20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2001 PERŞEMBE HABERLER ıhkûmi Susurlukbaşadöndü• Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin karan doğrultusunda îstanbul 6 No'lu DGM'de yapılacak yargılamada gizli oturum gerçekleştirilecek. Gizli oturum isteyen sanık Korkut Eken ile özel harekâtçı polislerin bu oturumda yapacaklan açıklamalar davanın geleceğinde de belirleyici olacak. ÎLHANTAŞÇI ANKARA- Yargıtay 8. Ceza Da- iresi, polis-mafya-siyasetçi üçge- nindeki "Susurlukçetesi'' davasın- da, özel harekâtçı polisler ile eski MİT'çi Korkut Eken'in "gizli otu- rum" istemlerinin yerine getirilme- diği gerekçesiyle 14 sanığın tümü hakkındakı mahkûmiyet karannı bozdu. İstanbul DGM'de yeniden ya- pılacak yargılamada, Yargıtay'ın is- temi doğrultusunda gerçekleştiri- lecek gizli oturumda sanıklann ve- receği ifadeler, davanın geleceğini belirleyecek. Sanıklann, "devletin yüksek çıkarlarT nedeniyle göz ar- dı edildiğini belirttikleri kişilerin isimlerini vermeleri durumunda sa- nık sayısının artması ya da "devle- tin yüksek çıkariarT gerekçesiyle dosyanın kapatılması bile günde- me gelebilecek. Yargıtay 8. Ceza Dairesi'ndeki karar oturumuna, sanık avukatlan- nın yanı sıra, Elazığ Bağımsız Mil- tSTANBUL 6 NO'LU DGM'DE TEKRAR MAHKEME ÖNÜNE ÇIKACAKLAR Her şey sanıklara bağlı Yargıtay'ın karanndan sonra sanıklar îstanbul 6 No'lu DGM'de yeniden yargılanacaklar. Ancak sanıklara verilen mahkûmiyet karannın onanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıhğı'nın, eğer dairenin bozma gerekçelerine katılmazsa, doğrudan dava dosyası yerel mahkemeye gitmeden itiraz etme hakkı bulunuyor. Bu itirazı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu karara bağlayacak. Genel Kurul'un vereceği karar, kesin nitelik taşıyacak. Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin karan doğrultusunda Îstanbul 6 No'lu DGM'de yapılacak yargılamada gizli oturum gerçekleştirilecek. Gizli oturum isteyen sanık Korkut Eken ile özel harekâtçı polislerin bu oturumda yapacaklan açıklamalar davanın geleceğinde de belirleyici olacak. Özel harekâtçı Ayhan Carkın'ın yerel mahkemedeki oturum sırasında, "devletin yüksek menfaatian bahane edflerek bazı sanıklann göz ardı edildiğine" ilişkin açıklamalanndan hareketle, yapılacak gizli oturumda, bu sanıklann isimlerini vermeleri ve olaylardaki sorumluluklannı anlatmalan durumunda soruşturmamn genişlemesi gündeme gelebilecek. Sanıklann, kendilerine atılan suçlann işlenmesinde yalmz olmadıklannı söyleyip başkaca isimleri açıklamalan durumunda hem kendi sorumluluklan azalacak hem de sanık sayısı artabilecek. Ancak sanıklann, kendilerine yönelik suçlamalan "devletin yüksek çıkarlan" için yaptıklannı söylemeleri ve bunu kanıtlanyla ortaya koymalan durumunda ne karar verileceği de belirsiz. Çünkü bu bir anlamda devlet içinde oluşturulmuş "çetenin" kabulü anlamına gelecek. Bu nedenle de Susurluk dosyasının rafa kaldınhnası gündeme gelebilecek. Kayıp silahlar ve Susurluk'la ilgili açılan diğer davalarda mahkemelerin verdiği kararlardan sonra yalnızca ana Susurluk davası kalmış bulunuyor. Ancak oluştuğu belirtilen çetenin yargılaması sürerken, söz konusu çetenin işlediği suçlardan ceza almaması da tartışmalı. Çünkü bir çetenin varlığından söz edilip yargılaması sürerken, çetenin işlediği belirtilen suçlardan ceza almaması, bir anlamda bu çetenin varlığını tartışmalı hale getiriyor. letvekili MehmetAğar'ın, Susurluk haberleri nedeniyle tehdit ettiği Ra- dikal gazetesi muhabiri Adnan Kes- kin'e destek amacıyla Çağdaş Ga- zeteciler Derneği üyeleri de katıl- dılar. Nacl ünver'ln acıklaması Karan okuyan Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver, Eski Özel Harekât Dairesi Başkan Veki- li tbrahim Şahinın. aranan sanığı saklamak suçundan temyiz istemi- nin reddedildiğini bildirdi. Şahın'ın bu suça ilişkin cezası, af yasası uya- nnca ertelenmişti. Ünver, cürüm iş- lemek için teşekkül oluşturmak su- çundan verilen mahkûmiyet karar- lanna karşı usule yönelik itirazla- nn reddedildiğini bıldırdı. Ünver, özel harekâtçı polisler ile eski MlT'çi Korkut Eken'in gizli oturumda açık- lama yapma istemlerinin kabul edil- memesi ve Ömer Lütfii Topal cina- yetıne ilişkin dava sürecinin sorul- maması nedeniyle eski Özel Hare- kât Dairesi Başkan Vekili Ibrahim Şahin ile eski MİT görevlisi Korkut Eken'in 6'şar yıl, eski özel hare- kâtçı polis memurlannm da arala- nnda bulunduğu 12 sanığm da 4' er yıl ağır hapis cezasma çarptınlma- sına ilişkin hükmün "eksiksoruştur- ma" gerekçesiyle oybırliğıyle bo- zulduğunu bildirdi. Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi'nin oybirliğiyle aldığı ve davanın uza- masına yol açarak, sanıklann "za- manaşunından yararlanabilecekle- ri" yorumunun yapılmasına yol açan karan şöyle: "27 Arahk 1999 tarihü oturumda sanık Ayhan Çarkm'm Duruşma- nın gizli yapılmasını talep ediyo- rum. Devletin yüksek menfaatleri bahane edilerek bazı sanıklar gözar- dı edilmiştir. Ben de açıklama ya- pacağım. 0nun için gizli yapılma- sını talep edıyorum" şeklindeki is- temi ik bu duruşmaya kaülan diğer sanıklar Sami Hoştan, Ali Fevzi Bir. Ercan Ersoy, Oğuz Yoruhnaz, Ab- dülgani Kızılkaya, Ayhan Akça ve Ziya Bandırmalıoğlu'nun da ayıu doğrultudaki talepleri üzerine Mah- keme'nin aynı günde 4 nolu ara ka- rannda "sanıklann gizli celsede sa- vunma yapma taleplerinin inceleme- ye alınmasını, bu hususta duruşma günü karar ıttihazına' denilmesine karşın, izleyen yargılama sürecinde savunma hakkına ve olaylann aydın- lanmasına ilişkin CMUK'un374'ün- cü maddesine uygun olan bu istem- lerinin kabulü ile açıklama yapma- lanna olanak sağlanması, aynca sa- nıklardan Mehmet Korkut Eken ve- kUınin, müvekküınin kayıp silahlar- la ilgili gizli oturumda açıklama ya- pacağına ilişkin istenûnin de bu bağ- tamda degeriendirümesi ve hükmün gerekçesinde yer verilen Ömer Lüt- fii Topal'ın öldüriümesine yönelik olarak Beyoğlu l'inci Ağır Ceza Mahkemesf nde açılnuş bulunan da- va dosyaa sonuçlannuş ise ashıun, so- nuçlanmanuş ise onaylı bir örneği- nin getirtilip incelenerek sanıklann hukuki durumlaruun bundan son- ra betirlenmesi gerekirken, yazıh bi- çimde eksik soruşturmayla hüküm kurulması bozma>i gerekrjrmiştir." Topal cinayetı davası halen sürü- yor ve geçen oturumda savcı sanık- lann beraatmı istemişti. KARAR SANIKLARIN LEHlNE Yeniden yargı süreci Av. FtKRET İLKİZ Kamuoyunda Susurluk davası olarak bilinen ve yaklaşık 4 yıl süren dava, şimdilik 8. Ceza Dairesi'nin karanyla noktalandı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, tebliğnamedeki göriişü doğrultusunda Îstanbul 6 No'lu DGM'nin mahkûmiyet karannın onanmasını istediği için 8. Ceza Dairesi karanna itirazda bulunabilir. Itiraz, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda karara bağlanır. itiraz edihnezse dava dosyası DGM'ye geri gönderilir. 6 No'lu DGM ise verdiği önceki mahkûmiyet karanyla Yargıtay'ın bozma karanndaki gerekçeleri karşılaştınr. Ya bozma ilamına uyulmasına veya önceki mahkûmiyet karannı haklı görerek "direnme" karan verilir. 8. Ceza Dairesi'nin bozma karan "usıık" ilişkindir. Yani açıklanan bozma gerekçesine göre bazı sanıklann açıklama yapmak üzere gizli oturum istemeleri kabul edilmediğinden dolayı ve aynca gizli oturumda sa\aınma yapma istekleri kabul edilmediğinden öncelikle bu husus usule aykın kabul edilmiştir. Aynca örneğin Korkut Eken kayıp silahlarla ilgili olarak gizli oturum talep ederek açıklama yapmak istemiş ve bu konu da mahkemece reddedildiğınden dolayı hüküm bozulmuştur. Diğer bir bozma nedeni ise Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Ömer Lütfii Topal ın öldürülmesine ilişkin dava dosyasının sonuçlanıp sonuçlanmadığının sorulması gerekir, düşüncesiyle mahkûmiyet hükmü bozuhnuştur. Bu durumda, bozma gerekçesi usule ilişkindir. 8. Ceza Dairesi mahkûmiyet hükmünün esasını incelemeden eksik incelemeyle kurulan mahkûmiyeti bozmuştur. Yeniden yargılama yapılırsa usule ilişkin bu eksikliklerin giderilerek yeniden hüküm kurulması gerekir. Usul eksikliğinin gidetflmesinin, hükmün esasına nasıl bir etkisi olacağı sonraki aşamada belli olur. Gizli oturumda söylenecekler Sonuç olarak, usule ilişkin bozma gerekçesinin özü, sanıklar lehinedir. Hüküm bozubnuştur. Yargılama yeniden başlayabilir. Eksiklikler giderilince hükmün nasıl ve ne şekilde verileceği yapılacak olan yargılamadaki unsurlara bağlıdır. Gizli oturum taleplerinin kabulü halinde bu oturumda söylenecekler veya verilecek ifadeler sonrası iddia edilen suçun oluşup oluşmadığımn takdiri mahkemeye ve kanıtlara bağlı olacaktır. Yargı süreci yeniden başlamıştır. Îstanbul 6No'lu DGM'de yapılan duruşmalarda İbrahim Şahin "cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşrurnıa ve bu teşekkülü yönetme" suçundan 6 yıl, özel tiınci poHs memuru Ayhan Çarkm "cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak'" suçundan 4' yıl ağır hapis cezasuıa çarpnnhnışn, Yargıtay'm bozduğu îstanbul 6 No'lu DGM'nin gerekçeli karan Güvenlik çeteye bıraMamazANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Susurluk'ta3 Kasım 1996'da meydana gelen kazayla ortaya çı- kan "devlet içindeki çete oluşu- mu" ile 4 yıldır süren davada su- çun varlığtnın kabul edilmesine karşın henüz kimse "cezalandV nlmadı". İstanbul DGM Başsavcılığı Susurluk kazası ile ilgili olarak 11 Kasım 1996'da "cürümişlemek amacryla çeteoluşturmak" suçun- dan soruşturma başlattı. Soruş- turmamn ardından açılan dava yaklaşık 4 yıl sürerken 12 Şubat 2001 tanhûıde istanbul 6 No'lu DGM, davayı karara bağladı. Mah- keme, eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin ile eski MtT görevlisi Korkut Eken ı Türk Ceza Yasası'nın "cürümiş- lemek amacıyla teşekkül oluştur- ma ve bu teşekkülü yönetme" su- çunu düzenleyen 313. maddesi uyannca 6'şar yıl ağır hapis ce- zasına çarptırdı. Şahin ve Eken, ömür bovu kamu hizmetlerinden • Yargıtay tarafından bozulan İstanbul 6 No'lu DGM'nin 188 sayfadan oluşan gerekçeli karannda, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve yüce Türk milletinin iç ve dış güvenliğinin katillere, uyuşturucu kaçakçılanna, kumarhane işletmecilerine emanet edilmesi, bunlardan medet umulması affedilemez, kabul edilemez bir davranıştır" denilmişti. men edilerek haklannda yurtdışı- na çıkış yasağı konulmuştu. Mahkeme, davanın diğer sanık- lan olan eski özel timci polis me- murlan Ayhan Çarkın,Ayhan Ak- ça, Oğuz Yorulmaz. Enver Ulu, Mustafa Altunok, Ercan Ersoy ve Ziya Bandırmahoğlu, Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak'ın şofö- rü Abdülgani Kızılkaya, "kadiam hükümlüsü" ülkücü Haluk Kır- a "uhislararası uyuşturucu kaçak- çısı" Yaşar Öz, Sanyer'de öldürü- len Ömer Lütfü Topal'ın iş or- taklan Sami Hoştan ve Ali Fevzi Bir'ı de "cürüm işlemek amacıy- la teşekkül oluşturmak" suçun- dan 4'er yıl ağır hapis cezasına mahkûm etti. Bu sanıklar da 3 yıl süreyle geçici olarak kamu hizmet- lerinden men edilmışti. Tarlhi bellrlemeler istanbul 6 No'lu DGM'nin 188 sayfadan oluşan gerekçeli karann- da çarpıcı belirlemelere yer veril- di. Hiçbir yasadışı uygulamaya, keyfiliğe ya da kayırmaya izin ve- rilmemesi, en ufak bir hoşgörü gösterihnemesi gerektiğine işa- ret edilen kararda, şu tanhı belir- lemelere yer verildı: "Unvam, görevi, sıfaü, siyasi ya da sosyal konumu ne olursa olsun suç işleyen herkesin, derhal ve en kısa zamanda yargı önüne çıkan- lıp hesap vermesi sağlanmahdır. Suç işkyenin cezasmıçekmediği bir tophımda, sosyal ve siv asi istikrar sağlanamaz. tıuzur ve refah tesis edilip sürdürülemez. Suç işleyip de bazı siyasi, sosyal, idari ve ya- sal koruma kalkanlaruun arkası- na sığınanlar ile bu koruma kal- kanlannı muhafaza edenlerya da kaldırmayanlar unutmamaüdır ki adalet bir gün onlara da lazun olacaktır. İşgal ettiği makam ve mevki ne olursa olsun, hiçbir şa- hıs ve kurum anayasa ve yasala- nn vermediği yetki ve görevi kul- lanamaz. Kullanırsa bunu devlet adına yapnuş olamaz. Suç işlemiş olur. Türkiye Cumhuriyeti Devle- tf nin ve yüce Türk milletinin iç ve dış güvenliğinin katillere, uyuştu- rucu kaçakçılanna, kumarhane işletmecilerine emanet edilmesi, bunlardan medet umulması affe- dilemez, kabul edilemez bir dav- ranışür. Suçun oluşumu için te- şekkül yeterlidir." PERŞEMBE ORHAN BURSALI Temizel - Yılmaz Türkiye'nin bütün • ekonomik sıkıntıda olan, • enflasyon ve devalüasyon altında ezilen, • vergisini veren, ekonomik faaliyetı kayıt altın- da bulunan kesimlerı, • öncelikle kamu yararı güden sivil toplum ör- gütleri, • meslek örgütlerinin önemli bir kısmı ile • basının dürüst yazarları ve yönetimleri ve hat- ta • bazı hükümet üyeleri ve bazı milletvekilleri ara- sında ülkenın tam bir vergi adaletsizliği cenneti ol- duğu, ekonominin yarısı veya daha fazlasının ka- yıt dışında bulunduğu, özellikle bu kayıt dışı zen- ginliğın devletin ve ülkenin bütün olanaklarından yararlandığı ve büyük paralar kazandığı halde ver- gi vermediği konularında hemen hemen tam birfi- kir birlıği vardır... Doğru mu? Kayıt dışı ekonominin, aynı zamanda ve büyük olçüde, rüşvet, yolsuzlukvedolandıncılıkdahil.ye- raltı dünyasını ve devlet içinde ve dışında yasa- dışılığı da finanse ve teşvik ettiği konusunda yak- laşık göruş bırliğı vardır. Doğru mu? Bu kesim kayıt altına alınamadığı ve vergilendi- rilemediği için, en az, toplanan vergınin yarısı ka- dar bir vergi kaybı olduğu da genel kabul gören bir görüştür. Doğru mu? Bu vergi vermeyen kesimin, ülkede adaletsizli- ği ve vergisini verenleri de vergi kaçırmaya teşvik ettiği, vicdanları sızlattığı, yurttaşları yasalan çiğ- nemeye yönelttiğı, bir enayi ben miyim düşünce- sini kuvvetlendirdiği, vergi kaçırmayı yaygınlaştır- dığı, karmaşayı ve vahşı batı koşullannı yerleştir- diği de görülmektedir. Doğru mu? Vergi adaletsızliğinin ve kayıt dışının vergilendi- rilemeyışinin, "kümesteki kazların" uzerindeki ver- gi baskısını durmadan arttırdığı, ağır vergilerin ya- tırımı ve tüketimi sınırlandırdığı ve ekonomik can- lılığı onlediği de ortadadır. Doğru mu? Aynca, kayıt altındaki ekonomik hayatta da bü- yük vergi kaçağı olduğu görülür. Herkes kendi ha- yatından bilir: Fatura veya fiş ıstenmedıkçe, istis- naları bırakın, bütün lokantalann KDV'sini de ala- rak bütün parayı cebe attığı; ınşaat, ev vb. malze- me satan yapı sektöru dahıl düzinelerce sektörde fiş- fatura verme sısteminin çalışmadığı (demek fab- rikadan başlayan bir zincir var), vergi denetiminin binde bıre bile ulaşmadığı yazılır çızilir... Doğru mu? • • • Yoksa bütün bunlar doğru değil mı? Bütün bunlar, yıllardır sadece doğru olduğunu sandığımız yanlışlar mıdır? Yanlışlığını bildiğımız halde, bunlara laf olsun- se- pet dolsun diye ınanmış gıbı mı yapıyoruz? Hükümet, siyasi parti liderlerı ve milletvekilleri, bunlar yanlışsa yanlış desinler ve yanlışlığını da gös- tersinler... Millet de ağzındaki bu cikleti çiğneyip durma- sın... • • • ANAP liden, kayıt dışını kayıt içine alacak olan "malimilat" ve "Nereden buldun" uygulamasının yürürlüğe girmesınin ertelenmesi (veya hepten kal- dırılması) için ilk işareti verdı. Bu yasa nedeniyle 100 milyar dolar ülkeden kaçtı veya kaçıyor şek- linde politikacı palavrası atarak ve "ekonomikkor- ku" salarak... Temizel, dünkü gazetemızde yayımlanan mek- tubunda, kaçan veya kaçacak olan 100 milyar do- ların içine baktı ve palavra olduğunu gösterdi. ANAP liderif), Türkiye'nin hiçbir sorununu çö- zemeyeceğıni, tersine sorunları ağırlaştıncı rol oy- nadığını, geçmişinde oldukça iyi kanıtlamıştır. Yu- karıdakı "doğrular"\n üzerine gidecek yaptınm ve önlemlere de sırtını donmektedir. Acaba, Ecevit ve Bahçeli de gıderek küçülen ortakları gibi mi dü- şünüyor? Eğer öyleyse, kayıt-vergi dışı, bütün siyaseti esir almış demektir. Hiçbir kayda kuyda dayanmayan, "100 milyar dolar kaçtı-kaçar" korkutması, ya bü- yük bir korkunun ya da büyük bir teslimiyetin dile gelmesidir. Bu noktada siyaset zaten bitmiş demektir... (*) Dün de, "milletvekilleri maaşları için yapılan anayasa değişikliği eğeryanlışsa, (Cumhurbaşka- nı'nın referandum karannı kastederek) arkasın- dan yapılan 10kez daha fazla yanlıştır" dedi. Eğer ikincı "yanlış", birinci yanlışı "düzeltiyorsa", yan- lış değil demektir! Eğer bu düzeltmeyi yapıyorsa, "70/rezda/7aya/ı/jş"olmasının hiçbir sakıncası yok- tur, belki de iyidir! Ne dersiniz Sayın Yılmaz? [email protected]. Milletvekili Sema Piskinsüt Fezleke hemen iade edilmeli ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-Aydın Ba- ğımsız Milletvekili Se- ma Piskinsüt, "işkence görenlerin isimlerini açıklamadığı" gerekçe- siyle hakkında düzenle- nen fezlekenin hemen iade edilmesi gerektiği- ni söyledi. Piskinsüt, "Fezleke bana değil, TBMM'yekarşıdüzen- lenmiştir. Derhal geri gönderümelidir. Bunu yapamayacak bir TBMM Öe karşüaşırsak işkmin dönem sonuna bırakdmadan yargılan- ma hakkunı kullanma- ma izin verUmesiniaçık- ça istemektevim" dedi. Piskinsüt dün düzen- lediği basuı toplantısın- da, "TBMMraporlarm- da yer alan işkence mağ- durlannın açık künlik- lerinin savcılara bildirü- memesi konusu, benim kişiselçaoşmalanmla fl- güı oünavıp doğrudan TBMM konıisyonu ik ügilidir'' dedi. Hüküme- tin bu olayda dolayh ama etkin olarak yargıyı yön- lendirdiğini savunan Pis- kinsüt şunlan söyledi: "Yarguıın da doğru- dan yasamaya müdaha- le ettiği son derece açık- ûr. Hükümet, gerçekte yasama organına karşı düzenlenen fezlekeyi TBMM'ye göndererek güçleravnhğıflkesinibir kez daha çiğneme ve TBMM'yi vesayetalön- da tutma ahşkanlığuu sürdürmüştür."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle