Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 2001 CUMA
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
AIİ SİRMEIS
Kıbnıs'ta Çözüm
Bugün uuslararası ilişkilerde karşı karşıya
bulunüan sorunlann çözümü en güç olanı
Kıbns değıl.
Kıbns'taçözümün, kademeli olması gerek-
tiğini, iki tcpium arasındaki ilişkilerin zaman
içinde güven duygusu arttıkça gelişebilece-
ğini görmek gerekir.
Kıbns'taçok uzun olmayan bir gelecekte,
taraflann bdikte yaşama isteklerinin gelişme-
si olanak dışı değil. Yeter ki taraflardan biri,
öbürünü, şu ya da bu biçimde, yok saymak
veya varlığını yok etmek, onu tümden silmek
veya etkisizleştirmek yolunu tutmasın.
Türk tarafının çözüm formülünde araması
gereken güvence bu olmalıdır.
Günümüz dünyasında, artık "etnik temiz-
lik" yönteminin geçerli olamayacağını herkes
biliyor ve görüyor.
Asıl iizennde durulması gereken, ekono-
mik ve finansal yollarla yapılacak bir etkisiz-
leştirmedir. Bunun önlemlerinin alınması zo-
runlu.
Bu düşünceyle Kıbns'ın iki yakasının tem-
silcileri masaya oturduklan takdirde, çözü-
mün yolunun açılmaması için bir neden yok-
tur.
Umarız ki Denktaş da, Klerides de bu kez
sorunun çözümünü içtenlikle isteyip daha ge-
niş düşünerek başanlı sonuca varacak yolu
açarlar.
• • •
Ancak Kıbns sorununun yalnızca Lefko
şa'nın iki kesimi arasındaki gayretlerle çözü-
lebileceğini sanmak da hatadır.
Ege'nin iki yakası arasında da, aynı çaba-
nın gösterilmesi ve bunun güneye yansrtılma-
sı da zorunlu.
Ne yazık ki, AB'nin, Kıbns Devleti olarak
kabul ettiği Kıbns Rum Yönetimi'ni Birliğe
aJacağını açıklamış olması, Rum Yunan tara-
fının, "Neden ödün verelim ki? Nasıl olsa AB
bizi üyeliğe kabul ederek sorunun fiili çözü-
münü sağlayacaktır" yanlış düşüncesine ka-
pılmasına neden oluyor.
AB'nin Londra ve Zürih anlaşmalannı hiçe
sayarak garantör ülkelerden herhangi birinin
üye olmadığı bir örgüte Güney Kıbns Yöne-
timi'ni kabul etmesi, bir hukuk ihlalidir.
Üstelik Türkiye'ye, "Sen benim üyelehm-
den biri ile olan ihtilafını çözmeden buraya
üye olamazsın" diyen AB'nin daha kendi top-
raklanndaki ihtilafını çözememiş, sınırlannı
belirleyememiş bir ülkeyi adaylığa kabul et-
meyi kabulündeki mantık yanlışını görmemek
mümkün değil.
Türkiye'nin bu durumda, AB'ye karşı koy-
masını anlamak kolaydır.
"Nasıl olsa, önünde sonunda bütün taraf-
lar, AB üyesi olacaklar ve olay zaman içinde
kendiliğinden çözülecek" mantığı da geçer-
li değil.
Çünkü Türkiye'nin AB'nin Kıbns oldubitti-
sini kabul etmesi halinde de üye olacağına da-
ir hiçbir güvence yok.
Hiçbir akıllı diplomat ya da devlet adamı so-
nu meçhul böyle bir varsayımdan yola çıka-
maz.
•••
Ancak bir noktayı da aıtk görmek gerek. Tür-
kiye'nin yeni politikalar üretmesinin zamanı get-
miştir. Denktaş, gerçekten öyle olmasa da, Kıb-
ns sorununun çözümünün önündeki en bü-
yük engel olarak görünüyor dünya kamu-
oyunda.
KKTC Cumhurbaşkanı'nın bu görüntüyü
düzeltecek ve karşı tarafın gerçek niyetlerini
açığa çıkaracak girişimlerde bulunması, An-
kara'nın kademeli çözümü kolaylaştıracak
formüllerin üretilmesinde Denktaş'a yardım-
cı olması gerek.
Bir gerçeği unutmayalım: Olası AB üyeliği
için Kıbns'ı gözden çıkarmak da çözüm de-
ğildir, Kıbns için AB üyeliğine giden yolu ka-
pamakda...
Bu arada, AB içinde, resmi tavır ne olursa
olsun, Ada Devleti'ni sorunlannı çözmeden
kendi bünyesi içine almanın doğuracağı bü-
yük sakıncalar gittikçe artan ölçüde, gittikçe
genişleyen kesimlerce anlaşılmaya başlan-
mıştır.
Eski bakanlar destekten çekindi
Okullara bedava
elektrik tarhşması
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu)-Eski Mil-
li Eğitim bakanlan, ca-
milerle birlikte okulla-
ra da bedelsiz elektrik
verilmesi istemlerine
doğrudan destek ver-
meye çekindi.
Eski Milli Eğitim Ba-
kanı. DYP Genel Baş-
kan Yardımcısı Meh-
met Sağlam, camilerin
ibadethane olarak hiz-
met ettiğini, ancak okul-
lann daha fazla hizme-
tinin olduğunu belirtti.
Sorunun çözümünün
bedelsiz elektrik veril-
mesıyle değil, Milli
Egitım Bakanlığı'nm
ödeneklerinin arttınl-
masıyla çözülebilece-
gini anlatan Sağlam, bu
ödeneğin de rasyonel
kullanılması gerektiği-
ni söyledi.
Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakanlığı'nın da
durumunun belli oldu-
ğunu kaydeden Sağlam,
alacaklann tahsil edi-
lememesi durumunda
bunun vatandaşa zam
olarak yansıdığını be-
lirtti. Bedava yapılan
hizmetin israfi da be-
raberinde getirdiğini
söyledi.
ANAP'lıTurhanTa-
yan ise Diyanet ile Mil-
li Eğitim Bakanlığı'nın
karşı karşıya getirilme-
mesi gerektiğini belirt-
ti. Tayan şunlan söyle-
di: "Yabunlanntümü-
nün masrafı bağlı ol-
duklan bakanhklar ta-
rafindan karşüanmalı
ya da bir eşitUk sağlan-
mandır. Ama cami ile
okulu karşı karşrya ge-
tirmek hoşbir şey değü."
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Kılıç, Türkiye'nin, imzaladığı sözleşmeleri uygulamasını istedi:
AÎHMcezalanonurkmcıANKARA (ANKA) - Demokratık
Kitle Partisi'nin (DKP) 5 'e karşı 6 üye-
nin oyuyla kapatümasına ilişkin Ana-
yasa Mahkemesi karan yayımlandı.
Partinin kapatılmasına İcarşı çıkan-
lardan Anayasa Mahkemesi Başkan-
vekili Haşim Kıbç, Türkiye'nin im-
zaladığı uluslararası sözleşmelerden
doğan yükümlülükleri yerine getir-
mesinin gerekliliğine işaret ederken
çarpıcı ifadeler kullandı.
Kılıç, "Sözkşmeimzalandığmagö-
re bunun gereğjnin yerine getirilmesi
kaçmümazdır. Ödenen paralar imza-
lanan sözfeşmelerin arkasında durul-
mayarak rencide edikn ulusal onu-
run bedetiolamaz-. Ülkesoruıılannın
siyasi partiler tarafindan dOe getiril-
mesi bunlara banşçıl çözümler öne-
rflmesi hoşumuza gitmese bDe demok-
ratik sabır içinde değerlendirilmesi
gerekir" dedi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer'in Anayasa Mahkemesi Başkanı
olduğu dönemde 26 Şubat 1999'da,
DKP'nin kapatılmasına ilişkin karar
Resmi Gazete'de yayımlandı. 154say-
falık kararla, DKP, Siyasi Partiler Ya-
sası'nın 78. maddesinin (a) ve (b)
bentlerinde yazılı. "Devletin ülkesi ve
nnDetiyle bölünmez bütûnlüğü ve si-
yasi partjlerin ırk esasma dayanama-
yacaklan ilkesine" ve 81. maddesinde
belırtılen "TC ülkesi üzerinde kültür.
ırk veya dil farknhğma da> anan azın-
hklar bulunduğunun, böylece, Türk
dflinden veya kültüründen başka dfl
ve kühürleri korumak, getişnrmek ve-
ya yaymak yoluyla azuıhldar yarata-
rakuhısbütünlüğünunbozulmasırun
amaçlanamayacağı'' yasağına progra-
mının aykmlığı nedeniyle kapahldı.
Kararda, DKP programının,
SPY'nin 80. maddesinde belirtilen
"ParuTerinTürkiye Cumhuriyeti'nin
dayandığı devletin tektiği ilkesini de-
ğiştirmek amacını güdemeyecekleri
ve bu amaca vöneuk faalrvette buhı-
namayacaldan" kuralı ile 89. madde-
sindekı "...Diyanet Işleri Başkanlı-
ğı'nın genel idare içinde yer ahnasma
ilişkin anayasanın 136. nıaddesi hük-
müne aykuı amaç güdemeyecekleri''
kuralına aykın görülmeyerek kapat-
ma isteğinin bu yönden reddedildiği
bildirildı. Kararda, DKP Genel Baş-
kanı Şerafettin Elçi"nın değişik yer-
lerde yaptığı konuşma ve açıklama-
lan ise SPY'de belirtilen parti yasak-
lanna aykm görülmedi.
Basbakan Ecevit, Erkan Mumcuyueleştirdi:
Atatürk'ü anlamadan
Atatürkçü olanlar var
İĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇtN
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Basbakan Bülent Ecevit, kendisinin köy-
lere yönelikpolitikasını eleştiren ANAP
Genel Başkan Yardımcısı Erkan Muro-
cu'ya Atatürk'ün uygulamalaruıı anım-
satarak yanıt verdı. Ecevit. isim verme-
den Mumcu'yu "Atatürk'ün 'Köylü
milletin efendisidir' sözü-
nü sanırun pek anlamanuş-
lardır. Bir yılda Mesudi-
ye'nin çehresi değiştL Ama
bunu içine sindiremeyenler
var" diyerek eleştirdi.
Basbakan Ecevit, dün
partisinın grup toplantısın-
da yaptığı konuşmada, ken-
disinin köy kalkınması ile
ilgili politikalarmı eleşti-
ren ANAP'lı Mumcu'ya
üstü kapalı yanıt verdi.
Konuşmasına "Köylü
milletin efendisidir" sözü
ile başlayan Ecevit, Atatürk'ün bu dü-
şünceye nasıl ulaştığım şöyle anlattı:
"Atatürk, Sofya'da ataşemiliter olarak
görev yaparken ekâbirin uğrak yeri olan
kabveye de giderdl Buraya gelen bir
Bulgar köylüsüne kahve verilmemesi
üzerine köjiü "Ben bu milletin efendi-
siyim. Savaşta kılıcımla, banşta saba-
nımla bu ülkeyi korurum' der. Bunun
üzerinekahvesi getiriör.Atatürk bundan
çok etkilenmiş ve bu sözü söylemiştir."
Basbakan Ecevit
Ecevit, bu ömekten yola çıkarak Mum-
cu'ya atfen, "Onlar Atatürk'ün bu sö-
zünü sanırun pek ciddiye almamışlar-
dır. Ama Atatürk, bu sözünün gereğini
yerine getirmek için eiinden gdeni yap-
nuşnr" dedı.
Ece\it, Ordu Mesudiye'de uygulanan
Köy-Kent projesının ilçe-
nin çehresini değiştirdiğı-
ni belirterek "Bunu da iç-
lerine smdirenıeyenler var"
diye konuştu.
Açıköğretim ile köylü
çocuklann yüksekögrenim-
den yararlanmalannın
amaçlandığını belirten Ece-
vit, ilk başlarda bunun da
hafıfe almdığını söyledi.
Köylüye yönehk engel-
lemelere dikkati çeken Bas-
bakan Ecevit, "Ama çok
şfikür bu engeUemeleri aşı-
yoruz. Kısa sürede, ben inamyorum kl
Türkiye'nin her yerinde Köy-Kent ha-
reketi \ a> gınlaşacakur. Şimdiden sa>>
sız köy ve ilden istekler gelmektedir''
görüşünü dile getirdi.
DSP grubunun basına kapalı bölü-
münde konuşan Denizli Milletvekili
Hasan ErçeJebi de, ANAP Genel Baş-
kan Yardımcısı Erkan Mumcu'yu Tür-
kiye'deki mutlu azınlığm temsilcisı ol-
makla suçladı.
wmmsmm
Yenipersonel ahnmaması kararına ilk muhalefet hükümetin içinden geldi
Tasamıfu bakanlar deliyorANKARA (Cumhurhet Bürosu) -
Hükümetin geçen hafta açıkladığı tasar-
ruf paketinin uygulama olanağının ol-
madığı, dünkü Bakanlar Kunılu top-
lanüsıyla ortaya çıktı. Tasarruf paketin-
de yeni personel alınmayacağınm be-
lirtümesine karşın. birçok bakan, kurum-
lanndaki personel sıkıntısından yakına-
rak emekli olacaklann yerine yenileri-
nin alınması talebinde bulundu. Mali-
ye Bakanı'nın ise bu isteklere olumsuz
yanıt verdiğı ögrenildi.
Basbakan Bülent Ecevit'in başkanlı-
ğında dün toplanan Bakanlar Kuru-
lu'nda bakanlar, personel sıkıntısından
yakındı. Toplantıda ilk olarak söz alan
Devlet Bakanı Mustafa Yıbnaz, Köy
Hizmetleri'nde hizmet süresi 25 yılı
dolan 270 kişinin emekli olmak istedi-
ğini belirtti. Bunun özelhkle Dogu Ana-
dolu Bölgesi'nde mühendis sılontısı
yaratacağını anlatan Yıhnaz, emekli
olacak kişilerin yerine 100 kışilik kad-
ro istedi. "Tasarruf paketi çerçe\-esin-
de hareket ediyorum. 200 kişi emekli
oluyor, oysa ben 100 kişi istiyorum'" di-
yen Yılmaz. daha önce Maliye Bakanı
Sümer Oral'dan onay ahnasına karşın
Devlet Personel Başkanlığrnın süreci
uzatmasından yakındı.
Bavindırhk ve Iskân Bakanı Abdul-
kadir Akcan ile Sağlık Bakanı Osman
Durmuş da kurumlanndakı personel
Komisyonda Derviş kavgası
ANKARA (Cumhuriyet yınce komisyon başkanı açnktanöldüğüyazıyor.gör-
Bürosu) - SP milletvekili
Metin Kalkan ın, Devlet
Bakanı Kemal Derviş için
tt
beh" demesi TBMM Plan
Bütçe Komisyonu'nda tar-
tışmaya neden oldu. Kalkan,
Tütün Yasası görüşmesinde,
"Türkiye'nin en büyük so-
nmu IMPnin başımıa» gön-
i Derviş beJasMnr" de-
Metin Şahin'in tepkisiyle
karşılaştı. Şahin'in "Ifadele-
riniz çirkin. Türkiye Cum-
huriyeti'nin bir bakanma
bela drvemezsiniz. Buna
hakkmtz yok" sözleri üzeri-
ne Kalkan bağırarak "tfade-
lerim bana ait ülke gjdiyor
felakete, açhğa gidiyor. Dok-
tor raporlannda çocuklarm
müyor musunuz? " diye tep-
kisini sürdürdü.
Bazı DSP ve MHP'lüerin
tepkileri üzerine Metin Kal-
kan, "Ben sözümün arkasm-
dayım. Adam işini gücünü
bmüdı, pariamentoya dfl
uzarü, sesiniz çıkmadı. Der-
\iş'i savunuyorsamz karşriı-
ğmı göreceksiniz" dedi.
gereksiniminin had safhaya vardığını,
ancak Devlet Personel Teşkilatı'ndan
kadro alamadıklannı belirttiler.
Devlet Bakanı Edip Safder Gay dah
da Çay-Kuryaki sorunlara değındı. 3 ay-
dır işçilerin maaşlannı alamadıklanru
söyleyen Gaydalı, emekli olacak 4 bın
işçinin ise ladem tazminatlanrun öden-
mesi için gereklı maddi kaynağa sahip
olmadıklannı belirtti.
Maliye Bakanı Sümer Oral ise eleş-
tinleri dinlerken bütçedekı sorunlara
dikkatçekti. "Ödenekvarsakadrosağ-
lanm" diyen Oral, herkesin anlayışh
olması gerektiğini söyledi.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü
Yüsuf Gökalp. tavukçuluk sektörünün
yaşadığı darboğazı anlattı. Tavuk sek-
törünün yıllık cirosunun 2.5 milyar do-
lar civannda olduğunu, gayri safı mil-
li hasıla içindeki payının da yüzde
1.74'ye ulaştığını anlatan Gökalp. "sek-
törde yaşanan nakit sıkmüsının giderfl-
mesi için yem hammaddesi alanında
kııllanılmak üzere 2 yıl vadefa' kredi ve-
rilmesini" istedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Gece yansı derin bir uyku
içindesiniz. Canhıraş birbağır-
tı gecenin sessizliğini bozuyor:
"Narağacı, narağacı./Kimitat-
h kimi acıJBiz biliriz bu yerier-
de/Komşulardırbaştacı.' Ardın-
dan uyuyanı yerinden hopla-
tacak birdavul sesi gümbürtü-
sü ortalığı kaplıyor. "Gümgûm"
de "Gümgüm" sesleriyle yen-
mizden fırhyoruz. Pera'nın, Ga-
lata'nın sokaklannda oruç tut-
mayanlar için 30 gün boyunca
süren bir eziyet başlamış olu-
yor. Ramazan davulunun geç-
mişteki anlamı ve amacı, oruç
tutmak için sahura kalkacak
insanları uyandırmaktı.
Islamiyet ve hoşgörü üzeri-
ne sürekli tartışma yapıyoruz.
Herkesin üzerinde birfeştiği yo-
rum, islamiyetın hoşgörülü bir
din olduğu yönünde. O zaman
gece yarısı davul gürültüleri
arasında sahura kalkmayacak,
oruç tutmayacak insanlan zor-
la uyandırmanın manası nedir?
Bunun Islamın hoşgörüsüyle
Ramazan Davulculan...
ne ilgisi var? Üstelik modern
bir çağda yaşıyoruz. Sahura
kalkmak isteyen çalar saatini
kurar, kimseyi rahatsız etme-
den yemeğini yer.. yatar; ya da
sabah namazını kılar.
• • •
Aslında ramazan davulcula-
nyla birlikte, bu konudaki bir-
kaç meseleyi daha tartışma-
mız gerekiyor. ömeğin büyük
çogunluğu çirkin sesle ve ho-
pariörle okunan ezanlar. Bun-
lan söyler söytemez, bazı Is-
lamcı çevreler kızgınlıkla, ina-
nanlara saygısızlık ettiğimizi ile-
ri sürebilir. Inanca saygı konu-
su da ayrı bir sorun.
Müslümanın inancı olduğu
gibi Hıristiyanın, Musevinin de
inancı var. Bir de herhangi bir
dine inanmayanlar var. Biryer-
de çoğunluk olunduğu zaman,
hertürlü egemenliği de elinde
mi tutmak gerekiyor? Müslü-
manlann ibadeti diğerlerini ra-
hatsız ederek yapılır mı? Kaldı
ki, ramazan davulculannı o so-
kağın, o mahailenin insanlan
mı istiyor, yoksa bu da bir ka-
zanç kapısı olarak mı görülüyor,
onu da tam bilemiyoruz.
• • •
Afganistan'daki bağnazlığın
sona ermesini ve insanlann yü-
züne oturan tebessümü biz Tür-
kiye'dekiler de sevinçle izliyo-
ruz. Kadınların sokağa çıkma
yasağının sona ermesinden
mutluluk duyuyoruz. Türki-
ye'deki Müslümanlann ezıcı ço-
ğunluğu Afganistan'daki Tale-
ban bağnazlığının islamiyetle
bir ilgisi olmadığını belirtıyor.
Türkiye'dekı Islamiyetin bütün
Islam dünyasına ömek olacak
bir ileriliği temsil ettiği yazılıp
çiziliyor.
Bunlann hepsi doğru. Türki-
ye, birçok Islam ülkesiyle kar-
şılaştınldığında çok daha hoş-
görülü ve gelişmiş bir Islam an-
layışına sahip. Bununla övün-
mek, hatta daha da ilerı ve hoş-
görülü bir Islami anlayışa sahip
olmak hepımizin dileği. Bazı Is-
lam ülkelerinde sokaktan so-
payla insanlar çevrilıp namaza
götürülüyoriar. Namaza gitme-
yenler falakaya yatınlıyor.
Hopariörie yüksek ve çirkin
sesle ezan okumak, ramazan
davuluyla insanlan gece yansı
yataklarından hoplatmak, fa-
laka tehdidiyle namaza götür-
mek kadar ilkel ve zorbaca de-
ğil ama, yıne de bir zoru için-
de banndınyor. Çoğunluk sesi-
ni çıkaımıyor diye böyle bir hak
olur mu? Burası nasıl laik bir ül-
kedir ki, bu konu doğru dürüst
tartışılıp konuşulmuyor bile?
• • •
Davulcular, belki de bütün
bunlan iyi niyetleyapıyorlar. Bü-
tün mahallelinin kendilerine
minnet duyduğunu düşünüyor-
lar. Fakat bu ülkede asayışı ve
düzeni sağlamakla görevli laik
devletin mülki amirleri buna na-
sıl izin veriyorlar?
Burada açıkça söylüyorum,
oruç tutmadığımız halde her
gece yarısı ailecek bağırtılarla
ve davul gümbürtüleriyle yata-
ğımızdan fırhyoruz. Bazılarımı-
zın gözüne bir daha uyku gir-
miyor ve ertesi güne yorgun
argın başlamakzorunda kalıyo-
ruz.
Bunun birçaresi yok mudur,
bunun bir çözümü yok mudur?
Budavulcularadurdiyecekbir
ıdare amiri yok mudur? Yıllar-
dır, günlerdir bu eziyeti çekiyo-
ruz ve derdimize bir çare bu-
lamıyoruz.
Laik devletin, laikliğe inan-
mış biryurttaşı olarak, idari yet-
kılilerden bu konuda birönlem
almalarını, bunu dile getireme-
yen birçok yurttaş adına talep
ediyorum.
Anayasa Mahkemesi
Asker
göndermeye
onay
ANKARA (aımhuriyet
Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi, "Sürekli
Özgürlük Harekâti"
kapsamında, yurtdışına
asker gönderme
karannın iptali istemini,
4'e karşı 7 üyenin
oyuyla reddetti.
Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Haşim
Kıhç, yurtdışına asker
göndenlmesinin
TBMM karan olduğunu
belirterek,
incelenemeyeceğini
bildirdi. Anayasa
Mahkemesi, SP'nin
öncülüğünde 111
milletvekilinin, "Sürekli
Ozgürlük HarekâtT
kapsamında Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin
yabancı ülkelere
gönderilmesi ve yabancı
silahlı kuvvetler
unsurlannın Türkiye'de
bulundurulması
konusunda hükümete
yetki veren TBMM
karannın iptali ve
yüriirlüğün
durdurulması istemiyle
açtığı davayı dün
göriiştü. Mahkeme,
"TBMM kararlannm
inceknemeyeceği"
gerekçesiyle davayı,
esasa girmeden reddetti.
Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Kılıç
yaptığı açıklamada, 4'e
karşı 7 üyenin oyuyla,
iptal ve yürürlüğün
durduruhnası isteminin
reddedildiğini bildirdi.
Karara. Kılıç'ın yanı
sıra, Sacit Adah, Yalçm
Acargün ve AK Hüner
muhalif kaldılar.
îptal başvurusunda,
TBMM karannın yeni
bir içtüzük ihdası
niteliğinde olduğu ileri
süriilürken, hükümete
sınırsız yetki verdiği
ifade edıliyor.