Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN 2000 PAZAR
10 PAZAR YAZILARI dishab© cumhuriyetcom.tr
Turkuaz 2000'-200.000 Frank=?Paris'te, Türkiye Cumhuriyeti
kuruldu kurulalı özlenen birtakım
kültürel faaliyetler -yanlışhklar ve
eksiklikler bazen berisinde hiddetle
kanşık buruk lezzetler bıraksa da-
3-4 yıldır art arda gerçekleşiyor.
Kuşkusuz fırsatlar, gerekçeler
de şu sıralar epeyce "fctisnai"!
TC'nin kuruluş yildönümü,
Osmanlı lmparatorluğu'nun (artık
var olmasa da, işimize geldiği
zaman hatırladığımız) 700. yaşı.
Ama, örneğin "sivri-küstah" dili ve
"çuvaJdıa kendine baürmayı"
yeğleyen tavnyla, acabâ Hakkâri'de
kültür memurluğuyla
ödüllendirilen(!) Paris Kültür
Müşaviri (1996-98) Vecdi Sayar
olmasa da "istisna"lar iş yapmaya
yeterli olur muydu? Veya Jacques
Chirac cumhurbaşkanı makamını
işgal etmeseydi aynı "dalga boylan"
yakalanabilir miydi? Niçin
Almanya, Amerika, Ingiltere'de
benzeri çapta projeler başanlamadı?
Sayar döneminin son projelerinden,
Paris'teki en taze faaliyet, 3-16
Nisan tarihleri arasında düzenlenen
"Turkuaz-2000". Türkiye
basınındakj alt başlığıyla "Çağdaş
Türk Plastik Sanatian Sergisı",
Fransa'ya sunulan adıyla "Regard
sur l'Art Contemporain Tiırc-
Çağdaş Türk Sanaüna Bakış"
sergisi, Paris'in "ismi büyük"
mekânlarından "Espace Pierre
Cardin"de (kendisi hacim olarak da
büyük ama genellilde "refenu»''
sanat olaylanndan ziyade
"göstermetik otaylan" agirlamakla
önlenmiş bir mekân; parayı verenin
düdüğü çaldığı. Concorde
Meydanı'nın çıkışında, Elize
Caddesi'nin girişinde hoş bir salon)
yansı ödenmemiş okkalı bir kirayla
(bilebildiğimiz kadanyla 14 gün
için 400 bin rrank/yaklaşık 70 bin
dolar) Paris'te yaşayan TürkJere(!)
sunuldu.
"Çağdaşla modcrnlik"
kavramlannın "'küratör"ünün bile
zihnınde netleşmediği,
"Temasızuk" temasının serginin
temel temasını oluşturduğu, seçilen
yapıtlann seçilen sanatçılan
yeterince yansıtmadığı, seçilen
sanatçılann da seçilen başlığı yani
"Çağdaş"lığı yeterince
vurgulamadığı ve benzeri
eleştirileri, açılış kokteylinde başta
salonda mevcut tek Fransız
eleştirmen G'emrd Xuriguera
olmak üzere çok sayıda meslek
erbabı ve amatör sanatseverden
üzülerek dinledik, öğrendik.
Organizasyonu üstlenen, Türkiye'de
özellikle plastik sanatçılanna
hasrettiği kitap dizisiyle haklı bir
saygınhk kazanmış Bilim Kültür
Galerisi ve Yurt ve Dünya Galerisi
ise "sponsorluğa soyunan şirketJerin
vaatlerini yerine getirmediğjnden"
PARİS
UĞUR
HÜKÜM
yakınarak geriye kalan 200.000
franklık borcunun nasıl ödeneceğini
soruyordu? Aslında sorulması
gereken "öz" sorular toplam bütçesi
270.000 dolar (Milyonlarca dolann
depolarda çürüyen kitap. broşür,
aflşlere döküldügü veya ilgisiz
davetlerde israf edildiği düşünülürse
bu yekûn nedir ki?) olduğu
söylenen ve Fransa'nın iki kentini
("Turkuaz 2000" 10 tonluk yüküyle
Paris'ten Amiens'e geçecek) ziyaret
edecek bu serginin kimin ödeyeceği
belirsiz 200.000 frankçık bir
"baJdyesi" etrafında değil! Hatta
sorun bizce "sergiye kimi, kimin
seçtiği, hangi eserleri, niye
seçtiğinde" bile değil! (Zira
meraklılan iyi bilir.
Bu konu sevgili ressam dostlar ve
saym yakmlan ve çevreleri arasında
bitip tükenmek bilmez bir dedikodu
kaynağıdır.)
Amaç Paris'te "dostlar anşverişte
görsûne mi" çıkmaktır? Üç beş
Türk gazetesınde hakkında yazı
yayımlatmak, Paris'te bir sergiye
katılmış, "yurtdışındaki en büyük
sergjde" yer almış olmak, böyle bir
faaliyeti düzenlemiş olmak mıdır?
Yoksa amaç ardında kim olursa
olsun "uluslararası kamuoyuna",
Paris'in "uzman gözkmcilerine",
"Dünyada Osmanlı HatrTnda,
çağdaş Türk resmi de vardır.
Koleksiyonlaruııza bunlardan
birkaç parça kovarsanı/ hem
keseniz hem vitrininiz, belki de göz
zevkiniz kârlı çıkacakbr!" mı
dedirtmek. Okur içın şayet, ikinci
şık geçerli ise okumaya devam edin.
Bunu hafif caplı başarmak için
"kiiratör" veya çok iyi
"pazarlamacr olmaya gerek yok.
Azıcık "sağduyulu çevreye" kulak
kabartmak yeterli.
Serginin kataloğunda kendine
rağmen Etkinlik Kurulu Paris üyesi
sıfatıyla adı geçtiği için yüzünün
kızardığını söyleyen Scdef Ecer,
çalışmanın tüm uyanlara rağmen
kaba maddi hatalarla dolu olduğunu
ve tanıtım işlerinde çok
gecikildığini belirtiyor. 80.000
dolara mal olmuş 5000 adet güzelim
kataloğun böyle zaaflar içermesi
doğal mıdır? Ve artı: Açılışında
büyükelçi veya sergi sorumlusu
konuşurken bile sesini kısmak
gereğini duymayan "sen, ben, biziın
oğtan"dan oluşan. "Mondain Pierre
Cardin" mekânında bir araya gelip
kokteylde "kafa" bulan "nadide
toptuluk
n
un birkısmı "Hiç yoktan
bu da bir şeydir" deyip teselli
oluyor ve iman tazeliyor.
Yahu, Paris'lere kadar 10 tonu
kendimiz için mi getırdik? "Espace
Pierre Cardin'in muhteşem sergi
salonuna, ne bileyim, aralannda bir
Alev Ebüzziya, bir Adnan Çoker. bir
Canan Toion. bir Serdar Arat. bir
Hale Tenger, bir Komet vb olmayan
51 kişilik bir "Çağdaş Türk Piastik
Sanaü" sergisine 20 yıllık dostlanm
veya dostlanmın dostlanyla kadeh
tokuşturmak için mi geldım? Bu
yapıtlan -hem de topu topu iki hafta
gösterilecek- görmesi. duyurması,
aktarması, satın alması gerekenler
nerede? Son anda fotokopiyle
çoğaltılıp "naz geçen dostlara"
yollanmış davetiyeler niye?
Bir telefon da yeterdi. Afişler.
broşürler, kartlar nerede?
Bildiğimiz kadanyla bir yıl önce
planlanmış bir sergiydi bu. Hiç mi
ön hazırlığı yaptlmamıştı?
Fazla değil 10 yıl kadar önce bir
dernek, "Elete"nin 38 Türkiyeli
sanatçının katılımıyla düzenlediği
"Çağdaş Türk Ressamlan"
sergisinin basın dosyasını gördünüz
mü? Ne 75. Yıl, ne 700. Yıl ne
Vecdi Sayar, ne de 270.000 dolar!
Sahiden, zevahiri kurtarmak adına
da olsa harcananlardan son kalan
borcu, 200.000 frangı (yaklaşık 35
bin dolar) kim ödeyecek?
Bu pazar da biraz
öyle gezelim...Pazar günlerini sever misiniz? Sanınm
cumartesiler kadar değil. Ertesi gün, iş,
okul, başlayacak olan yeni bir hafta...
Ama yine de tatlı bir tembellik günüdür
pazar. Her şey geç yapılır: Yataktan
kalkma, kahvaltı, gazeteye bir göz atma,
ne yapılacağı konusunda aile efradıyla
veya tek kişilik meclisle görüşme -yani
kendinizle- filan. Pazarlan benim, sizin
gibi simidim ve Cumhuriyet'im yok
ama, Internet'te gazeteme bir göz atma
olanağım var. TKF-tnt'te sevgili
Mustafa Balbay'ın da katıldığı Pazar
Panorama yı izleyebiliyorum, kablolu
yayın sayesinde.
Stockholm'de "yerü halk" -her 10
kişiden 1 'i yabancı veya yabancı
kökenli- pazarlan müzeye ve sinemaya
gitmeyi çok sever. Eğer hava güzelse,
her şeyden önce açıkhavada bulunmaya
vç mevsime uygun spor yapmaya özen
gösterir. Daha önce de yazmıştım;
müzeler sürekli olarak sunduklannı
yeniledikleri ve farklı sergiler açtıklan
için çok gözde. Hafta
sonu açık olduklan
için pazartesileri
kapalılar.
Ben de birkaç yıl
önce kızımla oğlumu
alarak Çağdaş
Sanatlar Müzesi'ne
gitmiştim. Farklı bir
müzecilik anlayışına
sahip olan bu müzeyı hep sevmişimdir.
Bir ara müzenin tuvaletine uğradım.
Tertemiz tuvalette fayanslı duvara birisi
kara keçekalemle şöyle yazmıştı:
"Yahudiler'in burnu neden büyüktür?"
"?!" "Hava bedava oJduğu için!"
Işte bu noktada insanlann farklıhğına ve
anlaşılmasmın güçlüğüne şaşırmamak
elde değil. Kim, neden, bunu buraya
yazma gereği duymuş? Gel de yanıt ver!
Kızım okulda duyduğu bir şeyi
anlatmıştı daha önce, o akhma geldi:
"TürkJerle neden futbol mnanmaz?"
"?!" "Her korner olduğunda köşeye bir
dönerci açöklan İÇÜL"
Müzeden dönerken kar bastırmıştı. Pek
sık gelmeyen belediye otobüsüne
bindim. Arkamızdaki kuyruk uzundu.
Bizden sonra binen orta yaşlı bir kadın,
şofore sordu: "Oturacak yer var mı?"
Şoförün yüzünü görecektiniz.
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
Hafta sonlan değil ama -çok kalabalık
olduğu için- pazartesi dışında diğer
günlerde, hem de işyerime yakın olduğu
için gittiğım bir müze var: Etnografya
Müzesi. Bir süre önce burada bazı Türk
sanatlanndan da örnekler sergilenmişti.
Müzeye bitişik bir restoran var, adı
"Babajan". Ama burada aynen bizdeki
"babacan" gibi okunuyor. Içeride
verilen bilgilere göre bu sözcük 9-10
dilde aynı anlama geliyormuş.
"Çokkültürlü" bir "repertuvan" var.
Daha çok 3. dünya ülkelerinden müzik
çalınıyor. Uzakdoğu mutfağından
olduğu beürtilen yemeklen var. •>-..
Neredeyse birarun Birleşmiş Milletler'i
gibi, 20'den fazla ülkeden bira
bulunuyor. Türkiye'nin en büyük bira
markası dahil. Müzenin ve restoranm
çevresinde çok ilginç bir bahçe var.
Havuzlu, farklı iklimlerin bitkileri,
çiçekleri olan bir sera. Yazın çakıllann
üzerine masa ve sandalye çıkanyorlar.
Diğer mevsimlerde, içeride masada
oturmak istemeyenler,
büyük yastıklann ve
şiltelerin üzerine
"yayılabffiyortar".
Çocuklu kişilerin
gözdesi burası, yemek
salonunun "yumuşak
köşesP. Çocuk
— • • — — — arabasıyla gayet etkin
ve girişken olarak
dolaşmayı seven Isveçli kadınlar, buraya
da sık geliyorlar. Haklannı yemeyeyim,
babalar da pek ender görülmüyorlar
yavrulanyla.
Otobüslerin orta bölümündeki sahanlık
çocuk arabasının girmesine elverişli
olarak yapılmış olduğundan anne
ve/veya baba bebeğiyle otobüste
yolculuk edebiliyor. (Düşündüklerinizi
anlıyorum.) Üstelik otobüse çocuk
arabasıyla binenden ücret aluımıyor -
arabadaki çocuğu bir an için yalnız
bırakıp önce. şofore gitmemesi için-
(Sizi daha da çok anlıyorum.)
Pazarlan yapacak çok şey var bu kentte;
karanlıktan ve hüzünden bunalma dahil.
Ama size küçük bir itirafta bulunayım.
Pazar günleri evde üzerimde atlet,
altımda çizgili pijamayla dolaşmıyorum!
Konuyla ne ilgisi var, onu size
bırakıyorum.
hnhnKIUfl knVUKUVnr
K ü b
*'y
l a
A
0 0
arasında diplomatik
UUUUSltlU KUVUŞUyUr Ymasima yol açan küçük sığmmacı Elian
gelecek hafta babasına kavuşacak. Dün ABD Adalet Bakanı Janet Reno ile görüşen Elian m babası
Juan Miguel Gonzalez, "Çok yakında oğlumu alacağım" dedL Reno da. gelecek hafta çocuğun
velayetinin resmen babasına verileceğini ve Miami'deki akrabalanna Etian'ın ne zaman ve nerede
babasına testim edileceğinin bikiirileceğini söyledL (Fotoğraf: REUTERS)
Hamburg ve
bizimkiler...Hamburg... Almanya'nın
kuzeyinde limanıyla, Alster
Gölü'yle, Elbe Nehri'yle, St
Pauli'yle tanınan bir şehir.
1842'de büyük yangın
sonrası temelleri yeniden
atılan Hamburg'da savaşın
izleri görülüyor. Rathaus
Meydanı'nda, hayatını
kaybedenler için dikilen anıt
savaşın en gözle görülür
izlerinden biri. 1985'ten
sonra bir kez daha ziyaret
etme firsatı bulduğum
Hamburg. o yıldan beri 17
yaşındaki bir gencin
izlenimleriyle zihnimdeki
yerini almıştı. 15 yıl içinde
Türkiye'de neler olmuştu...
12 Eylül sonrası hızla
değişen Türkiye, aynı hızda
Avrupa'ya ayak uydurmaya
çalışıyordu. Ancak zamlann
hesabını yapmak güç.
Işsizlik, terör, nüfiıs artışı...
lstanbul sil baştan olmuştu
bu süre içinde. 1980'lerde
Bağdat Caddesi'nin
trafîğinin hangi yönden
aktığını hatırlamak zor.
lstanbullu 10 kişiye sorsanız
Kurtköy'ün veya
Beylikdüzü'nün adını bilene
rastlamak zor olurdu. Böyle
bir süre içerisinde
Hamburg'un da
değişikliklere uğradığı
düşüncesindeydim ve eşime
"Ben de şaşıracağun"
diyordum. Yine de yanıma o
yıllara ait şehir haritasını
almamazlık etmedim. llk
işimiz de şehir haritasını
kontrol etmek oldu. Hiçbir
şey değişmemişti. Hâlâ aynı
metro planı kullanılıyor,
aynı sokaklar aynı ısimle
duruyordu. Oturduğu
sokağın ismi bile değişen
bizler için yadırgatıcı bir
durumdu. Otobüs saatlenne
eşim dikkat çekti. Örneğin,
durakta bir otobüs için
18.56 yazılıysa o otobüs
tam 18.56'dageliyordu.
Bizim otobüsleri
hatırlamadan edemedik.
Kaidmmlann her yerde aynı
yüksekliğe sahip
olmalanyla yaşlı özürlü kim
olursa olsun. otobüse
tırmanmak zorunda
kalmaması da şaşırttı bizi.
Hepsi otobüse sadece
biniyorlardı. Bir spor
muhabiri olarak gelmişken
Hamburg'un da bir maçını
izlemeye gittik. Volkspark
Stadı'nı tanımakta
zorlandım. 30 bin kişilik
stadı 60 bin kapasiteye
çıkarmışlar. Içeri girerken
sadece 'uzaktan' arama
vardı. Kimse bir yerimizi
ellemedi. Kutu birayla
gelenlere plastik bardak
veriliyordu. Içeride de bira
ve sıcak şarapçılar en gözde
satıcılar. Ve Almanlann
ünlü sosisleri. Işte onlann
statta maç keyfi. Maç
başladığmda stadın
yansından azı dolmuştu. 10.
dakikada gelen seyirci sayısı
dev ekrandan 45 bin olarak
açıklanıyordu. Bunca
insanın o kadar kısa sürede
nasıl yerlerine oturduğunu
fark edemedik. Stadın şehir
trafiğine de olumsuz etkisi
ohnuyor. Kadıköy'ü,
Mecidiyeköy'ü
gülümseyerek anımsıyoruz.
Hamburg'da, dünyanın
sayıh hayvanat
bahçelerinden Hagenbeck
Tierpark'a uğramamazlık
etmiyoruz. Temelleri 1848
yılında atılan bu hayvanat
bahçesi çeşitli ülkelerden
gelen sayısız hayvana ev
sahipliği yapıyor. Kış
nedeniyle bazı hayvanlan
göremeyeceğini düşünenler
yanılıyor, çünkü ziyaretçiler
ister açık ister kapalı r
.;
bölümü gezebiliyorlar.
Büyüklüğü ile herkesi
şaşırtan limanın yanındaki
St Pauli şehrin en hareketli
noktası. Kumarhaneleri, sex
shop'lan. barlan, tivatrolan,
sinemalan ve hayat
kadınlan ile tam bir
batakhaneyi andıran St
Pauli'yi görmeden gitmek,
Almanlara göre Hamburg'u
görmemekle bir Şehrin en
büyük opera salonu. St
Pauli 'nin merkezinde.
Hemen yani başında ise
striptizleriyle ünlü bir
eğlence merkezi. Karşı
kaldınmda sinemalar ve sex
shop. Hayat kadınlan her
köşe başını tutmuş.
Almanya'nın neresi olursa
olsun vatandaşlanmıza
rastlamamak mümkün
değil. Hamburg'daki
Türklerin sayısının 60 bini
HAMBURG
DENtZ
DERİNSU
geçtiği söyleniyor.
Steindamm. Altona başlı
başına bir Türk mahallesi
durumunda. Sosisle
amansız bir rekabete giren
dönerimiz, çoğunluğa göre
savaşı kazanmış durumda.
Artık Almanya'da 3. kuşak
Türklerden bahsediliyor.
Türk TV kanallan onların
başlıca haber kaynağı.
Ancak onlann
Türkiye'dekılerden 'siz' diye
bahsetmeleri tuhaftı.
Biz Türk, Almanya'dakiler
Almansa, onlar kimdi.
tçlerinden biri şöyle
özetledi: "Türkiye'ye
gekiiğimizde Almanci olarak
görülüyoniA Bir taksi
şoförii 'Sizde para çok.
Bahşişi bol tut' bile dedL
Türkiye'de yabancı gibi
görülüyoruz. Aynı şey
Almanya'da da başımıza
geliyor. Türk olduğumuz,
yabancı olduğumuz ifade
ediliyor. Haibuki yıllardır
Almanya'da vaşıyoruz. Biz
de gerçek yerimizin neresi
olduğunu ciddi ciddi
düşünüyoruz."
Almanya'da bozulan
ekonomi. gurbetçilerimizi
de etkilemiş. "Artık burada
köşeyi dönmek diye bir şey
yok. Fiyatlar artmıyor,
ancak kazanç eskisi kadar
çok değil. Buralara
yerieştikten sonra dönmek
de o kadar kolay değil"
diyorlar. Orada yaşayanlar
günlerini Türk
mahallelerinde geçiriyorlar.
Türk bakkallan çok gözde.
Türk maçlannı şıfreli
yayımlayan kahveler dolup
taşıyor. Gurbetçilerimizin
camilerle ilgili şikâyetleri
de kulağımıza geliyor.
Eskiden dileyenin bağışta
bulunduğu camilerde artık
ısrarla bağış toplandığını,
hatta az miktardaki
bağışlann geri çevrilerek
arttınlması talebinden
rahatsızlar.
Gerçekten nedir şu LAİSİZM?
Mustafa Kemal in Laisizmi bir laiçilik midir?
Laik olunmadan demokrat olunabilir mi?
Demirtaş Ceyhun'«n
AYDINLARIMIZ
VE
LAİSİZM
cöncc Latelzm Dcğl_ önce DcmorasLı DJycn A/dmJanrmza Yani
SİS ÇANI sunarKüçükparmakkapı Sok. Hallm İş Hanı No:10 K.3 BeyoğluİST. Tel: (0212) 249 47 74
•W T • • n.\IAW W\ •• DHH.N
YelKenDtimüsı
ÇALINTI BİR
TEKNENİN
BAŞINA
GELENLER
ÇARMIKSIZ
YELKEN
DİREKLERİ
PERVANENIN TEKNE VE MOTORLA UYUMU
Demıralef Sitea, B. Cadde, No. 71 Zeytinbumu-İSTANBUL
Tsl: (0212) 664 16 94 - 510 28 71 • Fafcs: (0212) 558 67 85
KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
1999/912 Vesayet
Hanuyet Yüceses Sk. Engin Apt. No: 42/3 Suadiy&lst. adresinde ikamet eden 1336 d.lu
Ahmet oğlu Rauf Lakşe M.K.nun 35S. maddesi gcregınce vesayet altına alınarak, kendisi-
ne ajiıı yerde ikamet eden oğlu Ahmet Lakşe vası tayin edilmiştir. 7.3 2000 Basın: 17104
DÖKTYOLASLİYE HUKUK (TtCARET) MAHKEMESJ'NDEN
2000,117 Esas
Davaci Mustafa Türkoğlu mahkememize mûracaatla çek iptalı davası açmışdr.
Dörtyol Akbank Şubesi"nden venlen 3142706 numaralı. Dörtyol Vakıfbank $ubesi'nden verilen
2003410 numaralı, Dörtyol Halk Bankası'ndan verilen 8979360 numaralı çekler üzerine mahkememizce
ıhtıyatı tedbir konulmuştur. Çekleri elinde bulunduranlann üç ay içerisinde mahkememize müracaat etme-
len gerekir. ilanen duyurulur. Basın 15470
YERKÖY KADASTRO MAHKEMESİ
1990/70 Es. 1999 77 Kr
Davacı Hasan Yıkılmaz tarafından Yerköy ılçesı Karaosmanoğlu köyü sımrlan içerisinde bulunan 147
numaralı parselin tespitinın iptalı için dava açılmış ve mahkememizce 10.9.1999 tarihinde davanın red-
dine, dava konusu yerin tespit malıkinin mirasçıları adına tapuya tescıline karar verilmiş, karar. davacı ve-
kilinın temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesı'nın 27 1 2000 tanh, 2000/193 Es. 264 Kr. sayıh ilamı
ile onanmış olup, tespit malikı mirasçılanndan Halıl, Hikmet, Şeref, Latife, Türkân, Tülin, Tülay ve Ümıt,
Perihan Karakoç'un adresleri tespit cdılemcdığınden yukarda isimleri yazılı davalı mirasçılanna Yargıtay
ılamı tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur 21 2 2000. Basın: 16979
Osmanlı İmparatorluğu'ııun
Kuruluşunun 700. yılında
Osmanlı tarihınc vcp\ av hır bakış açısı
Demirtaş Ceyhun
KODADI:
"ULU HAKAN
r
Mutlaka sız dc okuyacaksınız
İkinci Baskısı Ç iktt
SİS ÇANI sunarKüçükparmakkapı Sok. Halim İş Hanı No:1O K.3 Beyoğlu-İST. Tel: (0212) 249 47 74
CELENEKSEL FİDAN DİKİM GÜNÜ
"Pendık 7 Aöaç Ormanlan" doğaseverlerı beklıyor
9 Nisan 2000Pazar Saat: 10.00'da Fenerbahçe Stadı ve
Taksım Gezı Otelı onunden otobusler kalkacaktır.
• Etkinlığımiz dıleyen herkese açık ve ücretsızdır ' Lütfen rezervasyon yaptınnız.
'ÇorbaKupanızıgetirmeyı unutrnayınız. ÇEKUIVÇevreveKultur Öeğenerinı Korumave
Tanrtma Vakfı. Telefon: 0212 - 249 64 64 Web Sayfası: www cekulvakfi.org.tr