Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS 2000 PAZAR
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gonis@cumhuriyet.com.tr
3
Şubat 183O'da, o dönemin;
yayılmacı, sömürgeci, sal-
dugan, yağmacı, zorba üç
devletı olan; Rusya-tngilte-
re-Fransa arasında, bu dev-
letlerin; siyasal, ekonomik
çıkarlan doğrultusunda, Osmanlı devle-
tinin paylaşılması kapsamında, Lond-
ra'da adı "Londra Protokolü" olan bir an-
laşma imzalandı. Bu protokol ile kâğıt
üstünde bağımsız bir Yunanistan devle-
ti kuruldu. Yunan edebiyatının ve Yunan
ulusçuluğu'nun önderlennden şaır-düşü-
nür- devrimci Regas'ın (1757-1798) ol-
duğu söylenen, ya da kaynağı anonim bir
yaratı olan "nısingüizfransız" (1799-
1810) adlı ünlü Yunan şııri önemli birgös-
tergedir. Bu şiir Yunanistan devleünin ku-
ruluşu öncesı; bu kunıluşu gerçekleşti-
ren devletleri bildiren, Yunan ulusunun
doğuşunu oluşturan devletlen açıkla-
yan, kurulacak Yunanistan devletinde-
ki sıyasal eğılimleri belırten anlamlı bır
bildirgedir. 1844'te Yunanistan'da ilk
kez yapılan seçime katılan Yunan siya-
sal partilerininadlan olan "Rus PartisT,
"tıçilizPartisi'', «FhmsızPartisr bu şi-
inn siyasal görünümüdür.
24 Nisan 183O'da Osmanlı devleti;
Rusya-lngiltere- Fransa devletlerinin
baskısı sonucu, bağımsız Yunanistan
devletinin varlığuıı kabul etti. Yunanis-
tan devleti Osmanlı devletinden alınan,
üç tarafı denizle çevrili (Güneyde Ak-
deniz-Doğuda Ege Denizi-Baöda lyon
denizi) Mora Yanmadası'nın ucunda,
' Ege Denizi'ndeki Eğriboz Adası ve Kik-
, lad Adalan ûstûnde kuruldu. Yunanis-
tan devletinin yüzölçümü 47.516 km2 ol-
• du. 1 Mart 1864'te Ingiltere devleti,
lyon denizınde bulunan, Osmanlı dev-
leti toprağı olan, yüzölçümü 2236 km2'yi
' ' bulan u
Yedj-Ada"yı (Korftı-Kefalonya-
• Zanta- Ayamavra-lthaka-Lefke- Çuka)
•'Yunanistan devletine verdi. 8 Nisan
1
1865'te Istanbul'da; Rusya-lngiltere-
Bıi ne biçim dostluk
Fransa ve OsntanlTdevfSî ârasında ya-
pılan "İstanbulAntiaşması'" ıle Osman-
lı devleti bu "oMubittTyi kabul etti. Yu-
nanistan devletinin yüzölçümü 49.752
km2 oldu. 19 Nisan 1877'de Rusya Dev-
leti, Osmanlı devletine karşı savaş baş-
lattı. Savaşta Osmanlı devleti yenildi. 3
Mart 1878'de Osmanlı ve Rusya devle-
ti arasında "Ayastefanos" ön-banş anlaş-
ması yapıldı. Ayastefanos anlaşmasmm
bozduğu Avrupa Banş Dengesi 'ni yeni-
den kurmak için 13 Temmuz 1878'de
devletierarası "BerimKDngres" düzen-
lendı. Berlin Kongresi kararlannın uy-
gulanması kapsammda 27 Kasnn 1881 'de
"tstanbul Andaşnusı'' yapıldı. Antlaş-
mayı; Osmanlı, Rusya, Ingiltere, Fran-
sa, Almanya, Avusturya- Macanstan,
ltarya devletleri unzaladı. Istanbul Ant-
laşması koşuüan geregi, Osmanlı-Rııs Sa-
vaşı'na, Berlin Kongresi'ne, Istanbul
Antlaşması'na kaülmamış olan Yuna-
nistan devletine 17.059 km2 Osmanlı
toprağı verildi. Yunanistan devletinin
yüzölçümü 66.811 km2 oldu.
9 Mart-16 Nisan 1897'de Yunanistan
devletinin ordu, donanma ve gerilla bır-
likleri Osmanlı devleti sınınna çeşıtli
saldınlar yaptılar. Osmanlı devleti bu
saldınlara diplomatik yolla karşüık ver-
di. Yunanlılann sınır saldınlan sürdü.
Osmanlı devleti 17 Nisan 1897'de Yu-
nanistan devletine savaş ilan etti.
Osmanlı ordusu bir yıldınm savaşı
yaparak 13 Mayıs 1897'de Atina önle-
rine uJaştı. Rusya-Ingihere-Fransa dev-
letleri Osmanlı devletine savaşı durdur-
ma çağnsı yaptılar. Osmanlı devleti sa-
vaşı durdurdu. 19 Mayıs 1897'de ateş-
MetinERKSAN
kes anlaşması yapıldı. 4 Aralık 1897'de
Rusya-lngiltere-Fransa devletlerinin gö-
zetıminde, Osmanlı ve Yunanistan dev-
letleri arasında "tstanbuiAnâaşmaa" im-
zalandı. Istanbul Antlaşması koşullan
sonucu Osmanlı Devleti, Yunanistan
devletinden hiçbir toprak parçası ala-
madı.
"1. Balkan Savaşı" 8 Ekim 1912'de
başladı, 30 Mayıs 1913'te bitti. 7 ay 23
gün sürdü. Rusya-lngiltere- Fransa dev-
letlerinin desteklediği Yunanistan, Sır-
bistan, Bulgaristan, Karadağ devletleri
bağlaşık(müttefık) olarak Osmanlı dev-
letine saldırdüar. Osmanlı devleti savaş-
ta yenildi. Büyük Atarürk 14 Temmuz
1918 günü Fransızca yazdığı anılannda
Balkan Savaşı için şöyle der. "Bn savaş
bdevtetindeiktidarveınuhatefetarasın-
dald siyasal çeldşmeler Balkan devlede-
rinin askeri sonuçlar almasına neden <*•
muştur. Balkan Savaşı yalmzca smırtan
bekleyen avant-gard (öocü) Türk sflahh
gfiçkrince vap*m$öt Asd böyük Türk
ordasn savaşa sokahnamtştır. Ülkeniıı
en değerfi böhunieri savaşsızotarakdöş-
manaterkedflmişlir". 30 Mayıs 1913'te
Londra'da; Osmanlı, Yunanistan, Snbis-
tan, Bulgaristan, Karadağ devletleri ara-
sında banş antlaşması yapıldı. Yunanis-
tan devletine 29.967 km2 Osmanlı top-
rağı verildi. Yunanistan devletinin yüzöl-
çümü 96.778 km2 oldu.
"2.Ba&anSava9"21 Temmuz 1913'te
başladı, 10Ağustos 1913'te bitti. Savaş;
Yunanistan, Sırbistan, Bulgaristan, Ka-
radağ, Osmanlı devletleri arasında yapıl-
dı. Savaşan devletler 10 Ağustos 1913'te
Rusya- Ingütere-Fransa devletlerinin is-
tekleri kapsanunda "Bökrcş Banş Aat-
laşmasTnı imzaladılar. Bükreş Banş
Antlaşması'nın uzanüsı olan "Atina Ant-
laşması''14 Kasım 1913'te Osmanlı dev-
leti- Yunanistan devleti arasında Rusya-
tngiltere-Fransa devletlerinin gözetimin-
de Atina'da yapıldı. Bu antlaşmanın ko-
şullanna göre Osmanlı devleti, Yuna-
nistan devletine 5493 km2 toprak verdi.
Yunanistan devletinin yüzölçümü
102.271 km2 oldu.
