19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET + 12ARALIK2001 ÇARŞAMBA O L A Y L A R V E OORlJ!şLıIi<.K. [email protected] CHR'liOlmak Kolay Değil. Prof.Dr. Mustafa Ö: J P Parti Meclisi Üyesi H atayCHPMerkezllçe Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ali Üretken'den bir çağrı aldım. Üzerinde u Benim en büyük ild eserim Türkiyc Cumhuriyeti ve Cıunhuriyet Halk Partisi'dir" sözleri ve altında Mustafa Kemal Atatürk ımzası... Onun "büyük eserim" diye tanımladığı iki öğeden biri olan CHP'nin, ulusal sımrlarımızın içine katıldığı günü göremediği sınır kentimiz Hatay örgütünün toplanhsında bulunmayı ve ona yürekten bağlı, özveri ömeği arkadaşlanmla dertleşmeyi ne çok isterdim. Bu nazik çağnya katılamadığun için üzgünüm. Gerçi Hataylı dostlanmla birlikte olamadım ama parti görevlisi olarak MYK (Merkez Yönetim Kurulu) üyesi arkadaşım Sayuı İzzetÇetin ile birlikte, geçen ekim ayı içinde, Yalova ve Kocaeli illerini, ilçelerini, beldelerine varana değin dolaştık. 29. Olağan CHP Kurultayf ndan sonra oluşan MYK, parti tüzüğünün 45. maddesi uyarınca görevlendirdiği parti denetmenleri, ülkenin dört bir yanına dağıldık ve CHP örgütünün son durunuınu birinci ağızlardan öğrenmeye çalıştık. Daha açık anlatımla seçim öncesi hazırlık aşamasında, örgütün yakınmalannı ve dertlerini dinledik. Benim gibi aktif politikaya yeni yenı ısınmaya başlayan bir CHP'lı için anlatması zor, duygusal anılar yaşadım. Bu partiye gönül vermenin ne denli özveri ve mangal kadar yürek gerektirdiğini daha yakindan öğrendim diyebilirim. Gerçekten en küçük bir beklenti ve çıkar gözetmeksizin gönül veren, çilekeş CHP'lileri tanıdıkça güvenim bir kat daha arttı. Neredeyse Yalova kadar tanınan, sıcak su kaynaklanyla ünlü orman içindeki turistik Ternıal ilçesinin CHP örgütünün her şeyi Ekrem Geviç'in, "Her bayram, üstünde Altı Ok bulunan, çiçeklerie süslü çelengi yüklendiğim gibi Atatürk anıünın önüne koymak ilk görevim. Biz ne Denizciyiz (Deniz Baykal ve arkadaşlan) ne de Karaayızflvlurat Karayalçuı ve arka daşlan), biz Mustafa Kemal ve arkadaşlannın bin bir güçlükle kurdugu özbeöz CHP'liyiz" diye göğsüne vura vura içten söylemesi gözlerimizi yaşarttı. Çınarcık'ta ve Çiftlikköy'de örgütün temel direğıni, emeklı memurlar ve öğretmenler oluşturuyor. Ellerüıden geldiğince partinin tanıtılmasına ve devrimlerin yılmaz bekçileri olduklannı vurgulamaya özen gösteriyorlar. Bu ekonomik kriz ve pahalılık burgacı içinde, üç kuruş emekli maaşlanndan ayırabildikleri bütçcyle, CHP tabelasını yerinde tutmaya çalışan bir avuç yürekli Atatürkçü insan... Yalova CHP ll Başkanı Sayın Muharrem Ince'nin özeleştirileri, soğuk bir duş etkisi yapsa da fizik öğretmeni genç dostumuzun gerçekleri bütün çıplaklığıyla ortaya koyması, ayaklarımızuı suya değmesini sağladı. tktidar ortağı siyasal bir partinin halkı avlama peşindeki (popülist) Sosyal Güvenlik Bakanı, işçilerin alın teriyle yapılan Yalova SSK Hastanesi'ni, babasından miras kalmış parayla yaptırmış gibi, adını yazdırmak için yerini boş bıraktırmış. Iktıdan elinde bulundu ranlar ve yöneticiler, yaptıklan başanlı işleri kendilerinden sonra gelenlerin takdir ve hoşgörüsüne bırakırlar. Ondan sonra gelenlerin bu adı değiştirmeyeceğine kim güvence verebilir? ÜsteBk sözü geçen kurumun bağb oldugu bakanın işbaşuıda bulunurken adını yazdırması biraz da ayıp olur. Bizinı Türk gelenek ve göreneklerinetersdüşer, hoş karşrianmaz, Devlet olanaklannın böylesine har vurup harman savruldugu bir dönemde, Yatova'daCHPüolmakkolayişdeğıL İçinde yaşayarak görmek gerek. Karayoluyla Istanbul'dan tzmit'e doğnı giderken önünden belki yüzlerce kez geçtiğim ama ıçıne hiç girmediğim Tavşancıl, denizin ilk görüldüğü yerde, yüksek bir tepenin üstüne kurulmuş şirin bir belde. Orta Asya inanç ve kültüründen kaynaklanan bir totem kuşu olan Tavşancıl'dan ismini alan bu beldenin CHP'li Belediye Başkanı Sayın SaHh Gün, 2025 yıl önce bir avuç Tavşancıl âşığı arkadaşıyla hiçbir siyasal farklılık gözetmeden, kollannı nasıl sıvadıklannı anlattı. Belediye hizmet binası, belediye sosyal tesisleri (düğün Sevgili öğretmenim, hastaymışsınız... Hepimiz çok üzüldük, tez zamanda sağlığınıza kavuşmanızı diliyoruz. Birçoğumuzun dersine girmediniz; ama yazılarınızla, kitaplarınızla her zaman öğretmenimiz oldunuz. Bu nedenle size öğretmenim diyorum. Sizinleyaptığım birsöyleşinin başlığına "Yaşamını Aydınlanma Uğraşına Adamış Bir Aydın: Vedat Günyol" yazmışım... Yazılarınızın, düşüncelerinizin, sesinizin peşinden gelmişiz... Dostlarınız ve öğrencileriniz, duvarlarını, şimdi tamamı birkütüphaneye bağışlanmış olan kitapların kapladığı evinizde her zaman "güleryüzlü ciddilik"\e karşılaşmıştır. Hukuk kariyerini, üniversite kürsüsünü reddederek yazarlığı yeğleyen bu güler yüzlü ciddiyetle nasıl da çoğalıp gönenmişiz... Bir söyleşinizde Türk Hümanizması'nı şöyletanımlıyorsunuz: "Türk Hümanizması asıl Orhan Burian'la başladı. (...) Türk Hümanizması, kenditarihimizi, edebiyatımızı, toplumsal yapımızı araştırmak ve bu yolla ulusumuzu kendi öz benliğine yerleştirmek, Türk aydınlanmasını doruğa çıkarmak amacını taşıyordu. (...) Hümanizma yoluyla kendimizi aramak derken şunu anlıyordu Orhan Burian: Bir tarihimiz var ki incelenmemiştir. Bir toplumsal bünyemiz var ki nasıl kurulmuş, nasıl işlemiş araştırılmamıştır. Yine biredebiyatımız var ki aranmamıştır. Biz, dogmadan sıyrılıp özgür düşünce, özgür kafa ile geçmişimizde ken retme yolunda." Sizi ve kuşağınızdaki aydınlık ve aydınlanma felsefesini yaşam biçimi yapmış insanları tanıdıkça bastığımız zeminin sağlamlaştığını duMÜNEVVER OĞAJN yumsadık. Cumhuriyete gönül verenler, kanat gerenler Prometheus'un ateşini elden ele taşıyorlar, taşıyacaklar... Siz, bize Cumhuriyet insanının umutsuz olmaması gerektiğini öğrettiniz. Bugünlerde ülkemizde bir yandan Sevr koşulları yaratılmaya ve yadimizi bulduktan sonra, Türk uygarlığının kurulşatılmaya çalışılırken bir yandan da Cumhuriyetmasındaki gereçleri belirleyebiliriz." çi ülkü erlerinin seslerinin yükseldiğini duyup biz Çabuk iyileşin öğretmenim, sizi, söyleşilerinizi de imeceye koşuyoruz... Size soracaklarımız yiözledik. Mustafa Kemal, Hasan Âli Yücel, Tercüme Bürosu, Türk Hümanizması, Yücel dergisi ne çoğaldı... Cahit Sıtkı, Halet Çambel, Halide Edib ve AdBizim de en güzel dünya ütopyamız gün geçnan Adıvar, Islam Ansiklopedisi, Orhan Burian, tikçe güçleniyor ve başaracağız... Bir yazınızda Ufuklar, Çan Yayınları, deneme, eleştiri, günlük"Benim ütopyalarım gerçekleşsın, gerçekleşmeleriniz ve bugünler üstüne söyleşeceğiz. sin düşlerimdir. Aslında herkesin ütopyaları vardır. Yani, gönlünde yatan aslanları... Benim düşBu sayfada 1976 yılında yayımlanan "Orman lerimin aslanı bu dünyayla sınırlı, bu dünya içinIşırsa" adlı makalenizde "Doğa güçlerini yenmede, bu dünya yaşamında yeralmaktır. Nâzım'/n yi başaran insan aklı dönüp dolaşıp, insanlararadeyimiyle cennet de cehennem de bu dünyadasında, doğa güçlerine taş çıkartan bir güçlü bir dır. Bize düşen, cehennem olan bu dünyayı cengüçsüz, bir ezen bir ezilen, bir vurdu bir vurulan, bir kırdı bir kırılan düzeni yaratmış. (...) 'Akıl ile nete çevirmektir. Benim cennetim, yalnız ülkemyönetilen bir devlette, yoksulluk yüz karasıdır' de değil, tüm dünyada gerçekleşmesini özledidemiş ya Konfüçyüs. Hayır, asıl yüz karası, bir ğim bircennettir. Insanın insanı sömürmediği, özgür ve laik düşüncenin saygınlık kazandığı bir dündevletiakıl ve vicdan ile yönetmemektir. Bugün, ya,.. " diyorsunuz. Biz de bir an önce iyileşmenibiz, Türk yurttaşı olarak bunun acısını çekiyoruz" zi istiyoruz; hep birlikte cehennemi cennete çediyor ve ekliyorsunuz: "Ama orman ışımakta, virmek, ütopyalarımızı gerçekleştirmek için... halk uyanmakta. Işçisi ve köylüsüyle kendini öğ ARADABİR Vedat Günyol'a... ve toplantı salonlan), spor kompleksi, balıkçı bannağı ve deniz kıyısında 500 kişilik belediye sahil restoranı, asfalt yollan ve parke taşı döşeli düzgün sokaklanyla bir köyden nasıl şirin bir belde yaratılabileceğinin örneği, görülmeye değer. Kırk yıldır bizim bildigimiz Çayjrova, resmı kayıtlarda Güzeltepe olmuş çıkmış. Genç çalışkan CHP'li Belediye Başkanı Sayın Timur Koç, gerçekten soyadı gibi koç bir delikanlı. Yaptıklannı çok güzel bir broşürde toplamış. Modern ve son teknolojinin kullanıldığı belediye hizmet binası, çağdaş kent toplu konut projesi, spor kompleksi, kültür salonları, altyapı hizmetleriyle temiz ve yaşanabilir bir Güzeltepe yaratma coşkusuyla dopdolu. Körfez, Gölcük, Değirmendere ve Karamürsel ilçelerinin CHP örgütü, bu ilçelerin şanssız halkı gibi, deprem vurgunu ve ekonomik bunalımın acımasızlığı arasında sıkışıp kalmışlar. Bütün bu olumsuzluklara karşın ayakta kalmalan bile büyük başarı. Hiç kuşkusuz Kocaeli ili, ilçeleri ve beldelerinde CHP örgütü ile yerel yönetimler arasındaki takundaşlık ruhunu yaratan, Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Sefa Sirnıen'in kartal gibi koruyucu kanatlannın gölgesi. Dertleşme olanağı bulduğum CHP örgütü ve ona gönül verenlerin ortak noktası, partide artık itiş kakışın son bulduğu, olası bir baskın seçime karşı uyanık bulunmak gerekliliğine odaklanmış durumdadır. Dışandan ve içeriden akla gelebilecek her türlü yıpratma yöntemlerinin denendiği günümüz siyasal ortamında yıkılmadan yüzyıllık (asırhk) çınar gibi dimdik ayakta kalabilmek, olsa olsa CHP'lilere özgü bir iş. Yoksa Altı Ok'lu tabela, göbekten bağlı partilerden birinde olsaydı kolay kolay bu yerinde duramazdı. Görevimiz sona erdiğinde, özveriyle çalışan, dişinden tırnagından arttırdığı üç beş kuruşla, Atatürkçü düşünce bayrağıru yüksekte tutan tüm gerçek CHP'lilere helal olsun size deyip, sanlmak geldi içimden. (*) (*) 21 Ekim tarihli Cumhurivet'tekı yazısında seçımle gelen CHP Genel Başkam Sayın Deniz Baykal 'ı ve heni partiden çekilip gitmeye davet eden, eski bir C 'HP 7ı Sayın M. Cavit Alpar.üan 'a da helal olsun(!). PENCERE Zıpırlığa KasideL Adına tarih denen geçmişi ne kadar bilebiliriz?.. Sözgelimi bugün şu avuç içi kadar köşeye yazdığım gerçeği içimizden bilen ya da anımsayan kaç kişi?.. Kurtuluş Savaşı nasıl gerçekleştirildi?.. Bir örnek: Sakarya Savaşı'ndan önce Meclis Mustafa Kemal Paşa'ya olağanüstü yetkiler verdi... Gazi sefe.rberlık önlemleri aldı: "1 Her hane, birer kat çamaşır, birer çift çorap ve çarık verecektir. 2 Tüccar ve ahalinin elinde bulunan çamaşırlık bez, patiska, pamuk, yün ve tiftik, kumaş, kösele, çarık, fotin, kundura çivisi, tel çivi, kundura ve saraç ipliği, nallık demir ve mamul nal, yem torbası, yular, semer, urgan, vb. stoklarından yüzde 40 'ına bedeli sonra ödenmek üzere el konacaktır. 3) Mevcut buğday, saman, un, arpa, fasulye, bulgur, nohut, mercimek, kasaplık hayvan, şeker, gaz, pirinç, sabun, yağ, tuz, zeytinyağı, çay, mum stoklarından yüzde 4O'ı bedeli sonra ödenmek üzere alınacaktır." Sakarya Meydan Muharebesi'nden önce, Anadolu'da yaşayan kişinin nesi var nesi yoksa, yüzde 40'ına devlet el koymuştur. • Peki, ama, insan haklarına sığar mı bu, Müslümanlara zulüm değil mi?.. Evet... Kurtuluş Savaşı Anadolu insanının ayağından şalvarını, donunu, çarığını, çorabını alarak yürütüldü; geçmişimiz böyledir bizim... lyi ya da kötü, gerçek bu!.. O zamanın Anadolu'sunu bir düşünün!.. 1911 Trablusgarp Savaşı.. 1912 Balkan Savaşı.. 1914 Birinci Dünya Savaşı.. 1919 Kurtuluş Savaşı.. Kahrolası zaman akıyor, Anadolu'da köylünün yazgısı bir türlü değişmiyor; savaş.. savaş.. savaş.. 10 yıl savaştan sonra bir de devlet Türk köylüsüne diyor ki: Neyin var, neyin yoksa yüzde kırkına el koyuyorum.. Demokrasiye, özgürlüklere, insan haklarına sığar mı böyle şey?.. Tarihteyaşanan olaylan bugün geçerli değeryargılarıyla tartıp ölçmek nedir?.. Aklı başında bir aydın kişi bunu yapabilir mi?.. Ama bir toplumda insanlar akıllarını peynir ekmekle yediler mi ne ölçü kalır, ne endaze... • paylaşılan"# Ikram edildikçe "W "W # mutluluk! B u ugün hemen herkesin severek tükettiği çikolatanın tarihi aslında çok eskilere dayanıyor. M.Ö. 600 yılında Maya uygarlığı, "çikolata"nın özü olan kakao bitkisini işlemeye başladığında aslında insanlığın en sevdiği "tatlı"lardan birini keşfettiğinin farkında değildi. Daha sonra Aztekler kakaoyu pazarlarda "değişim" aracı olarak kullanmaya başladı ve çikolata hızla değer kazanmaya başladı. Çikolata o kadar değerli bir madde halinc gelmişti ki uğruna savaşlar bile verildi. K a k a o " d a n "çikolata"ya 16. yüzyılda "kakao"nun "çikolata"ya dönüşme sürecinde bayrağı tspanyollardevraldı. Hernando Cortez adında bir İspanyol gemici kakao tohumlarını Güney Amerika'dan İspanya'ya getirdi. Kakaonun Avrupa'ya ulaşması çikolatanın bugünkü şekline ve lezzetine yaklaşması açısından büyük bir adımdı. O kadar değerliydi ki sadece soyluların tüketebildiği lüks bir gıda maddesi halini almıştı. Bu dönemde çikolata için en büyük gelişme, İspanyollar'ın çikolataya tarçm ve bal karıştırarak onun tadında büyük değişimler yapmalarıydı. 19. yüzyılda Avrupa'da başlayan Sanayi Devrimi ile çikolata, seri üretim araçlarıyla çok daha ucuza mal cdilmiş ve geniş halk kitlelerine ulaşmaya başlamıştı. Artık kakao, savaşlara neden olan bir hammadde olmaktan çıkmış, aksine, sevginin ve mutluluğun paylaşıldığı ortamlann vazgeçilmez bir unsuru haline gelmişti. Çikolata Türkiye'de... Türkiye'de ise çikolatanın öyküsünde en büyük pay hiç kuşkusuz Ülker'e ve kurucusu Sabri Ülker'e ait. Çünkü o, Türk insanının hayatında tatlının önemli bir yeri olduğunu biliyordu. Türk geleneklerine göre "tatlı yenir, tatlı konuşulur"du. Çikolatanın tadı, Türk insanının ağız tadına tam uyuyordu; öyle ki çikolata, Türkiye'ye yaygm olarak Ülker ile girişinden sonra Türk ailesine kendisini kolayca kabul ettirdi. Yapılan araştmmalar çikolata tüketen kişilerin kcndilerini daha iyi ve mutlu hissettiğini, sosyal ilişkilerinin daha da güçlendiğini göstermekte. Misafirlerimize, arkadaşlarımıza ve sevdiklerimize ikram ettiğimiz her bir çikolata ile bu mutluluğun paylaşılarak artmasına neden olmak, insanın kulağına çok hoş geliyor. Bugün Türkiye'nin neresine gidersek gidelim, Ülker kalitesi ve lezzetiyle üretilmiş ikramlık çikolataları bulabileceğimizi biliyoruz. Bunun arkasında hiç kuşkusuz Ülker'in günden güne büyüyen, gelişen, yurt çapına yayılmış ve iyi organize olmuş dağıtım ağı var. Artık Ülker sayesinde Türkiye'nin her köşesindeki insanımız dünyanın severek tükettiği çikolatayı, en yüksek kalitede ve lezzette temin edebiliyor. Çikolata sektöründe ilk ISO 9002 belgesi... Ülker, Türkiye'ye çikolatayı sevdirirken ve çikolata tüketimi günden güne artarken, yüksek kalite standartlanndan da asla ödün vermiyor. Ülker için kalite, bir bütün demektir. Bu amaçla hammadde ve hizmet sağlayanlardan, pazarlayan kuruluşlara kadar çevresinde bir kalite çemberi oluşturmuştur. Aynca Ülker'in ArGe departmanlan, Türk insanının damak tadına uygun, kaliteli çikolataya ulaşabilmek için yoğun bir işgücü ve zaman harcıyor. Çikolatanın sunduğu bu mutluluğu herkesle yıllar boyu paylaşmak için... ÇİKOLATADAKİ MUCİZE ' Çikolatanın cildi güzelleştirdiği bazı araştırmalarla doğrulanmıştır. 1 Çikolata, vücudun bağışıklık sistemini harekete geçirir. 1 Sakinleştirici özelliğinden dolayı hormonların ve enzimlerin düzgün çalışmasına da yardımcı olur. 1 İşe gitmeden önce çikolata koklayın. Bu, sizi rahatlatacak miktarda mutluluk hormonu, serotonin ve noradrenalin salgılamanızı sağlayacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle