Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
^ 6 EKİM 2001 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
Ç r U N C E L CÜIVEYTARCAYÜREK
J | Baştarafı 1. Sayfada
Kuzey Ittifakı liderleri ad vermedi ama herhalde
<3eneral Dostum ve çevresi. yıllardır Roma'da oturan,
.Arnenkan senaryosuyla Afganistan'a dönerek kurula-
cak yenı devletin ve hükümetın başına geçnnesi iste-
niten sürgündekı Kral ZahirŞah'a karşılar! Üç.
Haksız da sayılmazlar. Gerekçeleri de basit: Yıllar-
öırTaleban'akarşı savaşırken surgündeki kralın nere-
d e olduğunu soruyorlar.
Afganıstan sadece asken açıdan bir bataklık değıl.
/^fganistan siyasal açıdan, geleceğini düzenlemeye
yönelen polıtikalar ve politikacılar açısından da tam bir
bataklık.
Afganıstan'da Bin Ladin yakalansa veya öldürülse,
Taleban'a karşı savaş sona erse sular durulmayacak.
Ara sıra parlayan haberlere göre, "11 Eyiûl'den sonra
(tabii işlenne geldiği için) değeri birden artan Türki-
ye'nin " ya barış gücünde ya da yeni Afgan siyasal sis-
teminin kuruluşunda ya da korunmasında önemli rol
üstlenmesi isteniliyor.
Oysa, asıl savaş. savaşın bitmesinden sonra baş-
layacağabenziyor.
Iç siyasal kargaşanın daha da boyutlanması, hatta
Taleban'dan arta kalanlann (Müslüman-Hıristiyan ayırt
etmeksizin) Banş Gücü'ne karşı gerilla harekâtını sür-
dürmesi olası. Iç siyasal çekişmeler, kabileler arasın-
d a süregelen derin anlaşmazlıklar kurulacak devletin
işler hale gelmesini engelleyecek önemli engeller...
Silahlı çatışmanın sona ermeyeceği böylesi çarpık
sosyal bir bünyede Türkıye nasıl olacak da "aktıf rol
üstlenecek veya Batı'nın ısranylafiilirol alacak?"
Üstelik; ABD'nın Türk askeri üzerine kurguladığı
plan henüz ortaya çıkmadı.
ABD'nın resmi sözcülerinin yanı sıra; bir zamanlar
Türkiye'de görev yapan bugün "gayrı resmi kışiler"'m
dilınin altında "bataklıkta" alacağımız askersel ve yö-
netsel görevler de yer alıyor.
Parlatılan Derviş
Medyamıza konuşuyorlar. Kimileri Ankara'ya gelip
gidiyor. Örneğin eskı büyükelçi Mark Parris. Emekli
oldu, ama eşiyle başkentimızde -Başbakan ile de gö-
rüştü- kabul görüyor.
Son demecinde Parris, "Türkiye'nin Afgan savaşı-
na kara-hava operasyonlanyla katılmasını ve lojistik
destek vermeslni" öneriyor.
Bu, Afgan savaşı haariıkları başladığından beri sı-
nırlanmıza dalga dalga yansıyan -bugüne dek resmi-
yet kazanmayan- bir ABD isteğı.
Ama her kezınde; "Amerika'nın ekonomik olarak
çökmemize izin vermeyeceği" yardımcı bir tez olarak
herrten öne sürüldü.
Önemi artan Türkiye için Batı'nın "-kendilerince-
makul istekleri" içeren nasıl bir plan hazırladığı henüz
bilinmiyor.
Derviş, IMF'den aldığı bilgilerle "bu hafta güzelha-
berier" müjdesi verdi. Örneğin müjdenin 10 milyar do-
lardolayında "yenibirkaynağı" içermesi uzakbirola-
sılık mı?
Türkiye iki arada bir derede bocalarken uzun bir
suskunluk dönemi geçıren Derviş'ın birden ve yeni-
den görkemli biçimde TV ekranlarına dönüşünde de
acaba bir anlam yok mu?
Derviş'in birdenbire kimi kastettiği belli olmayan
cümlelerle "Ihale Yasası'nın 2004 yılına kalmasını is-
teyenlerden" söz etmesindeki nedenler de aydınlığa
çıkmadı. Bayındırtık Bakanı Abdülkadir Akcan'ı mı
(MHP'yi mi) amaçladı, yoksa Malıye Bakanı'nı mı, bi-
linemiyor! Ne var ki, gitti gidecek Derviş'in yenıden
partaması (pariatılması) Amerika'nın Türkiye'de "yö-
netim içindeki oyunlannın sahnesiymiş" gibı bir izle-
nim veriyor.
Biz Ihale Yasası, maaş maddesiyle uğraşırken.. ABD
ve Batı, Türkiye'yi nereye götüreceği bilinmeyen
senaryolar hazırlıyor.
Anayasa pazarkğı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - SP ve
AKP, milletvekillerinin
özlük haklanyla ilgili
tek maddelik anayasa
değişikliği yerine, Nec-
mettin Erbakan ve
Tayyip Erdoğan ın si-
yasi yasaklannı kaldıra-
cak ya da sürelerini kı-
saltacak maddelerin de
yer alacağı ikinci bir pa-
ket getirilmesi pazarlı-
ğına girdi.
SP ve AKP liderleri-
nin "86. maddeyle Hgi-
li tek maddelik anaya-
sa değişikliğine destek
vereceğiz" açıklaması
yapmalanna karşın ko-
misyonda pazarlık yap-
maya çahşmalan, ikti-
dar partilerinin tepkisi-
ne yol açtı. îktidar grup-
KULTÜR • SANAT
lan tek maddelik anaya-
sa değişikliği önerisini
dün imzaya açtı. Bu
maddede "Türkiye Bü-
yük Millet Meclisi üye-
leri ile bunlann emek-
lilik işlemleri kanunla
düzenlenir. TBMM
üyeleri ile bunlann
emeklileri T.C. Emek-
li Sandığı ile Uişkilen-
dirilirler ve üyeliği so-
na erenlerin istekleri
halinde ilgUeri devam
eder" düzenlemesi yer
alıyor.
MHP Grup Başkanve-
kili Ismail Köse, öneri-
nin bugün TBMM Baş-
kanlığı'na sunulabilece-
ğini, gelecek hafta da
Anayasa Komisyo-
nu'nda göriişülebilece-
ğini söyledi.
Çapan: Çete değil
çağdaş kent kurduk
• Baştarafı 1. Sayfada
memek için Almanya'dan Tür-
kiye'ye geldiğini belirtti.
Bu da\ anın tarihi bir da\ a oldu-
ğunu ifade eden Çapan, davanın
muhatabının kendisi olduğunu,
diğer sanıklann "bu işin salçası,
sosu durumunda bulundukla-
nnı" söyledi.
Esenyurt'ta kurduğu çağdaş
kent projesi nedeniyle cumhur-
başkanlan, başbakanlarca kutlan-
dığını, HABÎTAT'tan ödül aldığı-
nı vurgulayan Çapan, "Istan-
bul'un bir yöresinin altyapı
hizmetlerinin, en gelişkin bir
biçimde, hayalleri bile aşan bir
düzeyde ve maliyetsiz olarak
yerine getirilme çabası suç ola-
rak adlandırüdı. Ancak mah-
kemeden, Esenyurt belediyeci-
liği ve Çapan aklannuş olarak
çıkacak. Bu çürüyen Türki-
ye'de neden buradayım, neden
çeteden yargüanıyorum, bunun
hesaplaşması burada yapıla-
cak" dedi.
'Çağdaş yaşam, herkesin
hakkıdır' düşüncesiyle Esen-
kent projesine başladığını anla-
tan Çapan, "Sosyal projelerle
yönetimin düze çıkacağına ina-
nıyorum. Esenyurfta ırk, gö-
rüş ayrımı yapmadan herkes
daire sahibi olsun. Yol, su, te-
nıel alt yapı hizmetleri, hasta-
nesi, tiyatrosu, parkları. kütüp-
hanesiyle çağdaş bir şekilde ya-
şasın istedik. tşin ehli olan mi-
marlardan. bilimadamlann-
dan yararlanarak projeyi yaşa-
ma geçirdik" diye konuştu.
Memleketi Cülen'e
bırakmayalım
Esenyurt'a ilkokul, bale, tiyat-
ro okulu yaptırdığını, karikatür
kurslan açtırdığını belirten Ça-
pan, "Bizlerin de bu tür şeyleri
yapnıamız gerekiyor. Memle-
keti Fethullah Gülen gibilerine
bırakmayacağız" dedi.
Çapan, bütçesinin yüzde
94'ünü yatınma harcayan tek be-
lediye başkanının kendisi oldu-
ğunu söyledi. "Istanbul'da yapı-
laşma savaş yeri gibi alıp başı-
nı giderken,Türkiye'deki diğer
belediyelerin aksine Esenyurt
Belediyesi'nde ilk olarak plan-
lama yapıldığını" vurgulayan
Çapan, "O zaman hızlı göç ya-
şanıyor. herkes birbirinin yeri-
ne ev yapıyordu. 50 bin tapu
dağıttım. Benden önceki bele-
diyeler hazine arazilerini peş-
keş çekerken, ben yasal yollar-
ia gecekondulaşmayı önledim.
partideki lümpen gruba beledi-
veyi yağmalatmadım. Sultan-
beyli ile Esenyurt eş zamanlı
belediye oldu. İki belediyede
yapılanlan kıyaslarsanız. bana
yönelik hıncın, kinin nedenini
anlarsınız" diye konuştu.
Çapan, ihalelere girmek iste-
yen hıç kimseyi engellemediğini,
müfettiş raporlannda bile kendi-
sine yöneltilen "ihaleye fesat ka-
nştırmak" suçlamasıyla ılgilı
hiçbir şey olmadığını savundu.
Vakıflar aracılığıyla para akladı-
ğı iddialannuı da doğru olmadı-
ğını savunan Çapan, mal varlığı-
nın da söylendiği kadar yüklü
meblağlar olmadığuıa dikkat
çekti.
Medya abaıttı'
Çapan, "Bir daire ile 2 parça
taşınmazım var. 14 milyar lira
değerinde hisse senedim bile
medyaya 14 trüyon olarak yan-
sıdı" diye konuştu. Belediyede
yogunluk arttınmı yaptığı iddi-
alannı da kabul etmeyen Çapan,
şunları söyledi: "Esenyurt'ta bi-
nalan 3.5 kata düşürdük. O za-
manlar bize kızdüar. 3 ay son-
ra 17 Ağustos depremi oldu, o
zaman bizi anladılar. Durum
böyleyken yogunluk arttırdı-
'Öldürtmefiistediler, m
beceremediler' ™
Esem urt halkının
kendisinden
şikâvetçi olmadığını
savunan Çapan. bazı
çıkar çevrelerinin
suçlamaları üzerine
hakkında dava
açıldığını ifade etti.
Bu kişilerin
oluşturdukları
asılsız, delilsiz
senaryolarla savcn ı
etkilediklerini ve
iddianameye
dedikoduların
taşındığını sö\lt\en
Çapan, "Beni
öldürtmek istediler,
beceremediler. Şimdi
çürürmeye
çalışıyorlar. Ancak
çürüyecek bir yanım
yok. Çünkü
Esen\urtta yapılan
her şe> \asalara
uygundur. Bu
iddialann
asılsı/lığını ispat
etmek zorunda
bırakıldık" dedi.
Afgan zirvesi Ankara'da
A3VKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Afganistan'daki Tale-
ban yönetimine muhalif grupla-
ruı Hderlerinin, îstanbul yerine
Ankara'da bir araya geleceği öğ-
renildi.
Diplomatik kaynaklardan edi-
nilen bilgiye göre, muhalif Af-
gan gruplann liderlerinin Tale-
ban sonrası Afganıstan'ın gele-
ceğini ele alacaklan toplantının,
güvenlik nedenleriyle Anka-
ra'da yapılmasına karar verildi.
Toplantının bu hafta sonu yapıl-
ması bekleniyor. Toplantıya, Af-
ganistan'ın devrik Devlet Baş-
kanı Burhaneddin Rabba-
ni'nin sözcüsü ve Kuzey îttifa-
kı Heyeti Başkanı Muhammed
Yunus Kanuni ile Kral Zahir
Şan'ı temsüen Suudi Arabis-
tan'da üniversite öğretim üyesi
olan Settar Siret katılacak.
Kanuni ve beraberindeki he-
yetin Özbekistan üzerinden, Si-
ret ve beraberindeki heyetin de
Roma'dan geleceği bildirüdi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan ön-
ceki gün yapılan açıklamada,
Ankara"nın Afgan gruplarından
gelen öneriyi memnuniyetle
karşıladığı belirtilmiş, "Türki-
ye söz konusu toplantıya mü-
dahil değildir. Huzur ve gü-
venlik içinde yapılması için
tedbir ahnacaktır" denilmişti.
(O 212| 293 » 7 1
Çete suçları DGM
kapsamından çıkarılıyor
ANKARA HİLTONSA
26, 27Ekım20OI Saac 19 30
Bılet satış- 12 Ekjm 2001 anhınden robaren
• Dost Musrc Center (0-312) 425 24 64
• Polo Karum (0-312) 426 82 34
•D&RMıgros (0-312) 541 15 52
• Bıletıx satış noktası:
Vıkkonma Kmlay (0-312) 425 22 85
İZMİR HİLTON
29, 30Ekım200l Sıac (9 30
Bılet saDş. 12 Etum 2001 tarıhınden ıtıbaren
• D&R. Mavi5ehır (0-232) 324 21 60
* B*!etjx saDş noktabn:
Vakkorama Alsancak (0-232) 421 65 90,
Vakkorama Mavışehır (0-232) 324 48 70,
D&R Alsancîk (0-232) 464 10 15
Kaptlar konserden 1 saat once açıiacaknr
YeHer numarasızdır Oturma kapasıtesı smıriıdır
E F E S P i l s e n ' i n k ü l t ü r v e s a n a t a k a t k ı l a r ı a r t a r a k s ü r <
efespılîen com tr
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Türk CezaYasası'nın çete kur-
mak ve çeteye yardım etmek suçla-
nnı düzenleyen 313 ve 314. madde-
leri, DGM görev alanından çıkan-
lıyor.
Adalet Bakanlığı'ncahazırlanan,
Devlet Güvenlik Mahkemelerinin
Kuruluş ve Yargılama Usulleri hak-
kındaYasa, CMUK ile Çıkar Amaç-
lı Suç Ûrgütleriyle Mücadele Kanu-
nu'nda DeğişiklikYapılmasına Da-
ir Yasa Tasansı, TBMM Başkanlı-
ğı'na sunuldu. Tasan, TCY'nin 313
ve 314. maddelerinde düzenlenen
suçların soruşturma ve kovuşturma-
sının da CMUK hükümleri doğrul-
tusunda yapılmasını öngörüyor.
Tasarıyla getirilen bir başka dü-
zenlemeyle de Çıkar Amaçlı Suç
Örgütleriyle Mücadele Yasası'nda,
"çıkar amaçlı suç örgütü" hak-
kındaki tanımda yer alan "zor ve-
ya tehdit" ibaresi, "tehdit, baskı,
cebir veya şiddet" biçiminde de-
ğiştiriliyor. Aynı tanımda yer alan,
"veya kişileri kendilerine tabi kıl-
maya zorlamak veya mensuplan
arasında her ne suretle olursa ol-
sun açık veya gizli işbiıüği yap-
mak" ibaresi de yasa metninden çı-
kanhyor. Tasan, yasadaki "şüphe-
ler ve şüphe" sözcüklerini de "be-
lirtiler" şeklinde değiştiriyor.
Çete suçlannı kapsayan Çıkar
Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele
Yasası'nın 1 l'inci maddesini de de-
ğiştiren tasan, çıkar amaçlı suçlar-
da 1 No'lu DGM'ler yerine, birden
fazla DGM bulunan yerlerde bütün
DGM'lerinyetkili olmasını öngörü-
yor.
Tasan yasalaştığında, TCY'nin
313 ve 314. madde kapsamına giren
dosyalar, cumhuriyet başsavcılıkla-
nna gönderilecek.
Temyiz incelemesi için Yargı-
tay'da bulunan dava dosyalan, kara-
ra bağlandıktan sonra bu kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte davaya
bakmaya yetkili DGM'nin bulun-
duğu yerin yargı çevresindeki gö-
revli ve yetkili yargı mercilerine
gönderilecek.
ğım söyleniyor. tspat etsinler,
beni asmazsamz ya da ben ken-
dimi asmazsam nanıerdim."
Bir ilaç fabrikasından para ıs-
tediği iddiasunn doğru olduğunu
belirten Çapan, bölgedeki tüm
fabrikalardan hizmetlerin devam-
lıhgını sağlayabilmek için yar-
dım istediklerini ancak bunun
korkutarak yapılmadığını savun-
du. Kendilerinin "mafv'a" gibi
gösterildiğini anlatan Çapan,
"Merhamet edin. Merhametin
kulağı sağır mı? Niye mafyayız,
neyin mafyasıyız?" diye sordu.
Vakıf arazilerini yakınlannın
üzerine yaptığı ve daha sonra baş-
kalanna de\Tederek çıkar sağla-
dığı iddialannı da reddeden Ça-
pan, "Allah aşkına bende aptal
görüntüsü var mı? Yakınımın
üzerindeki araziyi bir daha be-
lediyenin kayıtlarına geçirip,
ondan sonra kendime çıkar
sağlamaya çahşacak kadar ap-
tal mıyım?" dedi.
'Kaçmayacağım'
Türkiye'de partılenn tembel-
leştiğini söyleyen Çapan, şöyle
devam etti: "Doğruyum, çaüş-
kanım, Türk'üm. Türkiye'nin
iktidarında olmayı düşünüyo-
rum. Benim için çoban diyor-
lar, bu ülkenin çobanıyım, hep
eşitliği savundum. Elhamdülil-
lah solcuyum, ülkenin namusu,
yüzakıyım. Bizim özgürlüğü-
müzü verin. Kaçmayacağım.
Sonuna kadar yargılanaca-
ğım."
İhalelerde fesat yok
1
Çapan, mahkemeye sunduğu
yazılı savunmasında da kardeş-
lerinin ortak olduğu Doğa Hol-
ding AŞ ve Erdem Inşaat'ın, be-
lediyenin hiçbir ihalesine katıl-
madığını, belediyeden kazandığı
tek kuruş bulunmadığım söyle-
di. Çapan, şöyle devam etti: "Bu
ülkede doğayı kirletmeden,
arazi mafyasıyla işbirliği yap-
madan, irticaya taviz verme-
den, gecekondusuz bir kenti
Anadolu'dan gelen köylüler ve
kentli aydınlarla birlikte el ele
yaratmanın büyük suç oluştu-
racağını düşünmemiştim. Evet
suçum büyük. Çıkar amaçlı bir
çete değil, çağdaş bir kent kur-
duk.'
1
Duruşmada Zeki Çapan, ortak
olduğu şirketlerin hiçbirinin
Esenyurt Belediyesi'ndeki imar
ihalelerine katıhnadığını belirte-
rek, hiçbir mal varlığının da
Esenyurt sınırlan içinde ornıadı-
ğını söyledi. Çetin Çapan da hak-
kındaki tüm iddialan reddederek,
bunlann gerçek dışı olduğunu
söyledi.
15 Rlşl tahllye edlldt
13 saat süren duruşmada ifade
işlemlerinin ardından mahkeme
heyeti, I2'si Esenyurt Belediye
Meclisi üyesi, 3 'ü de belediye ça-
lışanıolmaküzere I5kişinintah-
liyesini kararlaştırdı.
Gürbüz Çapan ile kardeşleri
Zeki ve Çetin Çapan'ın da arala-
nnda bulunduğu 9 sanığuı tutuk-
luluk halinin devamına karar ver-
erek duruşmayı erteledi.
KopyayazAmbaskn
• tstanbul Haber Servisi -
Kopya yazıhmla mücadele
eden Business Sofbvare
Alliance Türkiye'nin
başvurusu üzerine, polis
tarafından Bakırköy'deki
Anadolu Havacılık AŞ'de
yapılan aramada, kopya
programlara rastlanan 24
bilgisayara el konuldu.
Inceleme sonucunda,
bilgisayarlarda lisanssız olarak
"Windows"ve"Ofiice"
bilgisayar programlannın
kullamldığının tespit
edildiği bildirildi.
üçuşyasağı
• ANKARA (AA) - 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı
kutlamalan dolayısıyla, 29
Ekim Pazartesi günü Anıtkabir
ile Atatürk Kültür Merkezi
Tören Alanı üzerinde uçuş
yasağı uygulanacak. Pazartesi
günü Amtkabir üzerinde
08.00-11.00, AKM Tören
Alam üzerinde ise 08.00-
13.00 saatleri arasında uçuşa
izin verilmeyecek.
G U N D E M MLSTAFA BALBAY
• Baştarafı l. Sayfada
üzere Türkiye'ye değil para vermek, selam veren
herkes bu yasanın bir an önce çıkmasını istiyor!
önce mevcut durumun değerlendirmesini ya-
palım, ardından düşünülen değişikliği sütuna
yatıralım...
Yılda ortalama 30-35 bin dolayında kamu iha-
lesi yapılıyor. Devlet, eldivenden merdivene,
otoyol yapımından hurda satımına kadar her
şeyi ama her şeyi ihale yoluyla gerçekleştiriyor.
Bu yol ne yazık ki yolsuzluğa giden en geniş
yol!
Siyasi partiler dönem zenginlerini bu yolla ya-
rattılar. Yakın geçmişte, ortalama her 5 yıllık dö-
nemde iktidara gelenler bu tür ihaleleri öncelik-
le kendilerine omuz verecek kişilere dağıttılar...
Bu yolla ihale alanlar, işin maliyetine bakmak-
sızın sıkıştıkça devletten yeni keşif bedelleri is-
tediler. örneğin otoyol yapımında ihaleler dolar
üzerinden verildiği halde, 3 dolara başlayan iş
yolun devamında 10 dolara kadar çıktı!
Zamanla işin suyu çıktı, ihale almak için ihate
konusuna değil siyasete yakın olmak yeterli ha-
le geldi. Hiç bilmedikleri alanlarda ihale kapan-
lar, belli bir yüzdeyle bunu gerçekten hak eden
kişilere sattılar.
Bir başka deyimle, devletin ihalesini satarak
zenginleşenler türedi!
Siyasiler de bu zenginlikleri paylaşmanın de-
mokrasinin doğal sonucu olduğunu düşündü-
ler, değişik yöntemler geliştirdiler. Nedense, ik-
tidara gelince genel merkez binası birden yük-
selen partiler oldu! Nedense, iktidar koltuğuna
oturuncaya kadar kötü giden işleri birden düze-
len bakanlar oldu!
Sözün kısası kamu ihalelerinde mevcut uygu-
lamanın savunulur yanı yok...
Değişiklik kimin için?
Gelelim yapılması düşünülen değişikliğe... Yaz
başından bu yana 4 yasa taslağı hazırlandı. An-
cak hükümetteki tüm tarafların evet dediği bir
metne ulaşılamadı. Değişikliğin özü şu:
Kamu ihaleleri bundan böyle tek tek bakan-
lıklarca değil, yeni oluşturulacak Kamu İhalele-
ri Üst Kurulu'nca yapılacak. ihalelere yabancı-
ların katılımının önündeki engeller kaldırılacak.
Kemal Derviş'le, Bayındırlık Bakanı Abdülka-
dir Akcan başta olmak üzere hükümet üyeleri-
ni karşı karşıya getiren anlaşmazlıklar ise şun-
lar:
- Üst kurul hangi bakana bağlı olacak?
- Yeni Ihale Yasası'nın yürürlük tarihi 2002 mi '
olacak, 2004 mü?
- Üst kurul nasıl belirlenecek?
Görüldüğü gibi anlaşmazlık konusu yine iha-
le nevalesinin dağıtımının hangi ellerde olaca-
ğına ilişkin pazarlığa dönük.
Gerek siyasiler gerekse medya krizin yukan-
da sıraladığımız yönüyle ilgili. Oysa asıl tartışıl-
ması gereken değişikliklerin özü. Birinci bölüm-
de mevcut sistemin olumsuzluklannı tek tek vur-
guladık. Ancak bunlann giderilmesi için düşü-
nülen değişikliklerin de pek çok olumsuz yanı
var. Her ülke kamu ihalelerini aynı zamanda "si-
lah" olarak kullanır.
örneğin, ilişkilerin iyi olduğu bir ülkeyle kötü
olduğu bir ülkenin iki şirketi kafa kafaya gelmiş-
se, hatta ıkincisi biraz önde görünüyorsa, işin
içine siyasi tercih girer ve ihale ona göre dağı-
tılır. Sistemi rayına oturmuş her ülkeden bunun
değişik örnekleri verilebilir.
Türkiye, yeni değişikliği kabul ederse bu gü-
cünü büyük ölçüde yitirebilir. Iç ihalelere girecek
olan yabancı şirketler, içerdeki rakiplerini çö-
kertmek için her türlü yönteme başvurup pek
çok pazarı ele geçirebilir.
Üst kurullar ayrıca ele alınması gereken bir
durum. Demokrasinin bu kurullar aracılığıyla da-
ha iyi işleyebileceği görüşü var. Daha önce oluş-
turulan kurulların bu işlevlerini ne ölçüde yerine
getirdiği tartışmalı...
Üstelik Kamu İhaleleri Kurulu, öncekilerden
farklı olarak çok daha büyük olanakları elinde
bulunduracak.
Düşünülen değişiklik, işlevini yerine getirirken
zorlanan, ağrıyan bir organın tedavi edilmesi ye-
rine, kesilip protez takılmasına benziyor.
ankcum@ttnet.net.tr
SÖYLE$/ATTIIÂ ILHAN
Lamartine de,
Nereden Çıktı?
B Baştarafı Arka Sayfada
de Lehistan vardı. Eskı dönemlerin imparatorluklan Is-
tanbul çevresinde öyle bir biçimde toplanmışlardı ki,
Osmanlı Imparatorluğu'nun yüz ölçümü, iklim, nüfus
ve zenginlik bakımından, Roma Imparatortuğu'nu çok
çokaşıyordu..."
"...savaşmasını ve fethetmesini bildiği gibi, yönetme-
sini ve egemen o/mas/nı da bilen bir millet için, ne gör-
kemli bir mirasl..." (A. de Lamartine, 'Osmanlı Tarihi'
cilt, 2.S.551.)
'Çapanoğlu' nerede çıkıyor?
' K / l ' r a s ı n
heybetine de, 'görkemine' de diyecek
I V l yok ama, bilmem dikkat ettiniz mi? Alphonse
de Lamartine, Osmanlı Mülkü'ne, hiç de hoş olma-
yan bir zamanda, yani 'Fetret Devri'nde geliyor: 1836
ne demek? II. Mahmud, Abdülmecid. ne anlama ge-
lir? Bu tarih ve isimlerin yaratacağı çağrışımlar zinci-
ri, Kınm Savaşı'nı, Tanzimat-ı Hayriyye yı. 1838 In-
giliz Ticaret Anlaşmasını, aklımıza düşürmez mi? Ya-
ni o uçsuz bucaksız imparatorluk, ciddi bir şekilde kan
kaybetmekte, hemen her tarafı dökülmektedir. Fütu-
hat Devri' çoktan kapanmış; Osmanlı'da garip bir
'asrileşme hevesi' herkesi, hassaten yönetici çevrele-
ri sarmıştr. Abdülmecid, handiyse Fransız; Koca Re-
şit Paşa, handiyse Ingilizdi. Keçecizade Fuat Paşa
gibi, Tanzimat-ı Hayriyye sadrazamları, Ingiltere
devlet-i fehimesiyle aramızın bozulduğunu görmek-
ten ise Osmanlı'dan bir vilayeti kaybetmeye 'mühey-
yâ' idiler.
Acaba yazdığı 'Osmanlı Tarihi'nde, Alphonse de
Lamartine bu değişikliği ve yozlaşmayı, hangi sebe-
be bağlamış; 'yedi düveli' dize getirmiş bu 'cihan im-
paratoriuğu'nun neden böyle gerilediğini nasıl anlat-
mıştı?
(Çapanoğlu, işte tam da burada, 'hazret'in altını
çizdiği 'neden'in altından çıkıyor; üstelik, 'kefere-
de' geçen yüzyılla bu yüzyıl arasında, herhangi bir
düşünce farkı olmadığını kanıtlıyor. Merak etmez
misiniz, Allah aşkına?)