13Şubatl914'telngiltere'de"Lond-
ra KonferansT yapıldı. Rusya-lngilte-
re- Fransa devletleri u
Balkan Savaşı" er-
tesi yapılan antlaşmalarda Yunanistan'a
verilmesı açıkça belirtilmeyen 5581 km2
Osmanlı toprağını Yunanistan devletine
verdi. Yunanistan devletinin yüzölçümü
107.852 km2 oldu.
27 Kasım 1919'da Fransa'da yapılan
"Neully AnÜaşmasTnda, tngiltere ve
Fransa devletleri 21.425 km2 Osmanlı
toprağını Yunanistan devletine verdi.
Yunanistan devletinin yüzölçümü
129.277 km2 oldu.
10 Şubat 1947'de Fransa'da yapılan
"Paris An(bşmaa"nda tnglitere, Fran-
sa ve antlaşmaya katılan diğer devletler,
2680 km2 Osmanlı toprağını (ltarya'nın
1911-1912'de ışgal ettıği Onikı Ada ve
Meis Adası) Yunanistan devletine ver-
di. Yunanistan devletinin yüzölçümü
131.957 km2 oldu.
Osmanlı devleti; Türkiye Cumhuri-
yeti devletinin tarih ıçındeki en yakın
uzantısıdır. 1830 yılında üç anakara (kı-
ta) üstünde kurulu bulunan Osmanlı dev-
letinin yüzölçümü; Avrupa anakarasın-
da 572.565 km2, Asya anakarasında
3.898. 444 km2, Afhka anakarasında
7.433.183 km2, toplam 11.904.192
km2'dir. «Amerika Büieşik Devletle-
ri"nin şimdiki yüzölçümü 9.363.488
km2'dir.
10 Ağustos 1920'de Osmanlı devleti-
nın irnzaladığı "SevresAndaşması'', 21
Temmuz 1774'te Osmanlıve Rusya dev-
letleri arasında imzalanan "KnçükKay-
natraAntiaşmasryla başlayan yağma ve
talan'ın son durağıdır. 1830'dan sonra
Rusya-lngiltere-Fransa devletlerinin sür-
dürdüğu bu yağma ve talam Osmanlı
devleti önleyememiştir.
Yunanistan devleti 1919'dalngütere-
Fransa devletlerinin kışkırtması ve des-
teğiyle Türkiye Cumhuriyeti devletinin
ön kunıluşu olan B.M.M. devletine sal-
dırmış ve Baü Anadolu'yu istila etmiş-
tir. Yüz elli yıl süren bu yağma ve talan'ı
"Kurtana Atarürk" canı ve kanı paha-
sına durdurmuş ve Türkiye Cumhuriye-
ti devletini 779.452 km2 olarak kurmuş-
tur. Yunanıstan'ın kara-denız-hava gü-
cü sılah alımı harcarnalan, ABD ve Tür-
krye'nin silah altmı harcamalannın önü-
ne geçmiştir. Yunanistan Ege Denizı 'nde-
kı tüm adalarda ve adacıklarda müthış
bir hızla, kara-denız- hava gücü sılahlan-
ması yapmaktadır Yunanistan "Ege Ba-
kanhğKMidilliAda9'nda''dır. Yunanis-
tan 'ın S-300 fuzeleri Girit Adası 'nda
hazır beklemektedir. Türkiye-Yimanis-
tan arasmdakı silah dengesi Yunanistan
lehine bozulduğu ıçın Yunanistan Sa-
vunma Bakanı Akis ÇohacofMrios "savaş
şarküan" söyiemektedır. Eskı Yunanis-
tan Dışışlerı Bakanı; Türk düşmanı, PKK
yandası Tbeodoros PangoJos şimdi Yu-
nanistan "KâltörBakaıu"dır. Türkiye'de
kimı kişıler "Yunan Dosduğu için" sir-
takı ve çiftetelli oynamaktadır.
Yunanistan'la dost olmak ıçuı "Ege
Ontusu"nu dağıtalım dıyen Güven Er-
kaya'nın "ahrette" kulaklan çınlasın.
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Evet, Arannzda!
"" "Sen Atatürkçû değil misin I Nereye gidiyorsun
böyle I Yirmi Ağustos saat sekizde
fnsanlar dizilmişler yoluna I İlk baş yazın var el-
" lerinde
' Kalemin âşıktı Türkçeye / Bir koca yürektin de-
- mokraside
Dostun Mozart mı çağırdı I Kemanın kalmış kö-
- şede
Nereye gidiyorsun böyle I Anıtlaşmış gazeteci
I Cumhuriyet'in önünde."
Şair Mehmet Cemil Uğurlu, Nadir Nadi'nin
ölümünden sonra duygulannı böyte dizeleştirmiş-
J- ^* »-. -. .
Bugün 20 Ağustos! Dün gibi anımsryorum... Be-
' bek Camisi'nin önü... Cumhuriyet dostlan... Bir
acrydı hepimizi bir araya getıren! Bir kişinin aramız-
dan gitmesi degildi yainızca, bıröncünün, bir cum-
huriyet savaşçısının eksilmesiydi. Sürüp giden,
daha da sürüp gidecek bir savaş! Bir yanda cum-
huriyet düşmanlan, Atatüric'ü en büyük "şeytan"
sayanlar, bir yanda cumhuriyeti, demokrasiyi, hal-
kın, emeğin, devrimlerin yaşaması, ilerlemesi için
direnenler...
O gün öyleydi de bugun başka türlü mü? Nadir
Nadi'nin 83 yıllık yaşamı Atatürk devrimciliğinin
izinde geçti, bir an bile bu yoldan kopmadı, kopa-
nlamadı. En yakınlan bile zaman zaman onu an-
layamaz oldular. Gazetesinden aynlmak zorunda
kakJı. Ama herdefasında okurlannın isteğiyle, bas-
kısıyla gazetesine döndü. O, kalemi bıraktığı gün
okurlan da gazetesini bıraktı. Böylesine bir içli dış-
lılık, bir iletişim, bir dostça yaklaşım kurmuş yazar
azdır ülkemizde. Az değil pek azdır...
Dokuz yıl geçti aradan. "Değişen ne?" Gazete-
si "Cumhuriyet" yine aynı yolda savaşım veriyor.
Türlü güçlüklerle uğraşa didine, nice yorgunluklar,
yoksunluklar, engellerle çarpışarak... Ama ülke,
her zamankinden belki de daha önemli, daha bü-
yük tehlikelerle karşı karşıya... Atatürk dönemin-
de sinen gericilik günümüzde en güçlü dönemine
ginmiş görünüyor! Gücü, sinsiliğinden, kurnazlı-
ğından, işini bilmekten, saman altından su yürüt-
mekten geliyor! Gününü bekliyor, ülkenin yazgısı-
nı eline geçireceği günü... Atatürk'ün büyük söy-
levindeki "Bütün durumlardan daha acı ve daha
korkunç olmak üzere, yurdun içinde yönetlm ba-
şında bulunanlar ayhazlık ve sapkınlık ve üstelik
hayınlık içinde bulunabilirier" uyansı güncelleşiyor.
Tek umut nerde, kimde? Nadir Nadi, "Ben Atatûrk-
çü Değilim" kitabının son satıriannda bunu yaz-
mış:
"Gençliğe kendi kafasıyla düşünmeyi ve karşıt
düşünceleri ve hoşgörmeyi öğretiniz. Çağdaş uy-
gariığın ilk koşullanndan biri de sanınm budur.
Gençliği seviniz. Gençliğe güveniniz. Zaten baş-
ka neye gûvenebilirsiniz?"
"Nadir Nadi Hep Aramızda" başlığını koymuş-
tum 21 Ağustos 1993 günü çıkan yazıma... Bugün
de yineliyorum, Nadir Nadi hep başımızda "Cum-
huriyet" yaşadıkça da öyle olacak...
Devnmlertanhıni ıncelediğimiz-
de birdevrimin yerieşme sürecinde
karşı devrim güçlerinin savaşunuun
sürdüğünü görüyoruz. Fransız Dev-
rimi'nden sonra krallığın yenıden
hortlaması gibı. Dünyadakı dört bü-
yük devnmden bıri olan ANADO-
LU DEVRİMl'nde de karşı güçler
oluşacaktır.
SSCB'dekı ohışum da bunun dı-
şında değildir. Lenin'ın Sosyalist
Devrimi, ölümünden sonra kökten-
cilerin eline geçmiş ve 70 yıl sonra
kör sokakta nkanmış kabnışnr.
Anadolu Devrimi'ne gelince: Dün-
yadaki dört büyük devnmden biri
olan Anadolu Devnmı'nde de karşı
devnm güçleri kendını gösterecek-
tı Bunlan yaşadık; bugün de yaşı-
yoruz. 1960'larda, 1970'lerde hatta
1980'lerde solda ve sağdaki aşın uç-
Devrim-Karşıdevrim
lann kendilerine önder aramalan,
devrimin yerieşme sancılan sonu-
cuydu. Bu dönemde, Maocular, Gu-
evaracılar, Stalıncıler hepsı bir ara-
yış içine düşmüş: "Mustafa Kemal
mi, bırakın şu burjuva önderini?"
görüşlen ağırlık kazanmısü.
Ancak, köprülenn altından akan
sular zarnanla gerçekleri ve doğru-
lan ortaya çıkardı. Toplum daha bir
bilinçlendi ve devrim önden Mare-
şal Gazi Mustafa Kemal Atatürk
gerçeğı, süre ıçuıde, gerçekçı yen-
nı aldı. Bunu; toplumun bugünkü
görüş açısından, gençlenn eerçekçi
sevgisinden sezinliyonız. Ozelükle
son yıllarda dünya bılım çevrelerin-
de O'nunlailgili yayınlar, vazılar, üni-
ı -
versitelerde O'nun adına kurulan
enstitüler, kürsüler; O'nun çığ gibi
büyüyen adının yaşadığının bırer ka-
nıti değil mıdır?
Gelişmiş ülkelerin devlet ve de-
mokrasi yapısındaki aksaklıklar en
alt düzeydedir. Ancak bizim gibi ge-
lişmemiş ülkelerin, hatta bugün bi-
le feodal tortulann yaşandığı top-
lumlann ekonomısı, sanayisı gibi
özekinsel (kültürel) gelişimi de ta-
mamlanmamıştır. Az gelişmiş kışi-
lenn oluşturduğu toplum da gelışme
sancılan içinde sürdürür savaşımıru.
Bu kavramı toplumdan kişilere
yöneltirsek o zaman Anadolu'nun
Devnmcisı yönünden şanslı ama
kadrosu yönünden çok şanslı oldu*
ğu söylenemez. •"•
Anadolu devrimi'nin önderine
"TEK ADAM" denmesinın nedeni
de çevresındekı kadronun, önderinin
düzeyuıde olmayışı, hatta özyapı
(karakter) ve genel dünya görüşü
yönünden güçsüzlerin epeyce ohna-
sıdır.
Bu çelişkiler devrim sürecinde ya-
şanmışnr. Bugün de yaşanmaktadır,
hem de artarak, toplum ve ahlaksal
(etık) değerlen de sarsarak yaşanmak-
tadu. Bunun ıçın bütün toplumlar-
da gerçek özyapılı (karakterlı) aydı-
nın -sayısı az da olsa- gücünün ve gö-
revinin önemı yadsınamaz. Atatürk,
Aydınlanma Devrimi'ni bu az sayı-
da aydınlarla başardı. Hem de kök-
lü biçimde.
ZekiBÜYÜKTANIft,,.,
İLAN
T.C.
BOLVADİN ASIİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2000/80 Esas
Hâkim: Nihal Kaya 29094
Kâtip: Abdülkadir Er 237 •
Davacı Abdullah Çınar vekıli Av. Ismaıl Birdane ta-
rafindan davalı Süheyla Çınar hakkında açılan boşan-
ma davasında davalının bildirilen adresine duruşma
gününü bildirir davetiye çıkartılmış, tebligatın bila teb-
liğ iade olduğu, yapılan tüm araştırmalara rağmen teb-
ligata yarar açık adresının bulunamadıgından davalıya
ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olup, duruş-
ma günü 20.09 2000 günü saat 10.00'a bırakılmış olup
duruşmanın atılı bulunduğu günde davalının mahke-
memizde hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile
temsil ettirmesi, aksi takdirde HUMK'nun 213 vd.
md.leri gerefince yokluğunda yargılamaya devam olu-
nacağı ve karann verileceği hususu dava dilekçesi ye-
rine kaım olmak üzere ilanen tebligat olunur.
Basın: 46149
Vrm
Affl»ulnwift
ama
KJknmUnH
KAUACMm
NomulAmput
1.000 »••
MO0O0.lS.WK
IOOO ooo n.
100 W
I I M O H M
* 9 0 0 T l
99-000000 Tl
ı»j«ofloon
ı *ı «orttn»ftMueı
MMpıScotom
HOOOmt
tOOODOO.lKtat
ioooooo n %
*ooon
IfJOOOOOTV
27Joo.ooon,
T4.İM.M0TL
>ıh mma*
,j?_.% iıL t'
% 80 fiBSb+K ÎS'un M r ? 74.200.000TL tasarruf
ECOTONE 20W
PHİLİPS TUKETICI DANIŞMA: 0800 261 33 02 (pbx)f www.philips.com.tr
Elektrik tüketiminin 150 kitovao aşan bölümüne % 50 zam
feldi. Ampullerinizi, normal ampulden 15 kata kadar daha
uzun ömüriü ve % 80 elektrik tasarruflu Philips Ecotone
ile defiştirin, elektrik faturanızı görünce çarpılmayın.
* Ampukin ömrti boyuno.
PENCERE
20 Ağustos...
'Sıcak' ile 'zaman' arasında ne gibi bir bağtntı ola-
bilir?.. Çocukluğumun yaz sıcaklannı anımsıyorum.
Yazlığa gidenler nedeniyle mahalle boşalır, öğle vak-
ti güneşin kızgınlığı yoğunlaşır, gölgesi kısalır; ev ses-
siz'eşir, herkes kuytuya çekilir, zaman durulurdu.
Uzaktan bir ses:
- Yoğurtçuuu...
Bir kez daha bağırmastnı beklerdim yoğurtçunun,
sanki sıcakta zaman uzardı.
•
Nadir Nadi'yi son kez hastaneye götürmek için Ye-
niköy'deki evin önünden cankurtarana bindirdiği-
mizde yanına oturdum. Elini tuttum. Arabanın içi çok
sıcaktı. Hastayı yetiştirebilecek miydik?.. Nadir Bey
susuyor, aklıma münasebetsiz şeyler geliyordu. Za-
man elle tutulurcasına yoğunlaşmıştı. Gömleğim ya-
pış yapıştı. Birden çocukluğumun yazlannı anımsa-
dım.
Sıcakta zaman uzuyor muydu?
•
Bugün 20 Ağustos.
Yine sıcak; ama, zaman artık uzamryor; bir başka
oyun oynuyor.
Nadir Bey'le tanıştığımdan bu yana neredeyse kırk
yıl dolacak; bu güzelim insanı yitireli gelecek sene
on yıl olacak. Göz açıp kapayıncaya dek, 20'nci Yüz-
yıl'ın ortalanndan 21 'inci Yüzyıl'ın eşiğine savrubnu-
şuz.
Hiç kimse ölümsüz değil; zamanın içinden geliyo-
ruz, zamana kanşıp gidiyoruz.
Yüz yıl, beş yüz yıl, bin yıl sonrasını düşünmekle
uzamı zamana kanştırmak, bilinemez ufuklan ku-
caMamaya çaiışmak anlamına getmez mi?.. Nadir Be/i
yaşadığı zaman dıliminden ötede düşünürsek, Baş-
yazanmızın anlamı daha da belirginleşmez mi?..
•
Nadir Nadi 'Dostum Mozart' kitabını 1986'da ya-
yımladı; demek ki ölümünden beş yıl önce; ilk say-
fasına benim için ne yazmış, okuyalım:
"Dostum Mozart'dan..
Dostum llhan'a."
Bir gün sormuştum:
- Nadir Bey, ben mûziktenpekanlamam;ama, fda-
sikmûzik kilise kubbesinin dinginliğinde sûrerken Be-
ethoven'te biriikte bir gümbürtü başlıyor; Mozart
bu kapsamda tutucu kalmıyor mu?..
Nadir Nadi karşısındakiyle konuşurken hep bir
başka şey düşünür izfenimi verirdi; gazete tsierini
tartışırken bile, sanki benliğinde bir başka sese ku-
lak verir; içindeki dünyada seslendirilen bir müziği din-
ler gibiydi; ama, bu kez atak bir tutuma girdi:
"- Yok efendim, dedi. Mozart hiçbir zaman kalıp-
laşmadı; kendi içinde sürekli olarak ileriye doğru
gelişti, son sonatlannı dinlersen, onun Beethoven'i
çağırdığını duyar gibi olursun."
Bir anahtardır bu sözler..
Nadir Nadi, çağlann birbirine bağlanıp iç içe geç-
tiğini, uygarlıgın bu değişimde aranması gerektiğini
önce müzikte yakalayıp sonra tüm insanlıkta yorum-
layan kişiliğiyle ağır basar; yazılanndaki ve Cumhu-
riyet'i yönetimindeki biçemi de budur.
•
Peki. Nadir Nadi yaşasaydı, medyanm 90'IJ yıllar-
R n f e l r t f l l d d ü ü d ü ?
Onun adtna kuşkusuz konuşamam; afnâ, Nadi'nin
sanata âşık ve bilime bağlı bir kimliği vardı; Türkiye'nin
geleceğine ilişkin sorulan şöyle yanıtlardı:
"- Kısa sürede iyimser değilim, uzun sûrede çıkış
yollan açılacak..."
Büyük bir 'Aydınlanmacı" kS; 1923 Cumhuriyet Dev-
rimi'ne yürekten bağlıydı; bu konuda en küçük bir
odüne bile katlanamazdı.
Insanlarla ilişkileri 'mesafeli' görünse de yüreği
'sımsıcaktı' Nadir Nadi'nin...
'Zaman"\a onu daha çok anlıyor ve özlüyorum.
•'•' Y a z m a
Seminerleri'ne çağn
Ülkesini ve kendini yannlara hazırlayan
yazarlarla buluşmak amacıyla
düzenlediğimiz "Yazma Seminerleri"
16 Ekim 2000 tarihinden itibaren başlıyor.
• Yazma Semineri
. • Felsefeye Giriş-Felsefe Yazın İlişkisi
• Sinema Tarihi ve Senaryo Yazım Teknikleri
•FotoğrafSanatı
Dünyayı, toplumu ve hayatı herkesin
gördüğünden farklı görüp algılamak,
düşüncelerinizi güzel ve etkili bir biçimde
ifade etme yeteneğinizi geliştirmek, yazın
dünyasında meraklı bir yolculuğa çıkmak
istiyorsanız, seminerlerimizle ilgili daha |
geniş bilgiyi vakfımızdan edinebilirsiniz. |
Son başvuru tarihi 13 Ekim 2000'dir. |
mı ırrif*ı I
Pans Caddesı No 14
Kavaklıdere. 06540 ANKARA
Tel (0312) 417 77 20 pbx
- ;ı Faks (0312)417 57 46
e-posta umagâumag org tr
HUKUKSUZ YÖNETİMLER
SUSKUN İNSANLAR
Ismet Kemal Karadayı
Telefaks:
Yazar 0 216 340 29 59
Güldikeni Y: 0 312 251 44 07