vakıf Türkiye'de Ikinci Cumhuriyetçi diye tanınan bazı kişilere Hellman Hizmet ödülü adı altında para vermiş... Çölaşan "Muhtaçlara Amerikan Yardımı" başlıklı yazısında şöyle yazmış: "Kimi Allah diyor, kimi Apo dıyor ama.. bu şahısların hiçbiri Amerika 'dan para aldıklarını gazetelerindeki köşelerinde halka duyurmuyor. Hiçbirindeoyürekyok..." Koca bir liste... Ben oradayeralanların adlarını vermeyeceğim. Hem, o almış, bu almış, önemli mi? Kimin için önemli, bizler için... Alanlar ses çıkarmadıklarına göre.. hatta Hürriyet'te adları da yayımlandığı halde hiçbir açıklama da yapmadıklarına göre... 1991'de başlamış bu insan hakları yardımı, olay.goru8@cumhuriyet.com.tr EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Bu Öyle Bir Liste ki!.. 2001'e kadar sürmüş. Belli başlı dokuz kişi!.. Başkaları da var mıdır? Bu yardım 2002'de de sürdürülecek midir? Bir yürekli yazar çıkıp da açıklarsa, öğreneceğiz. Ama dolar yardımı alanlardan yine ses çıkmayacak... Kestim "/Ayd/n///("ınosayfasını... Baktımadlara tek tek!.. Çoğu bildik, toplumda saygın kişi!.. Hem de çoğunun böyle 'dış yardıma' pek gereksemeleri de yok! Insanlığa ne yapmışlar, ne katmışlar da ABD'deki insancıl bir vakıftan bu dolarları almışlar? Kişi gerçekten merak ediyor. Ülkemizde insan hakları adına savaşım veren yalnız bu listedeki insanlar mı? Hem ABD'deki insanlık vakfı ülkemizin tanınmış aydınlarını hangi ölçü, hangi görüş, hangi niyetle, hangi hesapla seçmiş? Emin Çölaşan'ın yazılarını her gün izleyemiyorum. Bu yüzden konuyu sürdürdü mü, yoksa yarım mı bıraktı? Adı geçen 'yardım alan 'lar Çölaşan 'a bir yanıt verdi mi? 'Aydınlık 'ın öteki sayılarında da bir açıklama, bir 'tekzip', bir aydınlatıcı yorum da göremedim. Demek, bu önemli olay, o kadarla kalmış.. Alan aldığıyla, veren verdiğiyle... Çölaşan'ın sözleriyle bitirsem iyi olacak: "Paralar gizlice alınmış. Adına insan hakları' denilen kavram yozlaştırılmış. Türkiye düşmanlarına para akıtmaya yönlendirilmiş. Böylece ortaya 'insan hakları dolarları' çıkmış." Yargı Önüne Çıkanlmadıkça... Zafer KARALAR öykücü Çünkü bu konuda kendilerine güvenleri yoktur. Bir yandan irili ufaklı onlarca yolsuzluk olayı ortaya çıkarılıyor, zanlılar cezaevine konuluyor, öte yandan aynıgünlerde bir başkaları yolsuzluk yapmaya devam ediyor! Hem de Ankara'nın göbeğinde, bakanlıkların içinde sürüyor... Bu nasıl iştır? Yapılan miicadele neden caydırıcı olamıyor? Yasalarımı/ mı yetersiz, yoksa birilerı halkı uyutup "tavşana kaç, la/jya koş" mu diyor? Anlaşılır gibı degil. Bakıyorsunuz, bir bakanlıkta trilyonluk yolsuzlıık yapılmış, bakanın hiç sorumluluğu yokmus gibi pişkince yeriııde kalabiliyor. Bağlı olduğu partinin genel başkanı (aynı zamanda başbakan yardımcısı) bakana toz kondurmuyor! Başbakan, "Bu konu beni ilgilendirmeA, hükiimet ortağı partilerin ic işleri..." diyeygaıülkelerdeçok a/ rastlananusdışıolayların, bi/im ülkenıizdc her gün bırkaçı bırden yaşanmaktadır. Bir olayın şaşkınlığını üzerimizden atamadan bir başkası patlak veriyor. Kimi zaman "Bu kadan da fa/.la artık!" diye isyan ettigimiz bir olayın yankıları sürerken bırdc bakıyoruz ki o olaydan daha beteri karşımıza çıkıvermiş. Gündem o kadar hızlı değişiyorki üzerindedurulması gerekcn çok önemli konıılar unutulup gidiyor. Işte onlardan bıri de "ynlsuzluklarla mücadcle" olayı... Başbakan ile başbakan yardımcılurı, bukunlar kameraların karşısına geçip "llükümelimi/ yolsu/Juklarla mücadekdeçok başanİKİır!" diye öviinüyorlar. Oysa "Bizim hiikiimetimiz döneminde kesinlikk'volsu/Jukolama/!" demeleri gerekme/ nıi? Diyenıezler! U biliyor! Neyse ki kamuoyundan gelen baskı sonucunda o bakan görevini bırakmak zorunda kalıyor. Bir yandan, **Soruşturmalarda sonuııa kadar jjidilsiıı, si\ asi bağlantısı varsa ortaya çıkarılsın!" diye meydan okuyorlar, öte yandan soruşturmaları yürülen emniyet görevlileıine, savcılara baskı yapıyor, direnenlerı görevlerindenalıyorlar!.. Bununladu yetinmiyor. görevini diizgün yapan kendi bakunlarını bile harcıyorlar.Yolsuzluklarla miicadele ettiğini söyleyen hükiimctin, öncelikle halka giiven