Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 KASIM 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
'İMüm orucu
katfiama dönüştü'
• ANKARA
(Cumhuriyet)-TBMM
İnsan Haklanru İnceleme
Komisyonu üyesi Mehmet
Bekaroğlu, Başbakan
Bülent Ecevit'in
yanıtlaması istemiyle
verdiği soru önergesinde.
ölüm orucu eylemlennin
katliama dönüştüğünü
belirterek bu alanda dünya
rekorunun kınlmasına
neden olduğu gerekçesiyle
Adalet Bakanı Hikmet
Sami Türk"ügörevden ahp
almayacağını sordu.
Belediye Başkanı
Altınok'a dava
• ANKARA (AA)-
Keçiören Belediye Başkanı
Turgut Altınok ve 6
belediye encümen üyesi
hakkında, belediyeye ait bir
arsayı, Imam Hatip Lisesi
Yaptırma Derneği'ne
düşük bedelle sataıak
"görevlennı kötüye
kullandıklan ' iddiasıyla
3 *er yıla kadar hapis cezası
istemiyle dava açıldı.
Ankara 5. Ağır Ceza
Mahkemesi'ne açılan
davanın 2 sayfalık
iddianamesinde, Emrah
Mahallesi'ndeki 2 bın 743
metrekare arsanın 1996
yılında Imam Hatip Lisesi
Yaptırma Demeğı'ne
satışında düşük bedel
belirlendiği kaydedildi.
Polise saldın:
1 ölü, 3 yarab
• GAZİANTEP
(CıunhurKet) -
Gaziantep'in İslahiye
llçesi'nde. uyuşturucu
kaçakçılığı olayını araştıran
polislerin bulunduğu otoya,
önceld akşam saat 22.00
sıralannda Fevzi Çakmak
Mahallesı'nde açılan ateş
sonucu, otoda bulunan
Hasan Yılmaz adlı sıvil
öldü, komıser Cebrail
Göçer ile polis memurlan
Şevket Çam ve Metin
Barak yaralandı. Saldmdan
sonra başlatılan
operasyonlar sonucu,
Mustafa Topal gözaltına
alındı.
Posta yoluyla
uyuşturucu
• ANKARA (AA)-
Ankara Kaçakçılık ve
Organize Suçlarla
Mücadele Şube Müdürlüğü
Narkotık Büro ekıpleri, bir
istihbarah değerlendirerek,
yurtdışından Türkiye'ye
posta yolu ile uyuşturucu
gönderildiğini belirlediler.
Posta İşletmesi Genel
Müdürlüğü ile irtibata
geçen polis, Almanya'dan
gönderildıği saptanan bir
zarf, postacı tarafından
Yenimahalle'de oturan
Ferhat K'ye verildikten
sonra suçüsfü yaptı.
Emniyet yetkılileri, zarfi
açarak içindekı esrar
maddesine el koydular.
Çolak kefaleüe
serbest
• İstanbul Haber Servisi -
"Borsada manipülasyon
yaparak yaklaşîk 800
miryar lira haksız kazanç
sağladığı ve bazı kişileri
yüksek kazanç vaadiyle
para toplamak suretiyle
dolandırdığı" iddiasıyla
gözaltına alınan
Fenerbahçeli eski futbolcu
Mecnur Çolak'ın, 300
milyar lira kefaletle
tutuksuz yargılanmak
üzere serbest
bırakılmasına karar
verildi. Kefalet bedelini
ödeyeceğini belirten
Çolak. kefalet
yatınlıncaya kadar
tutulmak üzere emniyete
geri götürüldü.
Özmen yakalandı
• İstanbul Haber Servisi -
Görevden uzaklaştınlan
Güngören Emniyet Amiri
Hamza Turan Ayberk'i
silahla yaraladığı
iddiasıyla aranan Mehmet
Sait Özmen. yakalandı.
"Uyuşturucu kullanmak
ve satmak" suçlanndan da
aranan Özmen'in,
kendisini yakalayan
polislere "serbest
bırakılması karşıhğında
160 bin mark rüşvet teklif
ettiği" bildirildi.
Çek Yasası'nda yapılan değişiklikle karşılıksız çek verme suçuna ağırpara cezası geliyor
Ekonomik suçahapis yokANKARA(CumburrvetBü-
rosu) - Anayasada yapılan de-
ğişiklik doğralfusunda. karşı-
lıksız çek verme suçuna, ha-
pis cezası yerine "çek bedefi ka-
dar ağır para cezası" getirilı-
yor. Çek hesabı açılması yasak-
lanmış birıne hesap açılırsa
hem bankaya hem de hesap
sahibine 1 milyar liraya kadar
ağır para cezası verilecek.
Adalet Bakanlığı'nca oluş-
tumlan komisyon, Çek Yasa-
sı'nda değişiklik yapılmasına
• Adalet Bakaniığı'nca oluşturulan komisyon, Çek Yasası'nın
"karşılıksız çek verme suçlanna 5 yıla kadar hapis cezası verileceğine"
ilişkin hükmünü kaldırdı.
ilişkin çalışmanın ilk aşama-
sını tamamladı.
Komisyon, anayasanın 38.
maddesine eklenen "Hiç kim-
se yalnızca sözleşmeden doğan
bir yükümlülüğü yerine geti-
rememesinden dolayı Özgür-
lüğünden alıkonulamaz" hük-
mü dogrultusunda, Çek Yasa-
sı'nda yapılacak değışikliğe
ilişkin taslağı oluşturdu. Ord.
Prof. Dr. SuDıiDönmezer ın in-
celemesinin ardından komis-
yon, yeniden bir araya gelerek
taslağa son şekJini verecek.
Komisyon, Çek Yasası'nın
"karşılıksızçek verme suçlan-
na 5 yıla kadar hapis cezası ve-
rileceğine" ilişkin hükmünü
kaldırdı. Çeklerin, "doğrudan
karşılıksız çıkması halinde"
çek bedeli kadar ağır para ce-
zası verilecek. Bu para ceza-
sı, Amme Alacaklanrun Tah-
sili Hakkındaki Yasa hüküm-
lerine göre tahsil edilecek.
Eğer karşılıksız çek "hile, sah-
tedtik" ve "dolandıncdık''kas-
tıyla verilmişse bu kışiler Türk
Ceza Yasası nın genel hüküm-
lerine tabi olacaklar. Komis-
yon, çek hesabı açılmasmda
bankalann sorumluluğunu art-
tıncı yönde değişiklikleryap-
tı.Buna göre banka, bir kişiye
çek hesabı açmadan önce Mer-
kez Bankası'nda kaydının olup
ohnadığını araştıracak.
Eğer banka, çek hesabı açıl-
ması yasaklanmış birine he-
sap açarsa hem bankaya hem
de hesap sahibine 1 milyar li-
raya kadar ağır para cezası
verilecek.
Yasa TBMM'den geçti
Çete suçlan artık
ağır cezada
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Çete ta-
nımını daraltip Türk Ce-
za Yasası kapsamında-
ki çete suçlannı DGM
kapsamından çıkaran
yasa tasansı. TBMM
Genel Kurulu'nda kabul
edildi. Cumhuriyet sav-
cılannın, Susurluk gibi
çok boyutlu davalar ko-
nusunda "takdiryetld-
s " ıstemi parlamento-
da karşıJık bulamadı.
DGM Kuruluş Yasa-
sı ile ÇıkarAmaçlı Suç
Örgütleriyle Mücadele
Yasası'nda değişiklik
yapılmasını öngören ta-
san TBMM Genel Ku-
rulu'nda dün kabul edil-
dı. Görüşmeler sırasın-
da muhalefet sözcüleri
DGM 'lerin kaldınlma-
sı gereği üzerinde durur-
ken, pankart açan ünı-
versite öğrencileri ve
kitaplan nedeniyle yar-
gılanan düşünce suçlu-
lan için özel yargılama
usullerirun korunması-
nı eleştirdi. SP'li Yasin
Hatipoğlu. "Çete ku-
ranlar üzerinde hukuk
müe>yidesi baskısını
azalüyoruz. Nerede311
madde? Omrii size hiz-
medegeçmiş insanlann
bir yazısı var elimde.
Sözkrinidnüemiyorsu-
nuz. tsrnet Demirdöğen,
Yavuz Önen, Murat Bel-
ge'nin imzalannı taşı-
yan Düşünceye Ozgûr-
lük Plarförmu, en az 144
yazar,çizer,tşadamı hak-
kında dava açıldığını
söyiüyor" dedi.
Yasa, Cumhurbaşka-
nı Aluaet Necdet Sezer
tarafından onaylanırsa
Türk Ceza Yasası'nın
313. ve 314. maddesin-
den soruşturması, yar-
gılaması süren veya
temyiz edilen dosyalar
DGM'lerden alınarak
suç yerindeki ağır ceza
mahkemelenne devre-
dilecek. Böylece, çete
oluşturmak veya bun-
lara yardrm ve yataklık
etmekle suçlananlar,
DGM'lerin özel yargı-
lama usullerinden kur-
tularak CMUK'tan ya-
rarlanabilecek.
Yasa, çete tanımını da
değiştiriyor. Çıkar
Amaçlı Suç Orgütleriy-
le Mücadele Yasa-
sı 'ndald tanımda geçen
"zorveyatehdit'' ibare-
si "tehdit,tasla,cebirve-
ya şiddet" olarak da-
raltıldı.
Ölüm orucu eylemcileri ayafcta duramayacak haide ulduklan için sırtlarda taşındL (Fotograf: ECEVİT KILIÇ)
A ilelerin sırtında DGM'ye geldiler
İstanbul Haber Servisi - Küçükarmutlu ve Alibey-
köydeki operasyonlarda gözaltına alınarak tstanbul
DGM'ye sevk edilen 18 kişıden 8'i rutuklandı.
F tipi cezaevlerindeld tecride karşı sürdürülen ölüm
orucu eylemini sonlandırmak amacıyla önceki gün
Küçükarmutlu ve Alibeyköy'e düzenlenen operas-
yonlarda gözaltına alınanlar dün sabah saat 11.00 sı-
ralannda İstanbul DGM'ye getirildi. Yürümektezor-
luk çeken eylemcilerden Tekin Yıknz ve Hüseyin Yü-
dız'ı yakınlan ve polisler sırtlannda taşıdı. Nöbetçi
6 No'lu DGM Yedek Hakimliği'ne çıkanlan 8 kişi-
den GamzeTuran, SehnaKubat ve VedatÇeKk, "ya-
sadısı örgüt üyesi ounak" suçundan tutukJandı.
Alibeyköy'deki operasyonda gözaltına alınan 10 ki-
şiyi serbest bırakan istanbul 6 No'lu DGM Yedek
Hâkımliği, Savcı Nazmi Okumuş'un itirazı üzerine,
Cemal Keser, Murat Şahin, Aydnı Hanbayat, Orhan
Gül ve Yeter Güzel'in tutuklanmasına karar verdı.
REKLAM YASAĞI YÖNETMELÎĞÎ YAYIMLANDI
Avııkariara etik kıırallar
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Avukatlar, süren veya eskiden
ilgilendiği dava hakkında, davayla
özdeşleşip taraflann "sözcüsü" gibi
demeç ve bilgi veremeyecekler. Bu
kapsamda avukatlar, radyo ve
televizyonlarda konuşamayacaklar
ve açıklama yapamayacak, görüntü
veremeyecek ve internet ortamında
bilgi aktaramayacaklar.
Türkiye Barolar Birliğı Reklam
Yasağı Yönetmeliğı, Resmı
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
girdi. Yönetmelik a\iıkatlan,
avukathk ortaklarını, bürolannı,
avukat stajyerlerini, dava vekillerini
ve a\aıkatlann sorumluluğu altındaki
büro çalışanlannı kapsıyor.
Yönetmelik kapsamında olanlann, iş
elde etmek için reklam sayılabilecek
her türlü girişimde bulunmalarınrn
önlenmesınin amaçlandığı belirtildi.
Avukatlann mesleklerini özen,
doğruluk ve onur içinde yerine
getirmelerini, avukatlık sıfatının
gerektirdiği saygı ve güvene yakışır
şekilde hareket etmelerini. yargılama
faaliyetindeki yerlerinı ve ışlevlerini
olumsuzlaşhracak veya yargının
görünümünü bozacak da\Tanışlardan
kaçınılmasını sağlamanın
hedeflendiğı vurgulandı. Yönetmelik
kapsamında olanJar yaşamlan,
kazançlan, mesleki çalışmalan
hakkında "reklam nitetiğiııde''
yayuılar yapamayacaklar.
Avukatlann başlıklı kağıtlan.
kartvizitleri ve diğer basılı belgelen,
"reklam nitetiği taşryacak aşınhkta"
olamayacak. Özel ve kamu kurum ile
kuruluşlanndaki siyasi partilerdeki
görevler belirtilemeyecek.
±ARASI OLMAYANAVUKAT TUTABİLECEK
Acüi yardım güvencesi
ANKARA (ANKA) - Bireylenn hak
arama özgürlüklerinin önündekı
engellenn aşıhnası amacıyla,
aviıkatlık ücretini ve mahkeme
masraflannı ödeyemeyenlerin
başvurabilmeieri için bir ay
içerisinde Baro Başkanlıklannda
Adli Yardım Bürolan oluşturulacak.
Değişen Avukatlık Yasası uyannca
kunılması gereken Adli Yardım
Bürolan \e Temsilcıliklerinin
oluşum ükelennin belırlenmesi için
gereken yönetmelik Türkiye Barolar
Birliği'nce (TBB) yayimlandi.
Yönetmelik uyannca. her baro
merkezinde, baro yönetim kurulunca
belirlenecek yeterli sayıda avaıkattan
oluşacak Adli Yardım Bürosu
oluşturulacak. Baro yönetim kurulu
aynca. baro merkezi dışuıda, a\-ukat
sayısı beşten fazla olan her yargı
çe\Tesinde bir avukatı. Adli Yardım
Bürosu Temsilcisi olarak
görev lendirebılecek. Gerektiğınde
yeteri kadar temsilci yarduncısı da
görevlendirilecek. Barolar, stajyer
avoıkatlara, Adli Yardrm Bürosu ve
Temsilciliklerinde eğitim amacıyla
geçici süreli görevler de verebilecek.
Adli yardım isteyenler, hizmenn
görüleceği yerdeki Adli Yardun
Bürosu veya Temsilciliğine
baş\aıracak. Bu başvurular Adli
Yardım Esas Defterine kaydedilecek.
Adli Yardım Büro veya Temsilciliği,
başvuran kişiden gerekJi bilgi ve
belgelen isteyerek ıstemın haklıhğı
konusunda gerekli araştırmayı
yapacak. Adli yardım istemi
reddedilen kişinin. 10 gün içinde
ilgıli Baro Başkanına baş\aırma
hakkı bulunuvor.
IRMIKIAYDIN ENGİN aengin(o doruk.net.tr
Avrupa Birliği'nden söz ede-
ceğim.
Hani dün yeni bir gelişme(me)
dahayaşadık, aday ülkelerle il-
gili "llerleme Raporu" açıklan-
dı ya. işte bu "gelişme(me) "yi di-
diklemek niyetindeyim.
Raporun açıklanmasıyla bir-
likte hem siyasetçilerden, hem
ilgili yüksek bürokrasiden, hem
medyanın anlı şanlı köşe yazar-
lanndan dizi dizi açıklama, de-
ğerlendirme, yoaım geldi.
Hemen hepsini ben de oku-
dum.
Nasıl Avrupa Birliği 'Türkiye
şu olumlu adımı attı. Amaaaa...
Bu olumlu adımı da attı. Ama-
aaa. .. Aynca şunları da gerçek-
leştirdl. Amaaaaaa" diye özet-
lenebilecek bir raporyayımladıy-
sa, Türkıye'deki değeriendirme-
lerde "AB, şu eleştihyiyapıyor.
Amaaaa... AB, şu noktada kay-
gılannı ifade ediyor. Amaaaaa...
AB, şu ve şu noktalan yetersiz
buluyor. Amaaaaa.." diye özet-
lenebilir.
Büyük ölçüde bir iyimserlik
havası yayılıyor.
Oysa AB raporunu ben de
okudum ve iyimser olmak için
nedenler aradım. Satır aralarını
Eloğlu Yutmamış
kurcaladım. Bazı vurguları bir
kez daha irdeledim.
Nafile. Ben iyimseriiğe temel
oluşturabilecek pek bir yan bu-
lamadım.
Ama tabii yüksek siyasetçile-
rimiz, yüksek bürokratlarımız ve
hepsinden daha yüksek medya
yorumcufarımız benden daha
iyi bilirler.
Nltekimgazetelerde "haber'in
kendisi ile haberi yorumlayan-
ların yazdıkları arasında belirgin
bir fark, hatta çelişki var. Ha-
berciler, olup biteni bal gibi doğ-
ru değerlendiriyorlar:
Avrupa Birliği, Türkiye'nin ulu-
sal programına da, anayasa de-
ğişikliklerine de, ekonomide al-
dığı önlemlere de "ı-ıh, yetmez"
dedi.
• • •
Yaygın bir kanı var:
- Yav, Türkiye ağzıyla kuş tut-
sa, Avrupa Birliği onu üyeliğeal-
mayacak...
Herhalde sizin de yakın çev-
renizde bu kanıyı bölüşen, sa-
vunanlar vardır. Benim çevrem-
de çok var.
Eğer böyle düşünenler yanıl-
mıyorsa sorun da yok demek-
tir.
Türkiye ağzıyla kuş tutamaz.
Zaten tutmaya kalkıştığı filan da
yok. Sadece "kuş tutuyor" gibi
yapıyor.
Bunu da ne kuş yutuyor, ne
Avrupa Birliği,
Ancak "AB, Türkiye'yi üyeli-
ğe almaz" diyenlerin söyledik-
leri çok büyük anlam taşımıyor.
Çünkü bu yargının ardının gel-
mesi gerek. Türkiye, AB üyesi
olamayacaksa, boş yere oya-
lanmasın ve ne yapacağına bir
an önce karar versin.
Yalnız, sözünü ettiğim "neya-
pacağına "nın ne olduğunu ben
bilemiyorum. Bilenler söylerse
öğreniriz...
• • •
Gelelim Türkiye'nin Avrupa
Birliği üyeliğinin, 200 yıllık yakın
tarihimizin doğal ve kaçınılmaz
adımı olduğunu savunanlara...
Gelelim. Mustafa Kemal'in
"Türkiye'yi muasır medeniyet-
ler seviyesine (-çağdaş uygar-
lık düzeyine) yükseltmek" diye
özetlediği hedefin günümüzde-
ki somutlanmasının AB üyeliği
olduğu kanısını savunanlara...
Gelelim, resmi söylemde bu
konuda tersini düşünseler bile
asla ve asla dife getirmeyen, her
ağızlarını açtıklarında AB üyeli-
ğinin, Türkiye'nin hakkı ve he-
defi olduğunu sürekli yineleyen
siyaset erbabına...
Elin oğlu yutmadı beyler!..
Raporu, mezarlıktan geçer-
ken korkusunu bastırmak için
türkü söyleyenlerin kendi ken-
dini aldatmasına kapılmadan,
kof iyimsediklerden uzak bir nes-
nellikle okuyun.
Raporda, didişe didişe hazır-
lanıp "Biz işte bunlan yapaca-
ğız. Bunlan yapacağımıza göre
siz de bizi aday üye yapın ve
adaylık sürecinin tam üyeliğe
evrileceğiaşamalara geçin" de-
nen "Ulusal Program" ele alını-
yor ve bırakınız adaylık göruşme-
lerinin başlamasına, "tarama sü-
reci" denen bir önceki aşama-
ya bile uygun bulunmuyor.
Raporda, anayasa değişikli-
ği paketi irdelenıyor ve "Hele
bir uygulamayı görelim" dene-
rek açık bir güvensizlik sergile-
niyor.
Raporda, insan hakları, yargı-
nın bağımsızlığı ele alınıyor ve
açık seçik terimlerle "herhangi
olumlu bir gelişme yok" deni-
yor.
Yani...
Yani, eloğlu yutmadı.
Hükümetin de, Meclis'in de
"Aslında bunlan yapmaya ni-
yetimizyok, ama n 'eylersin Av-
rupa Birliği'nin gözünü boyu-
mak için bir şeyleryapıyor gibi
görünmek zorundayız"dan öte
anlamı olmayan manevraları bir
kez daha duvara çarptı.
Duvara çarpan salt hükümet
ya da bu Meclis olsa derdim de-
ğil. Ama bu ülkenin geleceği be-
lirleniyor. Yani duvara çarpan
Türkiye.
AB üyelik sürecinde ve so-
nunda tam üyeliğe geçmiş bir
Türkiye ile AB dışmda kalmış bir
Türkiye arasında dağlar var.
Bu dağın hangi yamacında
olacağımız bizi pek yakından il-
gilendiriyor ve bu kararı biz de-
ğil, "yuüurursam" manevraları
ile gün geçirenler veriyor.
BizeyazıkL
POLİTİKA GUM.UGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Taşamak Çok GüzeL.'
Televizyon ekranlarına yansıyan görüntüler bili-
yorum sizleri de derinden etkiledi...
Yalınayak çocuklann çığlıkları sanki çok eski
zamanlarda çalınan acılar gibi tüm Kâbil sokakla-
nnda bulutlann asık suratlı gölgesinde büyüyordu...
Kucağında çocuğuyla kameralar karşısında ko-
nuşan burkalı kadın İlk kez kendimi özgür hisse-
diyorum" deyip ekliyordu:
"Yaşamak çok güzel!"
Gözlerimi televizyon ekranından ayırmıyordum...
Kâbil sokaklarında gözlerim kız çocuklannı ara-
dı...
Amayoktular!..
Ertuğrul Özkök'ün dün yazdığı 'Kâbil'de bir
kuş kafesi' yazısı bir insan olarak beni derinden vur-
muştu...
Acaba Anne Frank gibi evinin bir köşesinde ka-
festekuşbesleyen, baskıyavezulmedirenen, ko-
yu kahverengi saçlı, siyah gözlü kız çocuğu, Ta-
leban sürüsünün kenti terk ettiği gün, Kâbil sokak-
larında dolaşabilir miydi?
Bir ölgün ışık çepeçevre kuşatmıştı çevremi...
Televizyon ekranından bir şarkı duyuldu...
Erkek çocuklan tozlu Kâbil sokaklanndan kara
günlerin ölgün tortusunu unutmuş halay çekiyor-
lardı...
Ben hâlâ ekranlarda kız çocuklannı arıyordum...
Erdemli düşlerde yok olan bir ulusun, yalın yü-
reklerle ayağa kalkışını, yasaklaraltında ezi\en ka-
dınların Kâbil sokaklanndan yürüyüşünü bekliyor-
dum...
• • •
Biliyordum bekleyişim boşunaydı!..
Her dakikanın, her saniyenin beklemekle geçti-
ği bir evrenin altüst olduğu. akreple yelkovanın
gözlerden kayıp gittiği zamanaşımında aydınlığı
yakalamak özgürlüğü solumak o denli kolay de-
ğildi...
İşte tam o sırada Roday Ralin'in dizeleri geldi
aklıma:
"özgürlük ekmek gibidir/ Günü gününe yoğru-
lurj Pişirilir, I Ve yenir...
özgürlük/ Taze olmayı gerektirir;/ Sıcak/Lezzet-
li/Ve başkalanyla paylaştırılmaya yeterli..."
Kâbil sokaklannda bayram var!..
Eli silahlı sakallı bir asker, yine sakallı bir ada-
mı tekmeliyor!..
Sanki uzun bir yolculuğa çıkmış gibiyim...
Eski birfotoğrafı anımsıyorum...
Kâbil'in o çamurlu sokaklarının kerpiç evlerinin
birinde, bir kadın saçlarını tararken acı acı gü-
lümsüyor!..
Gözlerini bir acı kuşatmış!..
Gülmeyi çoktan unutmuş!..
Kadın gökyüzünün tohumlarının büyüyeceği
günleri bekliyor; düşlerle, boşa harcanmış çaba-
laria zulmün yaşamında derin izler bıraktığını an-
latıyor...
Diyor ki:
"Bu baskı bitecek bir gün!"
Kâbil sokaklannda erkek çocuklan koşturuyor...
Kâbil sokaklannda müzik çalıyor, genç erkekler
sakal tıraşı oluyor!..
Ama tek tük görûlen kadınlar burkalı yine!..
Televizyon muhabiri ışıklı bir Kâbil akşamında can-
lı yayında konuşuyor:
"İlk kez bu gece elektrikler bu saatte kesilme-
di!"
Sonra Kuzey Ittifakı askerlerinin Kâbil'e girişini
gösteriyor televizyon kanalları...
Yine sakallı bir Taleban askeri konuşuyor:
"Benim adım Muhammet, Suudi Arabistanlı-
yım, buraya savaşmaya geldim..."
Bense Kâbil sokaklannda kız çocuklan, genç
kızlar görmek istiyorum!..
• • •
Yazıyı yazdığım saatlerde Kâbil'de insanlar çok-
tan uyanmışolrnalı!..
Yoksulluğun fotoğrafında Kâbil halkı ne düşünü-
yor acaba?
Kâbil'de hüznün ve acının çiçekleri açtı yıllar-
dıryoksulluk örtüsü içinde...
Belki de o çiçekler Paul Valery'nin 'karanlık çi-
çekleri'ydı ve kimse bunun farkında değildi...
"Ve öldük yosunlar üzerinde/ Uzakta, yalnız o
mınltılı,/ O dost ormanın gölgelennde..."
Bir gün mutlaka Afganıstan'da ve tüm yoksul ül-
kelerde güz çiçekleri kadınların kırpiklerinde uya-
nacaktır...
Anne Frank'ın evinin bir köşesinde kafeste bes-
lediği kuş kadınlann yüreğinde çoğalıp haykıracak-
tır:
"Gel elimin içiniiç/ Iç elimin kanım bahannkine
benzeyen/ Tut elimi tut beyaz kolumul Al dur
omuzlanmdan taşan isteğimi."
hikmet.cetinkaya(« cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Hikmet ÇETİNKAYA
TROYA'dan İYONYA'ya
Mitolojik Aşklar Cografyası
Bir ayda 2. Basım
ve
G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k
Tel: 0212-512 42 19 FakS: 512 11 72