17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 MAYIS 2002 SALI EVCELEME Sadece üç asker yaptı ve terör estirdi diyenler insanlan yanıltıyor; olgular tersini kanıtlıyor 27 Mayısbir devrimdirrOEYTAKALrN 27 Mayıs : 960 Devrimi 'nin 42. Yıl- önümii'nü kuthr»oruz. 27 Mayıs "meş- uiyetini kavbetmiş bir iktidara karşı dretıme hakkmı kuflanan" güçlerin el ee vererek başardıklan bir halk hare- letidir. Son yıllarda sert esen, öteki yönler- <fcn esen ıüzgârlan bastıran neo-libe- nl B>atıriizgân,ekonomıyi tahrip eder- lcn, insan düşüncesini piyasanın tut- sigı kılarkea yoksul ülkeleri IMF ve Dünya Bankası reçetelerine bağımlı ldarken, tarihi çarpıtmayı hiç ıhmal et- rredi. Birbakıma, tarihi yeniden yaz- rraya kalkışü neo-liberaller. Tek bir ta-tı vardıellerinde: Kapitalist-emper- ydist metropollerin çıkarlannı esas al- rrak. Tarihi bu açıdan boydan boya el- den geçirdıler. "Sivfl-resmi avnmT li- beral olan, piyasadan yana olan deger- leri aJabildiğıne yüceltirken devrim- den, Cumhuriyetten. halktan yana olan değerlere var gücüyle saldırdı. 27 Mayıs Harekeri Cumhuriyete kar- şı başlatılan bu kampanyanın öncelik- li hedeflerindendi. Dincilerle ve mil- liyetçi-muhafazakârlarla işbirliği için- deki neo-liberaller (îkinci Cumhuri- yetçiler) 27 Mayıs'ın kolay bir hedef olacağını sandılar. tdamıann toplum- dayarattığı tepkinin arkasına gızlenip 27 Mayıs'ı hedef alarak kendilenne meşruiyet sağlamaya yöneldiler. Yanhş hesap 28 Şubat'tan döndü. Türk ordusu Cumhuriyet değerlerine yeniden sanldı. Türkiye, siyasal, eğit- sel vb. planında yeniden yapılanmaya yöneldi. tşte böyle bir ortamda 27 Ma- yıs" ı anımsamak iyice önem kazanıyor. 27 Mayıs'ın mağdurlan TV ekran- lannda tarih yazmaya çalışıyorlar. Naz- h Ihcak'larm, Çetin Altan ların, Beam Tîbuk'lann anlathğı 27 Mayıs öykü- lerigeçicidir,yanıltıcıdır. Bilinçlerhe- nüz kararmadı; tanıklar hayattadır. Ar- şivler binlerce belge ile doludur. Bugünün sorusu, bu gerçekleri genç kuşaklara nasıl aktaracagımızdır. 27 Mayıs bir halk hareketidir 27 Mayıs'a karşı olanlar. Onu bir avuç askerin yaptığını öne sürüyorlar. Bu iddia büyük bir çarpıtmadır. 27 Mayıs bir halk hareketidir. 27 Mayıs Harekeri, 1957 seçimlerin- den hemen sonra Antep'te başlayan, 1958-1959'da Uşak'tan, Kayseri Him- metdede'ye, tstanbul Topkapı'dan An- kara SBF'ye kadar uzanan halkın hoş- nutsuzluğunun bir ürünüdür. Bu hoş- nutsuzlugun son halkası, Tahkikat Ko- misyonu'nun kurulmasından sonra An- kara ve tstanbul'da patlak veren ve yükseköğrenim gençhğinin büyük bö- lümünü içine alan üniversite olaylan- dır. Kimse bu olayları günümüzdekiler- le kanştırarak sıradanlaştırmaya çalış- masın. O olaylarda gençlerin yanı ba- şında, Menderes'in "kara cüppeffler" diye saldırdığı rektörler, üniversitenin en seçkin hocalan yer ahyordu. "Ohır mu böyle ohır mu Kardeş kardeşi vurur mu? Kahrola» diktatörler, Bu dünya size kalır nu" Marşıyîa yürüyen gençlerin sesleri tüm ülkede ve tüm dünyada yansıyor- du. Telaş içinde îstanbul'da köprüleri açtıranlan gençlerbilmez. Peki önem- sizdi. yereldi falan filan, neden köprü- leri açtırmak zorunda kaldı iktidar sa- hipleri? Belgeler ortadadır. Neden "so- kağa çıkma yasağT ilan ettiler? îstan- bul Sıkıyönetim KomutanlığYnın ya- yımladığı bildiriyle "beş kişiden kala- bahktopluluklara ateş açılacağmı" sa- bah akşam devletin radyosundan niye ilan edildi? Kimileri bu hareketleri küçümse- meye, örtbas etmeye çalışıyor. Onlara Nâzım'ın 28 Nisan 1960'ta Beyazıt Meydanı'nda vurulan Turan Emeksiz için yazdığı dizeleri anımsatalım: BEYAZIT MEYDANENDAKtÖLÜ Bir ölü yatıyor ondokuz yaşında bir deokanh gündüzJeri güneşte, geceleri yddızlaruı alünda, fstanbul'da Beyazıt Meydanı'nda Birölüyaüyor ders kitabı bir eünde bir etinde başlamadan biten rüyası bİBdokuz yüz altmıs yıh Nisanında tstanbul'da Beyazrt MeydanTnda Birölüyatıyor vurdular, kurşun yarası. kml bir karanfîl gibi açmış alnında, tstanbul'da Beyazrt Meydanı'nda Birölüyarrvor toprağa şıp şıp damlayacak kanı, silahh miüetim hürriyet türküleriy- Jegdip zaptedene kadar büyük meydanı. Nâzım'ın tanıklığına itirazı olanlar biraz açık sözlü olsalarî? TARİHİ ÇARPITMA ÇABALARI Cumhuriyet^j, • 27 Mayıs'ı üç askerin yaptığını öne sürenler tarihi çarpıtıyorlar. • 27 Mayıs'ı öteki askeri müdahalelerle kanştırarak karalamaya çahşanlar kafalan kanştırmaya çalışıyorlar. • O günleri yaşayanlann belleğinde olaylar tazeliğini hâlâ koruyor: 27 Mayıs'ı izleyen günlerde Türkiye'nin dört bir yanında ve özellikle büyük kentlerde halk sokağa döküldü. Askeri büiiklere çiçek atanlardan evlerine bay- rak asanlara, görevli askerlere ayran, limonata ikram eden yurttaşlardan tanklann üzerinde gezinen gençlere ka- dar yüz binlerce yurttaş, 27 Mayıs sabahı ve onu izleyen günlerde ülkeyi bir bayram yerine çevirdi. \/ Ülkenin birçok kentinde halk 27 Mayıs'ı destekleme mitingleri yaptı. Dolmuşlar bedava yolcu taşıdı, esnaf indirimli satışlara başladı. Tüm bunlann da belgeleri arşivlerdedir, kütüphanelerdedir. fafcraiMiı M Ordusn Büiün Dün 6ece Satıato Karşı 4 Haziran 1960 günü gazeteciler önünde ilk büyük basın toplantısmı düzenleyen ihtilalin lideri Orgeneral Cemal Gürsel gazeîecilere "Beni de eleştirin " uyansında bulunuyordu. Menderes hükümetinin kapattığı îsîanbul Üniversitesi 'nin 14 Haziran 1960'ta yapılan açılış töreninde 'Silahh Kuvvetleri temsilen halka ordunun en küçük rütbeli mensubu " sıfatıyla seslenen onbaşı Ramazan Örs oldu. 27 Mayıs' ı üç asker yaptı ve terör es- tirdi diyenler insanlan yanıltıyor. Olgu- lar tersini kanıtlıyor. 27 Mayıs Hareke- ü'tun ilk icraatlanndan biri, hapishane- lerin kapılannı açarak tutuklu gazete- cileri salıvermek oldu. 27 Mayıs' ın bir sonraki icraah, gazetelerin boş sütun- larla çıkmasına yol açan sansürü orta- dan kaldırmak oldu. Yaşam normale döndü. 4 Haziran 1960 günü yerli- ya- bancı gazeteciler önünde ilk büyük ba- sın toplantısmı düzenleyen ihtilalin li- deri Orgeneral CemalGürsel gazeteci- lere "Beni de ekştirin" uyansında bu- lunuyordu. Milli Birlik komitesi Baş- kanı Org. Cemal Gürsel, ihtilaldenbir- kaç gün sonra yayımladığı bildiride "Orduya ve şahsına karşı yapdan teza- hürata ve se\gi gösterilerine" teşekkür etmeklebirliktevatandaşlanişınin ba- şına dönmeye davet ediyordu. Tüm bunlar ortada iken 27 Mayıs'ı tüm ülkede terör estiren, başka solcu ayduılar ve işçi liderleri olmak üzere yüz binlerce kişiyi içeri alan 12 Eylül cuntasıyla kıyaslamak olsa olsa kötü niyetle açıklanabilir. 27 Mayıs bir devrim hareketidir. Menderes hükümetinin 28-29 Ni- san olaylannı gerekçe göstererek ka- pattığı Istanbul Üniversitesi 14 Hazi- ran 1960'da Beyazıt Meydanı'nda ya- pılan görkemli bir törenle yeniden öğ- retime açıldı. 27 Mayıs Hareketi'ne destek veren güçleri bir araya getiren bu tören, sabıîc iktidara karşı bir göv- de gösterisi anlamını taşıyordu. Mitingin başhca sloganlan "Hürri- yetsiztünıOlınaz". u HukukDespotia- nHimayeEtmez'', "ÜniversiteHürri- yet'in Teminaüdır", tt PöKs Devietine Paydos" idi. O mitingde yaşanan bir olay, 27 Mayıs'ın o günlerde vermek istediği mesajın ipuçlannı taşıyor. Mitingde ilk konuşmayı üniversite adına Rektör Ord. Prof. Sıddık Sami Onar yapar. "tstikbanmizin en büyük ve en kıymeöi abidesi sevgüi gençier" diye başlayan konuşmasına Onar şöy- le devam eder: "Devlet kudretini Idi- çük bir zümrenin inhisanna (tekeüne) ahnışoianlanntecavüzü karsjsmda üni- versitemizi kapatmak zorunda kaldık. Asfl Türk ordusunun uğurhı eUerhie unhersitemiz tekrar faaliyete geçmiş bulunuyor-" MBK adına İcomite üye- si MehmetOzgüneş'in, baro temsilci- sinin halka seslendiği törenin en ilginç konuşmacısı, son sözü alan kişidir. Çıl- gınca alkışlar arasında kürsüye çıkan bu kişi "SOahhKırvM^eri temsilen hal- ka ordunun en küçük rütbefa' mensu- bu" sıfatıyla seslenen onbaşı Ramazan Örs'tür. Meydanı dolduran halkı "Hür- riyet uğnında devrimler yaratan kab- ramanTürkmflktinin inküapçıve Ata- türkçü evUnanyız" sözleriyle selam- layan Ramazan Onbaşı DP yönericile- rini kastederek şöyle devam eder: "On- lar sadece şahsi menfaadarn cehalet ihtirasıvia dotu faşizm rejimini tatbik, Hitler ve Mussolini prensiplerini mil- letin içinde anane (gelenek) haüne sok- mak istediler.» Aydın tenldtçilerinin sö>1ediklerini hiçe sayarak dünyada hiçbir vicdanın asla kabul etmeveceği demokrasi dışı unsurlan asil nüDetimi- zekabul eturmek isteafler" Atatürk' ün "GençHğe Hitabesi"ni hatırlatan Ra- mazan Onbaşı sözlerini şöyle tamam- lar: "Vatan vehürmet uğnında can v«- renkardeştaTmirinuTlhçtçiherTürk'ün hürrhetfedaileriolarak kabul etmeme- si mümkün mü?" Cumhuriyet gazetesinin yaptığı rö- portajdan 61. Tümen'in Muhabere Bö- İüğü'nde vatani görevini yapan Rama- zan Onbaşı'nın Adana'nın Kozan ilçe- sinden olduğunu, ilkokulu bitirdiğini, ihtilalin önderleri42. yıldönümünü kutladı 27 Mayıs Devrimi'nin 42. yıldönümünde, 27 Mayıs'ın önderleri, MilB Birlik Komitesi ve Kurucu Meclis üyeleri, saat 12.00'de TaksimCumhuriyet Anıü'na çdenk koydular. 1961 Anayasası Kurucu Meclis üyesi ve gazetemiz Yönetim Kurulu Başkanı Alev Coşkun, esld tmar Bakanı Rüştü Özel ve eski CHP tstanbul Milletvekili Ekrem Amaç'm da kaüldığı törende konuşan 1961 Anayasası ve Çağdaş Demokrasi Vakfi Başkanı Numan Esin, 27 Mayıs'm Tiirkiye'yi çağdaş bir anayasa olan 1961 Anayasası'na kavuşturduğunu vurguladı. Esin, "27 Mayıs, aydmlanmaya inanan ve Atatürk devrimlerine yürekten bağlı oianlann karşıdevrimcilere başkaldınsıdır" diyerek 1961 Anayasası'nın "kanun devlerj" yerine "hukuk devleti" ilkesini getirdiğini anımsattL (Fotoğraf: HlLAL KÖSE) shnlde motor tamırcılıği yaphğım öğ- reniyonız. Köylülerle konuşmalar ya- pan tecrübeli bir hatip Ramazan On- başı.. Bu olayda dikkat çekici olan Ra- mazan Onbaşı'nın Silahlı Kuvvetler adına kürsüye çıkmış olmasıdır. O ka- labalığın içinde yüzlerce subayın bu- lunduğu düşünülürse, 27 Mayıs son- rasnıda esen devnmci rüzgânn gücü da- ha iyi anlaşılır. Bu denli bir köktencilik örneğine Büyük Fransız Devrimi'nin u Kamu Selamet Komitesi" (Jakobenler) döne- minde bile rastlamak olası değildir. 27 Mayıs, 61 Anayasası'nın anasunr 27 Mayıs'ı değerlendirmenin birbaş- ka boyutu, topluma kazandırdıkları- dır. Bu anlamda 61 Anayasası'nın ül- keye getirdiği demokratik yaşam, 61 Anayasası'nın hayat verdiği sosyal de\let düzeni, sendikalann ve sol par- tilerin gelişmesinin zeminini yaratan ortam vb. ilk akla gelenleridir. 27 Mayıs Anayasası'nın ülkemizin siyasal yaşamındaki en demokratik anayasa olduğu herkesce kabul edili- yor. Peki öyleyse kim yaptı bu anaya- sayı? Kurucu Meclis' i yâd etmeden, o meclisteki tartışmalan dikkate alma- dan. 61 Anayasası'nın Kurucu Mec- lis'in (Temsilciler Meclisi+Milli Bir- lik Komitesi) eseri olduğunu teslim et- meden, yakın tarihimiz hakkında sağ- lıklı bir değerlendirme yapmak olası mıdır? Dahası var: Devlet Planlama Teşki- latı'nı kuran yani planlama düşünce- sini topluma kazandıran, sosyal dev- let ilkesini yaşama geçiren, sağlık ala- nında sosyalizasyonu, devlet bünye- sinde reformlan ve yeniden yapılanma- yı başlatan 27 Mayıs Hareketi değil midir? Tarihi kim yazar? Tarihi Nazh Ilıcak'lar, Besım Ti- buk'lar vb. yazamazlar. Tarih, Türkçe- yi Amerikanca gibi, o vurgularla ko- nuşan, bilmem hangi Amerikan üniver- sitesinden mezun birtakım yeni yet- meler de yazamaz. Tarih birtakım TV kanallanndaki şov programlanndaki tartışmacılann hezeyanlanyla yazıla- maz. Sadece olaydan zarar görenlerin yazdığı bir tarih, yanlıdır. Ancak ve ancak, olgulara bağlı kalarak, günün ko- şullannı iyi değerlendirerek yazılan tarih kahcı olur. Neo-liberal rüzgâr zayıfladıkça, di- rençlı güçlerce kınlıp zayıflatıldıkça ta- rihin gerçek yüzü bir kez daha ortaya çıkacaktır. 27 Mayıs bir devrimdir. SALI ORHAN BURSALI Koşullar nieyi Gerektirirse... Avrupa Birtiği'ne üyelik koşullanndan biri olan idamın yasal olarak kaldınlması sorununun nasıl aşılacağı tartışıladursun, Deniz Gezmiş ve ıkı ar- kadaşının idamına karar veren o dönemın Mec- lis'inde bulunanlarla yapılan söyleşiler çok ilginç- ti. Türey Köse, gazetemizdeki dizisıyle bu konu- da son yıllarda yapılan en iyi yazılardan birini ha- zırladı. Dizide boy gösterenler arasında pişman olan- lar, yanlış yaptıklannı söyleyenler, o günkü koşul- lann öyle gerektirdığinı belirtenler vardı. Bir de tabiı, "Hiç pişmanlık göstermediler, idamı hak etmişlerdi", diyenler... • • • Bu söyleşilerde en çok takıldığım, "Şartlar öy- le gerektiriyordu" gerekçesi veya bakışı oldu. Meclis'te idamdan yana oy verenlerin çoğu "ko- şulların adamı" rolündeydı. Bunlann düşüncele- ri "çifte kavnılmuş" gibıydi, hem gönülleri idam- dan yanaydı hem de koşullar, gençleri sehpaya çekme eylemlerine uygun bir zemin hazırlamıştı. Gözlerini kırpmadan insan idam etmeyi beden ve ruhlarının bir parçası yapanlara söylenecek fazla söz yok aslında. Ama, koşullara göre" tutum almak, özellikle siyaset arenasında genel bir düşünce ve davra- nış biçimıdir. Bu nedenle üzerinde durulmaya deger. • • • "Koşullar neyi gerektiriyorsa" veya "koşullara göre davranış", görüşlerinizin, ilkeleriniz olmasını gerektirmez. Veya bunlann olup olmaması belki de zerre kadar önemli değildir. O sırada kendinizın veya hızmet ertiklerinizin yaran neyı gerektiriyorsa ona göre davranırsınız. Bu tutumun en önemli şahsiyeti, bilindıği gibi Sayın Demirel'dir. Zaten Demirel de söyleşıde "Şartlar öyle icap ettiriyordu" sözleriyle tutumunu açıklıyor. "Dün dündür, bugün bugün" de Demirel'in sözleridır. • • • Bu felsefeye üstünkörü bakıldığında, sanki "diyalektik" bir içerik taşıyormuş gibi görünüyor. Diyalektik-bilimsel bakış da somut koşulların araştınlmasını, analizini öngörür. Çünkü hayatın özünde olan değişim, doğal olarak farklı zaman, koşul, mekân ve yapılarda da etkisini sürdürür. Bunları göze almadan hare- ket başarısızlık getirir. • • • O halde Demirel ve diğerleri "diyalektik", "bi- limsel" mi davranıyor? Hayır, sadece koşullar ve çıkarlan neyi gerekti- riyorsa. Pragmatizmin, koşullann ve çıkarların esirliğidir bu. Bulunduğu koltuğun, yerin vb. hakkını, gereğı- ni yerine getirmektir. Ve durumdan yarar çıkar- maktır. llkeli görüşlerin somut durumlan analizi ile, il- kesizliğin her somut durumdan "vazife" ve "ya- rar" çıkarması çok farklı dünya görüşleridir. Biri süreklı dönüşü, tutum ve bakış değişikliği- ni, diğeri ise dünyaya, evrene, topluma ilkeli bir bakışı gerektirir. llkeli bakış, idama dün karşı olanı bugün taraf- tar yapmaz. *•• Demirel'in bütün hayatı boyunca belki de tek bir "ilkeli tutumu"nu görüyoruz: Aile Fotoğra- fı'ndakileri dün olduğu gibi bugün de sonuna ka- dar savunmak. Neden acaba? "Dün dündür bugün bugün" felsefesi, bugün bu tutumunu değıştirmesini gerektirmez mi? Belki de hayır. Demirel'i Demirel yapan, hep o Aile Fotoğrafı koşullan oldu. DemirePin siyasi hayatında dönem dönem de- ğişen aile fotoğrafları hep oldu. Bugün de savunduğu pragmatizmini, felsefesi- ni ancak o koşullarda uygulayabilırdi. O koşullar bir hayat çızgisinin de ifadesidir. 70'lerden sonra başka bir hayat çizgisine baş- lamak ise mümkün mü? obursaliCâ cumhuriyet.com.tr GENÇ İCR\ DAİRESİ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK AKTTIRMA İLAM Dosya No: 2002 11 Tal Satılmasına karar \enlen gaynmenkulün cinsi. kıymetı, adedi. evsafı: Genç ılçesi Cumhunvet Mahallesi pafta no: 16-18. ada no: 189. parsel no. 4'de kayıtlı 400 m2"lik arsa ve üzerinde 220 m2'den ıbaret ikı daıre üzen üç kat toplam 6 (altı) daırelı be- tonarme yapı olup her bir dairenin büyüklügü 110 m2'den oluşmakta olup. (8'32) hıssesı borçlu Hadin Ânık'a ait olup. 8 32 mıktann degeri 32.89^ 280 0O0 TL'dır. Satışı yapılacak olan kısım 8 32 hıssedır S*tış şartlan: 1- Satış. 28 06 2002 günü saat 10 30'den 11 30'e kadar Genç Adlije bahçesınde açık arttırma suretıyle yapılacaktır Bu arttırmada tahmın edılen kıymetın yiizde 75'ını ve rüçhanlı alacaklılar \arsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ıbale olunur. Boyle bir bedelle alıcı çıkmaz- sa. en çok arttıranın taahhûdü bakı kalmak şartıyla 08 07 2002 Pazartesı günu a\nı yerde saat 10.00"da ikıncı arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu mıi.tar elde edı- lememışse gayrimenkul en çok arttıranın taahhûdü saklı kal- mak uzere arttırma ılanında göstenlen müddet sonunda en çok arttırana ihale edılecektır. Şu kadar kı arttırma bedelının malın tahmin edilen kıymetinın yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenın alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından faz- la olması \e bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çık- mazsa satış talebi düşecektir 2- .Arttırmaya ıştirak edecekle- nn. tahmın edılen k.ıymetin yüzde 20"sı nıspetınde pey akçesi veya bu mıktar kadar mıllı bir bankanın temınat mektubunu \ermelen lazımdır Satıij. peşın para iledır, alıcı istedığınde 20 günü geçmemek üzere mehıl \erilebılır Tellaliye resmi. ıhale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aıttır. Bırıkmış ver- giler satış bedelınden odenır 3- tpotek sahıbı alacaklılarla di- ğer ılgılılenn (*) bu gaynmenkul özenndeki haklannı husu- siyle faız \e masrafa daır olan ıddıalannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde daıremize bıldırmelen lazımdır. Aksı takdırde haklan tapu sıcılı ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hanç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye katılıp daha sonra ihale be- delinı yatırmamak suretıyle ihalenın feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefillen. teklif ettıklen bedel ile son ıhale bedelı arasındaki farktan v e dığer zararlardan \ e a> nca temerrüt fa- ızınden müteselsılen mesul olacaklardır. îhale farkı ve temer- rüt faızı aynea hükme hacet kalmaksızın daıremızce tahsıl olunacak. bu fark. sarsa öncelikle teminat bedelınden ahna- caktır. 5- Şartname. ilan tanhınden ıtibaren herkesın görebil- mesı ıçın daırede açık olup masrafı venldığı takdırde ısteyen alıcıya bir örneğı gönderilebılır. 6- Satışa ıştirak edenlenn şartnameyı görmüş ve munderecatını kabul etmış sayılacak- lan. başkaca bilgi almak ısteyenlenn 2002 11 Tal. sa>ılı dos- ya numarasıyla müdürlüğumüze baş\urmaları ilan olunur 0805 2002 (*) tlgılıler tabınne ırtifak hakkı sahıplen de da- hıldır. Basın: 30925
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle