Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 2001 CUMA
12 J V L J L J J . LJJ\ kultur@cumhuriyet.com.tr
Fransız şair Andre Velter îstanbul'a geldiğinde Abidin Dino'mm mezannı da ziyaret etti
Dünyayı şiirsel yaşıyorYILMAZGÜNEY
Günümüzün tatunmış Fransız şairlerinden
Andre Velter, geçen hafta Türkiye'deydi. Is-
tanbul'da gerçekleşen 'Eranaz-Türk Şairier
Buluşması'na katılan Velter, Abidin Dino'nun
mezanru da ziyaret etti. Fransız yayıncılığı-
nın önde gelen yayınevi Gallimard'da önem-
li bir konumu olan Velter, televizyon ve rad-
yo programlanyla da sürekli gündemde. Ün-
lü şair, Fransa'da yaşanan şiir krizinden mem-
nun, çünkü ona göre krizler yaratıcılığı arttı-
nyor.
- Abidin Dino Ue nasıl tanışûnız?
ANDRE VTLLTER - Centre George Pom-
pidoudaki bir gecede tanıştım Abidin Dino
ıle. Neredeyse hemen arkadaş oiduk. Sık sık
görüşmeye başladık. Bir kış boyıınca her cu-
martesı öğleden sonrası buluştuk. Birlikte
Türk şairlennin bazı kıtaplannı çevirmeye
başladık. O kelime kelime çevirir bana gös-
terir, ben de daha şiirsel bir şekilde onları ya-
zardım. Sonra o Türkçesini okur, benim yaz-
dığımla karşılaştınrdı. Böylece 'Caravane'
adh şiir dergimde birçok Türk şairin şiirleri-
ni yayımladım. Aynca Türk edebiyatı üzeri-
ne bilgimin yüzde doksarunı Abidin'e borç-
luyum. Böylece çok yakınlaştık. Artık öyle
insanlar kalmadı, o bırkaç dünya üzerine bil-
gisi olan bir ınsandı. Batı düşüncesinde ne ka-
dar rahatsa Doğu düşüncesinde de o kadar ra-
hato. Eisenstein üzenne konuşuıken Yîınus Em-
re'den konuşur gıbi rahattı. Onu ağabeyım
gibi görmeye başladım. Birkaç şiirimi ona
adadım. Abidin, kozmopolitliğin temsilcisiy-
di, yani ayn dünyalardan en iyilerini alıp ben-
zeri olmayan bir şey yaratmanın dâhisiydi.
Hanrladığı dizide Nâzun Hikmet de var
- Biraz da sizden söz edeKm isterseniz. Kaç
kitap yazdımz?
VELTER - Sayısını tam olarak bilmiyo-
rum. 30-40 arası.
- Peki ya ödüDeriniz?
VELTER - Çok ödülüm var. En önemlile-
ri şiir dalında Goncourt ve MaUanne ödülle-
ri; bunlar şiir dalında en büyük ödüller.
- Çok geziyornıuşsunuz, bu geziler mi besb-
yor yaratıoıhgınızı?
VELTER-Pariste de çok yazıyorum. As-
ya'ya sık sık gidiyorum. Himalaya, Hindis-
ürk edebiyatı
üzerine bilgisinin
yüzde doksanını
Abidin Dino'ya
borçlu olduğunu
söyleyen
Andre Velter
yakın dostu için,
'Kozmopolitliğin
temsilcisiydi, yani
ayn dünyalardan en
iyilerini alıp benzeri
olmayan bir şey
yaratmanın
dâhisiydi' diyor.
ıırın
başkalannın
söyleyemediklerini
müzikal bir dille
anlattığını, böylece
kullamlan dili
gençleştirdiğini
belirten Fransız şair,
şiirin krizde
olmasından
memnun. Çünkü
ona göre bu durum
yaratıcılığı
arttınyor.
tan. Afganistan. Mesela Himalaya'da 8 ay,
Afganistan'da 6 ay kaldım. Bunlar basit se-
yahatler değil, çünkü bu kadar uzun zaman
başka bir ülkede kalınca oradaki yaşam ko-
şullarına uymaya başlıyorsunuz. Fakat tabii ki
bu ülkelerde uzun zaman kalmak vazdıklan-
mı da etkiliyor. Istanbul'u çok sevmemin ne-
deniyse bir kıyısının Avrupa'da, bir kıyısının
Asya"da olmasıdır.
- 20. yüzyüdan hangi şairieri beğeniyorsu-
nuz.'
VELTER- Apollinaire, Henri Mkhaut da-
ha az tanınanlardan ise Rene Daumal. Gerçe-
küstücü olan bu şairier Fransa'da 'Le Grand
Jeu' adında bir akım yarattılar. Ben de bu
akımdanım. Bir şair, 'Dünyayışiirselyaşama-
h' demiş. Bence Daumal böyle yaşadı, ben de
böyle yaşıyorum.
- Şu anda Fransa'da hangi şairier rurulu-
vor?
VELTER - Pek çok şair var. Ben, Fran-
sa'nın en büyük yayınevi olan Gallimard'da
şiir editörüyüm. Ikı dizı yapıyorum; biri bü-
yük eski şairleri kapsıyor, bunlann içinde Nâ-
zun Hikmet de var; diğerindeyse genç şairier
yer alıyor. Ludovic Janvier, Frank Bennil gi-
bi. Çok tanınmayan, ama yetenekli şairier.
'Çeviri mi, ihanet mi?'
-Şiirçevirisi konusunda nedüşünüyorsunuz?
Çeviri şiirden bazı şcyleri alıp götünnüyor
mu?
VELTER - Çeviriden söz edilince akltma
'Çeviri mi, ihanet mi' sorusu geliyor. Ben de
bu soruyu şöyle yanıtlamayı yeğlıyorum. 'Ba-
na ihanet et, ama iyi ihanet eL' Yani tabii ki
Fransızcadan Türkçeye çevrilen bir şiirde
Türk çevirmen şiire rengini verecek. Çünkü
kelime kelime çevirilirse, bir şiirin Inüziği'
kalmaz. Bir şairi başka bir dile çevirecek en
uygun kişi, o dili bilen bir şairdir.
- Fransa'da Medkis Ödülü'nün jüri başka-
nı Marcel Schneider ile yapdğım bir röportaj-
da. banaedebiyann krizde olduğundan söz et-
ti. Şiir de de böyle bir durum söz konusu mu?
VELTER - Şiirin krizde olmaması benım
için hiçbir yarar sağlamaz. Yoksa şiir salon şi-
irine dönüşür. Ben şiirin krizde olmasından
memnunum. Çünkü yaratıcılığı arttınyor. Şi-
ir başkalannın söyleyemediklerini müzikal
bir dille anlatıyor. Bu aynı zamanda kullanı-
lan dili gençleştirmek, daha çarpıcı yapmak
demektir. Canlı yapmaktır. Şiirin knzde ol-
ması benim için çok iyi.
- Yeni bir projeniz var mı?
VELTER - Şu anda birkaç bitmiş kitabım
var; bunlar üç şiir, bir öykü kıtabı vs. vs. Le
Monde gazetesine yazdığım 300 yazıyı bir ara-
ya getirmeyi düşünüyorum. Bunlann hepsi çı-
kınca değişik alanlarda yazdıklanmın birbi-
rine ne kadar bağlı olduğu görülecek. Ben de
dünyada hem şiirsel olarak hem de etnolojik,
felsefı, sosyopolitik olarak yaşamak istiyorum.
Artık Sinema-Tarih Buluşması'nın da Büyük Ödülü var
Işık Saçan Âpollon
HAPÎSTEKÎ YAZARLAR GÜNÜ - Düşüncelerinden dolayı hapiste bulunan
yazariaıia dayanışma sağiamak amacıyla Kalecik Cezaevi'nde bulunan
Başkaya'ya yazılan mektup aydın, sanatçı ve yazarlann imzasına açıldı.
Fikret Başkaya'ya yazar
dostlanndan mektup
Kültür Servisi - üluslararası PEN
15 Kasım'ı, düşüncelerinden dolayı
hapiste bulunan yazarlarla dayanışma
sağlanması amacıyla 'Hapisteki Ya-
zarlar Günü' ilan etti.
PEN Yazarlar Derneği, Türkiye Ya-
zaıiar Sendikasıve EdebiyatçılarDer-
neği dün Gazeteciler Gemiyeti'nde
bir basın toplantısı yaparak Kalecik
Cezaevi'nde bulunan Fıkret Başka-
ya'ya göndermek üzere yazılmış bir
mektubu imzaya açtı.
Basın toplantısında konuşma ya-
pan PEN Yazarlar Derneği Başkanı
Üstün Akmen, siyasal iktidarlann,
düşünen ve düşündüklerini kendi top-
lumlanna ve dünya halklanna ulaş-
tırmaya çalışan insanlara tahammü-
lü olmadığını belirterek, siyasal erki
sağduyuya davet etti.
Edebiyatçılar Demeği Istanbul Tem-
silcisi Ayten Muflu da "Bütün ulus-
lardan insanlar temelde eşittir. Onla-
nn arasma aynmcılık, korku ve sömü-
rü tohumlarnu eken yalmzca adalet-
si/üktir. Adaletsiz bir hukuk ve dev-
let düzenini savunan sistemler; sanat-
çılar, yazarlar ve şairier kendi suyu-
na gidip sistemi öven ya da en azından
sorgulâmayaneseıiervermedigisüre-
ce onlan lanetlemiş, çeşitti baskı yön-
tenüeriyle susturmaya çahşmışar. Ede-
bi> at, doğası gereğikurulu düzenlerin
doğasAİa çaoşağmdan iktidar tarafin-
dan dışlanır" diye konuştu.
Aydın, sanatçı ve yazarlann imza-
sına açılan ve Başkaya'ya gönderile-
cek olan mektupta da şu sözlere yer
verildi: "„. Siz,budüşünceleri savun-
manın, yazmanın cesaretini yaşarken
ve bu cesaret nedeniyle KalecikCeza-
evi'nde özgürlükten yoksun tutulur-
ken bizkre. yani dışardakilere de so-
rumluluklanmızı anımsatan bir vic-
dan oluyor, kendimizle vüzleşmemia
sağhyorsunuz."
Kültür Servisi-TURSAK tarafin-
dan düzenlenen ve bu yılki teması
'Hoşgörüsüzlük ve tnsan Haklan'
olarak belirlenen '4. lluslararası
Süıema Tarih Buluşması'nın prog-
ramı, dün Pera Palas'ta düzenlenen
bir basın toplantısıyla açıklandı.
Engin Yiğitgil başkanJığındaki
toplantıda, 38 ülkeden, 96 yönetme-
nin, 107 filminin, 8 ayn sinemada
gösterileceği festivalde yer alacak
ülke sinemalan hakbnda ana hat-
lanyla bilgi verilirken festival jüri-
si ve konuklan da tanıtıldı.
Toplantının kahlımcılanndan ara-
lannda Üluslararası Belgesel ve Kı-
sa Film Yanşması Jüri Başkanı ga-
zeteci yazar Mehmet AK Birand,
fesfn'al danışmanı tlberOrtaylı'nın
da bulunduğu isimler söz alarak
'Hoşgörii ve tnsan Haklan' tema-
sının ıçerdiği anlamdan ve özellik-
le günümüzde duyulan ihtiyaçtan
bahsettiler. Geçmışini bilmeyenle-
rin geleceğe güvenJe bakamayaca-
ğının yadsınamaz bir gerçek oldu-
ğundan bahseden katıkmcılar, tari-
hi bilgimizin çok zayıfolmasının bü-
yük bir dezavantaj olduğunu vurgu-
ladılar. Avnca tarihi filmlerin kit-
leleri bilinçlendirmesi adına bu an-
lamda önemli bir işlevi olduğuna de-
ğindiler.
Toplantıda Urart tarafindan ta-
sarlanan ve festivalin 'Büyük Odü-
lü' olarak bu yıldan itibaren gele-
neksel olarak verilmek üzere tasar-
lanan 'Işık Saçan Apoflon' ödülü de
ilk defa kamuovuna ve basına tanı-
tıldı.
Toplantıda aynca MÜ Grafık Bö-
lümü öğrencilennın 'Hoşgörüsüz-
lük ve tnsan Haklan' temalı atölye
çalışması 'Grafık AfışÇahşmalan'
hakkında da bilgi verildi.
'Sevgili Katilim' ve 'Kadın İsterse'
Tevfik Gelenbe'de bu
sezon iidgüldürü var
33. SEZONAÇILDI-TeviikGelenberıvatrosu
yeni sezona 'Sevgfli Katüim'le başladı.
Kültür Ser\isi- Tevfik Ge-
lenbe Tiyatrosu, 33. tiyatro
sezonunu 4 Kasım'da Behzat
tbak'ın uyarladığı 'Sevgili
Katflim' adlı güldürü ile açtı.
Bu sezon ikinci oyun olarak
ise L. Verneufl'den uyarlanan
'Kadın İsterse' adlı güldürü
sahnelenecek.
3 Kasım'da Istanbul 'da Ke-
nan Evren Lisesi Vakfi'mn
salonundaki yerleşik sahne-
lerinde tiyatroseverlerle bu-
luşan Tevfik Gelenbe, "Ama-
cınuz zor günler >^şayan in-
sanlann bu oyunla birlikte.
biraz da olsa rahatlamalan-
nı sağlayıp yaşadığinıız gü-
niin zortuğundan uzaklaşmak
ve birazcık tebessümle gece-
yi noktalamak istiyoruz" di-
ye duygulannı dile getirdi.
Gelenbe. 20 yıldır sürdür-
düğü ve otuzdan fazla ünlü
oyuncunun yetiştiği "LT
cret-
siz Tiyatro Eğitim Kursu"nu
bu yıl da devam ettiriyor. Tev-
fik Gelenbe Tiyatrosu'nun
kadrosu, Sevim Gelenbe, Öz-
mertKaytmaz, Arkın Gelen-
be, Gülistan Çelik, İ mnıü-
han Kıkfas,MuratAkgün, Öz-
gen Diper, tsmail Kurt, Tev-
fik Gelenbe'den oluşuyor.
Genç kalemler Cumhuriyet'te..
SÖYLEŞİ
V
Karanlık simsryah, sessiz bekliyor.
Kurşuni üzgün, sitemkâr..
Pembe, eflatun müjdeci..
V Turuncu fısıldıyor, yakındır.
Kırmızı, çığlık çığlığa...
•••
Hep konuşmak istedim renklerie..
•l Tan vakti..
Siyahtan başiayarak...
Dr. NEZİR SUYUGÜL
GECE
ben bir geceydim
kollarımda rüya demetleri
beyaz ayışığında
yürürdüm sabaha
karanlık bir türküydü yolumda
yıldızlar
ama
rüyalanma engel olmadılar
kulaklanmı yırtsa da ıslıkları...
ALTAY TAŞKIN
Yayın diiny
Kültür Servisi - Bugün Bilgi
Üniversitesi'nde Türkiye'de ya-
yıncüık yaşamının sorunlan üze-
rine bir sempozyum başlıyor.
tstanbul Bilgi Üniversitesi Ya-
yınlan tarafindan düzenlenen
sempozyum, iki gün boyunca
Kuştepe Kampusu'nda yapıla-
cak. 'Türkiye'de YayıncıhkHaya-
tmın Sorunlan' başhğını taşıyan
sempoz>
r
umun bugünkü progra-
mı şöyle: 10.00-12.30 'Dil So-
sorunlan
runlan ve Türkçe' (Necnüye Al-
pay, İskender Savaşu; Yusuf Ço-
tuksöken, Mustafa Armağan)
13.30-16.30'Yaymcıhkta Çevi-
ri ve Sorunlar' (Murat Belge, Pı-
nar Kür, Bülent Somay. Ismail
Kara, Suat Karantay)
Sempozyumda yarın ise 11.
00-13.00 saatleri arasında Ser-
dar Katiboğlu'nun 'Elektronik
Yayıncıhk: Okuyucularve Kulla-
mcılar' başlıklı sunuşu gerçek-
leşecek. 13.30-16.30 saatleri ara-
smda da Enis Barur, Müge Sök-
men, OrhanKoçak, TanılBora ve
Emnıa Sinclair VV'ebb'in katılı-
mıyla 'Yaymcıhkta Editörhık, Ku-
rumsal Yapı ve Sorunlar' tartışı-
lacak.
Sempozyumu düzenleyen îs-
tanbul Bilgi Üniversitesi Yayuı-
lan, yayıncılann sorunlarmın çö-
zümünde somut adımlar atmayı
hedeflediklerini belirtiyor.
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Amerika
Amerıka dendiğinde en eski anı, çocukken din-
lediğim ve belki söylediğım birşarkı: Amerikan kov-
boylan bilmem ne... Amerika'nın sondaki a'a uza-
ya uzaya çift a olup çıkıyor.
Kimdi bu Amerikan kovboylan? Onlan da birsü-
re sonra kovboy filmlennden tanıyacaktım: Kötü Kı-
zılderiliye karşı vatanını savunan adamlar. O topra-
ğın asıl uygarlığının Kızılderililerle ilintisini oğrenin-
ceye kadaryıllar yıllar geçecekti.
Firuzağa Nkokulu'nda öğrenciyim; dayım Ameri-
ka Birleşik Devletleri'ne gidıyor. 1955 sonrasının
Türkiyesi'nde Amerıka'ya gıtmek heyecan uyandı-
rıcı birolay. Dayım, Cihangir'deki evimize ABD'den
bir kartpostal gönderiyor. Kartpostaldaki gökdelen-
lere alık alık bakıyoruz.
On yedi yaşındayım; Atatürk Erkek Lisesi, ikinci
sınrf. Arkadaşlar hep birlikte Gümüşsuyu'ndan aşa-
ğıya inıyoruz: Amerikalı denizciler, Altıncı Filo. Kimi-
lerimiz bağınp çağınyor: Go home!..
Muhafazakâr olduğu söylenegelmiş bir yazan-
mız, Refik Halid Karay, Bugünün Saraylısı'nda Is-
met Paşa devrı Dolmabahçe Sarayı balosunu an-
latır. İlk Amerikalılar oradadır, üstelik denizci. Sanki
Menderes dönemidir.
Refik Halid ince ince alay eder. Bugünün Saray-
lısı'nı ne zaman okuduğumu tam çıkaramıyorum.
Ama yine 1955'lerde Hilton'a bütün Istanbul'un
akın akın gittiğini, otelı gezip büyük hayranlıklaria
anlattığını dün gibı hatırlıyorum. Bütün Istanbul de-
dim, bizim dışımızda. Biz Hilton'a ayak atmamıştık.
Niye? Dar olanaklarımıza uzak bir hayaldi Hilton.
Hilton'un zevksizliğini on-on beş yıl sonra kavra-
yacaktım. Kentın asıl siluetıni bozan ilk yapılardan.
Ucube gökdelenlerin dönemine daha çok var. Gel-
gelelim o 1955'lerde Arnavutköyü'nde oturan Be-
dia Yenge. Bebek'teki azman bir kaçak yapıya çok-
tan "Bebek Hilton'u" adını takmış...
Amerika! Neresiydi orası hayatımızda?
Lıse sonda Kafka'nın büyüleyicı romanını okuyor-
dum: Amerika. Adım atmadığı Amerika'yı olanca ka-
rabasanıyla dile getırir Kafka. Gözbağı çözülüyor-
du artık. Dayımın gönderdiği kartpostaldaki dünya-
yı öbür yüzüyle de görebiliyordum.
Zırtılının öyküsünü, Türkiye'de PopülerKültür'de
Ahmet Oktay şöyle saptıyor:
"5 Nisan 1946 günü, savaş teknolojisinin o ta-
rihteki en son hahkası Missouri zırhlısı Dolmabah-
çe önlerinde demiriediğinde Istanbul'dayeryerin-
den oynuyor, ünlü genelevler sokağı Abanoz bile
resmî ağızlann emriyle hızmet sunmaya hazırian-
mış bulunuyordu. Hiç kuşkusuz Türitiye 'nın Was-
hington Büyükelçisi Münir Ertegün'ün 'naaşını'
getirmiyordu yalnızca Missouri, asıl getirdiği bir 'ya-
şama biçimi'ydl."
Sonra 'yardım'lar, Türk ürası'nın devalüe edilişi,
borçlar, hepsi...
Yine Firuzağa Ilkokulu'na dönüyorum; başlı ba-
şına bir roman bölümü olabilecek süttozlannı, Ame-
rikan peynirienni, Amerikan yağlarını, kasaplarda
ucuza satılan Amerikan sığırlarını ürpererek kov-
maya çalışıyorum belleğimden.
1971 'de, benim de yazarlığa sıvandığım yıllarda,
Cahit Külebi "Amerika" şiirini yazdı:
"önce Knstof Kolomb buldu Amerika'yı, /Son-
ra biz. I Umutlar azaldı, günden güne, mutluluklar
I Ve ekmeğimiz.
Bir çocuk ağlarsa dağ başında/Gözyaşında Ame-
rika akar. / Vurdularsa bırini, kanı şorladıysa / Bilin
ki o kurşunlarda Amerika var.
Kişi kişiye köle tutulduysa, asıldıysa / Darağaç-
larında Amerika var. / Ama biz yine de direneceğiz
/ Sonuncumuza kadar."
Bugün Cahit Küfebi'yi çok özlüyoruz.
Takvimde İz Bırakan:
"KüçükAmerika olmak, Menderes retoriğinin en
görkemli kavramlanndan biriydi hıç kuşkusuz; ama
bu, yalnızca imgelemmin ürünü değildi Başba-
kan'ın; doğrudan doğruya daha CHP iktidan dö-
neminde bizzat ABD tarafından empoze edilmiş-
ti." Ahmet Oktay, Türkiye'de Popüler Kültür, Yapı Kre-
diYayınlan, 1993.
BLGUN
• REMZİKTTABEVİ nde 17.00-19.00
saatleri arasında Hıfa Topuz kitaplannı
imzalayacak. (0216 373 71 51)
• BABYLON'da saat 23.00'te Flora Purim ve
Airto Moreira'nın konseri dinlenebilir.
(0 212 292 73 68)
• DÜŞÜN SAHNESİ'nde saat 20.30'da Ataol
BehramogJu şiırlerini okuyacak. Müzisyen
Haluk Çetin de'Ataol Behramoğhı Şarkılan'yla
programda yer alacak. (0 212 292 98 28)
K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I