Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S-AYFA
+
CUMHURİYET 1 KASIM 2001 PERŞEME
HABERLER
D13VYADA BUGUN
Milletvekili Sayısı
Küreselleşen dünyada, globalleşmiş
s&rmayenin baskısı, hemen heryerde, temsili
demokrasilerin krize düşmesine neden oluyor.
Kısacası, parlamanter sisteme eleştiriler
Türkiye'ye özgü değil.
Ama ülkemizde, sistemin küreselleşmeden
bağımsız olarak kendi içindeki bozuk işleyişi,
bizde eleştirilerin çok daha sert olmasına yol
açıyor.
Bu gidişle, bizim de taraftar olmadığımız
başkanlık ya da yan başkanlık sistemlerinin,
önîimüzdeki dönemde ciddi olarak tartışma
gündemine gireceğini söylemek falcılık olmasa
gerek.
Başkanlık sistemi gündeme geldiğinde
tartışılacağına göre, konuyu bugün bir yana
bırakabiliriz.
Şimdilik söylenebilecek olan, elimizde daha
başkaalternatif olmadığına göre, parlamenter
sistemin yıpratılmasından kimsenin kazanç
sağjlamayacağıdır.
Bunu sağlayabilmek için, herşeyden önce,
devletin organlannın uyum içinde çalıştınlması
gereklidir ki, şu anda durum bu değil.
Kimi hukukçular, bu konuda Sayın Sezer'in
anayasanın 104. maddesinin 1. fıkrasının
kendisine yüklediği görevi tam olarak yerine
getirmediği görüşündeler.
Bu görüş doğru olsa bile, herhalde bugünkü
uyumsuzluk durumundan, bir tek kişi veya
organı sorumlu tutmak da pek gerçekçi olmasa
gerek.
• • •
Son olarak, referandum girişimi yüzünden,
Cumhurbaşkanı ile TBMM arasında bir
uyumsuzluk yaşıyoruz.
Sayın milletvekillerinin Çankaya'daki 29
Ekim davetine gitmemeleri (kimileri, ellerine
davetiye geçmediği için böyle davrandıklannı
ileri sürüyorlar) ve Sayın Sezer'in milletvekili
sayısı ile ilgili sözleri, devletin başı ile yasama
arasındaki ilişkileri daha da germişt/r.
Yukarıda da belirttik; parlamentoyu
yıpratmak, kimseye bir şey kazandırmaz.
Ama, parlamentoların itibarlannı korumak,
her şeyden önce, bu yasama organlannın
görevidir.
TBMM'nin itibannda bir zedelenme varsa
eğer, bunun başsorumlusu bizzat onun
üyeleridirler.
Önceki gece Meclis saatinde sayın
milletvekillerimizi ve bu arada bilhassaTBMM
Başkanvekili Murat Sökmenoğfu'nun yasama
çalışması çerçevesi içinde kalmaktan çok,
"seçmene ve kamuoyuna selam" niteliğindeki
konuşmalannı dinledim.
Buradaki demagojik üslubun kimseye bir şey
kazandırmayacağını, Meclis kürsüsünden
halkın gözünün içine bakarak Çankaya'ya
bayrak açmanın, kamuoyunda da pek hoş
karşılanmadığını belirtmek gerek.
•••
Bu arada Sayın Sökmenoğlu'nun, 23 Nisan
1920'de açılmış olan ilk Meclis'teki milletvekili
sayısının da 450 olduğunu söylemesinin,
inceleme eksiğine dayanan bir yanlış olduğunu
belirtmek isterim.
Eğer Sayın Sökmenoğlu, birini Meclis
kitaplığına kadar gönderseydi, bu yanlışa
düşmeyebilirdi.
Evet sevgili okurlar, 23 Nisan 1920'de ilk
toplantısını yapan Birinci Millet Meclisi'nin
450 değil, 414 kişi olması öngörülmüştü. Ama
ilk oturuma katlabilenlerin sayısı çeşitli nedenler
ve engeller yüzünden ancak 115'ti.
Birinci Millet Meclisi zaman içinde yeni
katılanlar ile birlikte ancak 380'e varabildi.
Bunları, ilgililere malumaten arz etmekten
amacım, sayı tartışması çıkarmak değil.
Ama kabul edelim ki, demagoji kimseye
yararsağlamıyor. Milletvekillerimizdeşu içinde
bulunduğurrttız durumda, kurumlarının ve
kendilerinin saygınlıklannı koruma konusunda
biraz daha dikkatli davranırlarsa iyi olur.
Medeni Yasa Tasarısı
TBMM'de 'mal
paylaşımı'tartışması
ANKARA(Cumhuri-
yetBürosu)-TBMMGe-
nel Kurulu'nda, Türk
Medeni YasaTasansı 'nm
cumhuriyetin nitelikleri-
ne aykın vakıf kurula-
mayacağına ilişkin dü-
zenlemesi kabul edildi.
Muhalefet milletvekille-
ri, aile reisliğinin kaldı-
nlmasına karşı çıkarken
yeni mal rejiminin evli-
lik dışı ilişkileri özendi-
receğıni ileri sürdüler.
TBMM Genel Kuru-
lu'nda, dün Türk Mede-
ni Yasa Tasansı'nın der-
nek ve vakıflarm kurulu-
şunu düzenleyen ikinci
bölünıü kabul edildi. Bu-
na göre, Türkiye'de ku-
rulan demekler, Bakan-
lar Kurulu'nun izniyle
)Tirtdışında kurulmuş
deraek veya kuruluşlara
katılabılecek. Yabancı
dernekler de, Bakanlar
Knrultı'nun izniyle Tür-
kiye'de faaliyette bulu-
uabilecek. Cumhuriye-
tr niıeliklerine, anaya-
sanın temel ilkelerine,
hukuka, ahlaka, milli bir-
liğe ve milli menfaatla-
ra aykın veyabelli bir ıık
ya da cemaat mensupla-
nnı desteklemek amacıy-
la vakıf kurulamayacak.
Tasannın aile hukuku
ile eşler arasındaki mal
rejimini düzenleyen
üçüncü bölümünün gö-
rüşmeleri de dün tamam-
landı. AKPTi Ramazan
Toprak, Türk toplumuna
en uygun mal rejiminin
paylaşmalı mal aynlığı
rejimi olduğunu belirte-
rek eşit paylasımın ka-
bul edilnıesi durumunda
davalann dededen toru-
na intikal edeceğini sa-
vundu. SPTi Fahrettin
Kukaracı ise aile reisli-
ğinin kaldırılmasına kar-
şı çıkarak "Türktophım
yapısmın temeB olan ai-
İe, başsız bırakılmışûr.
Şimdi anlasmazhklar ar-
tacak" diye konuştu.
Kukaracı, edinilmiş mal-
lara katılmarejimiyle ev-
lilik dışı ilişkilerin ar-
tacağını ileri sürdü.
ANAP lideri Yılmaz, hükümete yönelik çıkışlan nedeniyle Demirel ve Çiller'i eleştirdi
SahtemesihlerçıkıyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
ANAP lideri ve Başbakan Yarduncı-
sı Mesut Yılmaz, ekonomiyi 2 ayda
düzelteceğini savunan eski Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel ile azın-
lık hükümetı ısteyen DYP Genel Baş-
kanı Tansu Çiller'i isım vermeden
eleştirdi. Yılmaz. ekonomık bunalı-
mın sürdüğü dönemlerde çıkacak
"sahte mesibJerin" iyi sorgulanması
gerektiğim kaydederken azınlık hü-
PROF. ERDAL İNÖNÜ:~
Siyasete yeni
soluk gelecek
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)
- Prof. Dr. Erdal İnönü. siyasi siste-
min iyi işlemediğinj söyleyerek, "Ama
budurum değtşecek. Yeni partDerola-
cak, yeni sohıklar gelecek" dedi.
Erdal İnönü. Dokuz Eylül Üniver-
sitesi Tıp Fakültesi tarafindan düzen-
lenen "ÇarşambaEtkMkleri''nin ko-
nuğu olarak, "Cumhuriyet'te Büyü-
mek" konulu bir konferans verdi.
Cumhuriyetin kazanımlan arasında
yer alan özgürlük ortamının karşı dev-
rim hareketlerinden olduğunu belir-
ten tnönü. "Bunlarsiyasette olumsuz
akunlar çıkanü. 8 ydnkeğithn önleri-
ni kesri. Yine vatiar ama onlardan
korkmuyoruz, Akhnı kuDanan insan
bu akunlara kapümaz" dedi.
inönü, söyleşinin ardından kendi-
sine yöneltilen. "Siyasi sürece ilişkin
ne düşünüyorsunuz ve siyasette yeni-
den aktif olarak yer alacak nusnuz"
şeklindeki soruya, "Siyasi sistem iyi
işlemiyor. Demokrasi buna olumsuz-
hığu aşacak gücü vemor. PartiJerin
daha iyi yönetilmesi nıodeli ortaya
konulacaktır. Bugünlerde iyi yönetfl-
miyoruz. Ama aşüacaknr. YenipartDer
olacak, yeni soluklar siyasete girecek-
or.\urttaşlara\çniolanaldarverilecek-
tir" yanıtını verdi.
• Ekonomik bunaiımın sürdüğü dönemlerde çıkacak "sahte mesihlerin" iyi
sorgulanması gerektiğini söyleyen Yılmaz, azınlık hükümeti istemlerinin de "boş
bir dan amban düşü" olduğunu ileri sürdü.
kümeti istemlerinin de "boş bir dan
amban düşü" olduğunu ileri sürdü.
Yılmaz, partisinin grup toplantı-
sında, isim vermeden ekonomik bu-
nalımı 2 ay içinde çözeceği yönünde
gazetelere demeç \ eren Demirel'ı sert
bir dille eleştirdi. Koşullann ağırlaş-
tığı dönemde ortaya çıkan sahte me-
sihlerin iyi sorgulanmasını isteyen
Yümaz, "Tarihinortaya koyduğu ger-
çek, birtakım çıkarcılann en çok bu
dönemde ortaya çıkıp sahte mesihli-
ğe soyundukiandır. MiUetimiz,ekono-
mi alanında kriz ortanundan istifade
etmeyeçahşan kimiuyanıklara, kera-
meti kendinden menkul bu sahte me-
sihJere karşı dikkatli olmahdu-" diye
konuştu.
Kurtancı olarak ortaya çıkanla-
nn, ekonominin bu hale gelmesin-
de katkılan olup olmadığına bak-
mak gerektiğini belirten Yılmaz
şöyle konuştu:
"Ekonomik krizdençıkış için tek biı
çözüm önerisi ofanayanJarın. bu konu
da hiçbirsiyasi ve düşünsel katkısı bu
lunmayanlann laf kalabalığına hi(
kimse pabuç bırakmamahchr. Kriî
halindeki ekonomi ve demokrasimizj
bunlann ehne tesfim etmek, ekono-
minin, demokrasinin ve sivil siyasetin
taammüden katüne göz yummaktuv'
tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
DYP'li Zaimoğlu, Başbakan Ecevit'e yazdığı mektupta 'Lütfen gidin' dedi
Karaoğ^an jest yapsınANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DYP Gıresun Milletve-
kili Rasim Zaimoğlu, dün
TBMMde Başbakan Bülent Ece-
vit'e bir mekrup vermek istedi,
ancak korumalann engelleme-
si nedeniyle bu mektubu Başba-
kan Yardımcısı Hüsamettin Öz-
kan aldı. Zaimoğlu mektubun-
da, Başbakan Ecevit'e "Türk
miDetine Karaoğlan olarak son
birjestyapın ve halkın gözünde-
ki savgm kişUiğinize geri dönün.
Lürfen gidin" çağnsında bulun-
du.
DYP'h Zaimoğlu. Ecevit'e da-
ha önce iki kez bölge sorunla-
nnı anlatan mektuplar yazdığı-
nı, ancak yanıt alamadığını vur-
guladı. Korumalar tarafından
• Mektubu TBMM'de Başbakan
Ecevit'e vermek isteyen Zaimoğlu'nu
korumalar engelledi. Bunun üzerine
mektubu Başbakan Yardımcısı
Hüsamettin Ozkan aldı.
itildiğini savunan Zaimoğlu. dü-
zenlediği basuı toplanhsında bu
olaylan yaratanlar hakknıda ge-
reldi işlemlerin yapılması için
uyanlarda bulunacağmı söyle-
di. Zaimoğlu. "TürkiyeCumlıu-
rneti miDetvekUi olarak mede-
ni bir şekilde Başbakan'a mek-
tup verme ihtiyacını hissettim.
Orta\a çıkan manzara yakışık-
sız" dedi. Zaimoğlu, Ecevit'e
hitaben yazdığı mektupta şöyle
devam etti:
"Ben seçümiş bir millervekili
olarak bölgemin sorunlannı ak-
taramnorsanı sizinle di valogku-
ramıyorsam, büviik sıkmtdar
içerisinde olan halkm size ulaş-
ma ve sorunlannı anlatma şan-
sısıfirdır. Savın Başbakan,siz ve
ortaklannız kendi ördüğünüz
birduvar içerisinde >aşıyorsunuz,
bu dmar ya ses geçirmiyor ya da
siz gerçekîeri görmü\or, duymu-
yorsunuz. Sa>m Başbakan,sade-
ce ve sadece kendinizi kandın-
yorsunuz."
"Halkm gözünde, siz oturdu-
ğunuz o kohuğun hakkmı vere-
miyorsunuz" dıyen Zaimoğlu,
mektubunda Ecevit'e şöyle ses-
lendi:
"Böylesine kritik bir dönem-
deTürkiyeBaşbakam'ndan bek-
lenen pohtikalan üretemiyor ve
performansı göstcremivorsunuz.
Bugün Türkiye'de 64 miKon ül-
kenin kötü yönetildiğTni düşün-
mektedir. Bir an önce akıüarda
yer eden Karaoğlan imajuıa hür-
meten, koltuk sevdanızdan >az-
geçin ve istifa edin. Tek alterna-
tifîniz \ar. o da eski güveniür kö-
şenize çekümektir. Lütfen gidin!
l manm sizin gidişinize vesile
olacağına inandıgım bu mektu-
bu 64 mihonun sesi olarak ka-
bul edersüıiz."
BAYKAL DEMOKRASİ TOPLANTISINDA
Kavgacı değflim
imajım öyle
SEDATKURT
DENtZLİ-CHP Genel
Başkam Deniz Bavkal, Denizli
ziyaretinin ikinci gününde
CHP il örgürü tarafından
Pamukkale"de düzenlenen "1.
Demokrasi Toptanüsı"na
katıldı. Toplantıda parti içi
değişikliklere dikkat
çeken Baykal,
kendisiyle ilgili
"kavgacı, hırçm"
değerlendirmelerine
katılmadığını
belirtti. Baykal
şöyle konuştu:
"Biıiikteçahşügun
arkadaşlarla
tarûşmalanmız oldu, ama
kavgalanmız olnıadL Böyle bir
yönüm yok, ama imajım var.
CHP'de ise değişikhk ciddi
bağlamda gerçekleştirilmiştir.
Önce parti içi kavga>i çözdük.
Sonra nasıl bir Türkiye partisi
olabilirizi bulduk ve son olarak
sosyal demokrasi kavramını
nerleştinlik Partiden bu
bağlamda kopmalar yaşandı.
Geri dönüşler oldu, ama bu.
ciddi gelişme için gerekü olan
tek koşuldu."
Baykal, birleşme çağnlan
konusunda da "500
profesyonel si\ asetçi bir araya
getince birieşmiş mi olacağız?
'Birleşsinler' demekle ohnaz.
Bu işin tek bir yolu \ ar. O da
Cunıhuriyet Halk
Partisi'' diye konuşru.
Anayasada yapılan
değişikliklerle
yasalann çeliştiğini
de savunan Baykal,
"Anayasa
değişikliklerine tam
anlamıyla
sevinemedik.
Türkiye'de baa insanlar hâlâ
yargılanamıyor.
Dokunulmazhk miDervekiUeri
için geçici perde, ama
bakanlar için öyle değil.
Hukuk, bakanlan hayatiannın
diğer evrelermde de
j-argdavamrvor. Bence tüm
hukuk çevreleri bu konuda
ciddi bir tepk» ^»rtaja köymah"
diye konuştu. "
ÇİLLER'DEN HÜKÜMETE ELEŞTİRİ:
Asker göndermek
zorunda bırakıldık
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DYP Genel
Başkam Tansu ÇiDer, 5-10
kuruş için Türkiye "nin
"bumundan çekile çekile
asker göndermek zorunda
bırakıldığını~ ileri süretek
"Maalesef bugün Türkiye
birkaç kuruşa
muhtaç. Onu
alabibnek için askeri
gönderen bir
konuma doğru
itilmiştir. Türkiye
bunu hak etmiyor"
dedi. DYP Genel
Başkam Çiller,
Emekli-Sen
yöneticilerini DYT üderi ÇiDer
kabulde yaptığı konuşmada,
Türkiye'nin içine
düşürüldüğü durumda
Afganistan'a asker
gönderilmesine karşı
olduklannı bildirdi. Çiller,
Türkiye'nın PKK
mücadelesini 5 'inci madde
kapsamma aldıramadığını
belirterek, izlediği titrek
politikalar sonucu PKK'nin
başı hakkında verilen yargı
karannın dahi genel kurula
getirilemediğini bildirdi.
Çiller sözlerini şöyle
sürdürdü: "Türkiye maalesef
dünyay a titrek ve inisiyatifsiz
bir görünrü yansıtmıştır. Bir
büyük devletin vapacağı gibi
'Biz teröre karşı
mücadele
yapıyoruz' demek
yerine, Hazine
Bakam'm o
günlerde el açmak
üzere ABD'ye
yoUamışür. Bugün
görüyoruz ki, el
açmak konumunda
olan Türkiye köşeye
sıiaştınlmış, bütün dünya
kamuovıı önünde
sürüklenerek henı MecUsten
asker gönderme yetkismi
aJmak mecburiyerinde
bırakıunış, hem de sürüklene.
sürükkne asker gönderecek
hale getirilmiştir.'' Çiller
normal şartlarda Türkiye'nin
asker göndermesine karşı
ohnadıklannı belirtti.
ECEVtT SENARYOLARA KIZDI
Hükümeteyönelik
oyunlar bozulacak
ANKARA(Cumho-
riyet Bürosu) - Genel-
kıırmay^m da "Ecevit
gitsin, Ozkan g&sia"
formülüne sıcak bakû-
ğına ilişkin haberler
kulislerde tartşma ya-
ratırken Başbakan Bü-
lentEcevit bu konuda-
ki sorulara "Yok öyle
birşey" yanıtuıı verdi.
Ecevit, grupkonuşma-
sında da "Hükümete
yöneKk bazı oyıınlarm
sahnelendiği bir dö-
nemden geçiyoruz, Bu
oyunlan bozacağız"
açıklamasım yaprı.
Radikal gazetesinin
dünkü manşetinde ba-
zı etnekü generallerin
Başbakan Yardımcısı
Hüsamettin Ozkana
"Ecevit DSPBderiola-
rak kaisa başbakanb-
ğı aar mBnuz" sorusu-
nu yönelttikleri ve
"Ecevit'le geldim,
onunlagiderim'
1
yanı-
tını aldıklan haberi yer
aldı.BuhaberDSPku-
lislerini hareketiendirir-
ken Ece\ntgrupkonuş-
masında dolaylı olarak
konuya değindi. Ece-
vit, hükümete yönelik
bazı oyunların sahne-
lendiğini vurgulayarak
şunlan söyledı: "Bu
oyunlanbozacağız. İş-
başmdald koafisyon hü-
kümetiyle Türldye
esenlğeçıkacaknr.Tür-
khe'nin ber anlamda
zengin ka\naldanvar.
Bunlân değetiendire-
ceğiz. Önümü/deki
günlerde ekonominin
yolunu açacağc. Bun-
dan kimsenin kuşku-
suounasm."
Ecevit köy-kent pro-
jesi ve Mesudiye ör-
neği üzerinde de uzun
uzun durdu. Ecevit ko-
nuşmasmı, "Türki-
ye'nin zengin kavnak-
lan var. DSP'nin bü-
vök olanaklan \ardır.
InşaDah kısa zamanda
sorunlanmızı aşaca-
ğc* diye noktaladı.
BULENT TANLA:
Nüfus sayımında
yanlışlık yapıldı
tstanbulHaberServi-
si-ÇHPBilimYönetim
Kültür Platformu Baş-
kam BülentTanb, 2000
yılındaki nüfiıs sayımm-
da yanlışhklar yapıldı-
ğını ifade ederek bu sa-
yımın geçerliliği konu-
sundahükümetinbirka-
rar vermesi gerektiğini
söyledi.
Tanla, düzenlediği
toplantıda, 22 Ekim
2000'de yapılan sayı-
mın sonuçlannın 18 ay
sonra yani Temmuz
2002 'de tamamlanaca-
ğını belirterek "Dünya-
nınenpahahveen uzun
süren nüfiıs sayımlann-
dan birini vapnuş bu-
lunuvTruz" dedi. Tan-
la, sayımsonuçlan üze-
rindeyapılan değerlen-
dirmelerin, çalışmada
3 milyon 600 bin ile 4
milyon arasında hayali
nüfus yazıldığını orta-
ya çıkardığını beürtti.
Hayali yazımın büyük
ölçüde mülki amirlerin
isteği üzerine, ek sayım
defterleriyle gerçekleş-
tirildiğini ifade eden
Tanla, "Yeneşimyerle-
rannllerBankası'ndan
daha fazla para alabO-
mesi, iOerin daha fazla
milletvekili çıkarabü-
mesi içinbuyoia basvu-
ndduğu anlaşılmakta-
dn-"dedi.
Nüfus sayımlannı
f;erçekleştiren Devlet
statistik Enstitüsü
(DÎE) yetkililerinin tüm
iyi niyetli davranışlan-
na karşın ekonomik
amaçlı bir siyasi baskı-
nın sözkonusuolduğu-
nu belirten Tanla, "Do-
iayntvbdasonuctas^-
si sorumluluk vanür"
dedi. Türkiye'dekihane
sayısmın bilindiğine,
sağlıklı birbina sayımı
ve numaralamanın da
varhğuun biünmesine
karşın birhal binasırun
bloİc apartmanlar ola-
rakgösterilerek binler-
ce kişinin fazla yazıl-
dığına dikkat çeken
Tanla, DÎE'nin, önem-
li ve yoğun hatalann
OrtaAnadohı, Doğu ve
Güneydoğu bölgelerin-
deolduğunu tespitetti-
ğini vurguladı.
22 Ekim 2000 sayı-
mının fiili nitelikte ol-
duğunu, yani bir gün
içinde belli bir hanede
fıilen bulunan kişileri
kapsadığım bildiren
Tanla, hukuki saymıın
ise çoğunlukla birgün-
den fazla birzaman di-
liminde, kişileri kanu-
ni ve daimi ikametgâhı-
na görekapsadığım voır-
guladı.
Tanla, bu nedenle fi-
ili nitelikteki birsayımm
hukuki nitelikteki sayı-
mın yöntemleriyle dü-
zelrilemeyeceğini be-
hrterekyapılan düzelt-
menin doğru olmadığı-
nı söyledi.
Türkiye'de yılda 1
milyon kişinin yer
değıştirdiğıni ifadeeden
Tanla şöyle devam etti:
"Bu gerçek,sayım veri-
ierinin sadece bir ilde
snurhoanadığnu,bugi-
lerinin tüm coğrafya\i
kapsadığıra gösteriyor.
Sonoçtanhenüzyayım-
lanmanuş bir 31e ilgifi
daha önce fark edflme-
yen bir hata saptandı-
ğmda bunu düzeHebü-
me olanağı kalmamak-
tadm"
Türkiye'nin, Birieş-
miş Milletler'e de tar-
ûşmalı bir sayım sonu-
cu bildirmek durumun-
da kalacağuu kaydeden
Tanla, DÎE'nin siyasi
baskı alhnda kaldıgını
öne sürdü. Tanla şun-
lan söyledi: "Bu say»-
nnnsonuçJan bffimsel
olarak düzeltflemeiBu
durumda,22Ekim2000
saymıının akıbeti hak-
kında hükümetin bir
karar vermesi gerek-
mektedir. Bu sayumn
sonuçlan kabul edile-
rekkıdanriacaknu,yok-
sasayna tekrarlanacak
nu? Burada hüküme-
tin siyasi sonımiuiuğu
sözkonusudur."