19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12ARALIK 2001 Ç A R Ş A M B A * * * * CUMHURİYET HABERLERİN DEVAMI GUNCEL CİINEYT ARCAYİJREK • Baştarafı 1. Sayfada getirilmesine "yeşil ışık yakmıştı." Oysa Povvell, buradaki basın toplantısında komutanlık sorununu Avrupa ile "görüşeceklerini" söylüyordu. Daha sonraki günler Batılı sağlam kaynaklar; Barış Gücü komutanlığına Ingiltere'nin veya Almanya'nın getirileceğini duyurdular. Dışişleri'nden tık duyulmadı. Ne zaman ki diplomatik muhabirimiz Serkan Demirtaş bu bilgileri, "Komutanlık konusunda Türkiye'nin 'geri1 kaldığını" yazarak değerlendirdi. Dışişleri yine yazılı bir açıklama yapmadı. Telefonla "Türkiye'nin zaten Powell'dan komutanlık isteminde bulunmadığını, sadece Barış Gücü'nün karar mekanizmasında yer almayı istediğini" bildirdi. Komutanlık konusunda koalisyon güçleri arasında dönen dümenler sonuç verdi. Afganistan Barış Gücü Komutanlığı'na (Başkan Bush'la Başbakan Blair arasındaki telefon görüşmesinden sonra) Ingiltere'nin getirildiğini Beyaz Saray açıkladı. Üç ay (bir habere göre 6 ay) sonra komutan değişecek, anayasasından kaynaklanan kısıtlamaları aşabilirse sırada Almanya var. Türkiye, daha sonra, daha sonra... Batı kaynaklarına göre, komutanlık görevinde Türkiye'nin tek avantajı Müslüman ülke olması. Ya "dezavantajları?" (1) Kâbil'de hızla göreve başlayacak askeri hazırlığı olmaması. (Şu 90 kişilik özel tim neden gitmedi Afganistan'a, ilgililer bir açıklama yapsalar da durum aydınlığa kavuşsa). (2) Ankara'nın her vesile ile üstelik övündüğü, insan hakları karnesi kötü olan General Dostum ile arasındaki yakınlığın BM çevrelerinde yarattığı tepki. (3) Türk askerinin masraflarının bir başka ülke tarafından ya da BM tarafından karşılanması zorunluğu... ... Atlantik ötesinden gelen haberlere göre, VVashington'u düşündürüyormuş! Barış Gücü'ne 1500'e yakın askerle katılacağı söylenen Türkiye'ye komutan yardımcılığı önerildiği (veya önerileceği) öne sürülüyor. Atanacak Ingiliz komutan, Afganistan içinde söz sahibi olacağı gibi, komşusu olan ülkelerle bir çeşit diplomat gibi ilişki kurma görevini de yürütecek. Bu komutana bir Türk generalinin yardımcı olarak atanacak olması, acaba koalisyon liderlerinin Türkiye'yi "tatmin etme" düşüncelerinden mi kaynaklanıyor? Bir başka izlenim daha var: Ankara'nın Afganistan'a "laik ve demokratik" siyasal biryapı verebileceği yolundaki yaklaşımlara VVashington'la Avrupa (ola ki Afganistan'a Türk modelini aşılamanın zorluğunu, hatta olanaksızlığını göz önünde tutarak) sıcak bakmıyor. İnsan Hakları Günü mesajlarla, toplantılarla, nutuklarla kutlandı. Cumhurbaşkanı Sezer, mesajında "İnsan hakları sadece işkence ve kötü muamele ile tarif edilemez. En önemli insan hakkıyaşama hakkıdır" dedi. örnek de verdi. Asgari ücretin düşüklüğünün insan hakkının ihlali olacağını söyledi. İnsan öğesini ve yaşamını ön plana çıkaran bu sözleri onaylamamak olanaksız. ,, Ne çare; insan hakları sorununda çağdaşlıgı yakalayacağımızı yineleyen hükümet, yaşamakla yaşayamamak sınırında olan insanlarımızla ne ölçüde ilgileniyor? İnsan haklarından söz ederken mangalda kül bırakmayan yetkili çevreler, bakanlar, partiler vs. Balıkesir'den, son olarak Şanlıurfa'dan yansıyan insan manzaraları ile neden ilgilenmiyor, niçin kayıtsız kalıyorlar? Olay 1: AA'nın haberine göre; Balıkesir'in Havran ilçesine bağlı Büyükdere beldesinde, kredi borçlarını gününde ödeyemedikleri için haklarında takip işlemi başlatılan yaklaşık 2 bin kişi, mal beyanında bulunmadıkları için 10'ar gün hapis cezasına çarptırıldı. Havran hapishanesi küçük, iki bin üreticiyi aynı zamanda alamıyor. Insanlar sırayla hapse giriyor. Olay 2: Şanlıurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Kilis'te toplam 26 bin çiftçi hakkında icra takibine başlanıldı. İlgililer diyor ki: "Ekonomik kriz ve faizlerin yüksekliği nedeniyle çiftçiler borçlarını ödemekte güçlük çekiyorlar." Türkiye'de insan sorunu yok, ama hakları ile başarısız uğraşılar sürekli gündemde. Partilerinin köyden ve köylüden başladığını, örneğin başbakanlar (Ecevit), genel başkan yardımcıları (Erkan Mumcu) her fırsatta söylüyor. Hadi canım sen de! SAYFA 17 'Sözegelinceyolsuzlukla mücadele edelim diyeceksiny eyleme gelince suçu kolaylaştına düzenlemeyapacaksııu Olacakşey değil' Sezer, hükümeti topa tuttu "Çiftçiyi perişan edecekler" diyen Sezer, özelleytirilen kurumlarda 10 yıl süreyle üretim yapılmasının zorunlu hale getirilmesini istedı. Zorunlu emeklilik konusunu görüşmek üzcre, dün olağanüstii toplanan Türktş Başkanlar Kurıılu, Cumhurbaşkanı Sezer'i zıyaret etti. Basına kapalı görüşmede hükümet uygulamalarının sosyal zararlar getireceği uyarısında bulunan ve gerekli yasal dü/.enlemeler yapılarak crken seçime gidilmesini ısteyen Türktş heyetine, Sezer'in "Ilaklısınız" yanıtını verdiği öğrenildi. Türklş Genel Başkanı Bayram Meral, "Cumhurbaşkanı ilettiğimiz konııların hepsini haklı bııldu.Türkİş'in göstcrdiği duyarlılığı takdir ettiğini de belirtti" dı ye konuştu. Alınan bilgiye göre Sezer, Meral'e "Siz Seçim ve Siyasi Partiler yasalarının dcğişeceğine inanıyor musunuz?" sorusunu yöneltti. Meral'in "Bu yönde girişimler var" demesi üzerine de, Cumhurbaşkanı Sezer, "Ben tıiç sanmıyorum, değişlirdik dcrler, önemsiz bir yeriyle oynarlar. Bcnim tek unıudum, sivil tuplum örgütlcri. Yurttaşlar bilinçli görünüyor. Yapılacak bir seçimde yeni bir tahlonun oluşacağını sanıyorum" dedi. Devlette şeffaflık getirilmeden AB'nın Türkiye'yi üyeliğe kabul etmeyeceğini vurgulayan Ahmet Necdet Sezer, "Düşünün 810 bankadan çalınan para, hortumlanan demiyorum, o hafif bir tabir, 1517 milyar dolar. Ekonomik krizin temelinde bu çalınan paralar var" diye konuştu. Sezer, TBMM'ye geri gönderdiği yasalarla ilgili olarak hükümet üyelerinin yöneîttiği eleştirileri yanıtlarken, "Bir yasayı 'Ikinci kez görüş' demck TBMM'ye itibar kaybettirmez" dedi. Sezer, "anayasaya aykırı olsıın olmasın içine sinmeyen yasayı TBMM 'ye gcri gönderdiğini, bundan sonra da göndereceğini" belirtti. Tütün Yasası'yla ilgılı olarak da hükümeti sert dille eleştiren Sezer, "Bu yasa ile çiftçiyi perişan edecekler" dedi. Türkiş Başkanlar Kurulu, istemlerinı ıçeren birmektubu da Sezer'e iletti. Türklş Başkanlar Kurulu sabah saatlerinde yaptığı toplantıda da, zorunlu emeklilik genelgesi yürürlükten kaldırılana kadar, bölgesel toplantılar yapılması ve Kızılay'da büyük bir miting gerçekleştirilmesi kararı aldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet INecdet Sezer, TBMM'nin DGM yasasını aynen kabul etmesine, "Söze gelince yolsu/lukla mücadele edelim diyeceksin, eyleme gelince suçları kolaylaştırıcı düzenlemeleri yapacaksın. Olacak şey değil" diye tepki gösterdi. Sezer, sendikalann erken seçim istemini ileten Türklş'e de tanı dcstek verirken, siyasi partilerin Seçim ve Siyasi Partiler Yasası'nı değiştireceğine "inanmadığını" da ifade etti. Veto ettiği ve aynen çıkarılması planlanan Tütün Yasası için hükümeti ağır dille eleştirerek, 2001 SedatSimavi Ödülleri 2001 Sedat Simavi Ödülleri dün akşam Is. Kuleleri'nde düzcnlenen törcıılc sahiplerini buldu. Bu yıl 25'ncisi dü/enlenen ödül töreninde Gazetecilik Ödülü, "Küreselleşme Korkusu ve 2001 Krizi" adlı eseriyle Milliyet gazetesi yazarı Osman Ulagay ile "Ycter Söz Milletin" (Okur ilişkilcri ya/ıları) köşesiyle Hürriyet ga/etesi yazarı Yalçın Bayer'e verildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç törende yaptığı konuşmada, "Yaşadığımız şu günlerdeki en güncel ve cn önemli sorunumuz işsizlik. Pek çok yayın organı, ekonomik kriz döneminin yarattığı ortamı da kullanarak çok sayula basın çalışanının işine son verdi. Basın Iş Yasası'nın yok sayılmasıyla fiilen gazetecilik yapan ama hukuken ga/eteci olarak kabul edilmeyen nıcslckdaşlarımı/ nedvniyle kıyım derecesine ulaşan uygulaınaların kesin sayılamıı bilemiyoruz. Çünkü işlerine son verilenlerin büyük bölümü devletin kayıtlarında yer almıyor. Bu nedeııle lıem Basın Iş Yasası'nın uygulanınasını zorunlu kıjacak, hem de Asgari ve Zorunlu Kadro Yasa Önerisi'nin kısa sürede yaşama gcçirilmesiııi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden bekliyoruz" diye konuştu.(Fotoğraf: UGUK 1)1.MİR) UNDP Türkiye raporu: Kazanımlar eşit şekilde paylaşılmıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Birleşmiş Milletler (BM) Kalkınma Programı (UNDP) DaimiTemsilcisi Alfdedo NVitschiCestari Türkiye'nin ekonomik kalkınma performansı başarılı olmasına karşın, insani gelişmışlik açısından aynı durumun söz konusu olmadığını söyledi. İnsani gelişme için bilgiye erişim ve katılımın önemine işaret eden VVitschiCestari, Türkiye'de toplumun büyük kesiminin eğitim ve bilgiye erişiminde eşitsizlik olduğuna dikkat çekti. UNDP Türkiye Temsilciliğinin desteğiyle Türk uzmanlar tarafından hazırlanan "UNDP Türkiye 2001 İnsani Gelişme Raporu" dün düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. Rapor, Türkiye'nin toplam gelişme endeksinin çok iyi ilerlemekte olmasına karşın, kazanımların eşit olarak dağılmadığını ve bu yönde bir iyileşme olmadığını ortaya koydu. Raporda ekonomik kriterlerin Türkiye'nin AB'ye kabulü açısından önemli engel olmadığı belirtilerek "Türkiye aday ülkeler içinde insani gelişme endeksi en düşük olan, ancak geliri en düşiik olmayan ülkeler arasındadır" dendi. 19651998 yılları arasındaki bir dönemi değerlendiren raporda "Ekonomik eşitsizlik, sadece bölge, gelir, bilgi ve cinsiyet grııplarını değil, aynı zamanda haneler, yaş ve yerleşim (kentselkırsal) gruplarını da ayırmaktadır. Eşitsizlik, ekonomik verimsizlik ve savurganlık olduğu kadar suç, kaçakçılık, kontrolsüz kentleşme ve sosyal huzursuzluğa yol açmaktadır" dendi. Küresel düzeyde hazırlanan raporun varsıl ve yoksul ülkeler arasında teknolojiye ulaşabilme olanakları arasında uçummlar oluştuğunu ortaya koyduğunu söyledi. WitschiCestari gelişen teknolojinın bu uçurumun daha çok derinleşmesıne neden olduğunu belirtti. Daha sonra, Ortadoğu Teknik Üniversitesi öğretim üyesi vc Türkiye İnsani Kalkınma Raporu Danışmanı Prof. Dr. HalisAkder 2001 Türkiye tnsani Gelişme Raporu hakkında bilgi verdi. Akder, Türkiye'nin insani gelişmişlik açısından en dipte yer aldığına anımsatarak, "Sorunumuz CSMH değil, herkese eşit olarak eğitim, sağlık olanakları ve iyi bir gelir sağlama konusunda iyi değiliz" diye konuştu. • •• Değiştirilmemesi gereken kurucular kurulu, değiştirilerek notere onaylattırıldı Dıırmıış ım vakfi 2 kez kuruldu HACER BOVACIOĞLU ANKARA Sağlik Bakanı Osman Durnıuş un, kurucu üyesi olduğu ve amaçları arasında "iktisadi ve sosyal durumunu iyileştirmek" de olan TürkSev Vakffnın resmi olarak 2 kez kurulduğu belirlendi. Vakfın ana sözleşnıesinin Noter tarafından onaylanmasının ardından, hiçbir şekilde değiştirilemeyeceği belirtilcn kurucular kurulu listesinin değiştirildiği ve " d a r kapsamlı kurucular kurulu lislesini" içeren ana sözleşmenın, notere yeni bir belge gibi onaylatıldığı ortaya çıktı. Vakfın kurucularından Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Sefer Aycan, bakanlık olanaklarının vakfa gelir sağlamak için kullandırıldığının ortaya çıkmasının ardından, lürkSev 2. başkanlığından istifa etti. Noter kayıtlarına göre, IürkSev Vakfı'nm, değiştirilemeyecek nitelikte bulunan kurucular kurulunu da içcren ana sözleşmesi, Ankara 41. Noteri'nde onaylandı. Onaylanan sözleşmenin 6. maddesinde, vakfın kurucular kurulunu oluşturan isimlere yer verilerek bu isimlerin değiştirilemeyeceği belirtildi. Ancak, vakfın, bu onay işleminin ardından, yeni kuruluyormu!j gibi, 1 Haziran 2000 tarıhinde notere tekrar başvurduğu ortaya çıktı. Ankara 16. Noterliği'ne yapılan bu başvuru sonucunda, daha önceAnkara41. Noterliği'ndeonaylattınlan ana sözleşme, küçük bir farkla bir kez daha onaylandı Yeni sözleşmeyi, yok sayılan eski sözleşmeden ayıran en temel özellik, değiştirilemeyeceği belirtilen kurucular kurulu listesi oldu. Onaylanan yeni ana sözleştnede, daha önce kurucular arasında olan bazı isimler yer almadı. Ankara 16. Noterliği'ne onaylattırılan ana sözleşme yok sayılarak yapılan bu değişiklik için Sağlık Bakanı Durmuş'un ısrarcı oldugu ileri sürüldü. Aktuna: Durmnş 'un iddiası akıl dışı tstanbul Haber Servisi Eski Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna, Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un "Bakanlığın geçmişte gazetecilere sarı zarfla ödeme yaptığına" yönelik iddiasını "akıl dışı" olarak değerlendirdi. Aktuna, Sağlık Bakanı Durmuş'un ortaya attığı "geçmişte basın mensuplarına sarı zarfla ödeme yapıldığı" ıddıasının hiçbir bakan ve sağlık muhabiri için geçerli olamayacağını belirterek "Benim bakanlığım döneminde çalışanlar, genç, pırıl pırıl gazeteci çocuklardı, hiçbiri böylc bir şeyi aklından bile geçirmez" diye konuştıı. Sııçlamayı akıl dışı olarak değerlendiren Aktuna, böyle bir ıddiayı ortaya atan kişinin açıklama yapması gerekliğini söyledi. (,'ağdaş (îazeteciler Derneği, Avrupa (Jazeteciler Birliği Türkiye Temsilciliği, Diplomasi Muhabirleri üerneğı, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Foto Muhabirleri Derneği, Parlamento Muhabirlcri Derneği, Profesyonel Haber Kamcramanları Derneği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Ankara Temsilciliği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası da konuyla ilgili ortak bir yazılı açıklama yaptı. Durmuş'un, hakkındaki iddialara açıklık getirmek yerine gazetecilik mesleğini hedef aldığı belirtilen açıklamada şöyle denildı: "Sayın Durmuş'un iddiası, gazetecilere yönelik bir suçlamadır. Bu suçlamanın açıklığa kavuşturulnıası zorıınludur. Eğer sarı zarf alan gazeteciler varsa, meslek onurumuz adına bu kişiler hakkında gereğini yapmaya hazırız. Ancak Sayın Bakan,' lin iyi savunma saldırıdır' anlayışıyla hareket ediyorsa, bu anlayışı yanıtsız kalmayacaktır." TPAO Kuzey Irak'ta petfol arayacak Aldığmız her tebrik kartı ile ülkemizde anne ve çocuk ARİFASLAN BATM AN Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), ocak ayında Kuzey Irak'ta petrol arama çalışmalarma başlıyor. llk etapta 10 kuyu açmayı planlayan'İ'PAO, emekliye ayrılan ve sondaj işinde uznıan olan personeli geri çağırdı. Libya, Tunus ve Türk Cumhuriyetleri'nde petrol arama ça sağlığt hizmetlehne katkıda bulunacaksınız. Bu katkılannızla Cüneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yürüttüğümüz çalışmalar büyüyor. 2002 yıl kart kataloğumuz çıktı! lışmalarını sürdüren IPAO, yıllar sonra ilk kez Kuzey Irak'a açılıyor. Mesud Barzani yönetimindeki bölgede yeni petrol sahaları aramaya hazırlanan TPAO, öncelikle kalifiye eleman sorununu çözmeyi anıaçlıyor. Diğer bölge nıüdürlüklerinden emekli olan teknik ve deneyimli elemanları geri çağıran TPAO, sözleşmeli statü süyle emekli işçi de çalıştıracak. Emekliye ayrılan başsondör, direkmen ve kuyuda çalışabilecek diğer teknik elemanlarla sözleşme imzalamayı planlayanTPAO, ilk etapta Kuzey Irak'ta 10 kuyu açmayı hedefliyor. TPAO'nun kuruluşunun 47. yıldönümü nedeniyle Batman Kristal Park'ta tören düzenlendi. TPAO Genel Müdürü Kenan Veziroğlu ve üst düzey yetkililer ile Batman Valısı İsa Parlak'ın da katıldığı törende, TPAO Batman Bölge Müdürü Mustafa Kart ilk petrolün Raman8 kuyusunda, 1948 yılında bulunduğunu anımsatarak şöyle konuştu: "10 Aralık 1954 yılında kıırulan ortaklığımız, kuruluşundan bugüne değin yaptığı başarılı çalışmalarla ülkemizin güzide bir kurumu ol duğunu ispatlamıştır. Silvanka, Kurtalan ve Kars Arpaçay bölgelerinde sismik çalışmalar tamamlandı. Mevcut imkânlarımızla tecrübeli per sonelimizle Gökiçi1 kuyusunda sondaj çalışmalarımız dcvam etınektedir. Yılın ilk on ayında 5 milyon 605 bin 648 varil ham petrol üretimine yönelik çalışmalarımız devam etmektedir." 'Yurtdışına yasak' kavgası SERDAR KIZIK IZMtR Sahte faturalarla haksız vergi iadesi alan şirketlerin ihracat işlemlerine aracılık eden lige Giyim Sanayicileri Dış Ticaret AŞ'nin yönetim kurulu üyelerine, Maliye Bakanlığı tarafından yurtdışına çıkış yasağı getırıldı. Yasaklı işadamları hayali ihracatla ilışkilerinin bulunmadığını, işgüzarlık yapıldığını savundular. Fona devredilen bankalar arasında yer alan EGS Bank'ın bağlı olduğu EGS'nin aracılık ettiği ıhracatlaki sahte fatura ve 700 milyar liralık haksız vergı iadesi için 1996 yılına ılişkin yapılan inceleme sonucu, ünlü sanayici ve işadamlanna yurtdışına çıkış yasağı getirildi BaliııaOperasyonu' kapsamındaki hayali ihracatta adı geçen, ancak müfettış raporlarına göre salt aracılık yapnıasından örürü D(iM'deki dava kapsamına alınmayan EGS'nin 19972001 kayıtlarının da incelenmesiylc yurtdışı yasak kapsamının büyüyeceği belirtiliyor. Bu çerçevede aralarında çok ünlü sanayici, işadamı ve ihracatçıların yer aldığı yaklaşık 60 işadamı, gergin günler geçiriyor. Dönemin EGS Yönetim Kunılu Başkanı Selami Gürgüç, kuruluşlannın herhangi bir hayali ihracatla ilgisi olmadığını savunarak "Söz konusu sahtecilik, ihracatta aracılık ettiğimiz bazı şirketleri kapsıyor. Günırük kayıtlarına bakınak lazım. Getirilen yurtdışı yasağı da haksız" dedi. Doğalgaz sıkıntısı yok İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Zeki Çakan, Adnan Menderes Havalimanı'nda düzenlediğı basın toplantısında, doğalgazdan alınacak tüketim vergisinin yüzde 4 ya da 5 civarında olacağını tahmin ettiğini söyledi. lran'dan gaz sevkıyatının başladığını belirten Çakan, gazın çeşitlendirilmesinin Türkiye için son derece önemli olduğunun altını çizdi. Çakan, Mavi Akım gazının da 2002 yılının ilk yarısında gclmesi halinde hem Rııs, hem Cczayir ve Nijerya hem de lran'dan alınan gazın yanı sıra saptanan diğer önlemlerle doğalgaz sorununun tamamen halledildiğıni belirtti. Soma'da termik santrallann müdürleriyle yapılan toplantıda termik santrallann kapasıtelerinin yükseltilmesi konusunu ele aldıklannı vurgulayan Çakan, Türkiye Kömür lşletmeleri'nin ürettiği kömürün çok pahalı olduğunu ve bununda enerji maliyetlerini arttırdığına dikkat çekti. Siparis ı'cı'n Tel: 02)2) 257 79 41 42 raks: 0212) 257 7V4J emdil: [email protected] web<site: www.tapv.org.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle