Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-f
SAYFA CUMHURİYET 21 KASIM 2001 ÇARŞAMBA • • • •
8 HABERLERIN DEVAMI
Kıbns'ta 'yeni'
zorlu süreç
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
Bir bu eksikti.
Geçmiş yıllar, gelecek yıllar (bir tevatür haline
gelmekte olan) ulusal bağımsızlığımızı IMF nez-
dinde büyük ölçüde yitirdiğimiz yetmiyormuş gibi;
bu hükümet, bakan sayısını azaltacağımızı Was-
hington'a "taahhüt ediyor".
Geçen üç yıl IMF'nin bir dediğini iki etmedik,
18.1 milyardolarkredialdık. İki krizyedik. Ülkeüç
yıl öncesinden daha da yoksul. Türkiye, yeni stand-
by'lar vs. ile IMF'ye üç yıl daha teslim.
Daha da yoksullaşmamız gündemde. Ama bizim
aklı evvel ınsanlarımız, hükümetimiz 2002'de (he-
nüz ortada paranın sadece sözü var) 11.2 milyar
dolar ek kredi alacağımız için sevinç naraları atı-
yor. Dolar borsa uçuyor.
Hatta Başbakanımız; bir ara Türkiye güvenilir bir
ülke olmasa IMF'nin, Dünya Bankası'nın bu denli
cömert davranmayacağını da söyledi.
Içeride bakanlann çokluğundan yakınırken, Baş-
bakan irdelemeyi doğru bulmasına buldu da; ne
çare gelecek seçimden sonraki hükümetlerin ba-
kan sayısını azaltmasını istedi.
Hükümette bakan sayısını azaltarak yeni bir bu-
nalım çıkmasını mı istemiyordu, yoksa baskılara di-
renmeyi siyasal açıdan uygun mu görüyordu, an-
laşılamadı.
Sistemde reform, "siyasette yeni yüzler" isteği
önce ABD Hazine Bakanı'rtdan geldi. Hemen son-
ra, IMF de -Kemal Derviş müjdeledi- bakan sayı-
sının azaltılmasını istedi.
Ekonomi konularında yöneten kadrolara yala-
kalık yapmayan bir yazar, "Ortalıkta folyokyumur-
ta yok iken, Türkiye kendi isteği ile kafese girdi.
'Dünyaya örnek olmak iddiası ile' dövizsonınu ol-
madan 'IMF'ye teslim oldu'. 1999 yılı başından
başlayan 'yakın izleme' yıl sonunda 'stand-by'a
dönûştü" diye yazıyor.
10 milyar için, aralık ayında bizi üç yıl daha bağ-
layacakyeni birstand-by anlaşması için IMF ilegö-
rüşmeler başlıyor.
Bakafım daha neler vereceğiz?
Doktorum nerede?
Yönetimin ve yöneticilerin kafaları karışık. örne-
ğin ANAP birden ortaya çıkıyor ve devleti yeniden
yapılandıracak bir plan öne sürüyor.
Mesırt Yılmaz "perakende önlemler ve kerhen"
diyor, "olumlu sonuçlara varamayız". öyleyse ne
yapacağız? Bütün nedenleri ortadan kaldıran bir
program!
ANAP'tan geldiği için programı acaba MHP sin-
direbilecek mi, hatta DSP kabul edecek mi? Biz-
de partiler arası kıskançlık, ne kadar akılcı olsa da
bir başkasından gelen öneriyi kabul etmeme ku-
ralı yine işleyecek; örneğin MHP, yeniden yapılan-
maya evet diyecek, ne ki ANAP planına omuz sil-
kecek.
Işte örnek: ANAP'ın 2. adamı Erkan Mumcu
Başbakan'ı 19. yüzyıllann adamı gösterdi, köy-
kentlerle çağdaş kalkınma olamayacağı gerçeğini
dile getirdi diye eleştiri bombardımanına tutuldu.
özür dilettiler, incittim, dedirttiler.
Türk siyasetinin doğasına özgü kural, Mumcu
olayında da işledi. Mumcu onaylanmayacak bir
üslup kullanmıştı, pekâlâ. Ama Mumcu'nun söy-
lemek istediklerini araştıran, soruşturan yok!
Gerçeklere değinen bir günah keçisi bulundu,
herkes yükleniyor.
örneğin; Köy Hizmetleri'ni küçültmeye karşı çı-
karak işçi ve memur sendikalarını ayağa kaldıran
Başbakan neden eleştirilmiyor? Üslubu kibar diye
mi? Ya da koalisyondaki varlığı yokluğu tartışma-
lı "uyum"a -şayet demokratik yöntemlerin gelişme-
sini istiyorlarsa- bu hükümette başı çekenler, Ece-
vit'ler, Yılmaz'lar, Bahçeli'ler neden "birseçenek"
aramayı, bulmayı ve yaşama geçirmeyi düşünmü-
yorlar?
0 kadar düşünmüyorlar ki; örneğin MHP. Içer-
den dışarıya, dışardan içeriye seçim ve siyasal par-
tiler yasalarının kendi ölçeklerine göre degiştirilme-
sini istiyor.
DSP değil erken seçimin, seçim yasasının bile
ağıza alınmasına karşı. ANAP ise baraj telaşında,
yüzde 10'un altına inmesi için el altından çaba gös-
teriyor.
Gerçeği DYP anımsatıyor. Barajı yüzde 10'un al-
tına indirmek demek, paıîamentoyu bugünden da-
ha fazla parçalı duruma getirmek demek, diyor ve
doğruyu söylüyor.
Kafalar karışıksa koalisyonda, partilerde ve do-
ğal sonucu medyada, şarkının tam yerıdir:
"Oynatmaya az kaldı, doktotvm nerede?"
Stand-by 2ya da
3yılı kapsayacak
NEWYORK(AA)-
ABD'de bulunan eko-
nomiden sorumlu Dev-
let Bakanı Kemal Der-
viş, Uluslararası Para
Fonu'nun (IMF) Türki-
ye'ye ek dış destek sağ-
lanması yönündeki
prensip karannda Tür-
kiye'nin izlediği mali
performansın kilit rol
oynadığını söyledi.
Kemal Derviş, New
York'ta ünlü finans ve
danışmanlık fırması J.P.
Morgan'ın düzenlediği
bir toplantıda, Türki-
ye'deki ekonomik duru-
ma ilişkin son gelişme-
leri anlatan birkonuşma
yaptı. Stand-by anlaş-
masının gelecek 2 veya
3 yılı kapsamasının dü-
şünüldüğünü belirten
Derviş, "Türkiye'nin
mali performansı bu
desteğin alınmasında
kilitti. Ancak bunun
ciddi sosyal bedeli var.
Bunun yapılması çok
kolay olmamakla bir-
likte başka seçenek ol-
duğunu zannetmiyo-
nım"dedi. Türkıye"nin
programındaki mali po-
litika ayarlama çabalan-
nın çok güçlü olduğu-
nu, ancak siyasi muha-
lefetle karşüaşıldığını
belirten Derviş, "Her
şeye rağmen bu mali
politikayı işletebilmek
çok olumlu bir fak-
tör" dedi.
Kemal Derviş, şubat
ayında yaşanan krizden
sonra bu krize neden
olan en önemli etkenler-
den bankacılık sektörü
başta olmak üzere pek
çok reformun gerçek-
leştirildiğini belirterek
Türkiye'nin 2002 yılına
bankacılık sistemini te-
mizlemiş olarak girece-
ğini söyledi.
Kemal Derviş, "Ya-
pısal reformlara, mali
politikaya devam et-
mek zorundayız. So-
nunda umuyoruz ki
piyasa olumlu cevap
verecek ve sıkıntıları
yeneceğiz. Siyasi olay-
İara gereğinden fazla
bağımlı değiliz. Çün-
kü yeni yasal düzenle-
meler var. Türkiye'de
tek bir parti siyasette
baskın olmadığı için
siyasi rekabet fazla.
Ancak İtalyan tarzı si-
yaset devam etse bile
yine de ekonomik sı-
kıntılan atlatabiliriz"
diye konuştu.
Çok özel doruk• Baştarafi 1. Sayfada
receği ya da bunlardan bir so-
nuç* alınıp alınmayacağını tah-
min etmek çok güç. KKTC'de
yazılan ilginç senaryolardan bi-
risi şu:
Denktaş'la Klerides arasmda
özel bir telefon hattı bulunduğu
öteden ben biliniyor. Geçen
günlerde iki lıder arasında ge-
çen telefon görüşmesi sonucun-
da yüz yüze görüşmelere karar
venhyor. Denktaş da Klerides
de, özellikle 11 EylüTden sonra
değişen dünya düzeninde artık
Kıbns için çözümsüzlük çö-
zümdür mantığımn yürüyeme-
yeceğinin farkındalar. tlerlemiş
yaşlaruıı da göz önünde tutarak
bir Kıbns çözümüne imza at-
mak istiyorlar.
Senaryo daha da şöyle geliş-
tiriliyor: iki yıl kadar önce Kıb-
ns Rum ve Türk taraflannm ka-
tıldığı bir sivil toplum toplantı-
sında herkesin üzerinde fikir
birliğine vardığı resmi olmayan
bir Kıbns anayasa taslağı hazır-
lanmıştı. Bu taslak adada iki
toplumlu, iki bölgeli gevşek bir
federasyonu, dönüşümlü baş-
kanlık sistemini öngörüyordu.
Hatta taslakta kurulacak devle-
tin adı da Kıbns Bırleşik Dev-
letleri olarak belirlenmışti. Ikı
lider büyük olasıhkla bu tasla-
ğı temel alarak görüşecek. Tas-
lak güven arttıncı önlemler ve
Gali Fikirler Dizısi'yle de çeliş-
miyor.
KKTC'de konuşruğumuz
kaynaklar bir noktanm altını ka-
lın hatlarla çiziyorlar. 0 da Ku-
zey Kıbns'taki Türk Kolordu-
su'nun durumu. Bu noktada da
söylenen, BM Banş Gücü'nün
adadan çekileceği, Türkiye'nin
de katkısıyla bir NATO gücü-
nün Kıbns'ta konuşlandınlaca-
ğı. Bu bağlamda her iki tarafta
Güney Kıbrıs'a Avrupa vetosu gündemde
REŞATAKAR
LEFKOŞA - AB trenindeki Güney Kıb-
ns'ın uluslararası kaçakçılık olaylarında
önemli bir transit merkezi olduğunun ortaya
çıkması, Avrupa vetosunu gündeme getirdi.
Rum yönetiminin, kaçakçılık konusunda
gerekli önlemleri almaması yüzünden AB'nin
olaya el koyduğunu haber veren Rum basını,
geniş çaplı araştınnalano tamamlanması son-
rasında ciddi bir raporun gündeme geleceği-
ni bildirdi. Güney Kıbns'ta yayımlanan "Po-
litis" gazetesi, kısa adı OLAF olan AB Do-
landıncılıkia Mücadele Birimi'nin, bir soruş-
rurma ekibini Kıbns'a göndereceğini haber
verdi. Gazete, AB ile uyum anlaşmalan çer-
çevesinde, Güney Kıbns'ın geçen eylül ayı
içinde OLAF üe bir belge imzaladığını ve bu
belgede kaçakçılık konulanndaki önlemlerin
yer aldığını ammsattı.
Politis gazetesi, Güney Kıbns'ın kaçakçılık
oiaylannda transit olarak kullanılmasından
ciddi rahatsızlık duyan AB'nin, kasım ayı so-
nunda Brüksel'de tek gündemli bir toplantı
düzenleyeceğini ve bu toplantıya, ekonomik
suçlarla mücadele birimieri yetkililerinin ka-
tılacağını yazdı.
Transit kaçakçılık oiaylannda sigaranın ilk
sırada yer aldığını da açıklayan Politis, bu du-
rumun Avrupa vetosunu gündeme getirdiğini
ve Güney Kıbns açısından ciddi sorunlar ya-
ratacağını bildirdi. Gazete, Lahey'deki Rum
Büyükelçiliği'nin, geçen günlerde Rum lider-
liğine uyancı mahiyette ivedi bir mesaj yolla-
dığına dikkat çekti.
Güney Kıbns-AB Kanna Parlamento Ko-
mitesi Uyesi Bartho Pronk isimli Hollanda-
lı parlamenterin. Güney Kıbns 'ın uluslarara-
sı sigara kaçakçılığındaki rolüne tepki göster-
diğini açıklayan Politis, "Bu gelişme, Kıb-
ns'ın uluslararası alanda rezil olduğunu ve
devlerin yetersizliği konusunu da ortaya ko-
yuyor. Sorun artık boyutlar kazanmış du-
rumdadır" dedi.
Avrupa Birliği'nin, Güney Kıbns'a karşı
sabnnın sınırsız olmadığına dikkat çeken ga-
zete, sigara kaçakçılığı yüzünden siyasi bedel
ödeneceğı uyansında bulundu.
da asker sayısında karşılıklı ve
dengelı eksiltme yapılacağı.
Bu senaryonun ne ölçüde tu-
tacağı ya da rutmayacağını
Denktaş-Klerides arasındaki
görüşmelenn seyri gösterecek.
Ancak, burada bir başka senar-
yo da şöyle gündeme getinli-
yor:
Bu görüşmelerden bır sonuç
çıkmazsa, zaten AB parametre-
lennin geçerli olması Kıbns'ta
24 saatlik sıcak bir çatışmanın
patlak vermesine yol açabilir.
Bundan sonra da adaya Dayton
ripi bır anlaşma kabul ettirilmek
istenebilir.
Bu senaryoyu eski BM Genel
Sekreter Temsilci Yardımcısı
Gustave Feissel açıkça dıle ge-
tirdiğinde Denktaş'ın sert tepki-
siyle karşılaşmıştı.
Kıbns'a çözüm arayışlan sü-
rerken KKTC muhalefeti ve ik-
tidan Türkiyesiz bir sonuca ula-
şılamayacağında fikir birliğin-
deler. Türkıye'den esen her rüz-
gârKKTC'yietkıliyor.
Eskı KKTC Cumhuriyet
Meclisi Başkanı Ertuğrul Ha-
sipoğlu, "Londra ve Zürih
antlaşmaları uyarınca Kıb-
ns 'ta bir tek Rum devleti yok.
Biz de varız. Bunu kabul etti-
rebildiğimiz zaman işler çö-
zülür" diyor.
Demokrat Parti Genel Başka-
nı ve Maliye Bakanı Salih Co-
şar da KKTC'nin finansal so-
nınlanna boğulduğu için parti-
ye daha fazla zaman ayırama-
maktan yakımyor. TKP'nin es-
kı genel başkanı Mustafa Akın-
cı ise Kıbns'a çözüm görüşme-
lerinde hiçbir zaman masadan
kalkmamak ve bır çözüm bul-
maya çalışma, gereğinin altım
çizerken şöyle diyor:
"KKTC insanı dünyadan
yalıtıldı. AB parametreleri
her şeyi değiştirdi. Güney'de
kişi başına yıllık gelir 16 bin
dolar, bizde 3.500 dolar. Tür-
kiye, KKTC vatandaşına pa-
saport vermediği için Kıbrıs-
lıTürkler Rum tarafından pa-
saport almak zorunda kalı-
yor. O zaman da hain ilan edi-
liyorlar. Türkiye'nin bir de
KKTC'ye gümrükleri kaldır-
ması şart. Kıbns rakısını bile,
Tekel olduğu için Türkiye'ye
ihraç edemiyoruz."
Durmuş istifaya çağnldı
Devlet hastanelerinde, KESK'in örgütlenmesine
yönelik cngcllemeler olduğu gerekçesiyle, Sağhk ve
Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'na (SES) üye
çahşanlann başlarbğı tepki eylemleri sürüyor.
Numune Hastanesfnden Sağhk Bakanhğına kadar
yürüyen çabşanlara burada KESK Genel Başkanı
Evren de kattldı. Evren, Sağhk Bakanı Osman
Durmuş'u istifaya çağırdı. Devlet hastanelerinde
kamu emekçilerine yönelik baskıların sürdüğüne
dikkat çeken Evren, tasarruf önlemleri
çerçevesinde taneyle ilaç satılmasının Bakan
Durmuş'un ayıbı olduğunu söyledi. Evren, "Bu
bizim ilk uyan eylemimiz. uyarılanmız dikkate
ahnmazsa 40 bin kamu emekçisi ayağa kalkar"
dedi. SES Genel Başkanı İhsan Avcı da, grevli ve
toplusözleşmeli sendika hakkı için mficadelelerinin
süreceguıi bildirdi. (Fotoğraf: KEREM GEZER)
SERKAN DEMİRTAŞ
ANKARA - KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş ile Güney Kıb-
ns Rum Yönetımi
(GKRY) liden Glafkos
Klerides arasında 4 Ara-
lık"ta yapılacak yüz yüze
görüşme, 40 yıllık Kıbns
sorununda yeni bır süre-
cin de başlangıcı olacak.
AB'nin 4 yıl önce
Denktaş-Klendes görüş-
mesi sürerken yayunla-
dığı "Gündem 2000"
belgesi nedeniyle kesılen
görüşmeler, uluslararası
baskılar sonucunda
"aracılı görüşmeler"
şeklinde sürmüştü. Bu
görüşmeler de, BM Kıb-
ns Temsilcisi Alvaro de
Soto'nun 8 Kasım
2000 "de, Türk tezlerini
dikkate almayan çözüm
formüllerinı içeren bir
belgeyi taraflara sunma-
sımn ardından asbya
alınmıştı. AB ve BM'nin
müdahaleleri sonucunda
kesilen görüşmeler, bu
kez Denktaş'ın istemıyle
"yeni bir süreç" orta-
mında başlatılacak.
Denktaş-Klendes' in
bu seferki buluşması, ke-
mikleşen Kıbns sorunun
taraflarca bulunacak bır
açılunla çözüm ortamına
girmesi açısından belki
de "son şans" olarak
görühnesi nedeniyle de
çok önemli. GKRY'nin
uluslararası hukuk kural-
lannı da ihlal eden tam
üyelik başvurusunu ka-
bul eden ve müzakerele-
rini de tamamlama aşa-
masında bulunan AB 'nin
genişlemeye ilişkin tak-
vimini 2002'nin aralık
aymda yapılacak zirve-
sinde kararlaştırması
bekleniyor. AB, siyasi
sorununu çözmüş bütün
bir Kıbns'ı AB'ye alma-
yı tercih edeceğini, an-
cak Helsinki Zirvesi ka-
rarlan ışığında çözüm
bulunmasa da GKRY'yi
almak durumunda oldu-
ğunu kaydediyor.
Türk tarafının, Güney
Kıbns Rum Yöneti-
mi'nin tam üyelik baş-
vurusu ve bu yeni süreç-
le ilgili görüşleri şöyle:
• Kıbns Cumhuriye-
ti'ni kuran 1960 anlaş-
malanna göre, bu ülke-
nin Türkiye ve Yunanis-
tan'ın birlikte üye ohna-
dıklan bır uluslararası
kuruluşa katılması ola-
naklı değil. GKRY'nin
başvurusunun kabul
edilmesi ve üyelik pazar-
lıklarmın sürdürülmesi,
AB tarafından işlenen
uluslararası hukuk ihla-
lidir. Kıbns Cumhunye-
ti olduğunu iddia eden
GKRY bile, 1960 anlaş-
malannı reddetmemek-
tedir.
• Denktaş ve Türk ta-
rafı, adada bir çözüm is-
temektedir. Ancak bu çö-
zümün bazı temelleri bu-
Iunmahdır. Cözümle
sağlanacak yeni yöneti-
min, taraflar arasında eşit
ortaklık ilkesini taşımalı-
dır.
• Türk ve Rum tarafı,
1974'ten bu yana ayn
topraklarda yaşıyorlar.
Bu iki toplumun hemen
yeniden bir arada yaşa-
ması olanaklı görühne-
mektedir. Bir arada yaşa-
ma olgusunun zamana
bırakılması, oluşturulan
ortaklık çerçevesinde
aşamalı olarak yaşama
geçirilmesi mümkün ola-
bilir.
• BM ve GKRY'nin
bugün ısrarla savunduğu
federasyon önerisı de
1970'lerin sonunda Türk
tarafı tarafından günde-
me getirilmişti. Kıbns
Rum kesiminin, bu öne-
riyi savunmak dışında
herhangi bir çözüm öne-
risini gündeme getirme-
diği BM belgelerinde de
yer alıyor.
• Kıbns'ı ve sorunun
içenğini tamyan taraflar,
Türk tarafının gelişen
koşullara göre geliştırdi-
ği "konfederasyon"
modelinin Kıbns için uy-
gun olduğunda görüş bir-
liğine vanyorlar.
• Türk tarafi, 4 Aralık
sürecinde yeni bir çözüm
için kapılan açık tutuyor.
Konfederasyon modeli-
nin üzerinde de görüşme-
ler yapılabilir. Ancak
Türk tarafı, Rumlann,
AB 'den aldıklan güvence
kapsamında süreci "çö-
zümden çok oyalama
amaçh" kullanabileceği
kaygısını tasıyor. AB Ko-
misyonu Başkanı Roma-
no Prodi, GKRY'yi zıya-
reti sırasında Kıbns'm
birliğe katılacak ilk ülke-
ler arasında olduğunu
söylemişti.
Ozelleştirme tasarısına
ABD'den ön denetim
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - ABD'nin Ankara Büyükelçı-
si Robert Pearson, Devlet Baka-
nı Yılmaz Karakoyunlu yu ziya-
ret ederek, yeni hazırlanan Ozel-
leştirme Yasa Taslağı'nin ihale
usullerinde ne gibi değişiklikler
yapıldığını sordu. Yeni yasayı hal-
kın da sahiplenmesi gerektiğıni sa-
vunan Pearson, bu yasa taslağının
Türkiye'nin ekonomik programı-
nm ana taşlanndan birisini oluş-
turduğunu söyledi.
Özelleştirme tdaresi'nin yetkıle-
rini genişleten, yabancı sermaye-
nin imarYasası, OrmanYasası, Kı-
yı Yasası gibi yasalarda beklediği
düzenlemeleri kapsamına alan
Özelleştirme Yasasf nda değişiklik
yapacak taslak, dün Pearson tara-
fından incelendi. Pearson, Devlet
Bakanı Karakoyunlu ile 45 dakika
süren görüşmesinde, henüz kamu-
oyuna açıklanmayan, Bakanlar Ku-
rulu'nun incelemesine sunulmuş
taslaktaki yeni düzenlemeler hak-
kındabilgi edindı. Karakoyunlu'ya
özelleştirmedeki ihale usullerine
ne gibi değişiklikler getırdiklerini
soran Pearson, "Özelleştirmenin
önemini halka anlatın. Siyasetçi-
den çok, halk buna sahip çıksın"
önerisınde bulundu.
Yabancılara kolaylık
Karakoyunlu da mevcut yasanın
özelleştirmeye ilişkin sınırlayıcı
hükümler öngördüğünü, yeni tas-
lakla bu kısıtlamalan kaldırdıkla-
rmı, "liberal düzen" getirdikleri-
ni. özelleştirmenin ihale usullerini.
ödeme planlannı, istihdam ve üc-
retsiz devre ilişkin düzenlemeleri-
ni değiştirdiklerini söyledi. Yaban-
cı sermayeye teşvik kolaylığı getir-
diklerini \-urgulayan Karakoyunlu,
"Özelleştirmeyle ilgiii ihalelere
yerli kuruluşlar gibi yabancı ku-
ruluşlar da katılabilecek. İhale-
ler, Türk firması. yabancı firma
herkese açık olacak" dedi.
Karakoyunlu, tasanyı aralık ba-
şındaTB\IM'ye göndenneyiplan-
ladıklannı kaydetti.
Person'uı ise taslağı Türkiye'nin
ekonomik programının ana taşla-
nndan bırisi olarak nitelendirmesi
dikkat çekti. Pearson. "Biliyoruz
ki, Türk insanı şu anda zor bir
dönemden geçiyor. Hakikaten
ekonomik programın çok büyük
yükümlülükleri var. Ama umu-
yoruz ki, hep birlikte bunu başa-
racağız ve Türkiye, yakın zaman-
da bu dönemden çıkacak" diye
konuştu. Detaylan öğrenmenin çok
faydalı olduğunu vurgulayan Pear-
son. "Ben şahsen ilgileniyorum.
l marım Sayın Karakoyunlu ile
yeniden bir araya gelir ve görü-
şebiliriz" dedi.
Hükümetin paket çelişkisi
• Baştarafi 1. Sayfada
liraya mal olacağı hesaplandı.
Maliyetin yüksekliğini dikkate
alan hükümetin formül arayışına
girdiği öğrenildi.
Hükümetin 16 Kasım'da açıkla-
dığı tasarruf paketindeki emeklili-
ğe ilişkin önlem maddesinde "uy-
gulanmadan rafa kaldınlması"
gündeme geldi. Pakette, "Emekli-
lik hakkını elde etmiş, 50 yaşın
üzerinde bulunan ve işçi sendi-
kalannın da yer aldıgı bir komis-
yon tarafından uygun görülecek
işçilerin her türlü yasal hakları-
nın ödenerek emekli edilmesine
olanak sağlanması. faiz dışı büt-
çe harcamalarının yüzde 40'ına
ulaşan personel giderlerinde ta-
sarrufa gidilmesi ve kamu hiz-
metinin ortalama birim maliye-
rinin orta vadede düşürülebilme-
si için gerekli görülmektedir" de-
nilıyor. Ancak. emeldiliği gelen 30
bin kişiye toplam 1.5 katrilyon lira
kıdem tazminatının ödenmesi ge-
rektiği hesaplandı. Bunun devlete
büyük bir mali yük getireceğinden
korkan hükümet, emeklilikle ilgili
düzenlemeyi uygulamadan rafa
kaldırmaya hazn-lanıyor.
Devlet Bakanı Mehmet Keçeci-
ler,Devlet Bakanı Kemal Derviş'e
"Emekli parasmı bulun, ben he-
men emekli olabilecek binlerce
işçi bulayım!" dedi. Türk-Iş Baş-
kanı Bayram Meral'in de işçilerin
emekliliğine ilişkin bu madde ne-
deniyle tepki göstermemesi gerek-
tığini söyleyen Keçeciler, "Kimse-
nin korkuya kapümasına gerek
vok" dedi.
O
U
3
3
TÜRKİY
ENERJİ
FORUMU
2728^29
Kasım 2001
İŞ KULELERİ
Oditoryumu
vc SABANCI
CENTER
İSTANBUL
"Türkiye'nin Yeni
Enerji Stratejileri
9
FORUM YAYINLARI
Bılgı ye Jeojjmı
güçltndincek arganaasyonda,
enerp sektöfUnûn
önaj n guçkı kuruhjşhn
ENERJİ İLETİŞİM
REHBERl'nde bıraraya gtlifot.
Enay sektöıünûn
temsıto(en, Turioye'de Hk kez
ENERJİ ADAHLARI
SÖZLÜĞÜVKte meslek bılgıfen
ve katkdanyh kıtapiaşıyor.
Enerji sektbninün farkh
kategorüerdekı firketlen,
başanh yoneoalen ve bthtn adamlan
İLK 50 ENERJİ ŞİRKETİ ve
SEKTÖREL BAŞARI
ÖDÜLLERİ nrfe beürlenıyor.
HİMAYE EDEN KURUM
RESMİ SPONSOR
SPONSORLAR
BASIN SPONSORLARI
Enerji sektörunde sürdürûlebılir bir
gelece^in tasartanabilmesi için gerekli
sorumluluklar ve yetkınlıkler
TÜRKİYE ENERJİ FORUMU'nda paylaşılıyor.
Sektörün ûst düzey bürokratlan, ilgili bakanMdar,
sanayidler, ünıversiteler ve mestek
kuruluşlannın temsıldteri
TÜRKİYE'NİN YENİ ENERJİ STRATEJİLERİ'nin
tarbşılacağı ULUSAL FORUM'da bıraraya
geliyor. Türkrye'nın Enerjide Yeni Gelecegine
Yön Vereceklerin Dev Buluşması
TÜRKİYE ENERJİ FORUMU'nda-.
' X
BilgiveKayrt
(212) 249 27 21
(212)249 27 24 ~~~^
(212)249 2735
info@enerjifonjmu.com
T.C ENERIİ VE TABİI KAYNAKLAR BAKANUĞI
ENERjlSA
AK ENERJİ - MANNESMANN - SIEMENS - AYEN ENERJİ
TRANSBALKAN - AKEL
TRT I - TRT 2 TV - CUMHURİYET - EKONOMİST