23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 2001 CUMA HABERLER DÜNYADA BUGUN AIİ SİRMEIS Kıbnıs'ta Çözüm Bugün uuslararası ilişkilerde karşı karşıya bulunüan sorunlann çözümü en güç olanı Kıbns değıl. Kıbns'taçözümün, kademeli olması gerek- tiğini, iki tcpium arasındaki ilişkilerin zaman içinde güven duygusu arttıkça gelişebilece- ğini görmek gerekir. Kıbns'taçok uzun olmayan bir gelecekte, taraflann bdikte yaşama isteklerinin gelişme- si olanak dışı değil. Yeter ki taraflardan biri, öbürünü, şu ya da bu biçimde, yok saymak veya varlığını yok etmek, onu tümden silmek veya etkisizleştirmek yolunu tutmasın. Türk tarafının çözüm formülünde araması gereken güvence bu olmalıdır. Günümüz dünyasında, artık "etnik temiz- lik" yönteminin geçerli olamayacağını herkes biliyor ve görüyor. Asıl iizennde durulması gereken, ekono- mik ve finansal yollarla yapılacak bir etkisiz- leştirmedir. Bunun önlemlerinin alınması zo- runlu. Bu düşünceyle Kıbns'ın iki yakasının tem- silcileri masaya oturduklan takdirde, çözü- mün yolunun açılmaması için bir neden yok- tur. Umarız ki Denktaş da, Klerides de bu kez sorunun çözümünü içtenlikle isteyip daha ge- niş düşünerek başanlı sonuca varacak yolu açarlar. • • • Ancak Kıbns sorununun yalnızca Lefko şa'nın iki kesimi arasındaki gayretlerle çözü- lebileceğini sanmak da hatadır. Ege'nin iki yakası arasında da, aynı çaba- nın gösterilmesi ve bunun güneye yansrtılma- sı da zorunlu. Ne yazık ki, AB'nin, Kıbns Devleti olarak kabul ettiği Kıbns Rum Yönetimi'ni Birliğe aJacağını açıklamış olması, Rum Yunan tara- fının, "Neden ödün verelim ki? Nasıl olsa AB bizi üyeliğe kabul ederek sorunun fiili çözü- münü sağlayacaktır" yanlış düşüncesine ka- pılmasına neden oluyor. AB'nin Londra ve Zürih anlaşmalannı hiçe sayarak garantör ülkelerden herhangi birinin üye olmadığı bir örgüte Güney Kıbns Yöne- timi'ni kabul etmesi, bir hukuk ihlalidir. Üstelik Türkiye'ye, "Sen benim üyelehm- den biri ile olan ihtilafını çözmeden buraya üye olamazsın" diyen AB'nin daha kendi top- raklanndaki ihtilafını çözememiş, sınırlannı belirleyememiş bir ülkeyi adaylığa kabul et- meyi kabulündeki mantık yanlışını görmemek mümkün değil. Türkiye'nin bu durumda, AB'ye karşı koy- masını anlamak kolaydır. "Nasıl olsa, önünde sonunda bütün taraf- lar, AB üyesi olacaklar ve olay zaman içinde kendiliğinden çözülecek" mantığı da geçer- li değil. Çünkü Türkiye'nin AB'nin Kıbns oldubitti- sini kabul etmesi halinde de üye olacağına da- ir hiçbir güvence yok. Hiçbir akıllı diplomat ya da devlet adamı so- nu meçhul böyle bir varsayımdan yola çıka- maz. ••• Ancak bir noktayı da aıtk görmek gerek. Tür- kiye'nin yeni politikalar üretmesinin zamanı get- miştir. Denktaş, gerçekten öyle olmasa da, Kıb- ns sorununun çözümünün önündeki en bü- yük engel olarak görünüyor dünya kamu- oyunda. KKTC Cumhurbaşkanı'nın bu görüntüyü düzeltecek ve karşı tarafın gerçek niyetlerini açığa çıkaracak girişimlerde bulunması, An- kara'nın kademeli çözümü kolaylaştıracak formüllerin üretilmesinde Denktaş'a yardım- cı olması gerek. Bir gerçeği unutmayalım: Olası AB üyeliği için Kıbns'ı gözden çıkarmak da çözüm de- ğildir, Kıbns için AB üyeliğine giden yolu ka- pamakda... Bu arada, AB içinde, resmi tavır ne olursa olsun, Ada Devleti'ni sorunlannı çözmeden kendi bünyesi içine almanın doğuracağı bü- yük sakıncalar gittikçe artan ölçüde, gittikçe genişleyen kesimlerce anlaşılmaya başlan- mıştır. Eski bakanlar destekten çekindi Okullara bedava elektrik tarhşması ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-Eski Mil- li Eğitim bakanlan, ca- milerle birlikte okulla- ra da bedelsiz elektrik verilmesi istemlerine doğrudan destek ver- meye çekindi. Eski Milli Eğitim Ba- kanı. DYP Genel Baş- kan Yardımcısı Meh- met Sağlam, camilerin ibadethane olarak hiz- met ettiğini, ancak okul- lann daha fazla hizme- tinin olduğunu belirtti. Sorunun çözümünün bedelsiz elektrik veril- mesıyle değil, Milli Egitım Bakanlığı'nm ödeneklerinin arttınl- masıyla çözülebilece- gini anlatan Sağlam, bu ödeneğin de rasyonel kullanılması gerektiği- ni söyledi. Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlığı'nın da durumunun belli oldu- ğunu kaydeden Sağlam, alacaklann tahsil edi- lememesi durumunda bunun vatandaşa zam olarak yansıdığını be- lirtti. Bedava yapılan hizmetin israfi da be- raberinde getirdiğini söyledi. ANAP'lıTurhanTa- yan ise Diyanet ile Mil- li Eğitim Bakanlığı'nın karşı karşıya getirilme- mesi gerektiğini belirt- ti. Tayan şunlan söyle- di: "Yabunlanntümü- nün masrafı bağlı ol- duklan bakanhklar ta- rafindan karşüanmalı ya da bir eşitUk sağlan- mandır. Ama cami ile okulu karşı karşrya ge- tirmek hoşbir şey değü." Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Kılıç, Türkiye'nin, imzaladığı sözleşmeleri uygulamasını istedi: AÎHMcezalanonurkmcıANKARA (ANKA) - Demokratık Kitle Partisi'nin (DKP) 5 'e karşı 6 üye- nin oyuyla kapatümasına ilişkin Ana- yasa Mahkemesi karan yayımlandı. Partinin kapatılmasına İcarşı çıkan- lardan Anayasa Mahkemesi Başkan- vekili Haşim Kıbç, Türkiye'nin im- zaladığı uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülükleri yerine getir- mesinin gerekliliğine işaret ederken çarpıcı ifadeler kullandı. Kılıç, "Sözkşmeimzalandığmagö- re bunun gereğjnin yerine getirilmesi kaçmümazdır. Ödenen paralar imza- lanan sözfeşmelerin arkasında durul- mayarak rencide edikn ulusal onu- run bedetiolamaz-. Ülkesoruıılannın siyasi partiler tarafindan dOe getiril- mesi bunlara banşçıl çözümler öne- rflmesi hoşumuza gitmese bDe demok- ratik sabır içinde değerlendirilmesi gerekir" dedi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer'in Anayasa Mahkemesi Başkanı olduğu dönemde 26 Şubat 1999'da, DKP'nin kapatılmasına ilişkin karar Resmi Gazete'de yayımlandı. 154say- falık kararla, DKP, Siyasi Partiler Ya- sası'nın 78. maddesinin (a) ve (b) bentlerinde yazılı. "Devletin ülkesi ve nnDetiyle bölünmez bütûnlüğü ve si- yasi partjlerin ırk esasma dayanama- yacaklan ilkesine" ve 81. maddesinde belırtılen "TC ülkesi üzerinde kültür. ırk veya dil farknhğma da> anan azın- hklar bulunduğunun, böylece, Türk dflinden veya kültüründen başka dfl ve kühürleri korumak, getişnrmek ve- ya yaymak yoluyla azuıhldar yarata- rakuhısbütünlüğünunbozulmasırun amaçlanamayacağı'' yasağına progra- mının aykmlığı nedeniyle kapahldı. Kararda, DKP programının, SPY'nin 80. maddesinde belirtilen "ParuTerinTürkiye Cumhuriyeti'nin dayandığı devletin tektiği ilkesini de- ğiştirmek amacını güdemeyecekleri ve bu amaca vöneuk faalrvette buhı- namayacaldan" kuralı ile 89. madde- sindekı "...Diyanet Işleri Başkanlı- ğı'nın genel idare içinde yer ahnasma ilişkin anayasanın 136. nıaddesi hük- müne aykuı amaç güdemeyecekleri'' kuralına aykın görülmeyerek kapat- ma isteğinin bu yönden reddedildiği bildirildı. Kararda, DKP Genel Baş- kanı Şerafettin Elçi"nın değişik yer- lerde yaptığı konuşma ve açıklama- lan ise SPY'de belirtilen parti yasak- lanna aykm görülmedi. Basbakan Ecevit, Erkan Mumcuyueleştirdi: Atatürk'ü anlamadan Atatürkçü olanlar var İĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇtN ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Basbakan Bülent Ecevit, kendisinin köy- lere yönelikpolitikasını eleştiren ANAP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Muro- cu'ya Atatürk'ün uygulamalaruıı anım- satarak yanıt verdı. Ecevit. isim verme- den Mumcu'yu "Atatürk'ün 'Köylü milletin efendisidir' sözü- nü sanırun pek anlamanuş- lardır. Bir yılda Mesudi- ye'nin çehresi değiştL Ama bunu içine sindiremeyenler var" diyerek eleştirdi. Basbakan Ecevit, dün partisinın grup toplantısın- da yaptığı konuşmada, ken- disinin köy kalkınması ile ilgili politikalarmı eleşti- ren ANAP'lı Mumcu'ya üstü kapalı yanıt verdi. Konuşmasına "Köylü milletin efendisidir" sözü ile başlayan Ecevit, Atatürk'ün bu dü- şünceye nasıl ulaştığım şöyle anlattı: "Atatürk, Sofya'da ataşemiliter olarak görev yaparken ekâbirin uğrak yeri olan kabveye de giderdl Buraya gelen bir Bulgar köylüsüne kahve verilmemesi üzerine köjiü "Ben bu milletin efendi- siyim. Savaşta kılıcımla, banşta saba- nımla bu ülkeyi korurum' der. Bunun üzerinekahvesi getiriör.Atatürk bundan çok etkilenmiş ve bu sözü söylemiştir." Basbakan Ecevit Ecevit, bu ömekten yola çıkarak Mum- cu'ya atfen, "Onlar Atatürk'ün bu sö- zünü sanırun pek ciddiye almamışlar- dır. Ama Atatürk, bu sözünün gereğini yerine getirmek için eiinden gdeni yap- nuşnr" dedı. Ece\it, Ordu Mesudiye'de uygulanan Köy-Kent projesının ilçe- nin çehresini değiştirdiğı- ni belirterek "Bunu da iç- lerine smdirenıeyenler var" diye konuştu. Açıköğretim ile köylü çocuklann yüksekögrenim- den yararlanmalannın amaçlandığını belirten Ece- vit, ilk başlarda bunun da hafıfe almdığını söyledi. Köylüye yönehk engel- lemelere dikkati çeken Bas- bakan Ecevit, "Ama çok şfikür bu engeUemeleri aşı- yoruz. Kısa sürede, ben inamyorum kl Türkiye'nin her yerinde Köy-Kent ha- reketi \ a> gınlaşacakur. Şimdiden sa>> sız köy ve ilden istekler gelmektedir'' görüşünü dile getirdi. DSP grubunun basına kapalı bölü- münde konuşan Denizli Milletvekili Hasan ErçeJebi de, ANAP Genel Baş- kan Yardımcısı Erkan Mumcu'yu Tür- kiye'deki mutlu azınlığm temsilcisı ol- makla suçladı. wmmsmm Yenipersonel ahnmaması kararına ilk muhalefet hükümetin içinden geldi Tasamıfu bakanlar deliyorANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Hükümetin geçen hafta açıkladığı tasar- ruf paketinin uygulama olanağının ol- madığı, dünkü Bakanlar Kunılu top- lanüsıyla ortaya çıktı. Tasarruf paketin- de yeni personel alınmayacağınm be- lirtümesine karşın. birçok bakan, kurum- lanndaki personel sıkıntısından yakına- rak emekli olacaklann yerine yenileri- nin alınması talebinde bulundu. Mali- ye Bakanı'nın ise bu isteklere olumsuz yanıt verdiğı ögrenildi. Basbakan Bülent Ecevit'in başkanlı- ğında dün toplanan Bakanlar Kuru- lu'nda bakanlar, personel sıkıntısından yakındı. Toplantıda ilk olarak söz alan Devlet Bakanı Mustafa Yıbnaz, Köy Hizmetleri'nde hizmet süresi 25 yılı dolan 270 kişinin emekli olmak istedi- ğini belirtti. Bunun özelhkle Dogu Ana- dolu Bölgesi'nde mühendis sılontısı yaratacağını anlatan Yıhnaz, emekli olacak kişilerin yerine 100 kışilik kad- ro istedi. "Tasarruf paketi çerçe\-esin- de hareket ediyorum. 200 kişi emekli oluyor, oysa ben 100 kişi istiyorum'" di- yen Yılmaz. daha önce Maliye Bakanı Sümer Oral'dan onay ahnasına karşın Devlet Personel Başkanlığrnın süreci uzatmasından yakındı. Bavindırhk ve Iskân Bakanı Abdul- kadir Akcan ile Sağlık Bakanı Osman Durmuş da kurumlanndakı personel Komisyonda Derviş kavgası ANKARA (Cumhuriyet yınce komisyon başkanı açnktanöldüğüyazıyor.gör- Bürosu) - SP milletvekili Metin Kalkan ın, Devlet Bakanı Kemal Derviş için tt beh" demesi TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda tar- tışmaya neden oldu. Kalkan, Tütün Yasası görüşmesinde, "Türkiye'nin en büyük so- nmu IMPnin başımıa» gön- i Derviş beJasMnr" de- Metin Şahin'in tepkisiyle karşılaştı. Şahin'in "Ifadele- riniz çirkin. Türkiye Cum- huriyeti'nin bir bakanma bela drvemezsiniz. Buna hakkmtz yok" sözleri üzeri- ne Kalkan bağırarak "tfade- lerim bana ait ülke gjdiyor felakete, açhğa gidiyor. Dok- tor raporlannda çocuklarm müyor musunuz? " diye tep- kisini sürdürdü. Bazı DSP ve MHP'lüerin tepkileri üzerine Metin Kal- kan, "Ben sözümün arkasm- dayım. Adam işini gücünü bmüdı, pariamentoya dfl uzarü, sesiniz çıkmadı. Der- \iş'i savunuyorsamz karşriı- ğmı göreceksiniz" dedi. gereksiniminin had safhaya vardığını, ancak Devlet Personel Teşkilatı'ndan kadro alamadıklannı belirttiler. Devlet Bakanı Edip Safder Gay dah da Çay-Kuryaki sorunlara değındı. 3 ay- dır işçilerin maaşlannı alamadıklanru söyleyen Gaydalı, emekli olacak 4 bın işçinin ise ladem tazminatlanrun öden- mesi için gereklı maddi kaynağa sahip olmadıklannı belirtti. Maliye Bakanı Sümer Oral ise eleş- tinleri dinlerken bütçedekı sorunlara dikkatçekti. "Ödenekvarsakadrosağ- lanm" diyen Oral, herkesin anlayışh olması gerektiğini söyledi. Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yüsuf Gökalp. tavukçuluk sektörünün yaşadığı darboğazı anlattı. Tavuk sek- törünün yıllık cirosunun 2.5 milyar do- lar civannda olduğunu, gayri safı mil- li hasıla içindeki payının da yüzde 1.74'ye ulaştığını anlatan Gökalp. "sek- törde yaşanan nakit sıkmüsının giderfl- mesi için yem hammaddesi alanında kııllanılmak üzere 2 yıl vadefa' kredi ve- rilmesini" istedi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Gece yansı derin bir uyku içindesiniz. Canhıraş birbağır- tı gecenin sessizliğini bozuyor: "Narağacı, narağacı./Kimitat- h kimi acıJBiz biliriz bu yerier- de/Komşulardırbaştacı.' Ardın- dan uyuyanı yerinden hopla- tacak birdavul sesi gümbürtü- sü ortalığı kaplıyor. "Gümgûm" de "Gümgüm" sesleriyle yen- mizden fırhyoruz. Pera'nın, Ga- lata'nın sokaklannda oruç tut- mayanlar için 30 gün boyunca süren bir eziyet başlamış olu- yor. Ramazan davulunun geç- mişteki anlamı ve amacı, oruç tutmak için sahura kalkacak insanları uyandırmaktı. Islamiyet ve hoşgörü üzeri- ne sürekli tartışma yapıyoruz. Herkesin üzerinde birfeştiği yo- rum, islamiyetın hoşgörülü bir din olduğu yönünde. O zaman gece yarısı davul gürültüleri arasında sahura kalkmayacak, oruç tutmayacak insanlan zor- la uyandırmanın manası nedir? Bunun Islamın hoşgörüsüyle Ramazan Davulculan... ne ilgisi var? Üstelik modern bir çağda yaşıyoruz. Sahura kalkmak isteyen çalar saatini kurar, kimseyi rahatsız etme- den yemeğini yer.. yatar; ya da sabah namazını kılar. • • • Aslında ramazan davulcula- nyla birlikte, bu konudaki bir- kaç meseleyi daha tartışma- mız gerekiyor. ömeğin büyük çogunluğu çirkin sesle ve ho- pariörle okunan ezanlar. Bun- lan söyler söytemez, bazı Is- lamcı çevreler kızgınlıkla, ina- nanlara saygısızlık ettiğimizi ile- ri sürebilir. Inanca saygı konu- su da ayrı bir sorun. Müslümanın inancı olduğu gibi Hıristiyanın, Musevinin de inancı var. Bir de herhangi bir dine inanmayanlar var. Biryer- de çoğunluk olunduğu zaman, hertürlü egemenliği de elinde mi tutmak gerekiyor? Müslü- manlann ibadeti diğerlerini ra- hatsız ederek yapılır mı? Kaldı ki, ramazan davulculannı o so- kağın, o mahailenin insanlan mı istiyor, yoksa bu da bir ka- zanç kapısı olarak mı görülüyor, onu da tam bilemiyoruz. • • • Afganistan'daki bağnazlığın sona ermesini ve insanlann yü- züne oturan tebessümü biz Tür- kiye'dekiler de sevinçle izliyo- ruz. Kadınların sokağa çıkma yasağının sona ermesinden mutluluk duyuyoruz. Türki- ye'deki Müslümanlann ezıcı ço- ğunluğu Afganistan'daki Tale- ban bağnazlığının islamiyetle bir ilgisi olmadığını belirtıyor. Türkiye'dekı Islamiyetin bütün Islam dünyasına ömek olacak bir ileriliği temsil ettiği yazılıp çiziliyor. Bunlann hepsi doğru. Türki- ye, birçok Islam ülkesiyle kar- şılaştınldığında çok daha hoş- görülü ve gelişmiş bir Islam an- layışına sahip. Bununla övün- mek, hatta daha da ilerı ve hoş- görülü bir Islami anlayışa sahip olmak hepımizin dileği. Bazı Is- lam ülkelerinde sokaktan so- payla insanlar çevrilıp namaza götürülüyoriar. Namaza gitme- yenler falakaya yatınlıyor. Hopariörie yüksek ve çirkin sesle ezan okumak, ramazan davuluyla insanlan gece yansı yataklarından hoplatmak, fa- laka tehdidiyle namaza götür- mek kadar ilkel ve zorbaca de- ğil ama, yıne de bir zoru için- de banndınyor. Çoğunluk sesi- ni çıkaımıyor diye böyle bir hak olur mu? Burası nasıl laik bir ül- kedir ki, bu konu doğru dürüst tartışılıp konuşulmuyor bile? • • • Davulcular, belki de bütün bunlan iyi niyetleyapıyorlar. Bü- tün mahallelinin kendilerine minnet duyduğunu düşünüyor- lar. Fakat bu ülkede asayışı ve düzeni sağlamakla görevli laik devletin mülki amirleri buna na- sıl izin veriyorlar? Burada açıkça söylüyorum, oruç tutmadığımız halde her gece yarısı ailecek bağırtılarla ve davul gümbürtüleriyle yata- ğımızdan fırhyoruz. Bazılarımı- zın gözüne bir daha uyku gir- miyor ve ertesi güne yorgun argın başlamakzorunda kalıyo- ruz. Bunun birçaresi yok mudur, bunun bir çözümü yok mudur? Budavulcularadurdiyecekbir ıdare amiri yok mudur? Yıllar- dır, günlerdir bu eziyeti çekiyo- ruz ve derdimize bir çare bu- lamıyoruz. Laik devletin, laikliğe inan- mış biryurttaşı olarak, idari yet- kılilerden bu konuda birönlem almalarını, bunu dile getireme- yen birçok yurttaş adına talep ediyorum. Anayasa Mahkemesi Asker göndermeye onay ANKARA (aımhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, "Sürekli Özgürlük Harekâti" kapsamında, yurtdışına asker gönderme karannın iptali istemini, 4'e karşı 7 üyenin oyuyla reddetti. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Haşim Kıhç, yurtdışına asker göndenlmesinin TBMM karan olduğunu belirterek, incelenemeyeceğini bildirdi. Anayasa Mahkemesi, SP'nin öncülüğünde 111 milletvekilinin, "Sürekli Ozgürlük HarekâtT kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetler unsurlannın Türkiye'de bulundurulması konusunda hükümete yetki veren TBMM karannın iptali ve yüriirlüğün durdurulması istemiyle açtığı davayı dün göriiştü. Mahkeme, "TBMM kararlannm inceknemeyeceği" gerekçesiyle davayı, esasa girmeden reddetti. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Kılıç yaptığı açıklamada, 4'e karşı 7 üyenin oyuyla, iptal ve yürürlüğün durduruhnası isteminin reddedildiğini bildirdi. Karara. Kılıç'ın yanı sıra, Sacit Adah, Yalçm Acargün ve AK Hüner muhalif kaldılar. îptal başvurusunda, TBMM karannın yeni bir içtüzük ihdası niteliğinde olduğu ileri süriilürken, hükümete sınırsız yetki verdiği ifade edıliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle