Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 KASIM 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
DIZI
GÜNÜN ADAMI TURHAN SELÇUK
TtMELl .ZAMAN iÇfN-
VE
~ Îİ.E
KARAKTERI
KARAKTERSİZLÎK
GÖZLÜKLÜ
SAMİ'NÎN
HARIKULÂDE
KIVIRTMALARI
TEKMILI
BİRDIfl
MECNUN
A.YNÎ
İ-EVİÂ. fJ_E
LOPEZ. I
Ğ-^Nı5MZIEıZIM
İSTEMECS-E:
't KıŞi-
VE
BU TUJZİÇ JEKHl FBIZ.
T3EN PE ÖYLE /APTl K - -
Korioıdankorkmak...Terör olaylannın yol açtığı panik duygusu kişinin günlük hayatını etkilemektedir,
duygusal dengesini bozmaktadır, günlük ilişkilerinde olumsuz etkiler yapmaktadır
'Korku duygusu'canlılan tehlikeler-
den koruyan yararlı bir duygudur.
Ancak nesnel bir tehlike olmadan da
duyulan, giderek tehlıkeyle orantısız
büyüyen. gereksinme olmadığı zaman
da ortaya çıkan 'korku' duygusu yarar-
lı olmaktan çıkmış, zararlı bir duruma
gelmiştir. Bu duruma gelen korku duy-
gusu artık kişinin günlük hayatını etki-
lemektedir. duygusal dengesini boz-
maktadır. günlük işlerinde. ilişkilerin-
de olumsuz etkiler yapmaktadır. Bu du-
rum 'korkudan korkmak' adı venlen
hastalıklı bir duygu durumudur. Terör
olaylan böyle bir panik duygusuna yol
açmaktadır. Artık hıçbir yer güvenli
değildir. tehlikenın nereden geleceği
belirsizdır. dokunulan şeyler. açılan bir
mektup zarfı, binilen bir uçak tehlike
olabiUr'.
Bu durumla nasıl yaşanacaktır, bu
korkuyla bırlikte yaşamak mı gereke-
cektir? Eğer böyleyse nasıl?
İnsanın farkı
Insan, değişen koşullara aklıyla uyum
sağlamayı başaran tek canlıdır.
Bütün canlılar, uyumlannı ıçgüdüle-
riyle sağlar ama insan içgüdülerine ak-
lını katmayı başarmıştır.
'EvTİmin babası' Charles Danvin,
'varhğını sürdüren türlerin en güçlü
olanlar değiL, en çok u> um sağlay anlar
olduğunu' söyleyerek türlenn sürekli-
lık ilkesını açıklamıştır.
Bu nedenle de dev dinozorlar yok
olmuş ama binbir böcek türü varlığını
sürdürmüştür. tnsanın değişen bir ko-
şula uyum sağlamasının yolu nedır?
Uyum sağlama süreci nasıl olmaktadır?
Bunu bize açıklayan ünlü fızy olog
HansSelye'dir, kuramının adı da "adap-
tasyon kuramı'dır.
Selye'nın kuramı sade bir anlatımla
şudur: Koşullan değiştiren olay stres-
tir. Stres. canlmın o zamana kadar sağ-
lamış olduğu 'fizyotojik-psikolojik-sos-
yolojik denge'yi bozar. Koşullann de-
ğişimi çok hızlı olduğu zaman bütün or-
ganizma 'alarm tepkisi' içıne girer. Ad-
renalin hormonu hızla kana geçerek
canlıyı 'sakhr ya da kaç tepkisi'ne ha-
zırlar (fıght of flıght reactıon). Bu ev-
re ilk basamaktır. tkinci basamakta.
olaya karşı oluşan tepkisel hazırlık ba-
şanya ulaşırsa (saldırma ya da kaçma
eylemi başanlırsa) organizma tepkı ha-
zırlığıru sonlandınr, yeni duruma uyum
sağlar, biyolojik ritim normale döner,
psikolojik denge yenıden kurulur. sos-
yai denge normalleşir. Bu evre ikinci
basamaktır, 'uyum evresi'dir. Eğer bu
başanlamaz ise tepkisel durum zayıf-
lar. strese karşı konulamaz. canlı kal-
mayı sağlayan güçler tükenir, arkadan
da kollaps (çökme) ve ölüm gelır. Bu
da üçüncü basamağı oluşturur.
Cözüm volları
Korkulann bilinçte kalmasına çözüm
bulunamayıp da bilinç dışına itildiği
durumlarda ise ortaya korkuya bağlı
nevrotik davranışlar çıkar ki çağımız-
da bu da çok görülmektedir. Unlü psi-
kiyatr Karen Horney, 'Çağımızm Nev-
roiük Insanı' adlı yapıtında bu tür kay-
gılardan kaynakJanan tutum ve davra-
nışlan açıklamaktadır. Terör olaylan
da çağımızın büyük bir 'stresf kabul edil-
meli ve konuya böyle çözüm aranma-
lıdtr. Şöyle bir çözüm yolunu birlikte
bulabiliriz:
1. Tehlikeyi tanımak:
Tehlıkeyi tanımak. niteliklennı bıl-
mek, boyutlanm ölçmek en önemli baş-
langıçtır. Tehlikeyi tanımaktan kaçın-
mak kaygı oluşumunun habercısi sayıl-
malıdır. Onu görmek ve tanımaktan ka-
çınırsak bu tutum onu kaygı nesnesi
yapacağımızın işareti olabilir. Buna
karşın tehlikeyi tanımak, ona karşı ön-
Oünyanın yenı çıkmazı
KORKU S
on yaşananlar da gösteriyor ki bütün dünya
'banş kültürünü etkinleştirmek' görevinin
sorumluluğu altındadır. 'Banş kültürü',
dünyayı her türlü felakete sürükleyen 'savaş
kültürü'ne karşı çıkanlmalı, insanlığın bütün
sorunlannın banşçı yollarla çözülmesi gerektiği
toplumlarca paylaşılan bir amaç olmalıdır. Aksi
halde daha çok olayla hem korkutmaya hem de
korkmaya devam edeceğimiz kuşkusuzdur.
lem alma gücümüzü harekete geçinr. Bu
da bizi 'strese karşı hazırhkh kılar" kı
çok önemli bir başlangıçtır. Gerek bir
terönst saldınsı gerekse mikrop sava-
şı artık eskisinden çok daha fazla bıl-
gili ve hazırhkh olmayı gerektirir. Si-
vil savunma hizmetlerinin bu yenı sa-
vaş türlerini de karşılayacak biçımde ye-
niden japılandınlması zorunludur. Top-
lumun ve bireylerin böyle hazırlanma-
sı çok önemlidir.
sorumluluk duygusu
2. Tehlikdere karşı hazırlanmak. bir-
likte ve işbirliği içinde harekete geçme-
ye hazırolmak: Bu ortak hazırlanma ka-
rarhhğına sahip olmak korku ve kaygı
duygusunu ortadan kaldıran önemli bir
oluşumdur. Yalnız olmadığını bihnek,
yapılacaklar konusunda sorumluluk al-
mak. bu sorumluluğu paylaşmak. bir bü-
tünün işe yarar parçası olduğunu bilmek
çok önemlidir. Çocuklar için de bu pay-
laşımın büyük bir önemi vardır. Çocu-
ğun bütün bu konularda bilgisi ve gö-
revi olmalıdır. Bir sandalyenin bura-
dan alınıp şuraya konması bile çocuk-
ta gü\en duygusu yaratacak etkenler-
dendir. Tehlikeye karşı çaresiz kaldığı-
mız durum. 'ne yapacağımta bilme-
mek'tir.'Yapacaklanmızı bilmek, çe-
şitli denemelerle •yapacaklanmız konu-
sunda bilgi ve beceri kazanmak' bizim
için çok önemlidir. Bir tehlike karşısın-
da •yapacaklarımızısorumluluklayeri-
ne getirmek için bedensel ve ruhsal do-
nanım kazanmak' bızi tehlike korku-
suna karşı hazırlar.
Bu bakımdan her olaya özgü 'hazır-
lanma, işbirliği içinde ohna, ne yapaca-
ğuu bilme' sürecine önem verilmelidir.
Artık belkı de 'ordulann karşı karşrva
gekliği klasik savaşlar' hiç olmayacak-
tır. Artık belki de savaşlar "gürüük ha-
ptuı içine giren kör vuruşlar' biçimin-
de yaşanacaktır. Insanlann 'bunu bihne-
leri. buna hanrlanmalan. tehlike kar-
ştsında yapacaklan konusunda donarum-
lı olmaİan. tehlike anında paniğe uğra-
madan yapmalan gerekenkri yapma-
lan' yeni \e yaygın eğıtimın konusu
olmalıdır.
Şu günlerde büyük kentlerimizde ya-
şanan 'kapkaç olaylan' bıle kendi ça-
pında bir terördür. Yolda yürüyen ka-
dınlann taşıdıklan çantalan kapıp ka-
çan, eğer çanta bırakılmazsa sahibini yer-
lerde sürükleyen kişilerin yol açtığı
olaylar da yenı bir hazırlık biçimini zo-
runlu kılmaktadır. Oysa bu haberleri
okuyanlar sadece üzülmekte, kendi ba-
şına gelmemesini temenni etmekle ye-
tinmektedırler. Böyle bir tehlikeye kar-
şı neler yapılacağını bilmek \e tehlike
anında bunlan yapabilmek çok daha
önemlidir. Onun için, sivıl savunma ör-
gütlennin yenı görevi, toplumu yeni
savaş biçimleri konusunda uyarmak.
gerekli çalışmalan yapmak olmalıdır.
Psikolojik savası kazanmak
3. Olunılu düşünce gücünü kazan-
mak: Her türlü olumsuzluğu yenmenin
önemli bir yöntemi de "olumlu düşün-
ce gücünü kazanmak'tır. 2. Dünya Sa-
vaşı sırasında Ingiltere, Almanya'run ha-
va saldınlanna uğradığı zaman uygu-
lanan yöntemler bu amaca yönelik ol-
muştur. Alman savaş uçaklan birbiri
ardına gelen akınlarla Londra'yı ve öte-
ki Ingiliz kentlerini bombaladıklan za-
man tngiliz halkı büyük bir çaresizlik
ve umutsuzluk içine düşmüştü. Çünkü
Ingiltere'nin bu akınlan durduracak ha-
\a kuvvetleri hazırdeğildi. O zaman In-
giltere Sivıl Savunma Komutanlığı 'psi-
kolojiksavaş'ı kazanabilmek için şu ko-
nulara dikkat çekmiş. halkı uyarmıştı:
'Eğer bir bombanın patlama gürül-
rüsünü duyarsanız biüniz ki bomba baş-
ka \erde patlamıştır. size yönelik tehli-
ke geçmiştir. Eğerbir bombanın düşme
ısuğını duyuyorsanız ve ıslık sesi si/den
uzaklaşıyorsa, bombanın başka yere
düşeceğini anlayınız. Eğer ıslık sesi ar-
üyor ise bombanın yakuımıza düşme
otasdığ] \ardır. bu durumda öncelikleda-
ha önceki bombaların açtığı bir çuku-
ra girin ve yatın. Bir yere iki kez bom-
ba düşme olasıhğı çok azdır. Böyle bir
çukur yoksa hemen yere yatm ve bom-
banın düşme gürültüsünü du>Tnadan
kalkmayın."
Soğukkanlı olmak
Bu önerilerde dikkat edilirse hem
bilgilendirme, hem ne y apacağını açık-
lama hem de konunun nasıl gelişebile-
ceğine ilişkin bilgiler vardır. Toplumu
tehlikeye karşı uyarma da bu özellık-
leri taşımalıdır. Şunu bilmek gerekır
kı:
- Her uçak kaçınlmaz. Iyiönlemalı-
nırsa bu olasıhk ya çok azaltılır ya da
ortadan kaldınlır.
- Her mektup şarbon mıkrobu taşı-
maz. Kuşkulu bir durum olursa mek-
tup açılmaz ya da dıkkatle açılır. Şar-
bon hastalığı da tedavi edilebilen bir has-
talıktır.
- Aslında günlük hayatımızda *in-
sanlan korkutan terör' kadar tehlike-
ye yol açan. yaralanmaya. ölümlere yol
açan pek çok olay vardır. Trafık kaza-
ları, ihmalden kaynaklanan pek çok
yanguı, kent içinde çalışan yanıcı mad-
de ışyerleri. sılahla yapılan şakalaşma-
lar vb. pek çok konu gerçek bir terörola-
yı gıbi hayatımızın içinde zarar verme-
yi sürdürmektedir. Oysa bunlann hiç-
bınsı üzerimizde 'terör korkusu' gibi
bir korkuya yol açmamaktadtr.
Onun için de 'korkudan korkmak' ye-
nne soğukkanlı olmak, ne yapacağını
bilmek ve tehlike anında bunlan yapa-
cak donanıma ka\
-
uşmak gerekiyor.
Ne yapmalı?
Prof. Dr. Vedat Şar, 'Ne yapmah' ko-
nusunda şunlan önenyor:
Tehükeleri abartmamah: Dünya her
şeye rağmen yaşanmaz değildir ve ül-
kemiz dünyanın en tehlikeli ülkesi
değildir. Şu dönemde iyi yöneticı ve
iyi yönetime hasret de olsa üısanımız
genellikle zorluklarla baş edebilmek-
tedir.
Sosyal ilişkilere önem vermeli: Ge-
rek geniş aıle ve akrabalarla ilişkiler ve
gerekse dostluk, arkadaşlık ilişkileri
canlı tutulmalıdır. Kimi toplumsal ge-
leneklerin yaşatılması destekleyicidir.
Çünkü kurallann azaldığı bir dünyada
bunlar insanın sonsuz bir uzayda kay-
bolduklan hissinı azaltmaktadır.
Poziûfbirinsanolmayaçalışnıalı: Ge-
nel bir kural olarak olaylara yapıcı yak-
laşmalıdır. Güler yüzlü olmak, kişisel
sorunlan çok fazla anlatarak başkala-
nnı yıpratmamak. başkalan için gerek-
siz yere (rekabet ve benzeri nedenler-
le) yıkıcı olmamak, başkalannı onlann
işle\selliğini bozacak şekilde rahatsız
etmemek önemlidir.
Sporyapmah: Kişinin kendisıne za-
man ayırması sağhklı bir tutum. Be-
deniyle de, ruhsal durumuyla da za-
man ayınp ılgilenmesı, kendi yöneti-
minin kendisinde olduğu hem de ken-
dısine değer verdiği duygusunu olum-
lu etkiler.
Doğaya >akın olmalı: Hay-van besle-
me vb. yaşadığımız bu sorunlann bü-
yük bölümü unutmayalım ki modern ya-
şamda zorunlu olarak doğadan uzaklaş-
mamızla ilgılidir.
Çok uzun saatleri TV ve bilgısayar ba-
şında geçırmemeli. Bu gibi araçlar ger-
çek insanlarla görüşüp konuşmaya oran-
la kışıde sanal bir dünyada yaşadığı his-
sini yaratmaktadır. Aynca TV yayıncı-
lığında reyiıng kaygısı ile gereğinden
fazla heyecan yaratacak bir tutumun
yaygm olduğu da unutuknamalı. Uyku
bozukluğu. iç sıkıntısı. karamsarlık.
olumsuz düşüncelerin varlığı gibi durum-
lann süreklilik kazanması halinde ruh
sağlığı hekimine başvıırmahdır. Gün-
delik yaşamdaki olumsuz koşullar kişi-
nin kendi geçmişindeki olumsuz yaşam
olaylannı da hatırlatır \ e temeli geçmiş-
te olan ruhsal sorunlan alevlendirirler.
O zaman bunlann da ele alınması gere-
kir. İyi yürütülen psikolojik ve psikiyat-
rik yardım çok yararlı olabilir. Türk in-
sanı bu gibi olaylar karşısmda A\Tupa-
lı ve Kuzey Amerikalılara göre daha es-
nek bir ruhsal yapıya sahip. Çünkü be-
lirsizlik koşullannda yaşamaya alışkın
\ e maalesef acı olaylarla karşılaşma yüz-
desi çok yüksek.
Barıs kültürü
Son yaşananlar da gösteriyor ki bü-
tün dünya 'Banş kültürünü etkinleştir-
mek' görevinin sorumluluğu altında-
dır. 'Banş kültürü". dünyayı her türlü
felakete sürükleyen 'Savaş kültürü'ne
karşı çıkanlmalı, insanlığın bütün so-
runlannın banşçı yollarla çözülmesi
gerektiği toplumlarca paylaşılan bir
amaç olmalıdır. Aksi halde daha çok
olayla hem korkutmaya hem de kork-
maya devam edeceğimiz kuşkusuzdur.
BİTTİ
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
YorgartanYanmadkça..
Dünkü gazetelerden birisinde vardı. Alman dost-
larımız, 11 Eylül saldırılarının kendi ülkelerinde
planlanarak Nevvyork ve Washington'da uygulan-
maya konulduğunun ortaya çıkmasından sonra-
dır ki başta Kaplancı'lar olmak üzere aşın dinci grup-
laıia etkin bir mücadeie açmayı kararlaştırmışlar.
Hatta, karar almakla da kalmayarak "Kaplancı-
lann Sesi" konumundaki HAKK TV adındaki şer
yuvasının yayın yapmasını yasaklayarak, uygula-
ma alanında adım da atmışlar.
Önce Erzurum'dan bu ülkeye işçi göçü altında
giderek "Anadolu Federe Devleti" adı ile bir örgüt
kuran Cemalettin Kaplan'ın, o ölünce de, baba-
sından aldığını söylediği Halife'lik unvanı ile bu
devlet(!) kuruluşunun başınaoturduğunu ilan eden
Metin Kaplan'ın dostumuz, müttefikimiz Alman-
ya'dan Türkiye'ye yöneltmek istedikleri teröre yö-
nelik planların hiç değilse önemli bir bölümünü
anımsarsınız.
Bu planların başında, beş yıl önce, bir 29 Ekim
Bayram gününü bütün bir Türk dünyası için ma-
teme çevirmek amacı ile Anıtkabir üzerinde kami-
kaze saldırısı yapmak için örgütlenmek gelir. O
hazırlıkları yapanlar da, Türkiye'yi sözde devletle-
ri için, tıpkı Afganistan'da olduğu gibi "Emirlik"\e-
re bölerek, bu unvanı taşıyan kimi yobazlan gizli-
ce ülkemize gönderenler de, Almanya'da ve Alman
devletinin yasalarının güvencesinde yaşıyorlardı.
Bir camıninhemen yanında, üzerinde hem Arap-
ça, hem Alman dili ile "Federal Anadolu Devleti"
türünden asıimış tabelanın ne anlama geldiğini, ka-
pıyı açıp içeri giren hiçbir Alman kamu görevlisi sor-
madı. Yine aynı kişiler, bir spor salonunda topla-
narak, ellerinde oyuncak sılahlarla da olsa, aske-
ri düzende yürüyen molla kılıklı bir güruhun, Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun maketi olduğu
söylenilen bir maketın boynuna ip geçirerek yer-
lerde sürüklemekle neyi anlatmak ıstediklerini de
oğrenmek ıstemedi.
Ya bizde benzer eylemler yapılsaydı
Hiçbir Alman dostumuzun aklına bu çirkınlıkle-
ri görüp öe,"Türkiye'de Nazilerden oluşan bir Al-
man grubu, benzerbiçimde örgütlense, mesela?
Istanbul'da bir binayı lokal olarak hazırlayıp kapı-
sına "Nasyonal Sosyalist Alman Devleti türünden
bir tabela assalarjepkimız ne olur?" diye düşün-
mediler.
Yine Jürkiye'yi parçalamaya yönelik PKK terö-
rününAvrupa'nın hemen her ülkesınde olduğu gi-
bi Almanya'da da örgütlenmiş uzantılan, özgürlük,
insan hakları türünden mazeretlerle, sadece anla-
yış değil, kamu görevlilerinden saygı ve destek de
gördü.
Ama bu yazının başında da söylediğım gibi, 11
Eylül'de dünyanın super gücüne yönelik saldın, tüm
Batı ülkelerinin gözünü açmaya başlarken, özel-
likle Almanya'nın bu saldırıların hazııiıklan için ka-
rargâh olarak seçilmesı, yenı önlemlen gündeme
getirdı.
Metin Kaplan'a sınır dışı
Federal Almanya Içışleri Bakanlığı'nın, bu yeni
önlemlerin başında, ülkelerinin Taleban'ı Metin
Kaplan'ı, sınır dışı etmek için hazırianan bir planı
uygulamaya koymak için bir süredir yaptığı hazır-
lıkları tamamladığı anlaşılıyor.
Adı, örgüte ihanet eden bir yandaşın şerıat ya-
sası uyannca öldürülme olayına da karışan Metin
Kaplan'dan kurtulmak, öylece Kaplancılarçetesi-
nı de başsız bırakarak dağılmalannı sağlamak için
hazırianan plan bu hafta içinde uygulanarak, Kap-
lan muhtemelen Almanya'dan önce yaşadığı ül-
keye, yani Türkiye'ye gonderilecek.
Kaplan'ın Türkiye'ye karşı işlediği suçlann, Öca-
lan'ınkınden farklı olmadığını, bu nedenle de tu-
tuklanarak DGM önüne çıkartılması gerektiğini,
Alman makamlan da biliyor. Üstelik bu ülkede ık-
tıdarda bulunan koalisyon Sosyal Demokrat ve
Yeşiller partilerınden oluşuyor. Öyle anlaşılıyor ki
hükümetin her iki kanadı da, Metin Kaplan'dan kur-
tulmak için kendisinı sınır dışı etme kararını uygu-
larken, yasalanmızda bulunan ama öcalan'a da
daha başka benzer hükümlülere de tatbik edilme-
yen ölum cezalannı TBMM'nin askıya almış olma-
sı gerekçesinin arkasına gizlenmeyi yeğleyecek-
ler.
Kim bilır belkı bundan sonra olsun Avrupalı "dost
ve müttefiklerimiz" yıllardan berı bizim üzerimiz-
de oynanmakta olan oyunları bıraz daha objektif
olarak değerlendirme olanağını da bulabilecekler.
Faks:0212-677 07 62
obirgit(â e-kolay.net
Bilim ve Kiiltür Platformu'ndan proje
CHP yaşlılara
sahip çıkıyor
İstanbul Haber Servi-
si-CHP, yaşlılara somut
projelerle sahip çıkacak,
hiçbir yaşlıyı kaderine
terk etmeyecek, sokakta
bırakmayacak.
CHPBılim,Yönetim,
Kültür Platformu'nca ha-
zırlanan "CHPYaşhlan-
nnzaSahipÇriayor" pro-
jesi Merit Antiİc Otel'de
basına tanıtıldı. Platform
Başkanı Bülent Tanla,
"HaDan \iizde 87'sinin
tüketim gücü her gecen
ay azahyor. İTkenıizdeki
vaklaşık 13 miryonaile-
nin8-9mih\)nu.'ayda300
mflyon Branm alunda pa-
rayia geçmmeye çabşryor.
Her 4 kişiden üçü birbi-
rine güvenmiyor. Gûven
sonınu yaşayan Türki-
ye'yi, sağlam aile yapısı
ayakta tutuyor" dedı.
Yaşlılara üişkin proje-
nin başkanhğını yürüten
emekli vali yardımcısı
ve Eski Darülaceze Ku-
rumu Müdürü Ata Aksoy
da, ülkemizde yaşlılann
büyük bölümünün sosyal
güvenceden yoksun ol-
duklannı, geleneksel ai-
lenin yerini çekirdek ai-
leye bırakmasıyla, yaşlı-
lann yahıızhklannın art-
tığını söyledi. Aksoy,
CHP'nin önerilerini şöy-
le sıraladı:
• CHP, ailenin korun-
masını esas alacak poli-
rikalar uygulayacaktır.
• Ailede çahşabilecek
olanlara iş olanağı sağ-
lanacaktır.
• Korunmaya ve bakı-
ma muhtaç olan yaşlıla-
nn sıkıntılardan kurtul-
ması için Sosyal Hizmet-
ler II Müdürlükleri bün-
yesinde özel birimler
oluşturulacaktır.
• tstanbul'da, Darüla-
ceze Kurumu yeniden
yapılandınlacaktır.
• Gelişmiş bir yaşhlar
hastanesi kurulacaktır.