23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 MAYIS 2001 ÇARŞAMBA O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr >?.«/ .* MÜMTAZ Maç Ambargosu ÇETİNKAYA. KıbnsTürkfutbc- lunun ınlu takımı. Bırliktelık dö- nemincte bile ara sıra ada şampı- yonu oür, Rumları çatlatırmış. Bu yı da Kuzey'ın Süper Lı- gı'ndetinncıoldu. O srfstla, Belçıka'dakı gurbet- çilerın tumuvasına çagnlınca kı- yamet loptu. Güney'ın Futbol Fe- derasycnu KOP, Belçıka hüku- metıneve FIFA'ya, UEFA'ya baş- vuaıp bu katılımı durdurmak ıçın uğraştıysa da başaramadı. Olay, Belçika~ürk Takımlan Federasyo- nu'ncaHauthalen kentinde "Ata- türk Kupası" olarak düzenlenmış ozel bir turnuvaydı; resmı ma- kamlar br şey yapamadılar. Maç- lar oynandı; Çetinkaya yarı fınale kaldı ve ilk maçını 2-2 berabere bitirdiği T urkseR'ye2-1 yenildık- ten sonra Turkspor'u 7-0 yenerek üçüncü oldu. Olupb-tenler, Kıbns'takı buyuk çelışki açısından ılgınçtı: Bır yan- da Türk halkına karşı surdurülen amansız Dir ilettşım, tıcaret ve kül- tür ambargosu. biryanda da sah- te "Kıbns Cumhuriyeti" Avrupa Bırlıği'nesorunsuzgırsın diye Ku- zey'le Guney'ı bırleştınmek ıçın teşvik edılen çözüm çabalan. "KKTC'yı tanımayın" ve "yar- dım etmeym" dıyen ıkı Güvenlık Konseyı kararı dışında, ambar- golan haklı gosteren bır Bırleşmış Milletler kararı da yok. ozüm ıçın herşeyden önce bu tutarsızlığın gıderılmesı ge- kmez mi? Bilır misıniz kı, aktarmasız uçak seferlerinı yasaklamaktan pata- tes dışsatımını engeilemeye ve haberleşmede "Mersın 10" pos- ta kutusunu kullandırmaya kadar uzanan bu ambargonun acayip bırsonucu da futbol sahalannı et- kilemektedir: Kıbrıs'ın Türk genç- leri devletlenni tanımış tek ulke olan Türkiye'nın takımlarıyla bile maç yapamaz. Çünku, kendılenyle oynayan bır Türk takımı uluslararası federas- yonlarca aforoz edilır ve Türkiye- li takımlar da federasyonlara mey- dan okuyup bu ambargoyu del- meyı göze alamazlar. Artık "dun- ya takımı" olduğunu soyleyen ve maçlanyla ıçte dışta herkese bü- yuk paralar kazandıran Galata- saray bile! Haydi, "takımlar bunu yapa- maz" diyelim. Ya Futbol Federasyonu? Bırer Isvıçre demegı statusunde olan Fl- FA ve UEFA'ya karşı oranın yasa- lanna gore "aynmcılık" davası da mı açılamaz? Pekı, bu federasyonlarda onem- lı mevkii olan Turk uye Şenez Er- zik? 0 da mı "Bu haksızlıktır; Kıb- ns Cumhurıyetı'nin kunıluş ana- yasasına göre bile kultür ve spor 'cemaat' hakkıydı, devletı tanıyıp tanımamakla ılgısı yok" dıyemez? Ama, uluslararası kuruluşlarda gorev alarak onemlı yertere gel- mış ınsanlanmızın ortak tutumu- dur: Ulusal davalara sahıp çıkıp mevkilerini tehlikeye atmak ıste- mezler. Bu, yabancıların onlara duydu- ğu saygıyı arttırır mı, azaltır mı, pek bilınmez ve soylenmez. RTÜK Aydın AYBAY R TÜK Yasası'nın kimi hü- kûmlerinı değıştiren yasa tasansı parlamentodan geç- ti. Ve önceki gün Cumhur- başkanı tarafından onaylandı.Yine de üstünde durmakta yarar görüyo- rum. Görüşmelen TV'den ızlerken mu- halefet mılletvekillennın ağır suçla- malanna; hele "Bununlapatronlara hizmetveriyorsunuz" sözlenne ıktı- dardan hıçbir yanıt gelmemesi çok *ü- ginç''ti. Bu tür tf susmalann"altında bir "onay"ın ya da "kabuTün yattı- ğı varsayılabilır. Gerçi, Mecelle'de belırtıldıği gıbi (madde 67), "Sak>- ta bir söz isnad edilmez" (susan, bır şey söylemış olmaz) diye bir ilke- kural vardır, ama bunun hemen ar- dından "Lâldn ma'razı hacette su- kût beyandır" (ama, konuşulması gereken yerde susma ikrar sayılır). Bu kurallar evrensel hukukun kurallan- dır; bizim bugünkü hukukumuzda da bu esaslar geçerlıdir. (Borçlar Ya- sası'nın 6 maddesi). Meclis'ten, sabahlara kadar çalışa- rak geçirilen bu yasayla ilgilı olarak söylenecek, eleştınlecek pek çok şey var. Örneğın, Türkçe yapılacak ya- yınlann yanında "evrensel kültür ve bitim eserierinin oluşmasma katkısı olan yabancı difler"le yayına da ızin venliyor! Bu, 12 Eylül"ün "kanun- la yasaklanmış dUter"ın yeni bir ver- siyonu olsa gerek Bu formülü "icat eden" aklıyla bin yaşasın diyelim 1 Sabaha karşı apar topar çıkartılır- ken muhalefet mılletvekillennın. "Cumhurbaşkanı yasanın tümünü geri gönderdi; yasayı böyle kısmi ya- sa olarak görüşüp çıkaramayız" ıtı- razlanna kulaklannı tıkayan iktida- nn bu tutumu da dikkat çekıcı. Aca- ba, Cumhurbaşkanı'nı, "Benim geri döndürdüğüm yasa bu değfl" diye- rek yenıden ıade etmeye mı tahnk edı- yorlar. Böylece, devletın tepesinde - dışanda dostlann zıl takıp oynayaca- ğı- yenı bir "kriz" mı çıksın istiyor- lar° Haydi, bütün değerlendırme ve eleştirileri uzmanlanna bırakalım da şu "saydamhk" (şeffaflık) altındakı tezgâha değınelim. tddia şu: TV ve radyolarda "gizö patron" dönemı bıtecekmış; çünkü TV ve radyolann kuruluşlannda pay- lar "adayazıh'' olacakmış. Bu suret- le, paravan patronlar da tarihe kan- şacakmış! Bu derece gülünç savian ılen sürenlere şaşmamak mümkün değil. Herhalde kendılerinı çok *ak^ h", halkı da bu "yalancı dolmalan" yutacak kadar "ahmak" saruyorlar. Yani, şımdi, Amenka'da dınlencede olan malum zat, burada, kendi kont- rolünde olan TV şirketının paylannı kendı adına "nama yazılı hiss€"ye çevirmeleri için, "•tutmalanna'' ace- le talimat verecek; böylece elıni biz- zat "taşm alüna sokacak". öyle mı? Ondan sonra da gönül rahatlığı ıle devlet ihalelerine girecek herhalde! Sözü uzatmadan anlatalım: "Mu- vazaa" ve "kanuna karşı hik"deni- len manfetler, arkasında başka "risk- kr" olan durumlar ıçın başvurulan yollardır. Bunlara her hukuk düzenın- de rastlanır. Bızde de mahkemelenn gündemı, her yıl, -belki binlerce!- muvazaa davası ıle doludur. Muva- zaayı yapanlar, gerçek durumu giz- lemek ya da maskelemek için bir gö- rüntü işlem yaparlar. Kanuna karşı hi- lede de (yasayı dolanma), yasayla yasaklanmış bir hukuksal durumu, başka yasal araçlardan yararlanarak gerçekleştırmek olayı vardır. Bu gi- bı ışlere gerçek durumun ortaya çık- mamasında ilgılının ya da ilgililerin çıkan olduğu hallerde rastlanır. Bu- nun bir örneğı de ada yazılı paylann getıreceği ağır sorumluluktan korun- mak için bunu guvenilir "saman adamlar rı ı pay sahibi yapmakla ko- tarmaktır. Demek ki yasanın say- damlık ıddiasına karşın, mevcut du- rumda bn- değışıklik olmayacaktır. Yanı kımse, "amanihaktereserbest- çe gJreyBn" diye, şeffaflığa soyun- maya kalkışmayacaktır. Gizli ortaklık durumu ile ilgilı önemli bır nokta da şudur. Devlet, TV ve radyo kuruluşlannda, topu topu bir ya da iki yüz kişiden ibaret patron- lann muvazaa veya yasayı dolanma işlemı yaptığından kuşkulanıyorsa yapacağı ış, Adalet Bakanlığı bünye- sinde birkaç uzman "AsBye Hukuk YargKinı" görevlendirerek, muva- zaa ya da yasayı dolanma işlemleri- nın kolayca saptanmasını sağlamak- tır. Bunu yapamayan ya da yapmaya yanaşmayan hükümetin, şeffaflık ve- sair iddıalarla yasa değışikliği yolu- na gitmesi temelli biryanılgıdır. "Din- lenme oranı" denilen yıllık yûzde yırmılık "rating"e göre öngörülen sınırlamaya gelince: Konunun uz- manlannın yasanın bu hükmünü okur- ken nasıl şeytanca gülümsediklenni görür gibıyım! PENCERE Akbank'tan ailelere yepyeni ve çok özel bir hizmet: II A " I II Akbank, bankacılık işlemlerini Akbank'ta toplayan ailelere, yepyeni ve çok özel bir hizmet sunuyor: "Ailem". "Ailem"de çok kazançlı avantajlar var. "Ailem", tahmin bile edemeyeceğiniz konularda size yardımcı olacak. Akbank şubelerine gelin, "Ailem" ile tanışın. AB'nin ABC'si... Avrupa Birliği (AB) üyeleri bir ortak hukukta bir- leşiyorlar... Tüm üyeler bu ortak hukuku paylaşacaklar... Nediro?.. AB deyince bızım aklımıza hemen dincılerle et- nikçıler takılıyor... "Türban.." "Anadil.." Oysa bunlar tavşanın suyunun suyudur; işin özü nerede odaklanıyor?.. AB'nin ortak hukuku laiktir!.. "Aydınlanma Devrimı "nden kaynaklanan laik kültürün hukuku Avrupa'yı Avrupa yapar... Mustafa Kemal 'Aydınlanma Devrimi'nin or- tak hukukunu 1920'lerde benımsemış büyük in- san!.. Kimı şaşkın AB'ciler, dincilikle etnikçilik üzeri- ne çeşitleme yapacaklanna, yatsınlar kalksınlar, günde beş vakit Atatürk'e dua etsinler!.. • Kadın başını açmalı mı?.. örtmelı mi?.. Nisa Suresi, Ayet 34: "Erkek, kadın üzenne buyurucu yetkilidir." Bakara Suresi, Ayet 223: "Kadınlannız sizin (erkeklerin) ekin tarlalannız- dır." Kuran'ın belirlediği şeriat hukukunda kadın mi- rasta erkekten daha az pay alır, bır erkeğin mah- kemede şahıtlıği iki kadına bedeldır, erkek iste- diğı an iki sözcukle kadını boşayabılır, gerektiğin- de erkek karısını dövebilir... Peki, ikiyüzlü dincı, Kuran'dan kaynaklanan şeriatın kadın üzerine nice buyruğunu gönmez- likten gelirken niçin türban üzerine kıyameti ko- panyor?.. Çünkü mıras akçalı bir konu.. Boşanmadaakçalı.. Dinci bu konularda ağızını açamaz, "Kadın mi- rastan az pay alsın" diyemez; "Erkek 'boşol' de- yince evlilık biter, nafaka mafakaya gerek yok" dediği anda, kadınlarayaklanacaktır... Kocasından dayak yiyen kadın mahkemeye başvurduğu zaman yargıç nasıl karar verecek?.. Şeriatı mı uygulaya- cak?.. Yoksa Avrupa kaynak- lı laik Medenı Kanun'un ilgili maddelerini mi?.. • Geçen hafta Istan- bul'datoplanan 'Diyanet Işlen Başkanlığı Istişare Toplantısı'ndan çıkan 'Sonuç Bildirgesi'nde olumlu ve olumsuzluklar harman edılmiş... Aslı faslı nedır bu ışın?.. Dinde neyin ne oldu- ğunu iki ayn yöntemle ele almak olanağı vardır... Birincisi Kuran'dan kaynaklanan yorumlar- dır ki bunlar Hazreti Mu- hammet zamanından ben yapıldığı için ortaya çıkan görüş ayrılıkları mezhepleri (en başta Ha- nefi, Şafii, Malıkı, Hanbe- li) oiuşturmuştur... Ikincı yol akıl ve bilim yöntemlerıyle bir dine bakmaktır ki bu yakla- şım ınancın dışındadır... Ikincı yöntem uygulan- dığı zaman Islamda en büyük reformun 1923 Devrimı ıle gerçekleştiğı görulur: çunku laik dev- let şeriatın kımi kuralını askıya aldı; geçen yuzyı- lın ılk çeyreğinde, bugun- ku AB'nin yolunu açtı... • Hem dıncı devletı amaçlayıp hem AB yan- daşı görunmek 'takıy- ye'den öte sahtecilıktir... Hem dinciyle ortak si- yaset yapıp hem de hız- lı AB'ci görunmek ise kıl- kuyrukluktur!.. SEFERİHtSAR ASÜYE HUKUK MAHKEMESİ'INDEN Esas No 1991/239 Karar No-2000/298 Mahkememizin yukanda esas ve ka- rar sayısı yazılı dos- yasının yapılan yar- gılaması sonunda verılen subut bulma- yan davanın reddine ihşkin 21.12.2000 tarıh ve 2000-298 sayılı karannın ve davacılar vekılinın 29.01.2001 havale tanhli temyiz dılek- çesi bır kısım davalı ölü Fatma Çoban mırasçılan olan Ay- han Çoban de Erkan Çoban'a tum arama- lara rağmen adresle- rı temin edılemedı- ğınden tebhğıne ka- rar verılmış olup, ış- bu ılanın yayımlan- dığı tarihten ıtibaren 15 gün içınde yasal yollara başvurmala- n, başvurmadıkları takdirde karann ke- sınleşeceğı hususu ılanen teblığ olunur. 28.01.2002 Basın. 29249
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle