Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 EKİM 2001 CUMARTESİ
HABERLER
DtMYADA BUGÜN
All SİRMEN
AtmaSüiDiıGardaşıyrt
Bezirgân züğürtleyince eski defterleri kanş-
tınrmış; bizim kamuoyuı oluşturuculan da si-
yaset maJzemesi açısından züğüriediklerinde,
eski defterleri kanştınyoriar.
8u cümleden olmak üzere, son günlerde Sü-
leyman Bey'in adının s»kça gaçmeye başla-
dığını görüyoruz.
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Er-
tuğrul Özkök de dünkCi köşesini Süleyman
Demirel ile yaptığı söyleşiye ayırmıştı.
Söyleşide sorulan sorular da eski politika-
cıyı sıkıştırmaktan çok, güzel yanıtlar verebil-
mesi için hazırianmış paslan çağnştırmaktay-
dı.
öyle anlaşılıyor ki bir yerierde Süleyman
Bey'i yeniden sahne-i siyasetin orta yerine yer-
leştirmekten yarar umul makta. e
Demirel'in bu çabalara sıcak baktığını ise bil-
meyen yok.
Süleyman Bey, Bülerrt Bey sonrası Türki-
yesi'nin yönetimine talip olduğunu her haliy-
le belli ediyorve açık açık, Bülent Ecevit'in Tür-
kiye'yi kötü yönettiğiru söylüyor.
Oysa o Ecevit'ti Süleyman Bey'in Çanka-
ya'daki görev süresini Lizatabilmek için ana-
yasa değişikliğini zortayan.
Ama siyasette vefa, yalnızca bozası ve li-
sesi ile ünlü birsemt adıdır.
Başka hiçbir şey değil.
' Hoş, Bülent Bey'in de Demirel'i oradatut-
mak istemesinin nedeni belki de böylesine bir
gelişmeyi önlemek isteğiydi, kim bilir?
•••*•
Süleyman Bey, özkök ile konuşmasında, ya-
şının yeniden iktkJargörevi almasına engel oluş-
turmadığını söyledikten sonra, "Benim bir
şeye talip olmam söz konusu değil. Ama ül-
ke benden bir şey talep ederse, bana ihti-
yaç duyulursa, onu reddetmem de söz ko-
nusu değil" buyuruyor.
"Gendim için bişiiy istJyorsam namerdim "
diye iktidar isteyen Süleyman Bey için bu
söylem son derecede dogaldır.
Şimdilik hiçbir şeye talip olmadığını bir kez
daha yineledikten sonra şunlan söylüyor Sü-
leyman Bey:
- Türkiye hiçbir zaman bugünkü kadarzen-
gin olmamıştır. Bugünkü kadar dövizi, sağlı-
ğı, yolu, eğitimi olmamıştır. Türkiye'nin kurta-
ncılara hiç mi hiç ihtiyacı yoktur.
Tabii bu sözleri dinledikten sonra insanın,
- Eee efendi, kurtancıya ihtiyacımız yoksa
niye çıkıyorsun ortaya kurtarıcı adayı olarak?
diyesi geliyor.
Süleyman Bey krizin tek nedeninin Türki-
ye'nin kötü yönetilmesi olduğunu da söylü-
yor.
• • •
"Eh Demirel bu, söy/er" deyip geçmek
mümkün. Ama ondan sonra ileri sürdüğü bir
iddia var ki onun karşısında sessiz kalmanın
imkânı yok.
- Kesin söylüyorum, bu krizi iki ayda bitiri-
rim, diyor Demirel.
- Atma Sülü din gardaşıyız, diyesi geliyor in-
sanın.
Eğer vatandaşlanmız, bu yapısal krizin so-
rumluluğunun sadece 57. hatta 56. hükümet-
te olmayıp, 50 yıldır kötü yönetilen Türkiye'nin
bu süre zarfında uyguladığı yanlış politikala-
rın sonucu olduğunu hâlâ anlayamamışsa,
"eh çüşünüz gaari".
Ekonomiyi biraz anlayanlar bile yaşamak-
ta olduğumuz krizde Süleyman Bey'in payı-
nın bugün iktidarda olanların hepsinden da-
ha fazla olduğunu bilir.
Bu durumda, Demirel'in pişkin pişkin, "Bu
krizi iki ayda bitiririm" iddiası, akla da aykın-
dır, ar haya duygusuna da.
Nasıl bitirecekmiş, herkesi sırayla ailefotoğ-
rafına sokup köşeyi döndürerek mi?
Hadi daha ağır konuşmadan işi hafiften gır-
gıra alalım ve bir daha seslenelim.
- Atma Sülü din gardaşıyık, yemiyrik.
KKTC'de operasyon
PKKüyesi6
kişiyakalandı
REŞATAKAR
LEFKOŞA
KKTC'de yapılan bir
dizi operasyon sonucu,
PKK üyesi oldukları
belirlenen 6 kişi yaka-
landı.
Polis Basın Subaylı-
ğı'ndan yapılan açık-
lamaya göre, bu kişile-
rin, Rum kesiminden
talimat aldıklan ve geç-
mişte KKTC'de bazı
eylemler yaptıklan tes-
pit edildi.
Açıklamaya göre,
Lefkoşa Yiğitler Bur-
cu'ndan,30Eylül2001
tarihinde, Rum kesi-
minden KKTC'ye ya-
sadışı geçerken, polis
ihtanna uymayarak ka-
çarken sırt çantasını dü-
şüren kişinin Bedran
Baştürk olduğu anla-
şıldı. Polisin takibi so-
nucu, Bedran Baştürk 3
Ekim gecesi Gayret-
köy'den Rum tarafına
geçmeye çalışırken ya-
kalandı. Baştürk ile
kendisine yardım ve ya-
taklık eden HaKlBaba-
han, Ibrahim Güneş ve
Saadettin Ozmen de su-
çüstü yakalandı.
Açıklamaya göre,
zanhlann, KKTC tu-
rizmini baltalamak için,
Gazi Magosa bölge-
sindeki Boğaz Otel
önünde 1993 yılında bir
arabaya bomba konul-
ması eylemini yaptıkla-
n belirlendi. Bu olayın
zanlılarının, Kıbrıs
Rum kesiminden tali-
mat aldıklan ileri sü-
rüldü.
Bedran Baştürk tu-
tuklanırken, olayla il-
gili yakalanan Ibrahim
Güneş, Halil Babahan,
Sadettin Özmen ile Fe-
sih Bulgan tutuksuz
yargılanmak üzere ke-
faletle serbest bırakıldı.
Müfettiş raporu: Recep Tayyip Erdoğan siyasi cürüm işlemek için teşekkül oluşturdu
Belediyede cihathazırhğıBARIŞDOSTER
AKP Genel Başkanı Recep Tayyü»
Erdoğan'ın, 27 Mart 1994 yerel se-
çimlerinde îstanbul Büyükşehir Be-
lediye Başkanlığı 'nı kazandıktan son-
ra yaptığı tüm çalışmalann, geleceğin
başbakanını hazırlamak ve cihat ha-
zırhğı yapmak amacına yönelik oldu-
ğu vurgulandı. Erdoğan'ın başkan se-
çildikten sonra, belediyede görev ya-
pan mevcut kadroyu tasfiye çalışma-
• Rapordan iki çarpıcı bölürn: 1- Oluşturulan bu teşekkül vasıtası ile organize çalışmalar
yapmak suretiyle ihalelere fesat kanştırmak. 2- Belediye birimlerinde yapılan ihalelere esas
olan şartnameleri Albayrak Şirketler Grubu'nun menfaatlan doğrultusunda hazırlamak.
larına başladığı, tasfiye edilen kişile-
rın yerine kendi adamlannı, siyasi gö-
rüş birliği içerisinde olduğu isimleri,
kendi partısinden mılletvekili olup da
seçimleri kaybetmiş kişileri, naklen ya
da açıktan atamalarla belediyede işe
aldığı belirlendi.
Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren
taranndan hazırlanarak DGM'ye su-
nulan "çokgizli'' ibareli raporda, Er-
doğan'ın "teraatiarr ortaya konul-
du. Eren'in çok sayıda uzman, kamu
görevlisi, belediye çalışanı, beledi-
yeyle iş yapan firma yetkilisi ile ko-
nuya duyarlı yurttaşların bilgi ve bel-
gelerine başvurarak hazırladığı rapo-
run, Erdoğan hakkındaki iddialara
ilişkin bölümünde şu noktalara dik-
kat çekildi:
• Siyasi ve sosyal bir göriişten kay-
naklanan bir amaçla, cürüm işlemek
Hizbullah iddianamesi
Boyancık
için ölüm
cezası istendi
• Hizbullah'ınüst düzey
sorumlusu Hacı Bayancık'la
ilgili iddianamede şeriatçı
teröristin, örgüt üyelerine silah
eğitimi ve çok sayıda kişinin
ölüm emrini verdiği belirtildi.
DtYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - Adana'nın Pozantı ilçesi
Akçateldn Yaylasf nda, Sülhadin
Ürük'ün öldürüldüğü evde
yakalanan Hizbullah'ın üst düzey
sorumlusu Hacı Bayancık'la ilgili
ıddianame tamamlandı.
İddianamede, Bayancık'ın örgütün
çekirdek kadrosu içinde yer aldığı
ve çok sayıda örgüt mensubuyla
ilgili infaz karan verdiği ıfade
edildi. Savcı Yıbnaz Aktaş
tarafından hazırlanan iddianamede,
Bayancık'ın Bingöl'deJd örgüt
mensuplanna, silah eğitimi verdiği,
199O'lı yıllann başında siyasi kanat
sorumlusu olarak Diyarbakır ve
çevre kentlerde propaganda amaçlı
düzenlenen ders ve sohbet
toplanhlanrun baş aktörü olduğu
ifade edildi. Bayancık'ın, örgütün
lideri Hüseyin Vetioğlu'ndan aldığı
yetkiyle, Yasin Özalp, Hatip
Pirzade, Aziz Başak, Musa
Bakışkan, Yıbnaz Gökçe ve Haydar
Kaya'nın kaçınlarak öldürülmeleri
için emir verdiği belirtilen
iddianamede, 1998 yılında örgüte
baş kaldıran "Muşlular" kanadına
mensup Enver Aktaş, Hüseyin
Tuncer, .41i Arslan, Mensur Yıfanaz
ve Misbah Ateş'in sanığın
talimahyla Konya'da öldürüldüğü
vurgulandı. İddianamede, şöyle
denildi: "Bayancık 1989 vıhndan bu
yana örgütün üst düzey yönetkisi
olarak lider Hüse\in V'elioğiu ile
biriiktedir. 1980Mİ \ıllara kadar
marjinal dini bir oluşum
nheüğindeki Hizbullah İBm
Grubu'nun sürarJe örgütknerek
bugünkü konumuna gebnesinde en
az örgüt lideri Velioglu kadar emek
ve mesai harcamıştır. Örgütün
srvaset ve stratejikrinin
belirlenmesinde söz sahibidir"
iddianamede, sanıklar Hacı
Bayancık, Mehmet Veysi ÖzeL
Aydın Dağta ve Remzi Kaçar
hakkında TCY'nin 146. maddesi
uyannca idam, Fadıl Şani hakkında
ise TCY'nin 168. maddesi uyannca
15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Öte yandan Hizbullah'uı Barman
siyasi kanat sorumlusu olduğu iddia
edilen Abdülariz Ö. ile örgüt üyesi
oğullan Ekrem ve NaflÖ. Bursa'da
yakalandı.
Tutuklama ve
gözaltılar
sürüyor
Operasyon
kapsammda gözalüna
ahnantGDAŞ Genel
Müdür Yardırncısı
Yusuf Aydınboğlu
tutuklandL Rasim
Özdemir (yanda),
Mahmut Yıbnaz ve
Mehmet Ozhüsrev
Îstanbul DGM
Savcıhğı'nca serbest
bırakıku. İGDAŞ
soruşturmalannda adı
geçtiği öne sürülen
Hasan Yeşfldağ, a>n
bir soruşturnıa
kapsamında Organize
Suçlar Şube
Müdürtüğü
ekiplerince gözalüna
atandı. YeşikJağ'ın
AKP lideri Tayyip
Erdoğan'a, cezae\1nde
korumahkyapügı
iddia edünüştL
Vetkilikr
soruşturmanoı bü>ük
çapta bir operasyon
olduğunu ka>
r
dettfler.
IGDAŞ dergisi ve kitap basımı için belediyeden 1.5 trilyon almışlar
Coşkıuı kardeşlerin vuı^unu
için devasa bir teşekkül ohışturmak.
%/ Oluşturulan bu teşekkül vasıta-
sı ile organize çalışmalar yapmak su-
retiyle ihalelere fesat kanştırmak.
t/ Belediye birimlerinde yapılan
ihalelere esas olan şartnameleri Al-
bayrak Şirketler Grubu'nun menfa-
atlan doğrultusunda hazuiamak.
1/ Belediye şirketlerinde yönetim
kurulu kararlan ile yapüması planla-
nan hizmetleri, Albayrak şirketine ve-
ya bu şirket sahiplerinin kur-
duklan tali şırketlere vermek.
• İhtiyaca binaen araç ki-
ralanması adı alünda sağhk-
sız satın ahmlara ve gerçeği
yansıtmayan Lşlere karşm bü-
yük ödemeler yapmak.
•• Hayali şırketlere naylon
ve sahte faturalarla ödeme-
ler yapmak.
• Yapılan bu ödemeler so-
nucu toplanan paralan ken-
dilerince biUnen kişilerin eiin-
de toplayarak özel amaçlar
doğrultusunda kuDanmak.
\/ Tüm bu yollarla siyasi,
sosyal ve ekonomik amaçla-
n gerçekleştirmek amacıyla
organize bir şekilde suç işle-
mek için oluşturulan teşekkül
vasıtasıyla, devlet parasını,
yani belediye parasuu nite-
lıkli yollar kullanarak gelece-
ğin başbakanını hazırlamak ve
cihat hazırhğı yapmak için
yönlendirmek ve zimmete ge-
çirmek.
• Îstanbul içinde özeffikle
kapabbuı FP betediyeleri ile iş-
birögi yaparak kamu imkân-
lannı çeşiüi yollarla kendile-
rinin ve mensubu bulunduk-
bn partinin menfaatineaktar-
mak, güncel tabiriile hortum-
lamak.
^ Bu eylemler sırasında
gerek görüldüğü takdirde bas-
kı, şiddet, cebir ve mafyava-
ri yollara başMirmak suretiy-
le suç işlemek.
• Belediyenin kuruluş
amaçlan dışında başka ge-
rekçelerle veya ticari amaç-
larla şirket kurmak veya ku-
ECEVİTKIUÇ
lGDAŞ'dan,Kanal7Ha-
ber Daire Başkanı Ahmet
Hakan Coşkun ve ağabe-
yi Abdullah Topel Coş-
kun un sahibi oldukları
Ironi Şirket'ine "İGDAŞ
Bülteni hazuiama" adı al-
rında yaklaşık 1 yıl boyun-
ca her ay 16 milyar lira ak-
tanldığı ortaya çıktı. Yine
IGDAŞ 'tan Abdullah To-
pel Coşkun'a Er Ofset ve
Eren Reklam adlı paravan
şirketler aracılığla kitap
basımı adı altmda da 1.5
trilyon lira verildiği belir-
lendi.
Her av 16 milyar
Îstanbul Mali Polisi'nin
İGDAŞ'taki "yobuzhıkve
dolandıncılık" iddiaları
üzerine başlattığı operas-
yon sürüyor. iGDAŞ'tan
her ay 16 milyar liranın sa-
hibi olduklan şirketlere ak-
tanldığı iddiası üzerine gö-
zaltına aluıan Ahmet Ha-
kan Coşkun'un ağabeyi
Abdullah Topel Coşkun
polise verdiği ifadede, bu
parayı broşür hazırlama
karşılığında aldığını savun-
du. Abdullah Topel Coş-
kun, broşür hazırlama işi-
ni Ahmet Hamdi Pınar-
cık'm, o dönemde IGDAŞ
Genel Müdürlüğü yapan
FuatŞengül'e tavsiyesi so-
nucu kazandığını belirte-
rek bunun üzerine Pınar-
cık'a bir talam elbise hedi-
ye eftiğini söyledi. AKP
Genel Başkanı Recep Tay-
yip Erdoğan' ın danışmam
Tufen Mengi ile 1996 yıhn-
narcık ve Mengi ile göriiş-
tüm. İGDAŞ'tan bana iş
aiacaklannı sövlediler. Bcn
de bir haftada İGDAŞ Bül-
teni hazuiadım. Bu broşü-
rü İGDAŞ Genel Müdürü
Fuat Şengül'e götürdüm.
Şengül, projemi beğendi.
Broşür haarlama karşıh-
ğında yaklaşık 1 yıl her ay
İGDAŞ'tan 16 milyar lira
aldım."
İGDAŞ 'ta el konulan e\ -
• Coşkunlar'a IGDAŞ dergisi için her ay 16
milyar, Abdullah Topel Coşkun'a aynca
Er Ofset ve Eren Reklam adlı paravan
şirketler aracıhğıyla kitap basımı adı altmda
1.5 trilyon lira verildiği belirlendi.
da sahibi olduğu Sultan
Hastanesi'nde tanıştığım
vurgulayan Coşkun, ifade-
sinde şunlan söyledi:
"1997 yıhndada Ahmet
Hamdi Pmarakfle tanışOm.
Kendisine SultanHastane-
si'nin sahibi Tufan Mengi
ile tanışüğum söyleyince,
BüyükşehirBekdiyesi'nden
iş ahp almadığımı sordu.
Ben de İş almadığımı be-
Brttim. Bir hafta sonra Sul-
tan Hastanesi'negitrim. Pı-
rak ve faturalan inceleyen
uzmaniar, İGDAŞ 'tan Eren
Reklam ve Er Ofset adlı
paravan şirketlere de, ki-
tap basımı adı altında nay-
lon faturalarla 1.5 trilyon Ii-
ranın aktanldığını tespit et-
ti. Eski İGDAŞ Genel Mü-
dürü Fuat Şengül, ifade-
sinde "Îstanbul 1999" ad-
lı kitabı Abdullah Topel
Coşkun'un hazırladığını ve
bu paranın kendisine ve-
rildiğini belirtti. Topel Coş-
kun ise kitabı basan Er Of-
set ve Eren Reklam şirket-
lerini ve sahiplerini tanı-
madığını savundu. Daha
sonra bu paravan şirketle-
rin sahipleri olduklan ge-
rekçesiyle gözaltına Meh-
met Şişman, Hulusi Özde-
mir, Ahmet Kapsız ve Fet-
hi Şengül ise bu şirketlerin
1.5 trilyon lira tutannda ki-
tap basımı yapacak kapa-
sitelerinin olmadığını belir-
terek İGDAŞ'a kitap veya
broşür basmadıklannı ifa-
de ettiler.
Naylon fatura
Daha önce de naylon fa-
tura hazırlamaktan ceza
alan MehmetŞişmanpolis-
te, Tayyip Erdoğan' ın da-
nışmanı Tufan Mengi'nin
kendisini aradığını ve IG-
DAŞ ile ilgili naylon fatu-
raya ihtiyacı olduğunu söy-
lediğini anlattı.
Mehmet Şişman, bunun
üzerine naylon fatura te-
min eden arkadaşı Ayhan
Erim'i Tufan Mengi ile ta-
nıştırdığını belirterek bu
tanıştmna karşılığında 5
milyar lira para aldığını
savundu.
rulmuş şirketlere iştirak et-
mek.
^ Belediye ihriyaçlannı bu
şirketlerden ihale yapıhnak-
sızın karşılamak.
• 2886 sayıh thak Kanu-
nu'nun temelflkeierineaykı-
n olarak ihtiyaçlann serbest
rekabetortammdan karşdan-
masmı engeDemek.
• Ihalelerde tasarruf ted-
birlerine uymamak.
• Belediyeimkânlanikya-
püabilecek bazı işlerin başka
Idşi ve kuruhışlara yapûrü-
ması sonucunda belediyeviza-
rara uğratmak.
Erdoğan: Benim
dönemimde olmadı
Bayrampaşa Komplek-
si'nin temel atma törenine
katıldan AKP lideri Erdo-
ğan, îstanbul Büyükşehir Be-
lediye Başkanlığı dönemin-
de "belediyeyi irticanın ka-
rargâhma dönüştürdüğü"
iddialanna karşı çıktı. Erdo-
ğan, IGDAŞ'taki yolsuzluk-
lann ise kendi dönemine ait
olmadığmı saMmdu. Erdoğan
"Laikükilkeâeibetteyaşaya-
cak fakat her Allah di\ en de
mürteci değildir, din ve vic-
dan hürriyeti ohnabdır''diye
konuştu.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndeydik.
Sabahın erken saatlerinde Esenyurtlu-
lar belediye başkanlannın duruşması-
nı izlemeye gelmişlerdi. DGM'ye her ge-
lişimde içimi hüzün basıyor. Devletin gü-
venliğini korumak amacıyla ve iddi-
asıyla kurulan bu olağanüstü mahke-
melerin kapısına çok dikildik. Önceki
gün de Gürbüz Çapan'ın savunma-
sını izlemeye gittik.
Mahkeme koridorlannda bekleşir-
ken o gün duruşması olanların ailele-
rine rastladık. Genç bir kadın yanıma
geldi. Marmara Üniversitesi'nde oku-
yan kızını dört ay önce evlerini basıp
götürdüklerini ve o zamandan beri ce-
zaevinde olduğunu söyledi. O gün du-
ruşması varmış. Anneyle ayaküstü ko-
nuşurken bu kez bir baba geldi. O da
Ümraniye Cezaevi'nde yatan oğlun-
dan söz etti. O da yıllardır bu koridor-
larda oğlunun çıkacağı günleri bekle-
diğini anlattı.
• • •
Gürbüz Çapan savunmasını yap-
mak için ayağa kalktığında, yanımda
duran Fehmi Işıklar'la birbirimize bak-
Mahkeme Koridorlannda
tık. Bu türmahkemelerin karşısına o da,
ben de çok çıkmıştık. Fehmi Işıklar,
"Oral, ne çokböyle sahneleryaşadık.
Bir türiü bu sahnelerden kurtulamıyo-
rvz" dedi. Evet, bu mahkemeler dev-
letin güvenliğini sağlamak iddiasıyla
kurulmuştu, ama sonunda hep solcu-
lardan hesap soran, muhalifleri sindir-
mek isteyen kurumlara dönüşmüştü.
Şimdi sıra Gürbüz Çapan'daydı. Gür-
büz Çapan, hakkındaki iddialara, inan-
dıncı, etkileyici bir dille cevap verdi.
Yer yer kendine özgü asiliği ve dikbaş-
lılığıyla, "Ben Meşrutiyet için dağa çı-
kan Resneli Niyazi'tenn kuşağındanım.
Solcuyum, bundan da gururduyuyo-
rvm" diyerek tepkilerini dile getirdi.
• • •
Gürbüz Çapan'ın savunmasını din-
ledim. Çeteiddiasının inandıncı birya-
nı olmadığı zaten başından belliydi. Bir
kentin seçimle gelmiş belediye mecli-
si üyeleri ve başkanı nasıl çete olabi-
iirdi ki! Nitekim, savcılık bile çete iddi-
asına inanmamış ki belediye meclisi
üyelerinın tahliyesini istedi. Bu nasıl bir
çetedir ki yarısı tahliye edilebiliyor?
Dünkü duruşmada Gürbüz Çapan'ın
ve ardından belediye meclisi üyeleri-
nin neden tutuklandığını anlamaya ça-
lıştım. Ne yazık ki bu ülkede bu tür
operasyonlar, hukuki gerekçelerden
çok, siyasi gerekçelerle yapılıyor. Bu-
nu biliyoruz.
Esenyurtta modem ve çağdaş bir be-
lediyecilik yapıldığı konusunda hemen
herkes hemfikir. Gürbüz Çapan, ça-
murlu bir kasabadan, altyapısı sağ-
lam, çağdaş bir kent yaratmıştı. Üste-
lik îstanbul gibi arazi yağmaahğının, kent
dokusunu bozmanın bir gelenek hali-
ne dönüştüğü bir yerde bunu başara-
bilmişti.
Gürbüz Çapan, bütün bu modern-
leşmeyi halkla birlikte gerçekleştirdiği-
ni, bir kanş Hazine arazisine bile do-
kunmadan bu kenti yarattığını söyle-
di, Kocaman kocaman parklar, tiyatro
salonlan, sinemalar, okullar, kültürmer-
kezleri yapmış, kente dumansız ener-
ji temin ederek bir ilki gerçekleştirmiş-
ti. Bu konuda da herkes aynı düşün-
cedeydi.
• • •
O zaman Gürbüz Çapan neden he-
def haline gelmişti? tlahlar neden on-
dan hesap soruyordu? 4422 sayılı ya-
sa, Susuriuk olayının arkasından, çe-
teleri yargılamak amacıyla çıkarılmış-
tı. Ancak bu yasa, jandarmaya ve DGM
savcılıklanna olağanüstü yetki veriyor.
Susurluk ve çeteleşmeyle DGM'ler
nasıl mücadele edebilir? DGM'ler, 12
Eylülcü sistemin ürünü. Susurlukta or-
taya çıkan çete de 12 Eylülcü sistemin
ürünü. Abdullah Çatlı'lar, Haluk Kır-
cı'lar, Korkut Eken'ler, Yeşil'ler, dev-
let içinde despotizm yanlılannın yan-
daşlanydılar. JİTEM onlarla iç içeydi.
•••
Gürbüz Çapan neden hedefseçilmiş-
ti? Gürbüz Çapan CHP'lıydi, ama bu-
günkü yönetime muhalifti. Yeni birpar-
ti yaratılması için gayret ediyordu. Gür-
büz Çapan solcuydu. o Cumhuriyet
gazetesinin yaşamasından yanaydı.
Acaba bütün bunlar mı onun başına bu
dertlerin gelmesine neden olmuştu?
Bu yargılama sırasında bir başka
acayiplik daha yaşanıyor. Gürbüz Ça-
pan tutuklanalı 6 ay oldu. Ancak 6 ay
sonra mahkemeye çıkabildi. llk duruş-
ması için 6 ay bekleyen Çapan ve di-
ğer tutuklu sanıklar, yeniden dertlerini
anlatmak ve suçsuzluklannı kanıtlaya-
bilmek için şimdi de 3 ay bekleyecek-
ler. Tutuklu bir sanık 9 ayda nasıl an-
cak bir kez mahkemeye çıkabilir? Böy-
le adalet olur mu?
Yann bu insanlar beraat etseler, yat-
tıkları bunca zamanın hesabını kim
verecek?
Duruşmanın yapıldığı salonun bo-
ğucu ortammdan dışanyaçıkıp derin
bir nefes aldım. Duruşma devam
ediyordu...