Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 3 KASIM 2001 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
C ^ U N C E L CÜINEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Ya da Avrupa Birliği Raporu'na mı?
ABD yönetimınin baskısı ve G-7'lerin onayı ile
ifMF, üç yıllık yeni bir stand-by anlaşması koşu-
1uyla Türkiye'ye 10 milyar doiar ek kredi vermeyi
kabul etti.
Başbakan'agöre; -oysaşubat aylarına sarkma-
sıolası- sanki 10 milyar dolar kredi yola çıktı ge-
Iryor; Türkiyemiz "birkaç ay içinde düzlüğe" çı-
•cacak.
Başbakanımızın sözleri, VVashington'dan ge-
len ılımlı rüzgârlar, gayet tabiidir ki efendim; ya-
zılı söztü basında, para piyasalannda halaylar çe-
ıkiımesine, bayram davulları çalınmasına, neşeli
lcahkahalara yol açtı.
Tam bu sıralarda; Derviş'imiz taaa Ameri-
ka'dan "Tünelin ucu göründü" diyerek mutlu ha-
vanın sürmesıne yeşil ışık yaktı. Ne var ki, Der-
vîş arkadan 10 milyar doların "2-3yılı kapsayan
yeni stand-by ile gelebileceğini" söyleyerek Ece-
vii'in renkli düşlerine gölge düşürdü.
Kemal Derviş, üstüne üstlük yeni stand-by'ın
"çok ciddi sosyal bedelleri olacağını" da New Y-
ork'tan duyurdu.
Türk halkının yıllardır, dıyeyim 20, diyesiniz ki
3 0 yıldır IMF ve stand-by anlaşması gibi sözcük-
len duyduğu zaman aklına tek bir olasılık geliyor:
Yeni yeni kazıklar, affedersiniz sosyal bedeller!
Olan-biteni ozetleyen bu kısa anlatımlar, doğal
olarak şu soruyu akla getirebilir: Başbakan'a mı
inanacağız, yoksa buyruğundaki bakana, Der-
viş'in söylediklerine mi?
Haklı bir soru. Zira ülkeyi yöneten, bakanları-
nın söylem ve eylemlerinden sorumlu tek insan,
Başbakan Ecevit.
Derviş'le telefonla sık sık konuşup bilgi alıyor
mu, almıyor mu doğrusu bilmek olanaksız. Ama
Başbakan, "Birkaç ay sonra toplum esenliğe çı-
kacak" diyorsa. Eeee, ülkeyi yöneten olduğuna
göre O'na inanmak gerekmiyor mu?
Lakin; Kemal Derviş, IMF ile içli dışlı. IMF ka-
rarları açıklanmadan önce, taaa Amerika'dan de-
meçleriyle duyuran insan.
Sonuçta, Derviş'in sözlerinde doğruluk payını
daha yüksek görmek, -Başbakan'a karşın- kısa-
cası "IMF+Derviş" duyumuna inanmak ağırtık ka-
zanıyor.
AB ters bakıyor
Devleti küçültme namıyla yutturulmaya çalışı-
lan son tasarruf önlemlerinden sonra; 10 milyar
dolar uğmna yeni stand-by'la halk (hepimiz) tam
üç yıl yeni zamlarla yaşayacak mıyız? Evvveeet!
Derviş'in ne demek istediği hemen tartışmaya
açıldı. Sendikalar ağız birliği etti: "Derviş ne za-
man Amerika 'ya gidip gelse, halka kesin fatura ar-
tıyor. Söylediğinin tekanlamı daha fazla işsizlik ve
daha fazla yoksulluk!"
Başbakan'ın bir-iki ayda, Derviş'in gelecek ba-
harda esenliğe çıkacağımızı söylemesine karşın;
Avrupa Birliği'nin 2001-2003 dönemı ekonomik
raporu Türkiye ile ilgili "başka saptamalar" yapı-
yor.
AB, Türk ekonomisinin aşama aşama ancak,
evet ancak 2003 yılında "toparianacağının" altı-
nı çiziyor.
Rapor; 2003 yılında düzelmenin "enflasyonda-
ki ve faiz oranlanndaki düşüşe ve yapısal reform-
lann gerçekleşmesine bağlı" olduğunu vurgulu-
yor.
Hükümetin enflasyonu ya tek haneli rakama ya
da yüzde 10'a indireceği vaatlerine AB raporu
ters bakıyor.
Diyor ki: "Enfiasyon bu yıl yüzde 54.9, 2002'de
51.5, 2003 'te 26.5!
AB'ye göre yapısal reformlarda beklenen sonuç
alınamadı. Finans sektöründe krizin etkileri sürü-
yor. Iç tüketim yüzde 11 düştü. TL yüzde 50'den
fazla değer yitırdi.
Rapor, Türkiye'de enflasyonun ancak 2006 yı-
lında AB beklentileriyle uyumlu düzeye ulaşaca-
ğını yazıyor.
"Bekleyen derviş, muradına erer" demeyin.. sa-
kın demeyin!
Türkiye'ye iade korkusu
Kaplan cezaevinden
çıkmak istemiyor
DÜSSELDORF
(Cumhuriyet) - "Ka-
ra ses" olarak bilinen
Cemalettin Kaplan ın.
suç örgütü oluşturmak
ve fetva vererek cina-
yet çağnsı yapmaktan
mahkûm olan oğlu,
Kaplancılann lideri
Metin Kaplan'ın, ce-
zasının tecil edilerek
serbest bırakılmak iste-
mediği bildirildi.
Alman hükümetinin
aldığı son antiterör ön-
lemler çerçevesinde
Türkiye'ye iadesi söz
konusu olan Kaplan,
Türkiye'de idamla yar-
gılanacağı gerekçesiyle
erken tahliyeyi dünkü
duruşmada reddetti.
Düsseldorf Yüksek
Eyalet Mahkemesi'nin
sözcüsü, yaptığı açık-
lamada, 4 yıl hapis ce-
zasına çarptınlan Me-
tin Kaplan'ın, Köln
kent yönetiminin ken-
disini sınır dışı etme
karanndan sonra hapis-
te kalmayı tercih ettiği-
ni belirtti. Kaplan'm
yöneticiliğini yaptığı
îslami Cemiyet ve Ce-
maatleri Birliği'nin
(ICCB), Usame bin
Ladin'ebağhElKaide
örgütü ile de ilişkisi ol-
duğu biliniyor.
Cezalar korkutmuyor
İşkencecipolislerden
görevden alınan yok
ANKARA (ANKA)
- Anayasa Mahkeme-
si'nin "diğer tüm suç-
lardan farkb" şeklin-
de nıteleyip af kapsa-
mına almadığı "işken-
ce" suçu nedeniyle yar-
gılanan emniyet perso-
nelinin sadece yüzde
3'üceza alıyor.
Çeşitli adliyelerde
10 ay içinde 18 polisin
ışkence suçundan ce-
zalandınlmasına kar-
şın bu suç nedeniyle
meslekten çıkanlan ol-
madı.
Içişleri Bakanlığı ve-
rileri üzerinde yapılan
inceleme sonucunda,
2001'in ilk 10 ayında,
535 emniyet personeli-
ninTCK'nin 243. mad-
desi uyarınca işkence
yaptığı gerekçesiyle
yargılandığı saptandı.
Başbakanlık'ta Kıbrıs zirvesiANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Kıb-
ns sorunu yeni bir sürece girerken Anka-
ra'daki siyasi ve diplomatik trafık artıyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın
hafta sonu Ankara'ya geleceği bildirüdi.
TBMM, Kıbns'taki son gelişmeleri bugün
yapılacak "gizli otornmda" ele alacak.
Kıbns konusu. dün akşam saatlerinde Baş-
bakan Bülent Ecevit'in başkanlığında Baş-
bakanlık'ta gerçekleştirilen dışişleri zirve-
sinde de ele alındı.
Kıbns sorununun çözüme ulaşması için
4 Aralık'ta Güney Kıbns Rum Yönetimi
(GKRY) lideri Glafkos Kkrides ile birara-
ya gelecek olan Denktaş, bir konferans için
gideceği Roma ziyareti öncesinde Anka-
ra'ya gelecek. Denktaş'ın kısa ziyareti sı-
rasında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer ile bir araya gelebileceği kaydedildi.
Kıbns konusu, dün akşam saatlerinde
Başbakan Ecevit'in başkanlığında Başba-
kanlık'ta gerçekleştirilen dışişleri zirvesin-
de de ele alındı. Ecevit'in bilgilendirilme-
si amacıyla düzenlenen 2 saatlik toplantı-
ya, Ecevit'in yanı sıra, Dışişleri Bakanı ls-
mail Cem, Dışişleri Bakanlığı Müsteşan
Uğur Ziyal, bakanın özel danışmanı Engin
Soysal ve bazı bürokratlar kaoldı. Bugun-
kü Meclis oturumunun yanı sıra, Denktaş
ve Klerides'in yapacağı göruşmenin ele
alındığı toplantıda, Türkiye'nin Kıbns ko-
nusundaki temel tezlerinden ödün verilme-
mesi gerektiği vurgulandı.
Ankara Barosu: AB'nin planı açık
Ankara Barosu Başkanı Avukat Sadık
Erdoğan, dün yaptığı yazılı bir açıkla-
mayla, Kibns sorununu ve GKRY'nin
AB'ye üyelik başvurusunu değerlendir-
di. Erdoğan, Batı'mnTürkiye'yi baskı ve
sıkıştırma yoluyla Kıbns'ı teslim etme-
ye çahştığını belirterek şu görüşleri ilet-
ti: "Türkiye'yi Kıbns'ta işgalci ilan e-
den Avrupa Pariamentosu, GKRY'yi
bûtda Kıbns'ın tek temsilcisi kabul et-
mekte ve onu AB'ye alma hazırlığı için-
dedir. Plan açıktır: Yakın bir gelecek-
te Kıbrıs Rum Yönetimi, AB'ye ahna-
rak bütün Kıbns, AB toprağı sayıbp;
Türkiye, AB topraklannı işgal etmiş
konumuna dûşürülerekTSK'nin ada-
yı terk etmesi istenecektir. Avrupa Par-
İamentosu, Türkiye'nin buna karşı di-
renmesinin yaptırımını da şinıdiden
belirlemiş ve KKTC ile bütünleşmesi-
nin Türkiye'nin AB üyeiiğinin reddini
gerektireceğini ilan etmiştir."
Erdoğan, GKRY'nin AB'ye tek taraflı
üyelik başvurusunun, uluslararası antlaş-
malara aykın olduğunu anımsatarak bu te-
zin, uluslararası hukuk alanında uzman In-
giliz Prof. Maurice H. Mendelson tarafin-
dan da doğrulandığını arumsattı.
Avrupa'da 'TekeP oyunları
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - "Türk ma-
b" deyince dünya piyasalannda
ilk akla gelen ürünlerden "ra-
kı", giderek sertleşen ve karma-
şıklaşan bir cepheleşmeye de ko-
nu oldu. Rakının birçok açıdan
"stratejik" bir Türk markası ol-
duğunu ve son 20 yılda Avrupa
pazanna özellikle Türk gıda itha-
latçılannın çabasıyla yerleştiğini
kaydeden Avrupa Türk Gıda It-
halatçılan Birliği (Türkimport),
Tekel ürünleri ve özellikle rakı-
nın, Avrupa Birliği gibi dünyanın
bu en büyük iç pazannda anlaşıl-
ması güç oyunlara alet edilmek
istendiğine dikkat çekti.
Tekel Genel Müdürlüğü'ne ait
Hamburg'daki Tekel GmbH şir-
ketinin kapatılarak Tekel ürünle-
rinin dağıtımının bir Alman şir-
ketine de\Tedileceği yolunda du-
yumlar alındığım belirten Tür-
kimportYönetim Kurulu Başka-
nı Mehmet Sadık Gülkıhk,
böyle bir durumun "Avrupalı
Türk işadamlarının yıllarca e-
mek verip yoktan var ettikleri
bu piyasayı kaybetmesi anla-
mına geleceğini" savundu.
Cumhuriyet'e açıklamalarda
bulunan Gülkılık, büyük serma-
yeli bir şirket kurarak Tekel ürün-
lerinin A\Tupa'ya dağıtımı işine
bizzat gireceklerini, bunun için
de Tekel GmbH'yi tümüyle dev-
ralmaya veya çoğunluk hissele-
rinetalipolduklannısöyledi. Te-
kel'den sorumlu Devlet Bakam
Yılmaz Karakoyunlu'ya aynn-
tılı bir yazıyla baş%
r
urduklanm
nna, ancak henüz bu konuda bir
tepki alamadıklanna dikkat çek-
ti.
Türkimport Başkanı, özellikle
rakı pazannda toptancıdan pera-
kendeciye kadar geniş bir ağ ku-
rulduğunu anımsatıp bu ağın en
önemli bölümünün Türk gıda it-
halatçılan tarafından oluşrurul-
duğunun altını çizerken "250
TIR veya konte\Tierlik bir yıl-
lık ürün çıkışı söz konusu. Bu
• Türk siyasetindeki kriz ve kargaşa, Tekel'in Avrupapazantut
dayansuh. Rantpaylaşımının özellikle bir Türk
markası olarak Türk rakısı üzerinden ilginç oyunlara
dönüştüğü, Türkgıda ühalatçûanmn birAlman şirketi lehine
ciddi olumsuziuklarla karşı karşıya bırakddığt iddia edildi.
belirtenTürkimport Başkanı, yü-
rürlükteki sistemin haksız reka-
beti teşvik eden yanlar taşıdığını
ve mutlaka gözden geçirilmesi
gerektiğini de kaydetti.
Sorunun giderek dal budak
sardığına ve mutlaka kısa vade-
de bir çözüm bulunması gerekti-
ğine işaret eden Gülkılık, Te-
kel'den sorumlu Devlet Bakanı
Yılmaz Karakoyunlu nezdinde
yoğun girişimlerde bulundukla-
da gümrükleri. kâr oranlan ve
diğer katma değerlerin de bu
bütüne ilave edilmesiyle yılda
en az 60 milyon markhk bir pa-
zar anlamına gelir. Bu, sadece
rakıda böyle. Diğer Tekel
ürünleri de var" diye konuştu.
Türkimport'un 5 milyon mark
sermayeli bir şirket kurma hazır-
lığmın son aşamasında olduğunu
belirten Gülkılık, "Türk ürü-
nünde yaratılan katma değe-
rin Türk ithalatçılarda kalma-
sı gerekir. Bu pa/arı onlar açıp
yeıieştirdiği için onlarda kal-
malı. Yabancı bir şirketin böy-
le bir pazara yararından çok
zaran olabilir. Biz bütün yatı-
nmlanmızı Türkiye'ye dönük
yapıyoruz. Biz kazanınca. Tür-
kiye de kazanıyor" dedi.
Gülkılık, sorunun mal tesli-
minde yaşanan gecikmeler oldu-
ğunu belirtirken hukuken olma-
sa da uygulamada bir Alman şir-
ketı lehine ciddi gecikmelerle
karşı karşıya olduklanm, bunu
da çeşitli olaylarla rahatça belge-
leyebileceklerini bildirdi. Meh-
met Gülkılık, "Türk gıda itha-
latçüarı, örneğin sipariş verip
paralarını yatırdıktan sonra
uzun süre bekliyor ve mal akı-
şında büyük boşluklar yaşanı-
yor. Teslimat, ayları bulabili-
yor. Ancak bu, pazardaki bir
başka şirket, büyük bir Alman
şirketi için söz konusu değil.
Doğrusu insanın aklına birçok
şey geliyor. Şeffaf bir ihale ih-
tiyacı ortada. Ne yazık ki baş-
vurularımıza Ankara'dan ya-
nıt alamadık" dedi.
AB'de egemenlik paylaşılacak
lstanbul Haber Servisi - Tür-
kiye'nin Avrupa Bırliği'ne (AB)
üye olmasının, hem Türkiye hem
de AB açısından önemli bir ka-
zanım olduğu vurgulanarakTürk
kültürünün yüzünü zaten Batı'ya
döndüğü belirtildi.
lstanbul Kültür ve Sanat Vak-
fı'nın desteğiyle Kültür Girişi-
mi'nce düzenlenen "Kültürel
Açıdan Avrupa Birüği'ne Yak-
laşım" konulu sempozyum, The
Marmara Oteli'nde başladı. Dev-
let Bakanı NejatArseven, Türki-
ye'nin AB'ye mutlaka girmesi,
bu konuda kararsız bir görüntü
vermemesı gerektiğini savuna-
rak "AB attığımız ber olumlu
adımı görüyor ve ciddiye alı-
yor.Yapılamayanları ise ortaya
koyuyor. Bu da kötü bir çaba
• Devlet Bakanı Arseven, AB konusunda kararsız bir
görüntü verilmemesi gerektiğini söyledi. Büyükelçi Vural,
"önyargılı söylemlerden kaçınılmalı" dedi. Inönü ise Doğu
ve Batı arasında bir köprü olan Türkiye'nin Atatürk'le
birlikte köprünün Batı'da yaşamayı seçtiğinı ıfade etti.
değil. Çok ihtiyatb bir üslup ve
dil kullanmamız gerekiyor"
dedi.
AB Genel Sekreteri Bü>ükel-
çi Volkan Vural da önyargılara
dayalı ve duygu yüklü söylem-
lerden kaçınmak gerektiğini,
Türkiye-AB ilişkilerinin kültürel
boyutunun hep tartışıldığını, bu
konunun yanlış anlamaya, duy-
gusal yaklaşunlara çok açık ol-
duğunu söyledi. Vural "AB'ye
girersek kültürünıüzü Avru-
pa'ya taşırız. Bu da bizi olum-
lu etkiler. 30 üyeli bir Avru-
pa'da çeşitlib'k daha da arta-
caktır. Aday ülkelerden bekle-
nen din ya da dil değiştirmele-
ri değil, Kopenhag kriterlerine
uymalandır" dedi.
Vural, AB'nin resmi kültür po-
litikalannın ortak bir mıras yarat-
mayı amaçladığını ifade ederek
"AB'ye girince egemenliğimizi
kaybetmeyeceğiz. Egemenliği-
mizi daha geniş bir egemenlik
alanında başka ülkelerle payla-
şacağız" diye konuştu.
Prof. Dr. Erdal tnönü ise Do-
ğu ve Batı arasında bir köprü
olanTürkiye'nin, Atarürk'le bir-
likte köprünün Batı tarannda ya-
şamayı seçtiğini söyledi. tnönü,
yükselen kültürün Batı'daki kül-
tür olduğunu, Türkiye'nin er ya
da geç AB'de yer alacağından
kuşku duymadığını belirtti.
Avrupa Pariamentosu üyesi
Dr. Marc Galle, Türkiye'nin la-
ik yapısmın önemine dikkat çe-
kerken lstanbul Kültür ve Sanat
Vakfı Başkanı Şakir Eczacıba-
şı da Cumhuriyet'i kuran kadro-
nun toplum yaşamının her ala-
nında aydınlanma devTİminin de-
ğerlerinin egemen olmasını ar-
zuladığını. bu bağlamda kültür
ve sanata da özel bir önem veril-
diğini anımsath.
Bir garip seçim(!)
• Baştarafı 1. Sayfada
ler Davasf nda polisleri suçsuz
gören ağu" ceza hakimi Mehmet
Yılmaz başkanlığındaki komis-
yon yaptı. Manisa Barosu ve ta-
bip odası başkanlan. kabullene-
medikleri bir kuruldan sağlıklı
çalışma beklemediklerini belirt-
tiler.
Yasa gereği tüm i1lerde oluşru-
nılan izleme kurullan, Manisa'da
çok tartışmalı biçimde kuruldu.
Yürürlükteki mevzuat ve ülke-
mizin taraf olduğu uluslararası
sözleşmelerle belirlenen ilkeler
çerçevesinde, yönetim, işleyiş ve
uygulamalan yerinde görme, in-
celeme, bilgi alma ve tespitleri-
ni rapor haline getirerek yetkili
ve ilgili kurullara sunmak için
ceza infaz kurumlan ve tutukev-
lerini izleme amacıyla oluşturu-
lan kurulla ilgili. karnu niteliğin-
deki kurumlardan görüş alınma-
sı gerekiyordu.
Bu çerçevede Manisa Baro-
su'na görüşleri soruldu. Baro,
Disiplin Kurulu Başkanı Semih
Aletay ile Genel Sekreter Bay-
ram Nüzket'i aday gösterdi.
Ancak izleme kurulunu oluş-
turan ManisaAğır Ceza Hakimi,
aynı zamanda Manisalı Gençler
Davasf nda işkenceci polisleri
suçsuz bulan Mehmet Yılmaz,
baronun adaylannı uygun gör-
medi.
Kurula, yargılamasım yaptığı
davada pohslerin savunmanı
olan Emin Us ile Halit Moralı-
oğlu'nu seçti. Kurulun diğer
üyeleri arasmda da Celal Bayar
Üniversitesi'nden tarihçi Prof.
Dr. Mehmet Çelik, aynı üniver-
siteden Kardiyolog Doç. Dr. Ta-
lat Tavlı ve Manisa Ticaret Oda-
sı Genel Sekreteri Ahmet Kur-
şun yer aldı.
Oluşan kurul kentte geniş tep-
ki yarattı. Manisa Barosu Başka-
m Serhan Özbek, çok tartışma-
lı bir kurul oluşturulduğunu be-
lirterek şunlan söyledi:
"Baromuzun adayları yeri-
ne, gündemdeki çok tartışma-
b bir davada çok tartışmalı sa-
vunma görevi yapan iki avuka-
tı kurula almak, çabşmalann
objektifliğine şimdiden gölge
düşürmüştür. Bizim adaylan-
mız, insan hakları ve infaz sis-
temi konulannda objektiflik-
leriyle kamuoyunda tanınan
avukatlardır. Adaylarımızın
hangi gerekçelerle seçilmediği-
ni anlayamadık. Oluşan kurul
çok tartışüacaktır."
Manisa Tabip Odası Başkanı
Dr. Ozan Gediz de meslekleri
gereği ceza ve rutukevleriyle ya-
kından ilgili olduklarmı belirtir-
ken kurulla ilgili görüşlerininbi-
le alınmadığını söyledi. Seçilen
hekimın uzmanlık dalının ko-
nuyla ilgisi olmadığını belirten
Gediz, "En azından bir psiki-
yatrın görev alması gerekirdi.
Bir kardiyoloji uzmanının ora-
da ne iş yapacağına akıl ermi-
yor" dedi.
Belediyenin izin vermemesine karşın çabşmalar sürdürülüyor.
Halkalı'da kaçak cami inşaatı
tstanbul Haber Servisi -
Halkalfda Konutbirlik Evle-
ri'nin kültürel etkinlikler ala-
nına plansız, projesiz, kaçak
cami inşaatı yapıhyor. Küçük-
çekmece Belediye Başkanlığı
kaçak prefabrik cami inşaatı-
nın durdurulduğunun beîiıtil-
mesine karşın, inşaatın hızla
devam ettiği, prefabrik cami-
nın montajına başlandığı be-
lirtildi.
îstanbul'un bugüne dek bir-
çok ilçesinde olduğu gibi, Kü-
çükçekmece ilçesinde de Ko-
nutbirlik Evleri'nin çeşitli kül-
türel etkinlikleri için aynlan
alanda bir dernek tarafmdan
plansız, projesiz kaçak cami
inşaaü yükseliyor. Konutbirlik
Cami Yaptmna ve Yaşatma
Derneği Başkanı Ali Ihsan
Pakvardar cami yapımı için
belediyenin kin verdiğini öne
sürerken, belediye kaçak cami
inşaannın durdurulduğunu be-
lirtiyor. Pakvardar, prefabrik
cami inşaatmın, en geç bir haf-
ta içinde tamamlanacağını be-
lirtti. Bölgede oturan yurttaş-
lar ise " Yapılmak îstenen ka-
çak cami inşaatmın yakının-
da cami var. Var mı yok mu
bilmediğimiz bir dernek,
projesiz, plansız cami yap-
mak istiyor. Her isteyen iste-
diği yere cami yapabilir mi?
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın
haberi var mı? Ramazanı
fırsat bilen din bezirgânlan-
na dur diyecek kimse yok
mu?" dediler.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
lıca işlevini oluşturuyor. Bu çerçevede, hâkimle-
rin, savcılann terfı, atama, tayin, özlük haklan kı-
sacası her şeyleri HSYK'den soruluyor.
2461 sayılı HSYK Yasası'nm 13. maddesinde bu
kuruma, "hâkimlik ve savcılığın şeref ve itibannı ko-
rumak" görevi de verilmiş...
EminÇölaşan ın. HSYK Başkanvekili ErgülGür-
yel'e ilişkin belgelere dayalı yazısını okuyunca, ya-
kın geçmişteki bazı iddialan düşünüp bu kurumun
erozyon ortamından hâlâ kurtulamadığı kuşkusuna
kapıldım.
Olayın özeti şu:
Ergül Güryel'in oğlu Cem Güryel yüzde 50 ortak-
lı bir şirket kuruyor ve Anakent Beledıyesi'nden
Emek'teki kaldırımların yapılması ışini alıyor. Işin tu-
tan 159 milyar lira. Bizde kaldırım mühendisliğı apay-
n bir işlev. Şehircilik açısından gelişmiş ülkelerde 50
yıl dayanan bir kaldınm, bizde birkaç yılda bir yeni-
leniyor. Bunların çoğu ne yazık kı, müteahhitlere iş
yaratmak için yapılan işler. Konumuz bu değil, ge-
çelim...
Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gök-
çek'in bugüne dek yargılık olan işlerinin üç bin do-
layında olduğu tahmin edilıyor. Bunların çoğunu
Gökçek'in açtığı davalar oluşturuyor. Gökçek birara
aleyhindeki en hafif yazı için bile dava açacak ka-
dar ileri gitmişti. Ben de Gökçek'e karşı dava kay-
bedenlerdenim. Gölbaşı'na fıskıye koymuş, çalış-
mamıştı. Çalışınca da gölün doğal yapısı bozulmuş-
tu. Benim de elim sürçmuş "Gökçek'in foskiyeleri"
diye yazmıştım. Sen misin yazan, milyartıktazminat
davası...
Yargıyla böylesine iç içe bir başkanla yargının en
tepesindeki kişinin ailesi arasında ihale ilişkisinin ol-
ması akla her türlü soruyu getinyor. Konu ortaya atı-
lalı 4 gün oldu ama, kurumlardan tatmin edici bir
açıklama yok.
Gökçek'in avukatı Mehmet Ali Alan'la Güryel'in
ilişkisi de yazının başında sözünu ettığimiz ılkelerde
örtüşmüyor.
Sıvas-Eskişehir-Ankara
Güryel'den oncekı başkanvekıllerinden Necdet
Mııtiş ve Engin Doğu için de değişik iddialar orta-
ya atıldı. Gerçi bunlarla ilgili soruşturmaların çoğu
"temiz" sonuçlandı ama, yargının tepesinde bu tür
şeylerin hiç olmaması gerekmez mı? örneğin Mu-
tiş, Tansu Çiller-Selçuk Parsadan davasının son
kararına bir tümce ekleyerek Çiller'i yargısal olarak
tartışma dışına çıkarmıştı.
HSYK'nın öteki üyesi Hüseyin Demirörs de ya-
sada "Kurul üyeleri başka hiçbir kurumda görev ala-
mazlar" uyarısı olduğu halde 2000-2001 sezonun-
da Futbol Federasyonu Disiplin Kurulu'nda görev al-
mıştı!
Güryel, Yargıtay'dan HSYK'ye seçildi. 2797 sayı-
lı Yargrtay Yasası'nagöresözunü ettığimiz türden id-
dialar ortaya atıldığında Yargıtay Başkanı'nın soruş-
turma açması gerekiyor. Başkan Sami Selçuk. önü-
müzdeki yargı yılının açılış konuşmasını hazırlamak
üzere Sokrates'ten Mevîana'ya özlü sözler derle-
mekle meşgul değilse sanırız konuyu gündemine
almıştır.
Konunun, yargıya ilişkin hertürlu gelişmenin üze-
rinde titreyen Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün
de gündeminde olduğunu sanıyoruz.
Hukuk sıstemının rayına oturduğu ülkelerde biz-
den farklı bir uygulama var. Yüksek yargı organlan
başkentte değil, siyasi havanın dışındaki kentlerde.
Bizde de Yargıtay ilk 7 Haziran 1920'de Sıvas'ta ku-
rulmuştu. 14 Kasım 1923'te de Sıvas'tan Eskişehir'e
taşınmıştı. Atatürk, "Madem başkentdışında bariIs-
tanbul'da olsun, Beylerbeyi Sarayı tahsıs edilsin" is-
temleri yükselince 10Haziran 1935 'te Ankara'ya ta-
şıdı. Başkentte de, Etimesgut'ta siyasi havadan uzak
bir bölgede yüksek yargı kampusu kurmayı planla-
mıştı ama, ömrü yetmedi.
Yüksek yargıdaki en küçük olumsuzluk, çorbada-
ki sinek gibidir. Kurumlar, "kamuoyu önüne çıkma-
yıp, biraziçimize sinek, unutulurbu sinek" mantığıy-
la hareket ederlerse kendilerıne zarar vermış oluriar.
ankcum@ttnet.net.tr
Trttyonluk hayali ihracat
OZANYAYMAN
İZMİR - Aralannda
"Balina" operasyo-
nuna adı kanşan finna-
lann ve kişilerin de bu-
lunduğu yeni bir hayali
ihracat dosyası ortaya
çıkanldı. Isviçre'ye.
sözde kaliteli kumaş ih-
racatı yaptıklannı sahte
belgeler düzenleyerek
iddia eden firmalar, 75
milyon dolar olarak
gösterdikleri iş hacmi
karşılığında 1 trilyon
400 mılyar lira KDVge-
ri ödemesi aldılar. Baş-
bakanlık Gümrük Müs-
teşarhğı kontrolörleri-
nin ortaya çıkardığı
dosya Izmir DGM'ye
gönderildi.
GÎDSAŞ Gediz Iplık
Firmasf nın ürettiği ku-
maşlan tsviçre'deki Ku-
tel SA adlı firmaya ih-
raç eden 8 ayn şirketle
ilgili Başbakanhk Güm-
rük Müsteşarlığı incele-
mesinde yeni bir yol-
suzluk dosyası ortaya
çıktı. 77 ayn belgeyle
gerçekleştinlen ıhracat-
lann, Izmir Gümrük
Müdürlüğü'nden yapü-
dığı belirlendi. Kuttl
SA'mn Isviçre'deki
temsilcisinin Recep
Çalıkış olduğu ortaya
çıktı. Hayali ihracat bel-
gelerine. kumaşın çelik
yelek dolgu malzemesi
olduğu, bu nedenle fi-
yatının yüksek miktar
içerdiği kaydedilirken
araştırmalann sonucun-
da söz konusu kumaşın
hiçbir niteliği olmadığı
ve birim fiyannın iddia
edildiği gibi 2 dolar 86
sent değil, sadece 40
sent olduğu belirlendi.
Sahte beyanname dü-
zenledikleri iddia edilen
fırmalar şunlar: "Gid-
saş Gediz İplik. Gör-
saş Tekstil Yatırım Pa-
zarlama, Gördes Teks-
til, Öztek Giyim, Evcil
Teksnl,tTSIçEge İp-
lik tpeks, Ceyteks
Ceyhan Tekstil, Penye-
lüks Hasan Gürel""
Kriz kalbi de tehdit ediyor
tstanbul Haber Servisi - Uzmanlar, ekonomik
krizin stresi arttırdığını, insan sağlığım ve özellik-
le kalp sağlığım etkilediğinı belirttiler. Türk Kalp
Vakfı Başkanı Çetin Yıldırımakın. vakfın sağlık
merkezinde düzenlediği basın toplantısında, dep-
rem üzüntüsü, ekonomik kriz, dünyadaki terörist
saldm ve Türk parasındaki alun gücünün azalma-
sımn insan sağlığım zayıflattığuıı söyledi. Yıldın-
makm, 28 Kasım'da Devlet Bakanı Hasan Gemi-
ci ve lstanbul Valisi Erol Çakır ın katılımıyla açı-
lacak olan Türk Kalp Vakfı'nın yeni merkez ve
ünitelerinde, Kardiyak Rehabilitasyon ve Egzersiz
Merkezi, Nöro Kardiyoloji Merkezi, Kemik Öl-
çümleme Merkezi ileYardım ve Yönlendirme Mer-
kezi'nin hızmete gireceğim belirtti. Yıldınmakın,
"Yeni uygulanan sistemle bu üzücü sağlık gös-
tergesine çare olacağımıza inamyoruz" dedi.