Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2KASIM2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
15
Susurkâ ıtavası s8
baştBn...
OUu otocak kazayı da
esastan bazun!
Bektronik posta: denizsomdcumhuriyetcom,tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44.97i
- Ekonomi tek elden
yönetilmeliymiş...
"Tekelci sermave ile mi!"
Dost
Amerika'nın Taleban'a
karşı desteklediği
Kuzey Ittifakı'mn
liderlerinden General
Raşit Dostum, bir
dönem
Afganistan'daki
Sovyet kuklası
Necübullah'ın,
Necübullah
devrildikten sonra
Taleban'ın mollası
Ömer'in en yakın
dostuydu... O sıra
Dostum'u Kale-i
Ceng'te ziyaret eden
Kanadalı gazeteci Jan
Cienski avluda
gördüğü et parçaları
ve kan birikintileri
üzerine "Keçi mi
kurban ettiniz" diye
sorduğunda "Hayır,
hırsızlık yapan bir
askeri cezalandırdık"
yanıtını alıyordu... Infaz
ya ters yönde hareket
eden iki tanka baş ve
ayakiardan ya da
herhangi birtankın
paletine gövdeden
bağlanarak
yapılıyordu. Eski bir
tulumba tamircisi olan
ve Sovyet döneminde
generalliğe yükselen
Ozbek asıllı Dostum,
şimdilerde
Amerika'nın dostu ve
Afganistan'ın uygar
dünyaya katılması için
çalışıyor!
arsayalım ki Istanbul Valisi Erol Çakır hak-
kında bir tutanak düzenlenmiş... Fakat tu-
tanağın ne zaman ve nerede düzenlendiği
belli değil... Tutanaktaki metin, bilgisayarda
hazırlanıp yazıcıdan çıkış alınmış ve altına da dakti-
lo ile isim ve sıfatlar yazılarak imzalar atılmış...
Imzalar da diyelim ki sekiz komşu ilin valisine ait...
Yine varsayalım ki bu tutanaktaIstanbul Valisi Erol
Çakır, ağır bir dille itham ediliyor...
Fakat, tutanakta Çakır'ın suçlamalarla ilgili görüşü
alınmamış; tutanağı imzalayıp imzalamayacağı sorul-
mamış... Yani tutanak, gıyabında hazırlanmış...
Mesleği ile ilgili çok ağır suçlamalar içeren bu tu-
tanak sekiz vali tarafından imzalandıktan sonra dev-
letin herhangi bir kurumunda herhangi dosyaya kon-
mamış, kayda geçirilip resmi evrak durumuna geti-
rilmemiş.
Varsaydığımız tutanakta yer alan ithamlarla ilgili
olarak Istanbul Valisi Erol Çakır hakkında hertıangi bir
Varsayım
soruşturma açılmamış, herhangi bir işlem yapılma-
mış, dolaylı ya da dolaysız yoldan ithamlarla ilgili gö-
rüşü sorulmamış, savunması alınmamış...
Varsayımlara devam ediyoruz...
Birgün istanbul Valisi Erol Çakır görevinden alına-
rak Üsküdar Kaymakamlığına atanmış... Olacak iş
değil ama varsayıyoruz ya... Erol Çakır da ne yapsın
mahkemeye gitmiş, dava açmış... Bunun üzerine
mahkeme, Ankara'dan Erol Çakır'ın özlük dosyasını
istemiş... Çakır'ın üstün ve başanlı hizmetlerinden
dolayı aldığı takdirler ve ödüllerle dolu dosyasının
içinde varsaydığımız bu tutanak çıkmış...
Tarihsiz, kayıtsız, kuyutsuz bir tutanak...
Çakır hemen ne zaman ve nerede düzenlendiği
belli olmayan tutanağı imzalayan valilere gitmiş...
Varsayalım sekiz vali de "Ben böyle bir tutanak im-
zalamadım" demiş ve bu beyanlarını da yazıya dö-
küp mahkemeye sunmuş... Lakin, Içişleri Bakanı çı-
kıp "Evet o tutanak doğrudur" deyince, valilerden
dördü "Ben tutanağı imzaladım" diyerek yazılı ifade-
sini değiştirmiş... Bir vali "Valla imzalamış olabilirim
de olmayabilirim de" demiş... Üç vali ise, böyle bir
tutanağı imzalamadığını bir kez daha bildirmiş. Hat-
ta valilerden biri, "Biz sekiz vali, geçen yıl Içişleri Ba-
kanı'na ortak bir dilekçe göndermiştik; bu imzalar o
dilekçeden alınmışa benziyor" gibisinden de bir be-
yanda bulunmuş...
Varsayalım ki, mahkeme de tutanağı geçerli sayıp
Istanbul Valisi Erol Çakır'ın Üsküdar Kaymakamlığı-
na atanmasını uygun bulmuş...
Böyle tutanak olur mu, validen kaymakam yapılır
mı diyorsanız... Kaydı kuydu olmayan bir tutanakla
lise kimya öğretmeninden ilkokula fen bilgisi öğret-
meni atayanlara sormalısınız!
SESStZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hatt
erdincutku ; yahoo.com
Hatasız oKUL olmaz!
v
Solda yeni bir oluşuma gerek var'
Emekli TEK müfettişi Savaş Sön- y
mez:
"Kanımca eski ÇHP, HR SODEP,
SHP ve yeni CHP toplumda yeniden
yeşermekte olan 'sol dalga'nın çokge-
risinde kalmıştır. DSP zaten bir politik
görüş ve kitle partisi olarak zikre değ-
meyen, kerameti kendinden menkul
bir kuruluştur.
Yıllardırtürlü koalisyonlarda, antide-
mokratik, tutucu, laiklik ve emek kar-
şıtı her türtü çabaya payandalık göre-
vi iletutunmaya çalışan ve bu dönem-
lerden ortak olarak sorumlu olanların
topluma verecekleri hiçbirolumlu me-
saj ve slogan kalmamıştır. Türk siya-
sal hayatının nasır tutmuş irili-ufaklı
tüm ileri gelenleri ve gidenleri, sessiz-
ce köşelerine çekilip bir yandan 'kı-
yak' emekliliklerinin sefasını sürer-
ken bir yandan da 'günah çıkarma
anıları'nı yazmalıdırlar. Ve bundan
böyle hiçbir şekilde, hiçbir politik gi-
rişimin içinde yer almamalıdırlar. Asla!
Umut, şu anda solda sadece tabela-
lan ile var olan marjinal partilerin ve ki-
mi sivil toplum örgütlerinin desteğini de
kapsayan yepyeni bir oluşumdadır.
Bu ülkede, bugüne değin hiçbir po-
litik oluşumun içinde yer almamış, yıp-
ranmamış, ancak bu 'hal ve gidiş'e son
verebilecek oluşumlarda yer almaya
can atan, belli bir dünya görüşüne sa-
hip, bilgili, ilkeli, tutarlı, deneyimli, her
türlü çıkara kapalı ve 'vatanın baht-ı
kara maderini' kurtarmak üzere bir kı-
vılcım çakılmasını bekleyen nice gizli
değerler bulunmaktadır."
Dabbet-ül-arz Hakkında
FATMAEStV
Prof. Dr. Y. Nuri Öztürk'e
göre ünlü fizikçi Stephan
Havvking, -kıyamet günü or-
taya çıkacağı söylenen yara-
tık- anlamına gelen bir Dab-
bet-ül-arz'mış! Çünkü, gele-
cek binyıl içinde uzayda kolo-
niler kurulmaması halinde, in-
sanlığın yok olmasının müm-
kün olduğunu söylemiş.
Karşılaştığım benzer iddi-
alar nedeniyle bu sözler beni
şaşırtmadı, fakat bu sözlerin
Sayın Y. Nuri Öztürk gibi biri
tarafından dile getirilmiş olma-
sı şaşırttı!
Türkiyedahil bütün Islam ül-
kelerinde, Batı'daki bilimsel
veya teknolojik bir gelişme ya
da bir görüş karşısında hemen
o konunun Kuran'da zaten ya-
zılı olduğu şeklinde bir görüş
ortaya atılır daima. Sonra da
inanılması güç bir ustalıkla,
çeşitli şekilde yorumlanabile-
cek bazı ifadeler bunun kanıtı
olarak gösterilir. Tıpkı bu ko-
nuda olduğu gibi. Prof. öz-
türk, Stephan Havvking'in söz-
lerinin Kuran'daki ayetlerde
dayanağı olduğu gerekçesiy-
le onun Dabbet-ül-arz oldu-
ğuna inanmış!
Önce belirtmeli ki burada i-
ki çelişki var. Sözcük anlamı-
na göre Dabbet-ül-arz, kıya-
met günü ortaya çıkacağı söy-
lenen yaratık. Halbuki Step-
han Havvking'in ileri sürdüğü
görüş önümüzdeki binyıla iliş-
kin. Diğertaraftan Prof. öztürk
şimdiye kadar Islam dinini ba-
tıl inançlardan, hurafelerden
anndırmaya yönelik çalışma-
ları ile tanınıyor. Başka bir de-
yişle, dini kurallan çağdaşlaş-
tırma gayreti içinde olan biri.
Bu iddiası, yapmak istedikleri
ile çelişiyor.
Çelişkiler bir yana bu iddia,
Islam ülkelerinin bugün içinde
bulunduğu durumu ve bu du-
rumun nedenlerini düşündü-
rüyor. "Bu gezegen üzerinde
gelmiş geçmiş uygartıklar ara-
sında, bilimin Islam ülkelerin-
de en zayıf olduğu konusun-
da günümüzde herhangi bir
tereddütyoktur. İçinde bulun-
duğumuz çağda, bir toplu-
mun onurlu bir şekilde ayakta
durması doğrudan doğruya
onun bilim ve teknolojideki
gücüne dayandığına göre, bu
zayıflığın tehlikeleri ne kadar
vurgulansa azdır."
Yukarıdaki satırlar Nobel
ödüllü Pakistanlı Fizikçi Mu-
hammed Abdüsselâm'a ait.
Kendini Batı dünyasında da
kanıtlamış bir bilim adamına
yakışır şekilde çekinmeden di-
le getirmiş acı gerçeği. Fakat
bu gerçeği yaratan nedenler
de olmalı.
Bu ülkelerde hâlâ Kuran'da-
ki hükümlere ve o hükümlerin
yorumlarına köktendinci bir
uyum öngörülmekte ve bilim,
sanat, teknoloji dinsel esasla-
ra ve dinsel gerçeklere dayan-
dırılmaktadır. Halbuki bilim
bambaşka bir disiplin içinde
gelişir. önyargıya bağlı kalın-
madan deneye, gözleme, kar-
şılıklı tartışmaya ve diğer bilim
adamlannın yaptıklannı taraf-
sız bir şekilde incelemeye da-
yanır.
Bu koşullar sağlanmadığı
takdirde, o ülke insanları her
bilimsel, teknolojik gelişmenin
ardından, "Buzaten Kuran'da
var" diye avunmaya ve eziklik
duygusunu böyle yok etme
zorunda kalmaya mahkûm
olacaktır.
Laik devlet düzeni ile Islam
ülkeleri arasında ayncalıkh bir
duruma sahip Türkiye'yi şeri-
at düzenine geçirmeyi amaç-
layanların ve kendilerine özgü
çıkar hesaplan ile bu amaçla-
ra sahip kişileri görmemezlik-
ten gelen lerin, bu gerçekleri
görmeleri ve hep göz önünde
tutmaları gerekir. Çünkü konu
sadece din kurallarının radikal
bir şekilde uygulanması ile sı-
nırlı kalmayıp, uygarlıkdüzeyi-
nin düşmesine de neden ola-
caktır.
Tabii Prof. Dr. Y Nuri öztürk
gibi din konusunda toplumu
etkilemiş, olumlu önerilerle
onları sağduyulu ve insancıl
davranışlara yönlendirmiş bir
kişiden de aynı duyartılık bek-
lenmeli. Bu nedenle Dabbet-
ül-arz konusundaki yakıştır-
ması yadırgandı.
Yeterince yaşamsal sorun-
ları olan Türkiye'de, gündeme
böyle bir safsatanın sokulma-
sını anlamak çok güç!
1910 yılında dünya bir kıya-
met beklentisi daha yaşamış.
Hem de somut nedene daya-
lı somut bir zaman için; 1910
yılının 18 Mayısı için. Daha ön-
ce yörüngesi saptanmış Hal-
ley kuyrukluyıldızının 1910 yı-
lında güneşe yaklaşacağı,
görkemli kuyruğunu gözler
önüne sereceği ve dünyanın
18 Mayıs'ta Halley'in kuyru-
ğundan geçeceği hesaplan-
mış. Diğer taraftan o yıllarda
kuyrukluyıldızlann kuyrukların-
da bazı zehirli gazlann variığı
da keşfedilmiş.
Işte bu iki bilimsel bulgu se-
bep olmuş kıyamet beklentisi-
ne. Çünkü dünya kuyruğun
içinden geçerken zehirli gazla-
nn insanları öldüreceği varsa-
yılmış. Kimileri kıyameti bekle-
meden ölmeyi yeğleyip intihar
etmiş, kimileri de ağızlan sıkı-
ca kapatılmış boş şişeleri te-
miz hava dolu diye pazarlayıp
köşeyi dönmüş. O günlerde
Türkiye'de astronomi konula-
nnda en yetkili kişi Kandilli Ra-
sathanesi Müdürü Fatin Ho-
ca (Fatin Gökmen). Gerçek-
ten kıyamet kopup kopmaya-
cağını ona sormuşlar.
"Hayır" demiş. "Korkmayın,
kıyamet kopmayacak."
Halley, kuyruğu ile dünyayı
süpürüp, yoluna devam edip,
gözlerden kaybolduktan son-
ra Fatin Hoca'ya bunu nasıl
bildiğini yeniden sormuşlar.
"Hiçbir şey bilmiyordum"
demiş. "Kıyamet kopsaydı,
bilmediğimi söyleme şansı ol-
mayacaktı insanların. Fakat
kopmazsa meşhur olacaktım;
aklımı kullandım."
Sayın Prof. Dr. Y. Nuri Öz-
türk'ün böyle bir şansı da yok
üstelik.
ÇtZGÎLİK KIMÎL MASARACI
KEDt LEVO APTÜUKA abdülicauı studyoimge.com.
KÜUAMMANlZ ÖN6MLİ-
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAM 2 Kasım
KRALLAK/CRAIL
, O 2AA4AMK/4U
İLE HAS TAFABı MAK0NN&N, £rYOPr/l(HAS£Şr£-
7*N) İMfHKAT&ZU OIAHAK TXÇ6/)Vİ. 44 YtL İK.
TİCARCA KAU», 1394 'TE BİR ASKERİ PASS€ İLE
PUŞÛeuOHJ. "KKALLAR KMU,JUDAM'IN MU&F.
FERASLANt, T#NRININ SEÇTİ6İKİŞİ*6İBİ UHVAN.
LARK1JUANANSELA£İYE,KIZAL OLMANIN YANİ
SmA,BÎR PtiİAI DB WFSAL ÜD&İİYDİ. ETYOPrA
VE JAMAICA'OA YAY61N OLMBU DİNE İU4MN
LAftA *8ASTXFAtlJYEN''OeNMEKrEOİ/tJ&£7A
FARİYENL£R,SİWU IRKIN, İSRAİL'İN fCAY/f>
12.KABİL£SİOLDUĞUMA VE K£HDİl£RİHİM
JUDAH'TAN TVREOİICLESİNEİUANtRLAR.ŞiMDİ
ÇOK MY&INOLAN "RS6GAE"*DENIL£tJ MÜZİK
Û ONLARJN YEREL E2GİLERİDİR..
KIRKLARELİ ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 2000/478
Davacı: Ercan Balta
Dahili Davacılar: l- Nesnn Balta, 2- Nermın ,\ktaş. 3- Levent
Aktaş
Vekili: Av. Fahrettin Cura
Davalı: Nüfiıs Müdürlüğü
Da\a: Evlilik kaydının tashihı terkin ve tescili
Davacı vekili tarafından mahkememıze verilen dilekçe ile da-
valılar Nüfus Müdürlüğü aleyhıne açılan evlilik kaydının tashih
terkin ve tescili davasında davacı Nesrin Balta'nın adresi tespit
edilemediğinden ilanen tebligat yaptlmasına karar verilmekle
müvekkilinin Ercan Balta'nın 5.11.1982 tarihinde Türkiye Stutt-
gart Başkonsolosluğu'nda Nesrin Balta Güngör ile evlendiğini.
taraflann ULM Mahkemesi'nin 5.1.1983 tarihinde kesinleşen
17.ll.l992 günlü karan ile boşandıklannı müvekkili tarafından
Kırklareli Asliye Hukuk Mahkemesi"ne 14.4.1997 tarihinde ten-
fiz davası açıldığını ve tenfiz karan verildiğini. bu karann infa-
zında müvekkilinin eşinin adının Nesrin değil, Nermin olduğu-
nun infazınm bu nedenle yapılamacağı bildirildiğini, Nermin
Aktaş'm boşanma ve tenfiz karannda da görüldüğü üzere mü-
vekkili Ercan Balta ile bir evlilik bağı yoktur. Müvekkilinin eşi-
nin de olmadıgını. eşinin Nesrin Balta olduğunu ve nüfus kay-
dında müvekkilinin eşi olarak yazılmış bulunan Nermin adının
tashih ve terkini ile Nesrin olarak tescili kayıtlann bu şekilde dü-
zeltilmesini ve tescilıne karar verilmesi istemiş. duruşma günü
olan I3.l 1.2001 günü saat 10.00"da duruşmada hazır bulunması
veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi. aksi takdirde
HÜMK'nin 213 ve 337. maddeleri gereğince yokluğunda yargı-
lamanın sürdürülüp sonuçlandınlacağı dava dilekçesinin tebliği
verine kaım olmak üzere ilan olunur. Basın: 54949
KUZGUNCUK'ta
SATILIK MÜSTAKİL EV
3 katta toplam 120 m:
, doğalgaz
kombili, ebeveyn banyolu, bahçeli,
manzaralı, dekorasyonlu
135miIyarTL.
Tel: 0 212 - 523 84 60
Kirlenen
Dünyamızı
Fidan
Dikerek
Antalım
ORMAN
BAKANLIĞI
KAKEAL 1. .4SLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 2000/926
Karar No: 2001 735
Mahkememızin yukanda esas-karar numarası yazılı boşanma
davasında, davacı Nurten Salcıoğlu vekili Av. Hüseyin Kara tara-
fından davalı Nihat Salcıoğlu aleyhine şiddetli geçimsizlik nede-
niyle dava açılmış. 27.09.2001 tarihinde taraflann boşanmalanna
karar verilmiş olup. davalıya, tebligata yarar açık adresi tespit
edilemedisinden ve duruşma günü de ilanen tebliğ edildiğinden,
işba 27.09.2001 tarihli boşanmalanna dair karann da ilanen ya-
pılmasına. ilanın gazetede yayımlandığı tanhten 7 gün sonra teb-
liğ yapılmış sayılacağından. davalı Nihat Salcıoğlu'nun verilen
karan temyiz etmesi halinde söz konusu temyiz dilekçesini 15
gün içerisınde ıbraz etmesi, aksi takdirde temyiz etmemiş sayıla-
cağı ilan olunur. 10.10.2001
Basın: 63264
Baromuz hizmetlerinde görevlendirilmek üzere
eleman alınacaktır.
tsteklilerin en az yüksekokul mezunu olması gerekmekte-
dir. Adalet Meslek Yüksek Okulu ve bilgisayar eğitim serti-
fikalı adaylar öncelikle tercih edilecektir.
Başvurular şahsen 9 Kasım 2001 günü saat 17.00'ye ka-
dar 1456 Sokak No. 16 K. 6 Alsancakîzmir adresindeki Iz-
mir Barosu'na yapılacaktır.
Baş\Tiru sırasında alınacak belgeler:
1. Diploma örneği,
2. tkametgâh- nüfus ömeği
3. Erkek adaylar için askerliğıni yapmış olduğuna dair
belge.
4. Bilgisayar eğitim sertifikası ve Adalet Meslek Yüksek
Okulu mezunlannın çıkış belgeleri.
İZMtR BAROSU BAŞKANUĞI
ANKARA... ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLÎT"
Onlarla Varız
Eski bir Cumhuriyet okuru, Dr. Örsan Günöz
1953yılınadönerekçokduygulandırdı beni. Mes-
leğimde ilk yıllar. Çok mutlu, nerdeyse sevdalıyım.
Çalışmak, üretmek istiyorum. Hayat dergisinde-
yim, çevremden destek görüyor, çok çalışıyorum.
Vedat Nedim Tör, Rakım Çalapala, Şevket Ra-
do, Hikmet Feridun Es, Şükrü Enis Regü'yü te-
şekkürle anımsanm her zaman. Içten destekledi-
ler, soluklandırdılarbeni. Eleştiriler, uyarılarlayol al-
dım dergide. llginç röportajlaryaptım, önemli kişi-
lerle tarihten sayfalar açtım.
Hızımı alamadım Çankaya'nın kapısını da açtım
bir gün. Yanımda Vatan gazetesinin fotomuhabiri
Hilmi Şahenk, eski Köşk'ü dolaştık, belli eşyanın,
tabloların resmini çektik. O koltuklardaoturan, ma-
sada yemek yiyen tarihsel kişilerie buluştuk ner-
deyse. Çektiğimiz fotoğrafları olaylarla birieştire-
rek, yaşayanlarla konuşarak ilginç öyküler oluştu
sonra. Onlan yazdım. Başta Kazım Taşkent Ha-
yat'takiler hayli etkilendi, Sayın Taşkent, o belge-
lerle özel bir sayı istedi sonra. Elbet çok sevindim,
ama dahası var. Çankaya sayısı o dönemi yansı-
tan bir belge olarak yer aldı kitaplığımızda. Yurtdı-
şındaki elçiliklere yollandı, birçok kişi övgüylesöz
etti. Kimi kişiler de yeniden basılmasını önerdi. A-
ma benim dışımda bir olay bu.
• • •
Geçen hafta Dr. Örsan Günöz de benzer şeyler
söyledi telefonda. Elbet çok duygulandım. Sevgiy-
le oluşan ürünlerin yaşama gücünü düşündüm her
şeyden önce. Üzgünüm, Çankaya eki, kitaplığım-
dan kayboldu yıllarca önce. Mutluyum, uzun süre
boş kalmayacak, değerli okurumuz Çankaya Köş-
kü'nden bir "tıpkı basım" armağan ediyor. Aslın-
da bu olay da bir armağan niteliğinde. Çanka-
ya'daki eski Köşk'te eski okurlarla buluşmak da
mutlu bir olay. Üstelik Cumhuriyet Bayramı'na rast-
layan günlerde. Bu sayın okurumuz yıllar boyun-
ca Ankara'ya gelirmiş Cumhuriyet bayramlarında.
Başkentteki oluşumlan, gelişimleri yakından görüp
yargılamak için belki de. Cumhuriyet kuşaklarının
başkente bakışı başka bir açıda sanıyorum. Son
bayramın coşkusu da kanıthyor bunu.
• • •
Sevincimi, hüznümü güzel paylaştığım bir dost
Nevin Menemencioğlu her zaman. Uzun yıllar
Paris'teki tanıtma büromuzu parlatan bir görevli.
Çoğunuz tanır onu. Coşkuyla, özveriyle çalışır. An-
kara'yı da, Paris'i de güzel yaşar, sevgiyle, coşkuy-
la, umutla. Paris'li yıllann birikimini güzel yansıtır
çevresine, çalışmalarına. Her yaştan, her kuşak-
tan dostlaria, umutla, sevgiyle, güvenle bakar dün-
yaya. Terslikleri de hoşgörüyle karşılar. Ne güzel
dinler, ne güzel boyutlar katar söyleşisine. Ne gü-
zel anılar, öyküler çınlıyor yüreğimde. 50 yılı aşkın
birdönemin izlemleri. Yaşama sevinciyle, coşkuy-
la dolu bir kişi. Çevresine gülümser, el uzatır, gö-
nül verir, yürek verir.
Hoş birsedaşimdi.
Yüzyılın yansını aşıyor dostluğumuz. Öleceğini
düşünmedim hiç. Ölümsüz bir kişi gibi düşündüm
galiba. Yaşama sevinci solmayan bir kişi. Benim
yaşamımadagüzel boyutlar kattı. Dostluğun, sev-
menin, güvenmenin rengini, boyutunu güzel anla-
dım.
Uzun yaşayınca daha iyi anlıyor, daha iyi görü-
yor insan. Sayıları azalıyor ama dünyamızda böy-
le kişiler de var.
Biz de onlarla varız.
BULMACA SEDAT YAŞAYA3V
SOLDANSAĞA:
1/Isviçre'nin
efsanevi halk
kahramanı. 21
Akdeniz Böl-
gesi'nde bir
akarsu... Say-
dam tabaka
üzerine çeki-
lenpozitiffo-
toğraf. 3/Nâ-
zun Hik-
met' in soya-
dı... Aynı cınsten
olan şeyler arasında-
ki ince fark. 4/ Yel-
kenli bir yanş tekne-
si... Kalın bükülmüş
sicim. 5/Fiil... "Or-
hun—":Basketbol-
cümüz. 6/01umsuz-
luk belirten bir
önek...Eskidildehi-
le, düzen. 7/ Dünya-
nın en hızlı koşan canlısı olan yırtıcı hayvan... Aşk
ateşi. 8/Nazilerinpolitikasında Germen ırkından
kimselere yakıştınlan ad... Koyunun kol-kürek
bölümünden elde edilen silindir bıçunli et. 9/Ba-
tı uluslannda kullanılan bir soyluluk unvanı... Os-
miyum elementinin simgesi.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Güzel kokulu çiçekler açan bir ağaççık. 2/ Gü-
müşbahğının küçüğü... Eski Mısır'da güneş tann-
sı. 3/Alaca, iki renkli... Dağta\ıığu da denilen bir
kuş. 4/ Müstahkem yer... "Artık demir almak gü-
nü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir — kal-
kar bu limandan" (Yahya Kemal). 5/Kapalı bir yer-
deki akışkanın basınsını ölçmeye yarar aygıt. 6/
Ses... Kanşıklık, kargaşa. 7/Borç ödeme... Rütbe-
siz asker. 8/ Hücre çekirdeğinde bulunan ağ biçi-
mindeki ipliksi yapı... Yapısına girdiği sözcüğe
"kendi kendine" anlamı katan yabancı önek. 9/
Antalya yakınlarmda ünlü bir antik kent.
KAYSERİ 1. ASLTİT HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2000'724- Karar No: 2001 544
Davacı Selma Yılmaz tarafından davalı Nuri Osman
Yılmaz aleyhine açılan boşanma davasında mahkeme-
mizce 9.7.2001 gün ve 2000, 724 esas, 2001544 karar
sayılı ilamı ile Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesi. Ba-
lıkçıl Köyü. cilt 24. hane 53'te nüfusa kayıtlı. Battal ve
Melek'ten olma 1974 doğumlu Selma Yılmaz ile aynı
hanede nüfusa kayıtlı, Halil Ibrahim ve Ferdane'den ol-
ma 1963 dogumlu Nuri Osman Yılmaz'ın boşanmalan-
na karar verildiği. işbu ilanın ilan tarihinden itibaren
yasal 15 günlük süre içerisinde temyiz edilmediği tak-
dirde karann kesinleşecegi hususu davalı Nuri Osman
Yılmaz'a karar tebliği yerine geçmek üzere ilanen teb-
liğ olunur. 15.8.2001 Basın: 48604