Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2001 PERŞEMBE
HABERLER
ıhkûmi
Susurlukbaşadöndü• Yargıtay 8. Ceza
Dairesi'nin karan
doğrultusunda îstanbul 6
No'lu DGM'de yapılacak
yargılamada gizli oturum
gerçekleştirilecek. Gizli
oturum isteyen sanık
Korkut Eken ile özel
harekâtçı polislerin bu
oturumda yapacaklan
açıklamalar davanın
geleceğinde de
belirleyici olacak.
ÎLHANTAŞÇI
ANKARA- Yargıtay 8. Ceza Da-
iresi, polis-mafya-siyasetçi üçge-
nindeki "Susurlukçetesi'' davasın-
da, özel harekâtçı polisler ile eski
MİT'çi Korkut Eken'in "gizli otu-
rum" istemlerinin yerine getirilme-
diği gerekçesiyle 14 sanığın tümü
hakkındakı mahkûmiyet karannı
bozdu. İstanbul DGM'de yeniden ya-
pılacak yargılamada, Yargıtay'ın is-
temi doğrultusunda gerçekleştiri-
lecek gizli oturumda sanıklann ve-
receği ifadeler, davanın geleceğini
belirleyecek. Sanıklann, "devletin
yüksek çıkarlarT nedeniyle göz ar-
dı edildiğini belirttikleri kişilerin
isimlerini vermeleri durumunda sa-
nık sayısının artması ya da "devle-
tin yüksek çıkariarT gerekçesiyle
dosyanın kapatılması bile günde-
me gelebilecek.
Yargıtay 8. Ceza Dairesi'ndeki
karar oturumuna, sanık avukatlan-
nın yanı sıra, Elazığ Bağımsız Mil-
tSTANBUL 6 NO'LU DGM'DE TEKRAR MAHKEME ÖNÜNE ÇIKACAKLAR
Her şey sanıklara bağlı
Yargıtay'ın karanndan sonra sanıklar îstanbul 6
No'lu DGM'de yeniden yargılanacaklar. Ancak
sanıklara verilen mahkûmiyet karannın onanmasını
isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıhğı'nın, eğer
dairenin bozma gerekçelerine katılmazsa, doğrudan
dava dosyası yerel mahkemeye gitmeden itiraz etme
hakkı bulunuyor. Bu itirazı, Yargıtay Ceza Genel
Kurulu karara bağlayacak. Genel Kurul'un vereceği
karar, kesin nitelik taşıyacak. Yargıtay 8. Ceza
Dairesi'nin karan doğrultusunda Îstanbul 6 No'lu
DGM'de yapılacak yargılamada gizli oturum
gerçekleştirilecek. Gizli oturum isteyen sanık Korkut
Eken ile özel harekâtçı polislerin bu oturumda
yapacaklan açıklamalar davanın geleceğinde de
belirleyici olacak. Özel harekâtçı Ayhan Carkın'ın
yerel mahkemedeki oturum sırasında, "devletin
yüksek menfaatian bahane edflerek bazı sanıklann
göz ardı edildiğine" ilişkin açıklamalanndan
hareketle, yapılacak gizli oturumda, bu sanıklann
isimlerini vermeleri ve olaylardaki sorumluluklannı
anlatmalan durumunda soruşturmamn genişlemesi
gündeme gelebilecek. Sanıklann, kendilerine atılan
suçlann işlenmesinde yalmz olmadıklannı söyleyip
başkaca isimleri açıklamalan durumunda hem kendi
sorumluluklan azalacak hem de sanık sayısı
artabilecek. Ancak sanıklann, kendilerine yönelik
suçlamalan "devletin yüksek çıkarlan" için
yaptıklannı söylemeleri ve bunu kanıtlanyla ortaya
koymalan durumunda ne karar verileceği de belirsiz.
Çünkü bu bir anlamda devlet içinde oluşturulmuş
"çetenin" kabulü anlamına gelecek. Bu nedenle de
Susurluk dosyasının rafa kaldınhnası gündeme
gelebilecek. Kayıp silahlar ve Susurluk'la ilgili
açılan diğer davalarda mahkemelerin verdiği
kararlardan sonra yalnızca ana Susurluk davası
kalmış bulunuyor. Ancak oluştuğu belirtilen çetenin
yargılaması sürerken, söz konusu çetenin işlediği
suçlardan ceza almaması da tartışmalı. Çünkü bir
çetenin varlığından söz edilip yargılaması sürerken,
çetenin işlediği belirtilen suçlardan ceza almaması,
bir anlamda bu çetenin varlığını tartışmalı hale
getiriyor.
letvekili MehmetAğar'ın, Susurluk
haberleri nedeniyle tehdit ettiği Ra-
dikal gazetesi muhabiri Adnan Kes-
kin'e destek amacıyla Çağdaş Ga-
zeteciler Derneği üyeleri de katıl-
dılar.
Nacl ünver'ln acıklaması
Karan okuyan Yargıtay 8. Ceza
Dairesi Başkanı Naci Ünver, Eski
Özel Harekât Dairesi Başkan Veki-
li tbrahim Şahinın. aranan sanığı
saklamak suçundan temyiz istemi-
nin reddedildiğini bildirdi. Şahın'ın
bu suça ilişkin cezası, af yasası uya-
nnca ertelenmişti. Ünver, cürüm iş-
lemek için teşekkül oluşturmak su-
çundan verilen mahkûmiyet karar-
lanna karşı usule yönelik itirazla-
nn reddedildiğini bıldırdı. Ünver,
özel harekâtçı polisler ile eski MlT'çi
Korkut Eken'in gizli oturumda açık-
lama yapma istemlerinin kabul edil-
memesi ve Ömer Lütfii Topal cina-
yetıne ilişkin dava sürecinin sorul-
maması nedeniyle eski Özel Hare-
kât Dairesi Başkan Vekili Ibrahim
Şahin ile eski MİT görevlisi Korkut
Eken'in 6'şar yıl, eski özel hare-
kâtçı polis memurlannm da arala-
nnda bulunduğu 12 sanığm da 4' er
yıl ağır hapis cezasma çarptınlma-
sına ilişkin hükmün "eksiksoruştur-
ma" gerekçesiyle oybırliğıyle bo-
zulduğunu bildirdi.
Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi'nin
oybirliğiyle aldığı ve davanın uza-
masına yol açarak, sanıklann "za-
manaşunından yararlanabilecekle-
ri" yorumunun yapılmasına yol açan
karan şöyle:
"27 Arahk 1999 tarihü oturumda
sanık Ayhan Çarkm'm Duruşma-
nın gizli yapılmasını talep ediyo-
rum. Devletin yüksek menfaatleri
bahane edilerek bazı sanıklar gözar-
dı edilmiştir. Ben de açıklama ya-
pacağım. 0nun için gizli yapılma-
sını talep edıyorum" şeklindeki is-
temi ik bu duruşmaya kaülan diğer
sanıklar Sami Hoştan, Ali Fevzi Bir.
Ercan Ersoy, Oğuz Yoruhnaz, Ab-
dülgani Kızılkaya, Ayhan Akça ve
Ziya Bandırmalıoğlu'nun da ayıu
doğrultudaki talepleri üzerine Mah-
keme'nin aynı günde 4 nolu ara ka-
rannda "sanıklann gizli celsede sa-
vunma yapma taleplerinin inceleme-
ye alınmasını, bu hususta duruşma
günü karar ıttihazına' denilmesine
karşın, izleyen yargılama sürecinde
savunma hakkına ve olaylann aydın-
lanmasına ilişkin CMUK'un374'ün-
cü maddesine uygun olan bu istem-
lerinin kabulü ile açıklama yapma-
lanna olanak sağlanması, aynca sa-
nıklardan Mehmet Korkut Eken ve-
kUınin, müvekküınin kayıp silahlar-
la ilgili gizli oturumda açıklama ya-
pacağına ilişkin istenûnin de bu bağ-
tamda degeriendirümesi ve hükmün
gerekçesinde yer verilen Ömer Lüt-
fii Topal'ın öldüriümesine yönelik
olarak Beyoğlu l'inci Ağır Ceza
Mahkemesf nde açılnuş bulunan da-
va dosyaa sonuçlannuş ise ashıun, so-
nuçlanmanuş ise onaylı bir örneği-
nin getirtilip incelenerek sanıklann
hukuki durumlaruun bundan son-
ra betirlenmesi gerekirken, yazıh bi-
çimde eksik soruşturmayla hüküm
kurulması bozma>i gerekrjrmiştir."
Topal cinayetı davası halen sürü-
yor ve geçen oturumda savcı sanık-
lann beraatmı istemişti.
KARAR SANIKLARIN LEHlNE
Yeniden
yargı süreci
Av. FtKRET İLKİZ
Kamuoyunda Susurluk
davası olarak bilinen
ve yaklaşık 4 yıl süren
dava, şimdilik 8. Ceza
Dairesi'nin karanyla
noktalandı. Yargıtay
Cumhuriyet
Başsavcılığı,
tebliğnamedeki göriişü
doğrultusunda Îstanbul
6 No'lu DGM'nin
mahkûmiyet karannın
onanmasını istediği
için 8. Ceza Dairesi
karanna itirazda
bulunabilir. Itiraz,
Yargıtay Ceza Genel
Kurulu'nda karara
bağlanır. itiraz
edihnezse dava
dosyası DGM'ye geri
gönderilir. 6 No'lu
DGM ise verdiği
önceki mahkûmiyet
karanyla Yargıtay'ın
bozma karanndaki
gerekçeleri
karşılaştınr. Ya bozma
ilamına uyulmasına
veya önceki
mahkûmiyet karannı
haklı görerek
"direnme" karan
verilir. 8. Ceza
Dairesi'nin bozma
karan "usıık"
ilişkindir. Yani
açıklanan bozma
gerekçesine göre bazı
sanıklann açıklama
yapmak üzere gizli
oturum istemeleri
kabul edilmediğinden
dolayı ve aynca gizli
oturumda sa\aınma
yapma istekleri kabul
edilmediğinden
öncelikle bu husus
usule aykın kabul
edilmiştir. Aynca
örneğin Korkut Eken
kayıp silahlarla ilgili
olarak gizli oturum
talep ederek açıklama
yapmak istemiş ve bu
konu da mahkemece
reddedildiğınden
dolayı hüküm
bozulmuştur. Diğer bir
bozma nedeni ise
Beyoğlu 1. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde Ömer
Lütfii Topal ın
öldürülmesine ilişkin
dava dosyasının
sonuçlanıp
sonuçlanmadığının
sorulması gerekir,
düşüncesiyle
mahkûmiyet hükmü
bozuhnuştur. Bu
durumda, bozma
gerekçesi usule
ilişkindir. 8. Ceza
Dairesi mahkûmiyet
hükmünün esasını
incelemeden eksik
incelemeyle kurulan
mahkûmiyeti
bozmuştur. Yeniden
yargılama yapılırsa
usule ilişkin bu
eksikliklerin
giderilerek yeniden
hüküm kurulması
gerekir. Usul
eksikliğinin
gidetflmesinin,
hükmün esasına nasıl
bir etkisi olacağı
sonraki aşamada belli
olur.
Gizli oturumda
söylenecekler
Sonuç olarak, usule
ilişkin bozma
gerekçesinin özü,
sanıklar lehinedir.
Hüküm bozubnuştur.
Yargılama yeniden
başlayabilir.
Eksiklikler giderilince
hükmün nasıl ve ne
şekilde verileceği
yapılacak olan
yargılamadaki
unsurlara bağlıdır.
Gizli oturum
taleplerinin kabulü
halinde bu oturumda
söylenecekler veya
verilecek ifadeler
sonrası iddia edilen
suçun oluşup
oluşmadığımn takdiri
mahkemeye ve
kanıtlara bağlı
olacaktır.
Yargı süreci yeniden
başlamıştır.
Îstanbul 6No'lu DGM'de yapılan duruşmalarda İbrahim Şahin "cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşrurnıa ve bu teşekkülü yönetme" suçundan
6 yıl, özel tiınci poHs memuru Ayhan Çarkm "cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak'" suçundan 4' yıl ağır hapis cezasuıa çarpnnhnışn,
Yargıtay'm bozduğu îstanbul 6 No'lu DGM'nin gerekçeli karan
Güvenlik çeteye bıraMamazANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Susurluk'ta3 Kasım 1996'da
meydana gelen kazayla ortaya çı-
kan "devlet içindeki çete oluşu-
mu" ile 4 yıldır süren davada su-
çun varlığtnın kabul edilmesine
karşın henüz kimse "cezalandV
nlmadı".
İstanbul DGM Başsavcılığı
Susurluk kazası ile ilgili olarak
11 Kasım 1996'da "cürümişlemek
amacryla çeteoluşturmak" suçun-
dan soruşturma başlattı. Soruş-
turmamn ardından açılan dava
yaklaşık 4 yıl sürerken 12 Şubat
2001 tanhûıde istanbul 6 No'lu
DGM, davayı karara bağladı. Mah-
keme, eski Özel Harekât Dairesi
Başkanvekili İbrahim Şahin ile
eski MtT görevlisi Korkut Eken ı
Türk Ceza Yasası'nın "cürümiş-
lemek amacıyla teşekkül oluştur-
ma ve bu teşekkülü yönetme" su-
çunu düzenleyen 313. maddesi
uyannca 6'şar yıl ağır hapis ce-
zasına çarptırdı. Şahin ve Eken,
ömür bovu kamu hizmetlerinden
• Yargıtay tarafından bozulan İstanbul 6 No'lu
DGM'nin 188 sayfadan oluşan gerekçeli karannda,
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve yüce Türk
milletinin iç ve dış güvenliğinin katillere, uyuşturucu
kaçakçılanna, kumarhane işletmecilerine emanet
edilmesi, bunlardan medet umulması affedilemez, kabul
edilemez bir davranıştır" denilmişti.
men edilerek haklannda yurtdışı-
na çıkış yasağı konulmuştu.
Mahkeme, davanın diğer sanık-
lan olan eski özel timci polis me-
murlan Ayhan Çarkın,Ayhan Ak-
ça, Oğuz Yorulmaz. Enver Ulu,
Mustafa Altunok, Ercan Ersoy ve
Ziya Bandırmahoğlu, Şanlıurfa
Milletvekili Sedat Bucak'ın şofö-
rü Abdülgani Kızılkaya, "kadiam
hükümlüsü" ülkücü Haluk Kır-
a "uhislararası uyuşturucu kaçak-
çısı" Yaşar Öz, Sanyer'de öldürü-
len Ömer Lütfü Topal'ın iş or-
taklan Sami Hoştan ve Ali Fevzi
Bir'ı de "cürüm işlemek amacıy-
la teşekkül oluşturmak" suçun-
dan 4'er yıl ağır hapis cezasına
mahkûm etti. Bu sanıklar da 3 yıl
süreyle geçici olarak kamu hizmet-
lerinden men edilmışti.
Tarlhi bellrlemeler
istanbul 6 No'lu DGM'nin 188
sayfadan oluşan gerekçeli karann-
da çarpıcı belirlemelere yer veril-
di. Hiçbir yasadışı uygulamaya,
keyfiliğe ya da kayırmaya izin ve-
rilmemesi, en ufak bir hoşgörü
gösterihnemesi gerektiğine işa-
ret edilen kararda, şu tanhı belir-
lemelere yer verildı:
"Unvam, görevi, sıfaü, siyasi ya
da sosyal konumu ne olursa olsun
suç işleyen herkesin, derhal ve en
kısa zamanda yargı önüne çıkan-
lıp hesap vermesi sağlanmahdır.
Suç işkyenin cezasmıçekmediği bir
tophımda, sosyal ve siv asi istikrar
sağlanamaz. tıuzur ve refah tesis
edilip sürdürülemez. Suç işleyip
de bazı siyasi, sosyal, idari ve ya-
sal koruma kalkanlaruun arkası-
na sığınanlar ile bu koruma kal-
kanlannı muhafaza edenlerya da
kaldırmayanlar unutmamaüdır
ki adalet bir gün onlara da lazun
olacaktır. İşgal ettiği makam ve
mevki ne olursa olsun, hiçbir şa-
hıs ve kurum anayasa ve yasala-
nn vermediği yetki ve görevi kul-
lanamaz. Kullanırsa bunu devlet
adına yapnuş olamaz. Suç işlemiş
olur. Türkiye Cumhuriyeti Devle-
tf nin ve yüce Türk milletinin iç ve
dış güvenliğinin katillere, uyuştu-
rucu kaçakçılanna, kumarhane
işletmecilerine emanet edilmesi,
bunlardan medet umulması affe-
dilemez, kabul edilemez bir dav-
ranışür. Suçun oluşumu için te-
şekkül yeterlidir."
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Temizel - Yılmaz
Türkiye'nin bütün
• ekonomik sıkıntıda olan,
• enflasyon ve devalüasyon altında ezilen,
• vergisini veren, ekonomik faaliyetı kayıt altın-
da bulunan kesimlerı,
• öncelikle kamu yararı güden sivil toplum ör-
gütleri,
• meslek örgütlerinin önemli bir kısmı ile
• basının dürüst yazarları ve yönetimleri ve hat-
ta
• bazı hükümet üyeleri ve bazı milletvekilleri ara-
sında ülkenın tam bir vergi adaletsizliği cenneti ol-
duğu, ekonominin yarısı veya daha fazlasının ka-
yıt dışında bulunduğu, özellikle bu kayıt dışı zen-
ginliğın devletin ve ülkenin bütün olanaklarından
yararlandığı ve büyük paralar kazandığı halde ver-
gi vermediği konularında hemen hemen tam birfi-
kir birlıği vardır...
Doğru mu?
Kayıt dışı ekonominin, aynı zamanda ve büyük
olçüde, rüşvet, yolsuzlukvedolandıncılıkdahil.ye-
raltı dünyasını ve devlet içinde ve dışında yasa-
dışılığı da finanse ve teşvik ettiği konusunda yak-
laşık göruş bırliğı vardır.
Doğru mu?
Bu kesim kayıt altına alınamadığı ve vergilendi-
rilemediği için, en az, toplanan vergınin yarısı ka-
dar bir vergi kaybı olduğu da genel kabul gören
bir görüştür.
Doğru mu?
Bu vergi vermeyen kesimin, ülkede adaletsizli-
ği ve vergisini verenleri de vergi kaçırmaya teşvik
ettiği, vicdanları sızlattığı, yurttaşları yasalan çiğ-
nemeye yönelttiğı, bir enayi ben miyim düşünce-
sini kuvvetlendirdiği, vergi kaçırmayı yaygınlaştır-
dığı, karmaşayı ve vahşı batı koşullannı yerleştir-
diği de görülmektedir.
Doğru mu?
Vergi adaletsızliğinin ve kayıt dışının vergilendi-
rilemeyışinin, "kümesteki kazların" uzerindeki ver-
gi baskısını durmadan arttırdığı, ağır vergilerin ya-
tırımı ve tüketimi sınırlandırdığı ve ekonomik can-
lılığı onlediği de ortadadır.
Doğru mu?
Aynca, kayıt altındaki ekonomik hayatta da bü-
yük vergi kaçağı olduğu görülür. Herkes kendi ha-
yatından bilir: Fatura veya fiş ıstenmedıkçe, istis-
naları bırakın, bütün lokantalann KDV'sini de ala-
rak bütün parayı cebe attığı; ınşaat, ev vb. malze-
me satan yapı sektöru dahıl düzinelerce sektörde
fiş- fatura verme sısteminin çalışmadığı (demek fab-
rikadan başlayan bir zincir var), vergi denetiminin
binde bıre bile ulaşmadığı yazılır çızilir...
Doğru mu?
• • •
Yoksa bütün bunlar doğru değil mı?
Bütün bunlar, yıllardır sadece doğru olduğunu
sandığımız yanlışlar mıdır?
Yanlışlığını bildiğımız halde, bunlara laf olsun- se-
pet dolsun diye ınanmış gıbı mı yapıyoruz?
Hükümet, siyasi parti liderlerı ve milletvekilleri,
bunlar yanlışsa yanlış desinler ve yanlışlığını da gös-
tersinler...
Millet de ağzındaki bu cikleti çiğneyip durma-
sın...
• • •
ANAP liden, kayıt dışını kayıt içine alacak olan
"malimilat" ve "Nereden buldun" uygulamasının
yürürlüğe girmesınin ertelenmesi (veya hepten kal-
dırılması) için ilk işareti verdı. Bu yasa nedeniyle
100 milyar dolar ülkeden kaçtı veya kaçıyor şek-
linde politikacı palavrası atarak ve "ekonomikkor-
ku" salarak...
Temizel, dünkü gazetemızde yayımlanan mek-
tubunda, kaçan veya kaçacak olan 100 milyar do-
ların içine baktı ve palavra olduğunu gösterdi.
ANAP liderif), Türkiye'nin hiçbir sorununu çö-
zemeyeceğıni, tersine sorunları ağırlaştıncı rol oy-
nadığını, geçmişinde oldukça iyi kanıtlamıştır. Yu-
karıdakı "doğrular"\n üzerine gidecek yaptınm ve
önlemlere de sırtını donmektedir. Acaba, Ecevit
ve Bahçeli de gıderek küçülen ortakları gibi mi dü-
şünüyor?
Eğer öyleyse, kayıt-vergi dışı, bütün siyaseti esir
almış demektir. Hiçbir kayda kuyda dayanmayan,
"100 milyar dolar kaçtı-kaçar" korkutması, ya bü-
yük bir korkunun ya da büyük bir teslimiyetin dile
gelmesidir.
Bu noktada siyaset zaten bitmiş demektir...
(*) Dün de, "milletvekilleri maaşları için yapılan
anayasa değişikliği eğeryanlışsa, (Cumhurbaşka-
nı'nın referandum karannı kastederek) arkasın-
dan yapılan 10kez daha fazla yanlıştır" dedi. Eğer
ikincı "yanlış", birinci yanlışı "düzeltiyorsa", yan-
lış değil demektir! Eğer bu düzeltmeyi yapıyorsa,
"70/rezda/7aya/ı/jş"olmasının hiçbir sakıncası yok-
tur, belki de iyidir! Ne dersiniz Sayın Yılmaz?
obursali@cumhuriyet.com.tr.
Milletvekili Sema Piskinsüt
Fezleke hemen
iade edilmeli
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu)-Aydın Ba-
ğımsız Milletvekili Se-
ma Piskinsüt, "işkence
görenlerin isimlerini
açıklamadığı" gerekçe-
siyle hakkında düzenle-
nen fezlekenin hemen
iade edilmesi gerektiği-
ni söyledi. Piskinsüt,
"Fezleke bana değil,
TBMM'yekarşıdüzen-
lenmiştir. Derhal geri
gönderümelidir. Bunu
yapamayacak bir
TBMM Öe karşüaşırsak
işkmin dönem sonuna
bırakdmadan yargılan-
ma hakkunı kullanma-
ma izin verUmesiniaçık-
ça istemektevim" dedi.
Piskinsüt dün düzen-
lediği basuı toplantısın-
da, "TBMMraporlarm-
da yer alan işkence mağ-
durlannın açık künlik-
lerinin savcılara bildirü-
memesi konusu, benim
kişiselçaoşmalanmla fl-
güı oünavıp doğrudan
TBMM konıisyonu ik
ügilidir'' dedi. Hüküme-
tin bu olayda dolayh ama
etkin olarak yargıyı yön-
lendirdiğini savunan Pis-
kinsüt şunlan söyledi:
"Yarguıın da doğru-
dan yasamaya müdaha-
le ettiği son derece açık-
ûr. Hükümet, gerçekte
yasama organına karşı
düzenlenen fezlekeyi
TBMM'ye göndererek
güçleravnhğıflkesinibir
kez daha çiğneme ve
TBMM'yi vesayetalön-
da tutma ahşkanlığuu
sürdürmüştür."