Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2O AĞUSTOS 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
CHPjÇİftçi
mağdur
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Genel Başkan
Yardımcısı Cevdet Selvı,
hububat ve fındık fiyat-
laruıın açıklanmasıyla
mılyonlarca üreücinin
mağdur edildığini ve
şımdı de zeytin-
zeytinyağı, pamuk ve
mısır üreticılennın kaygılı
bir bir bekleyiş ıçinde
olduklannı bıldırdı. Selvı,
akaryakıt, gûbre ve ilaç
fiyatlannın üç kat artüğuu
belirterek. malıyetin
altında tespıt edılen fiyat-
lann çıftçıyi üretımden
vazgeçirecek duruma
getırdiğini kaydetti. Selvi,
"Fıyat belirlenırken en az
IMF kadar üretici kooper-
atıflen. zıraat odalan ve
ilgili meslek
kuruluşlannın da ftkri
alınarak çiftçı bu ışkence-
den kurtanlmalıdır" dedi.
Demiryolumu
istiyopum1
• tZMİR(AA)-CHP
Yüksek Dısiplin Kurulu
Başkan Yardımcısı Kemal
Demırel, Türkıye çapında
başlattığı "Trafik
Terörüne Yeter Artık,
Demiryolumu tstiyorum"
imza kampanyasını, bu
kez de Izmır'in Basmane
Gan'nda sürdürdü. CHP
tzmir tl Başkanı Selçuk
Ayhan ve oğlunu trafik
teröründe kaybeden CHP
Buca tlçe Başkanı Sadiye
Akgül »le Izmir'de
kampanyayı başlatan
Demirel, kampanya
süresınce 58 bin kilometre
yol katettiğini belirtti.
Demirel. karayollan
ulaşımındaki ağırlığın
büyük bölümünön
demiryollanna
aktanlabileceğini söyledi.
Kanafizasyonda
tarihi eser
• SAMSUN(AA)-
Samsun Büyükşehır
Beledıyesı çalışanlannca
yapılan kanalizasyon
kazısı çalışmalan
sırasında, Amisos kentine
aıt tarihi eser bulundu.
Edinılen bılgiye göre,
büyükşehir belediyesi
elemanlannın Liman
Mahallesi Gençlik
Caddesı üzerinde yaptığı
kanalizasyon kazısı
sırasında, MS 4. yüzyıl
geç Roma dönemine ait
"korint" modeli ve
üzerinde çeşıtli süslemeler
bulunan 60x50 santimetre
ebadında sütun başhğı
ortaya çıktı.
Ingiüz Eğitim
Fuarı1
• Istanbul Haber Senisi
-The British Council. 21-
22 Ağustos tarihleri
arasında Ceylan Inter-
Continental Otel'de eğitim
fuarı düzenlıyor.
Kentbank'm katkılanyla
gerçekleştirilen fuar,
üruversite eğitimi
konusunda Ingiüz eğitim
kurumlannı Tûrk öğren-
cilere tanıtmayı
amaçlıyor. Ingiltere'de
eğitim görmek isteyen
öğrencilere 2000- 2001
akademik yılı için kayıt
şansı sağlayacak füara 20
Ingiüz üniversite temsil-
cisi katılacak.
Unkapanı'nda
hrsızlık girişhni
• Istanbul Haber Servisi
- Inkapanı'nda soygun
amacıyla PTT binasuıa
gıımek isteyen ve İMÇ
Bloklan'ndaki güvenük
görevlilerince fark edilen
biı kişi, kaçarken düştüğü
ilo duvar arasına sıkıştı.
ttfaıye'nın kurtardığı
hırsız Haseki
Hıstanesi'nde tedavi
alona alındı.
'Demokrasi ııımıtığı değişmeli9
Rus siyaset bilimci Droban 'a göre adaletli bir küresel düzen, ancak 'büyük
sermayenin demokrasisi' diye tanımlanan anlayışın değişmesi ile sağlanabilir
ÖZLEMYÜZAK
Prof. Dr. Alexandre Droban, Ukray-
na asıllı bir bilim ınsanı. Uzmanlık ala-
nı siyaset bilimi. Önce Sorbonne'da, ar-
dından Moskova ve Paris üniversitele-
rinde uzun yıllardan ben ders verdi. Ha-
len Moskova Devlet Üniversıtesi'ne bağ-
lı Araştırma Merkezı'nde görev yapıyor.
Droban ile küreselleşmenin bugün gel-
diği noktayı, bir değışimın yaşanması-
nın olası olup olmadığını ve sosyal de-
mokrasıyi konuştuk.
- Küreselleşme olgusu bittşim tekno-
lojikrindeki büyük aühmlann da etkisi
ile bir yandan bilgryi ve ülkeleri birbiri-
ne yakuılasonyor. Öte yandan ise geUr
dağıkmlan arasmdaki uçurumlar ve eşjt-
siztikleri inanıbnaz bir hızla büyütüyor.
Sizce küreselleşme 21. vüzyılda nereye
doğru gktecek?
DRORAN - Küreselleşme olgusu ve
bu olgunun yönlendinlmesı yalnızca bir
ya da birkaç ülkenin tek taraflı hâkimi-
yetı doğrultusunda gerçekleşiyor. K.üre-
selleşmeden olumlu kazanımlar elde et-
mek mümkün. Ancak bu olumluluk. ül-
keler arasındaki ılışkılerin daha eşit ve
daha demokratik olabilmesi ve bunun ya-
nı sıra gelişmekte olan ülkelerin ihti-
yaçlannm daha çok göz önünde bulun-
durulması ile elde edılebılır.
- Binyorsunuz IMF ve Dünya Banka-
SL, son dönemlerde buna benzer söylem-
lerdebuhınuyoriar.EnsonG-71erinJa-
ponya'da gerçekleştirdikleri zirvede ay-
nı şeyier gündeme gekü. Yine sözJer ve-
rikfi. Ama söylenenkr ile yapılanlar hiç
aynı obnuyor.... ••' s
u 7A
DROBAN - Bu doğru. Kaynak akta-
racak kurumlar (Dünya Bankası, IMF gi-
bi) uluslararası en büyük sermaye konu-
mundaki ABD'nin elleri arasında oldu-
ğu zaman bunun asla gerçekleşmeyece-
ğı de görülüyor. IMF ve Dünya Banka-
sı'nda rolleri dağıtanlar da kendi ıstekle-
rini yaptıranlar da ABD başta olmak üze-
re birkaç zengın ülke. Bu ancak mantığı
değıştırmekle mümkün olabilır kı o da çok
zor. Zengin ülkelerin. bırgün bu sistemin
kendilennın de sonu olacağını ve aleyh-
lerine işleyeceğinı anlamalan gerekıyor.
Giderek artan eşıtsızliklerin ve kannlan
'Sosyuldetnoktusikerufi/ıisoı-gıthutıyvr'
-Günümüzün sosyal demokrasisini
nasd tannnhyorsunuz ve küreseBeş-
mede sosyal demokrasinin rohl ne?
DROBAN- Sosyal demokrasi her
şeyden önce Avrupa'da kimlik ka-
zanrruş bir politika biçimi. Dolayı-
sıyla Avrupa'da sosyal demokrasi
belli bir polink güç olarak varhğını da-
ima sürdürecektir.
Ancak şunu da he- tjs "jı
men ekleyeyim, Avru- <
pa sosyal demokrasisi daima
büyük sermayenin hâkimiyetini kabul
etmiştir. Abnanya Başbakanı Schröder
ulusötesi şirket tekelleri ile mücadele ve-
riyor mu? Hayır. Sosyal demokrasi yal-
nızca büyük sermayenin istediği alan-
lara girebüiyor. 19%'de ABD'de ger-
çekleştınlen sosyal demokrasi
kongresı, New York'ta Birlcş-
miş Milletler'in topraklan
içinde yapıldı. Dığerdeyış-
le Amerikahlar, kendi top-
raklan içinde bir sosyal
demokrasi kongresinin
yapılmasına izin verme-
diler. Ve kongre ABD
halkına yansımadı. Bü-
yük sermayenın istediği
bu idi ve bu oldu.
Sosyalist Enternasyo-
nal'in geçen kasım ayında
Paris'te yapılan 21. kong-
resinin ardından yayımlanan
ortak bildirgede, "sosyal de-
mokrasinin kapitalizmle kritik
Sşki kurarak gefiştiğp saptaması ya-
pıldı. Saptama yapıldı ve bitti. Bugünbü-
yük sermaye Ûe öylesine iç içe geçilmiş ki,
sosyal demokratlar küreselleşmeye yönelik bir eleştiri ge-
tiremiyorlar. Günümüzün sosyal demokrasisi ulusötesi şir-
ketlerin bâkımiyetı gerçeğini tarüşmıyor. Yamızca olumsuz
etkılerinı düzeltme, iyileştime gayreti içinde. Dolayısıylaprob-
lemin kalbine inibniyor.
- Son dönemlerde özeflüde sosyal demokratlar arasında
oidukça moda olan bir '3. yol' kavramı var. Bunu da göz
önündebuhmdurarak Avrupa'da sosyaldemokrasi sizce ne-
reyedoğnıgkMyor?
/ k
tar
DROBAN- 3. Yol ile ilgili son
ortak bildiri Almanya
Başbakanı Gerhard Schröder
ve Ingiltere Başbakanı
Tony Blair tarafından Avru-
pa'daki seçim furyalanndan
önce açıklandı.
Gerek zamanlama ge-
rek tema açısından özde
yatan şu idi:
"Kamuoytmdasos-
yaldemokratetkinli-
\ ğinizi güçlendir-
^y, mekvegeistirmek
k. 0 için h'berallere oy
ffl veren seçmeni
kapmamızve kendi
tararamzaçekmemiz
gerekir. Bunu gerçek-
leştirebilmek için biraz da-
ha ü'beral bir tavır içinegi-
retim, kendimizi ve prog-
ramınua daha Bberal
- tamtahm."
Avrupah sosyal
demokratlann bir
kısmı bu değişikli-
ğe "Bize belld sag-
dan pek çok seçmen
•j. ka/andıracak ama var
olan seçmenimizi de
Mze kaybettirecek. So-
nuçta kayıp, kazanç-
tan daha çok ola-
cak" gerekçesiy-
le karşı çıktılar,
kibusavşim-
diden kanıt-
landı bile. Hem Ingiltere Başbakanı Blair hem de
Almanya Başbakanı Schröder kamuoyu yoklamalannda
seçmenlerinin gözünden çok düştüler. Alman ve Ingiüz
sosyal demokratlan, liberallere doğru kayışı istemedik-
lerini seçimlerde gösterdiler. 3. Yol'un gizli bir amacı da
sosyal demokrasiyi daha sağa kaydırmaktı ve kendi seç-
meni daha başında bunu reddetti. Hatta partinin müitan-
ları arasında bile bu yüzden sorunlar çıktı. Önümüzdeki
seçimler bana göre Avrupa sosyal demokratlan açısından
pek parlak görünmüyor.
Zengin ülkelerin, birgün bu
sistemin kendilerirıbı de sonu
olacağmıve aleyhlerine
işleyeceğini anlamalan
gerekiyor. Giderek artan
esüsizüderin ve kannlan aç
insanlarm olduğu bu düzen bir
noktadan sonra zengin
ülkelerin de işine yaramaz hale
getir. Dolaytstyla çok daha
faıkb bir sistenıe ihtiyaç var. '
aç insanlarm olduğu bir düzen bir nokta-
dan sonra zengin ülkelerin de işine yara-
maz hale gelir. Dolayısıyla çok daha fark-
h bir sısteme ihtiyaç var.
- Peki bu yeni sistem nasd ohışturulur?
Vesizce manbkzincirindeki değişiklik na-
sıl gerçekleşebiKr?
DROBAN - Bu kanımca önce zengin
ülkelerdeki demokrasi anlayışınm değiş-
mesi ile başlayabiür. Demokrasinin da-
ha çok telafruz edılebıldığı birtakım ge-
lışmeler olabilır Örneğın. "kendileri dV
şındakikre de değer verme ve saygı gös-
terme". Gelışmiş ülkeler kendi gelecek-
lerinin dünya nüfusunun 6'da 5'ini oluş-
turan diğer kesimin güçlenmesinden geç-
tiğini iyice anlamak zonındalar.
- "Geüşmiş ülkelerde gerçek demok-
rasi yok" diyorsunuz, öyle mi?
DROBAN - Evet benirn fıkrim bu. Bü-
yük sermayenin "demokrasisi'' var. Adı-
na demokrasi denebiliyorsa tek yönlü bir
demokrasi bu. Daha farklı bir demokra-
si ile bu sorunun çözümü sağlanabilir.
Böylece küreselleşmenin bugüne kadar
yalnızca zenginlerin lehine işleyen araç-
lannın, tüm toplumlann kullanunına ve
gelişimine eşit şekılde sunacak biçimde
düzenlenmesine yardımcı olunabılir.
- Dünya hâlâ tek kutuplu bir dünya. Bu-
nun 21. yüzyıldaki etkileri nasıl olacak?
DROBAN - Bu soruyu ıkı örnekle ya-
nıtlamak istiyorum. NATO'nun doğuya
doğru genişletilme girişimleri hâlâ sürü-
yor. Ancak bu genişlemeye karşı oldu-
ğunu açıklayan Rusya daima bunu ken-
disine yönelik bir tehdıt olarak algıladı-
ğını belirtmekten kaçmmadı. Bu işin bir
yönü. Gelelim dığerine. Varşova Pakn
imzalandığı zaman Rusya buna uydu
ve ordularmı gen çekti, ama ABD or-
dusu hâlâ duruyor. Hem de "Rus ordu-
ton geri geürse propagandasını" sürek-
li gündemde tutarak. Rus ordulan ıse hiç
geri dönmedı. Pekı o zaman neden hâ-
lâ ABD ordusu duruyor? Bunu kendi
gücünü dikte ettirme, komuta etme, baş-
kasının çıkarlannı göz ardı ederek ken-
di çıkarlannı gerçekleştirmenin somut
örnekleri olarak görüyorum. Ve bunun
için küreselleşmeyi mutlaka normalleş-
tirmek gerek diye düşünüyorum. Çıkar-
lar arasında mutlaka bir denge oluştu-
rulması lazım. Eşitsizliklerbüyürse fark-
lı yönlerde istikrarsızlıklar oluşur.
- Bu dengeyi sağlamak zor degil mi?
DROBAN - Zor, ancak ımkânsız değil.
Özellikle ekonominin önemli bir güç ol-
duğu göz önünde bulundurulduğunda.
Bugün Euro, ortak para birimi olmanın da
ötesinde bir "knnMk." Mutlaka belli bir sü-
reç içinde ABD Dolan'nı dengeleyecek-
tir. 1 Ocak 2001'den sonra Euro devreye
girince dolar acı çekmeye başlayacak.
Rusya'da tanm, politikaya kurban edildi"Ban'dan para eğer bu
ülkenin üretimine vapıcı bir
katkı sağlayacaksa gehneti.
Statin döneminde otomobfl
fabrikalan Amerikan
sermayesi ve Amerikan
teknolojisi ile kurulmuştu.
Şimdi ise Coca- Cola, Pepsi-
Cola ve sigara fabrikalan ilk
yannm sıralaruıda. Bu
yaünmlar gekhgj ülkeye katkı
sağkunaz'' diyen Profesör
Alexandre Droban, Rusya'nın
Batı'mn desteği ile değil,
kendi doğal kaynaklannı
kullanarak gelışimini
sağlayabıleğini ısrarla
vurguluyor.
Rusya'nın çıkardığı petrol ve
doğalgazın önemli bir
bölümünü "kendi kendine
yetebflmesi" ve "ulusal
ûretime katla" için kullanmak
zorunda olduğunu vurgulayan
Rusya'nın, çıkardığı petrol ve doğalgazın önemli bir
bölümünü "kendi kendine yetebilmesi" ve "ulusal
üretime katkı" için kullanmak zorunda olduğunu
vurgulayan Droban, uygulanan politikalar sonucu
Rusya'da bugün tanmın ağlanacak noktaya geldiğini
belirtiyor ve bunun sorumlusu olarak eski Devlet
Başkanı Boris Yeltsin'i gösteriyor.
Droban, uygulanan politikalar
sonucu Rusya'da bugün
tanmın ağlanacak noktaya
geldiğini belirtiyor ve bunun
sorumlusu olarak eski Devlet
Başkanı Boris Yeltsin'i
göstererek şunlan söylüyor:
" Yeltsin Ban'nm ve özeltikle
de ABD'nin tanm ürünlerini
büyük ölçüde Rusya'ya
ginnesi için bütün gümrük
kapılannı açti. Bu çok büyük
tanm alanlanna sahip Rusya
için gerçekten anlaşılabinr bir
durum değU." Drobana göre.
Rusya'nm dünya
konjonktüründe kendine
saygın ve önemli bir yer
edinebilmesi için öncelikle iç
sorunlannı çözmesi gerekli.
"Rusya'da seçimler ve
parlamenrer düzen ne \azık ki
henüz demokratik olmaktan
uzak. Paramn gücü adaylan
beüıiemede en etkin
mekanizma. Parlamentonun
alt kanadı Duma'da
sandalvelerin önemli bir kısmı
parası olanlar tarafindan
sann ahmyor" dı>en Prof
Droban, orta ve yoksul sınıfın
mecliste çıkarlannı gözetecek
kimse olmadığı için mağdur
olduğunu kaydetti.
Devlet Başkanı Vladhnir
Putin'in yapılanmasını henüz
tamamlayamadığını belirten
Droban, ilk gerçek
icraatlannın ancak
sonbaharda ortaya
çıkabileceğini söyledi.
Droban sözlerini şöyle
sürdürdü: "Putin'in
yüksefanesi Yeltsin sayesinde
okhı, ama şimdi pobtikalan
oidukça farkh görünüyor.
Zaten farkh da ounah. Çünkü
Yeltsin'in poHtikalan ülkeyi
ileri değU geri görürdü.
Rusya'da bugüne kadar
yapılan bütün reformlar
Gorbaçov 'un yapöklan.
Yeltsin demokrasinin
gefişmesi için bunlann üzerine
biçbir şey ilave etmedi. Ve bu
yüzden çok şey kaybetti.
19%'da Yeltsin'i kurtaran,
Baü'nm büyük sermayesi ve
desteği oldu. Bu sayede
19% seçimlerini kazandL
Son dönemde popülaritesinin
iyice düştüğünü anlayınca bir
şeyler yapması gerektiğini
düşündü ve süresi
dolmadan başkanhk
görevinden istifa etti.
Astanda bir kacışü.
Yapüğı eylemlerin
sorumluhığundan bir kaçış."
GÖRÜŞ
Prof. Dr. FATMA ESIN
Acı Yıldönümünün
Düşündürdükleri
Büyük Marmara depremı birinci yılında çeşitli etkin-
liklerle anıldı. Duyarlı bütün yurttaşlar gibi, üstelik dep-
remi Yalova'da yaşamış, yara almamış, ama ölümün
soğuk nefesini duyumsamış bir kişı olarak ilgi ile izle-
dim bu etkınliklen. Bir yılın bılançosunu yaptım kendi
kendime.
Yıne Yalova'dayım; bir yıl önce olduğu gıbi.
Günlük yaşam devam ediyor; bir yıl önce olduğu gı-
bi.
Sosyal ilişkiler sürüyor; bir yıl önce olduğu gibi.
Fakat aslında bir yıl öncesinden çok farklı her şey.
Herkesin gözünde hüzün, sesinde burukluk. Neşe
sözcüğü silinmiş sanki Türkçeden. Yaşam sessiz film
gibi sürüyor. Konular dönüp dolaşıp hep o geceye, o
korku dolu saniyelere varıyor. Ve tabii 17 Ağustos son-
rasında endişe içinde akıp giden zamana.
Komşulanm ve ben, evlen yıkılmamış şanslılardan-
dık. Buna rağmen gözlerimiz birbiıinetakıldığındasu-
lanmasını engelleyemiyoruz.
Ya depremde ana-babalannı, eşlennı, çocuklarını,
kardeşlennı, kısaca can dostlarını kaybedenler?.. Ya
deprernden sağ salim kurtulmuş ama evıni, malını, ışı-
ni kaybetmış, bir yıldırçadır altında yaşam savaşı ver-ı
miş ve vermekte olanlar?..
• • •
Peki, on binlerce insana mezar ettıklerı evleri, apart-.
manlan, siteleri yapan müteahhitler, inşaat şirketleri-
nin sahiplen, elemanları? Ne duşunür, ne duyumsar-;
lar acaba?..
Ya parasal veya sıyasal çıkar uğruna bu kışilere, şır-;
ketlere yasadışı yapılaşma izni veren, yapı denetimı.-
yapmayan, yapılmamasına göz yuman yetkıliler?.. '
Bu konular geçen yıl çok konuşuldu: ama Veli GÖ-J
çer dışında suçlanan olmadı. Oysa Yalova'nın en seç-*
kin yazlık siteleri olan AYDIN, YÜKSEL ve CEYLANU
siteleri yerlerinde yok bugün. Tabii onların yıkıntıları al-s
tında can verrniş binlerce insan da! Buna karşın, rned-^
yanın duyurduğuna göre, depremzedeler için yapıla-i
cak kalıcı konutlann ihalesi. tamamı yıkılmış Yuksel Si-^
tesi'ni yapan ve büyük bir bölümü yıkılmış Ceylan Si
J
tesi'nin inşaat şirketlerine verilmış!..
Nasıl yorumlanır bu?
Bir ödüllendirme olarak mı?.. Ulkemızde ınsan ya-'
şamının hiç, ama hiç değeri olmadığının somut gös-
tergesi olarak mı?.. Yetkiliterin duyarsızlıklan olarak mı?..',
Yoksa toplumun sabır gücunun sınanması olarak mı?..'I
• • •
Bu acılara karşı son derece duyarsız ve acımasız^
bir başka kesimin varlığını geçen yıl, depremı ızleyen^
günlerde görmüştü bu toplum. Anımsanacağı gibi,
depremin hemen ardından şenat yanhlan deprem hak-
kında akıl ve insanlık dışı yorumlar yapmışlar, bunla-
n, bu kesimin sözcülüğunü üstlenmiş gazetelerde^
yazmışlar, krtaplar yazıp dağıtmışlardı. Hem de yıkın-'
tılar altında cesetlerimiz dururken, yaralılar kurtanlma-
yı beklerken!.. Çünkü onlar için ne kurtarılmayı bek-
leyen insanlarm önemi vardı, ne de yakınlarını kaybet-
miş kişilerin acılarının. Onların düşündükleri, bu acı fe-
laketten olabildiğince yararlanıp yandaş sayılarını art-
tırmak, insanlan laik düzene karşı kışkırtmaktı. Dep-
rem onlar için, özlemlerini gerçekleştirme yolunda ka-
:
zanılmış bir zaferdi! Zafer çığlıkları atarcasına, akıl al-
maz konuşmalar yaptılar, yazdılar.
• • •
Onlara göre bu bir doğal afet değil, bir ilahi ikazdı.
Laik düzene karşı Tann'nın cezalandırmasıydı. Kadın-
lar başlannı örtmediği için, mayo ile denıze girdıkleri
için, temel eğitim sekiz yıla çıkanldığı için bir cezalan-
dırmaydı!..
Tarikat toplantılannda, kedi kendine "hoca" unva-
nını vermiş biri, köktendincilere özgü alaycı bir gülüm-
seme ile, kendisini dinleyenlere, depremde ölen ço-
cuklar için şöyle diyordu: "lyı ki öldüler, ölmeselerdi,
nasıl olsa kâfır olacaklardı."
Aylarca sürdürdüler gayretlerini. Nedenler yaratıp te-
settürlü genç kızlann ellerine, üzerlerinde "7.4yetme-
di mi?" yazan pankartlar verip gösteri yaptırttılar.
• • •
Bu bir sosyal depremdi; sağduyulu vatandaşlar ürk-
tüler. Çünkü yaşanan acılar karşısında bu denli acı-
masız olabilenlerın, ellerine fırsat geçtiğinde, bu acı-
masızlıklarını eyleme geçırebıleceklerını sezdıler. Sez-
gilerinde haklı olduklan, depremden sadece beş ay
sonra, 17 Ocak 2000 tarihinde anlaşıldı. O gün varlı-
ğı somut olarak ortaya konan Hizbullah örgütu ve bu
örgütün yarattığı mezar evler, mezar vıllalar, mezar
tarlalar gözler önüne serildi.
Bu acı olayın yıldönümünde şeriat yanlısı kesimin,
depremi ızleyen günlerdeki insanlık dışı sözlerı, yorum-
lan, eylemleri anımsanmalı. Anımsanmalı kı bu kesi-
min ellerine fırsat geçtiğinde topluma fizıksel deprem
kadar zarar vereceğı, acılara boğacağı unutulmasın;
uyanık olunsun.
Hüseyin RohmVnin =
müze evi oçüdı \
Hüseyin Rahmi Gürpmar'uı He\beliadadaki evi '
müzeye dönüştürülerek ziyarete acıldı.
Gürpınar'm 136. doğum yıldönümü nedeniyle
Heybeliada Deniz Lisesi'nde bir anma töreni '
düzenlendi Törene, Kültür Bakanı İstemihan
Talay, DSP Millefvekili Ahmet Tan. Adalar
Beledrve Başkanı Coşkun Özden, He> beliada
Deniz Lisesi Komutanı Deniz Kurnıay Alba>
Ömer Akdağh ve Türkiye Yazaıiar Sendikası
Genel Başkanı Cengiz Bektaş ve TYS üyeleri
kanldı. Lisedeki törenin ardından Hüsevin Rahmi
Gürpmar'uı müzeye dönüştürülen evi ziyarete
acıldı. Müze, haftanın her günü ge/ilebilecek.
(F-otoğraf. SENEM ÖZTURK)