23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN 2000 PAZAI 14 iJ. U l V kultur@cumhuriyet.com.tr Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu yeni oyununu Mayıs ayı sonuna dek kendi salonunda sahneleyecek 'Omrümiiz kobayblda geçiyor' • "Teknolojik gelişmelerin ilerki yıllarda insan zihnini ve bedenini kontrol altına alabilecek bir bilimsel faşizme doğru kanatlanıp uçtuğunu üzülerek izlemekteyiz. Bu konuda düşünmek görevimizdir." YEŞtMAKYÜZ Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu yeni oyu- nu 'Kobay'" ı perşembe günü kendi ti- yatrolannda sahnelemeye başladı. Al- tı hafta devam edecek oyunu, AH Poy- razoğlu, Amerikalı yazar D. Hayes'in öyküsünden yola çıkarak oluşturdu. Oyunda, büım araştırmalan gerçekleş- tiren bir laboratuvara 'kobay' olarak gelirilen down sendroınlu 'Mehmet Can'ın öyküsü anlatıhyor. Tıp adamlannın zekâsını geliştir- mek üzere deneyler uyguladıklan Meh- met Can geçirdiği ameliyattan sonra dâhi seviyesine yükseliyor ve hayatı değişiyor. Aynı zamanda oyun, teknolojik ge- lişmelerin ınsanlar üzerindeki etkisi- nı ve ahlaki boyutlannı da sorgulu- yor. Zihin özürlü 'MehmetCan' rolü için altı ay çahşan Ali Poyrazoğlu, psikı- yatristlerle, psikologlarla ve hasta ço- cuklarla birlikte aileleriyle görüşmüş. Aynı zamanda bu konudaki kitaplar- dan da yararlannıış. Ali Poyrazoğlu'nun sahneye koy- duğu oyunun dekor tasarımı Banş Dinçel'e aıt. -'Koba> 'ın öyküsünü oyunlaşünna fıkri nasıl doğdu? ALİ POYRAZOĞLU - Amerikalı yazar D. Hayes'in 1950'lerdeyazmış olduğu bu öykûyü 12 yıl önce okurnuş- Alü hafta devam edecek oyunu AH Poyrazoğlu, Amerikalı yazar D. Hayes'in öyküsünden yola çıkarak ohışturdu. tum ve oynamak istemiştim. Daha sonra araya başka oyunlar girdi... Üç yıldır Türkiye'de farklı bir karakter oynamadığım için yeni bir rol düşü- nüyordum. Cünkü bundan sonra yı- lın altı ayını kitap yazarak, geri kalan bölümûnü de tiyatro yaparak geçir- mek istiyorum. Dolayısıyla, farklı bir oyun yaparak içimi dinlemek istedim. 'Kobay'ı da bu düşünceden hareketle sahneleme- ye karar verdim. Diğer tiyatrolarda görülmeyen, değişik öyküler anlatan, gündem oluşturacak oyunlar sahne- lemeyi tercih ediyoruz. Bu oyunun da hızlı sahne dili, soyut ve somut mekân- lann iç içe geçtiği sahne tasanmı ve dinamikliği ile farklı bir çalışma ol- duğunu düşünüyorum. yküden okışturduğunuz merni nasıl bir yorumla sahnelediniz? POYRAZOĞLU - Baa noktalan ön plana çıkarttım. Öyküdekı adamın öy- küsünü kendi yorumumu katarak oyun haline getirdim. Türk mılleti olarak ömrümüzü kobayhkla geçiriyoruz. Aynca, doğduğumuz andan ıtibaren ana ve babalanmızın bizi büyütme yöntemlerine kobay oluyoruz. Ardın- dan eğitim, sağlık, savunma, ekono- mi sistemine, yıllardır bitip tükenme- yen ve bir türlü oturamayan demok- rasi ve insan haklan, özgürlük ihlal- lerine de kobaylık ediyoruz. Sürekli bir manevi kobayhk hali- miz olduğu için bu oyunun çok uygun olduğunu düşündüm. Aynca hayvan- lara yapılan eziyetler de önemli bir sorun günümüzde. 'Kobay' doğru zamanda sahnede Özellikle fareler ve maymunJar üze- rinde yapılan araştırmalardan alınan müspet sonuçlar, insanlara uygulandı- ğı zaman pek başanlı olamıyor. Tek- nolojik gelişmelerin ileriki yıllarda insan zihnini ve bedenini kontrol al- tına alabilecek bir bilimsel faşizme doğru kanatlanıp uçtuğunu üzülerek izlemekteyiz. Bu konuda düşünmek de görevimizdir. Aynı zamanda son yıllarda, özellik- le bugünlerde gazetelerde, televizyon- larda yapay zekânın insanlann züıni- ne nasıl doldurulacağı, genlerin han- gi yöntemlerle kontrol altına alınabi- leceği üzerine tartışmalar yapıhyor. Bu açıdan 'Kobay'ın çok doğru bir zamanda sahnelendiğini düşünüyo- rum. tzleyiciler bu acıklı güldürü oyu- nunda düşünsün istiyorum. Çünkü, acıklı güldürünün altında bütün bu araştırmalann gerçekten insanlığm yaranna olup, olmayacağını sorgula- malıyız. Kendimize 'dur' deyip kont- rol edebilmeliyiz... Örneğin, atomu parcaladılar sonra da atom bombasını yaptılar. Zaman za- man bilim adamlannın yaptıklan bu- luşlann, siyasi otontenin kullamm ala- nına girdiğinde gerçekten insanlann yaranna işleyip işlemeyeceğini dü- şünmemiz lazım Bu açıdan, oyuna ge- len insanlann çok zenginleşerek çıka- caklannı sanıyorum. '• İ'H ,'H<l Kûltür Servisi - Hilary Swank, 'Er- kekler Ağlamaz' filminde sergilediği oyunculukla, Annette Bening'i geçe- rek, 72. Akademi Ödülleri en iyi kadın oyuncu kategosinde Oscar ödülünü al- masuıdan bu yana sürekli manşetlerde. Swank'ın filmde canlandırdığı 21 ya- şındaki genç kadın karakteri Teena Brandon; adını Brandon Teena'ya çe- virerek, yaşamını birnoktadan sonra er- kek olarak sürdürmüş ve sırn açığa çı- kınca tecavüz edilerek vahşice öldü- rülmüş. gerçekten de yaşamış biri. 'Erkekler Ağlamaz'da, anatomik ola- rak kadın olsada ruhsal yönden birerkek gibi ya- şamarun ne anla- ma geldiğinin trajik öyküsü ak- tanlıyor. 1993'te Nebraska'nın küçük bir kasa- basına gelen Brandon, kısa sürede kır- sal topluluğun ilgisini çeker. Eğlenceden hoşlanan cazip Bran- don'a, çoğunluğunu kadınlann oluş- turduğu grup hoş bir flört, cömert ve sadık bir arkadaş gözüyle bakar. Kadınlar, kucak açtıklan Brandon'ın yoğun arzularımn farkında olduklan halde, içlennden hemen hemen hiçbi- ri onun kimlığinin ne ölçüde kendi ica- dı olduğunu fark etmez. Svvank, şubat- ta Akademi ödülüne aday göstenldiğin- de "Yaşamdan hiçbirşeyistememeyi de- niyonım. Bu yol her zaman sürprizJer- le karşılaşmanızı sağhyor" demışti. Swank, Oscar heykelciğinden önce Altn Küre'yi, Los Angeles Film Eleş- tinnenleri, Stockholm, Şikago, Gijon fıhn fcstivallerinde de Brandon rolüy- kız festivalde • Önce ticari sinemalarda, ardmdan da Uluslararası Istanbul Film Festivali'nde gösterilecek 'Erkekler Ağlamaz'ın başrolündeki Hillary Swank'ın başansı Altın Küre ve Oscar ödülleriyle belgelendi. le en iyi kadın oyuncu ödülünü kazan- mayı başardı. Yakında ülkemizde önce ticari sine- malarda, ardından da 19. Uluslararası Istanbul Film Festivali'nde gösterilecek 'Erkekler Ağlamaz' Londra, St. Louis, Stockholm film festivallerinde en iyi film ödülü ahnıştı. Kimberry Pierce'ın yönettiği küçük bütçeli bağımsız fîlm- de Svvank, performansıyla, aslında ka- dın olan Brandon'ın gerçek cinsel kim- liği hakkında hiç ipucu vermeyen bir başan gösteriyor. Hilary Svvank rolüyle ilgili "Çekfan- lerin yoğun temposu sıra- smdane erkek ne kız gibi his- sedebfldfanken- dimi Tam bir androjen gibi gözüküyor- dum-Vtiçnnde bir yerde, yeniden Hillary gibi görüne- meveceğün. hissedemeyeceğim korku- su beni sanh" diyor. Pierce, uzun soluklu bir arayışın so- nunda Svvank'ı, Brandon rolüne ruhu- nu ve mızah duygusunu kattığı için ter- cih etmiş. Svvank, kalıplann dışmdaki Brandon karakterini canlandırmaktan, oyunculuk kariyerini geliştirmesinden çok, yaşam görüşüne esin katması ne- deniyle memnun: "Brandon'ın hissettiğmi ohnaya ve düşlerinin peşinden gitmeye cesareti vanh. Ben de onun toplumun beklenti- lerini gözetmeden özgürce kendi çizgi- sinde grtmesinden etkilendim. Ancak o,dûşJerini gerçekleştirdiği için oktürül- dü. Umarun. fılmin bu tür hoşgörüsüz- lûklerin azalmasmda payı ohır." 'Sinema, Televizyon, Video, Bilgisayarlı Sinema Sözlüğü' yayımlandı Görsel dünyanın yeni dili • Türkçe karşılıklar üretmek ve bu alanda ortak tdnm anlayışuıın gelişmesinı sağlamayı güden 1147 sayfalık yayının (5250 madde içeriyor), önerdiği terimlerin benimsenmesi, büyük ölçüde amaccına ulaştığını gösteriyor. Kfihür Servisi - Nijat Özön'ün hazırladığı "Sinema, Televizyon, YTdeo, Bilgisayaru Sinema Söztûğü" Kabalcı Kitabevı'nden yayımlandı. Aynı yapıt, ilk kez 1963'te Türk Dil Kurumu tarafindan yeni bir terimler sözlüğü dizısının ılk kitabı olarak "Sinema Terimleri Sözlüğü" (STS) adıyla piyasaya çıkartıünıştı. Temel sinema kavramlanna Türkçe karşılıklar üretmek ve bu alanda ortak terim anlayışının gelişmesini sağlamayı güden 1147 sayfalık yayının, önerdiği terimlerin benimsenmiş olmasına bakılırsa, amacına büyük ölçüde ulaşüğı ortada. Sözlüğün ilk basımında 3500 madde yer alırken, Kabalcı Kitabevi etiketiyle yayımlanan yeni sözlükte madde sayısı 5250'ye çıkmış. 1981 yılındayine TDK'nin terimler dizisinde yayunlanan "Sinema ve Televizvon Sinema yazan Nijat Ozön. Terimleri Sözhlp" (STVTS), ikı sözlük arasında geçen on sekiz yılda sürekli değişen Türkçenin son venlerinı göz önünde bulundurarak ve sinema alanındakı yeni gelişmelerin getirdiği yeni terimlere yer vermek, aynca televizyon terimleri için de bir kaynak oluşturmak gereksinıminden doğmuş. Tüm bu eski basımlarda yalnızca sinema ve televizyon terimleri kullanılırken bu sözlüğe video, bilgisayarlı sinema terimleri ile sinema yazınında göstergebilım ve yapısalcıhkla ilgih olarak kullanış alanı bulan temel terimler de eklenmiş. TDK'nin yapmış olduğu sözlük çalışmalannda televizyon ve sinema alanındaki kavramiara yalnızca Türkçe karşılıklar verilmiş ve terimlenn çok kısa bir tanımıyla yetinilmiş. Aradan geçen yaklaşık yirmi yıllık sürede televizyon ve sinema alanında meydana gelen birçok gelişme ve yenilık olması Nijat Ozön'ü böyle bir çaüşma yapmaya itmiş. Özön, sözlüğün bu yeni biçiminde de daha önceki basımlardaki yolu tutmuş. Türkçe karşılıklan verirken elden geldığince yadırganmayacak kök ve gövdelerden yararlanmış. Kısa ve söyleyişi kolay sözcüklere olan eğilimi göz ardı etmeyerek elden geldiğince bunu karşılayacak sözcükler bulmaya çalışmış yazar. Aynca kolaylık sağlamak için kısaltmalara da yer veren sözlük her kavramı tek bir terimle açıklıyor, anlamdaş terimler vermekten kaçınıyor. Özön, "Zaten başlangıcmdan beri bu alandaki çabalarmuzm nedeni de oturmuş, durutanuş savılan Baü diDerindeki bu sinema, televizyon. video terimleri karmaşasmm düunizde de yinelenmesini elden geldiğince öDJemekn'" diyor. Sözlük, dizin bölümüyle de Fransızca, ttalyanca, lngilizce ve AJmancadan çeviri yapacaklar için kullanışlı bir düzene sahip. Bachhn son bestesibulunduKûltür Servisi - Bir aile arşıvinde Johann Sebastian Bach tarafindan bestelenmış son müzik parçası bulundu. Bach, besteyi kendi cenazesi için hazırlamıştı. 'Uhı Tannm. Bizi Uyandır' (Lieber Herr Gott, Wecke Uns Auf) adlı parça, 1672'de bestecinin amcası Johann Christoph Bach tarafindan yazılmıştı. Daha sonra J. S. Bach, ölümünden beş ay önce ses için yazümış bu dinsel müzik türüne (motet), enstrümantal eşlik düzenledi. 27 Nisan'da yayımlanacak, Johann Sebastian Bach'ın yaşamöyküsünü içeren 'EgitünK Mûzisyen' (Learned Musician) adlı kitabın yazan Christoph VVohT, son dönemde bulunan Bach'a ait hiçbir müsveddenin elyazması ohnadığını söyledi. "Bu sıra dışı. anlamh parça, bize etimizde hiçbir bilgi bulunmayan Bach'ın cenazesi hakkuıda fikir veriyor." Müsvedde, Ukrayııa'nın başkenti Kiev'de tozlanmış bir aile arşhinde ele geçinldi. Kompozisyonun 1840'larda yayımlanan ve Bach'a ait olduğu belirtilmeyen bir basımı, bu. Harvard Üniversitesi, William Powell Mason Proffesor of Music'in profesörü Wolff, "Kiev, gerçek anlamda konuyla OgOenmedL .Müsveddenin bulunması künseyi beyecanlandırmadL Eser, ölümünden üç-dört ay önce hastahğı esnasmda Bach tarafindan seçflmiş ve dfizenlenmişti. Sonunun yaklaşûğmı sezdi ve vasiyetini yazdL OğuDan geleceğinm ve kendi cenazesinin önlemlerini akfa." 1685'te doğan Bach, geniş bir aile olan Kuzey Ahnan müzisyenleri ve bestecileri arasuıda en önemli üye. Profesör Wolflf'un açıklamasına göre cenaze parçasında Bach, kendisini ailenin genel çerçevesine yerleştiriyor. "Ailesinin önceki nesil mûzisyenlermi ve kendi çocukluğunu düşünerek yaprtı ohışrurmuş." 1735 yılında 50'nci doğum gününü kutlayan Bach, elindeki bestelerden yardım alarak ailesinin soyağacının bir şemasını çıkardı. Ölümünde çocuklannın dokuzu hâlâ hayattaydı. Cenaze için yazdığı çoksesli ilahisinde, Bach iki koro, nefesli ve yaylı çalgılann kullanıldığı bir uyarlama yarattı. Profesör Wolff'a göre Bach'ın bu elyazması, sağlığının gittikçe bozulmasırun ve yazmakta güçlük çekmesinin bir örneği idi. Y A P I Y O R L A R ? 'Görevimiz Tehlike 2' Cannes 'ın kapanışfilmi • Tom Crulse un oynadığı ve yönetmenliğini John Woo'nun üstlendiği 'Görevimiz Tehlike 2'nin Cannes Film Festivali'nin kapanış fihnı olacağı açıklandı. Gerard Depardieu'nun Fransa kralının ahçısı rolünü canlandırdığı, yönetmen Roland Joffe'nin 'Vatel' filmi ile açılacak olan festivalde aynca Samirah Makhmalbaf yeni fılmi 'Balıkçı' ile yer alıyor. • Brian Ferry övgü toplayan albümü 'As Time Goes By'ın piyasaya çıkmasından hemen sonra, bu sefer eski arkadaşı Brian Eno'yla birlikte yeni bir albüm için çalışmaya başladı. Albüme katılan Radiohead'in gitarcısı Jonny Greenvvood da bir zamanlar en sevdiği grup olan Roxy Music'ten hayranlık duyduğu ikiliyle çalışarak çocukluk hayalini gerçekleştiriyor. • EİVİS CastellOnun parçalanna Intemet üzerinden ulaşmak mümkün olacak. Mûzisyen, \m& mMlCt albümlerine MP3 formarında ulaşılabilmesı için bir Intenıet sitesine 'tamam' dedi. Geçen haftadan itibaren Costello'nun ilk on iki albümü www. Emusic.com adresinde mevcut. • Jodie Foster, Beach Boys'un lideri Brian Wilson'ın hayatmı anlatan bir filmin prodüksiyonunu yapacak. • Claude LelOUCti'un son fihninde Dustin Hoffman da rol alıyor. Yönetmen, lngilizce olarak ve Amerikan sermayesiyle çekeceğı 'T For Thriller' adlı polisiye filminde oynaması için Hoflman'la anlaşmış. • Francls Ford Coppola run yeğeni Christopher Coppola, Mike AJJred'in uçuk çizgiromanmdan uyarladığı 'G-Men from Heü" adlı fihninin çekimlerini tamamladı. • Amerikan Sapiğl romanının tamamı Intemet'te yayımlandı. Empire dergisinin verdiği bilgiye göre Amerika'da sansürlenmesi tartışılan sıcak bölümler de dabil olmak üzere romanın tamamına http://www. americanpsyko.com adresinden ulaşılabilecek. • Leonardo DlCaprlO Earth Action' adını taşıyan silahsızlanma hareketine destek-i verdiğini açıkladı. Böylece DiCaprio da, Kuzey Irlanda'da banşın sağlanması için çaba sarf eden Liam Neeson, nükleer • - silahlara karşı J kampanya açan Michael Douglas ve Amerika'nın askeri gücü için harcanan paranın eğitime aktanlması savaşını veren Willıam Baldvvin gibi ünlüler arasına katıldı. • Roman Polanski'nin Cracovia Üniversitesi'n vermç isteği ^; reddedildi. * Rektör Ziejka, yönetmenin sanatsal başansından hiçkuşku duymadıklanru ama bunun 'ahlaki' bir sorun olduğunu belirtiyor, PoJLanski,' 197TyıIında 13 yaşında bir kızla kurduğu ilişki yüzünden Âmerika'yı terk etmek zorunda kalmıştı. • Alain Delon kendi hakkında olumsuz karar veren mahkemeyi protesto etmek için 'Marianne' adlı haftalık gazetenin bütün sayfalanru çok yüksek bir fiyata satın aldı. • Cate Blanchett Barry Levinson'un komedi fibnı 'Outlavvs'da Bruce Willis ile başrolü paylaşıyor. • Bette Midler 'Bette' adlı komedi dizisi ile CBS ekranlanna geri dönüyor. Böylece Midler da bir süre önce 60 dakikalık haber programı hazırlamaya başlayan Glenn Close gibi televizyona dönen 'ortayaşh' kadın oyuncular arasına katıldı. • Laetitla casta Londra'nın Knightsbridge semtinde ev aldığı için ülkesi Fransa basını tarafindan eleştiri yağmuruna tutuldu. •Heather Headley. genç Zenci şarkıcı, Elton John ve Tim Rice'm bestelediği 'Aida' müzikaLinde büyük başan sağlıyor. Eleştirmenler tarafindan 'Aida'yı en iyi yorumlayan seslerden biri olarak nitelenen Headley'nin rol aldığı Aida müzikali Broadway'de sahneleniyor. 17. Uluslararası Ankara Müzik Festivali başfeyor • ANKARA (AA) -17. Uluslararsı Ankara Müzik Festivali'nin bıletleri satışa sunulmaya başlandı. Bu yıl 27 Nisan-16 Mayıs tarihleri arasında yapüacak festivalin biletleri 4 ila 10 milyon arasında değişiyor. Festivali düzenleyen Sevda Cenap And Müzik Vakfı tarafindan geçerli öğrenci kimliği ibraz edenlere yüzde 35 oranında ındırim uygulanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle