18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14- HAZİRAN 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA \JM\ [email protected] 15 ALLECRO EVtN tLYASOĞLU Bir kez dahayüceBach'asekunPiano Circus'un gerek akustik pi- yanolarla seslendirilmiş, gerekse elektronik klavyelerle çalınmış CD'le- rini bildiğimden açılış konseri için se- çilmiş çok çarpıcı bir çağdaş müzik örneği olacağını dûşünmüştüm. Bu CD'leri üst ûste dinledikçe aynı ses rengi taşıyan altı çalgının yeni açılım- lannı keşfetmiştim. Ne yazık ki fes- tivalin açıldığı günlerde Istanbul dı- şında olduğumdan toplulugun canlı konserini izleyemedim. Kimileri için gerçekten çarpıcı, ilginç ve "yenibir estetiğin ürünü" olarak değerlendi- rildi. Kimilen ıse çok sert tepkilerle bu açılışı protesto etti. Aynı şekilde en son satın aldığım CD'lerden Michael Nyman Band'in içinde yer alan parçalann neredeyse tümünün tstanbul'da seslendirileceği- ni görmek de Istanbul'da günceli ya- kalamış olmanm sevincini yaşattı. Konser programlanmızda hep 18. ve 19. yüzyılın müziği yer alır. KJasik mü- zikseverler genellikle bu çağlara ait barok ya da romantik akımlan dinle- mekten, bildik seslen duymaktan hoş- lantrlar. Müziğin nedense diğer sanat dallarındaki gibi yeniliklere açılan pencereleri hiç merak edilmez. Oysa sinema, dans,tiyatro,plastik sanatlar. edebiyat gibi dallarda dünyadaki son gelişmeler basınunıza yansır. Sanat başkentlerine gidenJer dönünce izle- dikleri sahne yapıtlanndaki yeni yön- temleri ballandırarak anlatırlar, gör- dûkleri sergıleri aktanrlar. Hele ko- nu sinema ise neredeyse tüm sanat merkezleriyle aynı anda Istanbul'da vizyona giren fılmler hemen tartışma konusu olabilir. Müzikte yirminci yüzyıla ait bir konser araştırmak ya da yeni mûziğe ait bir CD satın almak akhmıza bıle gelmez. Müzik deyince ille de eski yüzyü- lar gündemde kalmalıdır. Çoğumu- za göre geride bıraktığımız yüzyıl, müziğe ancak gürültü getirmiştir! Oysa yirminci yüzyıl da, her çağda ve her sanat dalında olduğu gibi, mü- ziğe kendı güzelduyum (estetik) an- layışını yansıtn. Ülkemizde zaten sa- yısı çok az olan klasik müziksever- ler, müziğin yeni sesini önyargılarla reddediyörlar. Doğusuyla/Batısıyla, geçmişiyle, bugünü ile müzikte ne- Pıano Circus'un konseri ile yapılan açılış, çeşitli eleştiriler aldı. Türkiye'de ilkkez seslendirilen Bach'ın Aziz Mata Pasyonu kusursuz yorumuyla büyüleyiciydi. The Engtish Concert çabcılanyla, sesçileriyle bir profesyonellik örneğiydi. ler olup bittiğini izlemek müziksever olarak görevimiz değil midir? Hiç kimse artık-Beethoven'dan, Mo- zart'tan vazgeçin- bundan böyle mut- laka yirminci yüzyılın Boulez'inı, Şnitke'sinı. LutoslawskTsini dinleyın demiyor. Unutmamak gerekir ki her besteci kendi çağında bir yenilikçiy- di. Müzik tarihınde yapıtlannın alkış- landığını göremeden ölüp sonradan üne kavuşan öylesine çok besteci var ki! Debussy'nin izlenimci akorlan, Stravinsky'nin Bahar Ayini'ndeki vurma çalgılan ilk çalındığında kı- yametler kopartmıştı. Mozart ya da Beethoven ancak doğa seslerini du- yarken, teknoloji olarak en fazla at arabasını tanırken bugünün besteci- si uzayın seslerine ulaşan; elinin al- tındakı tnternet'ten tüm dünyayı iz- leyen ve elektronik olanaklan müzi- ğine aktarabilen yepyeni seslerin sa- hibi. Bu seslerin tümünü kendi süz- gecinden geçirip yine kendine özgü olanı seçebilmenin özgürlüğü içinde. Bu çağnşımlarla ister romantik ez- giler yaratır, ister izlenimci ya da 12 ton tekniği işler, ister gelecekçi (fü- türistik) müziğin mekanik aygıtlan- nı müzığine ekler. Beğense de be- ğenmese de onlan tanımak zorunda- dır. Türkiye'de bir kompozisyon öğ- rencışinin ya da bir çağdaş besteci- nin dünyayı izleme olanağı ne ka- dardır bılemeyız. Ayağına kadar ge- len Philip Glass, Michael Nyman ya da Piano Circus gibi konserlerde ya- kalayacağı bir kıvılcım, ona nice çağ- nşımlarla yeni açılımlar sunabilir. Geride bıraktığımız 20. yüzyılda ne- ler olup bittiğini, içinde yaşadığımız günde dünyanın diğer sanat merkez- lerinde ve diğer festivallerinde gün- deme gelen müziği tanımaya hakkı- mızolmah. Besteci adaylanrun, bes- tecilerin, müzik sanatıyla uğraşanla- nn ya da diğer sanat dallanru izlemek için emek harcayan aydınlanmızın kafalannda bireşime (senteze) vara- bilmeleri için bu müziği de duyma- lan gerek. Aziz Mata Pasyonu TrevorPmııockyönetirnindeki The English Concert Topluluğu ve Koro- su, ülkemizde ilk kez seslendirilen Aziz Mata Pasyonu'nda harikalar ya- rattı. Bach'ın yüceliğine bir kez da- ha tanık olduk. Bach'a, Bach yılın- da sunulan en güzel armağanlardan birisiydi Aya înni'deki bu dinleti. J.S. Bach, diğer çağdaşlan gibi opera bes- telemediği halde missa, motet, kan- tat, koral, pasyon ve oratoryolan, in- san sesinin güzel kullarumıyla, dra- matik anlatım açısından zamanının çok ilerisinde bir tekniğe sahiptir. Aziz Meta (St. Matthews) ve Aziz Yahya (St. Johannes) pasyonlannda Lutherci bestecinin Tann'sına gönül- den yakanşını duyanz. Bu dev yapıt- lann içindeki her bir ses ayn ayn iş- lenmiş, bütünde sarsıcı bir fresk oluş- muştur. Trevor Pinnock'un klavsenden yö- nettığı Aziz Mata Pasyonu iki orkest- rası, iki korosu, zamanın çalgılan ve hiçbirkesinti yapılmadan sunulan üç buçuk saatlik süresiyle Bach'ın ön- gördüğü gibi, özgün şekline tümüy- le bağlı olarak yorumlandı. Günü- müzde nice klasik müzik yapıtı ko- laylaştınlıp, kısaltılıp bir çırpıda hap gibi yutturuldugundan böylesine uzun biryapıün da ne denli özüne bağlı ses- lendirileceğıni merak etmekteydık. "Tam Bach'ın yazdığı gibi, onun iş- lediği gibi yonimhjyoruz" diyordu Pinnock. Hiçbir kısaltma ya da sap- tırma yapmadan! Tempolarla oyna- madan, barok müziğin, daha doğru- su J. S. Bach' m zamanlar ötesi müzi- ğinin tüm özelliklerini koruyarak. Evangelist'i seslendiren Howard Crook'un resitatiflerdeki kusursuz artikülasyonu; Isa'yı canlandıran Ra- inrand Nohe'nin tatlı ses tonu, gerek koronun genelinde, gerekse koro için- deki solistlerin aryalanndaki özenli seslendiri kusursuzdu. Korodan yük- selen sesler, bir kilise orgunun gi- zemli akorlannı andınyordu. Orkest- ralann içinde yer alan çalgı sololan, yine zamanın sesine bağlı söylemi di- le getiriyorlardı. The English Concert, çahcılanyia, sesçileriyle bir profes- yonellik örneği idi. Yüce Bach'ı tüm çağlann bestecisi olarak bir kez da- ha selamladık. evini(£ boun.edu.tr Phlllp Glass'ın söyleşlsl 20 Hazlran'da 'Hayatım ve Sanatırn' 7Kültür Servisi - Borusan Kültür ve Sanat Merkezi, mi- nimalist müziğin önemli isim- lerinden Phflip Glass' ı konuk ediyor. 28. Uluslararası îstan- bul Müzik Festivali kapsa- mında solo olarak ve toplulu- ğuyla birlikte konserler vere- cek olan Philip Glass, 20 Ha- ziran Salı günü, ttalyan Kül- tür Merkezi'nde "Hayaüın ve Sananm" başlıkh bir söyleşi gerçekleştirecek. Borusan Kültür ve Sanat Merkezi ta- rafından düzenlenen söyleşi. 15.00-16.00 saatleri arasında yer alacak. Günümüzün en önemli mi- nimalist bestecilerinden biri sayılan Philip Glass, 1980'li yülarda daha çok, yaptığı fılm müzikleriyle tanınmıştı. Glass, son olarak Peter VVeir'ın yö- nettiği 'Truman Show' filmi için bestelediği müzikle 1999 En lyi FUm Müziği/Altın Kü- re Ödülü'nü aldı. 1937'de doğan Philip Glass, Amerikah mini- malist besteciler arasın- da en önemli isimlerden biri. Chicago Oniversi- tesi'nde matematik ve felsefe okurken bir yan- dan da piyano çalışan Glass, Julliard Müzik Olculu'ndafcrögrencilik yıllannda hocalarmı örnek alan besteler yaptı, diğer Amerikah minimalist beste- ciler gibi, bir süre caz müziği ile ilgi- lendi. 1964 Julliard'dan mezun olduktan sonra Paris'e giderek iki yıl boyunca Nadia Boulanger ile çalışan ve bu sırada Hintli müzisyen Ravi Shankar ile tanışan Glass, Hint müziği- nin özelliklerini yakmdan in- celeme fırsatım bularak bes- telerinde Doğu motiflerini kullanmaya başladı. 1970'lerden sonra operay- la ilgılenen sanatçı, 'Einstein onTheBeach' (1976),'Sat- yagraha' (1980) ve 'Akhna- ten' (1984) gibi önemli ya- pıtlar üretti. 1970'li yıllarm sonlanna doğru film müzik- leri alanında yoğunlaşan Phi- lip Glass'm, müziklerine im- za attığı fılmler arasında 'ÎVOs- hima' ve Martin Scorsese'in yönetmenliğini yaptığı 'Kun- dun' gibi yapıtlar yer alıyor. ytttnda 'myma'dan Izmir'e 5000 Adım başhklı tanıtım : programının ağırlık noktası arpçı Şirin Pancaroğlu'nun resitaliydi. Sanatçı hem teknik hem de müziksel yönden kusursuz çalıyor. Festivale ilginç tanıtım ÖNDER KÜTAHYALI İZMİR-13 Temmuz 2000 tarihine dek sürecek olan 14. Uluslararası Izmir Festi- vali. 9 Haziran akşamı ilginç birprogram- la tanıtıldı. Bu yılki şenliğin önemini art- tıran iki özellikten biri, Izmir'ın 5000. ku- ruluş yıluıı yaşamamızdır. Böyle olunca tanıtım, değerli hocamız Prof. Ekrem Aknrgal'ın yönettiği kazılarla ortaya çıka- nlan Bayrakh'daki Tepekule ören yerinde yapıldı. Konuklar için geçici oturma yer- leri hazırlanmıştı. Sahne olarak da ilk Iz- mir kentini (Smyrna'yı) çevreleyen surun parçası olduğunu sandığım bir duvarla önü kullanıldı. Ote yandan Isa'nın 2000. do- ğum yılını yaşıyoruz. Bu nedenle günde- me gelen inanç turizmi, a>Tica J.S. Bach'ın ^,250. ölüm yılında anılmakta oluşu. festi- vali olumlu yönde etkılemekte, hazırla- nan programlan bir ölçüde yönlendirmek- tedir. "Smyrna'dan İzmir'e 5000 Adım" baş- lıklı tanıtım programında, önce kötü bir synthesizer müziği eşlığinde kısa bir sine- vizyon gösterisı izledik. Ardmdan. Dev- let Operası sanatçılan "Anımsamalar" fitli metni dramlastırarak sundular. ustasıdır. Arpı hem teknik hem de müzik- sel yönden kusursuz çahyor. Sunduğu mü- zikte cümlelendirmelere gösterdiği ritiz- lik, özellikle dikkati çekiyor. CoreDi,Bach gibi barok dönemi bestecilerinin yapıtla- nndan uyarlamalan yorumlarken de çok güzel bir doku çözümlemesi yapıyor ve or- ta partilerdeki motifleri yüzeye çıkararak müziğe anlam kazandınyor. Faure, De- bussy gibi bestecilerde ise bu güzelim çal- gıya özgü inceük ve renk dolu müzikle din- leyicisini gerçek doyuma ulaştınyor. Açılış Efes Bûyfik Tiy atro'da Önümüzdeki haftalarda Izmir'e mutlu- luk getiren festivali bütün aynntılanyla konuşacağız. Şimdilik şuncasıyla yetine- lim: ^_L7 Haziran akşamı, Efes Büyük Tjyat- ro'da festıvaün açılış dinletisi verilecek. Le- onard Slatkin yönetimindeki Phılharmo- nia Orkestrası, Beethoven ile Copland'ın yapıtlannı seslendirecek. 18 Haziran'da, îsmet înönü Kültür Mer- kezi'nde, Kıtdsi Erguner ve topluluğunu izleyeceğiz. Program, "Nâznn Hikmet: ıveÖKİmeDaiir"haşlıgıni taşıyorve \\7\V Frgıınpr'in su"nun "Yaza Merhaba Konseri"ni izle- dım. Ahmet K. Kâhyaoğnı'nun yönettiği topluluktabütün üyeler amatör. Haflada sa- dece bir prova yapabiliyorlar. Buna karşın, Rönesans'tan çağımıza uzanan yelpazede- ki parçalan başanyla söylediler. Koro, dinletinin ikinci yansını hafif mü- ziğe ve spiritüellere ayırmıştı. Oysa ki mü- zik kültürünün yayılmasında en etkiü güç olarak gördüğümüz böylesi topluluklar. bestecilerimizin çokseslendirdiği halk tür- külerini ya da koro için yazdıklan yapıt- lan seslendirmelidir. Amatörlere kanşama- yız; ama kurulacak profesyonel korolar ülkemize bu yolla büyük hizmet verebi- lirler. Koro müziğini sevdirmek ve yaymak için büyük çaba harcamış olan Hikmet Şimşek, bu alanda bır vasıyetname düzen- ledi ve onu, mayıs ayında üniversite şen- liği çerçevesinde ortaklaşa yaptığunız ko- nuşma için bulundugumuz Bursa'da, no- ter önünde imzaladı. Buna göre Uludağ Üniversitesi'ne bağışladıgı evinin gelir- leri, koro şefı yetıştinlmesinde kullarula- cak. Birkonservatuvann en az önlisans dö- _nejninden mezun olan ve 22 yasjnıdoldu- MSÜ Devlet Konservatuvan'ndan La Boheme' ve I Kültür Servisi - Mimar Sinan Oniversitesi Devlet Konservatuvan Opera Anasanat Dalı öğrencileri, 16 Hazıran Cuma günü saat 20.00'de Atatürk Kültür Merkezi'nde, Yekta Kara'nın yönettiği G. Puccini'nin 'La Boheme' operasının birinci ve dördüncü perdesini Öğrencı Senfoni Orkestrası eşlığinde sahneleyecekler. Aynca aynı gün şef Fahrettin Kerimov'un yönetiminde Gabriel Faure'run 'Requıem'i yine Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvan Öğrenci Senfoni Orkestrası ve Korosu tarafından seslendirilecek. Ayvalık'ta açılan klasik müzik kursu üçüncü yılında • Kültür Servisi - Ayvalık'ta kültürel ve sanatsal zenginliği canlandırmak amacıyla klasik müzik öğrencilerine yönelik olarak düzenlenen 'Ayvalık Yaylı Çalgılar ve Oda Müziği Uzmanlık Kursu'nun üçüncüsü, 11-21 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Prof. Dr. Filiz Ali'nin koordinatörlüğündekı kursta. Suna Kan, Mikhail Khomitzer. Lukas David ve Tatiana Masurenko gibi ünlü müzisyenler ders verecek. Bölgenin tanhsel ve kültürel mırasına sahip çıkmak isteyen aydınlann girişimiyle düzenlenen kurs, Ayvalık'ta yakın bir gelecekte yapılması hedeflenen sanat festivali ve yaz okulunun ilk adımlan olarak kabul ediliyor. (233 22 38) Springsteen'e polis boykotu • Kültür Servisi - Bruce Springsteen'in New York'taki Madison Meydanı'nda vereceği konser olay yarattı. Müzisyenin geçen yıl polis tarafindan öldürülen zenci Amadou Diallo üzerine yazdığı şarkıyı protesto etmek amacıyla polisler, ', konserde sanatçıyı koruma görevi üstlenmeyeceklerini ; açıkladı. New York'taki Polisleri Koruma Kurulu Başkanı Pat Lynch. Springsteen'in toplumda actığı derin yaralann iyileşmeye yüz tuttuğu günlerde trajik olayı yeniden gündeme getirmesının hiçbir anlam ifade etmediğini söyledi. Springsteen'i, bu olayı kullanarak 'cebıni para ile doldurmaya' çalışmakla suçlayan Lynch, şarkının sadece adının bile Dıallo'nun ölümünün 'ırkçı önyargılar' yüzünden özellikle gerçekleştinldiğini düşündürdüğünü ifade etti. Springsteen'in parçasında Dıallo'nun adı açık bir biçimde geçmiyor, fakat müzisyen, parçanuı içinde bulunduğu 'American Skin' adlı albümünü Diallo'ya adadığım açıklamıştı. Diallo geçen yıl şubat ayında Bronx'daki evine giderken dört polis memuru tarafından 41 kurşunla öldürülmüştü. Afet han Ödülleri ne başvuru • Kültür Servisi - Tarih Vakfi ve tnan ailesinin ortak ginşimleriyle Afet tnan'ın anısmı yaşatmak, genç kuşaklara tanıtmak ve tanh araştırmalannı teşvik etmek amacıyla iki yılda bir venlen 'Afet înan Tanh Araştırma Ödülü'ne aday olanlar, 1 Eylül Cuma gününe kadar Tarih Vakfı'na başvıırabilecek. Vakıftan yapılan açıklamaya göre, ödüllerin ekim ayında verileceği hatırlatılarak adaylann son beş yılda yayımlanmış eserlerimn 6 kopyası ve özgeçmışleriyle Tarih Vakfı'na başvurmalan gerektiği bildirildi. Kıpgızistan'da sinema akademisi • Kültür Servisi - Kırgızistan'da sinema sektörünün ustalannı bır araya getirmek ve bu alanda profesyonelleşmeyi sağlamak amacıyla Sinema Akademisi kuruldu. Amaçlan içensinde, ülkenin sinema alanındaki ustalannı bir araya getirmek, sektöre profesyonel insanlar yetiştirmek ve yeni hedeflere ulaşmak olduğu söylenen akademinin kuruculan arasında yazar Cengiz Aytmatov, Bolot Şamşiyev, Bolot Beyşenaliyev ve Türkiye'de uzun süre büyükelçi olarak görev yapan yönetmenlerden Tölömöş Okeyev gibi isimler yer alıyor. • K Ü L T Ü R t Ç İ Z t K K Â M Î L M A S A R A C I ın genç, tylgerie açiklanan k"Ş\lllara Duvann Ozerinde gmsifediidiğiiçnrkte I.a Scala TiyatrosuBale TopMugu, 20 re yapiiârak sınavHa ha.ytnlı nlnrsa egitim ronun biraz aksadığı, fakat içtenlikle ya- _zılmış olan metin herkesı duygulandırdı. Tanıtım akşamırun ağırlık noktası. ilk kez gördüğümüz bır hemşerimiz olan arpçı Şirin Pancaroğhı'nun resitaliydi. Program dağıtılmadığından, kendisi hakkında bil- gi edinemedik; ancak sanatçının ABD'den geldiğıni biliyoruz ve daha ilk yapıtta an- lartik ki Pancaroğlu, çalgısının değerli bir Haziran akşamı Kültürpark Açıkhava Ti- yatrosu'nda Fıtzgerakl'ın "BüjükGatspv" başhklı romanından yapılan baleyı temsil edecek. Her zaman yazdığım gibi festival İz- mir'e çok yakışıyor; ama müziği seven, üs- telik ona katılan Izmir halkının her hafta- sı festival havasını taşır. Geçenlerde "Törk- Fransız KOItür Derneği ÇoksesK Koro- almak üzere Almanya'ya gönderilecek. Yetfirince koro şefı yetışüğınde ayuı ko- k y ğ y şullar orkestra şefliğine yöneltilecek. Hikmet Hoca, kaldığımız otelde belge- yi imzalarken hüzünlendim. Daha sonra müziğin aydınlığı ile ışıl ışıl yanan gele- ceğin Türkiye'sini gördüm; büyük kıvanç ve gurur duydum. Çok teşekkürler sevgi- li hocam!...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle