15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-f SAYFA CUMHURİYET 21 KASIM 2001 ÇARŞAMBA • • • • 8 HABERLERIN DEVAMI Kıbns'ta 'yeni' zorlu süreç G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada Bir bu eksikti. Geçmiş yıllar, gelecek yıllar (bir tevatür haline gelmekte olan) ulusal bağımsızlığımızı IMF nez- dinde büyük ölçüde yitirdiğimiz yetmiyormuş gibi; bu hükümet, bakan sayısını azaltacağımızı Was- hington'a "taahhüt ediyor". Geçen üç yıl IMF'nin bir dediğini iki etmedik, 18.1 milyardolarkredialdık. İki krizyedik. Ülkeüç yıl öncesinden daha da yoksul. Türkiye, yeni stand- by'lar vs. ile IMF'ye üç yıl daha teslim. Daha da yoksullaşmamız gündemde. Ama bizim aklı evvel ınsanlarımız, hükümetimiz 2002'de (he- nüz ortada paranın sadece sözü var) 11.2 milyar dolar ek kredi alacağımız için sevinç naraları atı- yor. Dolar borsa uçuyor. Hatta Başbakanımız; bir ara Türkiye güvenilir bir ülke olmasa IMF'nin, Dünya Bankası'nın bu denli cömert davranmayacağını da söyledi. Içeride bakanlann çokluğundan yakınırken, Baş- bakan irdelemeyi doğru bulmasına buldu da; ne çare gelecek seçimden sonraki hükümetlerin ba- kan sayısını azaltmasını istedi. Hükümette bakan sayısını azaltarak yeni bir bu- nalım çıkmasını mı istemiyordu, yoksa baskılara di- renmeyi siyasal açıdan uygun mu görüyordu, an- laşılamadı. Sistemde reform, "siyasette yeni yüzler" isteği önce ABD Hazine Bakanı'rtdan geldi. Hemen son- ra, IMF de -Kemal Derviş müjdeledi- bakan sayı- sının azaltılmasını istedi. Ekonomi konularında yöneten kadrolara yala- kalık yapmayan bir yazar, "Ortalıkta folyokyumur- ta yok iken, Türkiye kendi isteği ile kafese girdi. 'Dünyaya örnek olmak iddiası ile' dövizsonınu ol- madan 'IMF'ye teslim oldu'. 1999 yılı başından başlayan 'yakın izleme' yıl sonunda 'stand-by'a dönûştü" diye yazıyor. 10 milyar için, aralık ayında bizi üç yıl daha bağ- layacakyeni birstand-by anlaşması için IMF ilegö- rüşmeler başlıyor. Bakafım daha neler vereceğiz? Doktorum nerede? Yönetimin ve yöneticilerin kafaları karışık. örne- ğin ANAP birden ortaya çıkıyor ve devleti yeniden yapılandıracak bir plan öne sürüyor. Mesırt Yılmaz "perakende önlemler ve kerhen" diyor, "olumlu sonuçlara varamayız". öyleyse ne yapacağız? Bütün nedenleri ortadan kaldıran bir program! ANAP'tan geldiği için programı acaba MHP sin- direbilecek mi, hatta DSP kabul edecek mi? Biz- de partiler arası kıskançlık, ne kadar akılcı olsa da bir başkasından gelen öneriyi kabul etmeme ku- ralı yine işleyecek; örneğin MHP, yeniden yapılan- maya evet diyecek, ne ki ANAP planına omuz sil- kecek. Işte örnek: ANAP'ın 2. adamı Erkan Mumcu Başbakan'ı 19. yüzyıllann adamı gösterdi, köy- kentlerle çağdaş kalkınma olamayacağı gerçeğini dile getirdi diye eleştiri bombardımanına tutuldu. özür dilettiler, incittim, dedirttiler. Türk siyasetinin doğasına özgü kural, Mumcu olayında da işledi. Mumcu onaylanmayacak bir üslup kullanmıştı, pekâlâ. Ama Mumcu'nun söy- lemek istediklerini araştıran, soruşturan yok! Gerçeklere değinen bir günah keçisi bulundu, herkes yükleniyor. örneğin; Köy Hizmetleri'ni küçültmeye karşı çı- karak işçi ve memur sendikalarını ayağa kaldıran Başbakan neden eleştirilmiyor? Üslubu kibar diye mi? Ya da koalisyondaki varlığı yokluğu tartışma- lı "uyum"a -şayet demokratik yöntemlerin gelişme- sini istiyorlarsa- bu hükümette başı çekenler, Ece- vit'ler, Yılmaz'lar, Bahçeli'ler neden "birseçenek" aramayı, bulmayı ve yaşama geçirmeyi düşünmü- yorlar? 0 kadar düşünmüyorlar ki; örneğin MHP. Içer- den dışarıya, dışardan içeriye seçim ve siyasal par- tiler yasalarının kendi ölçeklerine göre degiştirilme- sini istiyor. DSP değil erken seçimin, seçim yasasının bile ağıza alınmasına karşı. ANAP ise baraj telaşında, yüzde 10'un altına inmesi için el altından çaba gös- teriyor. Gerçeği DYP anımsatıyor. Barajı yüzde 10'un al- tına indirmek demek, paıîamentoyu bugünden da- ha fazla parçalı duruma getirmek demek, diyor ve doğruyu söylüyor. Kafalar karışıksa koalisyonda, partilerde ve do- ğal sonucu medyada, şarkının tam yerıdir: "Oynatmaya az kaldı, doktotvm nerede?" Stand-by 2ya da 3yılı kapsayacak NEWYORK(AA)- ABD'de bulunan eko- nomiden sorumlu Dev- let Bakanı Kemal Der- viş, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Türki- ye'ye ek dış destek sağ- lanması yönündeki prensip karannda Tür- kiye'nin izlediği mali performansın kilit rol oynadığını söyledi. Kemal Derviş, New York'ta ünlü finans ve danışmanlık fırması J.P. Morgan'ın düzenlediği bir toplantıda, Türki- ye'deki ekonomik duru- ma ilişkin son gelişme- leri anlatan birkonuşma yaptı. Stand-by anlaş- masının gelecek 2 veya 3 yılı kapsamasının dü- şünüldüğünü belirten Derviş, "Türkiye'nin mali performansı bu desteğin alınmasında kilitti. Ancak bunun ciddi sosyal bedeli var. Bunun yapılması çok kolay olmamakla bir- likte başka seçenek ol- duğunu zannetmiyo- nım"dedi. Türkıye"nin programındaki mali po- litika ayarlama çabalan- nın çok güçlü olduğu- nu, ancak siyasi muha- lefetle karşüaşıldığını belirten Derviş, "Her şeye rağmen bu mali politikayı işletebilmek çok olumlu bir fak- tör" dedi. Kemal Derviş, şubat ayında yaşanan krizden sonra bu krize neden olan en önemli etkenler- den bankacılık sektörü başta olmak üzere pek çok reformun gerçek- leştirildiğini belirterek Türkiye'nin 2002 yılına bankacılık sistemini te- mizlemiş olarak girece- ğini söyledi. Kemal Derviş, "Ya- pısal reformlara, mali politikaya devam et- mek zorundayız. So- nunda umuyoruz ki piyasa olumlu cevap verecek ve sıkıntıları yeneceğiz. Siyasi olay- İara gereğinden fazla bağımlı değiliz. Çün- kü yeni yasal düzenle- meler var. Türkiye'de tek bir parti siyasette baskın olmadığı için siyasi rekabet fazla. Ancak İtalyan tarzı si- yaset devam etse bile yine de ekonomik sı- kıntılan atlatabiliriz" diye konuştu. Çok özel doruk• Baştarafi 1. Sayfada receği ya da bunlardan bir so- nuç* alınıp alınmayacağını tah- min etmek çok güç. KKTC'de yazılan ilginç senaryolardan bi- risi şu: Denktaş'la Klerides arasmda özel bir telefon hattı bulunduğu öteden ben biliniyor. Geçen günlerde iki lıder arasında ge- çen telefon görüşmesi sonucun- da yüz yüze görüşmelere karar venhyor. Denktaş da Klerides de, özellikle 11 EylüTden sonra değişen dünya düzeninde artık Kıbns için çözümsüzlük çö- zümdür mantığımn yürüyeme- yeceğinin farkındalar. tlerlemiş yaşlaruıı da göz önünde tutarak bir Kıbns çözümüne imza at- mak istiyorlar. Senaryo daha da şöyle geliş- tiriliyor: iki yıl kadar önce Kıb- ns Rum ve Türk taraflannm ka- tıldığı bir sivil toplum toplantı- sında herkesin üzerinde fikir birliğine vardığı resmi olmayan bir Kıbns anayasa taslağı hazır- lanmıştı. Bu taslak adada iki toplumlu, iki bölgeli gevşek bir federasyonu, dönüşümlü baş- kanlık sistemini öngörüyordu. Hatta taslakta kurulacak devle- tin adı da Kıbns Bırleşik Dev- letleri olarak belirlenmışti. Ikı lider büyük olasıhkla bu tasla- ğı temel alarak görüşecek. Tas- lak güven arttıncı önlemler ve Gali Fikirler Dizısi'yle de çeliş- miyor. KKTC'de konuşruğumuz kaynaklar bir noktanm altını ka- lın hatlarla çiziyorlar. 0 da Ku- zey Kıbns'taki Türk Kolordu- su'nun durumu. Bu noktada da söylenen, BM Banş Gücü'nün adadan çekileceği, Türkiye'nin de katkısıyla bir NATO gücü- nün Kıbns'ta konuşlandınlaca- ğı. Bu bağlamda her iki tarafta Güney Kıbrıs'a Avrupa vetosu gündemde REŞATAKAR LEFKOŞA - AB trenindeki Güney Kıb- ns'ın uluslararası kaçakçılık olaylarında önemli bir transit merkezi olduğunun ortaya çıkması, Avrupa vetosunu gündeme getirdi. Rum yönetiminin, kaçakçılık konusunda gerekli önlemleri almaması yüzünden AB'nin olaya el koyduğunu haber veren Rum basını, geniş çaplı araştınnalano tamamlanması son- rasında ciddi bir raporun gündeme geleceği- ni bildirdi. Güney Kıbns'ta yayımlanan "Po- litis" gazetesi, kısa adı OLAF olan AB Do- landıncılıkia Mücadele Birimi'nin, bir soruş- rurma ekibini Kıbns'a göndereceğini haber verdi. Gazete, AB ile uyum anlaşmalan çer- çevesinde, Güney Kıbns'ın geçen eylül ayı içinde OLAF üe bir belge imzaladığını ve bu belgede kaçakçılık konulanndaki önlemlerin yer aldığını ammsattı. Politis gazetesi, Güney Kıbns'ın kaçakçılık oiaylannda transit olarak kullanılmasından ciddi rahatsızlık duyan AB'nin, kasım ayı so- nunda Brüksel'de tek gündemli bir toplantı düzenleyeceğini ve bu toplantıya, ekonomik suçlarla mücadele birimieri yetkililerinin ka- tılacağını yazdı. Transit kaçakçılık oiaylannda sigaranın ilk sırada yer aldığını da açıklayan Politis, bu du- rumun Avrupa vetosunu gündeme getirdiğini ve Güney Kıbns açısından ciddi sorunlar ya- ratacağını bildirdi. Gazete, Lahey'deki Rum Büyükelçiliği'nin, geçen günlerde Rum lider- liğine uyancı mahiyette ivedi bir mesaj yolla- dığına dikkat çekti. Güney Kıbns-AB Kanna Parlamento Ko- mitesi Uyesi Bartho Pronk isimli Hollanda- lı parlamenterin. Güney Kıbns 'ın uluslarara- sı sigara kaçakçılığındaki rolüne tepki göster- diğini açıklayan Politis, "Bu gelişme, Kıb- ns'ın uluslararası alanda rezil olduğunu ve devlerin yetersizliği konusunu da ortaya ko- yuyor. Sorun artık boyutlar kazanmış du- rumdadır" dedi. Avrupa Birliği'nin, Güney Kıbns'a karşı sabnnın sınırsız olmadığına dikkat çeken ga- zete, sigara kaçakçılığı yüzünden siyasi bedel ödeneceğı uyansında bulundu. da asker sayısında karşılıklı ve dengelı eksiltme yapılacağı. Bu senaryonun ne ölçüde tu- tacağı ya da rutmayacağını Denktaş-Klerides arasındaki görüşmelenn seyri gösterecek. Ancak, burada bir başka senar- yo da şöyle gündeme getinli- yor: Bu görüşmelerden bır sonuç çıkmazsa, zaten AB parametre- lennin geçerli olması Kıbns'ta 24 saatlik sıcak bir çatışmanın patlak vermesine yol açabilir. Bundan sonra da adaya Dayton ripi bır anlaşma kabul ettirilmek istenebilir. Bu senaryoyu eski BM Genel Sekreter Temsilci Yardımcısı Gustave Feissel açıkça dıle ge- tirdiğinde Denktaş'ın sert tepki- siyle karşılaşmıştı. Kıbns'a çözüm arayışlan sü- rerken KKTC muhalefeti ve ik- tidan Türkiyesiz bir sonuca ula- şılamayacağında fikir birliğin- deler. Türkıye'den esen her rüz- gârKKTC'yietkıliyor. Eskı KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Ertuğrul Ha- sipoğlu, "Londra ve Zürih antlaşmaları uyarınca Kıb- ns 'ta bir tek Rum devleti yok. Biz de varız. Bunu kabul etti- rebildiğimiz zaman işler çö- zülür" diyor. Demokrat Parti Genel Başka- nı ve Maliye Bakanı Salih Co- şar da KKTC'nin finansal so- nınlanna boğulduğu için parti- ye daha fazla zaman ayırama- maktan yakımyor. TKP'nin es- kı genel başkanı Mustafa Akın- cı ise Kıbns'a çözüm görüşme- lerinde hiçbir zaman masadan kalkmamak ve bır çözüm bul- maya çalışma, gereğinin altım çizerken şöyle diyor: "KKTC insanı dünyadan yalıtıldı. AB parametreleri her şeyi değiştirdi. Güney'de kişi başına yıllık gelir 16 bin dolar, bizde 3.500 dolar. Tür- kiye, KKTC vatandaşına pa- saport vermediği için Kıbrıs- lıTürkler Rum tarafından pa- saport almak zorunda kalı- yor. O zaman da hain ilan edi- liyorlar. Türkiye'nin bir de KKTC'ye gümrükleri kaldır- ması şart. Kıbns rakısını bile, Tekel olduğu için Türkiye'ye ihraç edemiyoruz." Durmuş istifaya çağnldı Devlet hastanelerinde, KESK'in örgütlenmesine yönelik cngcllemeler olduğu gerekçesiyle, Sağhk ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'na (SES) üye çahşanlann başlarbğı tepki eylemleri sürüyor. Numune Hastanesfnden Sağhk Bakanhğına kadar yürüyen çabşanlara burada KESK Genel Başkanı Evren de kattldı. Evren, Sağhk Bakanı Osman Durmuş'u istifaya çağırdı. Devlet hastanelerinde kamu emekçilerine yönelik baskıların sürdüğüne dikkat çeken Evren, tasarruf önlemleri çerçevesinde taneyle ilaç satılmasının Bakan Durmuş'un ayıbı olduğunu söyledi. Evren, "Bu bizim ilk uyan eylemimiz. uyarılanmız dikkate ahnmazsa 40 bin kamu emekçisi ayağa kalkar" dedi. SES Genel Başkanı İhsan Avcı da, grevli ve toplusözleşmeli sendika hakkı için mficadelelerinin süreceguıi bildirdi. (Fotoğraf: KEREM GEZER) SERKAN DEMİRTAŞ ANKARA - KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Güney Kıb- ns Rum Yönetımi (GKRY) liden Glafkos Klerides arasında 4 Ara- lık"ta yapılacak yüz yüze görüşme, 40 yıllık Kıbns sorununda yeni bır süre- cin de başlangıcı olacak. AB'nin 4 yıl önce Denktaş-Klendes görüş- mesi sürerken yayunla- dığı "Gündem 2000" belgesi nedeniyle kesılen görüşmeler, uluslararası baskılar sonucunda "aracılı görüşmeler" şeklinde sürmüştü. Bu görüşmeler de, BM Kıb- ns Temsilcisi Alvaro de Soto'nun 8 Kasım 2000 "de, Türk tezlerini dikkate almayan çözüm formüllerinı içeren bir belgeyi taraflara sunma- sımn ardından asbya alınmıştı. AB ve BM'nin müdahaleleri sonucunda kesilen görüşmeler, bu kez Denktaş'ın istemıyle "yeni bir süreç" orta- mında başlatılacak. Denktaş-Klendes' in bu seferki buluşması, ke- mikleşen Kıbns sorunun taraflarca bulunacak bır açılunla çözüm ortamına girmesi açısından belki de "son şans" olarak görühnesi nedeniyle de çok önemli. GKRY'nin uluslararası hukuk kural- lannı da ihlal eden tam üyelik başvurusunu ka- bul eden ve müzakerele- rini de tamamlama aşa- masında bulunan AB 'nin genişlemeye ilişkin tak- vimini 2002'nin aralık aymda yapılacak zirve- sinde kararlaştırması bekleniyor. AB, siyasi sorununu çözmüş bütün bir Kıbns'ı AB'ye alma- yı tercih edeceğini, an- cak Helsinki Zirvesi ka- rarlan ışığında çözüm bulunmasa da GKRY'yi almak durumunda oldu- ğunu kaydediyor. Türk tarafının, Güney Kıbns Rum Yöneti- mi'nin tam üyelik baş- vurusu ve bu yeni süreç- le ilgili görüşleri şöyle: • Kıbns Cumhuriye- ti'ni kuran 1960 anlaş- malanna göre, bu ülke- nin Türkiye ve Yunanis- tan'ın birlikte üye ohna- dıklan bır uluslararası kuruluşa katılması ola- naklı değil. GKRY'nin başvurusunun kabul edilmesi ve üyelik pazar- lıklarmın sürdürülmesi, AB tarafından işlenen uluslararası hukuk ihla- lidir. Kıbns Cumhunye- ti olduğunu iddia eden GKRY bile, 1960 anlaş- malannı reddetmemek- tedir. • Denktaş ve Türk ta- rafı, adada bir çözüm is- temektedir. Ancak bu çö- zümün bazı temelleri bu- Iunmahdır. Cözümle sağlanacak yeni yöneti- min, taraflar arasında eşit ortaklık ilkesini taşımalı- dır. • Türk ve Rum tarafı, 1974'ten bu yana ayn topraklarda yaşıyorlar. Bu iki toplumun hemen yeniden bir arada yaşa- ması olanaklı görühne- mektedir. Bir arada yaşa- ma olgusunun zamana bırakılması, oluşturulan ortaklık çerçevesinde aşamalı olarak yaşama geçirilmesi mümkün ola- bilir. • BM ve GKRY'nin bugün ısrarla savunduğu federasyon önerisı de 1970'lerin sonunda Türk tarafı tarafından günde- me getirilmişti. Kıbns Rum kesiminin, bu öne- riyi savunmak dışında herhangi bir çözüm öne- risini gündeme getirme- diği BM belgelerinde de yer alıyor. • Kıbns'ı ve sorunun içenğini tamyan taraflar, Türk tarafının gelişen koşullara göre geliştırdi- ği "konfederasyon" modelinin Kıbns için uy- gun olduğunda görüş bir- liğine vanyorlar. • Türk tarafi, 4 Aralık sürecinde yeni bir çözüm için kapılan açık tutuyor. Konfederasyon modeli- nin üzerinde de görüşme- ler yapılabilir. Ancak Türk tarafı, Rumlann, AB 'den aldıklan güvence kapsamında süreci "çö- zümden çok oyalama amaçh" kullanabileceği kaygısını tasıyor. AB Ko- misyonu Başkanı Roma- no Prodi, GKRY'yi zıya- reti sırasında Kıbns'm birliğe katılacak ilk ülke- ler arasında olduğunu söylemişti. Ozelleştirme tasarısına ABD'den ön denetim ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - ABD'nin Ankara Büyükelçı- si Robert Pearson, Devlet Baka- nı Yılmaz Karakoyunlu yu ziya- ret ederek, yeni hazırlanan Ozel- leştirme Yasa Taslağı'nin ihale usullerinde ne gibi değişiklikler yapıldığını sordu. Yeni yasayı hal- kın da sahiplenmesi gerektiğıni sa- vunan Pearson, bu yasa taslağının Türkiye'nin ekonomik programı- nm ana taşlanndan birisini oluş- turduğunu söyledi. Özelleştirme tdaresi'nin yetkıle- rini genişleten, yabancı sermaye- nin imarYasası, OrmanYasası, Kı- yı Yasası gibi yasalarda beklediği düzenlemeleri kapsamına alan Özelleştirme Yasasf nda değişiklik yapacak taslak, dün Pearson tara- fından incelendi. Pearson, Devlet Bakanı Karakoyunlu ile 45 dakika süren görüşmesinde, henüz kamu- oyuna açıklanmayan, Bakanlar Ku- rulu'nun incelemesine sunulmuş taslaktaki yeni düzenlemeler hak- kındabilgi edindı. Karakoyunlu'ya özelleştirmedeki ihale usullerine ne gibi değişiklikler getırdiklerini soran Pearson, "Özelleştirmenin önemini halka anlatın. Siyasetçi- den çok, halk buna sahip çıksın" önerisınde bulundu. Yabancılara kolaylık Karakoyunlu da mevcut yasanın özelleştirmeye ilişkin sınırlayıcı hükümler öngördüğünü, yeni tas- lakla bu kısıtlamalan kaldırdıkla- rmı, "liberal düzen" getirdikleri- ni. özelleştirmenin ihale usullerini. ödeme planlannı, istihdam ve üc- retsiz devre ilişkin düzenlemeleri- ni değiştirdiklerini söyledi. Yaban- cı sermayeye teşvik kolaylığı getir- diklerini \-urgulayan Karakoyunlu, "Özelleştirmeyle ilgiii ihalelere yerli kuruluşlar gibi yabancı ku- ruluşlar da katılabilecek. İhale- ler, Türk firması. yabancı firma herkese açık olacak" dedi. Karakoyunlu, tasanyı aralık ba- şındaTB\IM'ye göndenneyiplan- ladıklannı kaydetti. Person'uı ise taslağı Türkiye'nin ekonomik programının ana taşla- nndan bırisi olarak nitelendirmesi dikkat çekti. Pearson. "Biliyoruz ki, Türk insanı şu anda zor bir dönemden geçiyor. Hakikaten ekonomik programın çok büyük yükümlülükleri var. Ama umu- yoruz ki, hep birlikte bunu başa- racağız ve Türkiye, yakın zaman- da bu dönemden çıkacak" diye konuştu. Detaylan öğrenmenin çok faydalı olduğunu vurgulayan Pear- son. "Ben şahsen ilgileniyorum. l marım Sayın Karakoyunlu ile yeniden bir araya gelir ve görü- şebiliriz" dedi. Hükümetin paket çelişkisi • Baştarafi 1. Sayfada liraya mal olacağı hesaplandı. Maliyetin yüksekliğini dikkate alan hükümetin formül arayışına girdiği öğrenildi. Hükümetin 16 Kasım'da açıkla- dığı tasarruf paketindeki emeklili- ğe ilişkin önlem maddesinde "uy- gulanmadan rafa kaldınlması" gündeme geldi. Pakette, "Emekli- lik hakkını elde etmiş, 50 yaşın üzerinde bulunan ve işçi sendi- kalannın da yer aldıgı bir komis- yon tarafından uygun görülecek işçilerin her türlü yasal hakları- nın ödenerek emekli edilmesine olanak sağlanması. faiz dışı büt- çe harcamalarının yüzde 40'ına ulaşan personel giderlerinde ta- sarrufa gidilmesi ve kamu hiz- metinin ortalama birim maliye- rinin orta vadede düşürülebilme- si için gerekli görülmektedir" de- nilıyor. Ancak. emeldiliği gelen 30 bin kişiye toplam 1.5 katrilyon lira kıdem tazminatının ödenmesi ge- rektiği hesaplandı. Bunun devlete büyük bir mali yük getireceğinden korkan hükümet, emeklilikle ilgili düzenlemeyi uygulamadan rafa kaldırmaya hazn-lanıyor. Devlet Bakanı Mehmet Keçeci- ler,Devlet Bakanı Kemal Derviş'e "Emekli parasmı bulun, ben he- men emekli olabilecek binlerce işçi bulayım!" dedi. Türk-Iş Baş- kanı Bayram Meral'in de işçilerin emekliliğine ilişkin bu madde ne- deniyle tepki göstermemesi gerek- tığini söyleyen Keçeciler, "Kimse- nin korkuya kapümasına gerek vok" dedi. O U 3 3 TÜRKİY ENERJİ FORUMU 2728^29 Kasım 2001 İŞ KULELERİ Oditoryumu vc SABANCI CENTER İSTANBUL "Türkiye'nin Yeni Enerji Stratejileri 9 FORUM YAYINLARI Bılgı ye Jeojjmı güçltndincek arganaasyonda, enerp sektöfUnûn önaj n guçkı kuruhjşhn ENERJİ İLETİŞİM REHBERl'nde bıraraya gtlifot. Enay sektöıünûn temsıto(en, Turioye'de Hk kez ENERJİ ADAHLARI SÖZLÜĞÜVKte meslek bılgıfen ve katkdanyh kıtapiaşıyor. Enerji sektbninün farkh kategorüerdekı firketlen, başanh yoneoalen ve bthtn adamlan İLK 50 ENERJİ ŞİRKETİ ve SEKTÖREL BAŞARI ÖDÜLLERİ nrfe beürlenıyor. HİMAYE EDEN KURUM RESMİ SPONSOR SPONSORLAR BASIN SPONSORLARI Enerji sektörunde sürdürûlebılir bir gelece^in tasartanabilmesi için gerekli sorumluluklar ve yetkınlıkler TÜRKİYE ENERJİ FORUMU'nda paylaşılıyor. Sektörün ûst düzey bürokratlan, ilgili bakanMdar, sanayidler, ünıversiteler ve mestek kuruluşlannın temsıldteri TÜRKİYE'NİN YENİ ENERJİ STRATEJİLERİ'nin tarbşılacağı ULUSAL FORUM'da bıraraya geliyor. Türkrye'nın Enerjide Yeni Gelecegine Yön Vereceklerin Dev Buluşması TÜRKİYE ENERJİ FORUMU'nda-. ' X BilgiveKayrt (212) 249 27 21 (212)249 27 24 ~~~^ (212)249 2735 [email protected] T.C ENERIİ VE TABİI KAYNAKLAR BAKANUĞI ENERjlSA AK ENERJİ - MANNESMANN - SIEMENS - AYEN ENERJİ TRANSBALKAN - AKEL TRT I - TRT 2 TV - CUMHURİYET - EKONOMİST
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle