Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 2002 SALI • • • •
HABERLERIN DEVAMI
G U \ C E L CÜx\EYT ARCAYÜREK
• Baitcrafi * Sayfada
DSP den reyecanlı bir aynlışla kopan Sema
Pişkinsıit'un ider olduğju partiden sonra; son on
;ün çrde, örce rahmetli Özal'ın "yetim yeğeni"
-füsni Doğaı partisini kurdu. Ankara'nın Çetin
Erre; Caddeîinde bir binada genel merkezini
urdj.
Çckgeçmedı, eski CHP'li, eski SHP'li (Sosyal
Derrouat Hakçı Partili) Murat Karayalçın yeni
îdıyla Sosyal Demokrat Halk Partisi'ni kurdu.
Ka'syalçın'n eski partisiyle yenisi arasındaki
<3rk sadece "ç'l Halkçı'dan Halk'a geçti.
Kara^Eİçın caÇankaya Köşkü'nün arkatarafla-
mdayari yeniserpilen bi r ayağı Turan Güneş Bul-
van'nayakın brsemttekJ görkemli genel merkez
bnasrda fiili syasete yeniden soyundu.
Anksra Büyjkşehir Belediye Başkanı Melih
Gökçek de yerel hizmetten genel hizmete geç-
nrek Lzsre. Barar'ların, Menderes'lerin partisine,
(tabıi gerel başkan olmak koşuluyla) Demokrat
Parti'ye katılması an meselesi..
Anka-aBeleciye Başkanı'nın DP'yi ayaktatuta-
bimek çh çaba harcadığı, o kadar ki DP'nin hay-
H yüklü borcunınsilinmesîneyardımcı olduğu baş-
kent ku is erincfe söy-le-m-yor!
Yeni partilerin kurucu üye bulmalan, tüzük ve
program yazmcian zor bir zanaat değil. Türkiye'de
bcJ laftan dahadeğerli ne var ki...
Sol pert de, sağ parti de toplum hizmetinde ak-
la gelen. halkın diline düşmiiş sloganları sıraladı
mı alt alta, al sana yeni bir program!
Ne ki, yeni partiler henüz kuruluş halindeyken,
bir parti oayrağı bile satarak gelir sağlamamışken
süslü püslıi gensl merkez binalannı nasıl edindik-
leri meraklı bir konu.
AKP'nın genel merkez binasının 500 bin dolara
satn alındığı, hayli lüks döşendiği rivayet olunu-
yor.
AKP'ye hesap sormak var da yeni kurulan par-
tilere ayni içerikte soru niçin yöneltilmiyor?
Karayalçın'ın, Hüsnü Doğan'ın, Pişkinsüt'ün ge-
nel merkez binalannın nasıl kiralandığını ya da alın-
dığını veya kimler tarafından parti emrine verildi-
ğini sormak elbette hakkımız.
Hakkımız olduğu kadar yeni partilerin bu konu-
larda kamuoyuna mal beyanında bulunmaları da
o denli zorunlu.
Siyaset gebe
ATO bir anket yapmış, sormuş 3500 Ankaralıya:
Oy vereceğiniz partiyi beliriediniz mı? Ankete ka-
tılanların yüzde 54.6'sı hayır demiş.
Müzelik yönetici kadrolarından halk o kadar
uzaklaştı ki, bu gerçeği gören az çok isim sahibi
olanlar birarayageliyor, yüzde 54'ün "yeniyi"yeğ-
leyeceği inancıyla bir parti kuruyor.
Sloganlar da artık halk arasında beylik sözcük-
lere dönüşen kimi istekler.
Halk, seçım yitirse de toplum sevgisinden yok-
sun kalsa da partilerin başında hâlâ kalmakta di-
renenlerden kurtulmayı istiyor ya; (örneğin taze
SHP'nin hayli deneyimli yeni genel başkanı Kara-
yalçın açılış töreninde) genel başkanlığın 7 yılla kı-
sıtlanacağını "müjdeledi".
Neredeyse iki seçim dönemini kapsayan 7 yıl kı-
sa birsüreymiş gibi.
Oysa halk, bambaşka havalarda. Krizler sonu-
cu işini yitiren 2 milyon insan, kol gezen sefaletin
nereye varacağını kara kara düşünüyor. Kapanan
binlerce fabrikanın tekrar nasıl yaşama dönecegi-
rii öğrenmek istiyor.
Daha başka bir gelişme sağduyuyu rahatsız edi-
yor. Karayalçın'ın yalanlamadığı bir gelişme: Yeni
kurulan Sosyal Demokrat Halk Partisi'nin Anaya-
sa Mahkemesi'nde kapanma davası görülen HA-
DEP'le birleşeceği ya da geniş işbirliği.
Samsun doğumlu Karayalçın'ın Güneydoğu'da
bir ilden milletvekili adayı olacağı da öne sürülen
bir başka gelişme.
Hayıriı mı olur bilinmez; siyaset pek çok yeni ge-
lişmeye gebe.
Rusya, Bakü-Ceyhan
poliîikasını değiştiriyor
MOSKOVA (AA) -
Rusya'nın, Bakû-Tiflis-
Ceyhan petrol boru hat-
tına bir ara boru hattı ile
bağlanarak kendi petro-
lünün bir bölümünü
Ceyhan'a çıkarmak üze-
re ilgili anlaşmaya imza
koyduğu bildirildi.
Rusya'nın boru hattı
inşa firması Rosnefte-
gazstroi ve Gürcistan
Uluslararası Petrol Fir-
ması (GIOC) arasında,
önceki gün Gürcis-
tan'ın başkenti Tiflis'te
ilgili anlaşmanın imza-
landığı ifade edildi. GI-
OC Başkanı Georgi
Çanturya, Rus înter-
faks ajansına dün verdi-
ği demeçte, anJaşmaya
konu olan hattı "Novo-
rossisk-Supsa-Ceyhan
hatO" olarak tanımladı.
Bilindiği gibi Novo-
rossisk, Rusya'nın Ka-
radeniz lünanındaki en
büyük petrol ihraç nok-
tası. Bu limana Rus-
ya'nrn kendi petrolünün
yanı sıra bir süredir Ten-
giz-Novorossisk petrol
boru hattı ile Kazak pet-
rolü de geliyor. Bugüne
kadar Bakû-Tiflis-Cey-
han'a alternatif olarak
sunulan Tengiz-Novo-
rossisk, Boğazlar'daki
yûkü de arttırdı. Türki-
ye'nin yıllardır Rus-
ya'ya yaptığı "Sizin
petrolünüzü de Bakû-
Tiflis-Ceyhan'a akta-
ralım, Boğazlar'ın yfi-
künü azaltalım" şek-
lindeki öneri, Rus tara-
finda ilk kez kabul gö-
rüyor. Rusya bugüne
dek. Novorossisk petro-
lûnü gemilerle Bulga-
ristan'a taşıyıp oradan
Yunanistan'ın Ege kıyı-
lanna çıkarma planı
üzerinde duruyordu,
ancak son dönemlerde
ilgili Rus resmi firma-
lan bu planlara karşı
çıkmaya başlamıştı.
Geçen kasım ayından
beri "Bakû-Tiflis-
Ceyban ekonomik de-
ğil siyasi bir hattır"
görüşünü terk eden Lu-
koil, Yukos gibi, hem
ülkenin hem de dünya-
nın önde gelen petrol
firmalan, kendi petrol-
lerini bu hatta verebil-
mek için hükümetin
onayını istiyorlardı.
Hükümet bu konuda
bir açıklama yapmaz-
ken bu anlaşma eğer
Rusya tarafından resmi
bir açıklama ile yalan-
lanmazsa, hükümetin
petrol firmalannın tale-
bini kabul ettiğini, poli-
tikasını artık köklü bi-
çimde değiştirmiş oldu-
ğunu ortaya koyuyor.
Hat, Rusya'nın petrol
ihraç imkânlannı daha
da arttıracak.
Rus ve Gürcü taraflar,
projeyi gerçekleştirmek
üzere ortaklık kurdular.
Her iki ülkede de devlet
destekli olan bu iki fîr-
mannı kurduklan Rus-
Gürcü ortakhğı, "Gruz-
rosneftegazstroi" ola-
rak adlandınldı. Bu or-
taklık, boru hattının in-
şaatı ile ilgili bütün ça-
lışmalan üstlendi. Çan-
turya açıklamasında,
"Bu bağlantı hattı
(Novorossisk-Gürcis-
tan), Bakû-Tiflis-Cey-
han ana boru hattının
bir parçası olarak inşa
edilecek" dedi.
Senatörlerle sürpriz toplantıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ile
Devlet Bakanı Kemal Derviş, dün akşam
saatlerinde ABD Ankara Büyükelçili-
ği'nin daveti üzerine ABD'li senatörlerle
yemek yedi.
Dün Istanbul'dan Ankara'ya gelişinin
ardından önce IMF heyetiyle görüşen Der-
viş, daha sonra ABD Büyükelçiliği'nin
davetiyle gerçekleşen yemeğe katıldı.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz
da partisinin Başkanlık Divanı toplantısı-
nın ardmdan ABD Büyükelçiliği'ne gide-
rek yemeğe katıldı. Yemeğe bir grup
ABD'li senatörün katıldığı öğrenildi. AB-
D'li senatörlerin gelişi ABD Büyükelçili-
ği tarafından basına açıklanmazken dün
akşamki yemeğin de Yılmaz'ın ve Der-
viş'in resmi programlan arasında bulun-
maması dikkat çekti. Akşam yemeğine,
Merkez Bankası Başkam Süreyya Ser-
dengeçti, Hazine Müsteşan Faik Öztrak
ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurulu Başkanı Engin Akçakoca'nın da
katıldığı öğrenildi. Yemekte, Türkiye'nin
ekonomik durumu, AB ve seçim tartışma-
lannın ele alındığı belirtildi.
Hem işsizlili hem yoksuüıık
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - "Enflasyonla mücade-
le" adı altında IMF'yle yola çı-
kan 57. hükümet, enflasyonu dü-
şürmeyi başaramadığı gibi, Tür-
kiye'yi art arda yaşattığı iki kriz-
le tarihinin en derin bunalmıla-
nndan birine sürükledi. Ekono-
mide 2001 yılında yüzde 9.4'le
tarihinin en büyük küçülmesini
yaşayan Türkiye, kişi başına dü-
şen gelirin 2 bin 817 dolara in-
mesiyle 10 yıl geriye gitti. Res-
mi verilerle işsiz sayısı 2 milyon
462 bine ulaşırken 2002 yılının
ilk4aymdatoplanan 15.3 katril-
yon liralık verginin tamamı 19.5
katrilyon liralık faiz ödemeleri-
ne yetmedi. Halen ekonomide
ciddi bir toparlanma ortaya çık-
mazken hükümet IMF'nin da-
yattığı yasal düzenlemelerle
ekonomi yönetimini kurullar adı
altında henüz oturmamış, dene-
timsiz birimlere terk etti.
57. hükümet, kuruluşundan
itibaren IMF'yle yeni bir stand-
by anlaşması yapmak için çalış-
malara başladı. Devlet Bakanı
Hikmet Uluğbay, IMF'yle yü-
rütülen görüşmelerde Para Ku-
rulu'nun da gündeme getirildiği-
ne ilişkin bilgilerin borsaya sız-
dınldığı iddialannın konuşuldu-
ğu dönemde intihar girişiminde
bulundu. Uluğbay'ın ardından
görew gelen Devlet Bakanı Re-
cep Önal ile Merkez Bankası
Başkanı Gazi Erçel'in ımzasıy-
la 9 Aralık 1999'da IMF'ye 64
maddeden oluşan niyet mektubu
sunuldu. Böylece 2000 yılına 17.
stand-by anlaşmasıyla girildi.
Enflasyonla mücadele adı ve-
rilen bu programla, TÜFE \e
Bugün 78
yaşına basacak
olan Başbakan
Ecevit için
Başkent
Hastanesi'nde
küçük bir
doğum günü
kutlaması
yapıldı. Ecevit,
kutlama
sırasında minik
hasta Esra
Ergün
tarafından
beyaz kâğıda
yapılan ve
kendisine
katlanarak
verilen resmi
açmakta
zoriandı.
(Fotoğraf: AA)
Ecevit: Görevimin başındayım
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başkent Üniversitesi Has-
tanesi'nde 11 gündür tedavi gö-
ren Başbakan Bülent Ecevit, dün
taburcu oldu. Yürümekte ve ko-
nuşmakta güçlük çektiği gözle-
nen Ecevit, "lyiyim, görevimin
başındayım. Sadece bacakla il-
gili bazı sorunlar kaldı. Onlar
da büyük ölçüde tedavi edildi.
Şimdi kısa bir nekahat devre-
sinden geçiyorum" dedi. Ko-
nuşmasmın başında sık sık dili
sürçen Ecevit, Oran'daki çalışma
ofisinin bulunduğu konutuna
geçti.
Başbakan Ecevit, dün 11 gün-
dür tedavisinin sürdüğü Başkent
Üniversitesi Hastanesi'nden ta-
burcu oldu. Bugün 78 yaşına ba-
sacak olan Ecevit için Başkent
Üniversitesi Rektörü Mehmet
Haberal'ın girişimiyle hastane-
de küçük bir doğumgünü kutla-
ması yapıldı. Üzerinde güvercin
veTürk bayragi olan pastamn ke-
sildiği kutlamada, Ecevit'in bir
süre ayakta kaldıktan sonra yığı-
ln"casma koltuğa oturduğu öğre-
nildi. Ancak bu olay, Anadolu
Ajansı'nın ve Başbakanlık Basın
Merkezi'nin görüntü kasetlerin-
den çıkanldı. Ecevit'in bileğini
kullanmakta güçlük çekmesi ne-
deniyle pastasını kesemediği, bu
sırada eşi Rahşan Ecevit'in dev-
reye girdiği gözlendi.
Başkent Hastanesi'nin, Ece-
vit'in, damar iltihabı rahatsızlığı-
nın büyük ölçüde geriledigi ve
kısa bir nekahat döneminden
sonra çalışmalanna başlayabile-
ceği yönünde bir heyet raporu ha-
zırladığı öğrenildi.
'Sayın anahtar...'
Partililerin alkjşlan ve tezahü-
ratlan ile hastane kapısında kar-
şılanan Ecevit, konuşmasının ba-
şında sözcükleri toparlamakta
güçlük çekti. Konuşmasının bü-
yük bölümünü hastane ve perso-
neline dönük "övgüye" ayıran
Ecevit, Başkent Üniversitesi Rek-
törü Haberal'dan bahsederken
yanlışhkla, "Başkent... Anahta-
n... Sayın Haberal ve değerli
üyeleri, değerli Başbakan, de-
ğerli başkan, hepsi çok yakın-
dan ilgi gösterdiler. Kendîlerine
şükranlanmı sunuyorum" de-
di. Ecevit'e, DSP'lilertarafindan
"Halkçı Başbakan, Ecevit ne-
rede biz oradayız" tezahüratlan
yapıldı. Ecevit'in hastane merdi-
venlerinden inerken tökezlediği
de görüldü.
Konuşma metnini kısalttı
Ecevit, buradan Oran Site-
si'ndeki çalışma ofisine gitti.
Ecevit'in bugün saat 13.00'te
Başbakanlık Konutu'nda hükü-
metin 3 yılını değerlendireceği
basın toplannsının konuşma met-
nini kısalttığı da öğrenildi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer taburcu olmadan önce
Ecevit'i telefonla arayarak geç-
miş olsun dileğini iletti. Başba-
kan Yardımcısı Mesut Yılmaz,
dün gazetecilerin Ecevit'in tabur-
cu olmasına ilişkin sorusunu,
"Savın Başbakanınuzın hasta-
neden çıkmış olması, spekülas-
yon yapanların bir malzemesi-
ni eksiîtti" diye yanıtladı.
IMF'den kaynak için 3 koşul
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Ikinci gözden geçirmeye
ilişkin Türkiye'deki çalışmalannı
tamamlayan IMF Türkiye Masası
Şefı Juha Kahkonen, î.l mılyar
dolarlık kaynağın serbest bırakıla-
cağı lcra Kurulu toplantısı için 3
koşulun yerine getirilmesinin bek-
leneceğini bildirdi. Kahkonen, er-
ken seçimin IMF'yi ilgilendirme-
diğini söyledi. Ancak erken seçim
ve Başbakan Bülent Ecevit'in
sağlık durumu gibi siyasi belirsiz-
liklerin uygulanan programın ba-
şansı nedeniyle piyasalarda etki-
sinin sınırlı olduğunu anlatan
Kahkonen, "Programa sıkı bağ-
lılık sürmeli" dedi.
Türkiye'den bugün aynlacak
olan Kahkonen, dün düzenlediği
basın toplantısmda, güncellenmiş
yeni bir niyet mektubu üzerinde
uzlaştıklarını bildirirken "Bu ni-
yet mektubu, haziran ayı orta-
sında yapılması planlanan IMF
tcra Direktörleri Kurulu'nda
ele alınacak" dedi. Kesin çalış-
malan tamamlanan atıl istihdam
konusunda zamanı geldiğinde hü-
kümetin sayı açıklayacağmı söy-
leyen Kahkonen, her bir KÎT için
ayn ayn hesaplara dayanarak or-
taya çıkan sayının 40-60 bin düze-
yinde olduğunu bildirdi. Kahko-
nen, özelleştirmede gelişmelerin
beklenenin gerisinde olduğunu.
yılın kalan kısmında bu alanda
hızlanma beklediklerini kaydetti.
Kahkonen, lcra Kurulu'nun top-
lanma koşullannı şöyle sn^aladı:
• BDDK'nin, denetim sonuç-
lanna göre bankalara sermaye art-
tınmına gitmelerini isteyen mek-
tuplan göndermesi.
• Telekom'un özelleştirilmesi-
ne yönelik adımlann atıhnası.
%/ Kamu îhale Yasası'nda deği-
şiklik yapılması.
Politika uygulamalanndaki "iyi'
11
performansın fınansal piyasalann
siyasi belirsizliğe ilişkin algılama-
lannı belli bir seviyede tuttuğunu
söyleyen Kahkonen şöyle konuş-
tu: "Öniimüzdeki dönemde hü-
kümetin programa bağlılığının
devam etmesi gerekiyor. Bu, ola-
sı şoklann etkilerini azaltmak
için çok önemli." Kahkonen, er-
ken seçime ilişkin sorular üzerine
de "Erken seçim Türkiye'nin
kendi iç hususudur. Programın
devamı için alınması gereken
tedbirlerin zamanında yerine
getirilmesi ve piyasanın güveni-
nin devam etmesine olan inancı-
mız tam" diye konuştu. Kore ör-
neği anımsatılarak IMF'nin Tür-
kiye'deki siyasi partilerden progra-
ma bağlılıklanna ilişkin taahhüt is-
teyip istemeyeceğine yönelik soru
üzerine Kahkonen, spekülatif ya-
nıtlar vermek istemediğini söyle-
di. Ancak Kahkonen, başka ülke-
lerde bu politikalann başanlı oldu-
ğunu savunarak "Dolayısıyla bu
politikanın uygulanması ülke
için verilecek bir karar" dedi.
Bilançolarda makyaj kaygısı
Kahkonen, bankalann sermaye
ihtiyacının başlangıçta belirtilen
4-5 milyar dolann altında çıkma-
sıyla bilançolann makyajlandığı
kaygısı oluşacağım, üstü kapalı
olarak doğruladı. Kahkonen, bek-
lentı ve tahminlerle uygulamanın
yakın olmasını, alınan sonuçlann
devlet-özel sektör açısından sür-
dürülebilir bir sürece işaret etme-
sini bekledıklenni bildirdi.
TEFE'nin 2000'de yüzde 20-
25'e, 2001'de yüzde 10-12'ye,
2002'de yüzde 5-7'ye düşürül-
mesi hedeflendi. Sabit kur poli-
tikasıyla kısmi bir Para Kurulu
sistemi uygulanmaya başlandı.
Bu uygulamanın Türkiye'yi fa-
iz krizlerine ve dış şoklara açık
hale getirdiği uyanlan dikkate
alınmadı.
Programla 2000'de faizlerde
beklenenden daha hızlı düşüş ya-
şandı. Yaz aylanna doğru tedir-
ginlikler artmaya başladı. Prog-
ram, Kasım 2000'de yaşanan
krizle iflas etti. Faizlerin ta-
vana vurduğu bu kriz, IMF'-
den gelen ek parasal destek-
le geçiştirilirken program şu-
bat kriziyle çöktü. Hükümet,
22 Şubat'ta dalgalı kura ge-
çiş karan aldı. 19 Şubat
2001 'de 687 bin lira olan do-
lar kuru, dalgalı kura geçildi-
ği 22 Şubat 2001'de 964 bin
liraya yükseldi. Yaşanan sü-
reçte dolardaki spekülatif
yükselişler, "yabancılann
oyunu" tartışmalannı gün-
deme getirdi. Kasım
2001 'den itibaren kurda ya-
şanan düşüşler ve artış ohîıa-
masıyla bu kez de kurun ger-
çek değerinin altında kaldıgı
tartışmalan başladı.
Şubat krizinin ardından 3
Mart 2001 'de Devlet Bakan-
lığı'na atanan Kemal Der-
viş, "Güçlü Ekonomiye
Geçiş Programı (GEGP)"
adı altında, çöken progra-
mın, kur ayağı dışında aynen
sürdürühnesine yönelik pla-
nnn açıkladı. Knzin başlan-
gıcından 2.5 ay sonra açıkla-
nan bu program ise Türki-
ye'yi krizden çıkaramadı.
Programm tüm hedefleri de
birkaç ay içinde çöktü. Hü-
kümet, 2002 yılına yeni s-
tand-by anlaşmasıyla girmek
zorunda kaldı. Koalisyon li-
derleri, hem GEGP'de hem
de 18. stand-by anlaşmasın-
da IMF'ye programın arka-
smda olduklannı yazılı ola-
rak taahhüt etmek zorunda
kaldılar. Ekonomi yönetimi
IMF'ye teslim edilırken uy-
gulamalar da oluşturulan ba-
ğunsız kurullara bırakıhnaya
başlandı. 57. hükümet döne-
minde yaşanan krizlerle Tür-
kiye'nin geldiği nokta şöyle:
KÜÇÜIme: 57. hükümet,
1999'da yüzde 6.1'le tarihi
küçülme ve 2000'de yüzde
6.3 büyümeyle 2 yılı boşa
geçirirken 2001'de yüzde
9.4'lük küçülmeyle olumsuz
bir rekora imza attı. Böylece
200 l'de kişi başına düşen ge-
lir, 1987 yıh fiyatlanyla 2
bin 817, cari fiyatlarla 2 bin
160 dolara kadar düştü. Tür-
kiye 10 yıl geriye giderken
Derviş'in 2001 yılında bek-
lediği canlanma belirtilen
gerçekleşmedi. Sanayiüreti-
mi, geçen yılın aynı ayma
göre 2002 Ocak ayında yüz-
de 2.4, şubat ayında yüzde
5.2 küçülmeye devam ettik-
ten sonra mart aymda yüzde
18.7 arttı. Ancak geçen yıhn
mart ayında, şubat krizinin
ardmdan ekonomide küçül-
me başladığı için 2002"de ya-
şanan bu büyüme henüz ger-
çek anlamda bir toparlanma-
yı^östermiyor.
IŞSİZİİk: 2000'de yüzde
6.6 olan işsizlik oranı,
2001 'de yüzde 8.5'e yüksel-
di. DlE'nin dün açıkladığı
verilere göre, 2001 yılının ilk
3 ayında yüzde 8.6 olan işsiz-
lik oranı, 2002 yılının aynı
döneminde yüzde 11.8'e ka-
dar çıktı. Işsiz sayısı resmi
Nerilerle 2 milyon 462 bine
ulaştı. 1997'den bu yana iş-
siz sayısı ilk kez 2001 yılının
son çeyreği ve 2002 'nin ilk
çeyreğinde 2 milyonun üze-
rine çıkmış oldu. Buna kar-
şm hükümet, kamu işçileri-
nin yanı sıra memurlar için
de zorunlu emeklilik uygula-
ması başlatmaya çalışırken
IMF'nin dayatmasıyla kamu
işçilerinin işten çıkanhnası-
nı da gündeme getiriyor.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafi 1. Sayfada
da bir hükümet kurduğumuzu görüyoruz. Genel or-
talamaya göre, son hükümetimizin ömrü fena değil.
Görünüşe bakılırsa, geleneksel ortalamayı üçe kat-
layacak!
Görünüşün altına bakılırsa...
1- Yakın tarihimizin belki de en uyuşmaz üç par-
tisi, 57. hükümetin kahramanı. ANAP'la MHP ara-
sındaki farklı bakışın ortasına yerleşen DSP, her tür-
lü sarsıntıya dayanıklı bir denge oluşturdu. Belki de
hükümetin tek ve en büyük başarısı bu!
2- Çankaya-hükümet ilişkilerinde her zaman so-
runlar yaşanır. Zamanında birbirine küs, cumhur-
başkanı-başbakan dönemleri gördük. Ancak 57. hü-
kümetin kendi seçtiği cumhurbaşkanı ile ters düş-
mesi, kişisel çelişkilerden öte, hukuksal bakışla ilgi-
li derin bir durum.
Siyasal hırslan olmayan hukukçu bir cumhurbaş-
kanı ile kendi hukukunu yaratmak isteyen bir hükü-
met çelişkisi yaşıyoruz.
3- Hükümet bir başka rekor daha kırdı ve yılda or-
talama 3 bakanını saf dışı etti. 3 yılda 10 bakan azil
ya da istıfaya zorlamalarla değiştirildi. Bakanlann
temel gidiş nedeni, hükümet politikasıyla düştükle-
ri terslikti. Kemal Derviş'in 2001 Mart'ında IMF ile
köprüleri kurucu devlet bakanı olarak göreve başla-
masıyla birlikte, hükümetin 4 ortaklı haline geldiğini
söyleyebiliriz. Son günlerde yaşanan seçim tartış-
malan da bu ortaklığın bir göstergesi.
4- IMF ve AB'ye uyum yasalannın çıkış hızını da-
ha çok ekonomideki durum belirledi. Kimi kurumla-
nn mevcut haliyle yürümeyeceğini kabul eden hü-
kümet, krize düşen IMF'ye sarılır örneği, ne dendiy-
se yaptı. Bu tablo haziran ayında da böyle seyrede-
cek.
Canlanma nerede?
5- Uç yılın iki yılını krizde geçiren hükumete dün,
Devlet Istatistik Enstitusü'nden (DİE) yaş günü he-
diyesi geldı. Açıklanan verilere göre, ışsiz sayısı 2.5
mılyona ulaştı. İşsizlik oranı ise yüzde 12'ye çıktı. Iş-
sizlikteki dikkati çeken unsur; nitelikli, eğitimli kişi-
lerin de yığınsal olarak bu sorunla karşı karşıya kal-
maya başlaması. Bu durum beraberınde, gelişmek-
te olan ülkelerin başlıca erozyonu "beyin göçüne"
neden oluyor.
6- Ekonominin genel göstergelennde de durum
parlak değil. Tarihi bir küçülme ile karşı karşıyayız.
9O'lı yıllann hükümetleri devlet küçülmeli diye diye,
ekonomiyi küçülttüler. Son hükümet de bunun üs-
tüne bir istatistik daha dikti ve toplumu yoksullaş-
tırdı. Ulusal gelirde en az 10 yıl geriye gittik ve 2 bin
dolarlara düştük.
7- Son dönemin revaçta tümceleri şunlar:
"Ekonomi kıpırdadt..."
- Düzlüğe çıkmaya başladık...
"Şu şu sektörierden olumlu işaretlergeiiyor..."
- IMF, muhteşemsiniz. dedi...
Bu tümceler güzel de kann doyurmuyor. Çalışan
kesimi bir kenara bıraktık, kimi işveren yayın organ-
ları bile soruyor:
- Ekonomi canlandı diyorlar, acaba nerede?
Yürekten dileğimiz, elbette uzun süren bu krizi bir
an önce atlatmak. Ancak gerçeğe dayanmayan ve-
riler, korkanz yeni krizlere zemin hazırlayacak.
8- Başbakan Bülent Ecevit dün taburcu oldu.
Bugün kendisinin ve hükümetin yaş gününü kutla-
yacak. Ecevit hastane kapısından iki temel mesaj
verdi:
- lyileştim... Görevimin başındayım...
Son anda bir değişiklik olmazsa bugün bir basın
toplantısı ile hükümetin 3 yıllık icraatı açık alınla an-
latılacak. Sanınz hükümet cephesinden görünen, o
ünlü marşımızın tersi:
Battık açık alınla, 3 yılda her savaşta,
Ülkenin durumu kötü ama, Hükümetimiz revaçta...
ankcum@ttnet.net.tr
Hükümet sağlık ve
seçim laskacında
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - 57.
koalisyon hükümeti, 4.
yılına Başbakan Bü-
lent Ecevit'in sağlık
sorunlan, MHP ve
ANAP arasında artan
gerilim ve erken seçim
tartışmalan ile giriyor.
Başbakan Ecevit' in ra-
hatsızlığı nedeniyle ilk
kez bir hastanede ger-
çekleştirilmesiyle tari-
he geçen 21 Mayıs'ta-
ki liderler zirvesine de
erken seçim tartışma-
lan damgasını vurdu.
Bu toplantıda ilk kez
ANAP lideri ve Baş-
bakan Yardımcısı Me-
sut Yılmaz seçim tari-
hi önerdi. Topluca bir
kabine değişikliğine
yanaşmayan hükümet
ortaklan, "uyuşama-
dıkları" bakanları
"azil" ya da istifayla
değiştirdi. iki bakan
ise "yolsuzluklar"
nedeniyle isrifa etmek
zorunda kaldı. ANAP
ve MHP ise başta
AB'ye uyum düzenle-
meleri olmak üzere sık
sık karşı karşıya geldi.
28 Mayıs 1999'da
kurulan Bülent Ecevit
başbakanhğındaki D-
SP, ANAP ve MHP ko-
alisyonu, hükümetteki
3. yılını doldurdu.
Başbakan Ecevit "in
sağlık sorunlan ve er-
ken seçim tartışmalan
ile 4. yılına giren hü-
kümette, AB'ye uyum
yasalan konusundaki
pürüzler de aşılamıyor.
Ekonomik kriz son-
rasında Başbakanlık
önü, "eylem alanı"
haline geldi. Bir yurtta-
şm Ecevit'e yazar kasa
fırlatması ile başlayan
eylemler dizisi, Başba-
kanlık önündeki gü-
venlik önlemlerinin
arttınlmasına yol açtı.
Koalisyon hükümeti
döneminde Bakanlar
Kurulu, 100 kez top-
landı, AB'ye uyum ni-
teliğinde anayasa deği-
şikliği olmak üzere bu-
güne kadar 400 "ün
üzerinde yasa çıkanldı.
Sayısız katil ve suç-
lunun sahverilmesine
yol açan Şartla Salı-
vermeYasası (AfYasa-
sı) başta olmak üzere
pek çok yasa da kamu-
oyunda büyük tepki
toplayarak. hükumete
yönelik eleştüiyi art-
tırdı. Bu yasanın mi-
marlanndan olan
Rahşan Ecevit ise ka-
muoyundan gelen tep-
kiler üzerine "Bu be-
nim yasam değil" de-
mekle yetindi.
Yolsuzluk ve rüşve-
te karşı operasyonlann
yapıldığı süreçte, ban-
kacılık sektörüne yö-
nelik düzenlemeler ve
IMF'nin talepleri hü-
kümetteki bakanlann
görevden ahnmasına
kadar uzanan gelişme-
lere neden oldu. Eko-
nomik krize "kurtan-
cı" olarak getirilen
Devlet Bakanı Kemal
Derviş, Hazine'den
sorumlu Devlet Baka-
nı Recep Önal'ın gö-
rev alanımn Devlet
Personel Başkanlığı
ile sınırlandınlmasına
yol açtı.