vermcsi, inandırıcı olması gerekmez mi'.' Bakanlarııı, millelvekillerinin vc yakınlarının yolsuzluklara bulaşmış olanlarla ilişkıleri var mıdır'.' Var ise basına yansıdığı kadarıyla vardır bunlar hakkında da yasal işlemler yapılmadıkça, suçlular yargı önüne çıkarılmadıkca bu hükümetin yolsuzluklarla mücadele ettiğine hiç kimse inanmaz. PENCERE Sol Durduğu Yerde Burmuyor ki... Basında 'sol' üzerine yazılar okuyorum, yazanların elleri dert görmesin!.. Kırk yıl önce, 27 Mayıs Devrimi'nin sağladığı özgürlük havasında, Çetin Altan çok satışlı gazetelerde kaç kez yazdı, ben bu köşede kaç kez yazdım, sağına sarmısak, soluna soğan üzerine bu tür açıklamalarla biryere geldiğimizi varsayıyorduk, bilmem ki geldık mi?.. Bir kez daha yazayım: Sol kavramı, kökeni bakımından Fransız Devrimi çıkışlıdır; 28 Ağustos 1789 günü Kral'a karşıt mılletvekilleri başkanlık kürsüsüne göre parlamentonun sol taraf ında oturdular, adları solcuya çıktı, terimin kaynağı bu!.. Kralcılar sağcıydı; aristokrat sınıfın karşısında cumhuriyetçiler yer alıyorlardı; daha başka deyişle burjuva sınıfı solcuydu... Peki, sonra neoldu?.. Sol durduğu yerde durmuyor ki, burjuva aristokrasinin kiliseye dayanan iktidarını yıkınca devletini de kurdu; bu kez sağcı oldu; proletarya sol diye tanımlandı; sıra alın teri muhalefetine gelmişti. Sol donmuş bir kavram değil; kim bilir gelecekte hangı ellere geçecek, teknolojik devrimde ne içerikler kazanacak?.. Evren evrilmeye koşullanmış, kim ve ne durduğu yerde durabilir ki?.. Gerçekte bu eytişim 'an' ile 'süreç' arasındaki bağıntıyı vurgular; eski çağlardan beri filozoftann üzerinde durdukları oluşum yasaları, çağımızda ayan beyan ortaya çıktı. Sovyetler'in yıkılışından sonra Amerikalı Japon Fukuyama ne demışti: " Tarihin sonu geldi!.." 11 Eylül'de bu sav büsbütün foslayınca kimileri karalar bağladılar. Oysa yalın gerçektir; sağ solsuz, iktidar muhalefetsiz olmaz, doğanın yasası bu!.. Tarihte sol kavramı politika pazarına çıkmadan adsız sol gündemdeydi; geçmişte kim bilir kaç köle başkaldırısını ezdilerefendiier... Spartaküs solcu muydu?.. Kaç bin yıl sürdü bu serüven?.. Köleler başkaldıra kaldıra, yenile yeniletükenmediler. Insanlıkta kölelik kurumu nasıl ortadan kalktı?.. Ya kadının özgürlüğüne kavuşması için kaç yüzyıldan bu yana uğraş veri liyor?.. Toplumsal değişimde sol'un yenilgisi, sol fikrin yenilgisi demek değildir. Çünkü sol yalnız doğanın, toplumun değil, insanın insanlaşması yolunda kaçınılmaz... • Sovyetler'in yıkılması, bir devletin çökmesıdir, insanın değil; Fransız Devrimi'nde adı konan sol, özgürlük ve adalet bilincinin politikadadışavurumudur; tarihi belirleyen de bu akımdır. Hiçbir halk, hiçbir ulus, hiçbir ülke kendisini dünyadan soyutlayarak yaşama gücünde değildir; ancak bir devlet (isterse süper devlet olsun) dünyanın şu veya bu yerindeki halkları ve ulusları yukardan dayatılmış sömürü düzeninin bağlamında uzun süre tutmak gücünü koruyamayacaktır. Dünyamız günümüzde gerilim, bunalım, karamsarlık içinde kıvranıyor... Bu durum dünyamızda geçerli eşitsizlik, adaletsizlik ve sömürüden kaynaklanmaktadır. 'Solcu' bu gerçeği gören ve bilen insandır; yeryüzündeki bunalımaşaşmaz, doğal sayar. 'YeniDünya Düzeni'n'm dayatıldığı insanlıkta bunalım yoğunlaşmasaydı, doğaya ve topluma aykırı olurdu; insana güvenimiz azalır, umutlarımız kırılır, mutsuzluğumuz derinleşirdi. Umudumuz mutluluğumuzdur. • HSBC DEMİRBANK DEMiRBANK Dünyanın en büyük bankalarından HSBC, Demirbank'ı bünyesine katarak Türkiye'de de büyüyor. Demirbank bundan böyle tüm hizmetlerini HSBC adı altında sürdürecek ve HSBC size daha da yakınlaşacak. Dünyanın 78 ülkesindeki deneyimini ve gücünü, ülkenin her köşesine taşımak ve Türk ekonomisinin geleceğinc katkıda bulunmak için... H S B C M ü ş t e r i Hizmetleri: 444 0 111 www.hsbc.com.tr NAZİLER KtTAPLARl SOKAKLARA YAKMAK İÇİN Y1ĞIYORDU. KORSAN, HAKSIZ KAZANÇİÇİN Y1ĞIYOR. İKİSININ DE ÜÖRÜNÜMÜ IĞRENÇ! Bilim ve Edcbiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (BESAM) DÜNYANIN SİZE OZEL BANKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle