Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 TEMMUZ2000PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
CHP'li Selvi, Başbakan'ı küçük hesap ve çıkarlar peşinde koşmakla suçladı
4
Ece\it ortaldarma baksıır
.ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş-
balcan BûlentEcevit'in, CHP'nin HADEP
ile işbirliğı yaptığına yönelik sözlerine
CHP'den sert tepki geldi. CHP Genel Baş-
ka« Yardımcısı Cevdet Sehi, "Bir Başba-
kan'm, böyle bir konuyu sadece küçük he-
s a p ve çıkariar doğniltusunda değerien-
db-mesinden büyük özüntü duydunT de-
di. PM üyesi Ercan Karakaş. Ecevit'in,
CHP'nin yükselişinın önünü kesmek için
çaba harcadığını söyledi. PM üyesı Ertuğ-
rul Günaj da "CHP'nin hedefi, ber ne pa-
hasma olursaobuniktidarohnakdeğfl, ön-
ce tüm Türkrye'ıun partisi olmaktır" dedı.
CHP Genel Başkanı Ahan Öymen de,
Gaziantep'de katıîdığı tüzük toplantısm-
da, CHP'nin Türkiye'nin çıkarlan için
her partiyle işbirliği yapabileceğini belir-
terek "Geçmişte DSP'yle de işbirliği yap-
ülc Diğersiyasipartiferledeişbirtiği yapa-
nz. Başta demokratikleşme olmak üzere,
• Genel Başkan Öymen, CHP'nin Türkiye'nin çıkarlan için her
partiyle işbirliği yapabileceğini belirterek "Geçmişte DSP'yle de
işbirliği yaptık. Diğer siyasi partilerle de işbirliği yapanz. Ama bu
bir siyasi işbirliği değildir" dedi.
ûlkenin ihtiyaç duyması halinde, her ko-
nuda işbirliği yapanz" dedi.
Ecevit'in, partisinin PM toplantısında
dile getirdığı "CHP, HADEP Oe işbirliği
içinde. Bundan kaygı duvuyorum. Bu ko-
nuda önümüzdeki günlerde bir açıklama
yapabflirinı" sözlen, CHP'lileri çiJeden
çıkardı. Başbakan'm açıklamalannı "ta-
lihsiz" olarak niteleyen CHP'liler, sorum-
luluk isteyen bir konuda, yalnızca CHP'yi
yıpratmak amacıyla degeriendirmeler ya-
pılmasının son derece yanlış olduğunu
söylediler. Ecevit'in ülke gerçekleri hak-
kında cıddı bılgı sahıbı olmadığını ya da
çevTesi tarafından yanıltıldığını sözieny-
le ortaya koyduğunu belirten Selvi,
CHP'nin ülke bütünlüğünü, bağımsızlığı-
nı ve uluslararası ilişkilerde onurunu her-
kesten fazla gözeten bir parti olduğunu
vurguladı.
HADEP ile CHP arasında siyasi bir iş-
birliği olmadığını belirten Selvi, ülkenin
aydınJığa gıdebilmesi için, belirli yasal
kurumlarla diyalog geliştirilmesinin de-
mokrasinin en gerekli ve doğal biçimi ol-
duğunu vurguladı. Selvi, "Sayın Ecevh,
geriye dönüp bakdğında kimkrie işbirii-
ği yapıp ülkeyi hangi noktaya getirdiğini
düşünmelklir. Ecevit, kendini sağın hami-
si olarak görüyor, sağın bir araya gehnesi
için her türhı özveride bulunuyor. Hatta
tüm kamuoyunu şaşırtan tavuîar takını-
yor. Şimdiye kadar yapüklan açık seçik,
sağın etkisini artürmak içuuür" dedi.
Ertuğrul Gunay, CHP'nin ulusal bütün-
lük konusunda kıskançlık ölçüsünde du-
yarlı olduğuna dikkat çekerek "Bu aç>
dan demokrasinin gerektirdiği her tûrtfi
uygarffişkryevediyaloğaaçıkolınakiabir-
Kkte, bir ak ya da bölge çerçevesiııi aşa-
mayan partüer ile herhangi bir işbirliği
söz konusu edüemez. Daha açık söylemek
gerekirse, CHP ne HADEP öeseçim işMr-
Kği yapar ne de MHP ile iktidar ortakhğL
Çünkü CHP' nin hedefl, dün vebugün kö-
tü örneklerini gördüğümüz gfibi, her ne
pahasınaotaırsaoisuniktidar ohnakdeğB,
önce tüm Türkiye'nin partisi ofanakor"
görüşünü aktardı.
PM üyesi Ercan Karakaş da, CHP'nin
demokrasiyi savunan bir parti olarak, di-
ğer partilerle dıyaiog kurmasınuı son de-
rece doğal olduğunu söyledi.
Yümaz hükümete
ABD'destres
(itıphazırlanacak
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu)-Koalısyon or-
takiannın "hükümetegü""
çağnsı yaptığı ANAP li-
deri Mesut Yılmaz,
ABD'de, hükümete hazır-
lanacak. Hakkındaki Yüce
Divan dosyalan nedeniyle
"sıkınüh" bir dönem geçi-
ren Yılmaz, 10 günlük
ABD ziyareti boyunca
"stres" atacak. Yılmaz,
ABD dönüşü de partisinin
ı yetkili organlannı 19, 20,
1
21 Temmuz tarihlerinde
toplayarak "hükümetvize-
s " isteyecek. AB Genel
Sekreterliği'nden sorum-
lu devlet bakanlığı ve baş-
bakan yardımcıhğına ge-
tirilmesı beklenen Yıl-
maz'ın, bu ay sonunda ka-
bineye girmesine kesin
gözüyle bakılıyor.
ANAP lideri Yılmaz,
hakkındakı Meclis soruş-
turmalanndan aklanır ak-
lanmaz, soluğu ABD'de
aldı. Dün sabah ABD've
hareket eden Yılmaz, bu-
rada küçük oğlu Hasan'ı,
Washington'daki bir okula
kaydettirecek. Yılmaz'ın
aynca "resmi niteliği ol-
mayan" bazı temaslarda
bulunacağı öğrenildi. 10
Temmuz'da Türkiye'ye
dönecek olan Yılmaz, 15-
16 Temmuz'da Samsun,
17 Temmuz'da da Ispar-
ta'da partisinin il örgütü
toplantılanna katılacak.
Yılmaz 19-20 Temmuz'da
Istanbul'da partisinin baş-
kanlık divanını toplaya-
cak.
Burada hükümete gırme
nıyetıni ilk olarak başkan-
lık divanında gündeme ge-
tirmesi beklenen Yılmaz,
21 Temmuz'da toplanacak
Merkez Karar Yönetim
Kurulu'ndan da bu konu-
da "yetkT isteyecek.
'Meydanlardemokrasinin dğerV
'En önemli sorun
nüfus yoğunluğu'
ANKARA (Cumhuri-
yetBürosu)-ANAP Genel
Başkan Yardımcısı Salih
Yddınm, ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz'ın
kabineye girmesinin, ka-
binenin güvenliğini, işler-
liğini ve etkinliğini arttı-
racağını söyledi.
ANAP Genel Merke-
zi'nde dün bir basm top-
lantısı düzenleyen Salih
Yıldınm, TBMM soruş-
tunna komisyonlannın
oluşturuluş şekli ve gün-
deme taşıdıklan konula-
nn. "siyasal ve gündelik
hesaph" olduğunu ifade
etti Yıldınm, bunun bir
ke2 daha yaşanmaması
içiıı TBMM Iç Tüzü-
ğü'nde ve anayasada ge-
rekli değişiklikleri yapa-
caklannı söyledi. "ANAP
Genel Basltanı Mesut Yıl-
maz'ın kabineye nezaman
gjreceğmin" sorulması
üzenne de Yıldınm, "Sa-
ym Yılmaz'ın kabineye
ghrnesi, kabinenin güven-
tiğini, işleriiğini ve etkinü-
ğtaü çok artüracaktır*' dı-
ye konuştu.
Türkiye'nin önündeki en
önemli sorunlardan bırinın
nüfus yoğunluğu olduğu-
nu, ışsizliğın ıse hıç kimse-
nin içine sindiremeyeceği
düzeyde bulunduğunu söy-
leyen Yıldınm, 10.5 mil-
yon işsizi olan bir ülkede,
4.5 miryoıı kişinin de asga-
n ücretle geçinmek zorun-
da olduğunu ıfade etti.
9. Cumhurhaşkanı Süleyman
Demirei, demokrasinin
"meydanlardaki halkın, sadece asker
ve vergi veren insanlar olmaktan çıkıp
esamesi okunur hale getoesT
olduğunu belirterek "Meydanlar
demokrasinin dğeridir" dedl
Demirei, dün Ankara Kaksi icindeki
Zenger Paşa Konağı'nda kahvalnlı
sohbet toplantısına kaüku.
Siyasetçinhı haOda devlet arasında bir
koprü olduğunu, bu köprünün
sağiam olması durumunda rejimin
isjeveceğini kaydeden Demirei, gücün
halktan aunacağuu, zaman zaman
idare edenkrie idare edüenler
arasında hesaplaşma olacağnu
söykdi. Demirei, "Meydanbr
demokrasinin ciğeridir. Meydanlar,
idare edilen ile idare edenlerin
hesaplaşoğı yerlerdir" diye konuştu.
(Fotograf.AA)
Oymen:
Geçmişimiz
1919'lam
dayanır
GAZtANTEP (Cum-
huriyet) - CHP Genel
Başkanı Altan öymen,
ANAP'ın CHP'yi "ezeü
düşman" ilan ettığıni be-
lirterek "Ezeli düşman-
hk, çok eskiye dayanan
düşmanlıkOr. Bizim geç-
mişimiz 1919'adayanyor.
O tarihe kadar uzanan
düşmanlık beslemeye
ANAP'ın yaşı müsait de-
ğfl^ dedi."
Öymen, Gaziantep'te
düzenlenen "CHP Tüzük
2000BölgeToplantısı''nda
yaptığı konuşmada, Tür-
kiye'nin birliğe ve banşa
her zamankinden daha
fazla gereksınımi bulun-
duğunu söyledi. Sıvas
olaylannın tahrik sonucu
olduğunu vurgulayan öy-
men, "Vatandaşlan 'şu
gruptan', 'şu inançtan',
'şu etnik gruptan' diye
birbirinden ayınp birbir-
lerine karşı tahrik etmek
istejenler, maalesef ülke-
mizden eksik olmuyor"
dedi.
CHP lideri Altan öy-
men, Türkiye'nin her
noktasında banşı hâkim
kılmak için herkesin elın-
den gelen çabayı göster-
mesi gerektiğini belirtti.
Elektroııik pranga geliyor
AHMETŞEFİK
TRABZON - Adalet Bakaru HJk-
met Sanıi Türk, elektronik pranga
sistemine geçileceğini, özgürlüğü
bağlayıcı bazı suçlarda evlerde in-
fazın getirileceğini bildirdi. Türk,
2003 yıhnda "Yargı lnterneti"nin
çalışmaya başlayacağını açıkladı.
Trabzon'da, adalet sisteminde ya-
pılması tasarlanan değişiklikler
hakkında bilgiler veren Hikmet Sa-
mi Türk, Danıştay, Yargıtay, Bölge
tdare Mahkemeleri. tcra Iflas Kanu-
nu ve Noterlik Kanunu'ndaki yeni-
hklerin "Adalet Reformu"nun baş-
langıcı olduğunu söyledi. Türk, re-
form kapsamında Medeni Kanun ve
Ceza Kanunu'nda önemli değişik-
likler yapılacağmı anlattı. Özgürlü-
ğü kısıtlayıcı suçlara ilişkin ceza-
larla ilgili değişikliklere değinen
Türk şöyle konuştu:
"Bazı ülketerde uygulanan elekt-
ronikpranga sistenıini ülkemize ge-
tireceğiz. tnsanlann elve ayaklanna
takılacak bilekliklerk cezaevlerine
girmeden,cezalan ölçüsündeözgür-
lükleri kısıtlanabUecek. Bu şekilde
suçlular sadece evkrinin çevresinde
dolaşabflecekler. Bu suurlan aşama-
yacaklar. Bazı suçlarda da zorunlu
kamu hizmeti düşünüyoruz."
Hikmet Sami Türk, mahkemeler-
de yargının hızlandınlması için bil-
gisayar sisteminin getirileceğini,
kurulacak "Ulusal Bflgisayar Yargı
Ağı" ile tüm mahkemelerin birbiri-
ne bağlanacağını bildirdi.
Resmi yaaşmalara gerek kalma-
dan bu sistenile anmda sorunlann
çözülebileceğini söyleyen Türk,
"www4idaletgov.tr" adresiyle bir
Internet sitesi de kurulacağını, bu
sitenin2003'te tamamlanacağım ve
avukatlann mahkemeye gitmeden
kendi bürosundan davalan izleye-
bileceğıni belirtti.
IRMIKIAYDIN ENGtN aengin@doruk.net tr
Biliyorum fark ettiniz. Olsun.
Bei yineleyeceğim: "Ağınma"
dejil "Ağar'ıma" gitti, dedim.
Tü'kçeye yeni bir "fül" kazandı-
nyorum. "Ağınna gitmek" fıili-
niryetmediği durumlarda kulla-
nılnak üzere "Ağanma gitmek"
fiilni öneriyorum. Dili zenginleş-
tiri cxum. Türkçentn bu katkıya
geeksinimi var. Nasıl "hıyar"\n
yemediği yerde "hıyar oğlu hı-
yar"; "gûzel" kesmeyince "gü-
z&ergüzeli"d\yorsak, "ağınma
gftnek"\n bir sonrakı aşaması
içiı bundan böyle:Ağanma git-
Çok Ağar'ıma Gitti, Çok...
layır, hayır, Türkiye Büyük
Miet Meclisi Genel Kurulu'nda
İAhmet Ağar'ın aklanmasj de-
ğ i ağanma gıden. Bu biliniyor-
d i. Tansu Çiller'i, Mesut Yıl-
ırtz'ı aklayan bu Meclis, tutup
c*<V1erimet Ağar'ı Yüce Divan'a
Q siyasaJ mevtarMn, yani *ko-
/a 'ın bile üstesinden geleme-
y-« bir Meclis'in, tutup da
^ i n i n iskelesinden çivi bile
s-cctürmemişin, yanı "zor"un
iksssinden gelmesini bekleye-
c=e kadar saf degiliz elbet.
iu aklayıp "ağar'tma oylama-
ssrn ardından Susurfuk dava-
^sda yargılanmakta olan tetikçi
rrtetinden, milletçe özür dite-
^ ı , bu yaz sıcaklannda arada
bir de olsa DGM'ye taşınma zo-
runluluklannı kaldırsak daha
hakça olacak. Adamcağızlar
"devlet"memuruydular; emir al-
dılan emirteri gereğince ve ek-
siksiz yerine getirdiler. Bunun
neresi suç? Arada bir bal tutan
parmaklannı yalayıp, uyuşturucu
parasından, kumarhane rantın-
dan üç beş kuruş nasiplendiler
diye onlan ha bireyargıç karşısı-
na çıkarmak adalete sığmıyor...
Bırakalım adamcağızlan. Hiç
olmazsa kendimizi "eşeği dö-
vemeyip semerinisopalamak"
gülünçlüğünden kurtannz.
Yani ağanma giden aklan-
manın kendisi değil.
Daha Susuriuk komisyonu-
_nun ateşli oturumlar yaptığı
günlerde, nihayet lütfedip ko-
misyona gelen Mehmet Ağar,
"Benim burada konuşmam
için, önce komisyonunuzun
önüne benimyanım sıra bires-
kiGenelkurmaybaşkanı ile ye-
di generalin gelmesi gerek"
dediğinde aklanmıştı.
Yani ağanma giden sahiden
Mehmet Ağar'ın aklanması fi-
lan değil.
Bu köşede sık sık yazıldı:
Demokrasi, rejimlerin "en iyisi"
değildir; ama "en azkötü"o\a-
nıdır. Daha iyisi icat edilene ka-
dar da ister istemez onu savu-
nacağız.
Demokrasilerde pariamento,
siyasal erkin en üst organıdır.
Ondan ötesi yoktur. Demokra-
siyi savunuyorsanız, seçilmiş-
lerden oluşan parlamentonun
üstünlüğünü savunacak; onun
üstünde bir başka erk odağını
ise reddedeceksiniz.
Bazen (sık sık) içimiz elver-
mese de öyle yapmaktayız. O
Meclis'te örneğin, cumhurbaş-
kanlığına adaylığını koyan ve
ne yazık ki artık unutulmakta
olan Mail Büyükerman gibi
seçkin vatan evlatlannın oldu-
ğunu bile bile; ağzından tükü-
rükler savurarak konuşan
"çevre zaraıiısı", Refah Millet-
vekili Şevki Yılmaz'ın da bir
zamanlar onun sıralarında
oturduğunu unutamasak bile
parlamentoyu savunmaya ça-
balayacağız.
•••
Şimdi buyurun gelin ve şu
tabloyayansıyan parlamentoyu
savunun bakalım:
Ağar'ın aklanması yönünde
karar veren Meclis komisyonu,
Meclis Genel Kurulu önünde
karannı savunmak üzere kürsü-
yeçıkmıyor. Komisyondaaklan-
maya karşı çıkan, Ağar'ın Yüce
Dıvana sevkini isteyen MHP'li
yiğitler de kalkıp karşı çıkış ge-
rekçelerini anlatacak yürekten
yoksun. Sözalan ANAP'lı, FP'li,
MHP'li, DSP'li milletvekilleri de
söz sırası gelince tükürdükleri-
ni yalamaktan öte çıkar yol bu-
lamıyorlar.
Ve hepsinin üstüne şu sözler
tüy dikiyor:
Murat Sökmenoğlu (Oturu-
mu yöneten Meclis Başkanve-
kili, MHP milletvekili) - Söz isti-
yormusunuz efendim?
Masum Türker (DSP millet-
vekili ve komisyon başkanı) - Is-
tiyoruz. Ama gerekirse vazge-
çeriz.
Murat Sökmenoğlu - Vaz-
geçeceksiniz. Ben de aynı ka-
naatteyim, çünkü öyle olacak?
Vaybe!
"Vazgeçeceksiniz, çünkü öy-
le olacak" ha?..
Içiniz üşüdü mü?
•••
Bakınız, bu ülkenin Ceza Ya-
sası'nda bir madde var: 759.
madde. Artık neredeyse ezber-
lediğimden, kitabı açıp bakma-
dan aktaracağım:
"Türkiye Büyük Millet Mec-
lisi'nin, hükümetin, devletin
güvenlik kuvvetierinin manevi
şahsiyetinitahkirÇnakaret), tez-
yif (zaytflatma) ve terzil (rezil et-
me) edenlerbiryıldanazolma-
mak üzere
Şimdiiii...
Şu fukara gazetecinin, TB-
MM'deki aklama-paklama oy-
lamalan ile ilgili olarak yazdığı
"Vazgeçtim Yazmıyorum " baş-
lıklı Tırmık'müan dolayı Türk
Ceza Yasası'nın 159. madde-
sini ihlal ettiği gerekçesiyle so-
ruşturma başlatıldı. 18 ay hap-
si istenmekte.
Istensin.
Biz lafHTMz» esirgemez, <
ru bildiğimizi okuruz. Içeri tı-
kaıiarsa, yatanz, çıkanz, sonra
gene lafımızı esirgemez, doğ-
ru bildiğimizi okuruz.
Ama hiç olmazsa şu soruya
da hakkımız olur
Türkiye Büyük Millet Mecli-
si'nin manevi şahsiyetini -sahi-
den- tahkir, terzil ve tezyif
edenler kimlerdir?
Şimdi anlaşıkjı mı, neyin ve
neden "ağanma" gittiği?..
'Gensel' emeklilik muhabbeti...
Eloğlu "gen haritasını"
çıkardıktan sonra hangi
hastalıklann nasıl tedavi
edileceğine kafa yorarken
parlamenterlerimiz bu işin
"muhabbetini" çok sevdi. Siyasi
parti liderteri "insanlık tarihinin
en son devrimi" konusundaki
görüşlerini iç siyasetle
harmanlayarak kamuoyuna
açıkladı. Hatta parti icindeki
konumlannı "sağlama almak"
isteyen kimi vekillerimiz,
gazetecilerin soruları üzenne
"kendim için bir şey istiyorsam
namerdim" anlayışıyla "Genel
başkanımın yûzyıllarca
yaşamasını isterdim" yanıtını
verdi. Bazı DSP milletvekilleri,
"En çok Ecevitler'/n ömrünün
uzamasını isterdim" derken, FP'li
Yasin Hatipoğlu'nun gönlünde
"eski lideri" yatıyordu. Hatipoğlu
"En çok kimin uzun yaşamasını
isterdiniz?" sorusuna, önce
"Herfıalde kendimin" yanıtını
verdi. Ancak biraz düşününce
hemen ekledi: "Aslında aklımdan
'O' geçiyordu." Hatipoğlu'nun
'Çath' ismi
ortada
sözünü ettiği "O" elbette
Necmettin Erbakan'dı...
FP'li Süleyman Arif Emre ise
olaya "emeklilik" açısından
bakıyordu. Emre, insanlann ömrü
uzayınca, 100 yıl çalışan bir
kişinin en az 100 yıl da "emekli"
olarak hayatını sürdürmesi
durumunda devletin zor
durumda kalacağını hesapladı.
Ardından da olası "çareyi"
açıkladı:
"Meclis, 'insanlar 150 yaşına
kadar yaşayabilir' diye bir kanun
çıkanr, mesele çözülür." / .. ;
ANAP'lılar ise "mezarda
emeklilik" diye adlandınlan
sistemi getiren Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar
Okuyan'ın "ne kadar ileri
görüşlü olduğuyla" övünüyor.
ANAP'lılar, "Yaşar Okuyan,
geleceği gördüğü için bu
emeklilik yasasını çıkardı. Şimdi
emeklilik yaşını 100'e çıkarmak
gerekebilir. Çünkü artık
'mezarda emeklilik' değil,
'gensel emeklilik' söz konusu
olabilir" diyortar...
kaldı...
Eski Içişleri Bakanı
Mehmet Ağar'la ilgili çete
komisyonunun aklama
yönünde karar vermesi
nedeniyle komisyonun
DSP'li Başkanı Masum
Türker, MHP'lilerin
"Masum Çatlı"
takılmalanna hedef oldu.
Türker, bu takılmalardan
son derece rahatsız.
Kuliste kendisiyle sohbet
eden MHP'li Bozkurt
Yaşar Öztürk sözü
dondürüp dolaştınp "Çatlı"
konusunu getirince
dayanamadı:
"MHP, utanç duyduğu
adamlannı bize yıkıyor
hemalde."
öztürk, bu söztere "Biz
kimseden utanmayız"
yanıtını verince, Türker son
noktayı koydu:
"Aman, alın o zaman, iade
edtyorvm, siz kullanmaya
devamedin"...
Devlet
Bahçeli'nin
parmağı...
MHP lideri Devlet Bahçeli,
soruşturma
komisyonlanndaki
oylamalarda milletvekillerini
"vicdanlanna" göre serbest
bıraktı, ancak kendisi,
TBMM Genel Kurulu
salonunda bulunmaana
karşın hiçbir komisyon
raporu için oy kullanmadı.
Bu durum, DYP'lilerin
dikkatini çekmiş olmalı ki,
Ahmet iyimaya, örtülü
ödenekle ılgılı komisyon
raporu görüşülürken
Bahçeli'ye "dokundurdu":
"Meclis aşınıyor, siyaset
dibe vuruyor, topyekûn
güven sorunu yaşıyoruz.
r
Halk 'evet' diyen
parmaklara da 'hayır' diyen
parmaklara da, hareketsiz
parmaklara da artık
inanmıyor; oyunun
ardındaki bin tühü cinliği, o
derin sezgisiyle
keşfediyor."
Vekilin 'diyet' formülü..
Meclis'in "fazla
kilolan"ndan yakınan
milletvekillerinin gözü
bugünlerde DSP'li
Masum Türker'e
çevrildi. Türker'in
uyguladığı diyetle 3
ayda yaklaşık 30 kilo
verdiği kulislere
yayıhnca, zayrflamak
isteyen diğer
milletvekilleri diyetin
sımnı öğrenmek için
Türker'in peşine düştü.
Meraklı okuriara Türker'in
diyetinin temel unsurfartnı
aktaralım: Her sabah bir bardak
stcak suyun içine bir çay bardağı
bal, bir tatlı kaşığı sirke
koyacaksınız. Bol yeşil elma
yiyeceksiniz. öğle ve akşam
yemeklerinde de,
klasik diyet
formüllerinde yer alan
ızgara ve sebze
yiyeceksiniz... ı .
Türker'in günden
güne "erimesi", diğer
kilolu milletvekıllerini
rahatsız ediyor.
Kilolanyla tanınan
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakara
Yaşar Okuyan ile
MHP Genel Başkan
Yardımcısı Şevket Bülent
Yahnici, Türker'in üyesi olduğu
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanı Metin Şahin'e sitem
etti: "Nasıl ış, anlamadık.
Masum'un verdiği kilolan biz
alıyoruz..."
Masum Türker
RTÜK tasansının 'sahibi' DSP mi?
Medya patronlanna kamu
ihaleieri ve borsaya girme
yolunu açan tasan,
muhalefetin yanı sıra MHP'li
üyeler ve DSP'li Mehmet
Ozcan'ın çabalanyla tatil
sonrasına kaldı. DSP, MHP ve
ANAP temsilcilerinden oluşan
alt komisyon bu tasanya
dayanak olan bir taslak
hazırtamıştı.
DSP'lilerin taslağında "medya
patronlanna kamu ihalelerine
girme yolunu açan "
düzenleme yoktu, ancak
hükümette diğer
ortaklann isteği üzerine bu
düzenleme tasanya girdi.
Anayasa Komisyonu'ndakı
görüşmeler sırasmda ise ne
ANAPMarnede
MHP'lîfer bu düzenlemeye
sahip çıktı. Hatta Devlet
Bakanı Rüştü Kâzım
Yüceten muhalefet
temsilcilerinin bu konudaki
sorulannı, ilgili maddeye
gelince yanıtlayacağını"
belirterek yanıtsız btraktt.
DSP'li Tayfun Içli ile Erol Al
ise, "parti disiplini" gereği
kendi tasiaklannda olmayan
düzenlemeye militanca sahip
çıktlar. Öyle ki, gazeteci
kökenli Ankara Milletvekili
Erol Al, savunmayı "Bu tasan
çıkmazsa patronlar
medyadan çekilir, binlerce
gazeteci işsiz kalır", "Bu yasa
çıkmazsa, bütün kamu
ihalelerini radyo-televizyon
şirketleri bulunmayan 3
hokfing ahr" gibi görüşter
açıkiama noktasına dek
taşıdı...
Bu arada, düzenlemenin "asıl
sahibi" olan ANAP'lılann sesi
çıkmryorda.. MHP'liferlsBr" ;
muhalefetle birltkte
davranıyordu. Sahi, FiTÜK
Tasarısı'nın gerçek sahibi
kim? Medya patronlannın
kamu ihalelerine girmesini en
çok DSP'liler mi istiyor?
Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karakoyua, Emine Kaplan
tbmm(S)cıunhurryetcom.tr