20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 TEMMUZ2000PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP'li Selvi, Başbakan'ı küçük hesap ve çıkarlar peşinde koşmakla suçladı 4 Ece\it ortaldarma baksıır .ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- balcan BûlentEcevit'in, CHP'nin HADEP ile işbirliğı yaptığına yönelik sözlerine CHP'den sert tepki geldi. CHP Genel Baş- ka« Yardımcısı Cevdet Sehi, "Bir Başba- kan'm, böyle bir konuyu sadece küçük he- s a p ve çıkariar doğniltusunda değerien- db-mesinden büyük özüntü duydunT de- di. PM üyesi Ercan Karakaş. Ecevit'in, CHP'nin yükselişinın önünü kesmek için çaba harcadığını söyledi. PM üyesı Ertuğ- rul Günaj da "CHP'nin hedefi, ber ne pa- hasma olursaobuniktidarohnakdeğfl, ön- ce tüm Türkrye'ıun partisi olmaktır" dedı. CHP Genel Başkanı Ahan Öymen de, Gaziantep'de katıîdığı tüzük toplantısm- da, CHP'nin Türkiye'nin çıkarlan için her partiyle işbirliği yapabileceğini belir- terek "Geçmişte DSP'yle de işbirliği yap- ülc Diğersiyasipartiferledeişbirtiği yapa- nz. Başta demokratikleşme olmak üzere, • Genel Başkan Öymen, CHP'nin Türkiye'nin çıkarlan için her partiyle işbirliği yapabileceğini belirterek "Geçmişte DSP'yle de işbirliği yaptık. Diğer siyasi partilerle de işbirliği yapanz. Ama bu bir siyasi işbirliği değildir" dedi. ûlkenin ihtiyaç duyması halinde, her ko- nuda işbirliği yapanz" dedi. Ecevit'in, partisinin PM toplantısında dile getirdığı "CHP, HADEP Oe işbirliği içinde. Bundan kaygı duvuyorum. Bu ko- nuda önümüzdeki günlerde bir açıklama yapabflirinı" sözlen, CHP'lileri çiJeden çıkardı. Başbakan'm açıklamalannı "ta- lihsiz" olarak niteleyen CHP'liler, sorum- luluk isteyen bir konuda, yalnızca CHP'yi yıpratmak amacıyla degeriendirmeler ya- pılmasının son derece yanlış olduğunu söylediler. Ecevit'in ülke gerçekleri hak- kında cıddı bılgı sahıbı olmadığını ya da çevTesi tarafından yanıltıldığını sözieny- le ortaya koyduğunu belirten Selvi, CHP'nin ülke bütünlüğünü, bağımsızlığı- nı ve uluslararası ilişkilerde onurunu her- kesten fazla gözeten bir parti olduğunu vurguladı. HADEP ile CHP arasında siyasi bir iş- birliği olmadığını belirten Selvi, ülkenin aydınJığa gıdebilmesi için, belirli yasal kurumlarla diyalog geliştirilmesinin de- mokrasinin en gerekli ve doğal biçimi ol- duğunu vurguladı. Selvi, "Sayın Ecevh, geriye dönüp bakdğında kimkrie işbirii- ği yapıp ülkeyi hangi noktaya getirdiğini düşünmelklir. Ecevit, kendini sağın hami- si olarak görüyor, sağın bir araya gehnesi için her türhı özveride bulunuyor. Hatta tüm kamuoyunu şaşırtan tavuîar takını- yor. Şimdiye kadar yapüklan açık seçik, sağın etkisini artürmak içuuür" dedi. Ertuğrul Gunay, CHP'nin ulusal bütün- lük konusunda kıskançlık ölçüsünde du- yarlı olduğuna dikkat çekerek "Bu aç> dan demokrasinin gerektirdiği her tûrtfi uygarffişkryevediyaloğaaçıkolınakiabir- Kkte, bir ak ya da bölge çerçevesiııi aşa- mayan partüer ile herhangi bir işbirliği söz konusu edüemez. Daha açık söylemek gerekirse, CHP ne HADEP öeseçim işMr- Kği yapar ne de MHP ile iktidar ortakhğL Çünkü CHP' nin hedefl, dün vebugün kö- tü örneklerini gördüğümüz gfibi, her ne pahasınaotaırsaoisuniktidar ohnakdeğB, önce tüm Türkiye'nin partisi ofanakor" görüşünü aktardı. PM üyesi Ercan Karakaş da, CHP'nin demokrasiyi savunan bir parti olarak, di- ğer partilerle dıyaiog kurmasınuı son de- rece doğal olduğunu söyledi. Yümaz hükümete ABD'destres (itıphazırlanacak ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-Koalısyon or- takiannın "hükümetegü"" çağnsı yaptığı ANAP li- deri Mesut Yılmaz, ABD'de, hükümete hazır- lanacak. Hakkındaki Yüce Divan dosyalan nedeniyle "sıkınüh" bir dönem geçi- ren Yılmaz, 10 günlük ABD ziyareti boyunca "stres" atacak. Yılmaz, ABD dönüşü de partisinin ı yetkili organlannı 19, 20, 1 21 Temmuz tarihlerinde toplayarak "hükümetvize- s " isteyecek. AB Genel Sekreterliği'nden sorum- lu devlet bakanlığı ve baş- bakan yardımcıhğına ge- tirilmesı beklenen Yıl- maz'ın, bu ay sonunda ka- bineye girmesine kesin gözüyle bakılıyor. ANAP lideri Yılmaz, hakkındakı Meclis soruş- turmalanndan aklanır ak- lanmaz, soluğu ABD'de aldı. Dün sabah ABD've hareket eden Yılmaz, bu- rada küçük oğlu Hasan'ı, Washington'daki bir okula kaydettirecek. Yılmaz'ın aynca "resmi niteliği ol- mayan" bazı temaslarda bulunacağı öğrenildi. 10 Temmuz'da Türkiye'ye dönecek olan Yılmaz, 15- 16 Temmuz'da Samsun, 17 Temmuz'da da Ispar- ta'da partisinin il örgütü toplantılanna katılacak. Yılmaz 19-20 Temmuz'da Istanbul'da partisinin baş- kanlık divanını toplaya- cak. Burada hükümete gırme nıyetıni ilk olarak başkan- lık divanında gündeme ge- tirmesi beklenen Yılmaz, 21 Temmuz'da toplanacak Merkez Karar Yönetim Kurulu'ndan da bu konu- da "yetkT isteyecek. 'Meydanlardemokrasinin dğerV 'En önemli sorun nüfus yoğunluğu' ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-ANAP Genel Başkan Yardımcısı Salih Yddınm, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın kabineye girmesinin, ka- binenin güvenliğini, işler- liğini ve etkinliğini arttı- racağını söyledi. ANAP Genel Merke- zi'nde dün bir basm top- lantısı düzenleyen Salih Yıldınm, TBMM soruş- tunna komisyonlannın oluşturuluş şekli ve gün- deme taşıdıklan konula- nn. "siyasal ve gündelik hesaph" olduğunu ifade etti Yıldınm, bunun bir ke2 daha yaşanmaması içiıı TBMM Iç Tüzü- ğü'nde ve anayasada ge- rekli değişiklikleri yapa- caklannı söyledi. "ANAP Genel Basltanı Mesut Yıl- maz'ın kabineye nezaman gjreceğmin" sorulması üzenne de Yıldınm, "Sa- ym Yılmaz'ın kabineye ghrnesi, kabinenin güven- tiğini, işleriiğini ve etkinü- ğtaü çok artüracaktır*' dı- ye konuştu. Türkiye'nin önündeki en önemli sorunlardan bırinın nüfus yoğunluğu olduğu- nu, ışsizliğın ıse hıç kimse- nin içine sindiremeyeceği düzeyde bulunduğunu söy- leyen Yıldınm, 10.5 mil- yon işsizi olan bir ülkede, 4.5 miryoıı kişinin de asga- n ücretle geçinmek zorun- da olduğunu ıfade etti. 9. Cumhurhaşkanı Süleyman Demirei, demokrasinin "meydanlardaki halkın, sadece asker ve vergi veren insanlar olmaktan çıkıp esamesi okunur hale getoesT olduğunu belirterek "Meydanlar demokrasinin dğeridir" dedl Demirei, dün Ankara Kaksi icindeki Zenger Paşa Konağı'nda kahvalnlı sohbet toplantısına kaüku. Siyasetçinhı haOda devlet arasında bir koprü olduğunu, bu köprünün sağiam olması durumunda rejimin isjeveceğini kaydeden Demirei, gücün halktan aunacağuu, zaman zaman idare edenkrie idare edüenler arasında hesaplaşma olacağnu söykdi. Demirei, "Meydanbr demokrasinin ciğeridir. Meydanlar, idare edilen ile idare edenlerin hesaplaşoğı yerlerdir" diye konuştu. (Fotograf.AA) Oymen: Geçmişimiz 1919'lam dayanır GAZtANTEP (Cum- huriyet) - CHP Genel Başkanı Altan öymen, ANAP'ın CHP'yi "ezeü düşman" ilan ettığıni be- lirterek "Ezeli düşman- hk, çok eskiye dayanan düşmanlıkOr. Bizim geç- mişimiz 1919'adayanyor. O tarihe kadar uzanan düşmanlık beslemeye ANAP'ın yaşı müsait de- ğfl^ dedi." Öymen, Gaziantep'te düzenlenen "CHP Tüzük 2000BölgeToplantısı''nda yaptığı konuşmada, Tür- kiye'nin birliğe ve banşa her zamankinden daha fazla gereksınımi bulun- duğunu söyledi. Sıvas olaylannın tahrik sonucu olduğunu vurgulayan öy- men, "Vatandaşlan 'şu gruptan', 'şu inançtan', 'şu etnik gruptan' diye birbirinden ayınp birbir- lerine karşı tahrik etmek istejenler, maalesef ülke- mizden eksik olmuyor" dedi. CHP lideri Altan öy- men, Türkiye'nin her noktasında banşı hâkim kılmak için herkesin elın- den gelen çabayı göster- mesi gerektiğini belirtti. Elektroııik pranga geliyor AHMETŞEFİK TRABZON - Adalet Bakaru HJk- met Sanıi Türk, elektronik pranga sistemine geçileceğini, özgürlüğü bağlayıcı bazı suçlarda evlerde in- fazın getirileceğini bildirdi. Türk, 2003 yıhnda "Yargı lnterneti"nin çalışmaya başlayacağını açıkladı. Trabzon'da, adalet sisteminde ya- pılması tasarlanan değişiklikler hakkında bilgiler veren Hikmet Sa- mi Türk, Danıştay, Yargıtay, Bölge tdare Mahkemeleri. tcra Iflas Kanu- nu ve Noterlik Kanunu'ndaki yeni- hklerin "Adalet Reformu"nun baş- langıcı olduğunu söyledi. Türk, re- form kapsamında Medeni Kanun ve Ceza Kanunu'nda önemli değişik- likler yapılacağmı anlattı. Özgürlü- ğü kısıtlayıcı suçlara ilişkin ceza- larla ilgili değişikliklere değinen Türk şöyle konuştu: "Bazı ülketerde uygulanan elekt- ronikpranga sistenıini ülkemize ge- tireceğiz. tnsanlann elve ayaklanna takılacak bilekliklerk cezaevlerine girmeden,cezalan ölçüsündeözgür- lükleri kısıtlanabUecek. Bu şekilde suçlular sadece evkrinin çevresinde dolaşabflecekler. Bu suurlan aşama- yacaklar. Bazı suçlarda da zorunlu kamu hizmeti düşünüyoruz." Hikmet Sami Türk, mahkemeler- de yargının hızlandınlması için bil- gisayar sisteminin getirileceğini, kurulacak "Ulusal Bflgisayar Yargı Ağı" ile tüm mahkemelerin birbiri- ne bağlanacağını bildirdi. Resmi yaaşmalara gerek kalma- dan bu sistenile anmda sorunlann çözülebileceğini söyleyen Türk, "www4idaletgov.tr" adresiyle bir Internet sitesi de kurulacağını, bu sitenin2003'te tamamlanacağım ve avukatlann mahkemeye gitmeden kendi bürosundan davalan izleye- bileceğıni belirtti. IRMIKIAYDIN ENGtN [email protected] tr Biliyorum fark ettiniz. Olsun. Bei yineleyeceğim: "Ağınma" dejil "Ağar'ıma" gitti, dedim. Tü'kçeye yeni bir "fül" kazandı- nyorum. "Ağınna gitmek" fıili- niryetmediği durumlarda kulla- nılnak üzere "Ağanma gitmek" fiilni öneriyorum. Dili zenginleş- tiri cxum. Türkçentn bu katkıya geeksinimi var. Nasıl "hıyar"\n yemediği yerde "hıyar oğlu hı- yar"; "gûzel" kesmeyince "gü- z&ergüzeli"d\yorsak, "ağınma gftnek"\n bir sonrakı aşaması içiı bundan böyle:Ağanma git- Çok Ağar'ıma Gitti, Çok... layır, hayır, Türkiye Büyük Miet Meclisi Genel Kurulu'nda İAhmet Ağar'ın aklanmasj de- ğ i ağanma gıden. Bu biliniyor- d i. Tansu Çiller'i, Mesut Yıl- ırtz'ı aklayan bu Meclis, tutup c*<V1erimet Ağar'ı Yüce Divan'a Q siyasaJ mevtarMn, yani *ko- /a 'ın bile üstesinden geleme- y-« bir Meclis'in, tutup da ^ i n i n iskelesinden çivi bile s-cctürmemişin, yanı "zor"un iksssinden gelmesini bekleye- c=e kadar saf degiliz elbet. iu aklayıp "ağar'tma oylama- ssrn ardından Susurfuk dava- ^sda yargılanmakta olan tetikçi rrtetinden, milletçe özür dite- ^ ı , bu yaz sıcaklannda arada bir de olsa DGM'ye taşınma zo- runluluklannı kaldırsak daha hakça olacak. Adamcağızlar "devlet"memuruydular; emir al- dılan emirteri gereğince ve ek- siksiz yerine getirdiler. Bunun neresi suç? Arada bir bal tutan parmaklannı yalayıp, uyuşturucu parasından, kumarhane rantın- dan üç beş kuruş nasiplendiler diye onlan ha bireyargıç karşısı- na çıkarmak adalete sığmıyor... Bırakalım adamcağızlan. Hiç olmazsa kendimizi "eşeği dö- vemeyip semerinisopalamak" gülünçlüğünden kurtannz. Yani ağanma giden aklan- manın kendisi değil. Daha Susuriuk komisyonu- _nun ateşli oturumlar yaptığı günlerde, nihayet lütfedip ko- misyona gelen Mehmet Ağar, "Benim burada konuşmam için, önce komisyonunuzun önüne benimyanım sıra bires- kiGenelkurmaybaşkanı ile ye- di generalin gelmesi gerek" dediğinde aklanmıştı. Yani ağanma giden sahiden Mehmet Ağar'ın aklanması fi- lan değil. Bu köşede sık sık yazıldı: Demokrasi, rejimlerin "en iyisi" değildir; ama "en azkötü"o\a- nıdır. Daha iyisi icat edilene ka- dar da ister istemez onu savu- nacağız. Demokrasilerde pariamento, siyasal erkin en üst organıdır. Ondan ötesi yoktur. Demokra- siyi savunuyorsanız, seçilmiş- lerden oluşan parlamentonun üstünlüğünü savunacak; onun üstünde bir başka erk odağını ise reddedeceksiniz. Bazen (sık sık) içimiz elver- mese de öyle yapmaktayız. O Meclis'te örneğin, cumhurbaş- kanlığına adaylığını koyan ve ne yazık ki artık unutulmakta olan Mail Büyükerman gibi seçkin vatan evlatlannın oldu- ğunu bile bile; ağzından tükü- rükler savurarak konuşan "çevre zaraıiısı", Refah Millet- vekili Şevki Yılmaz'ın da bir zamanlar onun sıralarında oturduğunu unutamasak bile parlamentoyu savunmaya ça- balayacağız. ••• Şimdi buyurun gelin ve şu tabloyayansıyan parlamentoyu savunun bakalım: Ağar'ın aklanması yönünde karar veren Meclis komisyonu, Meclis Genel Kurulu önünde karannı savunmak üzere kürsü- yeçıkmıyor. Komisyondaaklan- maya karşı çıkan, Ağar'ın Yüce Dıvana sevkini isteyen MHP'li yiğitler de kalkıp karşı çıkış ge- rekçelerini anlatacak yürekten yoksun. Sözalan ANAP'lı, FP'li, MHP'li, DSP'li milletvekilleri de söz sırası gelince tükürdükleri- ni yalamaktan öte çıkar yol bu- lamıyorlar. Ve hepsinin üstüne şu sözler tüy dikiyor: Murat Sökmenoğlu (Oturu- mu yöneten Meclis Başkanve- kili, MHP milletvekili) - Söz isti- yormusunuz efendim? Masum Türker (DSP millet- vekili ve komisyon başkanı) - Is- tiyoruz. Ama gerekirse vazge- çeriz. Murat Sökmenoğlu - Vaz- geçeceksiniz. Ben de aynı ka- naatteyim, çünkü öyle olacak? Vaybe! "Vazgeçeceksiniz, çünkü öy- le olacak" ha?.. Içiniz üşüdü mü? ••• Bakınız, bu ülkenin Ceza Ya- sası'nda bir madde var: 759. madde. Artık neredeyse ezber- lediğimden, kitabı açıp bakma- dan aktaracağım: "Türkiye Büyük Millet Mec- lisi'nin, hükümetin, devletin güvenlik kuvvetierinin manevi şahsiyetinitahkirÇnakaret), tez- yif (zaytflatma) ve terzil (rezil et- me) edenlerbiryıldanazolma- mak üzere Şimdiiii... Şu fukara gazetecinin, TB- MM'deki aklama-paklama oy- lamalan ile ilgili olarak yazdığı "Vazgeçtim Yazmıyorum " baş- lıklı Tırmık'müan dolayı Türk Ceza Yasası'nın 159. madde- sini ihlal ettiği gerekçesiyle so- ruşturma başlatıldı. 18 ay hap- si istenmekte. Istensin. Biz lafHTMz» esirgemez, < ru bildiğimizi okuruz. Içeri tı- kaıiarsa, yatanz, çıkanz, sonra gene lafımızı esirgemez, doğ- ru bildiğimizi okuruz. Ama hiç olmazsa şu soruya da hakkımız olur Türkiye Büyük Millet Mecli- si'nin manevi şahsiyetini -sahi- den- tahkir, terzil ve tezyif edenler kimlerdir? Şimdi anlaşıkjı mı, neyin ve neden "ağanma" gittiği?.. 'Gensel' emeklilik muhabbeti... Eloğlu "gen haritasını" çıkardıktan sonra hangi hastalıklann nasıl tedavi edileceğine kafa yorarken parlamenterlerimiz bu işin "muhabbetini" çok sevdi. Siyasi parti liderteri "insanlık tarihinin en son devrimi" konusundaki görüşlerini iç siyasetle harmanlayarak kamuoyuna açıkladı. Hatta parti icindeki konumlannı "sağlama almak" isteyen kimi vekillerimiz, gazetecilerin soruları üzenne "kendim için bir şey istiyorsam namerdim" anlayışıyla "Genel başkanımın yûzyıllarca yaşamasını isterdim" yanıtını verdi. Bazı DSP milletvekilleri, "En çok Ecevitler'/n ömrünün uzamasını isterdim" derken, FP'li Yasin Hatipoğlu'nun gönlünde "eski lideri" yatıyordu. Hatipoğlu "En çok kimin uzun yaşamasını isterdiniz?" sorusuna, önce "Herfıalde kendimin" yanıtını verdi. Ancak biraz düşününce hemen ekledi: "Aslında aklımdan 'O' geçiyordu." Hatipoğlu'nun 'Çath' ismi ortada sözünü ettiği "O" elbette Necmettin Erbakan'dı... FP'li Süleyman Arif Emre ise olaya "emeklilik" açısından bakıyordu. Emre, insanlann ömrü uzayınca, 100 yıl çalışan bir kişinin en az 100 yıl da "emekli" olarak hayatını sürdürmesi durumunda devletin zor durumda kalacağını hesapladı. Ardından da olası "çareyi" açıkladı: "Meclis, 'insanlar 150 yaşına kadar yaşayabilir' diye bir kanun çıkanr, mesele çözülür." / .. ; ANAP'lılar ise "mezarda emeklilik" diye adlandınlan sistemi getiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın "ne kadar ileri görüşlü olduğuyla" övünüyor. ANAP'lılar, "Yaşar Okuyan, geleceği gördüğü için bu emeklilik yasasını çıkardı. Şimdi emeklilik yaşını 100'e çıkarmak gerekebilir. Çünkü artık 'mezarda emeklilik' değil, 'gensel emeklilik' söz konusu olabilir" diyortar... kaldı... Eski Içişleri Bakanı Mehmet Ağar'la ilgili çete komisyonunun aklama yönünde karar vermesi nedeniyle komisyonun DSP'li Başkanı Masum Türker, MHP'lilerin "Masum Çatlı" takılmalanna hedef oldu. Türker, bu takılmalardan son derece rahatsız. Kuliste kendisiyle sohbet eden MHP'li Bozkurt Yaşar Öztürk sözü dondürüp dolaştınp "Çatlı" konusunu getirince dayanamadı: "MHP, utanç duyduğu adamlannı bize yıkıyor hemalde." öztürk, bu söztere "Biz kimseden utanmayız" yanıtını verince, Türker son noktayı koydu: "Aman, alın o zaman, iade edtyorvm, siz kullanmaya devamedin"... Devlet Bahçeli'nin parmağı... MHP lideri Devlet Bahçeli, soruşturma komisyonlanndaki oylamalarda milletvekillerini "vicdanlanna" göre serbest bıraktı, ancak kendisi, TBMM Genel Kurulu salonunda bulunmaana karşın hiçbir komisyon raporu için oy kullanmadı. Bu durum, DYP'lilerin dikkatini çekmiş olmalı ki, Ahmet iyimaya, örtülü ödenekle ılgılı komisyon raporu görüşülürken Bahçeli'ye "dokundurdu": "Meclis aşınıyor, siyaset dibe vuruyor, topyekûn güven sorunu yaşıyoruz. r Halk 'evet' diyen parmaklara da 'hayır' diyen parmaklara da, hareketsiz parmaklara da artık inanmıyor; oyunun ardındaki bin tühü cinliği, o derin sezgisiyle keşfediyor." Vekilin 'diyet' formülü.. Meclis'in "fazla kilolan"ndan yakınan milletvekillerinin gözü bugünlerde DSP'li Masum Türker'e çevrildi. Türker'in uyguladığı diyetle 3 ayda yaklaşık 30 kilo verdiği kulislere yayıhnca, zayrflamak isteyen diğer milletvekilleri diyetin sımnı öğrenmek için Türker'in peşine düştü. Meraklı okuriara Türker'in diyetinin temel unsurfartnı aktaralım: Her sabah bir bardak stcak suyun içine bir çay bardağı bal, bir tatlı kaşığı sirke koyacaksınız. Bol yeşil elma yiyeceksiniz. öğle ve akşam yemeklerinde de, klasik diyet formüllerinde yer alan ızgara ve sebze yiyeceksiniz... ı . Türker'in günden güne "erimesi", diğer kilolu milletvekıllerini rahatsız ediyor. Kilolanyla tanınan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakara Yaşar Okuyan ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Şevket Bülent Yahnici, Türker'in üyesi olduğu TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Metin Şahin'e sitem etti: "Nasıl ış, anlamadık. Masum'un verdiği kilolan biz alıyoruz..." Masum Türker RTÜK tasansının 'sahibi' DSP mi? Medya patronlanna kamu ihaleieri ve borsaya girme yolunu açan tasan, muhalefetin yanı sıra MHP'li üyeler ve DSP'li Mehmet Ozcan'ın çabalanyla tatil sonrasına kaldı. DSP, MHP ve ANAP temsilcilerinden oluşan alt komisyon bu tasanya dayanak olan bir taslak hazırtamıştı. DSP'lilerin taslağında "medya patronlanna kamu ihalelerine girme yolunu açan " düzenleme yoktu, ancak hükümette diğer ortaklann isteği üzerine bu düzenleme tasanya girdi. Anayasa Komisyonu'ndakı görüşmeler sırasmda ise ne ANAPMarnede MHP'lîfer bu düzenlemeye sahip çıktı. Hatta Devlet Bakanı Rüştü Kâzım Yüceten muhalefet temsilcilerinin bu konudaki sorulannı, ilgili maddeye gelince yanıtlayacağını" belirterek yanıtsız btraktt. DSP'li Tayfun Içli ile Erol Al ise, "parti disiplini" gereği kendi tasiaklannda olmayan düzenlemeye militanca sahip çıktlar. Öyle ki, gazeteci kökenli Ankara Milletvekili Erol Al, savunmayı "Bu tasan çıkmazsa patronlar medyadan çekilir, binlerce gazeteci işsiz kalır", "Bu yasa çıkmazsa, bütün kamu ihalelerini radyo-televizyon şirketleri bulunmayan 3 hokfing ahr" gibi görüşter açıkiama noktasına dek taşıdı... Bu arada, düzenlemenin "asıl sahibi" olan ANAP'lılann sesi çıkmryorda.. MHP'liferlsBr" ; muhalefetle birltkte davranıyordu. Sahi, FiTÜK Tasarısı'nın gerçek sahibi kim? Medya patronlannın kamu ihalelerine girmesini en çok DSP'liler mi istiyor? Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karakoyua, Emine Kaplan tbmm(S)cıunhurryetcom.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle