14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KASIM 2001 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 C r U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada hıangısinin haklı olduğunu kestirme yetisinden ar- tık yoksun hale geldi. örneklere geçelim. Örneğin sorumlu Başbakan Yardımcısı Me- s u t Yılmaz'ın "AB raporundaki eleştirileh doğ- ru bulduğu" demecine mi? Yoksa2. Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçe- li'nin "AB'yiikiyüzlü" diye tanımlayan ifadesine rni? Ya da rapor üzennde tek sözcüklü bir kelam- da bulunmayan Başbakan Ecevit'in suspus olu- şuna mı? Raporu gördükten sonra; DYP Genel Başka- nı Tansu Çiller'in "Kıbrıs gitti gider" demecine mı? Saadet Partisi'nin "Avrupa, hükümeti; hükü- met de milleti kandırıyor" görüşüne mi? Yeniden Yapılanma Paketi'ni eleştiren Bahçe- li'ye Yılmaz'ın "Atgözlüğüyle bakanlar bizı anla- yamaz" diye özetlenen sözlerinden sonra Baş- bakan'ın, "hükümetın tam bıruyum içinde" ça- lıştığını içeren sözlerine mi? "Gidişatı" gerçekçi gözle eleştirerek önce hü- kümetten, sonra ANAP'tan istifa eden Mehmet Ali Irtemçelik'in "raporun AB standartlarına mevcut hükümetle ulaşamayacağımızı açıkça or- taya koyduğunu" vurgulayan, raporu "aynalara kızılmaz" diye tanımlayan irdelemelerine mi? ilerleme Raporu'nun ardından Kıbrıs ve Avru- pa Güvenlik ve Savunma Politikası konulannda Avrupa'dan Türkıye'ye daha yoğun baskı gele- bileceğine deginen son haberlere mi? Işbaşına geldiğınden beri ekonomik darbo- ğazdan kurtulacağımızı mevsimlik tarihler vere- rekduyuran Kemal Derviş'in "ekonomiyi büyü- meye götürecek fırsatı yakalamış" olduğumuzu bilmem kaçıncı kez yineleyen pembe renkli son müjdesine mi? Bütçe Komisyonu'nda Kemal Derviş'in yüzü- ne gerçekleri söyleyen ANAP Milletvekili Yaşar Topçu'nun "Kadınlar, evden uğurtadıkları koca- larına 'Bey akşama evde yiyecek yok' diyoriar. Bakın Sayın Dervış, esnafın ve çiftçinin kansı; ne Osmanlı 'da ne de 78 yıllık Cumhuriyet tarihi bo- yunca, kocasına 'Evde yiyecek yok' dememiş- tir. Harp yıllannda bile böyle bir darlık yaşanma- dı" diye özetlenen sözlerine mi? Nerede çözüm önerileri? Ya da 6O'lı yıllarda Kemal Derviş gibi ABD'den alelacele getirılerek (27 Mayıs müdahalesinden sonra kurulan hükümette) Maliye Bakanlığı gö- revine atanan, o yıllarda bütçeyi -bugün olduğu gibi- kurtarmak amacıyla tasarruf bonoları na- mıyla ünlü; memurun, işçinin aylıklarından kesin- ti yapan biryöntem uygulayan Prof. Kemal Kur- daş'ın bir demecinde yer alan: "Ecevit önce çıktı, 'eylül' dedi. Sonra 'ekim', şimdı de 'seneye' diyor. Krizden çok çabuk çı- kacağımızı vaateden, 'Eylülde çıkacağız, ekim- de çıkacağız, önümüzdeki sene düzlüğe gidiyo- ruz' diyenleri derhal elimine edin. Bu krizden öy- le kolay kolay çıkamayız. Tahminim en iyi ihtimalle şöyle 8-10 yıllık bir dönemdir" cümlelerindeki gerçekçi betimleme- lere mi?.. ...Şimdi lütfen söyleyiniz; milli takımın zaferiy- le bir gece olsun moral bulan halkımız, bu soru- ların içeriğinde yatan saptamaların hangisine inansın? Hangisini haklı bulsun? Kurdaş, halka değişik tarihlerde "düzlüğe gi- diyoruz" diyenlerin "derhal elimine edilmesini" öneriyor. Ama nasıl? Formülü söylemiyor. AB kapısını açmanmz içın hemen her gün uzun uzadıya görüş bildiren ünlü bir yazarımızın "Kıb- ns'ı satmayalım, ama Kıbns'ın Avrupa yolunda Türkiye 'ye engel olmasına da meydan vermeye- lim" diye yazdıktan sonra bir çözüm formülün- den hiç söz etmemesi gibi... Akıl veren bol. Ne ki yaşama geçebilecek çö- züm yöntemleri geliştireni ara da bul. Dert çok, hemdert yok! Rum kesimi AETye üye olamaz SERKAN DEMİRTAŞ ANKARA - Türkiye, önemli bir sûrece giren Kıbns konusun- da siyasi olduğu kadar hukuki tezlerini de ön plana çıkanna amacında. Kıbns Cumhuriye- ti'ni kuran 1959 ve 1960 anlaş- malan ışığında Güney Kıbns Rum Yönetimi'nin (GKRY) Av- rupa Birliği'ne (AB) yaptığı baş- vurunun geçersiz olduğunu, AB'nin GKRY'nin üyelik süre- cini dondurması gerektiğini dü- şünen Türkiye, ünlü Ingiliz hu- kukçu Q. C. Mendelson'ın ko- nuyla ilgıli hukuki yorumunun Birleşmiş Milletler (BM) belge- si olarak yayımlanmasuıı sağla- dı. Mendelson, yorumunda, GKRY'nin AB sürecinin adanın üç garantör ülkesi Türkiye,Yuna- nistan ve îngiltere tarafindan en- gellenmesi gerektiğini kaydedi- yor. 40 yıldır çözülemeyen Kıb- ns sorunu yeni bir döneme gin- yor. Yeni dönemin en belirleyici olayı, GKRY'nin AB ile müza- kerelerini tamamlayarak 15'lere katılması karannın çıkabilecek olması olarak görülüyor. Türki- ye ve KKTC, uluslararası huku- kun ihlali anlamına gelecek böy- le bir gelişmeyi önlemek için si- yasi ve hukuki yollan kullanma- yı sürdürüyor. Hukuki gerekçelerin temelini Kıbns Türk ve Rum taraflannın 1960'ta Kıbns Cumhuriyeti'ni kurarken ımzaladıklan Zürih ve Londra anlaşmalan oluşturuyor. Bu süreçte Türk tarafi. hem Yu- nanistan'a, hem îngiltere ve di- ğer AB ülkeleri ile BM'ye GKRY'nin AB'ye üyeliğine iliş- kin şu üç temel karşı görüşünü koyuyor: 1. GKRY'nin başvurusu dev- letler hukukuna aykındır. 2. Adada ortak bir otorite yok- tur. Kıbns Rumlan, Türkleri temsil etmedikleri için adanrn bütünü adına bir girişımde bulu- namazlar. 3. Adada öncelik, siyasal çö- züme verilmelidir. Rumlann AB süreci, BM zemininde yapılan çözüm çabalanna zarar vermek- tedir. Bu kapsamda AB'nin GKRY'nin üyelik sürecıni don- durması gerektiğini belirten Tür- kiye, tarafsız uluslararası hukuk- çulann bu konudaki yorumlan- nı konuyu yakrndan bilmeyen A\Tupah ülkelerin dikkatine sun- du. Türkiye, Rumlann AB'ye üyelik başvurusunda bulunduk- lan 1990'dan bu yana uluslarara- sı hukukçulann yorumlanna başvurdu. 1990 yılında Elie Le- uterpacht, ABDTi Mondro Lee, 1991 'deAlman Dieter Blu- menvvitz. ttalyan Augusto Si- nagra. 1997'de Alman Christi- an Heinze ve 1997'de îngiliz Q. C. Mendelson' ın hukuki yorum- lan, GKRY'nin başvurusunun uluslararası hukukun ihlali oldu- ğu görüşünde birleşti. Mendelson, GKRY'nin de kendi görüşlerini doğrulayan hu- kuki yorumlannı açıklamasınm ardmdan 2001'de yeni bir rapor hazırladı. Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği'nde düzenlenen bir seminerde tanıhlan bu rapo- run, bundan sonraki bilimsel ve siyasi platformlarda da günde- me getirihnesi sağlanacak. Tür- kiye tarafindan BM Genel Kuru- lu ve Güvenlik Konseyi belgesi olarak da yayımlanması sağla- nan raporda şu görüşlere yer ve- riliyor: - GKRY'nin AB'ye katılım başvurusu, "1960 Garanti An- laşması"nın Kıbns'ın herhangi bir ülke ile tamamen veya kıs- men ve Türkiye ileYunanistan' ın birükte üye ohnadıklan siyasi ve ekonomik birliklere katılımım yasaklayan açık hükmüne aykı- ndır. Böyle bir başvuru, "Ga- ranti Anlaşması"nın ve 1960 antlaşmalanyla Kıbns Ada- sı'nda kurulan hukuki ve siyasi düzenlemelerin ve bunlann içer- diği uluslararası yükümlülükle- rin ihlalini oluşrurmaktadır. - Kıbns'ın bağımsızhğını ga- ranti eden garantör ülkelerin de yasaklanan böyle bir birliğin gerçekleşmesini doğrudan veya dolaylı bir şekilde sağlamayı amaçlayan faaliyetleri önleme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu nedenle tngiltere ve Yunanis- tan'ın bu yöndeki çabalan önle- meleri bu ahdi yükümlülükleri- nin bir gereğidir. - AB'ye üye diğer ülkeler de bu hukuk dışı başvurunun engel- lenmesi konusunda sorumluluk taşımaktadırlar. Denktaş: Biz hep bedel ödedik Soykınm tehdıdıLEFKOŞA (AA) - Dünyanın Kıbns Tür- kü'nü gönnediğini, tanı- madığını ve Rumlann azınlığı olarak nitelendir- diğini vurgulayan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, "Ancak biz devlet olduğumuzun bi- lincindeyiz*' dedı. Denk- taş, masa başında kendi- sinden "egemen değiliz" demesının istendiğıni söyledi. Cumhurbaşkanı Denktaş. KKTC'nın 18. kuruluş yıldönümü töre- ninde yaptığı konuşmada, devleti masa başında yok farz eden davetlere "ol- maz" demenin görevi ol- duğunu ifade ederek, bu görevi kendisine halkın verdiğini kaydetti. "Ana- vatan şehitlerini, şehitle- rimize katmadan özgür- lûğümüze kavuşama- dık" diyen Denktaş, Rumlann, sahte Kıbns hükümeti unvanı ile dün- yayı kandırarak ve Yuna- nistan"ın Avrupa Birli- ği'ne (AB) şantajı ile Kıb- ns Türklerinin ne dediğı- ne bakmaksızın, Kıbns'a sahip çıkma oyununu sür- dürdüğünü belirtti. "AB treni" denen trenin "Rum treni" olduğunu ve bunun AB 'ye yaklaştı- ğını, bu yolda aşılmaz Türk engelı bulunduğunu dile getiren Denktaş, Kıb- ns Türklerine haksızlık yapıldığını söyledi. Denk- taş, haksızlık ve adaletsiz- lık üzerine banş yapmala- nnın istendiğini, kendisi- ni masaya davet edenlerin, "egemen değüiz" deme- sinı ve Türkiye'nin garan- törlüğünün sulandınlma- sına razı olmasını istediği- nianlattı. Denktaş, devlet kurmuş Kıbns Türkleri olarak, devletlerinin ta- nınmasını istediklerini vurguladı ve "Biz bunu hakettik" dedi. Denktaş, şöyle konuştu: "Vanz, var olacağız, çünkü ana- vatan her şeyiyle bizim- ledir. Hak yolundayız. Hak yolunda olana Al- lah yardımcıdır." Törende konuşan Dev- let Bakam Şükrü Sina Gürel de, son zamanlarda Kıbns konusunda bedel ödenmesınin konuşuldu- ğuna işaret ederek, Türki- ye ve Kıbns Türkü'nün Kıbns konusunda şimdiye kadar bedel ödediğinin al- tım çizdi. Rumlar KK- TC'nin kuruluş yıldönü- münü protesto ettiler. Rum gençleri, dün Lefko- şa'nm Rum kesimindeki Eleftheria Meydanı'nda düzenlediklen göstennin ardından, Ledra Palace Barikatı'na yürüdüler. tlişkileregölge düşer ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB Komisyonu Genişleme Genel Müdürü Michael Leigh, Kıbns soru- nuna çözüm bulunamaması duru- mundaTürkiye 'nin AB üyeliğine göl- ge düşeceğini söyledi. Leigh, "So- nın çözüme kavuşturulamazsa bu durum Kıbns'ın AB üyeliğine en- gel teşkil etmeyecektir. Arzu edilen elbette bu değil, ancak olursa da Türkiye-AB ilişkilerine gölge düşe- cegi bÜinmelidir" uyansında bulun- du. AB ıçensmde genel kanının, Gü- ney Kıbns AB'ye girmeden önce Kıbns sorununa çözüm bulunması ol- duğunu kaydeden Leigh, "Ancak bu bir önkoşul değil. temennidir" di- ye konuştu. Türkiye'nin Ulusal Prog- ramı'nda Kıbns konusunda BM ön- derliğindekı süreci destekleyeceğini açıkladığını anımsatan Leigh, "Bu taahhüdün artık somut adımlara dönüştürülmesini istiyoruz" diye konuştu. Kıbns'ta çözüm için hâlâ yeterli zaman bulunduğunu belirten Michael Leigh, çözüme yönelik süre- cin hızlanması ve Türkiye'nin etkisi- nı kullanmasını beklediklerini kay- detti. Leigh, Kıbns'ta BM süreciyle AB üyelik süreçlerınin birbirinden ayn olmakla birlikte, birbirlerini etki- lediklerine işaret ederken şunlan söy- ledi: "Biz, Kıbnslı Türklerin de Rum tarafıyla birlikte AB'ye üye olmasını isteriz. Bu konuya bulu- nacak çözüm, dünyadaki diğer an- laşmazlıklar için de ilham kaynağı olacaktır, ancak Idlit taraflardan birinin katılımı söz konusu değilse çözüm bulunamaz. Bu süreçte Ugi- li taraflann bu konudaki esnekliği test edilecek." Gazetecılenn Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası'na ilişkin sorulannı da yanıtlayan Leigh, Türkiye'nin endişelerini anladıklan- m, AGSP'yi daha önceden belirledik- leri takvime uygun olarak uygulama- ya geçirmeyi istediklerioi belirtti. KÜLTUR • SANAT www.perareklam.csm.tr - wwwJİıwımiilm.ıom • (O 212) 293 S9 7S 6. ULUSUR4R\SI MİLANO FİLM FESTİVALİ "EN İYİ FİLM" 12. ARIBURNU ÖDÛLLERİ, "JtTÜ ÛZEL ÛDÜLÜ" İSTANBULAKADEHİ 2496897 1130-13.00-14.30-16.00-17JO-19.00-20.15-2130 KADIKÖYAFMTANSAŞ 4495567 11.30-13.15-15.00-16.45-18.30-20.15 ANKARA METROPOL 425 74 78 12.00-13.30-15.00-16.30-18.00-19.30-21.30 IZMIR KONAK 4832191 12.15-14.30-16.45-19.00-21.15 MERSIN GEDg 238 89 61 11 30-13 45-15 30-17.30-19 30-20.45 MKM tRTtBAT: 0.212.2518506 - 07 İlanlarınız İçin (0212)293 89 78 perareklam@perarekl am.com.tr [email protected] ISTANBUL'DA SON HAFTA! ÇOK YAKINDA ANKARA ve İZMİR SİNEMALARINDA &YOĞUJ BEYOĞLU (0-212)2513240 1130-14 00-16.30-19.00-2130 Ç TAŞ ŞAFAKMOYIEPIEX 10-212)5162660 1100-1330-16.00-18.30-2100 KADIKOY UODA 10-21613370128 1130-14 00-1630-1900-2130 ALTUNIZADE CAP1T0L 10-21613911935 12 00-1430-1700-19.30-2200 ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türkiye, Güney Kıbns Rum Yöne- timi'nin (GKRY) AB'ye adaylığının yakuılaştığı ve Kıbns sürecinin zorlu bir döneme girdiği sırada KKTC'yi her koşulda destekleyeceği güvencesi- ni yineledi. Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Se- zer, KKTC göz ardı edüe- rek bulunacak bir çözü- mün kabul edilemeyece- ğine dikkat çekerek "KK- TC'nin çağdaş dünyada hak ettiği yeri alacağına inanmaktayız" dedi. Se- zer, KKTC Cumhurbaş- kanı Rauf Denktaş a gönderdiği mesajda, Kıb- ns Türk halkının zulüm ve baskıya karşı direnişınin simgesi olan KKTC'nin, Kıbns Türkü'nün tarihsel ve hukuksal haklanndan vazgeçmeyeceğinin en büyük göstergesi olduğu- nu belirtti. Başbakan Bü- lent Ecevit de KKTC yurttaşlannın soykınm tehdidi altında olduğunu belirterek "Benim Kuzey Kıbns'ı gözden çıkardı- ğımı söyleyenlerin aklı- na şaşanm" dedi. Ecevıt, DSP'nin grup toplantısın- da, KKTC'yi Türkiye dı- şında hiçbir ülkenin tanı- madığını, ancak "er geç tanıyacaklannı" söyledi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada du. VVashington-Moskova'nın resmi gündemin- deki konularşunlardı: NATO ile ilişkiler, Orta Asya, Afganistan, Balkan- lar, Ortadoğu, Irak, nükleer silahların sınırlandırıl- ması, Hazar petrolleri... Kısacası, uluslararası çözümü ve paylaşımı ge- rektiren konular! 1991'de Sovyetler Birliği'nin çöküşüne tüm dünya gibi ABD de hazırlıksız yakalanmıştı. Bunu kendi stratejistleri de itiraf ettiler, "Çöküş için her türiü plan uygulandı, ama" dediler, "zamanlama- sı konusunda bizim de sağlam bir öngörümüzyok- tu". ABD, Balkanlar'da da ilk patlama noktasının Kosova olacağını düşünmüştü, ama Avrupa fak- törü Bosna Hersek'i öne aldı. Ardından ABD, Ko- sova'da kendi hakkını kullandı. Her neyse, konu- yu dağıtmayalım! Sovyetler'in çöküşünden bugüne, 10 yıla bak- tığımızda ABD'nin de Rusya'ya karşı, deyim ye- rindeyse "dalgalı politika" uyguladığını görüyo- ruz. Başlangıçta, Rusya'nın artık tüm dişleri sö- külmüş bir ülke olduğu öngörüldü. Sonra vazge- çildi, Rusya'daki istikrarsızlığın dünyanın da ba- şına dert açacağı değerlendirmesi yapıldı. Deyim yerindeyse, sakınlaşmadan yakınlaşmaya... Artık bugün ABD ile Rusya dünya konularını birlikte konuşup ortak çözümler arama yoluna girmiş görünüyor. Hazar petrolleri konusunda da ortak bir payla- şımın işaretleri geliyor. ABD, birkdç seçeneklı yol öngörüp bölge ülke- lerinden hiçbirinin tek başına önde olmamasını sağlayacak bir yöntemı geliştiriyor olmalı! Bush, Putin'i Teksas'taki çiftliğine davet erti. Haberlere göre iki lıder çiftlıkte baltayla ağaç ke- sip stres atacakmış. Tabii çiftük ve balta deyince insanın aklına değişik konular geliyor. Hani, Yal- ta'dan Malta'ya, oradan baltaya desek olmaz! Dünyayı babalarının çiftliği gibi paylaşıyorlar de- mek de diplomatik bir dil değil. Kesilen ağacın baltaya, "Neyleyim ki sapın benden" deyışini anımsatmanın da yeri değil... En iyisi, son paragrafı yazmamış olalım... Orta Asya-Türkiye Son anda bir değişiklik olmazsa bugün, ABD'de BM toplantılan için bulunan Türk ve Rus dışişleri bakanlan, Türkiye-Rusya Avrasya Işbırliği Anlaş- ması'nı imzalayacaklar. İki ülke hem karşılıklı işbirliğini geliştirmeyi he- defliyor hem de kısa vadede Karadeniz ve Kaf- kaslar'da, orta vadede de bunun etrafındaki coğ- rafyada birlikte hareket etmeyi planlıyor. Putin'in ABD yolunda, Çeçen militanlann Tür- kiye üzerinden Afganistan'a Taleban saflarında savaşmaya gıttiğini söyleyip "Türkiye'nin tutumu ise malum" demesi bala tuz katar gibi olsa da im- zalanacak anlaşma önemli. Türkiye, Afganıstan'da siyasal belirleyici olarak da öncü rol almak istiyor. Bunun devamında Or- ta Asya'da ABD ile yürümenin daha yararlı olaca- ğı görüşü bizim Dışişleri'nde etkin... ABD-Rusya yakınlaşması ve Türkiye'nin her iki ülkeyle de iş- birliğini güçlendirmesi şu aşamada birbiriyle ör- tüşen gelişmeler olarak görünüyor. Orta Asya cumhuriyetlerinin 10. yıl sevincine Türkiye de ortak oluyor. Son olarak kültür bakan- lan, Istemihan Talay'ın davetlisi olarak Türki- ye'deydi. Kazakistan'dan Duysen Kaseyinov, Kırgızistan'dan Kamila Şarşekayeva, Türkme- nistan'dan Oraz Geldi Aydoyduyev ve Azerbay- can'dan Polad Bülbüloğlu, Istanbul'da düzenle- nen 10. yıl kutlamasına katıldılar. Kültürü, kardeşliğı paylaşmak elbette çok gü- zel... Bunun önümüzdeki yıllarda da devamını diliyo- ruz. Türk dilli alandaki kültür alışverişi her ülkeyi kendi içinde çoğaltacak, zenginleştirecek... Ama insan bunun yanında, 10 yılda, dışişleri bakanlannın da, devlet başkanlarının da sorunsuz işbirliğine dayalı zirveler yapabileceği bir işbirliği- ni arzuluyor. Keşke akla dayalı bir "Türk ligi"ri\ kurabilsey- dik... [email protected] Büyükanıt: TSK göreve hazır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Afganıstan'da görev- lendirilmesi planlanan BM banş gücü için Türkiye'ye resmı talep gelmediğini belirterek "Biz yine de beyin cimnas- tiğimizi yapıyoruz. Türk Silahlı Kuv- vetleri her görev için her zaman hazır- lığını yapar" dedı. Türkiye tarafindan daha önce Afganistan'a gitmesi planla- nan 90 kişilik özel ekibin gönderümesi- nin, bölgede yaşanan son gelişmeler ne- deniyle askıya almdığı öğrenildi. KKTC'nin 18. kuruluş yıldönümü ne- deniyle düzenlenen resepsiyona Başba- kan Bülent Ecevit, Genelkurmay Baş- kanı Orgeneral Hüseyin Kıvnkoğlu, Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, bazı bakanlar ve çok sayıda üst düzey yetkili katıldı. Milli Savunma Bakam Sabahattin Çakmakoğlu. Türkiye'nin Banş Gücü'nde yer almasına başından beri olumlu baktıklannı vurguladı. Resepsiyona katılan askeri kaynaklar, TSK'nin, siyasi otoritenin alabileceği bir karara karşı hazırlıksızlık yakalan- mama çalışmalanna başladığını kaydet- tiler. Görevlendirme olması durumun- da, askerlerin Mamak'taki 25. Banş Tu- gayı'ndangönderileceği öğrenildi. 3 bin kişilik tugaydan seçilecek ekibin, kaç ki- şiden oluşacağı henüz belirlenmedi. Yet- kililer, hazırlıklann tamamlanmasmm haftalar alabileceğine de işaret ettiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle