Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 HAZİRAN 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
Otoriteler
kiime diiştii
Ulusal Fırtbol
Takımımız, Avrupa
Futbol
Şampiyonası'ndaki
son maçında
Belçika'yı yenerek ilk
kez çeyrek finale
yükseldi. Futbol
otorrtelerinin çoğu
tarafından, Itatya
karşısındaki ilk maçını
yftirdiği için yerden
yere vurulan, ikinci
maçında Isveç'le
berabere kaldığı için
hakkında söylenmedik
söz bırakılmayan
Ulusal Takımlar Teknik
Direktörü Mustafa
Denizli ve futbolcular,
Belçika yengisi üzerine
aynı otoritelerce bu
kez kahraman yapıldı.
Bu nasıl bir iştir ki,
otoriteler anında çark
etmenin yolunu
bulmakta hiç
zorlanmadı. Kendi
başansızlıklannı
örtmeyi de çok iyi
bilen aynı otoriteler
şimdi Mustafa
Denizli'yi ve
oyuncularını zorlayıp
şampiyonluk istiyorlar.
Ki Türkrye final
oynayamazsa
Denizli'ye yeniden
vurmanın keyfini
yaşayacaklar!
Şampiyon oluruz ya da
olmayız; Avrupa'da
söz sahibiyiz. Fakat ne
yazık ki futbol
otoritelerimiz
Avrupa'da
kûme düştü!
Bektronik posta: som©posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Gûvercin kurdu
yiyemezmiş...
"Fakat kurt. güvercini de
anvı da bir aüzel
ham vapabilir!"
ransa'nın Istanbul'daki başkonsolosluğu-
na bağlı olarak çalışan Fransız Anadolu
Araştıımaları Enstitüsü, geçenlerde bilim-
sel bir toplantı düzenliyor... Tarihçi Paul
Dumont'un başkanlığındaki enstitünün Istanbul'da-
ki merkezinde düzenlenen ve iki gün süren toplan-
tının konusu: Balkan Toplumlarının Kimlik Sorunla-
n ve Osmanlı Mirası.
Toplantıya yerli-yabancı araştırmacılar, akademis-
yenler katılıyor. Avrupa'dan, Balkanlar'dan gelenler
oluyor. Toplantıda, Fransız Sosyal Bilimler Araştır-
ma Merkezi'nden Nathalie Clayer, uzmanlık alanı-
na giren Arnavutluk üzerine bilgi veriyor ve herhan-
gi bir yorum yapmadan varolan durumu anlatıyor.
Nathalie Clayer'in anlattığına göre, Arnavutluk'ta
bir dönem Devlet Başkanı Enver Hoca'yı destek-
leyen, sonra muhalefete geçen ve ardından ülke dı-
şına kaçan yazar Ismail Kadare'nin çevresinde top-
lanan bir grup Arnavut aydın, bir süredir Arnavutla-
Arnavutluk
nn "dini kimlik"lerini tartışıyor.
Doğum, Ölü Ordunun Generalleri gibi kitaplan
Türkçeye de çevrilen yazar Ismail Kadare'nin orta-
ya attığı görüşe göre, geçmişte Osmanlılar Arnavut-
luk'u işgal etti ve zor kullanarak Arnavutlan Müslü-
man yaptı.
Osmanlılar'ın yaptığı meşru değildir ve Arnavut-
larlslamiyet'ten önceki köklerine, Hıristiyanlığa dön-
melidir. Amavutlar Hıristiyan olmalıdır çünkü Hristi-
yanlık, Arnavutluk'un Avrupa Birliği'ne girişini hız-
landıracaktır.
Halen nüfusunun yüzde 6O'ı Müslüman ve yüzde
40'ı Hristiyan olan; Hıristiyanların yüzde 30'unun
Ortodoks, yüzde 10'unun Katolik olduğu Arnavut-
luk'ta bir grup aydın tarafından ortaya atılan ve araş-
tımnacılar tarafından uluslararası toplantılara da ta-
şınmaya değer görülen bu görüş, Istanbul'daki top-
lantıda yabancı akademisyenlerce "düşünce özgür-
lüğü" doğrultusunda çok olağan karşılanıyor.
Yabancılar, Galatasaray Üniversitesi'nden Cüneyt
Akalın'ın "Din değiştirme görüşü, yoksul Arnavut-
luk için kan demektir" yorumuna anlam bile vere-
miyortar. Cüneyt Akalın konuyu biraz daha açmaya
çalışıyor Türkiye'den bir dini cemaatin tehlikeli oyun-
lar oynadığını, dünyanın birçok ülkesinde olduğu
gibi Arnavutluk'ta da okullar açarak Islam misyoner-
liği yaptığını, şimdi bu yanlışa Hıristiyanlık yaralan-
nın kaşınmasının eklendiğini anlatıyor.
Akalın'ın karşı çıkışını, düşünce özgüriüğüne say-
gı geregi, yine anlamıyorlar...
Akalın bu kez toplantıdaki Fransızlara soruyor:
"Fransa'da da Katoliklik zorla kabul ettirildi; niye
aslınıza dönmeyi düşünmüyorsunuz!"
Belki anlıyorlar, ama anlamazdan geliyorlar!
SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Bana bir futbol topu verin,
dünyayı yerinden oynatayım!
İstemihan Talay'ın kılavuzları
Istanbul Röleve ve Anıtlar Müdür-
lüğü'nde tek başına elektronik mü-
hendisi olarak görev yapan Irfan Ku-
ruüzüm, aynı zamanda Kültür-Sen
Şube Başkanı olduğu için Anıtlar ve
Müzeler Genel Müdürü Alpay Pasin-
li'nin hışmına uğrayıp geçici görevle
Kayseri'ye gönderilmişti...
Kültür Bakanı İstemihan Talay'a
alelacele imzalatılan il dışında görev-
lendirme yazısında Irfan Kuruüzüm'e
yolluk ve harcırah verilmemesi öngö-
rülmüş ve görev süresi de belirtilme-
mişti.
Talay'a yeni bir yazı imzalatıp, har-
cırah ve yolluk verilmesini ve sürenin
üç ay olmasını uygun görmüşler...
İstemihan Talay, yanındaki "kıla-
vuz"lara bir kez daha bakmalı; sürek-
li yanlış yaptırıyorlar!
Bu arada, Kuruüzüm mah-
kemeden yürütmeyi durdurma
kararı alıp Istanbul'daki görevine ge-
ri döndü...
Talay'ın "kılavuz"lan mahkemeye
verdikleri savunmada, Kayseri'de ve
Kayseri'ye bağlı Kırşehir, Nevşehir,
Sıvas, Yozgat, Tokat, Niğde, Malat-
ya'da bakanlığın "etektronikçi"si olma-
dığı için Kuruüzüm'ün Kayseri'ye gön-
derildiğini söylüyor.
Şu işe bakın ki, "kılavuz"lar Istan-
bul gibi dünyanın önde gelen bir kül-
tür merkezinde Kültür Bakanlığı'nın
bir tek "elektronikçi"sinin bulunmadı-
ğının ve Istanbul'daki tek elektronik
mühendisinin Irfan Kuruüzüm olduğu-
nun bile farkında değil!
GORUŞ
KANİ EKŞtOĞLV Avukal, Editör
RaifErtem
Altmışlı yılların gençlik sim-
gesiydi, Raif Ertem. Coşku-
sunu dışa vunmayan, tıpkı ya-
zılarında kullandığı kısacık
tümceler gibi. Korunu dıştan
belli etmeyen biryanardağ gi-
bi. Hiç boşa konuşmazdı, uzun
uzurv söytev yanltst da değil-
di. Konuşmadan önce iyice
dinlerdi. özenli ve dikkatli. Ye-
mekli toplantılardaki tavn ise
hiçbir zaman dostlannca unu-
tulmayacak. Konuşma sırası-
nı sabıria beklerdi. Sırası gel-
diğinde de hiç ödün vermez,
özellikle sözünün kesilmesine
dayanamazdı. "Ben sizi din-
ledim. Siz de beni dinleyin.
Bu alışkanlık yüzünden hiçbir
zaman birbirimizıanlayamıyo-
ruz. Birsonuca varamıyoruz"
derdi.
Raif Ertem üretken, eskile-
rin deyimiyle "velût" bir dost-
tu. Sürekli çalışır, üretir, ya-
zardı. Tümce kurmakta ade-
ta bir çığır açmıştı. Tek sözcük-
lü tümceleri bile doyumlu ve
etkindi.
Doğa dostuydu Raif Ertem.
Avcılık tutkusunun kökenin-
de bu dostluk yatardı. Onun
için önemli olan avlanmak de-
ğikji; avlanmak doğa ile bütün-
leşmenin, doğaya ulaşmanın
aracıydı.
Teknolojinin doğayı hırpa-
ladığına inanırdı. "Teneke Uy-
gariığı"bu inancın esinlediği
bir kavram olarak ortaya çık-
tı.
Yıllar önce, Cumhuriyet'te
yayımlanan yazılanndan özen-
le bir derleme yapıp getirdi
bana. Onlan kitaplaştırmak is-
tiyordu. Kitabın adı "GöçEde-
cek YerKalmadı" olsun dedi.
Kapağını Sait Maden'e yap-
tırdı. Duraksıyordu. Sait Ma-
den'in kapağında değişiklik
olmazdı! Usta Sait Maden,
Raif'in yazdannı okuyup ciz-
di. Siyah bir zemin üzerinde
beyaz bir gûvercin silueti. Her
şey tamamdı artık. Hemen
dizdirip yayımladım (Uygarlık
Yayınları). Sanırım ikinci ya-
pıtıydı Raif'in. Böylece Raif'e
bunca dostluğun yanında bir
de editörü oldum. Ikimiz de bu
sonuçtan mutlu olmuştuk.
Yine yıllar öncesinde bir dö-
nem birlikte Istanbul Barosu
dergisinin editörlüğünü yap-
tık. O dönem Baro dergisi kla-
sik çizgisinden uzaklaşıp da-
ha dinamik ve dirilik kazanmış-
tı. Ne yazık ki bizden sonra
yine bilinen klasik kılığına gir-
di.
Raif Ertem çok yönlülükten
hiç uzaklaşmadı. Avukatlığın
yanı sıra edebiyata da yönel-
di. Raif'in yazılan ve yapıtları
bence yepyeni bir biçemdi.
Kimseye öykünmedi. Onun
"ftasge/e"si av dünyasının dı-
şına taştı. Herkese benimset-
ti bu güzel sözcüğü. Bu söz-
cükle özdeşleşti adeta Raif
Ertem.
Şimdi o göçmen kuşlardan
biri artık. Uzaklara uçtu gitti.
Bir daha geri döner mi bil-
mem! Bir daha buluşup söy-
leşir miyiz, bilmem.
Bildiğim tek şey: Rasgele
Raif Ertem!
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI
HARBİ SEMİH POROY semihporoy(a yahoo.com
İLAN
T.C.
ANKARA 6. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1999/309
Davacı Necmettin Eıbakan vekili tarafından davalı Mikail llçin,
Aydın Doğan, Eren Güvener ve Ersan Atar aleyhine açılan tazminat
davası ile davacı vekili Milliyet gazetesinin 13.2.1999 sayısında mü-
vekkiline yönelik ağır isnatlarda bulunmak suretiyle, kendisinin ki-
şilik haklaruıa zarar verdiği için 5.000.000.000 TL manevi tazmina-
ta hükmedilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline
ve hükmün ilamına karar verilmesini istemiş, davalı Mikail llçın tüm
aramalara rağmen adresi meçhul bulunduğundan mahkemece dava
dilekçesi ve dunışma gününün ilanen tebliğine karar verildiğinden
dava dilekçesi ve duruşma gûnü 29.6.2000 saat 9.25'te duruşmada
bızzat bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, duruş,-
maya gelmediği takdirde HUMK'nin 213.509.510 maddesi uyannca
yargılamaya yokluklannda devam edilıp karar venleceğı hususu ılan
olunur. 11.05.2000
Basın: 33784
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 21 Haziran
-^~IT KARŞIYAKA3.
MAHKEMESl HÂKİMLİĞİ'NDEN
2000/100 esas
Davacı Mehmet Bilen vekili tarafından davalılar Meryem Bilen.
Abdullah Yağhdere ve Karşıyaka Belediyesi aleyhine açılan mahke-
memizin 2000/100 esas sayılı dosyasında Karşıyaka Turan mahalle-
si 36820 ada, 5 parsel sayılı taşınmazın maliklerinden Abdullah Yağ-
lıdere'ye tebligat yapılamadığmdan adı geçenin mahkememizde
19.7.2000 günü saat 11.00'de hazır bulunması, aksi takdirde yoklu-
ğunda taşınmazın aynen taksimine veya satılarak ortaklığnıın gide-
rilmesıne karar verileceği ilanen tebliğ olunur. 30.5.2000
Basın: 34085
NİJBR TEK B/R NEHİRMİ$L
173S7B 8U6ÜM,İStCOÇYALt KÂÇİF MUN6O PAtlK,
APGİKA'NIN EN 8ÜYÜK MEHİBLERİNOEN NİJEg'_
İN KEŞ&NE GİKİÇMİŞTİ- ZAMAUIN SlMIRLI
BiLGİL-ERlj AYA/t YEGDEKİ Bi&KAÇ 8ÜYİİK
NEHİ&LE İL6İLİYOİ. UEPSİfJİN AYMl NEHİIZ-
PEM SÖZ- BTTİSl Bil-İMM/YOe&a- IŞT&, MuN-
&O PARK, "AFSICAN ASSOCIAnoN'ADU KCJ-
RUU/ÇUN DeSTEĞİYLE GERÇEKL£e( OB.TAYA
ÇJKAHMAK ÜZO2E KABA titrAYA 6SLM/ÇT/'.
UZUM YOLCULUKLAB- VE r£HLiıc£Li sdzürEN-
LEHDEN SONRA İMGİLTSfZE'YE DoMEM 6SNÇ
KAÇlF, YAZDIĞI KJT74PT* 8AÇ/MPAAJ GEÇEMLE-
IZİ AMlATTIA/Çn. itdMCİ NİJER GEZiSt' (jfBOÇ)
İSE BUSSA 'M BO6ULMASIYLA '
BİGA tCRA HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
1999/37 Esas
Davacı Biga Belediye Başkanlığı vekili Av. M. Ali Başeğmez tarafından davalı Vehbı Çetin aleyhine açılan tahliye davasmın yapılan
yargılaması su^sında verilen ara karar gereğince;
Davalı-borçlu mülkıyeti Biga Belediye Başkanlığı'na ait Biga, Istiklal Mah. tnönû Cad. No: 11 'deki Biga Ticaret Merkezi ve Beledi-
ye hizmet binasında bulunan 216 no'lu bağımsız bölüm işyerinde kiracı olarak bulunduğu davalının Nisan, Aralık 1998 aylan dahil ara-
sı kira bedellerini ödemediği borçlu davalı hakkında Biga lcra Müdürlüğü'nün 1998/2894 esas sayılı dosya ile takip yapıldığı, borçlu-
nun adresini terk etmesi nedenıyle borçluya 51 no'lu ödeme emri ilanen tebligat yolu ile 01.05.1999 tarihinde yapıldığı, herhangi bir iti-
razda bulunulmadığı gibi 30 günlük ödeme süresi içinde borcunu da ödemediğinden, davalı borçlunun söz konusu gayrimenlculden
ttK'nun 269, 269/a maddeleri gereğince tahliyesine karar verilmesini talep ettiğinden dava dilekçesi ve duruşmanın 27.07.2000 tarihine
atılı bulunduğu davalı Vehbi Çetin'e tebliğ olunur. Basın: 33897
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Ne Olacak Şimdi Diinya
Böyle
Ne oldu sizlere bu Haziran ayında allahaşkına?
Aranızda sözleşmiş gibi, birbirinizin ardından, an-
sızın... Var mıydı böyle ansızın bırakıp gitmek bi'
zi? Var mıydı Ferruh Abi, var mıydı? Daha bir-
kaç hafta önce Balıkpazan'nda "Her şey düzeti-
yor... Durumiyiyegidiyor..."diyen, "Cumamasa-
sına Eylül'den sonra devam...' diyen sen değil miy-
din, Ferruh abi? Kimden dinleyeceğiz artık o en
bilinmedik, en duyulmadık Babıâli anılannı?
•••
Ya siz, Mîna Hanım?.. Kadınların en genci, en
güzeli, en yüreklisi... Siz değil miydiniz, daha dün,
"Gel, Mühürdar'dabirtekatalım..."diyen, "Son-
ra Moda'ya, Koço 'ya da uzanıveririz belki... "diyen?
Var mıydı böyle sözde durmamak, var mıydı?
• • •
Hele siz, Erol Bey, hele siz... Aşk olsun, aşk
olsun!.. Balıklannızı gösterecektiniz bana Güver-
cinlik'te... Sonra kadeh tokuşturacaktık güneş
batarken... Siz ne yapıp yapıp, sözü yeniden ye-
niden Cumhuriyet'in parasına puluna getirecek-
tiniz... "Cumok"tar\, "Cumok"\arüan konuşacak-
tık mutlaka, uzun uzun. Feneryolu'ndaki eviniz-
de de hep böyle olmamış mıydı, olmuyor muy-
du? Ne denli inatçı olduğunuzu biliyorum, ama
kabul edin ki haksızsınız, hem de çok haksızsı-
nız bu kez! Yapacak, yapılacak onca iş varken or-
tada, böyle bırakıp gidivermek herşeyi yüzüstü...
Yakıştı mı, yakışır mı size?
•••
Pes doğrusu Raif Abi, sana bin defa, yüz bin
defa pes! Gideceğini biliyordun madem, gidecek-
tin, öyleyse neydi o kandırmacalar bizi? O gülüm-
semeler, o çelebi bakışlar, o hiçbir şey söyleme-
meler... Kırk yılın dostluğuna sığar mrydı bu? Doğ-
ru değil mi abi, tam kırk yıl geçmedi mi aradan,
hani, o 2 Mayıs günü Saraçhanebaşı'ndaki bü-
yük itiş kakış arasında kolumdan tutup da, "Ge-
ri dur, oğlum, biraz geri dur, ezileceksin!" diye
bağırdığının üzerinden. öyle tanışmamış mıydık
seninle? "AvukatlarYürüyüşü", sonra Harbiye'de
"/?adyoew"nin önü... Ne kalabalıktık değil mi?
Atlı polisleri sürmüşlerdi üzerimize... "Olur mu
böyle olurmu/Kardeş kardeşi vururmu?" Ne ka-
dar delişmen, ne kadar efe efe idin, o zamanlar...
Ne güzel günlerdi değil mi abi? Ne güzel günler-
di... Ben aynı gün yakalanmıştım polislere... En
olmayacak yerde, Karaköy'de vapur iskelesinde
ağzımı birtürlü tutamadığım, "Kahrolası diktatör-
ler/Bu dünya size kalır mı" diye bağırdığım için!
Sonrasında Davutpaşa Kışlası yirmi beş gün, bal
börekti doğrusu... 27 Mayıs sabahı salıverilmiş-
tik, cipler üzerinde... Sokağa çıkma yasağına
inat. Daha sonra şehitlerimizi, Nedim Özpulat'ı,
Ali Ihsan Kafmaz'i Ankara'ya gotürürken, tren-
de bir ara Şakran'ı anlatmıştın bana sen.
Uzun yıllar sonra yeniden buluştuğumuzda,
"Cem/yef"te, iki rakı arasında az mı takılmıştım
sana, "Yirmi beş günümün hesabını ver/"diye.
Öyle ya, sizler takmamış mıydınız bizi peşinize o
günler... Memduh Eren, Önder Dai, Nuri Yazı-
cı, sen... Gülmüştün. Gülerken gözlerini kısardın
hep, "Hadi, al biryudum daha... Yolum uzak be-
nim..."
•••
Çok özleyeceğim seni Raif Abi, çok özleyece-
ğim... Ferruh Abi, Mîna Hanım, Erol Bey, çok öz-
leyeceğim sizleri... Çok... Biryandan da öyle içer-
liyorum ki sizlere... Kusuruma bakmayın, ama ne
hakkınız vardı bizi böyle eksiltmeye? Ne hakkı-
nız vardı, sahi, böyle zamansız bırakıp gitmele-
re?
Söyleyebilir misiniz bana, ne olacak dünya şim-
di böyle sizsiz?
(Faks:0212-723 84 97)
B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1S
SOLDANSAGA:
1/ Mimarhğın,
şehir düzeni
ile ugraşan ko-
lu. 2/ Kadın
şapkalanna
konulan ve yü-
zü örten ince 5
tül... tlave. 3/
Âşık, vurgun,
tutkun... Bir
nota. 4/ Os-
manlılar döne-
minde Roma
1 2 3 4 5 6 7 8
kentine verilen ad...
Birçok üflemeli çal- 1
gıda, gövdenin son 2
kısmındakı huniyi an- 3
dıran genişlik. 5/ Ta- 4
vır, davranış...Düzve 5
geniş arazi. 6/ Suyo-
sunlan..."—kaldım
susuz kaldım / Terk
etmedi sevdan beni"
(Ahmed Arif). II Es-
9
ki Mısır'da güneş tannsı... Koyun ve keçiye verilen
ortak ad. 8/ Kanşıklık, kargaşa... Mürekkebi kurut-
^naktaicuiranılan çoYince tum. 97Romantizmâk>
r
mına tepki olarak 1850'de Fransa'da ortaya çıkan
şiir akımı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Operada, perde açılmadan önce orkestrarun çal-
dığı parça. 2/ Anadolu Selçuklulannın üsluplaştır-
dıklan dolaşık süsleme... Latife. 3/ Bar tezgâhta-
n... Yüz metrekare tutarında yüzey ölçüsü birimi.
4/ Bir çeşit tngiliz birası... Halkm Istanbul 'daki ya-
bancılara özellikle Fransızlara eskiden verdiği ad.
5/ Bir soru sözü... Eyer kolanının tokaya geçen ka-
yışı. 6/ Bir borcu azar azar ödeyerek kapatma... Ko-
nut. 7/ Telefon sözü... Nazilerin politikasında Ger-
men ırkından kimselere yakıştınlan ad. 8/ Kuzu se-
si... Osmanhlarda önceleri halktan yalnız olağa-
nüstü durumlarda, sonralan ise sürekli olarak top-
lanan vergi. 9/ Tuzlanıp kurutulmuş yiyecek... Yüz
metrenin kısa yazıhşı.