Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 KASIM 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
kulturcg cumhuriyet.com.tr 13
Usta çizer OğıızAraVva "Her Rakı 'nın Bir Cin 7 Vardır"kitabı Kelebek Yayınlan'ndan çıktı ESÎNTİLER
'M1JJL utsuzum.
Çok zor. Öyle bir
sinekkâğıdı ki bu
gazetecilik.
Eskiden bakkal
dükkânlanna, evlere
asılan ve sinekler
için cazip bir koku
yayan, yapışkan bir
kâğıttır sinekkâğıdı.
Bu kokuya gelen
sınekJer de ölene
kadar kıçı yapışık
bir şekilde ciyak
ciyak vızıldardı
üstünde. Ben biraz
öyle hissediyorum.'
Mizah illüzyonubozandırGAMZE AKDEMİR
Oğuz Aralın Hürriyet gazetesın-
de yazdığı 'Huysuz İhtiyar' yazıla-
nndan derlenen üçüncü kitabı.
"Her Rakı'mn Bir Cin'i Vardır"
adıyla Kelebek Yayınevi'nın 'Mar-
jinalYazarlarDizisi'nden çıktı.
Aralın '20. TÜYAP Istanbul Ki-
tapFuan'nda bugün saat 14.30'da
imzalayacağı kitabı, son üç yıllık
yazılanndan derlenen bir seçkı nı-
teliğinde. Ve kankatür - bir Oğuz
Aral klasiğı 'Avni'yı bilmeyen var
mıdır-, resım, yazı, dergicılık...
1958'den bugüne tıyatro, 13 yıllık
tıyatro hocalığı... 'Koca Yiısuflar,
'Bu Şehri Istanbul'lar gibı Türkı-
ye'nin ılk uzun metrajlı çizgi film-
lerinin yaratıcılığı düşünüldüğünde
adanmış bir ömrün toplamında ge-
linensonnokta...
Yazı onun içın zorlu bir yolculuk.
Ara ara yazsa da 50 yıldır kendisi-
ni çizgıyle dışa vurmaya alışkın ne
de olsa. Ne de olsa çızgı de bir tip,
ifade ya da adam neredeyse tek yo-
rumu haız. Adam kızmışsa kızmış-
tır, çirkınse çırkındir, zengınse zen-
gındir çizgıde. 'Yazının aksine' gö-
renlerin imgeleri birbirinden çok da
farklı olmayacaktır. Sözcükler ıse -
özellikle de Türkçe sözcükler- 'al-
lek'. Hem de 'kaypak'. Bu nedenle
yanlış anlaşılma ve hep bir şeyler
eksik kaldı kaygısında ve karikatü-
rün daha kolay olduğu düşüncesin-
de.
'Sinekkâğıdı gazetecilik1
50 yıl çini mürekkebiyle sıyah be-
yaz çizmenin Aral'a mirası renk
hasreti olmuş. Son zamanlarda ka-
rikatür çızmek, yazı yazmak bir ış-
kence halını almış bu yüzden. Böy-
le anlarda kendısinı harekete geçi-
ren güç ıse 'mecburiyet' ve 'sayfa
bektiyorhali' "Mutsuzum.Çokzor.
Öyle bir sinekkâğıdı ki bu gazeteci-
lik Eskiden bakkal dükkânlanna,
evlere asılan ve sinekler için cazip
bir koku ya\an. yapışkan bir kâğıt-
ür sinekkâğıdı. Bu kokuya gelen si-
nekler deölenekadar kıçı yapışık bir
şekilde ciyak ciyak vızıldardı üstün-
de. Ben biraz öyle hissediyorum.''
Mızah ve 'çiİe'... 50 yıllık sanat
yaşamında şahit olduğu sağ-sol
olaylan, darbeler. sokağa çıkma ya-
saklan, tutuklanmalar.. Buna rağ-
men 'doğal refleksi' mizahtan vaz-
geçmeme ısran ile bu ıradeyı top-
lumsal bir faydaya dönüştürmenin
bedeli 36 dava ve tutuklanmalar...
Aral'a göre mızah bu noktada 'çfle'
olgusundan soyut değil. Çünku ya-
şamda ölüm \ arsa tragedya. traged-
ya varsa da mızah var demek. Hat-
ta önce mızah vardı bıle denılebılır.
Çünkü bebek öleceğını bılmez. An-
nesinın sütünü ıçınce keyıflenir.
Keyiflenınce güler. O anda mızah
başlamıştır.
Aral. dünyada hâlâ sanat olup ol-
madığının tartışıldığını soylediğı
mızahın tanımlannı Aristo'dan Fre-
uda uzanan bir çizgıde ornekhyor.
"Belki de bu yüzden üzerine çok az
kitap yazümış. Tutanın elini yakmış
çünkü. Yine de birçok felsefeci hat-
ta şair, nıizahı es geçememiş. Aris-
to'ya göre mizah küçültücü, hakaret
edici bir şey. Kırkegaard ekstremin
olduğu yerde mizah çıkar derken,
Azız Nesın insanlann zuhne, ezfl-
meye karşı bir korunma biçimj ola-
rak yorumluyor. Thomas Hobbes
da başka bir açıdan yaklaşarak in-
san du\ gularuun en üst seviyesinde
olan hoşgörü duygusunu arttıncu
geHştirici bir sanat olduğunu savu-
nuyor. Konuya dair kalın bir kitabı
olan Freud'a bakarsak kıstınlnuş
cinsel \e saldırgan duygulannuzuı
bilinçaJnndan affedicili bir komik-
Kkle, gülücükle çıkışının bir biçinıi.
Bergson ise terbiye edici buluyor ki,
bu, Anadolu mizahında da vardır.''
'Mizah güçlfl bir silah'
Kendı tanımını ıse: "Brecht'in ti-
yatroda yaptığı gibi gerçeköğe ça-
ğırnıakür. iüüzyonu bozandır mi-
zah, ancak özgür bir kafa yapabihr
ve algüayabüu-" sözleriyle 'gerçek-
lik' ve 'özgürlük' kavramlanyla ör-
tüştürüyor. Ona göre mızah, yaşa-
mın içinde var olan çok giiçlü bir sı-
lah. Kımı duvara asılan, kımi mıl-
yonJarla paylaşılan, kımı bir ada-
mın fiyakasını bozan, hizaya sokan.
kımı de ınsanın ıçinı serinJeten, ke-
yiflendıren...
"Savaş a yollamadan önce mağrur
bir ifade ve hamasi nutuklarla as-
kerlerini yüreklendirerek iUüzyona
sokan bir diktatörü düşünün. Trom-
petler çabyor, zafer çığhklan derken
kahramanhkduygulanyladolu ola-
rak uygun adını yürüyerek gidiyor-
lar savaşa. Bu esnada askerlerden
biri önden geçen san bir kedinin
kuyruğuna basıyor. Kedi de miyavv,
ciyakk diye bir çığhk kopannca ir-
kflen askere ordu başbyor güimeye.
Gülme olayı başladığı anda da il-
lüzyon. gözbağcıhk bozuhıyor. Ger-
çeğe dönüşüyor. lşte o noktada, o
gerçeklikte giilen adamı öyle kolay
ölüme gönderemezsiniz. Böyle bir
kahramanhk nutku aührken birisi
' hıoaaa' diye gülse ne olacak. Bitti._
Bu mizahın insanı gerçeğe çağıncı
yamdır ve çokönemlidir. Bizmizah-
çılar da bu hamaset, acı ve ağlama
dünyasında bu işlevi yerine getiriyo-
ruz."
Geçmışle kıyaslanıldığında kari-
katürcülerin bugün geldığı noktada
'Gırgır'la bırhkte parlayan o eskı
günler kolay kolay yakalanamasa
da çızgı romancılığm asla unutul-
madığını düşünüyor. Ona göre çız-
gı romancıhk, çağımızın belki de
bir roman ya da anlatım bıçımı ola-
cak. Çunkü günümüzde insanlann
uzun uzun. sayfalarca kıtap okuma-
ya nıyetı yok. Çünkü olay daha gör-
sel bir sanata kaymış durumda.
'Gençlerin yolu kesilmemeli'
Bunu körükleyen neden olarak da
ıçenğın \ e değer ölçülenmn yaşam-
da değışmesını göstenyor "İçerik
ve eski ahlaksal değer ölçüleri yeri-
ne erkeklerin yaşamda iki istegi var.
'Para' ve 'kan". Parayı "emeksiz',
kanyı da aşksız' istiyorlar. Ve tüm
bu zihniyetin, >ani içeriğin sanata
yansımasL,yazuı veya çizgi anlamın-
'Şimdi Yaşa Sonra Öde!' Akatlar Kültür Merkezi'nde sahneleniyor
ÜÇ KtŞİLİK OYUN - Enver Aysever'in yönettiği oyunda, devlet memurunu Suat Sungur, hamile
geoç kadını Yline Çayıroğlu canlandınyor. İkiliye Tıyatro Çisenti'den Tarkan Koç eşük ediyor.
Tiyatro ÇisentiistanbuVdaKültür Servisi - 1992'de kurulan ve daha önce
Ankara 'da 'Migros AhşverişMerkezi Tiyatro Çisen-
ti Sahnesi'nde oyunlannı sahneleyen topluluk, tı-
yatro serüvenine 2001 -2002 sezonunda Istanbul 'da
devam ediyor. Mecidiyeköy'deki Tiyatro Çisenti,
her perşembe ve cumartesı günü saat 21.00'de
Akatlar Kültür Merkezi'nde 'Şimdi Yaşa Sonra
Öde." adlı oyunuyla tiyatroseverlerle buluşuyor.
Ra>
T
Clooney ve Gene Stone'un kaleme aldığı
oyunu Enver Aysever sahnelıyor. Yabancı tiyatro
gruplan tarafından dünyanın birçok ülkesinde de
sahnelenen oyunda, büyük bır şehre yenı tayin ol-
muş bir devlet memuruyla toplumun değerlerinı
reddeden dokuz ay on günlük hamile. yırmi yaşın-
daki genç bır kadının yollannın kesışmesı anlatı-
lıyor.
Yapıtın dekorlannı Şirin Dağtekin hazırlamış.
Oyunda orta yaşlı devlet memurunu Suat Sungur,
hamile genç kadın rolünü de Mine Çayıroğlu can-
landınyor. Orijinal adı 'Why Not Stay For Break-
fast?' olan oyunda, ikiliye Tıyatro Çisenti oyuncu-
lanndan Tarkan Koç eşlik ediyor.
da bakılırsa da yön vermesi kaçınıl-
maz, Hatta bir miktar yön vernıiş
durumda bile."
Mızah dergısi çıkaranlara, genç
karikatünstlere, üreten, çabalayan
herkese
tt
İyi benden. Yapsmlar. Ka-
lem kâğıda elkri yapışık yaşasuılar.
Herkes kendi kadar yapıyor" sözle-
nyle tam destek \ enyor ,\ral Tam
bır insan kaynağı olduğunu soyle-
diğı Türkıye'de asıl meselenın
gençlenn yolunun kesilmesı oldu-
ğunun altuıı 'çizerek'.
"50 vüdır bir kısmı köyden, bir
kısnıı gecekondudan. bir kısmı so-
kaktan gelen genç çocuklarla çıkb o
'Gırgır'. Nefes akhnhnıyor gençle-
re, itihp kakürvorlar kayıp'larmış
gibL Baimorum bir an önce\ aşh gö-
rünmek için 'kıllanıyor' gençler.
Sanki gençlik bir an önce kurtulun-
ması gereken bir grip. Halbuki
apaydınbk yüzleri >ardır sakalsız,
bryıksız. Gençlere imkân tanınsa ne-
ler çıkar. Yemin ediyorum neler çı-
kar."
ÜÇ YIL ARADAN SONRA
Altınkoza
Film Festivali
mayısta
SAVAŞ KTRKLL
ADANA -Altınkoza Fılm Fesüva-
lı'nin 3 yıl aradan sonra yenıden ya-
pılacağı açıklandı. Adana ve Cey-
han'da meydana gelen deprem do-
layısıyla 1998'den bu yana yapıla-
mayan festıvalin önümüzdeki yılın
mayıs ayında gerçekleşrınleceğını
belırten Büyükşehır Beledıye Baş-
kanı Aytaç Durak, Şehir Tiyatro-
su'nun 17 yıl sonra yeniden yapı-
lanması ve "Perde" demesı nede-
niyle düzenlenen galada, "Adana,
Altmkoza'nın yanı sıra eski yazhk
süıemalarına da kavuşacakn
dedı.
Galaya katılan ünlü sanatçılar
Rutkay Aziz, Taner Barlas ve Yük-
sel Ana ile görüşen Belediye Baş-
kanı Aytaç Durak, "Sanata hizmet
görevimizi sürdürüyoruz. Uzun bir
aradan sonra tn atromuzu sanatçüa-
ra daha iyi olanaklar sunarak açök,
Adana'nuı sembolü olan 'Altınkoza
Fdm Festoah'ne de3 yıl aradan son-
ra önümüzdeki mayıs a>mda start
vereceğiz'' derken sanatçılara ve sa-
natseverlere müjde olarak tanımla-
dığı sözlennı şöyle sürdürdü:
"Adana'nın, ardmdan tüm ülke-
nin yaşadığı acı deprem olaylan Al-
tınkoza'yı ertelememize, 3 yıi ara
vtrmemize yol aço. Ancak >aşanı sü-
rüyor ve yaşamın bir parçası olan
kültür ve sanat etküuıklerini yok say -
mak olanaksız. Bu nedenle Alünko-
za'vi yeniden yapnıa karan aldık.
Tüm bunlann yanı sıra sinemase-
veriere de bir müjdemiz var. Bir za-
maniar Türkrve'nin en güzel \e en
büvük yazhk sinemalanna sahip
olanAdanamız da hem nostaljhi ya-
şarmak, hem de yazm sıcağında ter-
lemedenfilmsevTettirmek için bir ya
da birkaç yazhk sinema acacagız."
ZEYNEP ORAL
Kandahar,'Kanbahar"Olsa...
Savaş devam edıyor. Bombardıman da.. F-16 mıy-
dı. B-52 mı? Artık sayılan ve harflen kanştınr oldum.
Zaten bombalar da hedeflen kanştınp duruyor. Bom-
balar aynı gun Kandahar'da hem Kızılay dıspansennı
vuruyor hem de Taleban'ın "Ahlak ve Erdem Büro-
su"nu.. Zaten ıçımden hepşu kentınadını değıştırmek
gelıyor: Kandahar değıl. "Kanbahar" demek.. Kan
faslı malum, ama bır gun bahar da gelır umudunu ye-
şertmek ıçın "Kanbahar". Hem şımdı sonbahar. Son-
ba harda Afganıstan yenne Yedı Goller'de olmak var-
dı Belki şu anda sız ya da ben Afganıstan'da değılız
ama, yolladığımız askerter orada olacak. O gençlenn
analan, yakınlan dersenız, onlarçoktan oradalar.. Za-
ten Afganıstan'a asker yollayacağımızı oğrendığım-
den ben soylenıp duruyorum Ne sinema, ne tıyatro,
ne yazı... Derken Cumhunyet okurlan ımdadıma yetı-
şıyor
Telefondakı ses: "Yazınızı okudum, banş ordusu ne
zaman kurulur, ben de katılmak ıstıyorum" diyor. Ar-
dmdan bın daha. bın daha..
Ikı gun oncekı yazımda VVINPEACE. Turkıye-Yuna-
nıstan Kadın Banş Gınşımı toplantısında Margarita
Papandreu'nun "Uluslararası Banş Ordusu" kurma
onensınden soz edıyordum. Hanı Afganıstan'a sılah,
bomba. olum goturmek yenne ınsanoğlunun orada
bır yıf yaşayarak bılgisını, becensını, deneyımını, yete-
neğını Afganlann hızmetıne vereceğı bır ordu.. Boyle
bır banş gucune katılmak ısteyen ne çok ınsan varmış
meğer1
Okuriann bır bölumu de RAVVA ile ılgılı bılgı verme-
mı ıstıyor. (Tam adı Afganıstan Kadınlarının Devnmcı
Kuruluşu) Taleban'ın ıktıdara gelmesınden çok daha
once, 1977'de kurulmuş bır sıvıl toplum orgutu. 70'li
yıllarda ozellıkle de dünyanın gen kalmış ulkelennde
"femınızm" ve "solculuk" bırhkte gıttığınden "devrım-
cı" adını almışlar. Sovyet ışgalıne karşı çıkanlann ba-
şında onlar var. Kuruculan Mina (20 yaşındaymış o za-
man), 1987'de (30 yaşında) KGB ve koktendıncılenn
ışbırlığıyle olduruimuş.
Bugun RAVVA'nın ıkı bının uzerınde kadın uyesı var
Erkeklerden de destek alıyoriar Etkınlıklerını hem Af-
ganıstan, hem Pakıstan'da surduruyorlar. Ettonlıklen
dedığım, ıkı ana alan. Sağlık ve eğıtım. Sağlık ocakla-
rı kurmak ve kadınlara okuma-yazma oğretmek... 12
yaşından buyuk kızlann ve kadınların okula gıtmesının
yasaklandığı, kadınların "burga" altında bıle, bırakın
çalışmalannı, yanlannda akrabadan bır erkek olmadan
sokağa, çarşıya çıkmalannın yasaklandığı bır ortam-
da bunu nasıl gerçekleştınyortar? Her an oldurulme
tehdıdıyle ıç ıçe yaşayarak. gızlenerek. dağlardan sı-
nın aşıp bır Afganıstan'a. bırPakıstan'ageçerek.. Hep-
sı bırerkahraman Afganıstan'da kadınlann oldunülme-
sı, taşlanması, kırbaçlanması belgesellerını, fotoğraf-
lannı çekip, dunyaya gosteren onlardı.
Bugün bu kadınlar tum Afgan halkını, hem Tale-
ban'a, hem "Kuzey lttıfak"a karşı çıkmaya çağınyor-
lar. Kuzey Ittıfak lıderlen donemındekı beş yıl boyun-
casuren vahşet unutmamışlar. Onlar, kadınlann ''bur-
ga "sız dolaşmalanna karşı çıkmamışlardı, ancak "bur-
gasız" dolaşanlan ya yakalayıp ığfal edıyorlar ya da
yuzlenne kezzap atıyorlardı.
"Köktendıncilığın azı çoğu, modemı eskısı olmaz"
dıyor! RAVVA uyelerı
Amenkan bombardımanının sürmesının koktendın-
ciliğı güçlendıreceğı ve Taleban'a taraftar kazandıra-
cağından endışe edıyorlar, haklı olarak. Önerdıklen, dış
guçlerden arınmış topyekûn bır ayaklanma, BM banş
gucü olsa da olur olmasa da dıyorlar Ancak sıvıl top-
lum orgutfennın, koktendıncılığe karşı tum guçlenn
ayaklanması sonucu Afganıstan'da bir yol açılabılece-
ğıne ınanıyoriar.
Işlenzor, çok zor...
Internet kullanıcıysanız, www.rawa.org adresın-
den onlarla ılgılı tum aynntılan oğrenebılır, çektıklen
film ve fotoğraflan ızleyebılırsınız
•
Geçen cumartesı çok değerlı bır ınsanımızı yitırdık.
Parıs'te. Turızm Muşavırlığı'ndekı gorevınde, masası
başında çalışıyordu. beyın kanaması geçırdığınde
86 yaşındaydı..
Nevin Menemencioğlu yalnızTurkıye Cumhunye-
tı'nı, Türkıye'yı gorev gereğı yıllarca yurtdışında tem-
sıl etmekle kalmadı, bu ulkenın kulturunu, sanatını da
tanıttı. Çevınlenyle, bılgısıyle bınkımıyle ve en çok da
zertgın kışıliğıyle kulturler arası sağlıklı ılışkiler sağladı.
Turkıye'nın çağdaş, evrensel. uygaryuzünu sunan,
omek bır msandı Yakınlanna, sevenlenne başsağlığı
dılıyorum.
e-posta:*eynep " zeyneporal.com
Faks:0212-2571650
TÜYAP KİTAP FUARI'NDA BUGUN
ASALONU
• 12.00-13.00 'Aziz Nesin ve Çağmm Aydmı
Ohnak' Yöneten Nazar Büyüm. Konuşmacılar:
Şükran KurdakuL Le\1a ErbiL Varhk Özmenek,
Ataol Behramoğlu. Düzenleyen: Adam
Yaymlan.
• 13J0-15.00 'Son Dönem Türk
Oykücülüğünde Y önelişler ve Arayışlar'.
Yöneten: Cemil Kavukçu. Konuşmacılar: Müge
tpükçi, Stma Kaygusuz. Murat Gülsoy. tnci .4ral.
Düzenleyen: Can Yayınlan.
• 15.00-1630 'tstanbuL Boğazuı Düşleri'.
Konuşmacılar: Alain Que0a MDeger, Timour
Muheddüıe. DüzenJeyen. Fransız Kültür
Merkezi.
• 1630-18.00 -Değisen Dünya, Febefe ve
Karikatür \'öneten. Yılchz Sertel.
Konuşmacılar: Erol Manisah, Semih Poroy,
Server Tanilü Düzenleyen. TÜYAP.
• 18.00-20.00 Roman Okuması: Yiiksek
Topuklar. Konuşmacı .Murathan Mungan.
Düzenleyen: Metis Yaymcıhk.
B SALONU
• 12.00-13.30 'TürkDış Poütikasmda Karanhk
Kalnus Aydmlık Noktalar' Yöneten. Baskm
Oran Konujmacılar: Mustafa Aydın, Çağn
Erhea Soli Ozel. Düzenleyen: Üetişim Yavınlan.
• 1330-15.00 'Masketi Fiİozof: Foucautt'dan
Marcos'a. Konuşmacılar Ferda Keskin, Işık
Ergüden. Düzenleyen Aynntj Yaymlan.
• 15.00-17.00 'Her Roman Otobiyografidir'.
Yöneten: Doğan Hızlan Konuşmacılar: Selinı
Deri, Frederic Beigbeder, Ahmet Karcıhlar,
Ahmet Oktay, Peride Celal. Düzenleyen: Doğan
Kitapçılık
• 17.00-1830 'KüJtürel Mozaik Yok Olurken:
Konuş HaBl Bey Konuş'. Konuşmacı: Rafî
Kebabcıyan. Düzenleyen. Aras Yayıncıhk
• 18.30-20.00 'Kültür ve Sanatta Ahmlama
BoyutianveÇeşiÜemeleri'. Yöneten Nazan
İpşiroğlu. Konuşmacılar: Zehra İpşirogJu,
Mehmet NemutJu, Ozkan Manav. Düzenleyen:
Papirüs Vaymlan.