14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 KASIM 2001 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr 13 UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ Yımanistan'm 'ICOMOS neferleri', koruma kavgalannı yann Antalya'da anlatacaklar Komsumuzun korumacıları• Kültürel değerlerin yok olmaması için "militanca" mücadele eden mimarlar, arkeologlar ve sanat tarihçileri, ICOMOS'un Yunanistan grubunu oluşturmuşlar, "diğer ülkeler" için de ICOMOS'çulara "ömek" bir etkinlik gösteriyorlar... Kısaca ICOMOS olarak adlandı- nlan Uluslararası AnıtiarveSİT'ler Konseyinın Yunanistan'dakı tem- silcileri. çahşmalannı yann Antal- yalılara anlatacaklar... Komite Başkanı Nicos Agrianto- nis ile yürütme kurulu üyelerinden Dimitris Psarros'un yapacagı su- nuşa, "Yunanistan Turizm Orgü- tü" Genel Direktörü Kostas Katsi- giannis de katılacak. Mimarlar Odası'nın Antalya Şu- besi e\ sahipliğinde düzenlenen toplantının. tanhsel ve doğal mira- sın yaşatılmasına yönelik Akdeniz Bölgemizde çaba gösterenler için çok yararlı olacağını söylemeli- yim. Çünkü geçen mart ayında (2001) biz de aynı amaçla Yunanistan'a geldiğım'ızde. özellıkle ICOMOS Yunan grubunun Atina'daki tarihi bir "sfvil mimartık örneği'" olan merkezlerıni ziyaret etmiş ve on- lardan çalışmalan hakkında aynn- tılı bılgıler edinmiştık... Bize sunduklan "brifıngin" ar- dından yine aynı binada düzenle- dikleri "Yunan Basuunda ICO- MOS" sergisı ise doğrusu çok et- kileyiciydi. Yunanistanlı ICOMOS üyeleri. ülkelerindeki kültürel de- ğerlerin sadece belgelenmesiyle sı- nırlı bir çaba içinde değillerdi... Daha ötesi, bu mirasın "koruma- ya duyarsız politikave uygulamala- ra karşı 1 " da gözetilmesi ve hatta bunun ıçın bir "kamuoyu muhale- feti" de oluşturularak "mücadele edilmesi" görevı de sankı bir *gö- nültü misyonertik'" olarak Yunanis- tan ICOMOS grubunca "öncelikli sorumluluk" şeklinde üstlenilmiş- ti... Işte bu özverili ve mücadeleci ça- balan yüzünden de aramızda daha bir "yakınlık'' oluşan Yunanlı ICO- MOS çulara, "Gelin, bu duyariılık kavganızı Türkiyede de anlatın... KAVALA tÇÎN DE ÎŞBtRLİĞİ - Yunan ICOMOS grubu, geçen eylül ayında Kavala'da yapılan "tarihsel dokuya saygıh turizm" toplanüsma katılan Mimarlar Odası grubuyla bu "ortak miras" için de işbüüği yaptu. Çünkü bizde de sizin gibi koruma- cılann yazgısL, kültürel mirası gö- zetmeyen inıar hırslanna karşı di- renmeyi de içeriyor... Yalruz olma- dığunızı bizimkilere de gösterin..." dedığımizde, memnunlukla kabul ettiler... Yannki buluşma için asıl vurgu- lamak istediğim konu ise ICO- MOS'un aslında "her ülkede" ör- gütlü olduğu. ancak çoğunun bu denli "eüdn" ve korumada "müda- haleci" bir tutumu sergilemiyor ol- malandır... Birleşmiş Miüetler'e üye ülkeler- de örgütlenen ICOMOS'un genel- likle "akademik bir atalet" içinde kaldığı diğer çok sayıdaki ülkenin yanında, Yunanistan komitesinin bu "farkuhğı" daha bir önem ve "değer" taşıyor... Özetlemeye çalışacağım örnek- lerde de görüleceği gibi, *kendi hü- kümetieriyle" de karşı karşıya gel- meyi göze alarak tanhsel mirası sa- hıplenmek ve bu yönde "halkı da aydınlatarak" kamuoyu desteğiyle adeta bir "sivil toplum mücadelesi" yürütmek, Yunanistan'daki ICO- MOS'un belkı de en çok "esinlenfl- mesi" gereken özelliği... Üstelik bu çalışmalarını, çoğu kez "maddi olanaklannı" da ken- di çabalanyla yaratarak sürdürü- yorlar... ICOMOS'un yetersiz ola- naklannı ve ülkelerindeki parasal kaynak sıkıntılannı "bahane" ede- rek, sıradan bir "temsilT ICOMOS kimliğini taşımayı benimsemiyor- lar... Bunun yanı sıra özellikle "Yiına- nistan Teknik Odaa" ve "Mimar- lar BirliğT (SADAS) gibi ılgili meslek kuruluşlanyla da yakın iş- birliği içinde olmayı bu misyonla- nnın "gereğT sayıyorlar. Kendile- rini diğer benzer kunımlardan so- yutlayıp kapalı bir "kulüp" şeklin- de değil, herkesle ortaklığa açık bir "dayaruşmaortanıını" sürekli can- lı tutmaya çalışıyorlar... Sözün kısası, Yunanistan'm "ICOMOS neferlerTnı sadece komşumuzdakı kültürel değerleri tanımak için değil, bunlan tehdit eden "tehHkelere" karşı böylesi ku- ruluşlann nasıl "çahşkan" ve "gi- rişken" olmalan gerektiğini göre- bilmek için de izlemeliyiz... Tarîhin sevdah bekçüeriYunanistan daki ICOMOS grubunca sürdürü- len çalışmalann önemli bir bölümünü tarihi kentlerin ve kültürel mirasın korunmasına yö- nelik çok sayıda bilimsel etkinlikler, araştırma- lar ve proje önderlikleri oluşturuyor... Bunlann dışında, asıl bizim dikkatimizi çeken ve "koru- ma kavgası" verilen örneklerden ise bazılan özetle şöyle: • "Basîn ve Anıtiar* 1 Sergisi: Eski eserlenn ve SÎT'lerin rantçı imar politikalan ve sözde *ka- musaT (!) projelerle yok edilmelenne karşı "ba- sının duyarhligı''nı yükseltmeyi hedefleyen bu "gezki" sergi. ICOMOS'un mücadelesine a ka- muoyu oluşturulması" yönünde bir "belgeser nitellk de taşıyor. Serginin editörü, ICOMOS üyesi Voula Didoni... • Makronissos Adası: Geçmişte Osmanh dö- neminin de "sürgün yeri" olan bu ada (Uzun A- da), 1945'ten sonra "iç savaş" yıllannın "siya- sal gözetim" yeriydi. Yakın tarihin tanıklan olan "100.000 sürgünün" arulannı taşıyan ada üze- rinde Atina'ya yakınlığından ötürü "yapdaşma baskısr başlayınca, ICOMOS'un çabalanyla "SİT" ilan edildi... Şimdi ise bir "kültür, siya- sal tarih ve demokrasi" merkezi ohnası için bir- çok kuruluş ortak çaba içerisinde... • "AkropoKs'' Müzesi: Atina'nın ve Antik Yu- nan uygarlığının simgesi AkroponVe yapılacak müzenin "konumuna* ıtıraz eden ICOMOS'un gayretleri sonucunda, ören yerindeki "kutsal kaya"yı tehdit eden "yer seçimi" için alternatif- ler araştınlmaya başlandı... • Hydra Ada»: Tümüyle geleneksel evler- den oluşan "SİT" dokusunu tümüyle "turistik tarü köyüne" dönüştürmeyi hedefleyen proje, ICOMOS'un itirazlan ve yerel halk ile basının da desteğiyle durduruldu... • 20. Yüzyınn Mirası: Geride kalan yüzyıldan geleceğe "kültür mirasr olarak aktanlmaya a- day olan çağdaş mimandeki özgün bir "Bira Fabrikası* binası, aynı yerde yapılacak "metro istasyonuyüT bozulacakken ICOMOS bunu da engelledi... • _.ve, "Maraton"a Saygı: Bu gibi örnekler arasında en çarpıcısı da tarihi "Maraton" ala- nının, "2004 Arina Oümpryatlan projesi tehdi- dine" karşı korunması için başlatilan kampan- ya... Çünkü olünpiyatlann "kürek yanşlan" için 2200 m.x600 m.'lik büyük bir göl bu tanh- sel SİT'te yapıhnak istenıyor... ICOMOS"çular ise denizle ilişkisi bir çam koruluğuyla bütün- leşen bu alanın antıkçağdakj "maraton nıhunu" yaşatan "gizemli'' peyzajı şimdiki olimpiyatçı- lara da "anlatabflme" çabasındalar... MichaelJackson yönetmenliğe soyundu Kültür Servisi - Michael Jackson, Kanadalı yönetmen Bryan Michael Stoller ile biriikte 'Home Of The Angels' fUnıini çekmeye hazırlanıyor. Öksüz bir çocuğun ö\küsünün anlaüldığı fıhnin müziklerine de imza atacak olan sanatçı fılmin hiçbir karesinde görünme\ecek. Önümüzdeki yaz aylannda başlanması beklenen fıhnin çekimleri Toronto ve Ottawa'da yapılacak. Jackson aynca bu fîlmin yapunına da 12 miryon dolarhk bir katkıda bulundu. B Genç kalemler Cumhuriyet'te... AŞK-I EMİR Sen Bekleyişin çeşmesinde görevli şeytan Bir an dalsan da Dilini damağını ıslatsa bu aşk Dolunay Sen de çek elini sulardan Kabarmasın içimde Denizi aynlığın Ve sen söz .. Dilin füzeleri Dağıtmasın bu aklın surlarını Yoksa Ya ben yanlış yerde öleceğim Ya o yanlış... HAYAT İçimde gezinen ayak sesi kimin Ya hangi yıldız Çarpıyor kuyruğuyla başıma Önümde uçuşan yaldız .. Kulağıma ne fısıldıyor O yarı münzevi yalnızlık Bu hava Bu bahar Esrar çöz kendini Ve bağla göbek bağımı Kırmızının ahryla tutuşan hayat GÜNSEL DEMİREL KAR YAĞIYOR BUGÜN ŞEHRE kar yağıyor bugün şehre! sanki; ayaklar altında ezilen bir böceğin içli, yalvanşlı, seslenişi gibi... sankr zamanın çaresizlikler içinde bıraktığı canların haykırışı gibi... hiç kimselerin anlayamadığı, ya da hiç kimselerin duyamadığı, sessiz-sesli kar yağıyor bugün şehre... kar yağıyor bugün şehre! kendini, kendi içine kapatmış hayattayken hayatta olmayan; görülmeyen emeklerin ziyanlarıyla; ağıtlarla, gözyaşlarıyla" yine de ısrarla umudunu yitirmeyen insanlar gibi... kısık sesli bir kar yağıyor bugün şehre... BİNALİAKKUŞ ol ödüllü sanatçı Kim Kashkashian bugün saat 19.30'datş Sanat Kültür Merkezi'nde bir konser verecek. Schubert, Bach, Dvorak ve Hindemith'in yapıtlannm seslendirileceği etkinlikte sanatçıya piyanist Peter Nagy eşlik edecek. Iş Sanat'ta bir viyola ustası: KashkashianKültür Servisi - Günümüzün en önemli viyola vırtüözlerinden Kim Kashkashian ve Macar piyanist Peter Nagy bugün İş Sa- nat Kültür Merkezi 'nde yer alacak bir kon- serle müzikseverlerle buluşuyor. Schubert, Bach, Dvorak ve Hindemith'in yapıtlann- dan oluşan programın sunulacağı konser saat 19.30'dabaşlayacak. Münih'teki ARD Müzik Yanşması ve Lıonel Tertis yanşmalanndan ödüllerle uluslararası kariyerine başlayan Kim Kashkashian. Paris, Londra, New York, Viyana ve Berlin'deki belli başlı orkestra- larla Dutoit, Chailly, Dennis Russel Da^es, Eschenbach ve Muti gibi önemli şeflerin yönetiminde bijçok konser verdi. Viyola repertuvannı genişletmeyi kendisine mis- yon edinen Kashkashian, çağdaş besteci- leri bu enstrüman için yazmaya teşvik edi- yor. Sanatçmuı yaşayan bestecilerle yaptığı çalışmalarla pekişen yeni yönelimlere ve formlara olan ilgisi, müzik çalışmalannın önemli bir bölümünü oluşrunıyor. Kashkashian'ın son olarak kaydettiği Bartok. Kurtag ve Eörvös'ün konçertola- nnın yer aldığı CD, 2000 yılı haziran ayın- da oda müziği dalında Cannes Ödülü'nü aldı. Tokyo ve Yomiuru Senfoni Orkesrra- lan, Selanik Devlet Orkestrası, Finlandi- ya Radyo Orkestrası, Helsınki Fılarmoni, Macar Devlet Senfoni ve Macar Radyo Senfoni Orkestralanyla konserler veren sa- natçı, 2001 'de Liszt Ödülü'nü kazandı. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Ali Poyrazoğlu ve Ciddi liyatro... Tiyatro. ciddi iştir, çünkü, Prof. Dr. Erika Fisc- her-Lichte'nin tiyatro tarihini konu alan büyük eserının hemen başında belirttiğı gibi, tiyatro yal- nızca bir sanatsal biçım değil, fakat aynı zaman- da bir toplumsal kurum'dur. Bunun nedeni, tiyat- ronun seyircisiz düşünülememesidir ve seyirci, ti- yatronun yöneldiği toplumdur. Öte yandan yine seyirci, salon dışındaki toplumun da temsilcisi- dır. Sonuç: Her toplumsal kurum gibi, tiyatro da kendi topiumuna her yönelişinde ve seslenişin- de onu ölesiye ciddiye almak zorundadır; hatta onu en çok güldürdüğü zaman bile! Çünkü tiyat- roda güldürme, ancak işlenen konunun ciddiye- tini seyirciye algılatma yollanndan bin olabildiği ölçüde variık gerekçesi kazanabilir. Ne ve hangi düzeyde olursa olsun güldürmenin bağımsız bir amaca dönüşmesi ise tiyatro değil, ancak tiyat- ro yalanı olabilir. Sözlük anlamı bağlamında ciddi sözcüğünün gerçeklik kavramıyla kopmaz bir bağı vardır. Baş- ka deyişle ciddi, gerçekle ilintisiz olan anlamını da taşır. Yukarıda tiyatronun -aynı zamanda top- lumsal bir kurum olması nedeniyle- ciddi bir iş olduğunu belirtirken, ciddi sözcüğünü bu anlam- da kullandım. Kendi toplumu olan seyirci kitlesi karşısında tiyatro, ciddiyetten uzak bir dünyayı sergilediği anda toplumsal kurum olma, dolayı- sıyla da tiyatro olma niteliğini yitirir. Yanlış anla- şılabılme olasılığını engellemek için bir noktayı bir kez daha vurgulamak gerekiyor. Tiyatro, ciddi olabilmek için hep asık suratla gezmek zorunda değildir; böyle birzorunluluk olsaydı, komedid'ı- ye bir tür de ortaya çıkmazdı. Güldürmeyi en cid- di konuları etkin biçimde iletmek için bir araç ni- teliğıyle kullanmak, ancak tiyatronun gücünün kanıtı olabilir. Son günlerde Ali Poyrazoğlu'nun, ülkemizde meddahlığın modernleştırilmiş biçimi olarak su- nulan stand-up türüne yönelik açıklamalan, ne yazık ki çoğu kez olageldiği gibi, gerçek özüyle değeriendirilmedi. Poyrazoğlu, ne stand-up'ın gereksizlığini savunuyor, ne de bu türe durduk yerde kara çalıyor; onun tek yaptığı, tiyatronun her türünden olduğu gibi bu türden de ciddiyet ve düşündürijcülük talep etmesi ve böyle bir ta- lepte bulunmak da sanırım mesleğini ciddiye alan bir tiyatro sanatçısına en yakışan tavır diye değerlendirilmek gerekir. Ne var kı ülkemizde -duşüncenın gıttikçe ar- tan ölçüde önemsenmemesi nedeniyle- sanat olan ile sanat olmayan, sanatçı ile sanatçı gibi gö- rünmek peşindeki şarlatan. uzun süredir lyice bırbırine karışmış durumda. Bu kargaşa. günlük konuşma dilimize bıle sanat düşuncesinin yerie- şik olduğu ülkelerin dillerinde görülmedık bir ter- mınolojiyle yansıdı. Sanat alanında gerçek olan ile olmayanın iyice birbirine karışmasından ötü- rü, elimızde olmayarak yanlış göstergeler kulla- nıyoruz ve örneğin, sanafçı olmayan karşısında sanatçı olan'ı belirtmek için gerçek bir sanatçı di- yoruz. Ya da sanat olmayan ile sanat olan ayrı- mını netleştirebilmek için gerçek sanat diyoruz. Oysa sanatçı ve sanat, ya vardır, ya da yoktur, sanatçının karşısında gerçek olmayan sanatçı veya sanatın karşısında gerçek olmayan sanat gibi kategoriler düşünülemez. Ama biz, dediğim gibi, sanat bağlamında gerçek olmayanlara, düz- meceliklere, şarlatanlıklara rağbetin gittikçe ar- tan ölçüde pompalandığı, düşünme özüıiü bir ortamda bu ucube kategorilere başvurmak zo- runluluğunu duyuyoruz. Ali Poyrazoğlu'nun stand-up konusunda ne- den sesinı yükseltme gereğini duyduğu çok açık: "...geyik muhabbetlerinin pazahanmaya başla- dığını gördük.. bunun bir geyik muhabbetı olma- dığını, stand-up yapanlann biraz sosyal antro- polog gibi davranması gerektiğini, bu gösteri tarzının içinde ciddi bir muhalefet unsuru taşı- dığını belirtmem gerekiyordu..." e-posta: ahmetcemal" superonline.com acem20 ' hotmail.com Di Cappio'nun yeni filmi • Kültür Servisi - Leonardo Di Caprio 1932'li yıllann vazgeçilmez komedisi 'Freaks'in yeni versiyonunda birbirine çok benzeyen ikiz kardeşleri canlandıracak. "Johnny Eck' adını taşıyan yeni filmde Robert ve Johnny Eckhardt isımlı ikiz kardeşlerin yaşamı konu alınıyor. Senaryosu Caroline Thompson tarafindan yazılacak fikn hayattakı tüm zorluklara rağmen iki kardeş arasında yaşanan büyük sevgiyı beyazperdeye aktaracak BUGÜN • FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ nde saat 19 00da Bernard Noel ve Ece Ayhanın 'İki Hatiyle Buraa' adlı şiir dınletilen gerçekleşecek. (0 212 244 44 95) • TARİH VAKFI'nda saat 18.30'da 'Tarihçinin Mutfağı' adlı söyleşinin kasım ayı konuğu Huricihan İslamoğlu olacak. (0 212 233 21 61) • AKSANATta saat 18.30'da Anders Petersen'in 'Atölje Çahşması Üzerine' adlı söyleşisi ızlenebilir. (0 212 292 42 01) • BABYLON'dasaat 21 30da 'OneLove' parti gerçekleşecek. (0 212 292 73 68) • ORTAKÖY AFİFE JALE SAHNESİ'nde saat 21.00'de Stüdyo Drama Tiyatro Tophıluğu'nun 'Sonra' adlı oyunu izlenebilir. (0 212 260 09 35) • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ'nde saat 19.00'da sanat yönetmenliğini Prof. Dr. Ahmet Yürür'ün yaptığı 'İstanbul'dan Yeni Müzik' adlı konser gerçekleştınlecek. (0 212 292 06 55) • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU'nda saat 19.30'da Şef Cem Mansur'un yönettiği Julian Lloyd-Webber'in (viyolonsel) eşlık ettiği AkbankOda Orkestrası'n*ı konseri dinlenebiür. (0 212 232 98 30)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle