23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM2001 PERŞEMBE O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr ATAK Helikopterlerinin Görev Bilgisayan... AytekİIl ZIYLAN Emekli General B ılindiği gibi Türkive aç- açık bir çifte standartlık söz konusu. tığı helıkopterihalesi so- nucunda. ABD King Cobra helikopterlenni satınalmakararınıaldı. Ancak. şartnamelere gö- re kısmen Türkı\e'de üretılecek olan helikopterlenn göre\ bılgisayarlannın üretimı konusu neredeyse ıhalenin ip- taline \ ol açmak üzere. Türkive. görev bilgisa\arlarının teknolojisini de geliş- tirerek kendisi üretmek isterken. ABD: ihale şartnamesindekı hükümleri hiçe sa- yarak. göre\ bilgısa\arlarının \e hatta helikopterlenn Türkıye'de üretılmesı yerine ABD'den FMS\e\aticari kredi ıle hazır satm ahnmasını yeni bir şart ola- rak ileri sürdü. Türkı\e bukınduğu coğrafyada güç- lü olmak zorunda olan bir ülke. Ancak ekonomik olarak henüz gelışmekte olan bir ülke olan Türkiye, sa\ unma harca- malannı ekonomisıne en az yiik olacak \ e bu harcaınalardan en yüksek sosyal \e teknolojik kazanım elde edecek şe- kilde > apmak zorunda. Bu açıdan Tür- kiye'nin. tedarik edilecek savunma sis- temlerinin Türkiye'de üretilebilecek par- çalarınj kendisınin üretmeyı istemesi çok mantıklı ve doğal. Nesnel olarak baktıgımızda ola\. bir sa\"unma sisteminin. üretinıi de içere- cek şekılde bir ülkenin şirketı tararin- dan diğer bir ülke şirketine satış ışlemi. Aslında ticarı bir ışlem ama savunma- yı ilgılendırdiğı ıçın de\letlenn müda- halesi de normai. Ancak bu ola\da çok Aynı ABD. 1995 yılında ABD şir- ketlennin ABD helikopterlerinin Ingil- tere'de üretimi için yaptığı sözleşmeye. 1999 yılında İsrail'e F-16 satışı sözleş- mesine müdahale etmiyor. Bu sözleş- melerle helıkopterlere Ingiliz motorla- n. hedef tespit. fuze \ e fuzesavar sistem- leri vb. takılacağı. bazı helikopter par- çalanrun ABD'dekiler de dahil tümünün Ingiltere'de üretileceği kabul ediliyor. Ba- binda Ingiltere sanayiinın 4 milyar do- larlık helikopter ihalesinde minimum 8 mı I\ ar dolarlık iş kazanacağı, bu söz- leşmede en kârlı olan taratin Ingiliz sa- nayii olacağı yayımlanıyor. Burada .ABD hükümetınin bu tican işleme hiçbir mü- dahalesi olmuyor (1). Aynı şekilde Israil'in F-16 uçak sa- tın almasında da bırçok özel hükümler bulunmasına rağmen ABD hükümeti- nın müdahalesini görmüyoruz. Örneğin: ABD'den F-16uçakları satınalan Isra- il bu uçaklann: • Yakıt deposu ile video data linkle- rini tsraıl'in IAI. • İleri teknoloji aviyonikleri ile'hel- met mounted display'leri ELBIT. • Elektronik harp sıstemini ELIS- RA. • İleri teknoloji sensör \e silahlarını RAFAEL firmalanndaüretebiliyor(2). Gerçek böyle olduğuna göre; ABD'nin Türkiye'ye "görev bügisaya- nnı" üretme ızni \ermemesinin nede- nı ne olabilır? Nedenlerinden biri ekonomik olabi- lir mi? ABD tek üretici olacağı için gö- rev bilgisayannı Türkiye'ye istediği fi- yattan satacaktırdenebilir. Ancak bütün bir helikopter fiyatının içinde bir bilgi- sayann fıyatı o kadar önemli olmadığın- dan. nedenin sadece ekonomik olmadı- ğmı kabul edebiliriz. Bir diğer neden de ABD"nin Türki- ye'nin kendisine bağımlı kalmasını is- temesi ve helikopterleri onun istemedi- ği amaçlar için kullanmasına engel ol- mak istemesi olabilir. Nitekım ABD'nin müttefıklerine sattığı savunma sistem- lerinin yazılımlanna koyacağı bir me- kanizmayla sistemleri kontrol etmesi ABD Kongresinde açıkça konuşulmuş bir husustur (3). Bu \arsayımn geçerli olması olasılık ıçindedir. Ancak ABD bu isteklerini helikopterin "görev bilgisayan" dışın- da vereceği sistem parçalanyla da sağ- layabileceğinden. bu neden de pek o kadar geçerli olmayabilir. Bir üçüncü ve bizce en geçerli neden; ABD sanayi şırketlerinın ve dolayısıy- la ABD'nin Türkiye'nin teknolojik ge- lişmesini istememesıdır. Gerçekten de ürünlerin teknoloji geliştırme. üretim. pazarlama ve satış sonrası hizmetler- den oluşan dört halkalı değer zinciri içinde en fazla katma değeri sağlayan bölüm "teknoloji geBştirme" sürecidir. Büyük sanayi şirketleri artık teknoloji geliştirme ve satış sonrası hizmetler- den (lojistik destek) kâr etmeyı amaç- lamakta, "üretimi" diğer ülke ve şir- ketlere kaydırmakta bir sakınca görme- mektedirler. Türkiye'ningörev bilgisa- vannı üretmesi de salt bir üretim deöil. teknoloji geliştirmeyi de içeren bir iş- levdir. Dolayısıyla başan halinde Tür- kiye'nin teknoloji geliştırme yeteneği- nepozitifkatkılan olacaktır. Bu durum .ABD firmalan için savunma sistemle- rinin pazarlanmasında Türkiye pazarı- nın daralması demektır. Bızce ABD'nın görev bilgisayan teknolojisinin Türki- ye'de geliştirilmesini istememesinm ger- çek nedeni bu ve bunun Türkıye'yı ken- disine bağımlı kılacağı hesabıdır. Türkiye de İngiltere ve îsrail gibı ABD'nin müttefiki olan bir ülke. Ayn- ca bugünkü teknolojik olanakları ile ABD. herhangi bir ülkeye sattığı silah sistemlerinin kendi isteği doğrultusun- da kullanılmasını her zaman kontrol edebilecek durumda. Dolayısıyla Tür- kiye'nin askeri açıdan güçlü olması ABD'nin de çıkanna. Buna rağmen ABD hükümetinin. serbest ticaret ilke- lerinı de göz ardı ederek. ABD şirket- lerinin arkasında yer alması ve mütte- fiki olan bir ülkenin sa\ıınma sistem- lerıni ekonomısine daha az yük getire- cek şekilde tedarik etmeye çalışmasını engellemesı düpedüz bir sömürü \ e is- tediği ülkeleri kendine bağımlı kılmak girişmi olmuyor mu? Sonuç: Türkiye. her ülkenin yaptığı gibi. büyük projelerini gerçekleştirir- ken ulusal teknoloji yeteneğıni de ge- liştirmeyi amaçlamalıdır. Ancak böyle yaptığı takdirde kısıtlı eğitim olanakla- rı ile yetıştırdiği yeteneklı mühendisle- rine iş sahaları açabilir. onların iş ara- mak için vurtdışına yönelmesini engel- leyebilir. özgün teknoloji gelıştirebilır. uluslararası rekabet gücünü arttırarak ekonomisini canlandırabilir. Teknoloji üretmeyen ve hep hazır sistem veya ya- bancılara ait teknolojiyle üretim yapan bir Türkiye hiçbir zaman kalkınamaz. krizlerden kurtulamaz ve bağımlı olur. Türkiye'nin yaşadığı ekonomik krizin > arattığı derin toplumsal sonuçlan. eği- tilmiş iş gücünün pıyasa koşullanna tes- lım oluşunu. kurtuluşun yapısal değişim- de yattığını da dikkate alarak. özellık- le bu dönemde. ABD'nin ileri sürdüğü şartlan kabul etmemesi gerekir. Aksi tak- dirde ABD ambargosu üzerine başlat- mış olduğu sa\ unma sanayiini geliştir- me girişıminı tekrar çok büyük oranda ambargo riski altına sokmayı kabul et- miş olacaktır. ABD'nin de müttefiki olan Türkıye'ye. İngiltere ve Israıl gi- bi davranması \e Türkiye'nin savunma harcamalarını ekonomısine en az yük ge- tirecek tarzda > apma girişimlerine en- gel olmaması uluslararası ittifak ilkele- nne uygun olanıdır. Rahnıetlı hocalanmızdan Ord. Prof. Sayın Cahit Arf ın dediğı gibi "bilgi ve onun ürünü olan teknoloji) i üretmeyen toplumlar bağımsızuklannj ve doJayı- sıyla mutluluklannı \ itirirler." Kaynakça: 1- ''Brirish Industn • îs Big H"ınner in L 'KArnnApache Bııv " Defense \ews, August 21-27, 1995. 2- Defence Systems Daily, 1 ~i Ocak 2000. i- " i 'inıs " Inıplunts. "Go " Stgnals in Store for Futııre LS \Yeapons Ar- med Forces Journal Inlernational, Auçusı 1991. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Tepöristleri İyi Tanımak... "Terror"un Ingilizcesözlüğün- de tanımlaması şöyle: Dehşet, yılkı, korkutucu şey. Terrorism ise yıldırma sıyasası, yanı polıti- kası; terrorist de yıldırıcı korku salıcı!.. Kım terörıst, kım değil? Örneğin Şili'de Başkan Allen- de'yi ortadan kadıran darbeyı ha- zırlayıp uygulatan ABD Dışışlerı Bakanı Kissingerde bir "terörist" sayılmaz mı? Vietnam'da bilmem kaç yıl yok- sul halkın tepesine bomba yağ- dıran, köyleri kasabaları mezba- haya çeviren ABD'nin generalle- ri!.. Hiroşima'ya atom bombası at- tırarak yüz bınlerce cana kıyan Başkan Truman? Cezayir'de yıllarca yerlı halkı türlü işkencelerle yıldırmaya ça- lışan, şimdılerde anılarında ger- çekleri açıklayan işkenceci gene- raller!.. "Batı "dediğimiz, "Batıuygar- lığı" dediğimiz nedir, kimlerdır? Öl- dürücü silah yapıp satarak zen- ginleşen, bu yolda dünya halkla- rınıbirçeşitköleliğesürükleyen- ler mi? Kendi zengın yaşamlarını yok- sul ülke insanlarını sömürerek sağlayanlar mı? Keyfine geldiği anda Irak'ın köy ve kentlerine üç beş bomba, bir iki füze fırlatan ABD mi? Afganistan'da bugün Taleban- cılann elindekı silahlan, füzeleri ve- renler... Panama Başkanı Nori- ega'yı. Kaide lıden Bin Ladin'ı ye- tiştirenler? Binlercesoru varyanıtsız!.. Kim verecek yanıtları? "Ben her şe- yin üstündeyim, ben uygar in- sanım, ben VVASP'ım, yani be- yaz renkliyim, Protestanım, Ame- rikalıyım" diye zencileri Asyalıla- rı, Afrikalıları aşağı gören ve gör- mekte direnenler mi? Dünya tarihinden coğrafyasın- dan habersiz, vali olduğu Tek- sas'ta sayısız idam karan uygu- latan , bunda hiç sakınca görme- yen Başkan Bush mu dünyanın yazgısında söz sahibi! Batı uygar- lığına karşı çıkanlara o mu had- dini bildirecek? Afganistan dünyanın en yoksul ülkesi! Geçmişten bu yana irtica- nın elinde... Hele Taleban denen azılılar!.. Kim destekledi, kim si- lahlandırdı onlan? Bugün tepele- rine füze yağdıran ABD değil mi? Bin Ladin diye birisi çıktı ise bunu çıkartan, besleyen kim? Bush'a göre "Bir Haçlı Sefe- ri'dir" uygulanan!.. Kalyan'ın Mus- solini benzeri başbakanı da "Uy- garlık dışı kalanlaryok edilmeli" diyekonuşmadı mı? Küreselleş- me diye dünyayı tekellerine alan- lar şimdi işi zorbalığa dökmedi- ler mi? Teröristlik, zorbalık değil- se nedir? Öylesine zorba ki ken- dine yapılan bir olayın öcünü al- mak için tüm dünyayı yanına ça- ğınyor! Kime karşı? Bin Ladin ad- lı birini bahane gösterip dünya- nın en yoksul halkına karşı? In- gilizinden, Fransızından, italyanın- dan, Almanından!.. Bir soru, Birieşmiş Milletler ne işe yarar? Bir dünya savaşı ya- şanacak, ama Birleşmiş Milletler suspus!.. Daha yeni başladı bu trajikome- di... Ya yarın, ya öbür gün... Af- ganistan derken Irak mı sırada? Sudan mı, Libya mı? Unutulmaz Yazar: Fakir Baykurt MustafaGAZALCl£ğ,, • • nlü yazar Fakir U Bmiaırt'ubun- dan iki yıl ön- ce 11 Ekim 1999'da Al- manya'da yitirdik ve olcur- lan, sevenleri ile birlikte Is- tanbul'da (Zincirlikuyu'da) topraga verdik. Ölümünden sonra öğret- men örgütleri, edebiyatçılar toplantılar düzenleyerek Fa- kir Baykurt'u andı. Hakkın- da yazılar yazıldı. Nedense devletin gücü- nü kullananlar bu büyük ya- zan görmezden geldi. Dev- leti yönetenler, yaşarken on- ca acı çektirdiği Fakir Bay- kurt'un değerini aramızdan aynldıktan sonra da anla- mak istemedi. Dişiyle tırna- ğıyla yarattığı yapıtlar okur- larca çok sevilerek değerlen- dirildiği halde ders kitapla- nna alınmadı. Yıllarca Türkçe'nin bü- yük ustası Nâzun Hikmet'e uygulanan yasak bir işe ya- radı mı? Insanlar bir yolu- nu bulup Nâzım'ın şiirleri- ni okudu. Şiirleri şarkı olup söylenmekle kalmadı, onun için senfoniler bestelendi, kitaplan birçok dilde ya- yımJandı. Fakir Baykurt ve benzeri büyük yazarlanmıza uygu- lanan örtülü, açık sansür de işe yaramayacak, onlann yapıtlan da okurla daha çok buluşacaktır. Ders kitapla- Der Gen. Bşk. CHP PM Cyesi nnda çocuklanmız neden metinleri okumasın? O ya- pıtlann sanat degeri yurti- çinde ve yurtdışında aldığı odüllerden belli değil mi? Fakir Baykurt Köy Ens- titülü bir yazar. Burdur'un Akçaköy'ünde yoksul bir çocukluk yaşarken, Gönen Köy Enstitüsü'ne gitmesey- di, Türk yazını "Ydanlann Öcü, Kaplumbağalar, Tır- pan" gibi başyapıtlardan ve o romanlarda işlenen "Iraz- ca, Kara Bayram, Kır Ab- bas, Dürü" gibi ölmez tip- lemelerden yoksun kalacak- tı. Çileli geçen bir çocukluk- tan sonra yazarhk, öğret- men örgütünde yönetıcilık, hapislik, gurbette geçen do- lu dolu bir yaşam. Yaşamın her döneminde yazma tut- kusu. Fakir Baykurt şimdiye de- ğin pek alışılmamış bir uzunlukta yaşamını, Ozüm Çocuktur,Köy Enstitülü De- likanlı, Ka\acık Kö\ıinün Öğretmeni, Köşe Bucak Anadolu, Bir TÖS Vardı, Genç Emekli, Sıladan Uzak- ta, Dost Yüzleri (Portreler) adı altında sekiz kıtapta top- ladı. Papirüs Yayınevi de büyük bir özenle bu kitap- lan bastı. Her kitap sürük- leyici öykülerden oluşuyor. Gerçek öykülerden. Kitap- lann bütünü de birbirinı ta- mamlayan büyük bir roman. Ülkemizin son 60-70 yılının resmi... Olanca çıplaklığıy- la köy gerçeği. Ilerici eğitim kurumlan Köy Enstitüle- ri'nin ilk yıllanndaki insa- nı özgürleştiren eğitim uy- gulamalan, sonra o ilkeler- den uzaklaşma, yozlaşma, baskı dönemleri. Oğretmen- lik yıllan, TÖS savaşımı, 1968 Eğitim Mitingı ve Yü- rüyüşü, 1969 Öğretmen Boykotu, 7-8 Tenımuz 1969 Kayseri saldınsı, tutuklu- luk, onca haksızlık, dost yüzler bir bir anlatılmış bu kitaplarda. Kuruluğa düşmeden, di- limizin büyük zenginliğini ustaca kullanarak. Özyaşamını anlattığı kı- taplardan bırinde büyük eğı- timci İsmail Hakkı Ton- guç'un Gönen Köy Enstitü- sü'ne gelişini bakın nasıl anlatıyor. "Hakkı Tonguç İlköğretinı Scferberligini yöneten, ens- titüleri kuran, kövlere okul yaprıran genel tnüdür. Bir ayağı Ankara'da. bir ayağı kÖvierde,ensutükrde. AJışd- mış yöneticilerin hiçbirine benzemez. „ Hiç unurnıam Gönen 'e bir gelişinde, dersükleri, iş- Gkleri, güllükleti dolaşü. Öğ- rermenlerie toplantı yaptı. Sonra büyük yenıeğinde bi- zimle birlikte öğle yemeği yedi O yemekte bir ağızdan türküler, marşlar söyledik. ' Sürer eker bıçenz güvemp ötesine...' diyebaşi^anmarş söylenirken içerisi çınladı. Yedi yüz öğrenci, yirmi öğ- retmen birlikte söylüyoruz, ama bir tek ses çıkıyor. Yemekten sonra kampa- na çaltu. Birinci Okul yapı- sı önündeki alana toplan- dık- Tonguç ortaya çıktı: 'Burada görüleceklen gördük, yapılacaldan yap- tık. Yemeği de yedik. Şim- dı yola çıkmamız gereki- yor. Ama yedıkJerimizi öde- meden gıtmek olmaz. Buna karşılık sıze bir türkü öğre- telım." Çok sürmedi (Giderim gi- derinı yolum yan gelir tür- küsü) öğrenh erdik Başan- nuzdan hoşnut kaldL Beş al- ü kez söyletti. 'Şimdi bıraz da şiir dinleyelim, şairler çıksın!' dedi ... Çüap iki tane de ben okudum. Şiirim epey değiş- tL Yayınları izliyorum ya, et- kileri oluyor. Gönen Mek- tubu'nu okudum. 'Daha yok mu?" dije sor- du. Bana kalsa ilk şiiri okur çekilirdim. 'Daha' diyor Tonguç... O gün alü şiirimi götürdü yanmda. Sonra du\- dum, özellikle Gönen Mek- rubunu gittiği yerde öğret- menlere, öğrencilere oku- muş"(l). Aramızdan ayrıhşının ikincı yılında Fakir Bay- kurt'u saygıyla anıyoruz. (1) Köy Enstitülü Delikanlı, Papirüs Yayın- ları, s. 57-61. PENCERE Yitik Savaş... Evde çalışan Rusçuklu Resmiye Hanım elin- de bir mektup zarfıyla geldi.. Telaşlıydı.. - Ne var?.. - llhan Bey televizyonda uyardılar, teröristler mek- tup zarflarının zamkına zehir katıyorlarmış. yala- yarak kapatmak tehlikeliymiş... Sen şu işe bak!.. Terörle savaş, yıvışıp mektup zarfının zamkına bulaşırsa halimiz ne olacak?.. • Zafer Temoçin'in dünkü karikatüründe vurgu- ladığı gibi akşam vakti herkes içkisini çerezini alıp televizyonun başına kuruluyor... Savaş değil sanki seyirlik oyunu... Ailecek izleniyor kanlı oyun... Oysa eskiden böyle değildi, dünya ahvaliyle, harpla darpla uğraşmak erkeklere özgüydü. Orhan Veli'nin şiiri. Ne atom bombası Ne Londra Konferansı Bir elinde cımbız Bir elinde ayna Umurunda mı dünya Terörle savaş işbirfiği yaptılar, hayatımızı esir al- dılar; siperde savaş çoktan bitmişti, artık cephe sözcüğü de sizlere ömür... "Çat orda, çat burda.. Çat kapının arkasında Bilin bakalım nedir?" Yanıt: Terör!.. • Peki. bu terör nereden çıktı?.. Uzun lâfın kısası eski bir atasözüdür: "Biri yer biri bakar, kıyamet bundan kopar!.." Bugün televizyonlarda izlediğimiz savaş, acık- lı bir güldürüdür; dünyanın en zengini en fakirine bomba yağdırıyor; gazetelerde rakamlar uçuşu- yor: Tanesi 2.2 milyar dolar olan B-2 bombardı- man uçaklarıyla ve bir teki 2 milyon dolar olan To- mahawk füzeleriyle Amerika, dünyanın en yoksul ülkesine çullanıyor; zengin ülkede kişi başına ge- lir 32 bin dolar, fakirin kişi başına geliri 160 dolar olunca savaşın adı ne olur?.. Yitik savaş... Yiten ne?.. InsanlıkL • TV ekranında bir suret... iyi besili, kıl pıranga kızıl çengi giyimli, matruş bir Amerikalı.. Gözlerinde hınç.. Biraz sonra ekranda bir başka suret görünüyor, bir Müslüman.. Sakal makal, çember member, sank marık, göz- lerkaranlık, bakışlaralık.. "Yeni Dünya Düzeni" bu ikisinin birbirine düş- manlığından mı doğacak?.. • Amerikan yönetimi diyor ki: "- Soğuk Savaş elli yıl sürdü, teröre karşı sa- vaş da uzun sürecek..." EyvahL Zenginin zenginliğini paylaşmaya razı olmadı- ğı bir dünyada daha kaç kuşak boyunda insanoğ- lu ayvayı yiyecek?.. Amerikalı karyolasının altın- da terörist arayacak?.. Kuşkusunda kahrolacak, bizi de kahredecek... Babamız, Can yoldaşımız, Güler gözlü güzel insan FAKİR BAYKURT'U yitirişimizin ikinci yılında özlemle anıyoruz. EŞİ ve ÇOCUKLARI A IALET ANET Yıtmaz Dikbas aTOPLUMSAL DÖNUŞÜM YAYINLARI (A (0 CM •ö c O TUM KİTAPÇILARDA ÖNEMLİ BİR ESER OKUYUN OKUTUN H Narlıbahçe Sk. No: 6 Cağaloğlu-İST. sajs Tel/Fax : ( 0212 ) 528 66 89 - 90 NOVITAS Turizm HAFTA SONU ve YURTİÇİ TURLARI EDİRNE(14Ekim) GAP (25-29 Ekim) SAFRANBOLU-KASTAMONU (26-29 Ekim) İYONYA (26-29 Ekim) YURTDIŞI TURLAR PRAG (14-18 Aralık) YUNANİSTAN (5-10 Kasım) Tel : (0 212) 251 28 08-09 e-mail : novitasigjiovitas.com.tr vveb : w\vA\.novitas com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle