Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 KASIM 2001 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus@ cumhuriyet.com.tr
K
ıbnsAdası, 1571'de
Osmanlı împarator-
luğu tarafından fet-
hedildiği zaman
adada yaşayan, Hı-
ristiyan olan Rum-
lar, Katolik Venediklilerin zulmü al-
tmda ezilmekteydiler. Padişah BL Se-
Bm, adada kalan 20 bin askere ek
olarak büyük çoğunJuğu Konya-Ka-
raman'dan olmak üzere Anadolu'dan
toplam 5 bin 721 evden Türk ailesi-
ni Kıbns'a göndermişti. Rumlar,
Türlderin 308 yıllık hoşgörülü (to-
leranslı) yönetimi altında dın, dıl,
eğitim, kültür ve ekonomi alanlann-
da gelişmişler, zenginleşmişler ve
güçlenmişlerdir. 1820'liyıllarda Yu-
nanistan"ın Türk yönetiminden ay-
nlıp bağımsızlığım kazanması ile
Enosis (Kıbns'ın Yunanistan'a bağ-
lanması) hareketi de başlamış oldu.
Rumlar Enosis'i gerçekJeştirme fa-
aliyetlerini, adanın Türk yönetimi
altında olduğu dönemde fiilen uygu-
lamaya koydular.
Osmanlı İmparatorluğu'nun 1878
Osmanlı-Rus savaşından yenik çık-
masından doğan siyasal koşullara
bağlı olarak 4 Haziran 1878 tarihin-
de Ingıltere ile imzalanan sa\*unma
antlaşması ve 1 Temmuz 1878 tari-
hinde yine aynı devletle imzalanan
ek protokol ile geçici bir süre tngil-
tere"nin yönetimine devredilmiştir.
1914 yılında Osmanlı Imparatorlu-
ğu"nun tngilizlere karşı harbe gir-
mesiyle tngilizler, adayı tek yanlı
olarak ilhak etmiştir. Türkiye bu il-
hakı 9 yıl sonra 1923 Lozan Banş An-
laşmasf yla tanımak zorunda kal-
mıştır. 1920'li yıllar binlerce Kıb-
nslı Türk'ün adadan göç ettiği yıl-
lar olmuştur. Göç edenlerin büyük ço-
ğunluğu anavatan Türkiye'ye yer-
leşmişlerdir. Türkiye'de halen yak-
Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti...
Dr. Ühan A K B U L U T Hâkim Albay (E) Yedıtepe Hukuk
laşık 500 bin civannda Kıbns Türk'ü
yaşamaktadır.
Kıbns Cumhuriyeti Devleti'nın
bağımsızlığım sağlama yolundaki
ilk antlaşma 11 Şubat 1959 tarihın-
de Türk ve Yunan başkanlannın pa-
rafe ettiği Zünh Antlaşması'dır. Zü-
rih Antlaşması ile Kıbns'ta iki top-
lumun ortaklığma dayanan, Türkiye
ve Yunanistan'la ışbirliği yapacak
bağımsızlığı garanti edilmiş bir çe-
şit federal (iki toplumlu) Cumhuri-
yet kuruldu. Garanti edilmiş bağım-
sızlık, yasaklı bir bağımsızlıktır. Ga-
ranti Antlaşması'nın birinci madde-
sine göre Kıbns Cumhuriyeti, ba-
ğımsızlığının, ülke bütünlüğünün ve
güvenliğinin devamını ve anayasa-
sına saygıyı sağlayacaktır. Hiçbir
devletle siyasal ya da ekonomik bir
birliğe kısmen ya da tamamen katıl-
mayacaktır. Bir devletle doğrudan
doğruya ya da dolaylı olarak birleş-
meyi ya da adanın taksimini destek-
leyen her hareketi yasak ilan ede-
cektir. Zürih Antlaşması, Türkiye,
Yunanistan, İngiltere ve Kıbns Türk
ve Rum cemaatleri liderlerinin katıl-
ması ile toplanan ıkınci Londra Kon-
feransfnda. Makariosun çıkarma-
ya çalıştığı güçlüklere karşın, 19 Şu-
bat 1959 tanhinde onaylandı ve 23
Şubat 1959'da Ankara, Atina ve
Londra'da aynı zamanda açıklandı.
Antlaşmalann yürürlü|e konması
için Londra ve Lefkoşa'da komis-
yonlar kuruldu. Komisyonlar çalış-
malannı yaklaşık bir yılda bitirdi-
ler. Kıbns'ta, tngiltere'ye bırakılacak
üslerin yüzölçümü konusunda çetin
pazarlıklar yapıldı. Bu yüzden Kıb-
ns'taancak 16 Ağustos 1960'taCum-
hunyet ilan edilebildi.
1960 Anayasasrnın kabulü ile ada,
bağımsızlığma kavuşmuştur. 1960
Anayasası, yeni Cumhuriyette bir
Anayasa Mahkemesi ile bir Yüksek
Adalet Mahkemesi 'nin kurulması-
nı öngörmüştür. Anayasa Mahkeme-
si, anayasa kurallanna göre tarafsız
bir başkan, bir Kıbnslı Elen yargıç
ile bir Kıbnslı Türk yargıçtan oluş-
muştu. Yüksek Adalet Mahkemesi ise
tarafsız başkan, Kıbnslı iki Elen yar-
gıç ile bir Türk yargıçtan oluştu. Her
iki mahkemenin başkan ve öbür üye-
lerinin atanmalan. cumhurbaşkam
ve cumhurbaşkam yardımcısı tara-
findan müştereken yapılmıştı. Alt
düzeyde ise kaza mahkemeleri ku-
rulmuştu.
Anayasa. Türk davalarına, Türk
yargıç ya da yargıçlanndan oluşan
mahkemelerin, Elen davalanna Elen
yargıç ya da yargıçlardan oluşan
mahkemelenn; her iki toplum üye-
lerinin neden olduklan davalara ise
karma mahkemelerin bakabileceği-
ni öngörmüştü.
Anayasaya göre eğitim, aile hu-
kuku, belediye işlerinde her iki top-
lum özerkti. Rum cumhurbaşkam ve
Türk cumhurbaşkam yardımcısı, ic-
rada eşit yetkilere sahipti.
1960 Anayasasf nın öngördüğü iki
toplumlu düzen, 1963 'ün Aralık ayın-
da Türk toplumuna yapılan saldın ve
bu toplumun Cumhuriyet hüküme-
tinden dışlanması ile son buldu. Bu
tarihten sonra Kıbns'ta iki toplumun
birbirlerinden kopması ile toplumla-
nn yargı sistemlerinde de farklılaş-
Fakültesi öğretim görevlisi
ma başgöstermiş oldu.
Kıbns Türk toplumunun siyasal
düzen alışı, zaman süreci içerisin-
de, toplum gereksinmelerine göre
ayarlanan bünyesel ve biçimsel ev-
relerden geçmiştir. 1963- 1967 dö-
neminde Türk toplumu merkezi bir
"Genel Komite" tarafından yönetil-
mekte idi. Bu e\Tede Kıbns Türk
toplumunun yargı işlemleri "Genel
Komite" tarafından kurulan bazı ko-
misyonlar tarafından görülmekte idi.
flk olarak cezakomisyonu ve kira tak-
dir komisyonu kurulmuştu.
1967 yılının Aralık ayında temel
kurallann kabul edilmesi ile Kıbns
Geçici Türk Yönetimi kuruldu. Te-
mel kurallar, Geçici Türk Yöneti-
mi'nin yargı işlerinin bağımsız Türk
mahkemeleri tarafından görüleceği-
ni, mahkemelerin teşkili ve yargıç-
lann yetkı, görev ve statülerinin ya-
sa ile düzenleneceğini öngörmekte
idi. Temel kurallara göre Türk yar-
gıçlar, Türk yönetiminin yürütme
kurulunun başkan yardımcısımn öne-
risi üzenne başkan tarafından atan-
maktaydılar. Bu yöntem 1975 yılına
kadar devam etri.
Kıbns sorununa çözüm bulmak
için 1968 yılında başlayan toplum-
lar arası görüşmeler belirli arahklar-
la bugüne kadar devam etmiş, an-
cak bir sonuç almamamıştır. Top-
lumlar arası görüşmeler devam eder-
ken Yunanistan'da bir darbe ile Ma-
karios devrilip yerine Samson geti-
rilmiş ve böylelikle Rumlar da
Enosis'i ilan etmeye hazırlanmış-
tır. Bu tehlikeyi sezen Türkiye, 1974
Temmuzu'nda, Kıbns'ta kurulu va-
sal düzeni silah gücüyle bozmaya
kalkışan Kıbns Rumlanna karşı, 16
Ağustos 1960 tarihli Garanti Ant-
laşması'nın 4. maddesine dayanarak
Kıbns 'a asker çıkarmıştır. Kıbns ge-
nelinde yaşayan tüm Türklerin ku-
zeyde toplanması sağlandıktan son-
ra 13 Şubat 1975 tarihinde "Kıbns
Türk Federe Devieti'' kunümuştur.
Kurulan bu devlet, uluslararası hu-
kukun gerektirdiği bütün koşullara
sahipti. Rumlar ve Yunanlılar, Kıb-
ns Türk Federe Devleti'ni tanımamış,
dünya çapında Türk halkı aleyhine
kampanya açmış ve Birleşmiş Mil-
letler'den 13 Mayıs 1983 tarihli ka-
rann çıkmasını sağlarruştır. Bu ka-
rar, Kıbns Türk Federe Devleti'nin
ortadan kaldınlması için bütün dev-
letlerin Kıbns Rum Yönetimi'ne yar-
durum öngörüyordu.
Kıbns Rumlannın "Kıbns hükii-
meti'' olarak tüm dünyada tanınma-
lannın rahatlığı içuıde hıçbir anlaş-
maya yanaşmamalan ve Kıbns Türk-
lerini her gün biraz daha fazla köşe-
ye sıkıştırmak yönünde çabalannı
yoğunlaştırmalan karşısında, self-
determinasyon hakkmı kullanan Kıb-
ns Türk halkı, 15 Kasım 1983 'te Fe-
dere Meclıs'in oybirliği ile aldığı bir
kararla, Kuzey Kıbns Türk Cumhu-
riyeti'ni ilan ettiğini dünyaya duyur-
du. Kuzey Kıbns Türk Cumhuriye-
ti'nin 15 Kasım 1983'te ilanı, Kıb-
ns'ta tarihin akışını geri dönülmez bi-
çimde belirleyen, 200 yıllık megali
idea hayalinin ve bu hedef içindekı
Enosis Rüyası'nın gerçekleşmeşine
kapılan kapayan tarihsel bir oluşlm-
dur.
Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti,
Kıbns Türk halkının egemenliğini,
meşru hak ve çıkarlarmı, bağımsız-
lığım, geri dönülmez biçimde gü-
vence altına almak için kurulmuştur.
"Bunu cumhuriyet savcısı mı söy-
lüyor? O savcıyı gözden geçirmek
lazım."
Bu söz Başbakan Yardımcısı MHP
Genel Başkanı, eskı ülkücü Bay Dev-
;?
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Savcıları Korkutmak mı?
netenlerin yabancı etkılerden kaçınma-
sı gerektiğini soylemış! Vay, sen mısın?
'Senı gözden geçirmeli" Ne demek bu?
O savcıya haddını bıldiımeli, atmalı,
sürmeli!..
Savcılar, Cumhuriyeti savunmakla
görevli ınsanlardır. Cumhuriyet yasala-
ndırellerindeki güç... Kim karşı çıkarsa
izlemektirişleri, sorumluluklan... Ama bir
süredır cumhuriyet savcılannın hukümet
sorumluları tarafından gereklı gereksiz
suçlandınlmalannatanık oluyoruz. Ister
istemez savcıların yolu kesıliyor, elleri
tutuluyor, görevlerini gereği gıbi yap-
maktazorlanıyorlar...
Dost düşman bilmiyor mu ABD'nin is-
teklerine, çıkarlarına göre birtutum, bir
davranış içinde olduğumuzu... Atatürk
Cumhuriyeti'nde yabancı güçlerin had-
dine miydı iç işlerimize karışmalan!.
ABD, Talebanlarla savaşıyor. Hem acı-
masız, haksız, yanlış bir savaş! Sen tut
zaten iç savaş içindeki yoksul, aç bir ül-
keye her gün sabah akşam bomba yağ-
dır, sonra da yanına Türkiye'yı almaya
kaik. Bunaverilecekyanrt 'hayır' olma-
lıdır. Teröıie savaşmak ise biz bunu yıl-
lardır yaptık, tek başımıza..
Cumhuriyet savcılanna bir Bakan ka-
rışıp yol gösterebilır mı? Bu en azından
yasalara ters düşmek olur. MHP liderı
'Onu gözden geçirmek lazım' derken
gerçek niyetini açığavurmuş.. Bundan
böyle hükümetin yanlış tutumlarına ya-
sal yoldan karşı çıkmak zorunda kalan
hukuk adamları, başlarına gelecek teh-
likenin bilincınde olsunlar diye mi?
Savcılar, yargıçlar yasaları koruriar.
Haklıyı haksızı ayınriar. Toplum adına gö-
rev yapaıiar. Ama son dönemlerde sav-
cıların korkutulduğunu; yagıçların doğ-
ru karariar vermekte zoriandığını göru-
yoruz! Bu datoplumdaki kargaşayı art-
tınyor. Güven bunalımı yaratıyor. Ga-
zeteler, radyolar, TV'ler kıyameti kopa-
rırlar! Yolsuzlukiar, soygunlar, çeteler
koca puntolarla açıklanır. Çirkin olaylar
bir bir ortalığa çıkanlır. Türiü adlarla dos-
yalar sıra sıradır! Bir değil, beş değil, on
değil! Bankalar, şirketler, en ünlü, en
'saygın' bilinen insanlar... Hepsi en ağır
suçlamalarla toplum önüne çıkanlır.
Dosyalar savcılıklarda mahkemelerde-
dir.
Sonra ne olur?
Bir bir aklanır suçlu diye
toplum önünde teşhir olunan
insanlar.. Kimi kanrtyetersiz-
liği, kimi zamanaşımı var di-
ye! idam kararı alanlar bile
daha ust mahkemede suç-
lu bulunmaz. Daha dune ka-
dar toplum gözünde lanetlenmış kışı-
ler bir bakarsınız özgür olmuşlar... Ter-
temiz, ak pak yeniden toplum yaşamı-
na girmişler... Şaşar kalırsınız! Bazı ın-
sanların hiçbir suçu, kusuru yoktu, öy-
leyse medya onlan türiü yazılarla, ince-
lemelerle, araştıımalarla en ağır biçim-
de niye suçladı? Bizler, bu ülkenin in-
sanları, işın içinden çıkamayız. Bu kişi-
ler, aylarcatutuklu kalmış, belgelerle, ka-
nıtlarla, tanıklarta suç işledikleri öğrenil-
miş. Ama şu ya da bu nedenle yakayı
kurtarmak nasıl oluyor?
O zaman bu suçlu sayılıp da suçsuz-
luğu saptanan insanlar medyadan ni-
ye davacı olmuyorlar? Sen, çete olmak
gibi, soygun yapmak, adam öldürmek
gibi şeylerie beni suçladın, lekeledın, öy-
leyse ver hesabı demezler mi? Niye
sesleri çıkmaz? Bir başbakan yardım-
cısı, görevini yapan, gerçeklen söyle-
mekten çekinmeyen bir genç savcıya
'Onu gözden geçmemek lazım' derse,
o toplumda her şey bozuk, her ay bel-
li geçimlenn elinde demektir. Vay mı bu-
nun başka izah tarzı' dediği gibi Süley-
man Bey'in.. Varmı?
Erdal İnönü'ye...
Kadri GULHAN &h SHP ı-.n
Düşünce Derneği Genel Merkez C'vesı
Sayın Erdal Bey. büyük devlet ada-
mı İsmet İnönü ve ailesine olan bihük
saygım nedenh le,böylesine bir mek-
tubu yazacak insan en son ben olma-
lıydım. Ama yazıvorum. Çünkü ba-
sında çıkan ve bana göre talihsiz ol-
duğuna inandığım bazı açıklamalan-
nız buna neden oldu.
Aylardır kurmayı planladığınız par-
tınin programında "CHP'nin AHıOk
ilkeleri olmayacaktır'" açıklamanıza:
büyıik tepkımın, Atatürkçü duygula-
nmın isyanıdır bu seslenışım...
Dünya ınsanı \e lideri olduğuna
son günlerde daha çok inandığımız yü-
ce Atatürk.odışladığımızAltıOk'Ia.
dünyadaki devletlerin yüzyılda başa-
ramadıklan devrimlen 10-15 yılda
gerçekleştırmiş.
Türk devletini dünjada örnek. sa> -
gın duruma getirmiş. mazlum ülke-
lere ışık olmuş. bağımsızlık yollan-
nı açmıştı.
Yine o Altı Ok'la bağıms.ız, borç-
suz. çağdaş ülke yaratmış; dünyaya
seslenerek insanca, kardeşçe yasaya-
bilmek için Yurtta Banş Dünyada Ba-
nş çağnsı yapmıştı.
Altı Ok'u dışlamakla Atatürk'ün
\e onun "Kardeşim" dedığı. yakın
ır Yonetım Kundu ve Ataturkçu
arkadaşı Altı Ok'un otuz dört yıl uy-
gulayıcısı olan büyük devlet adarru ba-
ban İsmet İnönü'nün de kemiklennı
sızlattığınıza inanıyorum dersem gü-
cenmeyin...
Evren Paşa solun kesin rüzgânnı si-
zin kışiliğinizde görmenin-duyma-
nın etkisiyle sizi genel başkanlıktan
düşürdü. bu nedenle de seçımlere ka-
tılmanız önlendi.
Evren'in istediğı üç parti seçimle-
re girerek baskı ve kısıtlılık içinde
Halkçı Partryı destekleyip TBM'ye
girmelerine (130 milletv ekıliyle) yar-
dımcıoldukCHP'liler olarak. Seçım-
lerden bir zaman sonra siz kurduğu-
nuz SODEP'in genel başkanlığına
tekrar gelip, Halkçı Parti ile birleştik-
ten sonra SHP adını alarak, Atatürk'ün
açtığı yolda yürümeye başladık.
Ve, genel başkan olarak sizin Mec-
lis dışında kalmanız tersliğini gider-
mek, ara seçımlerde Izmir'den mıllet-
vekıli olabilmeniz için o zamankı il
yönetimi ile ilçeleri ve köyleri. gece
gündüz dolaşarak sizi Izmir'dan mil-
letv ekili seçerek Meclis'e gönder-
menin onurunu yaşamıştık. O onurun
sahibi olarak Altı Ok'u dışlamamanızı
wrekten dilerim.
Bosch çamaşır m
ya da bulaşık a
makinesi alana .
51 ekran Telefunken
televizyonun
%65'ibedava!
Bu ay bir Bosch çamaşır ya da bulaşık makinesi alanlar, % 65'e varan
indirimlerle Telefunken televizyon sahibi olabiliyor.
, 538 milyon TL yerine
185mIlvonTL
55 ekran TV^, 628 milyon TL yerine
220 mityon TL
68 ekran TV*, 736 mîlyon TL yerine
411 mttanTL
70 ekrafeHr, 879milyon TL yerrnı
fiyatına 9 taksit ve hepsi indirimli KDV oranıyla.
51'0NTST55 I '
001 taı*»xJai
2310 »TST 70-lûdete- pn je
<m Imiınııııftııiıııllııılı IF>ı<»ii'H'»irııılırı*ıını ı» m lnı>ıy*»t< ı
.—sfa SgB bJgüeıi Boscf- Yetkjli SatKabr'nda"
f^BtantTiM
M|£Mtarittl^^ yapfna hftiJana sal^pıır Onirâanmo. stofc ırMktarianyia acıriıdif.
BOSCH
0 8 0 0 2 1 1 40 29
BOSÇHŞffl RMf,i
BOSCHEn doğru seçim
PENCERE
Türban Kavgasına
Benzemez Bu...
Kuzey Ittifakı askeri Kâbil'e girince kentte dü-
ğün bayram yaşanmış...
Erkekler berberlere koşarak zorakı bıraktıklan
sakallarını kestirmişler...
Kadınlar 'burka' adı verilen çuvalı sırtlanndan
çıkarıp yüzlerini gözlerini açmışlar...
Radyolar açılmış, müzik sesleri ortalığı sar-
mış...
Taliban zorbalığının karanlık baskısından kur-
tulan kentte yaşam başlamış...
Insanın aklına ister istemez bir soaınun çen-
geli takılıyor:
Kâbil artık Müslümanların elinden çıktı da kâ-
firlere mi geçti?..
•
Yeryüzünde bir buçuk milyar Müslüman kos-
koca bir coğrafya oluşturuyor...
Hangi ülke daha Müslüman?..
Islam hantasında en güzel Müslümanlığın Tür-
kiye'de yaşandığı bir gerçek...
Çünkü bizim ülkemizde Müslümanlık devlet
zoru değildir...
Gönülden ınançtır...
Laik Cumhuriyet'te birey istediği gibi tapnır, bas-
kı yoktur...
Devlet dinci oldu mu, hem demokrasiye ters
düşer..
Hem de özgür vıcdana!..
•
Demokraside kadın ile erkek sınırsız bir eşit-
sizliğın hakça bırliktelığıne yüzlerini dönerier...
Oysa yalnız Islam'da değil Hıristiyanlık ve Mu-
sevilik'te de erkek kadına üstündür.
Eşitsizliği aşmak ıçın. kör inanç ipoteginden kur-
tulmuş özgür aklın devreye girerek insan hakla-
rı bilincine erişmesınden gayn yol ve yordam
şimdiye dek keşfedilemedi; tarihsel süreçte üm-
metin ulusa ve kulun bıreye (kişiye) dönüşmesiy-
le demokrasi gerçekleşebilir...
Bir başka icat yok!..
Kadın ile erkek eşitliği de ancak bu bilinçle
yoğrulan bireylerin toplumunda gündeme gıre-
bılir; dincilik bu bilincin tam karşısındadır.
Erkek ile kadın!..
Uygar dünyada benımsenen 'a/7ehukuku' 1789
Aydınlanma Devrimi'yle ilk önce Fransa'da ha-
yata geçirildi; 19'uncu yüzyılın başında laikliğin,
demokrasinin, insan haklarının hukukunu içeren
'Medeni Kanun' (Code Civil) gündeme girdi...
Avrupa'ya örnek oldu...
Laık Cumhuriyet Devrimi'nın hukukta temel
taşını oluşturan da 'Medeni Kanun'dur.
Atatürk 1926
r
da Medeni Kanun'un Türkiye'de
önderliğini yaparak ülkemizdeki kadın ile erkek
hukukunu uygarlığın en üst düzeyine taşıdı; bu-
na ek olarak 1934'te kadına seçme ve seçilme
hakkı tanındı.
O tarihte Avrupa'da bile kadına seçme ve se-
çilme hakkı kimi ülkelerde verilmemiştı.
•
Irtica bu ülkede safsatayı sıyaset savaşımına
dönüştürüp göz boyuyor...
Büyük Millet Meclisi'nde şu dönemde tartışı-
lan Medeni Kanun değişikliğinin en önemlı kitap-
ları 'Aile' ve 'Miras'\\r; irtica bu konularda şeriat
hukukunun hükümlerini ağzına bile alamaz...
Çünkü bu alanlarda kadını erkekten aşağı sa-
yan şeriat hükümleri 'maddi' ve 'manevı' koşul-
larında 'cinsi lâtif'in çıkariarını ayaklar altına al-
maktadır...
Soyut 'türban kavgası'na benzemez bu!..
Mehmet FARAÇ
HİZBULLAH'IN
KANLI YOLCULUĞU
iiHH\i\ İIKİ
G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k
Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72
Birleşik Rehberler Turizm
KULTUR GEZILERI BAYRAM PROGRAMI
14-19 Aralık: GÖLLER BÖLGESİ
Aiyon, Aljon Kalesı, Ulu Camıı. Lşak. Lşak Müzesı, Aponıea (Dınar),
Burdur. Ko\ada Mıllı Parkı. Eğndır. Pısıd\a \ntak\ası..
15-17 Aralık
30.12-01.01: ÇANAKKALE
Namık Kemal ve Süle\Tnan Şah Türbelen, Eceabau Sestos, Kabatepe,
Anzak Kovıı Anburnu. Conk Ba\ın. Tnı\a..
18 Aralık: EŞSİZ TARİHİ DOKl Sl İLE FENER \e BAL4T
Cıbalı Tütûn Fabnkası. Ava Nıkola Kılısesı. Gül Camıı (Aya Thedosia),
Bulgar Kılısesı ı Stefı Stefenı, Pamkhane. Kantemır'ın Evı. Kanlı Kılıse.
Kızıl Mektep
Not. Yukandakı gezılenmız ıçın katılım de\am etmektedır. katılım sınırlı
tutulacağından gezılenmae katılmak iste\enlenn rezenasvon
>aptınmlannı nca edenz.
MeşrutıyetCad 198 5 Şı$hane-IST Tel- (212*252 65 ^8 - ^P-80
ww» kultureezılen com ınfofi kultureezlen com