Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14- HAZİRAN 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
\JM\ kultur@cumhuriyet.com.tr 15
ALLECRO EVtN tLYASOĞLU
Bir kez dahayüceBach'asekunPiano Circus'un gerek akustik pi-
yanolarla seslendirilmiş, gerekse
elektronik klavyelerle çalınmış CD'le-
rini bildiğimden açılış konseri için se-
çilmiş çok çarpıcı bir çağdaş müzik
örneği olacağını dûşünmüştüm. Bu
CD'leri üst ûste dinledikçe aynı ses
rengi taşıyan altı çalgının yeni açılım-
lannı keşfetmiştim. Ne yazık ki fes-
tivalin açıldığı günlerde Istanbul dı-
şında olduğumdan toplulugun canlı
konserini izleyemedim. Kimileri için
gerçekten çarpıcı, ilginç ve "yenibir
estetiğin ürünü" olarak değerlendi-
rildi. Kimilen ıse çok sert tepkilerle
bu açılışı protesto etti.
Aynı şekilde en son satın aldığım
CD'lerden Michael Nyman Band'in
içinde yer alan parçalann neredeyse
tümünün tstanbul'da seslendirileceği-
ni görmek de Istanbul'da günceli ya-
kalamış olmanm sevincini yaşattı.
Konser programlanmızda hep 18. ve
19. yüzyılın müziği yer alır. KJasik mü-
zikseverler genellikle bu çağlara ait
barok ya da romantik akımlan dinle-
mekten, bildik seslen duymaktan hoş-
lantrlar. Müziğin nedense diğer sanat
dallarındaki gibi yeniliklere açılan
pencereleri hiç merak edilmez. Oysa
sinema, dans,tiyatro,plastik sanatlar.
edebiyat gibi dallarda dünyadaki son
gelişmeler basınunıza yansır. Sanat
başkentlerine gidenJer dönünce izle-
dikleri sahne yapıtlanndaki yeni yön-
temleri ballandırarak anlatırlar, gör-
dûkleri sergıleri aktanrlar. Hele ko-
nu sinema ise neredeyse tüm sanat
merkezleriyle aynı anda Istanbul'da
vizyona giren fılmler hemen tartışma
konusu olabilir. Müzikte yirminci
yüzyıla ait bir konser araştırmak ya
da yeni mûziğe ait bir CD satın almak
akhmıza bıle gelmez.
Müzik deyince ille de eski yüzyü-
lar gündemde kalmalıdır. Çoğumu-
za göre geride bıraktığımız yüzyıl,
müziğe ancak gürültü getirmiştir!
Oysa yirminci yüzyıl da, her çağda
ve her sanat dalında olduğu gibi, mü-
ziğe kendı güzelduyum (estetik) an-
layışını yansıtn. Ülkemizde zaten sa-
yısı çok az olan klasik müziksever-
ler, müziğin yeni sesini önyargılarla
reddediyörlar. Doğusuyla/Batısıyla,
geçmişiyle, bugünü ile müzikte ne-
Pıano
Circus'un
konseri ile
yapılan açılış,
çeşitli
eleştiriler aldı.
Türkiye'de
ilkkez
seslendirilen
Bach'ın Aziz
Mata Pasyonu
kusursuz
yorumuyla
büyüleyiciydi.
The Engtish Concert çabcılanyla, sesçileriyle bir profesyonellik örneğiydi.
ler olup bittiğini izlemek müziksever
olarak görevimiz değil midir? Hiç
kimse artık-Beethoven'dan, Mo-
zart'tan vazgeçin- bundan böyle mut-
laka yirminci yüzyılın Boulez'inı,
Şnitke'sinı. LutoslawskTsini dinleyın
demiyor. Unutmamak gerekir ki her
besteci kendi çağında bir yenilikçiy-
di. Müzik tarihınde yapıtlannın alkış-
landığını göremeden ölüp sonradan
üne kavuşan öylesine çok besteci var
ki! Debussy'nin izlenimci akorlan,
Stravinsky'nin Bahar Ayini'ndeki
vurma çalgılan ilk çalındığında kı-
yametler kopartmıştı. Mozart ya da
Beethoven ancak doğa seslerini du-
yarken, teknoloji olarak en fazla at
arabasını tanırken bugünün besteci-
si uzayın seslerine ulaşan; elinin al-
tındakı tnternet'ten tüm dünyayı iz-
leyen ve elektronik olanaklan müzi-
ğine aktarabilen yepyeni seslerin sa-
hibi. Bu seslerin tümünü kendi süz-
gecinden geçirip yine kendine özgü
olanı seçebilmenin özgürlüğü içinde.
Bu çağnşımlarla ister romantik ez-
giler yaratır, ister izlenimci ya da 12
ton tekniği işler, ister gelecekçi (fü-
türistik) müziğin mekanik aygıtlan-
nı müzığine ekler. Beğense de be-
ğenmese de onlan tanımak zorunda-
dır.
Türkiye'de bir kompozisyon öğ-
rencışinin ya da bir çağdaş besteci-
nin dünyayı izleme olanağı ne ka-
dardır bılemeyız. Ayağına kadar ge-
len Philip Glass, Michael Nyman ya
da Piano Circus gibi konserlerde ya-
kalayacağı bir kıvılcım, ona nice çağ-
nşımlarla yeni açılımlar sunabilir.
Geride bıraktığımız 20. yüzyılda ne-
ler olup bittiğini, içinde yaşadığımız
günde dünyanın diğer sanat merkez-
lerinde ve diğer festivallerinde gün-
deme gelen müziği tanımaya hakkı-
mızolmah. Besteci adaylanrun, bes-
tecilerin, müzik sanatıyla uğraşanla-
nn ya da diğer sanat dallanru izlemek
için emek harcayan aydınlanmızın
kafalannda bireşime (senteze) vara-
bilmeleri için bu müziği de duyma-
lan gerek.
Aziz Mata Pasyonu
TrevorPmııockyönetirnindeki The
English Concert Topluluğu ve Koro-
su, ülkemizde ilk kez seslendirilen
Aziz Mata Pasyonu'nda harikalar ya-
rattı. Bach'ın yüceliğine bir kez da-
ha tanık olduk. Bach'a, Bach yılın-
da sunulan en güzel armağanlardan
birisiydi Aya înni'deki bu dinleti. J.S.
Bach, diğer çağdaşlan gibi opera bes-
telemediği halde missa, motet, kan-
tat, koral, pasyon ve oratoryolan, in-
san sesinin güzel kullarumıyla, dra-
matik anlatım açısından zamanının
çok ilerisinde bir tekniğe sahiptir.
Aziz Meta (St. Matthews) ve Aziz
Yahya (St. Johannes) pasyonlannda
Lutherci bestecinin Tann'sına gönül-
den yakanşını duyanz. Bu dev yapıt-
lann içindeki her bir ses ayn ayn iş-
lenmiş, bütünde sarsıcı bir fresk oluş-
muştur.
Trevor Pinnock'un klavsenden yö-
nettığı Aziz Mata Pasyonu iki orkest-
rası, iki korosu, zamanın çalgılan ve
hiçbirkesinti yapılmadan sunulan üç
buçuk saatlik süresiyle Bach'ın ön-
gördüğü gibi, özgün şekline tümüy-
le bağlı olarak yorumlandı. Günü-
müzde nice klasik müzik yapıtı ko-
laylaştınlıp, kısaltılıp bir çırpıda hap
gibi yutturuldugundan böylesine uzun
biryapıün da ne denli özüne bağlı ses-
lendirileceğıni merak etmekteydık.
"Tam Bach'ın yazdığı gibi, onun iş-
lediği gibi yonimhjyoruz" diyordu
Pinnock. Hiçbir kısaltma ya da sap-
tırma yapmadan! Tempolarla oyna-
madan, barok müziğin, daha doğru-
su J. S. Bach' m zamanlar ötesi müzi-
ğinin tüm özelliklerini koruyarak.
Evangelist'i seslendiren Howard
Crook'un resitatiflerdeki kusursuz
artikülasyonu; Isa'yı canlandıran Ra-
inrand Nohe'nin tatlı ses tonu, gerek
koronun genelinde, gerekse koro için-
deki solistlerin aryalanndaki özenli
seslendiri kusursuzdu. Korodan yük-
selen sesler, bir kilise orgunun gi-
zemli akorlannı andınyordu. Orkest-
ralann içinde yer alan çalgı sololan,
yine zamanın sesine bağlı söylemi di-
le getiriyorlardı. The English Concert,
çahcılanyia, sesçileriyle bir profes-
yonellik örneği idi. Yüce Bach'ı tüm
çağlann bestecisi olarak bir kez da-
ha selamladık.
evini(£ boun.edu.tr
Phlllp Glass'ın söyleşlsl 20 Hazlran'da
'Hayatım ve
Sanatırn' 7Kültür Servisi - Borusan
Kültür ve Sanat Merkezi, mi-
nimalist müziğin önemli isim-
lerinden Phflip Glass' ı konuk
ediyor. 28. Uluslararası îstan-
bul Müzik Festivali kapsa-
mında solo olarak ve toplulu-
ğuyla birlikte konserler vere-
cek olan Philip Glass, 20 Ha-
ziran Salı günü, ttalyan Kül-
tür Merkezi'nde "Hayaüın ve
Sananm" başlıkh bir söyleşi
gerçekleştirecek. Borusan
Kültür ve Sanat Merkezi ta-
rafından düzenlenen söyleşi.
15.00-16.00 saatleri arasında
yer alacak.
Günümüzün en önemli mi-
nimalist bestecilerinden biri
sayılan Philip Glass, 1980'li
yülarda daha çok, yaptığı fılm
müzikleriyle tanınmıştı. Glass,
son olarak Peter VVeir'ın yö-
nettiği 'Truman Show' filmi
için bestelediği müzikle 1999
En lyi FUm Müziği/Altın Kü-
re Ödülü'nü aldı.
1937'de doğan Philip
Glass, Amerikah mini-
malist besteciler arasın-
da en önemli isimlerden
biri. Chicago Oniversi-
tesi'nde matematik ve
felsefe okurken bir yan-
dan da piyano çalışan
Glass, Julliard Müzik
Olculu'ndafcrögrencilik
yıllannda hocalarmı örnek
alan besteler yaptı, diğer
Amerikah minimalist beste-
ciler gibi, bir süre caz
müziği ile ilgi-
lendi.
1964
Julliard'dan mezun olduktan
sonra Paris'e giderek iki yıl
boyunca Nadia Boulanger ile
çalışan ve bu sırada Hintli
müzisyen Ravi Shankar ile
tanışan Glass, Hint müziği-
nin özelliklerini yakmdan in-
celeme fırsatım bularak bes-
telerinde Doğu motiflerini
kullanmaya başladı.
1970'lerden sonra operay-
la ilgılenen sanatçı, 'Einstein
onTheBeach' (1976),'Sat-
yagraha' (1980) ve 'Akhna-
ten' (1984) gibi önemli ya-
pıtlar üretti. 1970'li yıllarm
sonlanna doğru film müzik-
leri alanında yoğunlaşan Phi-
lip Glass'm, müziklerine im-
za attığı fılmler arasında 'ÎVOs-
hima' ve Martin Scorsese'in
yönetmenliğini yaptığı 'Kun-
dun' gibi yapıtlar yer alıyor.
ytttnda
'myma'dan
Izmir'e 5000
Adım başhklı
tanıtım
:
programının
ağırlık noktası
arpçı Şirin
Pancaroğlu'nun
resitaliydi.
Sanatçı
hem teknik
hem de müziksel
yönden
kusursuz çalıyor.
Festivale ilginç tanıtım
ÖNDER KÜTAHYALI
İZMİR-13 Temmuz 2000 tarihine dek
sürecek olan 14. Uluslararası Izmir Festi-
vali. 9 Haziran akşamı ilginç birprogram-
la tanıtıldı. Bu yılki şenliğin önemini art-
tıran iki özellikten biri, Izmir'ın 5000. ku-
ruluş yıluıı yaşamamızdır. Böyle olunca
tanıtım, değerli hocamız Prof. Ekrem
Aknrgal'ın yönettiği kazılarla ortaya çıka-
nlan Bayrakh'daki Tepekule ören yerinde
yapıldı. Konuklar için geçici oturma yer-
leri hazırlanmıştı. Sahne olarak da ilk Iz-
mir kentini (Smyrna'yı) çevreleyen surun
parçası olduğunu sandığım bir duvarla önü
kullanıldı. Ote yandan Isa'nın 2000. do-
ğum yılını yaşıyoruz. Bu nedenle günde-
me gelen inanç turizmi, a>Tica J.S. Bach'ın
^,250. ölüm yılında anılmakta oluşu. festi-
vali olumlu yönde etkılemekte, hazırla-
nan programlan bir ölçüde yönlendirmek-
tedir.
"Smyrna'dan İzmir'e 5000 Adım" baş-
lıklı tanıtım programında, önce kötü bir
synthesizer müziği eşlığinde kısa bir sine-
vizyon gösterisı izledik. Ardmdan. Dev-
let Operası sanatçılan "Anımsamalar"
fitli metni dramlastırarak sundular.
ustasıdır. Arpı hem teknik hem de müzik-
sel yönden kusursuz çahyor. Sunduğu mü-
zikte cümlelendirmelere gösterdiği ritiz-
lik, özellikle dikkati çekiyor. CoreDi,Bach
gibi barok dönemi bestecilerinin yapıtla-
nndan uyarlamalan yorumlarken de çok
güzel bir doku çözümlemesi yapıyor ve or-
ta partilerdeki motifleri yüzeye çıkararak
müziğe anlam kazandınyor. Faure, De-
bussy gibi bestecilerde ise bu güzelim çal-
gıya özgü inceük ve renk dolu müzikle din-
leyicisini gerçek doyuma ulaştınyor.
Açılış Efes Bûyfik Tiy atro'da
Önümüzdeki haftalarda Izmir'e mutlu-
luk getiren festivali bütün aynntılanyla
konuşacağız. Şimdilik şuncasıyla yetine-
lim:
^_L7 Haziran akşamı, Efes Büyük Tjyat-
ro'da festıvaün açılış dinletisi verilecek. Le-
onard Slatkin yönetimindeki Phılharmo-
nia Orkestrası, Beethoven ile Copland'ın
yapıtlannı seslendirecek.
18 Haziran'da, îsmet înönü Kültür Mer-
kezi'nde, Kıtdsi Erguner ve topluluğunu
izleyeceğiz. Program, "Nâznn Hikmet:
ıveÖKİmeDaiir"haşlıgıni taşıyorve
\\7\V Frgıınpr'in
su"nun "Yaza Merhaba Konseri"ni izle-
dım. Ahmet K. Kâhyaoğnı'nun yönettiği
topluluktabütün üyeler amatör. Haflada sa-
dece bir prova yapabiliyorlar. Buna karşın,
Rönesans'tan çağımıza uzanan yelpazede-
ki parçalan başanyla söylediler.
Koro, dinletinin ikinci yansını hafif mü-
ziğe ve spiritüellere ayırmıştı. Oysa ki mü-
zik kültürünün yayılmasında en etkiü güç
olarak gördüğümüz böylesi topluluklar.
bestecilerimizin çokseslendirdiği halk tür-
külerini ya da koro için yazdıklan yapıt-
lan seslendirmelidir. Amatörlere kanşama-
yız; ama kurulacak profesyonel korolar
ülkemize bu yolla büyük hizmet verebi-
lirler.
Koro müziğini sevdirmek ve yaymak
için büyük çaba harcamış olan Hikmet
Şimşek, bu alanda bır vasıyetname düzen-
ledi ve onu, mayıs ayında üniversite şen-
liği çerçevesinde ortaklaşa yaptığunız ko-
nuşma için bulundugumuz Bursa'da, no-
ter önünde imzaladı. Buna göre Uludağ
Üniversitesi'ne bağışladıgı evinin gelir-
leri, koro şefı yetıştinlmesinde kullarula-
cak. Birkonservatuvann en az önlisans dö-
_nejninden mezun olan ve 22 yasjnıdoldu-
MSÜ Devlet Konservatuvan'ndan
La Boheme' ve
I Kültür Servisi - Mimar Sinan Oniversitesi
Devlet Konservatuvan Opera Anasanat Dalı
öğrencileri, 16 Hazıran Cuma günü saat 20.00'de
Atatürk Kültür Merkezi'nde, Yekta Kara'nın
yönettiği G. Puccini'nin 'La Boheme' operasının
birinci ve dördüncü perdesini Öğrencı Senfoni
Orkestrası eşlığinde sahneleyecekler. Aynca aynı
gün şef Fahrettin Kerimov'un yönetiminde
Gabriel Faure'run 'Requıem'i yine Mimar Sinan
Üniversitesi Devlet Konservatuvan Öğrenci
Senfoni Orkestrası ve Korosu tarafından
seslendirilecek.
Ayvalık'ta açılan klasik müzik
kursu üçüncü yılında
• Kültür Servisi - Ayvalık'ta kültürel ve sanatsal
zenginliği canlandırmak amacıyla klasik müzik
öğrencilerine yönelik olarak düzenlenen 'Ayvalık
Yaylı Çalgılar ve Oda Müziği Uzmanlık
Kursu'nun üçüncüsü, 11-21 Eylül tarihleri
arasında gerçekleştirilecek. Prof. Dr. Filiz Ali'nin
koordinatörlüğündekı kursta. Suna Kan, Mikhail
Khomitzer. Lukas David ve Tatiana Masurenko
gibi ünlü müzisyenler ders verecek. Bölgenin
tanhsel ve kültürel mırasına sahip çıkmak isteyen
aydınlann girişimiyle düzenlenen kurs, Ayvalık'ta
yakın bir gelecekte yapılması hedeflenen sanat
festivali ve yaz okulunun ilk adımlan olarak
kabul ediliyor. (233 22 38)
Springsteen'e polis boykotu
• Kültür Servisi -
Bruce Springsteen'in
New York'taki
Madison Meydanı'nda
vereceği konser olay
yarattı. Müzisyenin
geçen yıl polis
tarafindan öldürülen
zenci Amadou Diallo
üzerine yazdığı şarkıyı
protesto etmek
amacıyla polisler, ',
konserde sanatçıyı
koruma görevi
üstlenmeyeceklerini ;
açıkladı. New
York'taki Polisleri
Koruma Kurulu Başkanı Pat Lynch.
Springsteen'in toplumda actığı derin yaralann
iyileşmeye yüz tuttuğu günlerde trajik olayı
yeniden gündeme getirmesının hiçbir anlam ifade
etmediğini söyledi. Springsteen'i, bu olayı
kullanarak 'cebıni para ile doldurmaya'
çalışmakla suçlayan Lynch, şarkının sadece
adının bile Dıallo'nun ölümünün 'ırkçı
önyargılar' yüzünden özellikle
gerçekleştinldiğini düşündürdüğünü ifade etti.
Springsteen'in parçasında Dıallo'nun adı açık bir
biçimde geçmiyor, fakat müzisyen, parçanuı
içinde bulunduğu 'American Skin' adlı albümünü
Diallo'ya adadığım açıklamıştı. Diallo geçen yıl
şubat ayında Bronx'daki evine giderken dört polis
memuru tarafından 41 kurşunla öldürülmüştü.
Afet han Ödülleri ne başvuru
• Kültür Servisi - Tarih Vakfi ve tnan ailesinin
ortak ginşimleriyle Afet tnan'ın anısmı
yaşatmak, genç kuşaklara tanıtmak ve tanh
araştırmalannı teşvik etmek amacıyla iki yılda bir
venlen 'Afet înan Tanh Araştırma Ödülü'ne aday
olanlar, 1 Eylül Cuma gününe kadar Tarih
Vakfı'na başvıırabilecek. Vakıftan yapılan
açıklamaya göre, ödüllerin ekim ayında verileceği
hatırlatılarak adaylann son beş yılda yayımlanmış
eserlerimn 6 kopyası ve özgeçmışleriyle Tarih
Vakfı'na başvurmalan gerektiği bildirildi.
Kıpgızistan'da sinema akademisi
• Kültür Servisi - Kırgızistan'da sinema
sektörünün ustalannı bır araya getirmek ve bu
alanda profesyonelleşmeyi sağlamak amacıyla
Sinema Akademisi kuruldu. Amaçlan içensinde,
ülkenin sinema alanındaki ustalannı bir araya
getirmek, sektöre profesyonel insanlar
yetiştirmek ve yeni hedeflere ulaşmak olduğu
söylenen akademinin kuruculan arasında yazar
Cengiz Aytmatov, Bolot Şamşiyev, Bolot
Beyşenaliyev ve Türkiye'de uzun süre büyükelçi
olarak görev yapan yönetmenlerden Tölömöş
Okeyev gibi isimler yer alıyor. •
K Ü L T Ü R t Ç İ Z t K
K Â M Î L M A S A R A C I
ın genç, tylgerie açiklanan k"Ş\lllara
Duvann Ozerinde gmsifediidiğiiçnrkte I.a Scala TiyatrosuBale TopMugu, 20 re yapiiârak sınavHa ha.ytnlı nlnrsa egitim
ronun biraz aksadığı, fakat içtenlikle ya-
_zılmış olan metin herkesı duygulandırdı.
Tanıtım akşamırun ağırlık noktası. ilk kez
gördüğümüz bır hemşerimiz olan arpçı
Şirin Pancaroğhı'nun resitaliydi. Program
dağıtılmadığından, kendisi hakkında bil-
gi edinemedik; ancak sanatçının ABD'den
geldiğıni biliyoruz ve daha ilk yapıtta an-
lartik ki Pancaroğlu, çalgısının değerli bir
Haziran akşamı Kültürpark Açıkhava Ti-
yatrosu'nda Fıtzgerakl'ın "BüjükGatspv"
başhklı romanından yapılan baleyı temsil
edecek.
Her zaman yazdığım gibi festival İz-
mir'e çok yakışıyor; ama müziği seven, üs-
telik ona katılan Izmir halkının her hafta-
sı festival havasını taşır. Geçenlerde "Törk-
Fransız KOItür Derneği ÇoksesK Koro-
almak üzere Almanya'ya gönderilecek.
Yetfirince koro şefı yetışüğınde ayuı ko-
k
y ğ y
şullar orkestra şefliğine yöneltilecek.
Hikmet Hoca, kaldığımız otelde belge-
yi imzalarken hüzünlendim. Daha sonra
müziğin aydınlığı ile ışıl ışıl yanan gele-
ceğin Türkiye'sini gördüm; büyük kıvanç
ve gurur duydum. Çok teşekkürler sevgi-
li hocam!...