Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KASIM 2001 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
C r U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
hıangısinin haklı olduğunu kestirme yetisinden ar-
tık yoksun hale geldi. örneklere geçelim.
Örneğin sorumlu Başbakan Yardımcısı Me-
s u t Yılmaz'ın "AB raporundaki eleştirileh doğ-
ru bulduğu" demecine mi?
Yoksa2. Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçe-
li'nin "AB'yiikiyüzlü" diye tanımlayan ifadesine
rni?
Ya da rapor üzennde tek sözcüklü bir kelam-
da bulunmayan Başbakan Ecevit'in suspus olu-
şuna mı?
Raporu gördükten sonra; DYP Genel Başka-
nı Tansu Çiller'in "Kıbrıs gitti gider" demecine
mı?
Saadet Partisi'nin "Avrupa, hükümeti; hükü-
met de milleti kandırıyor" görüşüne mi?
Yeniden Yapılanma Paketi'ni eleştiren Bahçe-
li'ye Yılmaz'ın "Atgözlüğüyle bakanlar bizı anla-
yamaz" diye özetlenen sözlerinden sonra Baş-
bakan'ın, "hükümetın tam bıruyum içinde" ça-
lıştığını içeren sözlerine mi?
"Gidişatı" gerçekçi gözle eleştirerek önce hü-
kümetten, sonra ANAP'tan istifa eden Mehmet
Ali Irtemçelik'in "raporun AB standartlarına
mevcut hükümetle ulaşamayacağımızı açıkça or-
taya koyduğunu" vurgulayan, raporu "aynalara
kızılmaz" diye tanımlayan irdelemelerine mi?
ilerleme Raporu'nun ardından Kıbrıs ve Avru-
pa Güvenlik ve Savunma Politikası konulannda
Avrupa'dan Türkıye'ye daha yoğun baskı gele-
bileceğine deginen son haberlere mi?
Işbaşına geldiğınden beri ekonomik darbo-
ğazdan kurtulacağımızı mevsimlik tarihler vere-
rekduyuran Kemal Derviş'in "ekonomiyi büyü-
meye götürecek fırsatı yakalamış" olduğumuzu
bilmem kaçıncı kez yineleyen pembe renkli son
müjdesine mi?
Bütçe Komisyonu'nda Kemal Derviş'in yüzü-
ne gerçekleri söyleyen ANAP Milletvekili Yaşar
Topçu'nun "Kadınlar, evden uğurtadıkları koca-
larına 'Bey akşama evde yiyecek yok' diyoriar.
Bakın Sayın Dervış, esnafın ve çiftçinin kansı; ne
Osmanlı 'da ne de 78 yıllık Cumhuriyet tarihi bo-
yunca, kocasına 'Evde yiyecek yok' dememiş-
tir. Harp yıllannda bile böyle bir darlık yaşanma-
dı" diye özetlenen sözlerine mi?
Nerede çözüm önerileri?
Ya da 6O'lı yıllarda Kemal Derviş gibi ABD'den
alelacele getirılerek (27 Mayıs müdahalesinden
sonra kurulan hükümette) Maliye Bakanlığı gö-
revine atanan, o yıllarda bütçeyi -bugün olduğu
gibi- kurtarmak amacıyla tasarruf bonoları na-
mıyla ünlü; memurun, işçinin aylıklarından kesin-
ti yapan biryöntem uygulayan Prof. Kemal Kur-
daş'ın bir demecinde yer alan:
"Ecevit önce çıktı, 'eylül' dedi. Sonra 'ekim',
şimdı de 'seneye' diyor. Krizden çok çabuk çı-
kacağımızı vaateden, 'Eylülde çıkacağız, ekim-
de çıkacağız, önümüzdeki sene düzlüğe gidiyo-
ruz' diyenleri derhal elimine edin. Bu krizden öy-
le kolay kolay çıkamayız.
Tahminim en iyi ihtimalle şöyle 8-10 yıllık bir
dönemdir" cümlelerindeki gerçekçi betimleme-
lere mi?..
...Şimdi lütfen söyleyiniz; milli takımın zaferiy-
le bir gece olsun moral bulan halkımız, bu soru-
ların içeriğinde yatan saptamaların hangisine
inansın? Hangisini haklı bulsun?
Kurdaş, halka değişik tarihlerde "düzlüğe gi-
diyoruz" diyenlerin "derhal elimine edilmesini"
öneriyor. Ama nasıl? Formülü söylemiyor.
AB kapısını açmanmz içın hemen her gün uzun
uzadıya görüş bildiren ünlü bir yazarımızın "Kıb-
ns'ı satmayalım, ama Kıbns'ın Avrupa yolunda
Türkiye 'ye engel olmasına da meydan vermeye-
lim" diye yazdıktan sonra bir çözüm formülün-
den hiç söz etmemesi gibi...
Akıl veren bol. Ne ki yaşama geçebilecek çö-
züm yöntemleri geliştireni ara da bul.
Dert çok, hemdert yok!
Rum kesimi AETye üye olamaz
SERKAN DEMİRTAŞ
ANKARA - Türkiye, önemli
bir sûrece giren Kıbns konusun-
da siyasi olduğu kadar hukuki
tezlerini de ön plana çıkanna
amacında. Kıbns Cumhuriye-
ti'ni kuran 1959 ve 1960 anlaş-
malan ışığında Güney Kıbns
Rum Yönetimi'nin (GKRY) Av-
rupa Birliği'ne (AB) yaptığı baş-
vurunun geçersiz olduğunu,
AB'nin GKRY'nin üyelik süre-
cini dondurması gerektiğini dü-
şünen Türkiye, ünlü Ingiliz hu-
kukçu Q. C. Mendelson'ın ko-
nuyla ilgıli hukuki yorumunun
Birleşmiş Milletler (BM) belge-
si olarak yayımlanmasuıı sağla-
dı. Mendelson, yorumunda,
GKRY'nin AB sürecinin adanın
üç garantör ülkesi Türkiye,Yuna-
nistan ve îngiltere tarafindan en-
gellenmesi gerektiğini kaydedi-
yor. 40 yıldır çözülemeyen Kıb-
ns sorunu yeni bir döneme gin-
yor. Yeni dönemin en belirleyici
olayı, GKRY'nin AB ile müza-
kerelerini tamamlayarak 15'lere
katılması karannın çıkabilecek
olması olarak görülüyor. Türki-
ye ve KKTC, uluslararası huku-
kun ihlali anlamına gelecek böy-
le bir gelişmeyi önlemek için si-
yasi ve hukuki yollan kullanma-
yı sürdürüyor.
Hukuki gerekçelerin temelini
Kıbns Türk ve Rum taraflannın
1960'ta Kıbns Cumhuriyeti'ni
kurarken ımzaladıklan Zürih ve
Londra anlaşmalan oluşturuyor.
Bu süreçte Türk tarafi. hem Yu-
nanistan'a, hem îngiltere ve di-
ğer AB ülkeleri ile BM'ye
GKRY'nin AB'ye üyeliğine iliş-
kin şu üç temel karşı görüşünü
koyuyor:
1. GKRY'nin başvurusu dev-
letler hukukuna aykındır.
2. Adada ortak bir otorite yok-
tur. Kıbns Rumlan, Türkleri
temsil etmedikleri için adanrn
bütünü adına bir girişımde bulu-
namazlar.
3. Adada öncelik, siyasal çö-
züme verilmelidir. Rumlann AB
süreci, BM zemininde yapılan
çözüm çabalanna zarar vermek-
tedir. Bu kapsamda AB'nin
GKRY'nin üyelik sürecıni don-
durması gerektiğini belirten Tür-
kiye, tarafsız uluslararası hukuk-
çulann bu konudaki yorumlan-
nı konuyu yakrndan bilmeyen
A\Tupah ülkelerin dikkatine sun-
du. Türkiye, Rumlann AB'ye
üyelik başvurusunda bulunduk-
lan 1990'dan bu yana uluslarara-
sı hukukçulann yorumlanna
başvurdu. 1990 yılında Elie Le-
uterpacht, ABDTi Mondro
Lee, 1991 'deAlman Dieter Blu-
menvvitz. ttalyan Augusto Si-
nagra. 1997'de Alman Christi-
an Heinze ve 1997'de îngiliz Q.
C. Mendelson' ın hukuki yorum-
lan, GKRY'nin başvurusunun
uluslararası hukukun ihlali oldu-
ğu görüşünde birleşti.
Mendelson, GKRY'nin de
kendi görüşlerini doğrulayan hu-
kuki yorumlannı açıklamasınm
ardmdan 2001'de yeni bir rapor
hazırladı. Türkiye'nin Londra
Büyükelçiliği'nde düzenlenen
bir seminerde tanıhlan bu rapo-
run, bundan sonraki bilimsel ve
siyasi platformlarda da günde-
me getirihnesi sağlanacak. Tür-
kiye tarafindan BM Genel Kuru-
lu ve Güvenlik Konseyi belgesi
olarak da yayımlanması sağla-
nan raporda şu görüşlere yer ve-
riliyor:
- GKRY'nin AB'ye katılım
başvurusu, "1960 Garanti An-
laşması"nın Kıbns'ın herhangi
bir ülke ile tamamen veya kıs-
men ve Türkiye ileYunanistan' ın
birükte üye ohnadıklan siyasi ve
ekonomik birliklere katılımım
yasaklayan açık hükmüne aykı-
ndır. Böyle bir başvuru, "Ga-
ranti Anlaşması"nın ve 1960
antlaşmalanyla Kıbns Ada-
sı'nda kurulan hukuki ve siyasi
düzenlemelerin ve bunlann içer-
diği uluslararası yükümlülükle-
rin ihlalini oluşrurmaktadır.
- Kıbns'ın bağımsızhğını ga-
ranti eden garantör ülkelerin de
yasaklanan böyle bir birliğin
gerçekleşmesini doğrudan veya
dolaylı bir şekilde sağlamayı
amaçlayan faaliyetleri önleme
yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu
nedenle tngiltere ve Yunanis-
tan'ın bu yöndeki çabalan önle-
meleri bu ahdi yükümlülükleri-
nin bir gereğidir.
- AB'ye üye diğer ülkeler de
bu hukuk dışı başvurunun engel-
lenmesi konusunda sorumluluk
taşımaktadırlar.
Denktaş: Biz hep bedel ödedik Soykınm
tehdıdıLEFKOŞA (AA) -
Dünyanın Kıbns Tür-
kü'nü gönnediğini, tanı-
madığını ve Rumlann
azınlığı olarak nitelendir-
diğini vurgulayan KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, "Ancak biz
devlet olduğumuzun bi-
lincindeyiz*' dedı. Denk-
taş, masa başında kendi-
sinden "egemen değiliz"
demesının istendiğıni
söyledi. Cumhurbaşkanı
Denktaş. KKTC'nın 18.
kuruluş yıldönümü töre-
ninde yaptığı konuşmada,
devleti masa başında yok
farz eden davetlere "ol-
maz" demenin görevi ol-
duğunu ifade ederek, bu
görevi kendisine halkın
verdiğini kaydetti. "Ana-
vatan şehitlerini, şehitle-
rimize katmadan özgür-
lûğümüze kavuşama-
dık" diyen Denktaş,
Rumlann, sahte Kıbns
hükümeti unvanı ile dün-
yayı kandırarak ve Yuna-
nistan"ın Avrupa Birli-
ği'ne (AB) şantajı ile Kıb-
ns Türklerinin ne dediğı-
ne bakmaksızın, Kıbns'a
sahip çıkma oyununu sür-
dürdüğünü belirtti. "AB
treni" denen trenin
"Rum treni" olduğunu
ve bunun AB 'ye yaklaştı-
ğını, bu yolda aşılmaz
Türk engelı bulunduğunu
dile getiren Denktaş, Kıb-
ns Türklerine haksızlık
yapıldığını söyledi. Denk-
taş, haksızlık ve adaletsiz-
lık üzerine banş yapmala-
nnın istendiğini, kendisi-
ni masaya davet edenlerin,
"egemen değüiz" deme-
sinı ve Türkiye'nin garan-
törlüğünün sulandınlma-
sına razı olmasını istediği-
nianlattı. Denktaş, devlet
kurmuş Kıbns Türkleri
olarak, devletlerinin ta-
nınmasını istediklerini
vurguladı ve "Biz bunu
hakettik" dedi. Denktaş,
şöyle konuştu: "Vanz,
var olacağız, çünkü ana-
vatan her şeyiyle bizim-
ledir. Hak yolundayız.
Hak yolunda olana Al-
lah yardımcıdır."
Törende konuşan Dev-
let Bakam Şükrü Sina
Gürel de, son zamanlarda
Kıbns konusunda bedel
ödenmesınin konuşuldu-
ğuna işaret ederek, Türki-
ye ve Kıbns Türkü'nün
Kıbns konusunda şimdiye
kadar bedel ödediğinin al-
tım çizdi. Rumlar KK-
TC'nin kuruluş yıldönü-
münü protesto ettiler.
Rum gençleri, dün Lefko-
şa'nm Rum kesimindeki
Eleftheria Meydanı'nda
düzenlediklen göstennin
ardından, Ledra Palace
Barikatı'na yürüdüler.
tlişkileregölge düşer
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- AB Komisyonu Genişleme Genel
Müdürü Michael Leigh, Kıbns soru-
nuna çözüm bulunamaması duru-
mundaTürkiye 'nin AB üyeliğine göl-
ge düşeceğini söyledi. Leigh, "So-
nın çözüme kavuşturulamazsa bu
durum Kıbns'ın AB üyeliğine en-
gel teşkil etmeyecektir. Arzu edilen
elbette bu değil, ancak olursa da
Türkiye-AB ilişkilerine gölge düşe-
cegi bÜinmelidir" uyansında bulun-
du. AB ıçensmde genel kanının, Gü-
ney Kıbns AB'ye girmeden önce
Kıbns sorununa çözüm bulunması ol-
duğunu kaydeden Leigh, "Ancak bu
bir önkoşul değil. temennidir" di-
ye konuştu. Türkiye'nin Ulusal Prog-
ramı'nda Kıbns konusunda BM ön-
derliğindekı süreci destekleyeceğini
açıkladığını anımsatan Leigh, "Bu
taahhüdün artık somut adımlara
dönüştürülmesini istiyoruz" diye
konuştu. Kıbns'ta çözüm için hâlâ
yeterli zaman bulunduğunu belirten
Michael Leigh, çözüme yönelik süre-
cin hızlanması ve Türkiye'nin etkisi-
nı kullanmasını beklediklerini kay-
detti. Leigh, Kıbns'ta BM süreciyle
AB üyelik süreçlerınin birbirinden
ayn olmakla birlikte, birbirlerini etki-
lediklerine işaret ederken şunlan söy-
ledi: "Biz, Kıbnslı Türklerin de
Rum tarafıyla birlikte AB'ye üye
olmasını isteriz. Bu konuya bulu-
nacak çözüm, dünyadaki diğer an-
laşmazlıklar için de ilham kaynağı
olacaktır, ancak Idlit taraflardan
birinin katılımı söz konusu değilse
çözüm bulunamaz. Bu süreçte Ugi-
li taraflann bu konudaki esnekliği
test edilecek." Gazetecılenn Avrupa
Güvenlik ve Savunma Politikası'na
ilişkin sorulannı da yanıtlayan Leigh,
Türkiye'nin endişelerini anladıklan-
m, AGSP'yi daha önceden belirledik-
leri takvime uygun olarak uygulama-
ya geçirmeyi istediklerioi belirtti.
KÜLTUR • SANAT www.perareklam.csm.tr - wwwJİıwımiilm.ıom • (O 212) 293 S9 7S
6. ULUSUR4R\SI MİLANO FİLM FESTİVALİ
"EN İYİ FİLM"
12. ARIBURNU ÖDÛLLERİ, "JtTÜ ÛZEL ÛDÜLÜ"
İSTANBULAKADEHİ 2496897 1130-13.00-14.30-16.00-17JO-19.00-20.15-2130
KADIKÖYAFMTANSAŞ 4495567 11.30-13.15-15.00-16.45-18.30-20.15
ANKARA METROPOL 425 74 78 12.00-13.30-15.00-16.30-18.00-19.30-21.30
IZMIR KONAK 4832191 12.15-14.30-16.45-19.00-21.15
MERSIN GEDg 238 89 61 11 30-13 45-15 30-17.30-19 30-20.45
MKM tRTtBAT: 0.212.2518506 - 07
İlanlarınız İçin
(0212)293 89 78
perareklam@perarekl am.com.tr
perareklam@superonline.com
ISTANBUL'DA SON HAFTA!
ÇOK YAKINDA ANKARA ve İZMİR SİNEMALARINDA
&YOĞUJ BEYOĞLU (0-212)2513240 1130-14 00-16.30-19.00-2130
Ç TAŞ ŞAFAKMOYIEPIEX 10-212)5162660 1100-1330-16.00-18.30-2100
KADIKOY UODA 10-21613370128 1130-14 00-1630-1900-2130
ALTUNIZADE CAP1T0L 10-21613911935 12 00-1430-1700-19.30-2200
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türkiye,
Güney Kıbns Rum Yöne-
timi'nin (GKRY) AB'ye
adaylığının yakuılaştığı ve
Kıbns sürecinin zorlu bir
döneme girdiği sırada
KKTC'yi her koşulda
destekleyeceği güvencesi-
ni yineledi. Cumhurbaş-
kanı Ahmet Necdet Se-
zer, KKTC göz ardı edüe-
rek bulunacak bir çözü-
mün kabul edilemeyece-
ğine dikkat çekerek "KK-
TC'nin çağdaş dünyada
hak ettiği yeri alacağına
inanmaktayız" dedi. Se-
zer, KKTC Cumhurbaş-
kanı Rauf Denktaş a
gönderdiği mesajda, Kıb-
ns Türk halkının zulüm ve
baskıya karşı direnişınin
simgesi olan KKTC'nin,
Kıbns Türkü'nün tarihsel
ve hukuksal haklanndan
vazgeçmeyeceğinin en
büyük göstergesi olduğu-
nu belirtti. Başbakan Bü-
lent Ecevit de KKTC
yurttaşlannın soykınm
tehdidi altında olduğunu
belirterek "Benim Kuzey
Kıbns'ı gözden çıkardı-
ğımı söyleyenlerin aklı-
na şaşanm" dedi. Ecevıt,
DSP'nin grup toplantısın-
da, KKTC'yi Türkiye dı-
şında hiçbir ülkenin tanı-
madığını, ancak "er geç
tanıyacaklannı" söyledi.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
du. VVashington-Moskova'nın resmi gündemin-
deki konularşunlardı:
NATO ile ilişkiler, Orta Asya, Afganistan, Balkan-
lar, Ortadoğu, Irak, nükleer silahların sınırlandırıl-
ması, Hazar petrolleri...
Kısacası, uluslararası çözümü ve paylaşımı ge-
rektiren konular!
1991'de Sovyetler Birliği'nin çöküşüne tüm
dünya gibi ABD de hazırlıksız yakalanmıştı. Bunu
kendi stratejistleri de itiraf ettiler, "Çöküş için her
türiü plan uygulandı, ama" dediler, "zamanlama-
sı konusunda bizim de sağlam bir öngörümüzyok-
tu".
ABD, Balkanlar'da da ilk patlama noktasının
Kosova olacağını düşünmüştü, ama Avrupa fak-
törü Bosna Hersek'i öne aldı. Ardından ABD, Ko-
sova'da kendi hakkını kullandı. Her neyse, konu-
yu dağıtmayalım!
Sovyetler'in çöküşünden bugüne, 10 yıla bak-
tığımızda ABD'nin de Rusya'ya karşı, deyim ye-
rindeyse "dalgalı politika" uyguladığını görüyo-
ruz. Başlangıçta, Rusya'nın artık tüm dişleri sö-
külmüş bir ülke olduğu öngörüldü. Sonra vazge-
çildi, Rusya'daki istikrarsızlığın dünyanın da ba-
şına dert açacağı değerlendirmesi yapıldı. Deyim
yerindeyse, sakınlaşmadan yakınlaşmaya...
Artık bugün ABD ile Rusya dünya konularını
birlikte konuşup ortak çözümler arama yoluna
girmiş görünüyor.
Hazar petrolleri konusunda da ortak bir payla-
şımın işaretleri geliyor.
ABD, birkdç seçeneklı yol öngörüp bölge ülke-
lerinden hiçbirinin tek başına önde olmamasını
sağlayacak bir yöntemı geliştiriyor olmalı!
Bush, Putin'i Teksas'taki çiftliğine davet erti.
Haberlere göre iki lıder çiftlıkte baltayla ağaç ke-
sip stres atacakmış. Tabii çiftük ve balta deyince
insanın aklına değişik konular geliyor. Hani, Yal-
ta'dan Malta'ya, oradan baltaya desek olmaz!
Dünyayı babalarının çiftliği gibi paylaşıyorlar de-
mek de diplomatik bir dil değil. Kesilen ağacın
baltaya, "Neyleyim ki sapın benden" deyışini
anımsatmanın da yeri değil...
En iyisi, son paragrafı yazmamış olalım...
Orta Asya-Türkiye
Son anda bir değişiklik olmazsa bugün, ABD'de
BM toplantılan için bulunan Türk ve Rus dışişleri
bakanlan, Türkiye-Rusya Avrasya Işbırliği Anlaş-
ması'nı imzalayacaklar.
İki ülke hem karşılıklı işbirliğini geliştirmeyi he-
defliyor hem de kısa vadede Karadeniz ve Kaf-
kaslar'da, orta vadede de bunun etrafındaki coğ-
rafyada birlikte hareket etmeyi planlıyor.
Putin'in ABD yolunda, Çeçen militanlann Tür-
kiye üzerinden Afganistan'a Taleban saflarında
savaşmaya gıttiğini söyleyip "Türkiye'nin tutumu
ise malum" demesi bala tuz katar gibi olsa da im-
zalanacak anlaşma önemli.
Türkiye, Afganıstan'da siyasal belirleyici olarak
da öncü rol almak istiyor. Bunun devamında Or-
ta Asya'da ABD ile yürümenin daha yararlı olaca-
ğı görüşü bizim Dışişleri'nde etkin... ABD-Rusya
yakınlaşması ve Türkiye'nin her iki ülkeyle de iş-
birliğini güçlendirmesi şu aşamada birbiriyle ör-
tüşen gelişmeler olarak görünüyor.
Orta Asya cumhuriyetlerinin 10. yıl sevincine
Türkiye de ortak oluyor. Son olarak kültür bakan-
lan, Istemihan Talay'ın davetlisi olarak Türki-
ye'deydi. Kazakistan'dan Duysen Kaseyinov,
Kırgızistan'dan Kamila Şarşekayeva, Türkme-
nistan'dan Oraz Geldi Aydoyduyev ve Azerbay-
can'dan Polad Bülbüloğlu, Istanbul'da düzenle-
nen 10. yıl kutlamasına katıldılar.
Kültürü, kardeşliğı paylaşmak elbette çok gü-
zel...
Bunun önümüzdeki yıllarda da devamını diliyo-
ruz. Türk dilli alandaki kültür alışverişi her ülkeyi
kendi içinde çoğaltacak, zenginleştirecek...
Ama insan bunun yanında, 10 yılda, dışişleri
bakanlannın da, devlet başkanlarının da sorunsuz
işbirliğine dayalı zirveler yapabileceği bir işbirliği-
ni arzuluyor.
Keşke akla dayalı bir "Türk ligi"ri\ kurabilsey-
dik...
ankcum@ttnet.net.tr
Büyükanıt: TSK göreve hazır
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgeneral
Yaşar Büyükanıt, Afganıstan'da görev-
lendirilmesi planlanan BM banş gücü
için Türkiye'ye resmı talep gelmediğini
belirterek "Biz yine de beyin cimnas-
tiğimizi yapıyoruz. Türk Silahlı Kuv-
vetleri her görev için her zaman hazır-
lığını yapar" dedı. Türkiye tarafindan
daha önce Afganistan'a gitmesi planla-
nan 90 kişilik özel ekibin gönderümesi-
nin, bölgede yaşanan son gelişmeler ne-
deniyle askıya almdığı öğrenildi.
KKTC'nin 18. kuruluş yıldönümü ne-
deniyle düzenlenen resepsiyona Başba-
kan Bülent Ecevit, Genelkurmay Baş-
kanı Orgeneral Hüseyin Kıvnkoğlu,
Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli,
bazı bakanlar ve çok sayıda üst düzey
yetkili katıldı. Milli Savunma Bakam
Sabahattin Çakmakoğlu. Türkiye'nin
Banş Gücü'nde yer almasına başından
beri olumlu baktıklannı vurguladı.
Resepsiyona katılan askeri kaynaklar,
TSK'nin, siyasi otoritenin alabileceği
bir karara karşı hazırlıksızlık yakalan-
mama çalışmalanna başladığını kaydet-
tiler. Görevlendirme olması durumun-
da, askerlerin Mamak'taki 25. Banş Tu-
gayı'ndangönderileceği öğrenildi. 3 bin
kişilik tugaydan seçilecek ekibin, kaç ki-
şiden oluşacağı henüz belirlenmedi. Yet-
kililer, hazırlıklann tamamlanmasmm
haftalar alabileceğine de işaret ettiler.