16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 KASIM 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIZI GÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK TtMELl .ZAMAN iÇfN- VE ~ Îİ.E KARAKTERI KARAKTERSİZLÎK GÖZLÜKLÜ SAMİ'NÎN HARIKULÂDE KIVIRTMALARI TEKMILI BİRDIfl MECNUN A.YNÎ İ-EVİÂ. fJ_E LOPEZ. I Ğ-^Nı5MZIEıZIM İSTEMECS-E: 't KıŞi- VE BU TUJZİÇ JEKHl FBIZ. T3EN PE ÖYLE /APTl K - - Korioıdankorkmak...Terör olaylannın yol açtığı panik duygusu kişinin günlük hayatını etkilemektedir, duygusal dengesini bozmaktadır, günlük ilişkilerinde olumsuz etkiler yapmaktadır 'Korku duygusu'canlılan tehlikeler- den koruyan yararlı bir duygudur. Ancak nesnel bir tehlike olmadan da duyulan, giderek tehlıkeyle orantısız büyüyen. gereksinme olmadığı zaman da ortaya çıkan 'korku' duygusu yarar- lı olmaktan çıkmış, zararlı bir duruma gelmiştir. Bu duruma gelen korku duy- gusu artık kişinin günlük hayatını etki- lemektedir. duygusal dengesini boz- maktadır. günlük işlerinde. ilişkilerin- de olumsuz etkiler yapmaktadır. Bu du- rum 'korkudan korkmak' adı venlen hastalıklı bir duygu durumudur. Terör olaylan böyle bir panik duygusuna yol açmaktadır. Artık hıçbir yer güvenli değildir. tehlikenın nereden geleceği belirsizdır. dokunulan şeyler. açılan bir mektup zarfı, binilen bir uçak tehlike olabiUr'. Bu durumla nasıl yaşanacaktır, bu korkuyla bırlikte yaşamak mı gereke- cektir? Eğer böyleyse nasıl? İnsanın farkı Insan, değişen koşullara aklıyla uyum sağlamayı başaran tek canlıdır. Bütün canlılar, uyumlannı ıçgüdüle- riyle sağlar ama insan içgüdülerine ak- lını katmayı başarmıştır. 'EvTİmin babası' Charles Danvin, 'varhğını sürdüren türlerin en güçlü olanlar değiL, en çok u> um sağlay anlar olduğunu' söyleyerek türlenn sürekli- lık ilkesını açıklamıştır. Bu nedenle de dev dinozorlar yok olmuş ama binbir böcek türü varlığını sürdürmüştür. tnsanın değişen bir ko- şula uyum sağlamasının yolu nedır? Uyum sağlama süreci nasıl olmaktadır? Bunu bize açıklayan ünlü fızy olog HansSelye'dir, kuramının adı da "adap- tasyon kuramı'dır. Selye'nın kuramı sade bir anlatımla şudur: Koşullan değiştiren olay stres- tir. Stres. canlmın o zamana kadar sağ- lamış olduğu 'fizyotojik-psikolojik-sos- yolojik denge'yi bozar. Koşullann de- ğişimi çok hızlı olduğu zaman bütün or- ganizma 'alarm tepkisi' içıne girer. Ad- renalin hormonu hızla kana geçerek canlıyı 'sakhr ya da kaç tepkisi'ne ha- zırlar (fıght of flıght reactıon). Bu ev- re ilk basamaktır. tkinci basamakta. olaya karşı oluşan tepkisel hazırlık ba- şanya ulaşırsa (saldırma ya da kaçma eylemi başanlırsa) organizma tepkı ha- zırlığıru sonlandınr, yeni duruma uyum sağlar, biyolojik ritim normale döner, psikolojik denge yenıden kurulur. sos- yai denge normalleşir. Bu evre ikinci basamaktır, 'uyum evresi'dir. Eğer bu başanlamaz ise tepkisel durum zayıf- lar. strese karşı konulamaz. canlı kal- mayı sağlayan güçler tükenir, arkadan da kollaps (çökme) ve ölüm gelır. Bu da üçüncü basamağı oluşturur. Cözüm volları Korkulann bilinçte kalmasına çözüm bulunamayıp da bilinç dışına itildiği durumlarda ise ortaya korkuya bağlı nevrotik davranışlar çıkar ki çağımız- da bu da çok görülmektedir. Unlü psi- kiyatr Karen Horney, 'Çağımızm Nev- roiük Insanı' adlı yapıtında bu tür kay- gılardan kaynakJanan tutum ve davra- nışlan açıklamaktadır. Terör olaylan da çağımızın büyük bir 'stresf kabul edil- meli ve konuya böyle çözüm aranma- lıdtr. Şöyle bir çözüm yolunu birlikte bulabiliriz: 1. Tehlikeyi tanımak: Tehlıkeyi tanımak. niteliklennı bıl- mek, boyutlanm ölçmek en önemli baş- langıçtır. Tehlikeyi tanımaktan kaçın- mak kaygı oluşumunun habercısi sayıl- malıdır. Onu görmek ve tanımaktan ka- çınırsak bu tutum onu kaygı nesnesi yapacağımızın işareti olabilir. Buna karşın tehlikeyi tanımak, ona karşı ön- Oünyanın yenı çıkmazı KORKU S on yaşananlar da gösteriyor ki bütün dünya 'banş kültürünü etkinleştirmek' görevinin sorumluluğu altındadır. 'Banş kültürü', dünyayı her türlü felakete sürükleyen 'savaş kültürü'ne karşı çıkanlmalı, insanlığın bütün sorunlannın banşçı yollarla çözülmesi gerektiği toplumlarca paylaşılan bir amaç olmalıdır. Aksi halde daha çok olayla hem korkutmaya hem de korkmaya devam edeceğimiz kuşkusuzdur. lem alma gücümüzü harekete geçinr. Bu da bizi 'strese karşı hazırhkh kılar" kı çok önemli bir başlangıçtır. Gerek bir terönst saldınsı gerekse mikrop sava- şı artık eskisinden çok daha fazla bıl- gili ve hazırhkh olmayı gerektirir. Si- vil savunma hizmetlerinin bu yenı sa- vaş türlerini de karşılayacak biçımde ye- niden japılandınlması zorunludur. Top- lumun ve bireylerin böyle hazırlanma- sı çok önemlidir. sorumluluk duygusu 2. Tehlikdere karşı hazırlanmak. bir- likte ve işbirliği içinde harekete geçme- ye hazırolmak: Bu ortak hazırlanma ka- rarhhğına sahip olmak korku ve kaygı duygusunu ortadan kaldıran önemli bir oluşumdur. Yalnız olmadığını bihnek, yapılacaklar konusunda sorumluluk al- mak. bu sorumluluğu paylaşmak. bir bü- tünün işe yarar parçası olduğunu bilmek çok önemlidir. Çocuklar için de bu pay- laşımın büyük bir önemi vardır. Çocu- ğun bütün bu konularda bilgisi ve gö- revi olmalıdır. Bir sandalyenin bura- dan alınıp şuraya konması bile çocuk- ta gü\en duygusu yaratacak etkenler- dendir. Tehlikeye karşı çaresiz kaldığı- mız durum. 'ne yapacağımta bilme- mek'tir.'Yapacaklanmızı bilmek, çe- şitli denemelerle •yapacaklanmız konu- sunda bilgi ve beceri kazanmak' bizim için çok önemlidir. Bir tehlike karşısın- da •yapacaklarımızısorumluluklayeri- ne getirmek için bedensel ve ruhsal do- nanım kazanmak' bızi tehlike korku- suna karşı hazırlar. Bu bakımdan her olaya özgü 'hazır- lanma, işbirliği içinde ohna, ne yapaca- ğuu bilme' sürecine önem verilmelidir. Artık belkı de 'ordulann karşı karşrva gekliği klasik savaşlar' hiç olmayacak- tır. Artık belki de savaşlar "gürüük ha- ptuı içine giren kör vuruşlar' biçimin- de yaşanacaktır. Insanlann 'bunu bihne- leri. buna hanrlanmalan. tehlike kar- ştsında yapacaklan konusunda donarum- lı olmaİan. tehlike anında paniğe uğra- madan yapmalan gerekenkri yapma- lan' yeni \e yaygın eğıtimın konusu olmalıdır. Şu günlerde büyük kentlerimizde ya- şanan 'kapkaç olaylan' bıle kendi ça- pında bir terördür. Yolda yürüyen ka- dınlann taşıdıklan çantalan kapıp ka- çan, eğer çanta bırakılmazsa sahibini yer- lerde sürükleyen kişilerin yol açtığı olaylar da yenı bir hazırlık biçimini zo- runlu kılmaktadır. Oysa bu haberleri okuyanlar sadece üzülmekte, kendi ba- şına gelmemesini temenni etmekle ye- tinmektedırler. Böyle bir tehlikeye kar- şı neler yapılacağını bilmek \e tehlike anında bunlan yapabilmek çok daha önemlidir. Onun için, sivıl savunma ör- gütlennin yenı görevi, toplumu yeni savaş biçimleri konusunda uyarmak. gerekli çalışmalan yapmak olmalıdır. Psikolojik savası kazanmak 3. Olunılu düşünce gücünü kazan- mak: Her türlü olumsuzluğu yenmenin önemli bir yöntemi de "olumlu düşün- ce gücünü kazanmak'tır. 2. Dünya Sa- vaşı sırasında Ingiltere, Almanya'run ha- va saldınlanna uğradığı zaman uygu- lanan yöntemler bu amaca yönelik ol- muştur. Alman savaş uçaklan birbiri ardına gelen akınlarla Londra'yı ve öte- ki Ingiliz kentlerini bombaladıklan za- man tngiliz halkı büyük bir çaresizlik ve umutsuzluk içine düşmüştü. Çünkü Ingiltere'nin bu akınlan durduracak ha- \a kuvvetleri hazırdeğildi. O zaman In- giltere Sivıl Savunma Komutanlığı 'psi- kolojiksavaş'ı kazanabilmek için şu ko- nulara dikkat çekmiş. halkı uyarmıştı: 'Eğer bir bombanın patlama gürül- rüsünü duyarsanız biüniz ki bomba baş- ka \erde patlamıştır. size yönelik tehli- ke geçmiştir. Eğerbir bombanın düşme ısuğını duyuyorsanız ve ıslık sesi si/den uzaklaşıyorsa, bombanın başka yere düşeceğini anlayınız. Eğer ıslık sesi ar- üyor ise bombanın yakuımıza düşme otasdığ] \ardır. bu durumda öncelikleda- ha önceki bombaların açtığı bir çuku- ra girin ve yatın. Bir yere iki kez bom- ba düşme olasıhğı çok azdır. Böyle bir çukur yoksa hemen yere yatm ve bom- banın düşme gürültüsünü du>Tnadan kalkmayın." Soğukkanlı olmak Bu önerilerde dikkat edilirse hem bilgilendirme, hem ne y apacağını açık- lama hem de konunun nasıl gelişebile- ceğine ilişkin bilgiler vardır. Toplumu tehlikeye karşı uyarma da bu özellık- leri taşımalıdır. Şunu bilmek gerekır kı: - Her uçak kaçınlmaz. Iyiönlemalı- nırsa bu olasıhk ya çok azaltılır ya da ortadan kaldınlır. - Her mektup şarbon mıkrobu taşı- maz. Kuşkulu bir durum olursa mek- tup açılmaz ya da dıkkatle açılır. Şar- bon hastalığı da tedavi edilebilen bir has- talıktır. - Aslında günlük hayatımızda *in- sanlan korkutan terör' kadar tehlike- ye yol açan. yaralanmaya. ölümlere yol açan pek çok olay vardır. Trafık kaza- ları, ihmalden kaynaklanan pek çok yanguı, kent içinde çalışan yanıcı mad- de ışyerleri. sılahla yapılan şakalaşma- lar vb. pek çok konu gerçek bir terörola- yı gıbi hayatımızın içinde zarar verme- yi sürdürmektedir. Oysa bunlann hiç- bınsı üzerimizde 'terör korkusu' gibi bir korkuya yol açmamaktadtr. Onun için de 'korkudan korkmak' ye- nne soğukkanlı olmak, ne yapacağını bilmek ve tehlike anında bunlan yapa- cak donanıma ka\ - uşmak gerekiyor. Ne yapmalı? Prof. Dr. Vedat Şar, 'Ne yapmah' ko- nusunda şunlan önenyor: Tehükeleri abartmamah: Dünya her şeye rağmen yaşanmaz değildir ve ül- kemiz dünyanın en tehlikeli ülkesi değildir. Şu dönemde iyi yöneticı ve iyi yönetime hasret de olsa üısanımız genellikle zorluklarla baş edebilmek- tedir. Sosyal ilişkilere önem vermeli: Ge- rek geniş aıle ve akrabalarla ilişkiler ve gerekse dostluk, arkadaşlık ilişkileri canlı tutulmalıdır. Kimi toplumsal ge- leneklerin yaşatılması destekleyicidir. Çünkü kurallann azaldığı bir dünyada bunlar insanın sonsuz bir uzayda kay- bolduklan hissinı azaltmaktadır. Poziûfbirinsanolmayaçalışnıalı: Ge- nel bir kural olarak olaylara yapıcı yak- laşmalıdır. Güler yüzlü olmak, kişisel sorunlan çok fazla anlatarak başkala- nnı yıpratmamak. başkalan için gerek- siz yere (rekabet ve benzeri nedenler- le) yıkıcı olmamak, başkalannı onlann işle\selliğini bozacak şekilde rahatsız etmemek önemlidir. Sporyapmah: Kişinin kendisıne za- man ayırması sağhklı bir tutum. Be- deniyle de, ruhsal durumuyla da za- man ayınp ılgilenmesı, kendi yöneti- minin kendisinde olduğu hem de ken- dısine değer verdiği duygusunu olum- lu etkiler. Doğaya >akın olmalı: Hay-van besle- me vb. yaşadığımız bu sorunlann bü- yük bölümü unutmayalım ki modern ya- şamda zorunlu olarak doğadan uzaklaş- mamızla ilgılidir. Çok uzun saatleri TV ve bilgısayar ba- şında geçırmemeli. Bu gibi araçlar ger- çek insanlarla görüşüp konuşmaya oran- la kışıde sanal bir dünyada yaşadığı his- sini yaratmaktadır. Aynca TV yayıncı- lığında reyiıng kaygısı ile gereğinden fazla heyecan yaratacak bir tutumun yaygm olduğu da unutuknamalı. Uyku bozukluğu. iç sıkıntısı. karamsarlık. olumsuz düşüncelerin varlığı gibi durum- lann süreklilik kazanması halinde ruh sağlığı hekimine başvıırmahdır. Gün- delik yaşamdaki olumsuz koşullar kişi- nin kendi geçmişindeki olumsuz yaşam olaylannı da hatırlatır \ e temeli geçmiş- te olan ruhsal sorunlan alevlendirirler. O zaman bunlann da ele alınması gere- kir. İyi yürütülen psikolojik ve psikiyat- rik yardım çok yararlı olabilir. Türk in- sanı bu gibi olaylar karşısmda A\Tupa- lı ve Kuzey Amerikalılara göre daha es- nek bir ruhsal yapıya sahip. Çünkü be- lirsizlik koşullannda yaşamaya alışkın \ e maalesef acı olaylarla karşılaşma yüz- desi çok yüksek. Barıs kültürü Son yaşananlar da gösteriyor ki bü- tün dünya 'Banş kültürünü etkinleştir- mek' görevinin sorumluluğu altında- dır. 'Banş kültürü". dünyayı her türlü felakete sürükleyen 'Savaş kültürü'ne karşı çıkanlmalı, insanlığın bütün so- runlannın banşçı yollarla çözülmesi gerektiği toplumlarca paylaşılan bir amaç olmalıdır. Aksi halde daha çok olayla hem korkutmaya hem de kork- maya devam edeceğimiz kuşkusuzdur. BİTTİ DUZYAZI ORHAN BİRGİT YorgartanYanmadkça.. Dünkü gazetelerden birisinde vardı. Alman dost- larımız, 11 Eylül saldırılarının kendi ülkelerinde planlanarak Nevvyork ve Washington'da uygulan- maya konulduğunun ortaya çıkmasından sonra- dır ki başta Kaplancı'lar olmak üzere aşın dinci grup- laıia etkin bir mücadeie açmayı kararlaştırmışlar. Hatta, karar almakla da kalmayarak "Kaplancı- lann Sesi" konumundaki HAKK TV adındaki şer yuvasının yayın yapmasını yasaklayarak, uygula- ma alanında adım da atmışlar. Önce Erzurum'dan bu ülkeye işçi göçü altında giderek "Anadolu Federe Devleti" adı ile bir örgüt kuran Cemalettin Kaplan'ın, o ölünce de, baba- sından aldığını söylediği Halife'lik unvanı ile bu devlet(!) kuruluşunun başınaoturduğunu ilan eden Metin Kaplan'ın dostumuz, müttefikimiz Alman- ya'dan Türkiye'ye yöneltmek istedikleri teröre yö- nelik planların hiç değilse önemli bir bölümünü anımsarsınız. Bu planların başında, beş yıl önce, bir 29 Ekim Bayram gününü bütün bir Türk dünyası için ma- teme çevirmek amacı ile Anıtkabir üzerinde kami- kaze saldırısı yapmak için örgütlenmek gelir. O hazırlıkları yapanlar da, Türkiye'yi sözde devletle- ri için, tıpkı Afganistan'da olduğu gibi "Emirlik"\e- re bölerek, bu unvanı taşıyan kimi yobazlan gizli- ce ülkemize gönderenler de, Almanya'da ve Alman devletinin yasalarının güvencesinde yaşıyorlardı. Bir camıninhemen yanında, üzerinde hem Arap- ça, hem Alman dili ile "Federal Anadolu Devleti" türünden asıimış tabelanın ne anlama geldiğini, ka- pıyı açıp içeri giren hiçbir Alman kamu görevlisi sor- madı. Yine aynı kişiler, bir spor salonunda topla- narak, ellerinde oyuncak sılahlarla da olsa, aske- ri düzende yürüyen molla kılıklı bir güruhun, Tür- kiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun maketi olduğu söylenilen bir maketın boynuna ip geçirerek yer- lerde sürüklemekle neyi anlatmak ıstediklerini de oğrenmek ıstemedi. Ya bizde benzer eylemler yapılsaydı Hiçbir Alman dostumuzun aklına bu çirkınlıkle- ri görüp öe,"Türkiye'de Nazilerden oluşan bir Al- man grubu, benzerbiçimde örgütlense, mesela? Istanbul'da bir binayı lokal olarak hazırlayıp kapı- sına "Nasyonal Sosyalist Alman Devleti türünden bir tabela assalarjepkimız ne olur?" diye düşün- mediler. Yine Jürkiye'yi parçalamaya yönelik PKK terö- rününAvrupa'nın hemen her ülkesınde olduğu gi- bi Almanya'da da örgütlenmiş uzantılan, özgürlük, insan hakları türünden mazeretlerle, sadece anla- yış değil, kamu görevlilerinden saygı ve destek de gördü. Ama bu yazının başında da söylediğım gibi, 11 Eylül'de dünyanın super gücüne yönelik saldın, tüm Batı ülkelerinin gözünü açmaya başlarken, özel- likle Almanya'nın bu saldırıların hazııiıklan için ka- rargâh olarak seçilmesı, yenı önlemlen gündeme getirdı. Metin Kaplan'a sınır dışı Federal Almanya Içışleri Bakanlığı'nın, bu yeni önlemlerin başında, ülkelerinin Taleban'ı Metin Kaplan'ı, sınır dışı etmek için hazırianan bir planı uygulamaya koymak için bir süredir yaptığı hazır- lıkları tamamladığı anlaşılıyor. Adı, örgüte ihanet eden bir yandaşın şerıat ya- sası uyannca öldürülme olayına da karışan Metin Kaplan'dan kurtulmak, öylece Kaplancılarçetesi- nı de başsız bırakarak dağılmalannı sağlamak için hazırianan plan bu hafta içinde uygulanarak, Kap- lan muhtemelen Almanya'dan önce yaşadığı ül- keye, yani Türkiye'ye gonderilecek. Kaplan'ın Türkiye'ye karşı işlediği suçlann, Öca- lan'ınkınden farklı olmadığını, bu nedenle de tu- tuklanarak DGM önüne çıkartılması gerektiğini, Alman makamlan da biliyor. Üstelik bu ülkede ık- tıdarda bulunan koalisyon Sosyal Demokrat ve Yeşiller partilerınden oluşuyor. Öyle anlaşılıyor ki hükümetin her iki kanadı da, Metin Kaplan'dan kur- tulmak için kendisinı sınır dışı etme kararını uygu- larken, yasalanmızda bulunan ama öcalan'a da daha başka benzer hükümlülere de tatbik edilme- yen ölum cezalannı TBMM'nin askıya almış olma- sı gerekçesinin arkasına gizlenmeyi yeğleyecek- ler. Kim bilır belkı bundan sonra olsun Avrupalı "dost ve müttefiklerimiz" yıllardan berı bizim üzerimiz- de oynanmakta olan oyunları bıraz daha objektif olarak değerlendirme olanağını da bulabilecekler. Faks:0212-677 07 62 obirgit(â e-kolay.net Bilim ve Kiiltür Platformu'ndan proje CHP yaşlılara sahip çıkıyor İstanbul Haber Servi- si-CHP, yaşlılara somut projelerle sahip çıkacak, hiçbir yaşlıyı kaderine terk etmeyecek, sokakta bırakmayacak. CHPBılim,Yönetim, Kültür Platformu'nca ha- zırlanan "CHPYaşhlan- nnzaSahipÇriayor" pro- jesi Merit Antiİc Otel'de basına tanıtıldı. Platform Başkanı Bülent Tanla, "HaDan \iizde 87'sinin tüketim gücü her gecen ay azahyor. İTkenıizdeki vaklaşık 13 miryonaile- nin8-9mih\)nu.'ayda300 mflyon Branm alunda pa- rayia geçmmeye çabşryor. Her 4 kişiden üçü birbi- rine güvenmiyor. Gûven sonınu yaşayan Türki- ye'yi, sağlam aile yapısı ayakta tutuyor" dedı. Yaşlılara üişkin proje- nin başkanhğını yürüten emekli vali yardımcısı ve Eski Darülaceze Ku- rumu Müdürü Ata Aksoy da, ülkemizde yaşlılann büyük bölümünün sosyal güvenceden yoksun ol- duklannı, geleneksel ai- lenin yerini çekirdek ai- leye bırakmasıyla, yaşlı- lann yahıızhklannın art- tığını söyledi. Aksoy, CHP'nin önerilerini şöy- le sıraladı: • CHP, ailenin korun- masını esas alacak poli- rikalar uygulayacaktır. • Ailede çahşabilecek olanlara iş olanağı sağ- lanacaktır. • Korunmaya ve bakı- ma muhtaç olan yaşlıla- nn sıkıntılardan kurtul- ması için Sosyal Hizmet- ler II Müdürlükleri bün- yesinde özel birimler oluşturulacaktır. • tstanbul'da, Darüla- ceze Kurumu yeniden yapılandınlacaktır. • Gelişmiş bir yaşhlar hastanesi kurulacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle