Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN 2000 ÇARŞAMBA
HABERLER
1.3 milyar tanm emekçisinin çalışma standartlan için uluslararası sözleşme hazırlıyor
JLO'nım gündemi falrir çiftçilerEMtNE KARAKtTAPOĞLU
CENEVRE - Dünyanın giderek ar-
tan besin gereksinmesinin karşılana-
bilmesi, tanm ürünlerinde gen tekno-
lojisi kullanımını gündeme getirirken,
bir yandan da bütün ülkelerdeki çift-
çilerin durumlannın düzeltilmesı ve
verimliliğin arttınlması ıçin yeni dü-
zenlemelere gidiliyor. Uluslararası
Çalışma Örgütü ILO. çoğunluğu fa-
kirlik sınınnın altında yaşayan v e hü-
kümetlerin dayattığı politikalara kar-
şı koyacak örgütlenmelerden yoksun
olan küçük çiftçilerden oluşan 1.3
milyar tanm emekçisinin çalışma
standartlannın belirlenmesi için yeni
bir uluslararası sözleşme hazırlıyor.
Çiftçilerin sağlık ve güvenlik sorun-
lannı, Cenevre'de devam eden 88.
Uluslararası Çalışma Konferansı gün-
demine ilk kez alan ve "Tanm çab-
şanlan, 20. yüzyılın karakteristiği olan
teknoloji ve küreselleşmeden yarar-
lanmakyerine bu sürecin kurbanı ha-
Kne geldiler" dıyen ILO, verimliliğin
arttınlmasının, ancak çiftçilerin refah
düzeyinin yükseltilmesiyle mümkün
olabileceğini açıkladı. Maden ve
montaj sektöründen sonra en tehlike-
li 3. sektör olan ve çoğunlukla sigor-
ta, tazminat. sosyal güvenlik şemsiye-
leri dışında turulan tanm kesimi çalı-
şanlannın yaşam koşullannın iyileş-
tirilmesinin, tanmsal kalkınma için
şart olduğuna dikkat çeken Uluslara-
rası Çalışma Örgütü, hazırladığı ra-
porlarda bütün ülkeleri, tanm sektö-
rü için yeni ve kapsamlı politikalan
devreye sokmaya çağırdı.
Tanm çalışanlannın sağlık ve gü-
venlik sorunlanna ilişkin yeni bir söz-
leşmenin hazırlanması, Cenevre'de
devam eden 88. Uluslararası Çalışma
Konferansı'nın en önemli iki gündem
maddesınden birisini oluşturuyor.
1919 yılında yürürlüğe konulan ve
1952'de değiştirilen Annelerin Ko-
runması Sözleşmesi'nin yenilenmesi
komisyonunun yanı sıra tanm kesimi
için oluşturulan Tanmda Sağlık ve
Güvenlik Komisyonu çalışmalannı
aralıksız sürdürüyor. Gelecek yılki
toplantıda yürürlüğe sokulması bek-
lenen uluslararasvsözleşme, kırsal ke-
simde yaşayanlann gereksinmeleri-
nin, kentlerde yaşayanlarla eşit düze-
ye çıkanlmasım hedefliyor.
Fakirlik sınınnın altındalar...
Sözleşme hazırlığında temel alınan
iki rapordaki verilere göre tanm sek-
töründe toplam 1.3 milyar kişi çahşı-
yor ve bu rakam, çalışan dünya nüfu-
sunun yarısına karşılık geliyor. Tanm
kesiminde çalışanlann yüzde 60'ı,
(yaklaşık 1.1 milyar) Türkiye'nın de
aralannda bulunduğu gelişmiş ülke-
lerde, fakirlik sınınnın alünda yaşar-
ken, sadece yüzde 9'u endüstrileşmiş
ülkelerde bulunuyor. Hindistan ve
Çin ise en çok tanm çalışanı olan ül-
keler.
Tanm çalışanlannın çoğunluğunu
oluşturan ve kırsal kesimdeki düşük
ücretli işçiler, küçük çiftçiler ve köy-
lülerden meydana gelen bu kesim,
birçok ülkede kendileriyle ilgili poli-
tikalann belirlenmesine aktif olarak
katılacak mekanizmaya sahip değil-
ler. ILO raporunda, örgütlenmenin
teşvik edilerek karar mekanizmasına
katılım ve yasalann uygulanırlığının
denetlenmesinin gerektiği vurgulanı-
yor ve gönüllü kuruluşlann teşvik
edilmesi isteniyor.
Gelişmekte olan ülkelerin tanm ça-
lışanlan için yeterli kaynak ayırma-
malan, sosyal güvenlk ve sağlık şem-
siyelerine çiftçileri dahil etmemeleri,
kırsal kesimde yaşayanlarla şehirler-
de çalışanlar arasında uçurumlar oluş-
masma sebep oluyor.
Tanm kesiminde ölüm oranı gittik-
çe artarken, bulaşıcı hastalıldar, kötü
bannma koşullan, yetersiz beslenme
ve hayvanlardan geçen bakteriyel en-
feksiyonlar, kırsal kesim insanının se-
fıl yaşamının en önemli nedenleri ola-
rak gösteriliyor.
ILO'ya göre tanm kesiminde 5-14
yas arası 250 milyon çocuk çalıştın-
lıyor. Bazı ülkelerde tanm çalışanla-
nnın yüzde 30'unu oluşturan bu ço-
cuklar olumsuz koşullarda çalıştın-
lırken, yaralanma, göz enfeksiyonla-
n, tanm ilaçlanndan kaynaklanan so-
runlar ve gelişim bozukluklan, karşı-
laşılan en büyük sıkıntılar olarak gös-
teriliyor.
TKP / ML davası sonuclandı
5 ölüm,
4 ömür boyu
tstanbul Haber Servisi-
TKP/ML örgütü adına çe-
şitli adam öldürme ve
gasp olaylanna kanştık-
lan iddiasıyla yargılanan
18 sanıktan 5'i idam. 4'ü
ömür boyu, 6'sı da 12.5
ile 32.5 yıl arasında ağır
hapis cezalanna çarptınl-
dı. 1 sanığın beraat ettiği,
1 sanığın da dosyasının
aynldığı davada. mahke-
me heyeti cezaevi proto-
kolü nedeniyle savunma-
lannı hazırlayamadıklan-
nı ifade eden sanıklann e-
sas hakkındaki savunma-
lannı dinlemeden karan-
nı verdi.
Son sözleri soruldu
tstanbul 3 No'lu
DGM'deki duruşmaya tu-
tuklu sanıklardan Mu-
hammet Akyol getirildi.
Davanın diğer sanıklan
ise duruşmaya katılmadı.
Duruşmada son sözleri
sorulan sanık Muhammet
Akyol, "Istenen bunca
ağır cezayı insani olarak
değerlendirdiğimde, hu-
kıdd olamayacağuıı düşü-
nüyorum" dedi.
Sağlık, Içişleri ve Ada-
let Bakanlığı arasında im-
zalanan cezaevleri proto-
kolü nedeniyle savunma-
lannı hazırlayamadıklan-
nı ifade eden sanıklann e-
sas hakkındaki savunma-
larını dinlemeden karan-
nı açıklayan mahkeme
heyeti. sanıklardan Fedai
Şahin, Zeki Şahin, Muzaf-
fer Acunbay, Ali Seyit
liğur ve Hasan Rüzgâr'ı.
"Türkiye Cumhuriyeri
Anavasası'nın tamamını
veya bir kısmını silah zo-
ruyla değjştirmeye teşeb-
büs etmek" suçundan
ölüm cezasına çarptırdı.
Eylemlerinden dolayı
önce ölüm cezasma çarp-
tırılan sanıklar Fatma
Acunbay, Bayram Kama,
Cengiz Polat ve Sami Sol-
maz'a verilen cezalar ise
daha sonra duruşmalarda-
ki iyi halleri dıkkate alı-
narak ömür boyu ağır ha-
pis cezasına dönüştürül-
dü. Muhammet Akyol
ile Abdullah Kalay'ı da
32 yıl 6 ay ağır hapis ce-
zasına çarptıran mahke-
me heyeti, 1 sanığa 22.5
yıl, 3 sanığa 12.5'er yıl
ağır hapis cezası verdi.
İĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇİN
MIM 0W 6RÜNCE &HI *U(UWM
Hükümetin ekonomi politikasına karşı olan emek örgütleri yann basın toplantısı yapacak
'Başbakanhk Cottarelli'ye bırakıldı'
IMF Türkiye Masası
Şefi Cario CottareUL
tSTANBUL/ANKARA (Cum-
huriyet) - DİSK-Birleşik Metal-
lş Sendikası Genel Temsilciler
Kurulu, siyasi iktidann Başba-
kanlık kunimunu fiili olarak IMF
Türkiye Masası Şefi CarloCotta-
reüi'ye bıraktığını belirtti. Hükü-
metin izlediği ekonomi politika-
lardan rahatsız olan emek örgüt-
len yann Ankara'da yapacaklan
basın açıklamasıyla istemlerini
iletecekler.
Istanbul'da toplanan Birleşik
Metal-lş Sendikası Genel Temsil-
ciler Kurulu'nca yapılan açıkla-
mada, ülkemizın içerisinde bu-
lunduğu siyasal ve ekonomik açı-
lımlann, işçi ve emekçi kitleler
aleyhine gerçekleştirildiği ve bu
kesimin kazanılmış haklanna
önemli saldınlarda bulunulduğu
ifade edildi. Ülkemizin doğrudan
IMF ve Dünya Bankası ile yöne-
tilmesine göz yuman siyasi ikti-
dann Başbakanlık kurumunu da
fiili olarak Cottarelli'ye bıraktığı
öne sürülen açıklamada, hükü-
met, halkın çıkarlan doğrultusun-
da görev yapmaya çağnldı.
Tasarrufu Teşvik Fonu'nda bi-
riken ana paranın nemalanyla bir-
likte çalışanlara ödenmesi istenen
açıklamada. Emek Platfor-
mu'nun ülke genelinde ortaya
koyduğu aktif tutumun Birleşik
Metal-lş Sendikası'nca onaylan-
dığı ve dayanışmanın daha da
yükseltümesıne katkı verileceği
belirtildı. Grup toplusözleşme
döneminın de yaklaştığı anımsa-
tılan açıklamada. toplusözleşme-
lerde siyasi iktidann ve sermaye-
nin toplusözleşme özgürlüğünü
abluka altına alma anlayışının
reddedildiği ve ücretlerin hedef-
lenen enflasyona endeklenmesi-
nin kabul edilmeyecegi kaydedıl-
di. DlSK Ankara Merkez Temsil-
cisi Tayfiın Görgün de, hüküme-
tin, "mezarda emeklilik" yasası-
nı, tahkim karannı ülkenin çıkar-
lannı bir kenara koyup parlamen-
todan geçirdiğini söyleyerek,
"İşimizi, ekmeğimizi ve gdeceği-
mizi yok etmeye çalışanlara karşı
'Gücümüzbırliğimizdir' bttiiKİy-
le ortaktepkimizi meydanlara ta-
şımaktan başka çare kalmamış-
nr" dedi.
Sendikalar ve odalardan DlSK,
KESK, Memur-Sen, TMMOB,
TTB, ATO, Veteriner Hekimleri
Birliği, TÜRMOB; partilerden
CHP, DBP, EMEP, İP, HADEP,
ÖDP, SlP; derneklerden Halkev-
leri, PSAKD, ÎHD ve 68'liler Bir-
liği Vakfi, Işçi Emeklileri Derne-
ği, Tüm Bağ-Kur Emeklileri Der-
neği Ankara il örgütlerinin deste-
ği ile yann saat 12.30'da Kızı-
lay'da YKM önünde kitlesel ba-
sın açıklaması yapacak.
Akay gözalnna alındı
Türkiye Kamu-Sen Genel Baş-
kanı Resul Akay ve bir grup me-
mur, Kamu Görevlileri Sendika-
lan Yasa Tasansı'nın TBMM
Plan ve Bütçe Komisyonu gün-
demine ahnmadığı gerekçesiyle,
Kızılay'dadünakşamizinsizpro-
testo gösterisi yapülar. Aralann-
da Akay'ın da bulunduğu 61 kişi
gözaltına alındı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Inceleniyor
Tanm
yasası
Köşk'te
bekliyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'ın, ta-
nm satış kooperatifleri ve
birliklerine ait fabrikalara
özelleştirmenin yolunu
açan yasayı hukukçulara
incelettirdiği bildirildi.
TBMM'de 1 Hazıran'da
kabul edilen yasa, Sezer'in
onayı için 5 Haziran'da
Çankaya Köşkü'ne gönde-
rildi. Cumhurbaşkanlı-
ğı'nda yasa üzerinde geniş
boyutta bir inceleme başla-
ührken, Sezer'in 15 günlük
karar verme süresinin 20
Haziran'da tamamlandığı-
na Lsaret edildi.
• • Türkiye Ziraatçılar Der-
neğı Başkanı tbrahim Yet-
kin, birlıklenn özerk bir
noktaya gelebilmesi için
tüm borçlannın tasfiye edil-
mesi gerektiğine işaret etti.
Yetkin, geçen hafta görüş-
tükleri Cumhurbaşkanı Se-
zer'in dile getirdiklerinin
biçbir biçimde kendılerine
aykın olmadığını vurguladı.
Dünya Bankası'nın kredi
koşullan arasında yer alan
tanm satış kooperatifleri ve
birliklerinin yeniden yapı-
landınlmasını öngören ya-
sa ile özerkleştirme adı al-
nnda tesislerinin satılması
amaçlanıyor. Yasaya göre,
kooperatif ve birliklerin ilk
işleme hüviyetindeki işlet-
me ve tesisleri dışında ka-
lan, sonraki üretım aşama-
lan için kuracaklan iktisa-
di işletmeler, anonim şirket
statüsündeki ayn bir tüzel-
kişilik olarak kunılup faali-
yet gösterecekler.
Kooperatif ve birliklerin
yeniden yapılandınlması,
ekonomik etkinlik ve ve-
rimlilik ilkeleri çerçevesin-
de çalışmalannı sürdürebi-
lir bir yapıya kavuşturula-
bilmesi ve bu amaçla alın-
ması gereken önlemlerin
belirlenmesi konulannda
çalışma, inceleme ve öneri-
lerde bulunmak üzere 7
üyeden oluşan "YenkJen
Yapüandırma Kurulu"
oluşturulacak.
oralcalislar@yahoo.com
Bertan Ağanoğlu, Ipek Yezdani,
Uğur Günyüz gazeteden içeri üz-
gün bir yüzle girdiler. Ne olduğunu
sorduğumda, "OralAbi,yineçocuk-
lan dövdüler" dediler. Lise öğrenci-
leri, Cağaloğlu'nda dün basın açık-
laması yapmak istiyorlardı. Öğrenci
Seçme Sınavı'nın (ÖSS) ve Âğırtıklı
Orta öğrenim Başarı Puanı uygula-
masının kaldırılmasını talep eden bir
bildiri kaleme almışlardı. Sabah ga-
zeteye gelirken durumu fark ettik.
Otobüsler dolusu polis, Cağaloğlu
veçevresinde önlem almıştı. Sonun-
da anladık ki, liseliler gelecek ve po-
lis de onlara engel olacak.
ki 75-80
Gençleri Döverek Adam Ederseniz...
Bildiri okunamadı. Lise öğrencile-
ri, ülkemizi ziyarete gelen yabancı
turistlerin şaşkın bakışları arasında,
polisterderidayak-yediler. Aslında
Eğitim Müdürlüğü'ne doğru yü-
rûmeye başlayınca 400 kadar polis,
=onfarin 1<afŞitanna^Mdi ve fcnîdîriyl
okumalanna engel olmak istedi. Öğ-
renciler ısrar edince polisler coplar-
Ja, tekme tokat ve yumrukla gençle-
"regiriştiler. Kızlan saçlarından sürük-
leyerek polis otolanna bindirdiler.
öğrencilerin son derece masum ve
haklı talepleri vardı. Üniversfteye gi-
riş sınav sisteminin geçen yıl değiş-
tirilmesiyle okullar arasında aynm
yapılmıştı. Meslek okulları mezunla-
rının üniversiteye girerken hesapla-
nan ortaögrenim başarı puanı kat-
sayıları, normal liselere göre düşük
lutuîmuştu. Bu değişikFîk, meslek
okulJarmda okuyaa bir ögrencinin
hatipliler eskisinden daha az sayıda
yüksekokullara girebileceklerdi. An-
cak, engelleme imam hatiplerle sı-
nırlı otmuyordu. Btitıiruneslek
dıger lıselerdekı ogrencılerden daha
yüksek puan almasına rağmen o-
nun gerislne düşmesine neden ste^
yordu.
Meslek okullarıyla ilgili olumsuz
değişikliğin arkaaındaki asıl nedenin
imam hatip okullan olduğu söyleni-
yordu. Katsayı düşürülerek imam
lerinin mezunları bu uygulamadan
zarar görüyorlardı. Gençler okumak
istedikleri bildiriye bu konuda şunla-
n yazmışlardı: "Kuşkusuz bu uygu-
lama en çok meslek liselerini hedef
atmış, üniversite kapılan meslek lise-
sı öğrencilerine neredeyse tümden
kapatılmıştır. Çünkü patronlann u-
cuz işgOcûne, katffiye işçîye dOnden-
daha fazla ihtiyacı vardır."
dan yararlanır hale gelmişti. Ömegin
Alman Lisesi'ni veya Robert Lise-
si'ni bitiren bir öğrenci, Hakkâri ü-
sftRİ'nin hıtirpn hir ögrRnririfin çok
önce AJman üniversitelerinde harç-
lann yüksek olması yüzünden ülke
çapında gençler boykot yaptılar.
Uzerlerine boykot önlüklerini giydi-
ler. O sırada oradaydım. Ortalıkta ne
polis vardı ne de onlan engellemek
isteyen bir güvenlik kuvveti. Bu yüz-
daha az bir puan alsa bile üniversi-
teye giriş olanakları açısından onun
önüne geçebiliyordu. Çünkü bu
okullann üniversiteye giriş ortalama-
sı Hakkâri Lisesi'ninkinden çok da-
ha yüksekti. Böytece başanlı okulda-
ki başarısız öğrenciler bile, başarısız
okuldaki başanlı öğrencilerin önüne
geçeceKfir
den Almanya'da ortalık kanşmadı,
düzen bozulmadı, öğrenciler de bi-
zimkilerin deyimiyle 'anarşist' olma-
dılar.
Gençlerini bu kadar acımasız dö-
ven bir yönetim, nasıl demokrasiyi
kurabilir, bu ülkenin Avrupa Birliği
içinde yer almasını sağlayabilir?
— Dün Cagaloğkı'nda gençterin ka-r
rfasına inen coptar ve yumruktar,;
Agırlıklı Ofta Ogrenim BaşarrPEF 16-1 / yaşındaki öğrenciler -ki
anı, meslek okullarının katsayısını bunların çoğunluğu meslek lisesi
îlöşürürken flseter arasında da ay^^=öğfef»cisiyd}ter- bu dertlerintkamu-
lında bu ülkenin geleceğine indirildi.
O çocukların haklarını aramamalan
gerektiği, yoksa başlanna beta ge-
leceği bilinci verilmek istendi. Yani
yaratıcı olmayın, itiraz etmeyin, bo-
yun eğin dendi.
Böyle yetiştirdiğimiz çocuklardarr^
nasıl bir Türkiye yaratabiliriz?
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
Spinitus Mundir
(*)
ABD'de işsirlik yeniden artmaya başladı. Intema-
tional HeraldTribune'ün bildirdiğine göre piyasalar
çok memnun. Türkiye'de tanm küreselleşme süreci-
ne, hem de "zücac/ye dükkânına öküz girmiş" özde-
yişini anımsatan bir sakarlıkla açılıyor. Tanm üretici-
sinin, ona mal satan esnafın, ailelerinin geleceği ka-
ranyor. Bu nüfus kaçınılmaz olarak kerrte gelecek, alt-
yapısı, toplumsal destek sistemleri olmayan bir ken-
te. Sonra... Kimi ekonomi uzmanı yazarlara bakarsa-
nız bu adeta "bir devrim", hükümetin kararlılığının
en büyük kanrtı: "istikran mutlaka yakalayacağı-
mızı" gösteriyor. Hükümeti kutlayan kırtlayana.
Bu garipliğin arkasında "karanlık ortaçağlan "anım-
satan, mistik bir dünya görüşü var. Ekonomik karar-
lardan, strateji tartışmalanndan insan öğesi bir süre
önce çıkanldı. İnsan, ekonominin merkezinden atıl-
dı, "posr modemistlerin" çok sevdiği bir terimi kul-
lanırsak "de-cerrtered" edildi. Ekonominin merke-
zinde, insanın gereksinimlerinin yerinde, şimdi her
şeye kadir, her sorunu çözer, bizi mutlu "yann "lara
götürecek, ama bunun için herkesten itaat bekleyen,
başka hiçbir rakibin varlığına dayanamayan, adeta
kendi bilinci olan bir varlığın, yeni bir Tann'nın istek-
leri aldı. Bu yeni Tann'nın adı piyasa'dır. "Piyasa şu-
nu ister", "piyasanın tepkisi budur", "piyasanın gü-
veni kazanılır", "kurallan şunlan gerektirir", "serbest
piyasa koşullanna uymuyohar da ondan"...
Adeta Kopernik devrimine karşı bir devrim oldu.
Aydınlanma sürecinin kazanımları gen itildi. Dünya
artık yuvarlak değildir ve güneşin etrafında dönmez.
İnsan kendi kendini yönetemez! En fazla piyasanın
yasalanna uymayı deneyebilir. Belki o zaman, baş-
langıçta bir eziyet çeker, ama sonra...
Ne pahasına olursa olsun, piyasanın serbestçe iş-
lemesi sağlanmalıdır. Hükümetlerin görevi budur. Si-
yasi partilerin programları buna göre düzenlenir. Ga-
zeteyazarian.aydınlardileklerinibuTann'yabildirme-
li, sonra da gerçekleşmesi için dua etmeli, gittikçe ar-
tan sayıda insani da bu duaya katmalıdıriar. Tüm top-
lum, korku ve sabırla, çile çekmeye devam ederek,
sorunlannın bu Tanrı tarafından çözüleceği o kutsal
günü bekler. Bugünün gelmesi için de bugün kendi
isteklerinden vazgeçer, yerine kimi fantezileri koy-
maya çalışır, böylece bu yeni Tann'nın tüm istekleri-
ne uymaya çabalar. Ama bu, kaprisli bir Tann'dır da,
gizemli bir şekilde davranır. Siz her istediğini yapar-
sınız, ama sizi ödüllendirmek yerine cezalandırmayı
seçebilir. ömeğin bu Tann'nın kitabını iyi bilen ruh-
ban sınıfından, Dünya Bankası'ndan, IMF'den, bu
Tann'yı memnun etmek ıçın neler yapılması gerekti-
ğini öğrenir, elinizden geldiğince yerine getırirsiniz; a-
ma 1980'lerde Orta Afrika'da, 1990'ların başında
Meksika'da, Asya krizi sırasında Endonezya'da ol-
duğu gibi yaptıkça batarsınız, ıstırabınız arttıkça ar-
tar. Gün gelir insanlannızı kitle halinde bu her şeye ka-
dir, kendi gerçeğini kendi yaratan, acımasız Tann'ya
kurban etmek zorunda kalırsınız.
Diğer taraftan, bir ülkede kriz olmuşsa, bunun ne-
deni bu Tann'ntn buyruklarına uyulmamış olmasıdır.
Asya'da, Rusya'da siyasetçiler bu Tann'nın gerçek
kurallanna uymadılar, Tanrı da onlan şiddetle ceza-
landırdı. Eğer birisi hâlâ bu Tann'nın buyruğunu de-
ğil de insantarm çıkarlannı, özlemlerini dite getiriyor-
sa, hemen bu Tann'nın ruhban sınıfı tarafından he-
retik (popülist), dinozor (aydınlanma çağından kal-
ma) ilan edilir, toplum dışına sürülür.
Çok mu haksızlık ediyorum? Sanmıyorum. Eğer pi-
yasa ekonomisinin faziletlerine, vaatlerini yerine ge-
tirebileceğine ilişkin ortada kanıt yoksa (ki Harvard
Üniversitesi profesörlerine, Dünya Bankası'nda
baş ekonomistlik yapmış araştırmacılara, Avrupa'nın
en saygın ekonomik araştırma kurumlannın (CEPRE-
MAP) ekonomistlerine göre yok) bilimsel yaklaşımın
yerini inanç almışsa burada dini bir dünya görüşün-
den başka neden söz açılabilir?
Diğer taraftan, bu serbest piyasa Tann'sı adeta bir
vampir gibidir. Neye dokunsa onu kendine benzetir,
etkisi altına alır. Mallaştınr, şeyleştirir. Köylülerin to-
humlannı, bitkilerin genetik kodlannı, insanlann or-
ganlarını, bizzat bilginin kendisini, hemen her şeyi
mal haline getirir, kendi parçası yapar. Tüm yaşamı
"alıp satılan" ilişkilerin toplamına dönüştürür. Insan-
lar artık özgürlük sorunlarıyla ilgili özneler değil, mal-
lann geçtiği platfoımlar, kapılardır. Bu yüzden insan-
lann bireysel gereksinimleri, aralarındaki insani ilişki-
ier hızla devreden çıkar. Insana sevgi ve saygı hızla
yok olur.
Artık kadın erkek, çoluk çocuk köylüler yoktur, pi-
yasa ilişkilerine açılması gereken tarım sekförü var-
dır. İşçiler, aileleri yoktur, özelleştirilecek fabrikalar
vardır. Ücret işçisinin yaşam aracı değil, enflasyon
denkleminin parametrelerinden biridir. Enflasyon
düşmelidir, ekonomi istikrara kavuşmalıdır, acı ilaç
içilmelidir. Bu süreçten işçi, köylü, memur, esnaf şi-
kâyetçidir, ama hükümet, bu insanları (seçmeni) de- -
ğil, yabancı bir bankanın orta düzey bir memurunu
dinlemeyi tercih eder. Bu memurun sözünde, bu me-
murun bilgisini, kimliğıni aşan birvarlıkgörür. Bu var-
lıkta da uyulması gereken mutlak bir otorite, bir ira-
de, bir gerçeğin ta kendisini...
Uzun bir süredir yeni karanlık çağlarda yaşıyoruz.
Bilimsel düşüncenin, aklın yerini inanç, eleştirel dü-
şüncenin, bireysel özgüriüklerin yerini hep biriikte,
tek bir prensibe uymak aldı. Ama biz bu tek bir pren-
sibe uymayı reddedip eleştirel aklın neşterini kulla-
nalım ve soralım: "Tüm bunlar olurken bihleri neden
memnun? Bu Tann'nın sevgili kullan kimler?"
0 Dünyanın Ffahu.
Başbakaıı Ecevit'e
HADEP'ten yanıt
MAHMUTOR\L
DİYARBAMR-Baş-
bakan Bülent Ecevit'in
. Diyarbakır ziya;etinden
sonra yaptığı 'Bölgeyi
HADEP'e bırakmayTz"
açıklamalannın crdından
HADEP'li Bûjükşehir
Belediye Başkanı Feri-
dun ÇdftL. bölgtde DSP
de dahil HAÖEP'ten
başka hiçbir paıtnin şan-
smm olmadığını söyledi.
"dik "Seçimkfde yflz-
lent Ecevit'in önceki gün
bazı gazetelerde yer alan
"bölgenin HADEP'eterk
edüdîğj ve aday belirle-
mede HADEP'le birtikte
hareket edildiğine*' iliş-
kin açıklamalannı değer-
lendirdi. Çelik, Ecevit'in
bu açıklamasıyla diğer
partilere haksızlık ettiği-
ni belirterek şöyle konuş-
tu: "Bizim siyasal çizgi-
mİ7 heiK Rnylphir yvi <a-
vıınımli dio^t* tuırt
haksızlık olur. Diğer par-
rımcılığa neden olan yeni bir uygu-
lama daha başlatmıştı. Liseler, üni-
versite sınavlarındaki başarılarına
göre puanlanmış ve o lisenin bütün
öğrencileri bu başarı ortalamasın-
oyuna duyurabilmek amacıyla bir
basın açıklaması yapacaklardı. Yap-
salar ne olurdu? Bir bildiri okuya-
caklar diye onlann kafalarını gözle-
rini mi kırmak gerekiyordu? İki yıl
de 10'luk baraj «fanasay-
dı, DSP D^artnkır'dan
bir tane bite nHetv^kfli
çıkaramazdı'' tıye ko-
nuştu.
- HADEP'li BiWukşehır
Belediye Başkâu Feri-
dun Çelik, Başbjkan Bü-
tilerdeki arkadaşlanmız
da kendi siyasal anlavışla-
nnı temsfl ettiğiiçin o par-
tiden aday olmuşlardır.
Eğer söylenen doğruysa
DSP'nin adaylan da mfl- -
letvekülerideHADEPin
ada\landır."