14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 2 KASfM 2001 CUMA 12 JvLJJ-jJ. U l X [email protected] Kaan Arslanoğlu son romanı 'Kuş Bakışı 'nda yabancılaşma konusunu işliyor ozukakılladünyagerçeküğiN*NAÇALİDİS Kaan .Arslanoğlu son romanı 'Kuş Bakışı'nda ınsanın içinde yaşadığı ve çözemediğı gel-gitJerini farklı biraçı- dauı akıj bozukluğuyla irdeliyor. Fel- sef"i yakJaşımın ağır bastığı romanda .Ajslanoğlu, insanlann olaylara tıpkı romanın isminde olduğu gibi kuşba- lcışı, yanı tepeden ve daha genış kap- samJı bakmasuu amaçlıyor. - Romanınızm konusu nasıl biçim- lendi? Nelerden yola çıktmız? KAAN ARSLANOĞLU-Roman- laranda vazgeçmediğim iki ana te- maun var; politika ve psikoloji. Bu çaLışmada ayıu çerçevelerden uzak- laşrnadım, ama insanın ruhsal du- rumlanna ve insan olgusuna felsefi bakışa daha çok ağırlık verdim. Özel- lıkle akıl bozuklugunu ele aldım. Hem meslegim yönünden hem kişisel ola- rak iigimi çeken birkonu. Akıl bozuk- luğu ile yaşayan bir insanın dünyaya nasıl bakhğını anlatmakıstedim. Böy- le bir karakterin içinden düşünmeye çahştım. Dünyanın gerçekliğine bo- ziık akılla yaklaşmaya çahştım. - İnsanın yaşadığı gef-gitieri neden birakıl hastasuungözünden aıuatma- yı yeğlediniz? ARSLANOĞLU - Insan yanılgıya çok açık bir varlık. Manhksal olarak ona doğru gelen, bilimin ve kültürü- nün de ona, doğru gösterdiği birtalam sonuçlar var. İnsan bu sonuçlan ka- bullenmede sorunlar yaşıyor ve ya- nıhyor. Durumu bir de akıl bozuklu- ğu yolundan inceledigimizde yanıl- gının nedenJerine daha yakından ba- kabiliyorum. - Romammzda politika arka plan- dı kalmış. Bu. tarzmıa degişimek is- temenizden mi kaynaklanıyor? ARSLANOGLÛ - Önceki roman- lanmda da politik olaylar, en az beş- altı yıl öncesinin, güncelliğini yitir- mış olaylanydı. Günceli değil günce- lin arka boyutunu incelemeyi yeğle- rim, felsefi yönüyle, insan boyutuy- Ia Burada daha geniş perspektifli bir insan panoraması çizmeye çahştım. Ikrici ve gerici insanlann bakış ve ta- vTİanndan yola çıkarak ilericiliğin ve gericiliğin kısa bir ruhsal tarihini yezdım. jvuş Bakışı, en iyi romanınT - 'Kuş' simgesineolağandışı birgö- re yükkmenizin sebebi neydi? \RSLANOĞLü - Romanda ağır- lıilı olarak kuş ve ayna simgeleri var. Kış daha büyük bir rol üstlendi. Bu- nın iki nedenı \ar. Birincisi, ana kah- ranan açısından kuşun sembolik bir aıiamının olması. Kuş, ana kahra- mnın özdeştiği, çözemediğı prob- lenJerde onunkahnayüksehneye ça- hığı bir simge. Romanda bazı ipuç- lat olmasına rağmen açık kalan bir- çs nokta da var. Akıl bozukluğu gö- znden yazılan bir romanda bütûn öîlerin tam anlamıyla birbırine bi- tinesi söz konusu olamaz. OnJan ö.'llikle açık bırakmaya çahştım. çıkü yaşamın gerçekliği bu şekilde. İaci neden de insanın yaşadığı ger- çliğe, içinde bulunduğu dar çevre- ye olaylara biraz yukandan, felse- fın gözüyle bakabihnesinin gerek- l|ıne işaret etmek istedim. Kitabmızın ilginç bir kurgusu ve <elolarakbir farkhhğı var.Bu yön- tle insanJann hangi yönlerini keş- fğinizi düşünüyorsunuz? RSLANOĞLİJ-Her romanımda încekini aşmagibi birhedefim var. ve kurgu anlamında da bazı de- mler, gelişimler var bu romanda. ı§ Bakışf nın dil ve kurgu açısın- en iyi romanım olduğunu düşü- orum. Insan gerçekliğine daha urlu yaklaştım. Romanda çok sa- ı bilmece var. Bunu birbaJama ede- -t, sanatiçinyaptım; fakat daha çok ıtın gerçeğine uyması için yaptım. jılan anlamak birbakıma çok ba- ama biraz derinine indiğinizde durum değişiyor. Insanı çözmek, bil- mece çözmek gibi zor. Romanda bu zorluğu okuyucuya yaşatmak istiyo- rum. - Kahramanınız Nihat, ülkemizde psüriyatri alamnda yaşanan sorunla- ra değmiyor. Bazı şeyleri yahnağryla anlatmak psikiyatr olarak sizi tedir- gin etmiyor mu? ARSLANOĞLU - Kitapta günlük psüdyatri pratiğinin birtakım çarpık- İıklan da sergileniyor; olumlu ve olumsuz yönJeriyle. Birçok kişiyi ra- hatsız edebüir. Mesleğin incehklenyle ilgüi baa sırlan da ortayaçıkarmış ola- bilirim. Ama genel olarak psıkiyatr- lara başvuranlar açısından bazı şey- lerin bilinmesinin olumlu olacagını dü- şünüyorum. 'Yabancuaşmanın zinciri kınlmah' - Kahramanlannızuı sevgi gerek- süunesi, sanal cinselük. çanşan anne- baba gibi sorunlan var. Giinünıüz in- sanı nasıl bir dunyada yaşr>or? ARSLANOĞLU - Insan yabancı- laşmayla karşı karşıya. Kapitalist top- lum geliştikçe, şehir yaşamı ilerle- dikçe insanJar daha renklı bir yaşama kavuştuklannı zannediyorlar, ama öte yandan insan ilişkileri açısından kı- sırlaşıyorlar. Yahuzlığa itiliyorlar. Bu sorunu tüm toplumlar yaşıyor. Akıl bozukluğunda daha yogun yaşanıyor. Roman, yabancılaşma olgusunu da- ha derin, daha dolu yaşayan insanın dramını anlatıyor. - Sizcegekceân insanınasılolacak? ARSLANOĞLU - Yabancılaşma- nın arttığı, insanın teknolojiye daha bağımlı yaşadığı, yaşamın daha renk- li geçer gibi göründüğü ve aslında Roman yazmaj a bir süre ara vereceğini söyleyen Kaan Arslanoğlu 'Kuş Bakışında, yabancılaşma olgusunu daha derin, daha dolu yaşayan bir insanm dranıınj anlaöyor. (Fotoğraf: VEDAT .ARIK) pek çok derinliğın kaybolduğu bir dönemin insanı olacak. Bu yabancı- laşma zincirini kırmak gerek, bu da toplumsal değişimle gerçekleşebilir. insanın sanal mutluluğunu ve derinin- deki mutsuzlugu larnıası gerek. - Sırada ne tür kitaplar var? ARSLANOĞLU-Romana ara ve- receğim. Psüdyatri ile ilgili iki kitap yazmayı düşünüyorum. Psüdyatri ala- nında kuramsal boşluklar olduğuna inanıyorum. Çahşmalanmı birsüre po- litik psüdyatri üzerine yoğunJaştıra- cağım. Retrospektif sergi, 29 Kasım'da Tepebaşı TÜYAP îstanbul Seıgi Sarayı'nda açılacak 4 Dünden Yarma Nuri Iyem' DİJtlAL ARŞİV OLUŞTURULACAK - Eflerinde Nuri İyem'in yaprtlan baJunan sa- nat dostlan, koleksrvonerier ve kurumlarla görüşülerek düjital arşh kayidan yapuacak. Kûltûr Servisi - 29 Kasım-13 Aralık tarihleri arasında Tepebaşı TÜYAP îstanbul Sergi Sarayı'nda Nuri tyem'in 'Dfioden Yarma Nuri tyem' başlıklı retrospektif sergi yer alacak. Sergide, üslubu ile Türk resminin kimliğinin oluşmasında önemli bir rol üstlenen İyem'in sanatının çeşitli evrelerini gösteren yapjtlanm kronolojik, tematik bir düzenJeme içinde görme olanagı bulunacak. Nuri lyem retrospektif sergisi, Evin Sanat GaJerisi tarafindan başlatılan ve plastik sanatlar alamnda Türkiye'de ilk kez gerçeİdeştirilecek olan bir arşiv çalışmasının ikinci aşamasını oluşturuyor. Yapılacak duyurularla ellerinde Nuri İyem'in yapıtlan bulunan sanat dostlan, koleksiyonerler ve kurumlar ile ilişkiye geçilerek 19-27 Kasım tarihleri arasında dijital arşiv kayıtlan yapılacak. Sahipleıine her yapıt için Nuri lyem tarafindan imzalanan bir sertifika verilecek. Bu çalışma sonucunda îyem'in ulaşılabilen tüm yapıtlan elektronik ortamda gelecek kuşakiara saklanmış olacak. Aynca sergi sonrası elde edilen yapıtlardan yola çdalarak bir CD ile 600 sayfalık bir kitap hazırlanacak. Dd aşamalı bu etkinliğin düzenleme ve yürütme kurulu Mehmet Gülervüz. Neş'e Erdok, Nedret Sekban, Abdülkadir Günyaz, Turgay Gönenç, Kıjmet Gira\, Ahmet Kamil Gören, Erhan Karaesmen, Deniz Kavukçuoğlu, Cengiz Aloncı, Haşim Nur Gûrei, Hasan Tanla ve Ümitlyem'den oluşuyor. 'Dünden Yarma Nuri lyem' sergisi ile eşzamanlı olarak izlenebilecek olan Eczacıbaşı Sanal Müzesi'nce hazırlanan 'Nuri tyem Retrospektifi' başlıklı sanal serginin ön tanıtımma www.sanalmuze.org adresinden ulaşılabilir. (0212 275 59 75) Genç kalemler Cumhuriyet'te... AYRIKOTU Değmesin istiyorum o uğursuz el dünyama değmesin kapkara elleri çaresizliğin Ak karanfiller yeşerdi ilk defa yüreğimde ayrıkotları gibi inadına, aynkotları gibi susuz ve inatçı ak karanfiller açtı ilk defa sabaha Uykusuz beklendi yûzyıllardır bir gece ışığı, beyazı, karanfili... ak karanfili görebilmek için yoruldu tüm beyinler sabırla •ı Ve ışık var bir yerterinde karanlığın / karanfil kokusunda ve tadında L siz bilmezsiniz kaygısız uyuyanlar i 1 ve hiç tasasız uyananlar HAVVA KAYA BELKİ Sen şimdi gençsin, güzelsin, tazesin, Senin değerin o kadar, ama Bir yıl sonra, bugünkü gibi olamazsın, çünkü Dünyada o kadar çok dert var ki!.. Bu yaşayış sürdükçe, Hangi derde tutulursan tutul, Yakanı kurtaramazsın... Ölüp gidersin sonunda. Daha gençsin, güzelsin. Birini sevebilir, Evlenebilirsin. Yalnız üzüntülerinle de olsa, Yaşamak güzeldir. Benim burada oluşuma bakma, Ben senin için bir ölçü olamam. Belki senden de kötüyüm!.. İBRAHİM DOĞANAY Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu'nda gerçekleşecek Klasik Gitar Beste Yansması Kültür Servisi - 5-27 Nisan tarih- leri arasında Yıldız Teknik Üniver- sitesi Oditoryumu'nda ID. GitarGün- leri çerçevesinde KlasikGitar Beste Yanşması gerçekleştirilecek. Yıldız Teknik Üniversitesi, bu ya- nşma ile Türkiye'deki klasik gitar repertuvanna yeni besteler ve yeni besteciler kazandınlmasını amaçlı- yor. Onursaljüri başkanlığı Devlet Sa- natçısı Prof. İlhan l smanbaş tarafin- dan üstlenilen ve ikinci jüri başkan- hğını Yrd. Doç. Server Acim'in ya- pacağı yarışmadajüri üyeleri, Ricar- do Moyano, Erdem Sökmen. Bekir Küçükay, Gilbert Biberyan, Turgay Erdener, ThonıasMüllerPering,Er- tuğrulBav raktar.Muzaffer Çorhı ve Bülent Ergüden'den oluşuyor. Birinci, ikinci ve üçüncülüğe de- ğer bulunan eserler, para Ödülü ya- nında, Sanat ve Tasanm Fakültesi Müzik ve Sahne Sanatlan Ses Kayıt Stüdyosu'nda 'DereceyeGiren Eser- ler Tanıtım CD'si' ve 'Nota Yayun' olarak yayımlanacak. Bu yıl kaybettiğimiz gitarcı Rıza Başikoğnı adına dajüri özel ödülü ve- rilecek. Yanşmaya. 15 Mart tarihine kadar başvurulabilir. YTÜIII. Gitar Günleri'nde sanat- severler, Gilbert Biberyan, Thomas Müller Pering'in yanında 'gitann genç yetenekleri'nin konserleri izle- nebilir. (0212 259 70 70) YAZIODASI SELEVl İLERt 'İstanbul'da En Çok Dokunan... Tanpınar, Beş Şehir'de en uzun bölümü "Is- tanbul"a ayırmıştır. Kentler üzerine bir "duyuş" krtabı olan benzersiz Beş Şehir, "yeni" Ankara'yla baş/ar, uzak geçmişinden Tanpınar'ın bugünü- ne yol alınanTstanbul'la biter. îstanbul" da kendi içinde bölümlere ayrılmış- tır. Kısa ama o kadar özlü, gönül yıpratıcı V. bö- lümde; Huzur romancısı, henüz yeni açılmış cad- deden otomobille geçmekte, Bozdoğan Keme- ri'nin altında bırden bir bayram arabasına rast- lamaktadır. Sıska. adeta ölüme koşullanmış bir atın çek- tiği tahta arabada, "kırmızı, yeşil, pembe, turun- cu, gök mavisi entarilergiymiş sekiz an kız ço- cuğu" o güne kadar söylenmiş bayram şarkıla- nndan çok farklı "bir tango havası" tutturmuş- lardır... Yazar "birhortlak hikâyesi" gördüğünü sanır. Yeni cadde, tango ona böylesi bir izlenim sun- muştur. Oysa bugünün Istanbullusu için Bozdo- ğan Kemeri'nin ordaki cadde çoktan eskimiş, tan- golarçoktan unutulmuştur. O kadarki, Tanpınar'ın anlattığı hüzünlü sahne gibi. bunu "anlatmak" da neredeyse bir hortlak hikâyesidir... Tanpınar diyorki: "Içime, biraz dikkatle bakar- sam dağılıp toz olacak kadar eski, ölü bir şey- le karşılaştım zannı çöktü." "lstanbul"un bu bölümü sonrageçmiş zaman bayramlmarından ızdüşümlerle sürüyor. Dolap- lar, at/ıkanncalar, 's' harfiyle yazılan Çerkesin gümüş kırbacı, süslü atlar, çok renkli bir görü- nüş... Belki de çocuk gözü onları öyle görmüş- tü diyorum. Belki onlar o kadar güzel degildi. Ama ardından hemen sormak zorunda kalıyo- rum: Çerkesı çerkez diye yazmaya ne zaman baş- ladık ve bu 'z'ye yol alırken başka neler değiş- tı, neler değiştirdik?. Bugünün Istanbullu'su böyle •s'lerle, 'z'lerie uğ- raşmayı gereksiz buluyor. Dahı anlamına gelen de'lenn. da'lann, sorularsorması gereken mt'la- nn, mi'lerin bitişık yazıldığı bugün, heıtıangi bir şey sormak ıstemiyor. Sormak istemediğı gıbı, yarın için dünden gü- lünç nostaljiler devşirmekle yetiniyor, yannın na- sıl olması konusunda hıçbır ütopya düşlemiyor. Tanpınar düşlemiş: "Hayır", diyor, "Istanbul'a yeni hayat, yeni bayram, yeni eğlence şekli, yeni zaman lazım. îstanbul artık bundan böyle ekmeğini çalışarak kazanan bir şehirdir. Her şeyi ona göre düzen- lenmelidir." Hem Huzur'da hem Saatleri Ayarlama Ensti- tüsü'nde "yeni hayaf'ı belirlemesi, biçimlendir- mesi için üretımden, çalışmadan, çalışma ahla- kından büyük şeyler uman yazarın bu soy öz- lemleri Beş Şehir'de de karşımıza çıkar: Anka- ra başlı başına bir çalışma hayatı kentidır. Yeni îstanbul da oyle olabilecektir. Şehri tarihi doku- sunda ve bir iç yolculukta gezen şair, şurda bur- da işlikler, çalışan. üreten insanlar görmeyi öz- ler. Çalışma ve üretme beraberinde iyi hayat ko- şullarını getirecektir. Daha iyi koşullarda yaşayan insanlar, kültürde. sanatta yeni bir düzeye ula- şabilecek, zevk incelecek, duyuş incelecek, dü- şünce ufuk kazanacaktır. Tanpınar'ın gördüğü Istanbul, tantanalı çağla- rından sonra yoksulluğa, hatta tükenişe sürük- lenmiş istanbul'dur. Geçmişin güzelliğini ancak bazan duyumsayabilıriz: "Birdenbire hiç beklemedığimizbiryerde mer- mer bir çeşme aynası veya kapı çerçevesi, iyi yontulmuş taştan beyaz bir duvar size gülüm- ser. Ikiservi, bırakasya veya asma, küçük ve üs- lupsuz bir türbe, yahut küçük bir bahçe sana- cağınız bir mezarlık orada tatlı bir köşe yapar." Bugünün Istanbul'unda bunlan daha da sey- rek hem de çok seyrek görebiliyoruz. Ama ya- zann korkuyla söylediği hüzün dolu fakiriik, şeh- ri dört biryanından kuşatıyor. Üretme olanakla- nndan yoksun, mutsuz insanlann yaşadığı bu or- tam, bizi her zamankınden daha acı bir şekilde Tanpınar'ın çaJışma. alınteriyle kazanabilme ütop- yasınaçağırıyor... Takvimde tz Bırakan: "Yanlış mı belledim, ınsan sorumluluktur." Gülten Akın, Toplu Şiirler 1956-1991, Yapı Kre- di Yayınları, 1995. K Ü L T Ü R # Ç İ Z İ K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle