Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-13 AĞUSTOS 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TrtçıiıkJa
•ucadetede
adnntar atjlmalı'
• Haber Merkezi -
Türkıye Araştırmalar
Nierkezi Başkanı
Prof. Dr. Faruk Şen,
Avrupa'nın birçok
ülkesinde
ırkçılığm hızla
artmakta olduğunu ve
ırkçılıkla mücadelede
somut adımlar atüması
gerektığıni söyledi.
Irkçılığa karşı
mücadelenın çocuklara
lcüçük yaşta çok kültürlü
toplum bilıncinin
aşılanmasıyla olacağını
belirten Şen,
3-4 milyon insanı
Avrupa'da yaşayan
Türkiye'nin de üzerine
düşen görevler
bulunduğunu anımsattı.
tod teröpiste iMum
cezası istemi
• DİVARBAKJR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakır'DGM'de 1993
yılında 5 yurttaşın
öldüriilmesi ve 10 kişinin
de yaralanması
eyleminden sorumlu
tutulan 2 Hizbullahçtya
idam istemiyle dava açıldı.
Hizbullahçılar için
hazırlanan iddianamede,
sanık Abdullah Yalçın'ın
1993'te örgüt emriyle,
Diyarbakır'da tutuklu
bulunan ve ıdam istemiyle
yargılanan üst düzey asken
kanat sorumlusu Cemal
Tutar'ın taz kardeşıyle
gayriresmi evlilik yaptığı
vurgulandı. Sanık
Süleyman Koraltan'ın ise
sahte kimlik kullandığı
gerekçesiyle gözaltına
alınmasına karşın yeniden
serbest bırakıldığı ifade
edildi.
TÜPkiye-BM
|ANKARA(AA)-İP
Ankara tl Başkanı Dursun
Karadağ, hükümetin,
Birleşmiş Milletler'in
'Siyasi ve Medeni Haklar
Sözleşmesi' ile
'Ekonomik, Sosyal ve
Kûltürel Haklar
Sözleşmesi'ni
imzalamaması gerektiğinı
savundu. Karadağ, bu
sözleşmelerin imzalanması
durumunda, Türkiye'nin
etnik, dinsel ve dilsel
boğazlaşmalara sahne
olacağını ve BM însan
Haklan Komitesi'nce
denetleneceğini belirtti.
PKK'deiç
muhatefet
BJ ANKARA (AA)-
PKK'nin, muhaliflerini
cezalandırmaya yönelik
"aynştınna" politikası
dolayısıyla örgütten kopan
ve kendilerine "Özgûrlûk
înisiyatifı" adını veren
grup, ölüm cezasından
kurtulmaya çalışan
Abdullah Öcalan'ın,
muhaliflere yönelik idam
emrini bizzat verdiğini
belirterek Öcalan'ın
kendisiyle çeliştiğini
bildirdi. Özgûrlûk
Înisiyatifı adlı grup bir
bildiri yayımlayarak,
örgütûn infazlanyla ilgili
olarak PKK'yi, demokrasi
ve insan haklanna
uymamakla suçladı.
Memur-Sen'in
|ANKARA(AA)-
Memur-Sen Genel
Sekreteri Ahmet Aksu,
Devlet Istatistik
Enstitüsü'nûn (DlE)
acıkladığı 7 aylık
enflasyon oranının
gerçekleri yansıtmadığını
iddia ettı. Aksu, çalışanla
ilgisı olmayan mallann baz
almarak enflasyonun
disük gösterildiğini,
erflasyonun asıl sebebinin
hikûmetin politikalan
oüuğunu söyledi.
CHP lideri Nevşehir'de, dinci gericilikle savaşımın yasalarla yapılması gerektiğıni söyledi
Oymen: Hükümet ciddi değil
SELAHATltN ŞAHİN
NEVŞEHİR : CHP Genel
Başkanı Altan Oymen, hükü-
metin, Cumhurbaşkanlığı ile
arasuıda kriz yaratan kanun
hükmünde kararnamede
(KHK) ve irtica ile mücadele-
de ciddi olmadığını söyledi.
öymen, hükümetin Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet Sezer'ı
adeta suçlarcasına "polemik
yaratbğrnı savundu.
CHP Tüzük Kurultayı, Nev-
şehir'in Ürgüp ilçesındekı Dın-
ler Otel'de başladı. Öymen,
toplantı öncesinde KHK'yı
"kanun" olarak değerlendir-
diklenni, ancak tersini savu-
nanlar olduğu için kararname-
nin tartışmalı bir hale geldiği-
ni söyledi. Cumhurbaşka-
nı'mn, önüne gelen her şeyi
imzalamak gibi bir zorunlulu-
ğu bulunmadığını vurgulayan
• Oymen, koalisyonu eleştirerek, "Hükümetin irticayla mücadelede ciddi
olmadığı anlaşılmaktadır. 'Ben KHK çıkaracağım. Cumhurbaşkanı buna mâni
oluyor. 0nun için bu işi yapamıyorum' demek, bahaneden ibarettir" dedi.
Oymen şöyle konuştu:
"Sayın Sezer'i seçenler, bu
hükümetin mensuplandır.
Kendisini çok sa> gın bir hukuk
adamıolduğu, hukukun üstün-
lüğünü savunduğu için seçmiş-
lerdir. Şimdi Sayın Cumhur-
başkanı da kendi anlayışı için-
de hukukun üstünlüğünü yeri-
ne getirmektedir. Bunu saygıy-
la kabul etmeklazun. Hüküme-
tin Cumhurbaşkanı'nı adeta
suçlarcasına polemik yaratma-
sı yanhşür. Şimdi KHK ile eğer
irticaya hizmet edenler veya bir
takun kriminal işlere kanşan-
lar cezalandınlmak, memuri-
yetten cıkanlmak isteniyorsa,
Sayın Cumhurbaşkanı da göu-
derdiği yazıda, 657 sayıh Devlet
Memurlan Kanunu'nun 125.
maddesinde bu hnkânlann ol-
duğuna işaret etmiştir. Bunun
kanun konusu olduğunu hanr-
latmışûr. Kanun çıkıncaya ka-
dar da mevcut kanunlann işle-
tihnesini istemiştir. 'Ben KHK
çıkaracağım. Cumhurbaşkanı
buna mânı oluyor. Onun için
bu işi yapamıyorum' demek,
bahaneden ibarettir. Hüküme-
tin irticayla mücadelede ciddi
olmadığı anlaşılmaktadır."
'Yadırganacak nitelikte'
Başbakan Bülent Ecevit'ın
demeçlerinin yadırganacak ni-
telikte olduğunu ve neredeyse
bir siyasi kavga konusu yapar
gibi üslup kullandığını belirten
Öymen "Türkrye'dedemokra-
sinin sağhld] tşletflebibnesi için
bu vapay kriz ortanunın muda-
ka aşüması gerekir" dedı.
"Cumhurbaşkanını tutanlar*
ve "hükümeti tutanlar" gıbı
kamplara bölünmenın yaşan-
dığını vurgulayan Öymen,
"Sanki Cumhurbaşkanı'nı sa-
vunanlar irticaya hizmet edi-
yorlarmış gibL Bunlann hepsi,
sağhkh demokrasi açısuıdan ül-
kemize zarar verir. Herkes ak-
hnı başına abnah, bu gereksizve
yapay krizi ortadan kakurmak
için gereken yapılrnau" diye
konuştu.
Daha sonra CHP Tüzük Ku-
nıltayı hakkında bilgı veren
Öymen şöyle devam etti:
"Uzun bir çahşma dönemin-
den sonra parti tüzüğümüz ye-
niden şekillenecek. Eylül a> ı so-
nunda yapacağımız Tüzük Ku-
rultavı'na hazırhk amacı taşı-
yan bu toplannda aynca oluş-
turduğumuz çahşma grupla-
nndan biri olan Sağlık ve Sos-
yal Yardun kurulumuzda ülke-
nin sağlık sorunlannın çözü-
müne yönelik bir taslak hazır-
ladı. Bu toplannda bunu da gö-
rüşme imkânı bulacağtz. Görü-
şülecek bu taslak CHPnin sağ-
lık politikalarınuı belirienme-
snde en tenıel noktayı oluştura-
cak.Aynca 5 günlükbu çahşma
dönemi içerisinde günlük siya-
si genşmeleri de Merkez Yöne-
tim Kunıhı üyelerimizk değer-
lendinne olanağı bulacağız"
dedi.
CHP MYK toplantısı daha
sonra basına kapalı olarak de-
vam ettı.
Emniyet, koğuş tipinin sakıncalarını belirterek F tipi cezaevini savundu
4
BM staiHİartlanııa uygıın'ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-Emniyet Genel Müdürlü-
ğü, F tıpı cezaevlennı savunur-
ken koğuş sistemiyle cezaevle-
rinde denetımın saglanamadığı-
nı ve cezaevlerinin örgütlerin
eğitim yerleri haline geldiğini
bildirdi. Cezaevlerine giren
sempatizanın militan. militanın
da üst düzey örgüt sorumlusu
olarak faaliyetlerinı sürdûrdü-
ğünün saptandığım kaydeden
emniyet, F tipi cezaevlerinin
BM ve Avrupa Konseyi stan-
dartlanna uygun olduğunu sa-
vundu.
Emniyet Genel Müdürlü-
ğü'nden yapılan açıklamada,
'anayasal düzeni ve güvenUğini
Marksist-Leninist yöntemkr;
aşın sağ, ırkçı, irticai faaliyeder
ve böiücü-bölgeci hareketlerle
tehditeden kişiveörgütkre' kar-
şı yürütülen operasyonlarda te-
rör örgütlenne büyük darbe in-
dirildiği belırtıldi. Açıklamada,
terör örgütlerinin üst düzey so-
rumlulannın koğuş sistemine
dayalı cezaevlennde olmaları
nedeniyle, cezaevlerinin terör
örgütlerinin idare merkezi
1
du-
rumuna geldiğini kaydedildi.
'13 örgüt mensubu
öklürüldü'
Son 5 yıl ıçinde Sabancı su-
ikastı faillerinden Mustafa Du-
yar'ın da aralannda bulunduğu
toplam 13 örgüt mensubunun,
organize suç ve terör örgütlerin-
ce cezaevlennde öldürüldüğü
ammsatılan açıklamada, "Uy-
gulanmakta olan koğuş sistemi,
denetim ve kontroUerin sağhkh
yapdmasına engel teşkil eden bir
faktör ohnuştur. Terör örgütkri
cezaevlerinde iç denetimi ve
kontrolu ele geçirdiği gibi, içeri-
de istediği şekilde örgütknerek
buralan örgütlerin eğitim yerle-
ri haline getinnişlerdir. Bu bağ-
bunda, cezaevlerine sempatizan
olarak girenlerin militan. mili-
tan olarak girenlerin de üst dü-
zey örgüt sorumlusu olarak fa-
alryetlerini sürdürdükleri tesptt
edümiştir" denildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü
açıklamasında, F tipi cezaevle-
rinin 3713 sayılı Terörle Müca-
60 göstericiyedayakhgözaltıGalatasaray'da F tipi cezaevini protesto
etmek için açıklama yapmak isteyen
tutuklu ve hükümlü aüeleri, poh'sin sert
müdahalesiyle karşdaştı. "Hücrelere
girmeyeceğiz'", "Zindanlar boşalsın^
tutsaklara özgürlük",
U
F tipi cezaevine
hayır" ve "Özgür tutsaklar
onurumuzdur" sloganlan atan grubun
çevresini saran güvenuk güçleri,
çemberi daraltarak tutuklu ve hükümhl
ailelerini Çevik Kuvvet otobüslermin
önüride sdaştırdı. Gostericileri,
tartaklayarak otobfislere bindiren ve
dayağa otobüsün içinde de devam eden
poİis» otobüsün camlarmdan çıkarak zafer
işareti yapan tutuklu ve hükümlü
ailelerini, «özy aşarücı biber gazı sıkarak
etkisiz hale getirmeye çahşb. Gözaltuıa
ahnan 60 kişi, daha sonra Güvenlik Şube
Müdürlüğü'ne götürüldu. Kargaşa
sırasında Tutuklu ve Hükümlü Aüeleri
Yardımlaşma Derneği (TAYAD) üyesi
Nadire ÇeUk bayıldı. ÇeUk, yaşh olduklan
için gözaltına alınmayan diğer tutuklu ve
hükümlü yakınlan tarafından taksiye
bindirilerek hastaneye kaldmldı.
dele Kanunu'nun 16. ve 4422
sayılı Cıkar Amaçlı Suç örgût-
leriyle Mücadele Kanunu'nun
13. maddeleri gereğince gelışti-
rihniş olduğu, 1 ve 3 kişilik oda
sistemine dayah 'Avrupa Konse-
yi ve BM standartianna uygun'
elektronik ve güvenlik dona-
nımlı çağdaş ve modem cezaev-
leri olduğu savunuldu.
Emniyet Genel Müdürlüğü, F
tipi cezaevlerine geçişte 'ceza\ı
e
infaz kurumlannda asayiş, di-
siplin ve iç güvenhgin sağlanma-
SL tutuklu ve hükümlülerin top-
huna kazandınhnasL, kalabalık
koğuş sistemlerinin yaratuğj za-
fryetterin önlenmesi, mahkûm-
lara sosyal, kûltürel ve sportif fa-
aByet alanlan ile daha özel ya-
şam alanlan sunulmasL ceza-
evindeki tutuklu ve hükümlüle-
rin can güvenüklerinin sağlan-
ması' amacı olduğunu belirtti.
'Tûnel kazamayacaklar'
Emniyetin açıklamasmda, ıs-
mi venlmeyen bir tutuklunun,
terör örgütlerinin F tipi cezaev-
lerinı neden istemediklerine iliş-
kin anlathğı belirtilen şu görüş-
leredeyerverildi:
"Terör örgütieri F tipi ceza-
evindeeğitim çahşmasıyapama-
yacaklar. Askeri eğhhn vereme-
yecekler, insanlan ölüm maki-
nesi ve cellat yapamayacaklar.
Tünel veya başka yöntemlerie fi-
rar planlayanıayacaklar. Yeni tu-
tuklananİan örgüt sorgulaya-
mayacak, dışarı bilgi gönderip
örgütün çözühnesini engeUeye-
meyecekler. Yargüamalarda ör-
gütlerin savnnmalan befirleme
ortanu ortadan kalkacak. Terör
örgütieri işkence, tecrit ve baskı
yapamayacaklar. F tipi cezaevin-
deinsanlarözgür iradeleriyie ce-
zalarmı çekmek üzere yatacak,
rahatükla istediklerinde örgüt-
lerden kopacaklarduf
1IRMIK
Cezaevi araması
Burdur ve
K.Maraş'ta
tünel
bulundu
KAHRAMANMARAŞ
/ BURDUR (Cumhuriyet)
- Kahramanmaraş E Tipi
Cezaevi'nde PKK'li mah-
kûmlann kazdığı 9 metre
uzunluğunda bir tünel or-
taya çıkanldı Geçen gün-
lerde siyasi tutuklulara yö-
nelik yapılan operasyonla
gündeme gelen Burdur E
Tipi Cezaevi'nde de 1 met-
re uzunluğunda tünel' bu-
lunduğu iddia edildi.
Kahramanmaraş Cum-
huriyet Başsavcısı Ahmet
Gökçınar, Gökçınar, ll
Jandarma Alay Komutan-
lığı'mn da çalışmalan so-
nucu 19 Arahk 1999 tari-
hinde cezaevi güney kesi-
mindcki şüphelı bolgede
uzun bir hendek kazıldığı-
ru anlattı. Bu kazı sırasın-
da PKK'lilerin kazdığı tü-
nelin bir kısmının çökme-
si üzerine tutuklulann ka-
zıyı durdurduğunu belir-
ten Gökçınar, 30 PKK'li-
nin kaldığı koğuşu da ta-
mamen boşalttıklannı bil-
dirdi. Gökçınar, aradan ge-
çen 9 ay sonra boşaltüan
koğuşta yapılan çalışma-
lar suasında 9 metre uzun-
luğunda tünel tespit edıl-
diğini söyledi.
5 Temmuz'da bir grup
siyasi tutuklu ve hüküm-
lünün direniş başlattığı ve
olaylann çıktığı Burdur
Cezaevi 'nin 4 numaralı
koğuşunda 1 metre geniş-
liğinde bir tünel ortaya
çıktığı ilen sürüldü. 80
santimetre genişliğinde, 1
metre uzunluğundaki tü-
nelin siyasi tutuklulara yö-
nelik yapılan operasyonda
kompresörlerle delinen
koğuşta ruvaletferin yanm-
da bulunan su biriktirme
çukurunun altında bulun-
duğu bildirildi.
Tünelle ilgili olarak
Burdur Cumhuriyet Baş-
savcıhğı'nca soruşturma
başlatıldığı öğrenildi.
IAYDIN ENGtN aengin@doruk.net.tr.
Ada'da ftrtına var.. diye baş-
layacağım ama, hangı ada?
Istanbullular okuyunca ya
Büyükada'yı düşünecekler, ya
Heybeli'yi. Çanakkaleli okuyu-
cu "Bozcaada mı, Gökçeada
mı" diye soracak. Egeliler, ada
olmadığını bile bile "Kuşadası"
anlayacaklar. Siyaset dışı dü-
şünemeyenlerin birkesimi "Im-
ralı 'da bir gelişme mi var" der-
ken, bir başka kesimi "Ay, ge-
ne mi Kıbns üstüne bir yazı"
diye soracaklar. Oysa bu satır-
lann yazan "ada" deyince yal-
nızca Marmara Adası'nı anlar.
Ada'da dört gündür fırtına
kol geziyor.
Kaynanamın başucunda ası-
lı Saatli Maarif Takvimi'ne bak-
bm. Bufırtınanın "sayılı günler"
arasında sözü edilmiyor. Filiz-
kıran geçti. Filizkoparan da
geçti. Yıldızdönümü desen de-
ğil-
Beklenmedik bir fırtına yani.
Önceden kestirilemeyen bir fır-
tına.
Dört gündür alabildiğine esi-
yor. Denizin üstünde ak köpük
kümeleri uçuşuyor. Kavaklar
Fırtına Ada'yı Yıkadı, Anttı...
bir secdeye yatıyor, bir rükuya
duruyon ardından dikilip, yeni-
den secdeye kapanıyor. Yüz-
yıllık çınarlar fırtınaya meydan
okuyor ama çok zorlandıklan
besbelli.
Ağaçlar perişan, deniz oynak
ve oyunbaz. Ada, renk cüm-
büşleri ıçinde kendi kendini yı-
kıyor. Teknelerin çoğu balıkçı
bannağına sığındılar. Gök kâh
bulutlarta kaplanıyor, kâh yakı-
cı bir güneşle aydınlanıyor. Ge-
celeri, alışmayanların gözünü
uyku tutmuyor; oysa kimileri fır-
tına ninnisiyle uyumanın tadını
çıkanyor.
Ada'da dört gündür fırtına
kol geziyor ve adayı antıyor.
Sonunda dört gündür topla-
nıp toplanıp fırtına tarafından
püskürtüten buiutlarbirden bo-
şandı. Çakan şimşekler, düşen
yıldınmlar derken, gök gürültü-
leri arasında yağmur boşandı.
Yazyağmuru!..
Suya aç toprak önce ıslandı
ve ıslak toprağın tadına doyul-
maz kokusu adayı sardı. Ardın-
dan tepelerden denize dogru
minik derecikler inmeye başla-
dı. Toprak ana kana kana su iç-
ti. Çocuklar, yağmurda denize
girmenin büyüsünü bir kez da-
ha "keşfettiier".
Ada yıkandı, anndı, gelin gi-
bi süslendi. Hâlâ dinmeyen fır-
tınada, uçuşan saçlannı tanyor.
Balıkçılar, toplaştıklan liman
kahvesinde bilgiç bilgiç ahkâm
kestiler; "GöTcufunetini tam bo-
şaltamadı. Boşalmadan da ha-
va inmez" buyurdular. Haklılar.
Gök yeni bir sağanağa gebe.
Sırılsıklam ada, yeni sağa-
naklarla daha da annacak; ara-
lıksız esen fırtına, kıyılan, tepe-
lerdeki koca kayalan, limanda-
ki balık artıklannı, adanın egri
büğrü, daracık sokaklanndaki
tozu toprağı daha da antacak.
Doğa ne yapacağını, ne za-
man yapacağını, ne kadar ya-
pacağını iyi biliyor.
Fırtına bükülmezleri büktü,
eğilmezleri eğdi, inatlan kırdı;
ardından bir de sağanak indi-
rip adayı yıkadı, pakladı.
•••
Şeytan diyor, al Ankara'yı, al
Çankaya'yı, al bakanlan, baş-
bakanlan, al siyaseti, siyasetin
cambazlannı, getir Ada'ya.
Koy fırtınanın önüne; koy sa-
ğanağın attına.
Sanki devlet kadroları tü-
müyte şeriatçı kadrolann işga-
li altındaymışçasına korku öy-
küleri düzüp "Bana birkarama-
me lazım, o da bu gece lazım"
diye rutturanlan...
Istediğini alamayınca, mızık-
çı çocuklar gibi suratını asan;
gözleri öfkeden çakmak çak-
mak, "Imzalayacak. Tersini dü-
şünmek bile istemiyonım" di-
ye yurttaşın yüreğine korkular
salmaya çabalayanlan...
Hepimizin gözünün içine ba-
ka baka, "N'apalım benimle
görüşmek istemiyor. Küstü" di-
ye, suçu omuzlanndan fırtatma
manevralan çevirenleri...
Bir gecede Tahkim Yasası'nı
çıkardıklarını unutup, Mec-
lis'ten bir yasa çıkarmaya ya-
naşmayanlan...
"Cumhurbaşkanlan salt hu-
kuk için titizlenmez, biraz da
guguk için titizlenmeli. Devlet
işi hukuktan önemlidir" buyu-
ranlan...
"Do/a/zuncu'nun görev sü-
resini uzatmak için siyasal ma-
nevra çevirirken, anayasanın
açik hükmüne rağmen açık oy
diye tutturan "hukuk sabıka-
//"lannı...
Şimdi de "Yasa geri çevrilir
ama kararname çevrilmez" an-
lamına getecek hukuk yorum-
ları yaparak sabıkalannı kat-
merleyenleri...
Devlete, gizli servis destekli
tapınma ayinleri düzenleyen
medya tetikçilerini...
Hepsini, hepsini doldur bir
tekneye, getir buraya, Ada'ya.
Koy fırtınanın önüne; koy sa-
ğanağın altına.
Doğa yapacağını biliyor.
Bükülmezleri büküyor, eğil-
mezleri eğiyor, inatlan kınyor;
ardından bir de sağanak indi-
rip yıkıyor, paklıyor, haklıyor...
POLİTtKA GU1NLUGU
HtKMET ÇETİNKAYA
Hukuk mu Guguk mu?
Gerçekten hükümet irticayla mücadelede karar-
lı mıdır?
Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz 'irticaya' nasıl bakı-
yor; tarikat şeyh ve şıhlarının siyaset üzerindeki et-
kinliklerini görebilıyorlar mı?
Acaba Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz, Fethullah Gü-
len hakkında mahkemece verilen gryabi tutuklama
karannı nasıl karşıladılar?
Bırkaç gun önce yazdım, bir kez daha yineliyo-
rum:
Hizbullah adlı eli kanlı terör örgütü gökten zem-
bille mi indi? Bu terör örgütü camileri hücre evine
çevirirken, güvenlik güçlerinin karargâhlannda eği-
tilirken devlet neredeydi?
Şimdi gelelim Miili Eğitim Bakanlığı'na...
Bu bakanlıkta Türk-lslam sentezinin savunucu-
lan, Fethullah Gülen'in mürrtleri hâlâ görevleri
başında değil mi?
Şimdi bıze gönderilen mektubu birlikte okuyalım:
"Çok uzun yıllardan ben Milli Eğitim Bakanlığı
kadroları Türk-lslam sentezini savunan gerici,
yobaz cumhunyet düşmanı kışılenn elındedir. 55.
hükümet döneminden beriMEB, DSP'nin elinde-
dir. Bu yapının kınlması için olumlu çabalar varsa
da anlamlı sonuçlaralınamamıstır.
Benim için köktendinci, irticacı memurlann te-
mizlenmesinin amaçlanması önemlidir. Düzenle-
menın KHK veya yasa ile yapılması önemli de-
ğildir.
Özellıkle MEB'de kimi kime şikâyet edeceksin
sorusu yakıcıdır. MEB, Teftiş Kurulu dahii olmak
üzere baştan aşağı Atatürk düşmanlannın elinde-
dir. Memurlann görevden uzaklaştınlmasını kolay-
laştıracak birdüzenleme MEB'de Atatürkçü, yurt-
sever öğretmen kıyımına dönüşebilir.
Ben DSP'nin içinden sayılınm. MEB, DSP'ye
geçtiğinden beri bakanlığın durumunu Sayın Baş-
bakan'a, milletvekillerine anlatmaya çalışıyoruz.
Fakat sonuç alamıyoruz.
Basında, kamuoyunda MEB'le ilgili tartışılan
nonrı kadro yönetmeliği var. Gerçekte MEB 'de tar-
tışılması gereken okul müdürü ve yönetici ata-
malannı düzenleyen, maalesef var olan kadrolann
konumlannı koruyan, yöneticiliği düşünen Atatürk-
çü öğretmenler için uzun süreçler öneren son iki
yıl içinde birer yıl arayla yayımlanmış iki yönet-
melık daha bulunmaktadır.
Ben kendi adıma da görev talebinde bulunmak
dahil, MEB sorunlannı, bu yönetmeliklerin sakın-
calannı Sayın Bakan dahil DSP milletvekillerine
anlatmaya çalışıyorum. Fakat sonuç almakta zor-
lanıyorum."
• • •
Irtıca ve bölücülerle mücadele nasıl olacak?
Kanun hükmünde kararnameyle!..
Oysa demokrasiler kendilerini yasalarla korur!..
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ne diyor:
"Demokrasi KHK'lerie korunmaz, yasalarla ko-
runur!" . ,
Başbakan Bülent Ecevit kızıyor:
"Cumhurbaşkanı anayasa gereği KHKyi imza-
lamak zorundadır..."
Ecevit ipleri geriyor:
"Devlet krizi çıkaıi"
Hizbullah militanlan güvenlik güçlerinin karar-
gâhlannda eğitilirken; Susuriuk çetesi devlet için-
de örgütlenirken nedense devlet krizi çıkmıyor
da, Cumhurbaşkanı KHK'yi imzalamaymca çıkı-
yor!..
Mıllı Eğitim Bakanlığı Teftiş Kurulu'na bir bakın;
kaçı Türk-lslam sentezci, kaçı tarikatçı göreceksi-
niz!..
Müfettişler filanca okula gidiyoriar, kız öğrenci-
lere türban takacaksınız' baskısı yapan müdür-
le konuşup raporu hazırlıyorlar:
"Okulda Atatürk büstü ve Türk bayrağı bulunu-
yor, okul müdürünün odasında ve dersliklerde de
Atatürk fotoğrafı var..."
Sonuç bölümü:
"Okul müdürüne iftira atılmıştır..."
Oysa okul tepeden tırnağa şeriatçı yapılanma.
içinde; öğrenciler ortaokul birinci sınıftan itibaren
'Işıkevlerine' taşınıyor; bu evlerde astsubay okul-
lanna, polis kolejlerine hazırianıyoriar!..
Elbette bizim, Ecevit'in laiklik ve demokrasi an-
layışından kuşkumuz yok. Ama insanlar hangi mes-
lekten olurlarsa olsunlar, belli bir yaştan sonra de-
ğişiyorlar...
Nedir bu değişim?
Her yaptıklannın doğru olduğuna inanmak!..
Ecevit, şimdilerde böyle bir süreçten geçiyor!..
•••
Demokrasiler KHK'lerie değil, yasalarla korunur!..
Şimdi diyeceksiniz ki:
"Ama bu Meclis'ten öyle bir yasa çıkmaz!.."
Ben de derim ki:
"Eğer bu Meclis demokrasiyi bir yaşam biçimi
olarak görüyorsa demokrasiyi koruma yasalannı
çıkarmak zorundadır..."
işin özü de bu değil midir?
Sakın ola ki hukukla guguğu birbirine kanştır-
mayın!..
hikmetcetinkayai'i cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
CumhuriYet
kitap kulübü
L_
y f
ÇAİIIIIN TAHIĞI ÜÇ YAZAR
2. BASI
KUIİUY OLAYIVITMİKAT
RAMPURI
4 BASI
SANCILI YILLAR KÜŞATIIMIŞ
SOKAKLAR
4 BASI
POSTÜMDA KURT
ZAMBAK SANA DA BÜLAJTI KAN
2 BASI
DİN BARONUNUN KAZLARI
2 BASI
A$IK KADINLAR SOKAİI
2. BASI
$ERİAT PAZARI
SEYDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
TÜRKİYE'NİN $EYTAN ÜÇ6ENİ
6ÖZLERİN POYRAZ
Cumhuriyet K,ıap Kulubu Çağ Pazariama A.Ş. Turkocağı Cad.
No:39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: 514 01 96