Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 EKİM 2001 CUMA CUMHURfYET SAYFA
ROPORTAJ
Elektrokent:
dünyaya açılanpencere
Monoblok yapı içinde 13 kat 2 blok halinde 4 bin
707 bağımsız işyerinden oluşan Perpa'da faaliyet
gösteren Elektrokent üyelerinin en temel özelliği
sosyal faaliyetlere verdikleri önem
MİYASE İLKNUR
Fevzi Alkan» Elektrik-elektronik
sektöriinün duayeni. Meslekte 37 yı-
lı geride bıraktnış. Türkiye Phillips'in
en büyük cirosunu yapanFevzi Alkan,
geçen yıl, Phillips'in Genel Müdür
Yardımcısına Türkiye'de yatınm ya-
pılmaması halinde Phillips'i boykot
edeceklerini söyleyerek Türkiye'ye
ihracat yetkisi verilmesini sağlamış-
tı. Fevzi Alkan, Türk elektrik ve elekt-
ronik sanayicileri ile tüccarlarını
biraraya getiren Elektrokent Koope-
ratif'inin yılJardır başkanlığını sürdü-
rüyor. Elektrokent, Karaköy Perşem-
bepazan'nda faaliyet gösteren sana-
yici ve tüccann PERPA'ya taşınma sü-
recinde oluşturduğu bir meslek koope-
ratifı. Monoblok yapı içinde 13 kat 2
blok halinde 4 bin 707 bağımsız iş-
yerinden oluşan PERPA'da faaliyet
gösteren Elektrokent üyelerini diğer
meslek kooperatifi üyelerinden ayı-
ran en temel özelliği sosyal faaliyet-
lere verdikleri önem. Elektrokent'in
başkanı Fevzi Alkan'la hem Elektro-
kent'in faaliyetlerini hem de kendi
yaşamından renkli anılan konuştuk.
- Fevzi Alkan kündir, nerden gel-
miştir, sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Alkan: Çırakhktan başlayarak elekt-
rik sektörüne girdim. Askerden son-
ra Rize'de elektirikçi dükkânı açtım.
O dönemde insanlar evlerine yeni ye-
ni elektrik bağlattıyordu. Köylerin,
mahallelerin elektrik bağlantılannı
yaptık. Bu sayede büyük paraiar ka-
zandık. Sonra Istanbul'da kardeşle-
rimle sektörde çahşmaya başladık.
Aile şirketi elektrik sektöründe 5-6 ta-
ne üretici, imalatçı, ithalatçı fırmamız
var. PhiUips ile dünyanın en büyük ar-
matür ve aydınlatma devi olan bir
Italyan firmasının Türkiye distrübü-
törlüğünü yapıyoruz.
Karaköv'den PERPA'ya
-Karaköy'de sefil dükkanlarda ça-
hşan sektörün PERPA'ya getişi nasıl
oldu?
Alkan: 50 kadar sanayici ve tüccar
bir araya geldik. Çağdaş bir işyeri
kompleksine sahip olmamız gerekti-
ği yönünde karar aldık. Şimdi Ku-
yumcular'a devrettiğimiz kooperati-
fi kurduk, sonra da Perpa'da yatınm
yaptık. Elektrokent'e üye olan esnaf-
İar 1985'ten beri para vermiyorlar.
Tüccarhğımızı kullandık. PERPA'da-
ki dükkân ihalelerine girdik ve satın
aldık. Satın aldıktan sonra metreka-
ELEKTROKE.NTKOOPERATÜİ'NLN HAŞKANI -Meslekte37yılı geride bırakan Fevzi Alkan, Türk elektrik veelekt-
ronik sanayicileri ile tüccarlarını bir araya getiren Elektrokent KooperatnTnin yıllardır başkanlığmı sürdürüyor.
resini 100 liradan aldığınnz yerlen
şerefıye bedeli koyarak 120 liraya ye-
ni üyelere sattık. Bugün 1 trilyona ya-
kın paramız var.
Sosyal projeter
- Elektrokent esnafinın dikkatimi-
zi çeken bir yönü birçok sosyal proje-
yedestekvennesLOrtaanıfesnafgru-
bunun bu tür projelere destek venü-
ği pek göriilmemiştir. Bunu nasıl sağ-
hyorsunuz?
Alkan: Biz sektör olarak birbirimi-
ze çok bağlı bir grubuz. Üç yıl önce
Ankara'da bir arka- — — — — — —
daşımızm işi bozuldu,
iflas etti. Bizler ara-
mızda üçer, beşer
milyar topladık, onu
yeniden iş hayatına
kazandırdık. Benim
işçim Hakkâri'deki
tanımadığım bir es-
nafa mal satmışsa
şıyı üyelerimize sevdirmek ve biray-
ncalığı olduğunu hissetirmek. Biz
yönetim olarak böyle çalışınca onlar
da bizim istediğimiz her tür sosyal ça-
lışmaya katkı sunuyorlar.
- Anıt ağaçlan koruma alüna abna
dışmda gerçeldeştirdiğiniz sosyal ça-
bşmalar var mı?
Alkan: Biz buraya ilk geldiğimiz-
de bir liseden bizi öğle yemeğine da-
vet ettiler. Gittik, okulu gezdirdiler. Bi-
na yeni, ancak 15 sene önce nasıl ya-
pılmışsa öyle kalmış. Biz o okulu, ta-
dilattan geçirdik. Maddi kaynağın
yüzde 80'i ordan burdan emrivaki ba-
sektör olarak birbirimize çok bağlı bir
grubuz. Üç yıl önce Ankara'da bir
arkadaşımızuı işi bozuldu, iflas etti. Bizler
aramızda üçer, beşer milyar topladık, onu
yeniden iş hayatına kazandırdık.
"acaba öder nıi' diye bir endişem ol-
maz. Niye obnaz? O borcunu öde-
mek zorunda. Aksi takdirde bu sek-
törden bir daha mal alamaz.
Şimdi bizim üst katta dinlence, eğ-
lence ve spor kompleksimiz yapılıyor.
İçinde saunası, ban, spor tesisleri ve
restoranlan da bulunuyor. Birisi ay-
lık 10 bin dolara işletmek için arka-
daşlara başvurmuş. Ama biz verme-
dik. Otoparkı da işletmek için birçok
başvuru yapılmıştı. Onu da özel işlet-
meye vermemiştik. Amacımız bu çar-
ğış alarak karşıladık.
17 Ağustos depremi sırasmda dep-
remzedelere kahcı konut yapmak için
kollan sıvadık. Kocaeli'de valiliğin
yardımıyla bir arsa bulduk ve 70 met-
rekare büyüklüğünde 24 adet konu-
tu dayayıp döşedikten sonra yılbaşın-
dan önce teslim ettik. Biz bu projeye
başlarken genel kuruldan karar alma-
mıştık. Ama üyelerimize güveniyor-
duk. Genel kurulda üyelerimizin kar-
şı çıkması haünde 250 milyan biz yö-
neticiler cebimizden ödemeyi göze
almıştık. Bir tek üyemizden itiraz gel-
medi. Istanbul'daki Anıt Ağaçlan
Koruma Projesinı Orman Fakültesi
ile birlikte yürütüyoruz.
Phillips'in en büyük pazarı
-SiönPhffl^s Genel VIüdûriiieara-
nızda geçen bir olayı duymuştuk. Bi-
raz tehditvari konuşmamz sayesinde
Türkiye Phüüps ürunlerini ihiraç izni
akfa. Bu olayı anlaür ımsuuz?
Alkan: Ben 37 senedir bu sektör-
deyim. PhiUips bayiliğimizin mazisi
de 32 yıla dayanıyor. Türkiye'de 100
—^—^— civannda bayisi var-
dır. Ama biz Phil-
lips'in iş hacminin
yüzde 20'sini gerçek-
İeştiriyoruz. Türkiye,
Phillips'in Avru-
pa'daki en büyük pa-
zan.
Geçen sene Phil-
lips bizi Polonya'ya
götürdü. Oradaki bir fabrikayı gez-
dirdiler. Ve akşam da bahçede bir ye-
mek verdiler.
Yemekte ben Polonyalı müdürün
yanına gittim, Phillips'in Türk müdü-
rüyle arasına girip oturdum. Türk mü-
düre dedim ki' Söyle buna ya Türki-
ye'yedoğru dûrüstbiryaüruıı yapar-
lar ya da Türldye'deld bayiDer olarak
biz PhiUips'e boykot uygulayacağız.
Gküp rakip fırmalan dolaşacak, Tür-
kiye'ye kiınyaünmyaparsa bizonun-
la çahşacağız.' Türk müdür tercüme
etmek için ayağa kalktı ancak Polon-
yalı Genel Müdür yardımcısı 'Fevzi
Bey'in söyledikkrini anlariım. Tercü-
meye gerek yok. O kadar Türkçemiz
var' dedı. Sonra adam bana dönüp
şunlan söyledi: 'Fevzi Beysenikutiu-
yonım. Ben de aynı tavn ahrdım.
Ama Türkrye üç beş yd daha Avru-
pa'dan yatuim beklemesin. Şu fabri-
kanın arazisi var ya, bu arazinin met-
rekaresi 1.40 cenL Polonya devleti bu
arazhi Phiüips'e safü. Metrekaresine
5 dolar altyapı yaürunı yapü. Fabri-
kanın içindeki asfalt yoDar dafai dev-
let tarafindan yapddi 20 yıl boyunca
vergi ödenmemesi konusunda garan-
ti verdL Sizin yönetkileriniz bunu ka-
tiyyen yapamazlar.'
Bu konuşmaya kadar Phillips'in
Türkiye üzerinden bir ampul dahi ih-
raç etme yetkisi yoktu. O akşam ki ko-
nuşmadan bir gün sonra genel müdür
yardımcısı beni yanına çağırdı, Hol-
landa'daki merkezle üç İcez konuştu-
ğunu ve Türkiye'ye ihracat yapma
yetkisinin veribnesi konusunda ka-
rar aldırmaya çalıştığını söyledi. îki
ay sonra da Phillips ürünlerini ihraç
yetkisi Türkiye'deki bayilere verildi.
Şu anda bütün Arap ülİcelerine, Bal-
kanlar ve Türki curnhunyetlere ihra-
cat yapıyoruz.
-Babamzm Cınnhuriyetkuşağmdan
olduğunuvesiziöyieyetiştirdiğini söy-
lediniz. Ailenizin üzerinîzde ciddi bir
etkisi ounata?
Alkan: Babam Rize'de uzun yıllar
muhtarlık yaptı. Babama o zamanki
dındarlarkomünist derlerdi. Bunun ne-
deni babamın Atatürkçü ve cumhu-
riyetçi olmasıydı. Onun cumhuriyet-
çiliği konusunda bir anımı aktarmak
isterim.
Cumhuriyetin 75. yaşı kutlandığın-
da babamla evde karşıhklı oturuyo-
ruz. Bir yandan televizyondan KJZI-
lay Meydanı'ndaki törenleri, bir yan-
dan da boğazdaki havai fişek göste-
risini izliyoruz.
Bir baktım babamın gözlerinden
yaşlar akıyor. Ancak bir yandan da tat-
lı bir tebessümle gülüyor. Baba 'Ha-
yırdır' dedim. 'Oğlum cumhuri-
yet-Cumhuriyet-Sen bDemezsin.Ke-
üme olarak belki büiyorsun da benim
şu an neler hissetiğimi büemezsin.
Cumhuriyet doğdu doğalı ikinci kez
kutlaıuyor. Bir onuncu yınnda bir de
şimdi.
Ona gülüyorum. Cumhuriyetönce-
sidöneminde y aşadıklanmızı aıumsa-
yınca ağlryorum' dedi. Işte ben böy-
le bir aileden geliyorum.aldık. Satın aldıktan sonra metreka- meye vermemiştik. Amacımızbuçar- neticiler cebimizden ödemeyi göze la çahşacağız.' Türk müdür tercüme İe bir aileden geliyorum.
Kırk yaşına merdiven dayamış, pınl pırıl genç, dinamik ve dorukta bir işadamı: Hürriyet Demirörs
Global iş dünyasında bir hTEKİN SÖNMEZ
Kırk yaşına merdiven dayamış, pınl pınl genç
ve dinamik bir işadamı ile yüz yüzeyiz.
Türkiye"den yola çıkarken hedefini belirlediği
rüyalan olmuş. Bunlardan birisi dorukta olmak!
Başkalanna bağımlı kalmamak ötekisi... Aile, bu
üçgenin öteki bir açısıdır...
Hürriyet Bey ile aylar alan bir maceradan son-
ra. çalışma masasının yanında yüz yüze gelebil-
dik. O kaçtı, ben kovaladım...
Kaçma ve ko\alamaca boyunca. sunduğum
projelerden eksık kalanlan bir kez daha açıkla-
mak üzere, baskın bir ziyaret telefonu yaptım. Bu
sırada. ortaya çıkan "cesaret" konuşmamıza yön
verdi.
Cesaret. (burada) hemen her insanın atmakta
sakındığı ilk adım olarak düşünülmeli.
Hümyet Bey. bir beş dakika için bana fırsat ta-
nıdı. Bu, eksikleri izah etme fırsatını. bu beş da-
kikayı sonra uzatıverdi ve ben. odasından bir bu-
çuk saat sonra dışanya çıktım...
Bir başlangıç oldu... Hayatından söz edilmesi
istenen her insanda görülegelen tereddüt o gün
kapıyı biraz araladı bana... Türkiye'den yola çı-
kıp. Türkiye'nin ötesinde başanya koşmuş bir
insanın duygu dolu dünyasına böylece biraz yak-
laşabildim.
Sayın Hürriyet Demirörs'e sorduk:
- Standartlar açısından Türkiye ticaret haj atı
ile Avnıpa ticaret hayatı arasında bir fark var mı?
Türkive'de ticareti çok iyi yapan insanlar var.
Fakat kimileri lusa sürede. günün ticaretini yapı-
yor ve çabuk kazanmak istiyor. Oysa Avrupa stan-
dartlannda. kalite devamlılığı gerekiyor.
- Unlu mamuller ve bu branşa bağlı ithalat-ih-
racat ve ambalaj alanmda 150 kişiyi istihdam et-
mektesiniz. ,\ileleriyle birlikte yaklaşık 500 kişi-
lik sosyal bir insan grubu size bağlı. Bunların ay-
nı kökenli olması veya olmama.su (örnek: dil) size
zorluk getirmiyor mu?
Evet! Alman, Polonyalı. Danimarkalı. Norveç-
li. Türk. îsveçli. Çek, Bosnalı gibi çok çeşitli kö-
İş hayatunda, beklentisi yüksek bir insan diye biünirim. Yapbğun işten hazduyarun. Benimle çabşan-
lann da yapüklan işten haz duymalannı ve yeteneklerini sonuna kadar kullanmalannı beklerün.
Eşiniz, çalışma hayatmızda, suink biriikte mi?
Hayır. Eşim sekreterim değil. Eşim. iş hayatım-
da yok. Ancak o. evde mutfakta kapalı da değil.
Fakat, yükselmemde çok büyük hissesi var ve
herzaman destek bulmaktayım ondan. Aynca, ço-
cuklanmızın eğitimleri de ona bağlı. Değişik kül-
türden birisi ile e% liliği devam ettırmek konusu
ise.. birbirimizi anlamada ve değer vermede or-
tak meziyetleri olan insanlanz.
- Hayaünızda, neyin eksikliğini duymaktasımz?
Eğitimimi tamamlayabilseydim \e tngilizcem
mükemmel olsaydı, bugünkü yerden çok ilerde
olacaktım. Hâkim olan global iş hayatında, Ingi-
lizce çok önemJi, bunun eksikliğini duymaktayım.
Ve eşim. çocuklanmızın da ilerde eksiklik duy-
mamalan için, onlann eğitimine daha çok zaman
ayırmaktadır.
- Golf, tenis, futbol, satranç, bilardo gibi spor-
lara Uginiz var mı?
\akıt buldukça futbol Lzlenm. Buradaki Türk
spor kulübü Topkapı'nın tkinci Başkanlığı'nı
yaptığım yılda. bu takım. Avrupa İkinci Ligi'ne
çıkan ilk Türk takımı oldu.
kenlere bağlı kozmopolit iş gücünü istihdam et-
mekteyiz. Zorluklar olacak tabii. Bölüm müdür-
Ierimiz var. Ben, bizzat pek çok şeye zaman ayır-
maktayım. Uyum dili ise Isveççedir burada.
- Hammaddeithalinden, bunun üretilmesL am-
balaj ve pazarlanması da sizin ellerinizde. Bunu,
bugünkü teknoloji ile bir 'endüstri ° olarak tanım-
iayabilir miyiz?
Evet! Bütün bu yaptıklanmız modern bir tek-
nolojiye bağlıdır bir bakıma bu.
- İstihdam ettiğiniz insanlardan beklentiniz
ne(ler)dir?
Ben. iş hayatımda, beklentisi yüksek bir insan
diye bilinirim. Yaptığım işten zevk alınm ve haz
duyanm. Benimle çalışanlann da yaptıklan işten
haz duymalannı ve yeteneklerini. sonuna kadar
işlerinde de kullanmalannı beklerim.
- İki çocuğunuzvar. İş hayaömzdaki yükseliş bo-
yunca, y aklaşık yirmi yılük bir evBliğe sahipsiniz.
Karizmatik her başanh insanın hemen arka pla-
nında, ikinci bir Idşinin olduğuna inanılır. İste-
ük, siz bir İsvecli ile (pek çok tanıdıklanmızın ak-
sine) yaklaşık yirmi yıkhr evliliğüıLa korudunuz.
Kulu'dan İsveç'e
uzanan öykü
mr ulu, Orta Anadolu'da bir
mt kasabadır. Kulu'dan tsveç'e ilk iş
-M.M. göçü altmışlı yıllann sonunda
görüldü. Ilkin bir iki ailenin gidişiyle
başladı ve sonra, büyük bir göç olayı
yaşandı. Bugün, "Kulu kökenfi" diye
tammlanan yaklaşık on bin dolayında
insan Isveç'te yaşamaktadn-. Bugün
bunlann üçüncü kuşağı da ışbaşına
geçmiş dunımda. Kulu kökenliler,
Isveç'te, üçüncü kuşak ile bu topluma
uyum sorunlannı, öteki gruplara göre
daha çok başannış görünüyorlar.
Herhangi bir politik fraksiyona bağü'
olmamalan, kendilerini Türk'lük ile
açıklanıalan ve politik atraksiyonlara
kalkışmadan iş hayatına doğrudan
girmeleri ile Isveç'te bir hayli yol aünış
durumdalar. Üçüncü kuşak, giderek
Isveççeyi birinci dil yapmış durumda.
Nitekim, Saynı Hürriyet Demirörs'ün
belirttiği gibi kendi çocuklannın Türkçe
yerine Isveççeyi ilk dil ve Ingilizceyi
mükemmel konuşmaavantajlan var.
Gençlerin global dillere çok hâkim
olmalan gerekiyor. Çünkü çok yakın
gelecek açısından 'rekabet' çok daha
sertleşecektir. Bu rekabete dayanabihnek
ise çok sayıda dili mükemmel bilmekle
mümkün. Hürriyet Demirörs, Kulu'dan
gelen göçte "iküıci kuşak" sayıhnasına
rağmen üçüncü kuşak ile almacak
mesafeyi aşmış durumda. Bu nedenle, bu
olağanüsrü başanyı, burada sergilemek
niyetindeyiz.
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Bir Dîzi Düş
Gerçekleşirken...
Haberi önce, kendisıni doğduğu ılçenin sorun-
ları için uğraş vermeye adamış olan arkadaşım
Oktay Ekşi'den aldım. Başbakan Ecevit'in, yann
Ordu'nun Mesudiye ilçesine giderek bir yıl önce
başlatılan ve hemen hemen tamamlanma aşama-
sına gelen "Köy-Kent" projesı için sürdürülen ça-
lışmaları göreceğini söyledi.
Oktay, Mesudiye ve ben. Dünya bir savaş bur-
gacı içindeyken ve Türkiye'de ekonomik krizden
kurtulmanın yolları aranırken bu üç ismin günün
yazfsına konu edilmesi, çoğu kimseye şaşırtıcı ge-
lecektir. Ama, özetle anlatacaklanmdan sonra, bu
yazının nıçin yazıldığı da sanırım ortaya çıkacak-
tır.
Yakın arkadaşları, Oktay'ın günlük çalışma sa-
atlerinden önemli bir bölümünü, Mesudiye gibi, 104
yıldır sürekli göç kanaması geçiren beldesinin so-
runlanna ayırdığını bilirier. Türkiye'nin çeşitli büyük
kentlerine göçmüş hemşerilerini de, bu sorunlar-
la kördüğümlemek için olmalı, Oktay her yıl tem-
muz ayının başında kentte bir Mesudiye kurultayı
toplamayı gelenek haline dönüştürmüş. O kurul-
taylarda, dileyen her hemşeri, sorunları ortaya ko-
yuyor, çözüm önerileri tartışılıyor ve göstermelik ol-
mayan gerçek bir sivil toplum örgütünün sonuç ra-
porları, ilgililere ulaştırılıyormuş.
Geçen yıl ağustos ya da eylül ayında, RTÜK ya-
sa tasarısı ile ilgilı bir konu üzerinde Oktay ile bir-
likte sanırım üç arkadaş Basın Konseyi adına Baş-
bakan'ı ziyaret etmiştık. llettiğimiz görüşleri içeren
yazılı metni sunduk. Ecevit, görüşmenin tamam-
lanmasından sonra, Ekşi'ye döndü ve Mesudiye
Kurultayı ile ilgili bir raporu okuduğunu söyleye-
rek Köy-Kent projesinı yaşama geçirmek için ilçe-
nin istekli olup olmadığını öğrenmek istedi.
1980 öncesinde, bu projenin CHP bildirgeleri ile
kamuoyuna duyurulduğu sırada çoğu gazeteci gi-
bi, Oktay'ın da karşıtlar arasında yer aldığını Baş-
bakan unutmamış. Mesudiye sevdalısı arkada-
şım, önerıyi bir can kurtaran simidi gibi değerlen-
dirdi. Ecevit, başarı için hükümet olanaklarından
çok, halkın katılımının öneminın altını çiziyordu.
Yanm saat içinde, o güveni yanıtlayacak hayli so-
runun çözümünde Başbakan'a destek sağlayacak
yanıtlar ortaya konuldu. Ve Başbakanlık Müsteşa-
n Selçuk Polat'ın başkentte başlatarak Mesudi-
ye ve yöresınde sürdürdüğü çalışma, ilçenin genç
kaymakamı Şafak Başa'nın gece gündüz deme-
den yürüttüğü uygulama ile hemen hemen ta-
mamlanma aşamasına gelmiş oldu.
Eksik olmasın, Oktay yapılan işlerin raporlannı
Köy-Kent sorununa inanmış bir eski siyaset ada-
mı da olarak bana da gösteriyor. Görmediğim bir
beldenin, çözülmekte olan sorunlannı bu raporiar-
dan öğreniyorum. Bu nedenle de, okuduklanmı,
"mış"\\ biten tümceler ile özetleyeceğim.
Bir bilanço...
Yarın helikopter ile yöreye gidecek olan Başba-
kan ve eşine, çalışmalann başladığı 2 Eylül 2000
tarihinden bu yana, Türkiye'nin bu ilk Köy-Kent'ini
oluşturan Çardaklı, Dayılı, Esatlı, Göçbey, llışar,
Kışlacık, Türkköyü ve Yuvalı köylerindeki temel
altyapı ve üstyapı çalışmaları sergilenecekmiş.
Proje merkezi olarak seçilen Çavdar'dan öteki
köyler arasında 73 kilometrelik stabilize ve asfalt
karışımı yeni yol yapılmış. 6 köyü birbirine bağla-
yan grup yoluna, köylüler Bülent Ecevit adını ver-
mişler. Bir kentte ve kasabada bir başbakanın adı-
nı cadde ya da alanlara vermenin sık rastlanır gö-
nül alma yolu olduğunu bilenler, köyler arasında-
ki bir bağlantı yolunda öyle bir ismi görmenin "ilk"
olduğunu söyleyeceklerdir.
Köylere içme suyu getirilmiş, sulama kanallan ona-
rılmış, kanalizasyon çalışmaları ilerlemiş. Köyler
fiberoptik kablolar ve jeneratörlerle internet aracı-
lığı ile bırbırlerine bağlanmış. Hayvancılığın yoğun
olduğu yaylalara elektrik götürülmüş. Koyunculuk
projesi için 1000 koyun, süt inekçiliği için 50 inek,
damızlık amacı ile 6 boğa köylüye verilmiş. Orman
Ürünleri Fabrikası bitirilmiş. Orman yolları açılmış
ve genişletilmiş. Orman ve av turizmi için yerler sağ-
lanmış. Köykent Kültür ve Sanat Evi ile Gezici Kü-
tüphanesi yapılmış. Sağlık ocağı açılmış. Aynca tam
donanımlı bir ambulans alınmış. Bir futbol, 4 köy
için basketbol alanları yapılmış. Bir kapalı spor sa-
lonu ödenek bekliyormuş. Mesudiye ve köylerin-
de 12 çocuk oyun bahçesi yapılmış.. Köykent ll-
köğretim Okulu prefabrike olarak öğretime açılmış.
Liste bu tür örnekler ile sürüp gidiyor.
Oktay'a, "Umutlu musun " diye soruyorum. Göz-
lerinin içi gülüyor. Beldesıne tersıne göç başladı-
ğı için, yeni evler yapıldığını söylemekle kalmıyor,
"Mesudiye 'de " diyor, "eskiden tek lokanta yoktu.
Şimdi üç tanesinde tencereler kaynıyor". Sanınm
birden çok kişinin gerçekleşen rüyası, yann Me-
sudiye'de ağızdan ağıza anlatılacak.
Bülent Ecevit, 25 yıl öncesine dönecek ve o
günlerde düşünce cimnastiği yaptığı, ama birçok
yandaşına bile anlatamadığı bir düşün ilk meyve-
sini görmenin mutluluğunu yaşayacak.
Oktay Ekşi, Mesudiye kurultayları çabasının,
başka beldeler için de izlenecek bir somut örnek
olduğunun başka hiçbir şeyle kıyaslayamayacağı
hazzını tadacak.
Selçuk Polat ve Şefik Başa isimli iki inançlı bü-
rokrat, bulunduklan görevlerde kendilerine yükle-
nen bu çokağıryükü, başarı iletamamlamanın hu-
zurunu, birer onur madalyası gibi taşıyacaklar.
Ve sadece ağlamasını bilen, sayısız kasabamız,
ilçemiz, kentimizin insanları... Mesudiye'deki sivil
toplum dayanışmasının örneği için artık devlet ku-
şunun kendi başlarına da konmasını beklemek
yerine örgütlenmenin ne kadar önemli ve yaşam-
sal olduğunu öğrenecekler.
Öğreneceğiz.
Faks:0212-677 07 62
obirgit@e-kolay.net
Aramızdan aynlışının 6. yılında
İZZET RIZA
YALIN'I
sevgi ve özlemle anıyoruz.
AİLESİ