15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 EYLUL 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA SAGLIK Danıştay üyeleri Anrtkabir'tle • ANKARA (AA)- Danıştay Başkanlığı'na seçilen Nuri Alan ve beraberindeki heyet, Anıtkabir'i ziyaret etti. Atatürk"ün kabrine çelenk koyarak saygı duruşunda bulunan Alan, özel deftere, "Idari yargı ve Danıştay. ülkemizde hukukun üstünlüğünü. insan haklanna saygıyı, yansız ve dürüst bir " yönetimin oluşmasını sağlamak, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletini gerçekleştirmek, cumhuriyeti ve devrimlerini korumak için kendi görev alanı içinde ve çizdiğin aydınlık yol üstünde ödün vermeden yürüyüşüne devam edecektir" diye yazdı. Carmina Burana Oratoryosu ODTÜ'de • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın (CSO) Şef Antonio Pirolli yönetimınde seslendireceği "Carmina Burana Oratoryosu" yann saat 20.00'de ODTÜ Stadyumu'nda sahnelenecek. Kültür Bakanhğı Devlet Çoksesü Korosu. TRT Çoksesli Korosu ve Devlet Çocuk Korosunun da eşlik edeceğı CSO konserinin solist sanatçılan, soprano Bırgüi Su Anç, tenor Haser Tek ve bas banton Eralp Kıyıcı. Noraıfazlası öğretmenler, kitap yazacak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanlığı, norm kadrosu fazlası öğretmenlenn, kitap yazma, ders araç-gereci hazırlama, milli bayramlan kutlama çalışmalan ile eğitsel- sosyal etkinliklerde değerlendirileceğini açıkladı. Norm kadrosu öğretmenlerin "boş oturmayacağı", "askerlik, doğum ve hastalık" izinleri olan öğretmenlerin yerine aynı yerleşim merkezi ya da eğitim bölgesinde görevlendinleceği belirtıldi. Ersoy'un karikatürleri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag), 4 Ekim - 1 Kasım 2000 tarihleri arasında gazetemiz çızeri Ali Ulvi Ersoy'un karikatürlerinden oluşacak sergiye ev sahipliği yapacak. Sergideki eserler, 1950yılından 1998'de yaşammı yitirene dek Cumhuriyet gazetesinin binnci sayfasında çizen, yanm yüzyıllık mizah emekçisi Ali Ulvi Ersoy'a aıt. Göniüiü ekipler İzmir'de • İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) - Marmara depreminin ardından kamuoyunun daha yakından tanıdığı gönüllü kuruluşlann bir bölümü İzmir'de toplanıyor. 17 Ağustos depreminden sonra sayılan hızla artan ve önemli işlevleri olduğu tüm kesimlerce kabul gören arama kurtarma derneklerinden 17'sinin federasyon kurmak için Türkiye genelinde sürdürdüğü toplantılann 8'ıncisi 30 Eylül'de Izmir'de başlayacak. Türk Tabipler Birliği'nden Dr. Osman Öztürk'e göre, kurumun üçte biri çökmüş durumda SSKMe sorunlar dağ gîbiSon dönemde yolsuzlukla- nyla gündeme gelen SSK de son noktaya vardı. Türk Tabip- ler Birliği (TTB) SSK Kolu Sekreteri Dr. Osman Oztürk, kurumun üçte birinin çöktüğü- nü belirterek "Hizmet ihtiyacı çok artıyor. Yannm ve personel yeterli dejpT dedi. Kurumun ihtiyacı olan sağlık personeli- nin mevcut binalara göre he- saplandığını belirten öztürk, artan nüfusa göre bu binalann da yetersiz kaldığına dikkat çekti. Bakan Okuyan'ın göreve geldiği günden bu yana 1 kat- rilyonluk yolsuzluktan söz et- tiğini anımsatan Osman Öz- türk, bu iddiamn ne kadar inan- dırıcı olduğunun belli olmadı- ğını vurguladı. Yolsuzluğun nasıl tespit edildiğini ve kimle- rin gözaltına alındığmın da bi- linmediğini kaydeden Öztürk Saadet Uslu - Gamze Demirdağ şöyle devam etti: "Emekli San- dığTndan bahsedilivor. Burası Okuyan'a bağh değil. Bilgiler- de bulanıkhk var. 400 bin sah- te emekli var deniyor. Zaten SSK emektUerinin sayısı 2.5 mirv'on civannda. Rakam çok yüksek. Anladığım kadanyla somut bir şey yok. Elinde bir- kaç yobuzluk faturası var, ona göre gerçekçi olmayan bir ra- kam sunuyor. Sağcısı solcusu çalnuş diyor, demek ki isimler belli. Ama açüan bir soruştur- ma yok. tddSa inandına değil" diye konuştu. Yaünmlar yetersiz Yaşar Okuyan'ın 1.5 yülık icraatlannı, "Bol bol konuştu " sözleriyle özetleyen Osman Öztürk, SSK'de işlerin bu şe- kilde gidemeyeceğini söyledi. Yapılan yatınmlann yetersizli- ğine dikkat çeken Öztürk. "18 bin 800 yeni personel, ahmı bektiyor. Ancak sözleşmeli per- sonel var. Asü ahnacak yeni ele- man 13 binler civannda kala- cak. Bir de personei açığv mev- 1 ö bin 800 yeni personel alımı bekliyor. Ancak sözleşmeli personel var. Asıl alınacak yeni eleman 13 binler civannda kalacak. Personel açığı, mevcut sağlık kuruluşlan üzerinden hesaplanıyor.' cut sağlık kuruluşlan üzerin- den hesaplanıyor. Halbuki mevcut kurumlar yetersiz" di- ye konuştu. Osman Öztürk ay- nca, yaklaşık 1 yıldır Sağlık Bakanlığı hastanelerinde de- vam eden sınavsız şef ve şef yardımcısı atamalannın SSK'de de ilk kez iki hafta ön- ce başladığma dikkat çekti. Dr. Oztürk, Okuyan'ın çalışma dö- nemüıi şöyle özetledi: - Sosyal Güvenlik Refor- mu'nun birinci ayağı tamam- lancu. EmekKlik yaşı vüksekti. primlergeçenyıla göreyaklaşık yüzde 250 artn. - SSK idari bakımdan özerk- tir. Ancak genel müdür 5 kez değişti. Şimdi Okuyan bu gö- revi yapıyor. Bakan mı genel müdür mü belli değil? - Kadrolaşma var. lstan- bul'daki 5 hastanenin başhe- kimleri değişti. Bu atamalar ne- ye göre yapıhyor? - "Hastaneleri özerkleştire- cegun" diyor. Toplam 8 kişilik yönetim kurulu var, nasıl seçi- leceği belli değil. - Hizmetlerin taşeronlaştınl- masuıda hnfanma var. Ashnda bu süreç eski SSK Genel Mü- dürü Kemal Kıhçdaroğlu za- manında basladı, ama şimdiye- mek, temizük ve güvenlik hiz- metlerinin tümü özele verile- cek. İstanbuTda kaba hesapla yemek ihalesi 10 triryon lirayı buhır. SSKprojeleri Kısa vadeli çözümler aramyor Dr. Osman Oztürk TTB SSK Kolu Sekreteri Dr. Osman Oztürk, akıllı kart ve telefonla randevu uygulamalannın olumlu çahşmalar olduğunu belirterek bunlann ne oranda gerçekçi ve sorun çözücü olduklannın sorgulanması gerektiğini vurguladı. SSK'de son 2 yıldır dile getirılen projeleri değerlendiren Dr. Osman Öztürk, akıllı kart uygulamasında bir hastanın tüm sağlık ve sigorta bilgilerinin yer almasının düşünüldüğünü belırtti. Dr. Öztürk vizite, reçete gibı kâğıtlann ortadan kalkmasırun çok da gerçekçi olmadığını savundu. Osman Öztürk, telefonla randevu sisteminin ise ne kadar sorun çözeceğinin tartışdmasını istedi. Öztürk, sistemin dispanserlerden hastanelere hasta akışını güçleştıreceğini belirterek "Bizde hastalann üçte biri dispanserlere, üçte ikisi hastanelere gkliyor. Oysa dünyada tam tersi oluyor. Hatta bazı hastaneler poliklinik büe açnuyor, ben ikinci basamağun diye.Keşke dispanserterde randevu sistemi kurulsavdı. Hastalar oradan sev k olurdu" dedi. Politikacılann kısa vadeli, ucuz ve medyatik çözümlere yöneldiğini belirten Öztürk, birinci basamaktaki sorunlarla uzun vadeli olduğu için ilgilenilmediğine dikkat çekti. Dr. Osman Öztürk, "En medyatik konu kuyruklanu. Buna yöneiindi. Ama personel olmamasL araç-gerec. eksikliği. yetersiz kurumlar bu çözümün geçiciliğini ortaya koyacak" diye konuştu. T ü r k i y e y a b a n c ı s e r m a y e i ç i n p a z a r o l d u Ilaçta bağımlı hale geldik • 1980 yıhnda ihtiyaç duyulan ilacın yüzde 98'ini üreten Türkiye, bugün ilacın yüzde 35'ini dışandan alıyor. Sağlık sektöründe önemli bir paya sahip olan ilaç harcamalart, astronomik fiyatlany- la tüketicinin belini bükerken Türkiye ya- bancı sermaye için ciddi bir pazar haline gel- di. Emekli Sandığı ise kişi başına yaptığı 101.5 dolarla en fazla ilaç harcaması yapan kuruluş olarak karşımıza çıkryor. Sağlık giderleri içindekı oranı yüzde 26.6 olan ilaç harcamalan, sağlık sektöründe ya- bancı sermayerun payını gündeme getinyor. 1980 yıhnda ihtiyaç duyulan ilacın yüzde 98'ini üreten Türkiye, bugün ilacın yüzde 35'ini dışandan alıyor. 9O'lı yıllara kadar ülkemizde 7 yabancı firma olduğu halde bugün busayı 35*e çıkıyor. Yine 1980'deithal ilaca 1 mılyon 643 bin dolar ödenmesine karşın bu sayı 1998'de 410 milyon dolara çıkn. Yerli ilaç sanayünin pazarpayı ise yüzde 38'e indi. Son 20 yıllık döneme bakıldığında, kişi ba- şına ilaç harcaması 8.9 dolardan 27.2 dolara yükseliyor. Türkiye'nin sağhğa ayırdığı sı- nırlı kaynağın ise son yülarda tıbbi cıhaz ve ilaçlara yapılan harcamalarla tükendiği bir gerçek. 1994'teucuz-eşdeğerilaçuygulama- sı sonucu 2.5 triryon lira tasarruf saglayan SSK, kişi başına harcanan 13.4 dolarla en az ilaç harcaması yapan kuruluş olarak belirle- niyor. En fazla ilaç harcaması yapan Emekli Sandıgı'nın ise kişi başına harcaması 101.5 dolar. 1995 rakamlanna göre, sağlık kuruluş- lan ve sosyal gruplann yülık ilaç harcamala- n şöyle sıralanıyor: Emekli Sandığı 101.5, aktif memıır 36, sosyal güvencesiz 21, Bağ-Kur 20.8, SSK 13.4 dolar. Araşnrmalar sonucu ortaya çıkan önemli bir sonuç da antibiyotik kullanrmın- da yapılan büyük savurganlık. Antibiyotik, gribal enfeksiyonlarda ve nezlede hiçbir yaran olmamasına karşın Türkiye'de sürekli olarak kullanıhyor. Gereksiz ilaç tüketiminin önlenmesi ise ilacın hekim reçetesiyle alın- masına bağh. Tüpgaza, elektriğe, suya yüzde 20 zam gelirken emekliye yüzde 2.2 zam yapıldı 'Emeklilik, öliimü beldeme süreci değil' Emekli-Sen Avrupa Yakası Bölge Temsilcisi Bekir Arda, emekliler olarak insanca yaşama haklanm elde etmek is- tediklerini, emekliliğin ölümü bekleme süreci olmamasını istediklerini belirte- rek "Emeklilik dönemi, insanın atan ça- ğı, altm yıUandu-" dedi. 2 No'lu Şube Sekreteri Gazi Akmeşe de maaşlarının ancak ev kirasına yetmesinden yakındı. Türkiye'de artan pahalıhk karşısında emeklilerin iyice ezildiğini belirten Be- kir Arda. "Dünyanınhertaranndaemek- liliğin tarifı aymdır. Ancak emeklilerin ya- şannlan aym değüdir" diye konuştu. Emekliliğin geçmişte yatınlan primlerin geri ödenmesi olduğuna dikkat çeken Ar- da, ülkemizde bu hakkın tam olarak kul- lanılamaması nedeniyle gençlerin gele- ceğe güvenle bakamadıklanm söyledi. Arda şöyle konuştu: "Emekli açmış. Tabii ki aç, 100 mihon- • Türkiye'de artan pahalılık karşısında emeklilerin iyice ezildiğini belirten Emekli-Sen Avrupa Yakası Bölge Temsilcisi Bekir Arda, "Dünyanın her tarafuıda emekliliğin tarifı aynıdır. Ancak emeklilerin yaşantılan aynı değildir" diye konuştu. Emekliliğin geçmişte yatınlan primlerin geri ödenmesi olduğuna dikkat çeken Arda, ülkemizde bu hakkın tam olarak kullanılamaması nedeniyle gençlerin geleceğe güvenle bakamadıklanm söyledi. la nasıl geçinsin? Emekli, banka kuyru- ğunda beklemekten memnun. Başka ya- pacağı bir şey yok. Muhabbet ediyor. Av- rupalı emekli gibi imkânı yok ki gitsin gezsin. Bu sosyal güvenlik kuruluşu ldmin primleriyle ayakta duruyor? Özerk ol- madıktan sonra sosyal güvenlik kurulu- şu hiçbir şey yapamaz." Emeklilerin toplumsal sorumluluklan- nın bilincinde olduğunu ifade eden Be- kir Arda, Emeklı-Sen'i bu amaçla kur- duklannı söyledi. tnsanca ve onurlu bir yaşam hakkı için çabaladıklannı belir- ten Arda, şöyle devam etti: "Emekli-Sen demokratik bir khie ör- gütüdür. Bunedenlebizemeklilerdemok- rasi sorununu en fazla dile getiren insan- lar olmahyız. Demokrasi sadece yönetsel anlamda üısanlara haklann tanınması değildir. Demokraside her insanın ve eme- ğin bir değeri vardır. Eğer yaşamımızm geri kalanını tüketerek, ölümü bekleyerek geçirmek istemiyorsak var olan üretken- liğjmizi ölünceye kadar devam ettirmeli- viz." Emeklilenn yıllardır oy deposu olarak görüldüğünü de vurgulayan Bekir Arda, "emeklilerin partisi"nın kurulmasım is- tedi. Arda, ülkemizde 6 milyon emekli olduğu düşünüldüğünde ciddi bir oy po- tansiyellerinin olacağım söyledi. Emeklilerin hayannın her gün biraz da- ha çekilmez hale geldiğini vurgulayan Gazi Akmeşe ise "Tüpgaza,elektriğe,su- yayüzde 20zamyapılan ülkemizdeemek- lilere yüzde 2.2 oranında zam veren hü- kümetimiz, bununla ancak ufak bir pik- nik tüpü ahnabildigini bilivor mu" diye sordu. Siyasi iktidann emekten, emekli- den yana olmadığını ifade eden Akme- şe, "Biz emeklilere güdük zamlar yapa- rak, üzerimizde baskı kurarak hayanmı- zı çekilmez kümanıza sessiz kaimayaca- ğız. Bütün emekliler onurlanna, ekmek- lerine ve aşlanna sahip çıkacak ve günü geldiğinde bunun hesabını soracakür" diye konuştu. DUZYAZI ORHAN BtRGÎT Dananın Kuyruğu... Bugünkü kuaıltayda kim kazanacak? ' Üç genel başkan adayının da kurmaylan,sonjyu-el- bette her şeyden önce kendi yandaşlanna moral aşı- lama açısından "Biz" biçiminde yanrtlıyor. Ama üç grupta, CHP nin yeni genel başkanının ilk turda seçi- lemeyeceğini de söylemek için fazla bir direnme gös- termiyoriar. öyte bir sandık sonucu, gruplann birbirine yakın denklikte güç sahibi oldukJan anlamı taşır. Zaten he- saplarda Oymenciler; ilk turdan sonra Güneşçiler üe güç birliği yapacaklan varsayımına meylediyoriarama; kendilerini partinin sol kanadı olarak gösteren ve özel- likle bugünkü yönetimin laiklik ilkesini sulandırdığı sav- lanna kurultay bildirgelerinde yer veren Güneş grubu, "öymen genel başkan" olasılığını desteklemek için, en azından parti meclisinde ve tabiı merkez yönetim kurulunda gerçek söz sahibi olmak istemeleri için şim- diden konuşmak istemiyoriar. Oysa yannki kurultayı, partinin ciddi bir tüzüğe ka- vuşma kurultayı olmaktan vazgeçirerek, salt bir hizip- ler yanşı toplantısı haline getirme kararı, son parti meclisi ve MKY de, Genel Başkan öymen'e azınlıkta olduğunu anlatan oylama sonuçlan değil miydi? • öyle anlaşılıyor ki cumartesiyi pazara bağlayan sa- atlerde kurultay sandıklanndan çıkacak genel baş- kan, yine aynı sandıklarda oluşacak parti meclisi kar- şısında, kendi hareket özgüriüğü fazla olmayan bir kimse olmayı kabul ederek adaylığını koymuş olacak. Ve bu nedenle de, ekim ayı başında kamuoyu önü- ne çıkacak yeni yönetim kadrosu, Cumhuriyet Halk Partisi'ni umudayolculuğa hazırtayıp hazırlamamanın ağır sınavı ile yüz yüze gelecek. CHP, 18 Nisan 1999'da yüzde 8.5'lik bir seçmen desteğine razı olmak zorunda kalmıştı. Bu acı sonuç- tan on beş ay sonra bile, dönemin genel başkanı De- niz Baykal ve arkadaşlan, partilerini tarihinde ilk kez bu kadar ağır yenilgiye uğratan başlıca nedeni Öca- lan'ın yakalanarak Imralı'ya getirilmesi olarak görüyor- lar. Ama bu gözlemleri için söylediklerinde bilimsel ol- mayan asıl veri, 18 Nisan seçimlerinde oy patlaması yapan iki partiden MHP nin, öcalan'ın yakalanışı sı- rasında hükümette bulunmayışı. Bunun yanı sıra ikti- dan payiaşttğı halde ANAP'ın oy kaybına uğrayışı. ' Demek ki, "bizim barajı aşamayışımızın gerçek ne- deniApo 'nun ABD tarafından yakalanarak Türidyeye teslim edilmesidir" derken kimi CHP'liler en azından kendi uğradıklan mağlubiyetle ilgili teşhisleri on beş ay sonra bile soğukkanlılıkla yapabilmiş değiller. On- lar teşhis yanılgısı içinde de, öteki gruplar yannki ku- rultaya hezimetin nedenini ve sorumlulannı ortaya ko- yan bir rapor götürüyorlar mı? Bildiğimiz kadanyla hayır. Çünkü 18 Nisan 1999'da parti meclisi üyesi olan herkes, hatta o tarihte CHP mil- letvekili olanlar da, partinin yanlış stratejisine ya des- tek vererek, ya da en azından açıktan karşı çıkmaya- rak, ağır yenilginin bir ucundan sorumlulan arasında bulunuyorlar. Zaten CHP'li dostlann hemen tümü, özellikle Ece- vit ve DSP olayı konusunda 80'li yıllardan başlayan bir teşhis yanılgısında birbirleriyle söz birliği halinde hareket etmekte adeta yanştılar. O gün de, daha son- ra da bu iki olguyu görmemekte ısrar ettiler. Böyle davrandıklan için de, yeni stratejiler üretme gereğini duymadan bol bol Ecevit eleştirisi yaptılar; bir yandan da kendi kendilerine doping yükleyerek güç- lü olduklanna gerçekten inandılar. Muharrem Sankaya, dünkü yazısında bu gerçek- ten güçlü olduklanna inanan yöneticiler kadrosunun, gerçeğin aynasında kendilerini görmelerine yardımcı olmayı amaçlamıştı: Yannki kurultaya, bir önceki kurultayın 1175 dele- gesinden 1038'i katılabilecekmiş. İki kurultay arasın- da eksilme sayısı 137. Bu 137 kişiden 95'i son üye ye- nileme seferberliğine yanıt bile verme gereğini duyma- mış. öteki 42 kişiden yanya yakını başka partilere geç- miş; ötekiler de kurultay delegeliğine kadar yükseldik- leri CHP ile ilişkilerini kesmişler. Zaten üyeligini yenileyen 149 bin kişinin yüzde 85'i Ankara, Istanbul, Izmir, Bursa ve Içel'deoturuyormuş. Içel'in yanına partinin 30 Eylül kurultayına gidişine y- ol açan şaibeli üye yazımı ile ilgili küçük bir işaret ko- yarak, öteki illerimizin tümünde kayıtlı CHP'li sayısı- nın ortalama 22 bin olduğunu unutmamahyız. Kurultay öncesi tartışmalannda hangi Iider adayı, bu büyük kanamayael koymazorunlulugunu duydu der- siniz? Eski yol arkadaşlanmın hemen tümü, ilk seçimde CHPnin, kendi kurduğuTBMM'yeyenidengirmekne kelime, iktidar yürüyüşüne çıkacağına o kadar inan- mış olmalılar ki nerede kendilerini dinleyecek üç-beş kişi bulsalar dağarcıklanndan hep aynı plaklan çıkar- tıp çalacak pikap arayışına başlıyorlar. Oysa, günümüzün yeni seçmenteri plak, pikap gi- bi sözcükleri bile tanımryor; başlannı CD romiardan ya da bilgisayarlardan kaldırmıyorlar. Elbette "Yeni şeylersöylemek lazım cancağızım" ve yine elbette o yeni şeyleri, Türkiye'ye özgü solun söy- lemi olarak oluşturmak. Yoksa Mevlana'nın dediği gibi, "Dûn dûnle berş- ber geçti cancağızım". Gitti. Kavgalar, çekişmeler, karşılıklı karalamalar için bile "Dün, dünde kaldı" demesini bilmeyenler, bakalım 12. olağanüstü kurultayı ne zaman yapacaklar? ., i_ Faks: 0212 - 677 07 62 i E-mail: obirgrde-kolay net Diş koruma günleri 4 Diş hastalıklannı } kimse dert etmiyor' tstanbul Haber Servisi - Türkiye'de toplumun ağız ve diş sağlığı ile il- gili göstergeler, üçüncü dünya ülkeleri seviyesin- de olduğumuzu gösteri- yor. Dünya Sağlık Örgü- tü, 2020 yılına kadar be- lirlediği hedette, 6 yaşm- daki çocuklann yüzde 80'inin hiçbir zaman çü- rük yaşamamış olması gerektiğini belirtirken Türkiye'de halen bu yaş- taki çocuklann sadece yüzde 16'sında hiç çürük yok. Türk Dişhekimleri Birliği (TDB) Başkanı Celal Yıkünm. fakültele- rimizde de ağırlıkJı ola- rak tedavi edici diş he- kimliği eğinminin veril- diğini vurgulayarak ol- ması gerekenin koruyu- cu diş hekimliği olduğn- nu söyledi. Sağlık Bakanlığı'nm desteğiyle TDB ve Col- gate Palmolive'nin dü- zenlediği "Diş Koruma Günfcri" 2-21 Ekim ta- rüılerinde yapüacak. Kampanyayla 300 bin kişinin ücretsiz muayene edilmesi planlanıyor. Colgate Avrupa Diş Araştırmalan Merkezi Prof. Dr Robin Davies, dişte görülen hastalıkla- nn kalp hastahklannm görülme sıklığuıı ve ha- milelerde düşük riskini arttırdığını söyledi. TDB Başkanı Yıldı- nm da insanlarımızın hâ- lâ diş hastahklannı sorun olarak görmediklerini ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle