23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 »MİSAN 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI / ekonomi(« cumhuriyet.com.tr 13 ŞtJtKETLERDEN • PMETRO AG'nin Izrrait'te inşa edeceği rehsbilitasyon merkezinin temeli atıldı. Telc kat üzerine yapılacak mer^cezin günlük hasta tedaıvi kapasitesi 80 kişi olacak. • BELLONA yatak odası ve koltuk takunlannı değiştirmek isteyenlere farklı alternatifler sunuyor. Kampanvada peşin fiyatına 7 taksit, 13 aya varan vade, peşin ödeme indirimi ve ücretsiz eve teslim avantajlan bulunuyor. • VESTEL'in DVD player' lan sinema keyfini evlere taşıyor. Ürünün istenilen görûntûyü yavaş - hızlı ileri ve geri oynatmanın yanında görûntûyü dondurma özelliği de bulunuyor. • KAMPATEŞİ TURİZM'in düzenlediği günü biriik ve haftasonu turlan farkh gezi alternatifteri sunuyor. Hafta sonu turlan arasında Aladağ, Safranbolu, YedigöUer, Bozcaada ve Assos gezileri bulunuyor. • E.C.A / EMAR Sanayi Bakanlığrnın 'Tüketici memnuniyetini ilke edinen firma' ödülûnü kazandı. Firma ödülünü Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde düzenlenen törende aldı. • JAZZYCAT400 gramlık ambalajında kedi maması alanlar yanında 170 gramlık kutuyu bedava alrrıa hakkı kazannor. Kampanya süresince 570 gramnk kutular 400 gramlık fiyaüna saülacak. • KÖY-TÜR 'Sağhkh lezzet gûnleri' etkinlikleri sürûyor. Gaziantep ve Kayseri'de düzenlenen etkinlikler kapsamında 'Gizli tatlar' adîı ödüllü bir yemek yanşması gerçekJeştirilecek. • MARS BARCOD SİSTEMLERİ distibütörlüğünü yapoğı Citizen Barkod yazKuaruıın CLP 6401 modeiini piyasaya sürdü. Yeni ürünle basılan barkodlar okuma kolaytığı sağhyor. • KOLEKSİYON Ofıstek 2000 Fuan'nda ürünlerini sergiledi. Firma standında Calisto, Satie, Nuve, Polo ürün gruplan, Kuda ofıs ve Dama yönetici mobilyalan yeraldı. • FtLtZGIDA çalışanlannın katinmıyla 'Paylaşılan vizyon toplanösı' düzenledL Bohı Abant Palas Oteu'nde düzenlenen toplannya 360 kişilik firma çalışanlannın tamamı kaüldı. •ALGİDA Max çubuklanndaki Ingilizce ve Türkçe kelimeler çocuklan tngilizce'yle tanıştınyor. 10 Nisan - 15 Mayıs tarihleri arasında çubuklarda bedava Max'ler de bulunuyor. Fiyatların 30 dolara kadaryükselmesine karşın 1970'lerdeki kriz tekrarlanmadı Dünya, petrol şokuna aşûandıANKARA(ANKA)- 1970'li yıllarda dünya ekonomilerinde durgunluğa yol açan petrol şok- lannın, bu kez bir küresel kri- ze yol açmadığı, aksine dünya ekonomisinin durgunluktan çı- kıp canlanma belirtileri göster- mesine neden olduğu bildirildi. Yaşanan petrol şokunun ön- cekiler kadar etkili olmamasın- da, petrol fiyatlanndaki artışın pompa fiyatlanna aynen yansı- tılmaması, gelişmiş ülkelerin petrole daha az bağımlı hale URETIMARTIŞI Fîyatlar beklentiyle geriledi Ekonomi Servisi - Petrol thraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) geçen aym sonunda günlük toplam ham petrol üretimini yüzde 6.3 oranında (1 milyon 450 bin varil) yükselrmeyi kararlaştırmasıyla petrol fiyatlan 25 dolann altında seyretmeye başladı. Ancak kimi uzmanlar, "OPEC'inllüyesinden dokuzunun ham petrol üretim arüşını kabul edip, tran'ın buna yanaşmamasuuiL, son 12 ayda üçe katlanan ham petrol fiyatlannın düşürülmesine yetmeyeceğT görüşündeler. Tekrar görüşfllecek OPEC üretimini arttıracağına yönelik beklentiler fıyatlarda düşüşe neden oluyor. Kuzey Denizi Brent ham petrol varil fiyatı geçen cuma 23 dolar seviyesinde " işlem gördü. Bu arada, OPEC'in Nijeryalı Genel Sekreteri Rihvanu Lukman, petrol piyasalannın gözden geçirilmesi ve gerektiğinde üretimin ayarlanması için 21 Haziran'da Viyana'da olağanüstü toplantı düzenleneceğini belirtti. • Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın çalışmasında, petrol fiyatlanndaki artışın yeni bir küresel kriz yaratmamasının nedenleri arasında özellikle gelişmiş ülkelerde petrole olan bağımlıhğın azalmış olması gösterildi. Bunun bir nedeni aşın enerji tüketen ağır sanayilerin gelişmekte olan ülkelere kayması. gelmeleri ve petrol ihraç eden ülkelerin cari açıklan nedeniy- le, petrol fiyatlanndaki yüksel- meden kaynaklanan geliri itha- lata harcamalannın rol oynadı- ğı bildirildi. Dış Ticaret Müsteşarhğı ta- rafından ham petrol fiyatlann- daki artışla ilgili olarak hazır- lananbirdeğeriendirmede, 1998 Aralık ayında 10 dolann altın- da seyreden ham petrol fiyat- lannın, 1999yılındanbaşlaya- rak 2000 yılı başına kadar 3 misline yakın artış göstermesi- nin akıllara 1973 ve 1979 pet- rol şoklanru getirdiği belirtildi. Her iki şokun da enflasyonun pek çok ülkede çift haneli ra- kamlara çıkmasına ve global düzeyde durgunluğa neden ol- \ 1970'lerde yaşanan kriz getişmiş ülkderi, petrole bağunhhklannı azaltmak için alternatiflere yöneltfi. duğu hatırlatılan değerlendir- mede, "Ancak, bu seferki pet- rolşoku nyatiardaönemli birar- nş yaratmadığı gibi global dü- zeyde bir durgunluğa da neden ounanuşür. Tam aksine, dünya ekonomisi bir durgunluktan çıkmış ve canlanma belirtileri artmaya başJamışar" denildi. Pompalara yansımadı Çalışmada, 1970'li yıllardan farklı olarak, günümüzde pek çok ülkede ham petrol fiyatla- nnın benzin fiyatlannın küçük bir kısmıru oluşturduğuna dik- kat çekildi. Avrupa'da vergile- rin, perakende fiyatın yüzde 80'ine kadar çıkttgı, dolayısıy- la ham petrol fiyatlanndaki ar- tışın pompa fiyatlanna aynı oranda yansımadığı vurgulan- dı. Ham petrol fiyatlanndaki ar- tışın global ekonomiyi beklen- diği kadar etkilememesinin ne- denlerinden biri de gelişmiş ekonomilerin artık petrole da- ha az bağımlı olması olarak sı- ralandı. Enerji tasarrufu, diğer yakıt- lara yönelim, aşın enerji tüke- ten ağır sanayilerin gelişmek- te olan ülkelere kayması gibi ol- gulann gelişmiş ülkelerdeki petrol tüketimini göreceli ola- rak azalttığı belirtilen çalışma- da, "Gelişmiş ekonomiler, GSYİrTnin her bir dolan için 1973 yıhnda tükettikleri petro- lün şimdi sadeceyansuu tüket- mektedir" denildi. Petrole bağrnıhhk azaldı Batılı ekonomilerin üretim sektöründen servis sektörüne doğru kaydığı, bunun sonucun- da petrol tüketen üreticilerin ABD ekonomisi içinde 1977'de yüzde 22 olan oranının, yirmi yıl sonra yüzde 17'ye geriledi- ği, ABD'nin 1981 yılında GSYlH'sinin yüzde 8.5'ine denk gelen petrol harcamala- nnın şimdiki payının yüzde 3 'e gerilediği belirtildi. Otomobil- lerin 1973 yılına göre daha az benzin tükettiği hatırlatılan de- ğerlendirmede petrol şokunun dûnyayı eskisi gibi etkilememe- sinin bir diğer nedeni de şöy- le ifade edildi: "1973 yüında ABD'de elekt- riğin yüzde 17'si 560 miryon va- ril petrol tüketilerek sağlanır- ken, bugün kömür, nükleer enerji ve doğal gazm devreye girmesiyle petrol ile üretilen elektriğin payı yüzde 3.2'ye gerilemiş ve tüketimi de 178 miryon varfle düşmüştür." DÜNYA EKONOMİStNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLUlOM)^ ergin@ergin.demon.co.uk ABD'de "Yeni Ekonomi'nin nabzını öJ- çen teknoloji hisseleri borsa endeksi Nas- daq'ın nisan ayında sergilediği sert ge- rilemeyle olağanüstü dalgalanmalar, bu yıl başında tekrar gündeme gelen reses- yon beklentilerini güçlendirdi. ABD'de yaşanacak sert birresesyonun,dünya eko- nomisinde, özellikle de Asya'da sert ve olumsuz bir seri etki yaratması kaçınılmaz. Son IMF raporunun saptadığı gibi dün- ya ekonomisinde bir süredir gözlenen büyümenin hemen her bölgeyi etkisi al- tına alarak senkronik (eş zamanlı) bir özellik kazanmaya başlaması ise çok teh- likeli bir döneme girildiğini gösteriyor. Bu kötümser senaryolar gerçekleştiği takdirde gelecekte, tarihçiler bu Nisan'ı son yıllann en zalim ayı olarak hatıriaya- bilir. Bilirsiniz, T.S. Eliot'un geçen küre- selleşme döneminin kriz ve savaşlaıia attüst olan uluslararası siyasi coğrafya- sını yansıtan "Çorak Ülke" şiiri de "Ni- san en zalim aydır" diyerek başlar. ABD'de resesyon olasılığı ABD ekonomisinin rekor uzunlukta bir toparlanma döneminin sonuna kaçmılmaz olarak yaklaşmakta olduğu her hatıriatıl- dığında, "Yen/E/conorrw" teorisininsavu- nuculan, teknolojik devrim ve Internet'in katkılanna atıfla yepyeni bir dönemin, böytece de ekonominin yasalannda önem- li bir değışmenın başlamış olduğunu ile- ri sürüyorlardı. Nasdaq rekordan rekora koşarken bu iddialara direnmek olduk- ça zordu. Ama analistler, yaklaşmakta olan bir resesyonun ilk işaretlerini 2000 yılının Şubat ayında saptamaya başladı- lar (Staratfor, 14/02). Once kısa dönem- li hazine kâğıtlannın getiri eğrisinin eğili- mi artıdan eksiye geçmeye başladı. Bu, önümüzdeki dönemde hissedilmeye baş- layacak olan birsermaye kıtlığının ilk işa- retlerini veriyordu. Bir diğer gösterge de bu köşede daha önce de değindiğimiz gibi, sanayi şirketlerinin hisse senetleri- nin endeksi Dow Jones ile Nasdaq'ın ha- reketleri bırbirinden kopmaya, dalgalan- malann şiddetlenmeye başlamış olmasıy- dı. Yine bu dönemde uluslararası piya- salarda petrol dahil temel mallann fiyat- lan; üretim maliyetleri üzerinde bir bas- kı, borsa dışında alternatif bir yatınm ala- nı oluşturacak şekilde yükselmeye, eko- nomide enflasyonist baskılan güçlendir- meye başladı. Morgan Stanley Dean Wit- ter baş ekonomisti Stepnan Roach'in işa- lUisan Zalim Bir Ay r mı Olacak? ret ettiği gibi ABD ekonomisinde vasıflı işçi kıtlığı oluşmaya başiıyor, cari açık re- kor düzeyde artmaya devam ediyordu. Bu baglamda, 19941en bu yana ABD'de toplam ekonomik büyümenin yaklaşık yüzde 25'ini sağladığı hesaplanan bor- sanın performansı yaşamsal bir öneme sahipti. Borsa'da kâğıt üstünde de olsa, oluşan değer zenginlik etkisi yaratıyor, tüketime dönüşüyor, yalnızca ABD'de ekonomik büyümeyi desteklemekle kal- mıyor, özellikle Asya krizinden sonra to parlanmaya başlayan ekonomilerin ih- racattanna güçlü birtalep oluşturuyordu. ketici güvenine büyük bir darbe vurdu. Ekonominin önemli bir öncü göstergesi olan borsa endeksindeki bir sarsıntı, sert düşüş, yukanda değindiğim diğer etken- lerle, özellikte enflasyonist baskılardaki ar- tış, FED'in faizlen arttırmaya devam et- mesi olasılığıyla birlikte düşünüldüğün- de, kimi gözlemcilere göre ABD ekono- misinde III. Üç aylık dönemden başla- mak üzere sert bir resesyon olasılığının arttığına işaret ediyor. Bu resesyonun şiddeti ise büyük ölçüde borsanın bun- dan sonra göstereceği performansa, ABD Nasdaç'ın yılbaşından bu yana seyri Bu yüzden borsanın zenginlik yaratcı et- kisini tersine çevirecek bir şekilde geri- lemeye başlaması, yukandaki paragraf- ta işaret ettiğim eğilimlerin de hızla eği- lim olmaktan çıkıp dünya ekonomisini tehdit eder bir şekilde gerçekleşmeye başlamasına yol açabılecekti. Evvelki hafta, ABD borsalannda, tü- ketici fiyat endeksindeki ani bir atşın te- tiklediği çöküş sırasında 2 trilyon dolar servetyokoldu. Daha da önemlisi, Nas- daq'ta gözlenen yüzde 25'lik düşüş, bir sonraki hafta iki günde toplam yüzde 10'luk bir toplarianmayla (haftayı, son gün yüzde 1.7'lik bir düşüşle kapaması- na rağmen) kısmen tersine çevrilmiş ol- sa bile, bir süredir zayrflamakta olan tü- dış açığını finanse eden sermaye hare- ketlerinin yön ya da fiyat değiştirip de- ğistirmemesine bağlı olacak. Uluslararası etkiler Far Eastern Economic Review'un bir yorumuna göre (27/04/2000 tarihli sa- yı) ABD borsalannın yön değiştirmekte ol- duğunu gösteren gelişmeler Asya'daki ih- racata dayalı ekonomik toparlanmayı ve tüketici talebini tehdit ediyor. Toplam ih- racatının yüzde 36'sını ABD'ye gönderen Asya ekonomileri, borsadaki gerilemeye bağlı olarak ABD tüketicisinde ve sana- yi sektöründe yaşanacak bir talep daral- masından kaçınılmaz olarak etkilenecek- ler. Örneğın, hızla artan iş gücü nüfusu- nun basnarn karşılayabilmek için yılhk yüz- de 7-8 oranında bir büyümeyi gerçekleş- tirmesi gereken Çin'de bir ihracat daral- ması, toplumsal ve siyasi çalkantılara yol açabilir. Bunatepki bir devalüasyon böl- gede bir rekabetçi devalüasyonlar dalga- sı yaratabilir, mali istikran hızla bozabilir, ithalat fiyatlannın artmasıyla üretımi ve tü- ketimi hızla daraltmaya başlayabilir. Söz konusu koşullarda Endonezya ve Ma- lezya'da da toplumsal istikrann bozul- ması beklenebilir. ABD'nin ithalat talebinin daralmasın- dan olumsuz etkilenecek bir başka böl- ge de Latin Amerika. Ancak, giderek dolara bağlanan bu bölgenin, dolann za- yıflamasına paralel olarak ihracat ola- naklannı arttırabilmesi halinde, ABD'de- ki talep daralmasının bölgedeki etkileri- ni bir ölçüde karşılama şansı da var. Av- rupa söz konusu otduğunda, bu bökje da- ha çok kendi iç talebine bağlı; bir ABD resesyonundan başlangıçta fazla etki- lenmeyebiür. Ancak, daha kapsamlı bir çö- zümleme için ABD'deki bir resesyonun siyasi, örneğin seçim sonuçlan üzerinde- ki etkisinin, Avrupa'ya yansıma biçimle- rini de göz önüne almak gerekiyor. ABD'de bir borsa gerilemesinin ardın- dan gelişecek resesyonun iki tür siyasi etkisi olması beklenebilir: Hızla büyüyen dış ticaret açığı ve giderek sıkışan bir emek piyasasında daha çok hissedilme- ye başlanan vasıflı işçi kıtlığı. Dış ticaret açığının, ABD'de korumacı, küreselleş- me karşrtı eğilimleri, bu arada da Avru- pa, Asya ve Japonya karşrtı tepkileri güç- lendirmesi beklenebilir. Vasıflı işçi kıtlığı ve emek piyasasındaki sıkışmalar sendi- kalann gücünü arttırmaya devam eder- ken işsizlik de yeniden tınmanmaya baş- layacak. İşçi işveren ilişkileri sertleşirken ABD'de son yıllarda kendini gösteren ye- ni vasıflı emekçi ithal etme (diplomalı göçmeni teşvik etme) eğilimine karşıt eğilimler de güçlenecektir. Bu yüzden de sınıf ve etnik çatışmalarda, solda ve aşı- n sağda bir güçlenme beklenebilir. Tüm bu gelişmelerin senkronik bir dünya ekonomisinde yaşanacak olması ise küresel düzeyde artan bir mali enteg- rasyona da bağlı olarak, krizden kaçacak yer kalmadığını düşündürüyor. Öyleyse, rekabetin sıcak para hareketleriyle mali istikrarsızlıklann, siyasi gerginliklerin ve sıkışmalann da artmasını beklemek ge- rekir. Zor bir döneme yaklaşıyoruz! ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Köy Enstttüleri Bir Yaşam Biçimidir-2 Köy Enstitüleri, geçen hafta kısaca özetlendiği gi- bi, bir yaşam biçimiydi. Yaşam biçimi yaygınlaştığı ölçüde toplumsallaşır. Enstitü olgusunun da çok önemli toplumsal boyutlan ve buradan günümüz için çıkanlabilecek sonuçlan var. Kimilenne değinelim. ••• Ekonomik ve toplumsal gelişme, yalnız ve ancak bölgelerarası gelişmeyi yakınlaştınrsa olumlu so- nuç verir. Tersine, bölgeler arasında gelişme açığı büyürse, sonuçta toplumsal yapı sarsılır; aşın gelir farklılıkian, gerginlikler giderek çatışmalara yol açar. Köy Enstitüleriyle ekonomik ve toplumsal gelişme- nin dengeli yürütülmesinin yolları açılıyordu. Köy Enstitülerinin kurulduğu kasabaların yerlerini çogu kişi bilmez; bu kuruluşlarVan'dan Edirne'ye, Kars'tan Antalya'ya tüm Anadolu'ya yayılıyordu. Bu nokta çok önemli. Çünkü bu düzenleme ile en ileri düzey- de eğrtim veren kurumlann bölgeler arası den- geli dagılımı sağlanmaktaydı. Bugün Türkiye, en iyi okullannı ve üniversitelerini Istanburayığmanın olum- suzluklarta dolu dengesizliğini yaşıyor. • • • Enstitüler, öğrencilerini yalnız köylü çocuklan ara- sından alıyordu. Amaç, bunlann köyde öğretmen olarak görevlendirilmesiydi. Enstitü çıkışlı öğretmen- ler, köylerde görev yapacaklardı. Köy, dışardan, bi- rilerinin zorlamasıyla değil, kendi içinden yetişenle- rin yardımıyla gelişecekti. Köylü, ekonomik özgür- lüğünü, en ileri teknikleri kullanarak ve daha çok ve ileri nitelikli üretimle kazanacak; köyün dönüşümü; köylülükten çiftçiliğe geçişin, yani pazar için üre- time geçişin yolları açılacaktı. Buna izin verilmedı. ••• Türkiye'nin tutucu güçleri, kırsal kesimin uyanışı- nın önünü kestiler. Bunun yerine, ilkel birtanmsal üre- tim yapısı; altı yaş üstü nüfusun içinde her on kişi- den (her beş kadından) birinin, okuma yazma bil- mediği bir toplumsal yapı yarattılar. Özgür biçimde kişilik kazanmayı engellediler, yaratıcılığı yok ettiler. Köy Enstitülerini yok edenler ve onlann ardılları, böl- geler arasında gelişmişlik uçurumunu daha da bü- yüttüler; dini siyasal çıkarlannın aracı yaptılar; eği- timde, kaskatı; ezberci; çevresi de içi de sanlı be- yinler, bağnaz kafalan egemen kıldılar, sonuçta bir- birini boğazlayan kuşaklar verdiler; ölüm gönderdi- ler. • • • Geçen hafta üç Ingilizce haftalık dergi, The Eco- nomist, Newsweek ve Time, söz biriiği etmişçesi- ne, bilimsel ve teknolojik ileriemeyi kapak konu- su yapmışlardı. Her biri teknolojik ileriemenin bir bo- yutunu aynntılı bir biçimde ele alıyordu. The Econo- mist, bilgi üretiminin gelişmesini ve bilgisayar ara- cılığryla bilgiye erişimini ele alıyor ve "Bilgi ekono- misinin sahibikim" diye soruyordu; Newsweek in- san bedeninin sıriannın çözümünde ulaşılan ola- ğanüstü başanları ve insanın kopyalanması ya da yaratılmasının olası sonuçlannt ırdeliyordu. Timeda Gelecekte Marsta yaşayabilecek miyiz? sorusu- nu, uzay araştırmalannın yeni bulgulan çerçevesin- de tartışıyordu. Dünyada bilim ve teknoloji her gün biraz daha öne çıkıyor; Türkiye halkı da çok değil, yalnızca yir- mi gün sonra ülke yönetiminin en tepesine çıkara- cağı kişinin adını bilmiyordu. Oysa, bilgi toplu- muna geçişin eşiğinde ve bilgiye dayalı üretim sü- reçlerinin yoğunlaştığı günümüzde, Köy Enstitüsü dü- şüncesinden çıkanlabilecek çok sayıda ders var. Köy Enstitüleri düşüncesi, öncelikle, bilgi toplu- muna geçişin temelini oluşturan insan gücüne ya- tnm ilkesine dayanır. İnsan gücüne yatınmın et- kin ve verimli olması için her şeyden önce, çocu- ğun ve gencin beyninin özgür gelişmesi sağlan- malıdır. Çocuğun ve gencin zihinsel gelişiminin önündeki tüm engeller, -ekonomik, dinsel, toplum- sal ve geleneksel- kaldınlmalıdır. Bir başka deyişle eğitime parasal kaynak aynlma- sı gerekîidir, ancak hiçbir biçimde yeterii değildir. Oluşturulması gereken, çocuklann ve gençlerin gi- zil yetenekterini açığa çıkaracak özgüriükçü eğitim ortamıdır. Her konuya eleştirel yaklaşabilen; araştır- macı, üretken ve toplumsal sorumluluğuyla bireysel çıkannın uyumlu dengesini kurabilen özgür bireyle- rin oluşu süreci bu işin özüdür. Toplumun çıkaracağı ileri düzeyde bilim, sanat ve kültür ve giderek spor insanlannın getirisi esas olarak toplumsaldır. Uluslararası başan gösteren bir spor ya da sanat insanımızın getirisi yalnız ken- disi için ya da bireysel değildir; topluma aittir. Bu ne- denle de toplumsal yapı, yetenekleri en üst düzey- de geliştirici bir özellik taşımalıdır; bu alanı geliş- tirmek toplumun birinci derecede sorumluluğu al- tındadır. Bu durumda, eğitim ve öğretim esas ola- rak kamusal olmalı; kamu eliyle yürütülmelidir. Bu yaklaşım, eğitimde fırsat eşitliği ilkesini de içinde taşır. Köy Enstitüleri düşüncesi, bilgi çağı bireyinin egitimine ışık tutacak bir nitelik taşımaktadır. Önemli olan, bilimsel ve teknolojik gelişmeyi, tıpkı Enstitülerin kuruluşu yıllannda yapıldığı gibi, bütün- cül ve ulusal bir çerçevede ele almak ve düzenle- mektir... yakup@metu.edu.tr Zeytin üreticisi Ar-Ge desteği istedi BALIKESİR (Cum- huriyet) - Bahkesir'in Altınoluk ilçesinde dü- zenlenen "1. Uluslara- rası Alünoluk (Antand- ros) Zeytincflik Sempoz- yumu"nun sonuç bildir- gesi açıklandı. Altınoluk Belediye Başkanı lsmail Aynur ve TARİŞ Genel Müdürü tsmail MuzafferEren'in imzasıyla yayım- lanan 32 maddelik bildir- gede, zeytin ıslahına yö- nelik araştırmalann des- teklenmesi istenerek zey- tin üretim alanlannın art- nnlması amacıyla yasaya işlerlik kazandınlması gerektiği vurgulandı. Dünya pazarlannda artan talepler göz önün- de bulundurularak orga- nik ürün yetiştiriciliği- nin desteklenmesinin bü- yük önem taşıdığı anla- tılan sonuç bildirgesin- de, zeytin üreticilerinin düşük olan refah düzeyinin yük- seltilmesinde et- kili olabileceği düşünülen AB fiyat ve prim sis- temlerine geçilmesi öne- rildi. Üretici fîyatlany- la tüketici fiyatlan ara- sında giderek açılan ara- lığın üretim artışının önünde bir engel oluştur- maya başladığına da işa- ret edildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle