Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 »MİSAN 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI / ekonomi(« cumhuriyet.com.tr 13
ŞtJtKETLERDEN
• PMETRO AG'nin
Izrrait'te inşa edeceği
rehsbilitasyon
merkezinin temeli atıldı.
Telc kat üzerine yapılacak
mer^cezin günlük hasta
tedaıvi kapasitesi 80 kişi
olacak.
• BELLONA yatak
odası ve koltuk
takunlannı değiştirmek
isteyenlere farklı
alternatifler sunuyor.
Kampanvada peşin
fiyatına 7 taksit, 13 aya
varan vade, peşin
ödeme indirimi ve
ücretsiz eve teslim
avantajlan bulunuyor.
• VESTEL'in DVD
player' lan sinema
keyfini evlere taşıyor.
Ürünün istenilen
görûntûyü yavaş - hızlı
ileri ve geri oynatmanın
yanında görûntûyü
dondurma özelliği de
bulunuyor.
• KAMPATEŞİ
TURİZM'in düzenlediği
günü biriik ve haftasonu
turlan farkh gezi
alternatifteri sunuyor.
Hafta sonu turlan
arasında Aladağ,
Safranbolu, YedigöUer,
Bozcaada ve Assos
gezileri bulunuyor.
• E.C.A / EMAR Sanayi
Bakanlığrnın 'Tüketici
memnuniyetini ilke
edinen firma' ödülûnü
kazandı. Firma ödülünü
Cumhurbaşkanlığı
Köşkü'nde düzenlenen
törende aldı.
• JAZZYCAT400
gramlık ambalajında kedi
maması alanlar yanında
170 gramlık kutuyu
bedava alrrıa hakkı
kazannor. Kampanya
süresince 570 gramnk
kutular 400 gramlık
fiyaüna saülacak.
• KÖY-TÜR 'Sağhkh
lezzet gûnleri'
etkinlikleri sürûyor.
Gaziantep ve Kayseri'de
düzenlenen etkinlikler
kapsamında 'Gizli tatlar'
adîı ödüllü bir yemek
yanşması
gerçekJeştirilecek.
• MARS BARCOD
SİSTEMLERİ
distibütörlüğünü yapoğı
Citizen Barkod
yazKuaruıın CLP 6401
modeiini piyasaya sürdü.
Yeni ürünle basılan
barkodlar okuma
kolaytığı sağhyor.
• KOLEKSİYON
Ofıstek 2000 Fuan'nda
ürünlerini sergiledi.
Firma standında Calisto,
Satie, Nuve, Polo ürün
gruplan, Kuda ofıs ve
Dama yönetici
mobilyalan yeraldı.
• FtLtZGIDA
çalışanlannın katinmıyla
'Paylaşılan vizyon
toplanösı' düzenledL Bohı
Abant Palas Oteu'nde
düzenlenen toplannya
360 kişilik firma
çalışanlannın tamamı
kaüldı.
•ALGİDA Max
çubuklanndaki Ingilizce
ve Türkçe kelimeler
çocuklan tngilizce'yle
tanıştınyor. 10 Nisan - 15
Mayıs tarihleri arasında
çubuklarda bedava
Max'ler de bulunuyor.
Fiyatların 30 dolara kadaryükselmesine karşın 1970'lerdeki kriz tekrarlanmadı
Dünya, petrol şokuna aşûandıANKARA(ANKA)- 1970'li
yıllarda dünya ekonomilerinde
durgunluğa yol açan petrol şok-
lannın, bu kez bir küresel kri-
ze yol açmadığı, aksine dünya
ekonomisinin durgunluktan çı-
kıp canlanma belirtileri göster-
mesine neden olduğu bildirildi.
Yaşanan petrol şokunun ön-
cekiler kadar etkili olmamasın-
da, petrol fiyatlanndaki artışın
pompa fiyatlanna aynen yansı-
tılmaması, gelişmiş ülkelerin
petrole daha az bağımlı hale
URETIMARTIŞI
Fîyatlar
beklentiyle
geriledi
Ekonomi Servisi - Petrol
thraç Eden Ülkeler
Örgütü'nün (OPEC) geçen
aym sonunda günlük
toplam ham petrol
üretimini yüzde 6.3
oranında (1 milyon 450 bin
varil) yükselrmeyi
kararlaştırmasıyla petrol
fiyatlan 25 dolann altında
seyretmeye başladı.
Ancak kimi uzmanlar,
"OPEC'inllüyesinden
dokuzunun ham petrol
üretim arüşını kabul edip,
tran'ın buna
yanaşmamasuuiL, son 12
ayda üçe katlanan ham
petrol fiyatlannın
düşürülmesine
yetmeyeceğT görüşündeler.
Tekrar görüşfllecek
OPEC üretimini
arttıracağına yönelik
beklentiler fıyatlarda
düşüşe neden oluyor.
Kuzey Denizi Brent ham
petrol varil fiyatı geçen
cuma 23 dolar seviyesinde "
işlem gördü.
Bu arada, OPEC'in
Nijeryalı Genel Sekreteri
Rihvanu Lukman, petrol
piyasalannın gözden
geçirilmesi ve gerektiğinde
üretimin ayarlanması için
21 Haziran'da Viyana'da
olağanüstü toplantı
düzenleneceğini belirtti.
• Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın çalışmasında, petrol
fiyatlanndaki artışın yeni bir küresel kriz yaratmamasının
nedenleri arasında özellikle gelişmiş ülkelerde petrole olan
bağımlıhğın azalmış olması gösterildi. Bunun bir nedeni aşın
enerji tüketen ağır sanayilerin gelişmekte olan ülkelere kayması.
gelmeleri ve petrol ihraç eden
ülkelerin cari açıklan nedeniy-
le, petrol fiyatlanndaki yüksel-
meden kaynaklanan geliri itha-
lata harcamalannın rol oynadı-
ğı bildirildi.
Dış Ticaret Müsteşarhğı ta-
rafından ham petrol fiyatlann-
daki artışla ilgili olarak hazır-
lananbirdeğeriendirmede, 1998
Aralık ayında 10 dolann altın-
da seyreden ham petrol fiyat-
lannın, 1999yılındanbaşlaya-
rak 2000 yılı başına kadar 3
misline yakın artış göstermesi-
nin akıllara 1973 ve 1979 pet-
rol şoklanru getirdiği belirtildi.
Her iki şokun da enflasyonun
pek çok ülkede çift haneli ra-
kamlara çıkmasına ve global
düzeyde durgunluğa neden ol-
\
1970'lerde yaşanan kriz getişmiş ülkderi, petrole bağunhhklannı azaltmak için alternatiflere yöneltfi.
duğu hatırlatılan değerlendir-
mede, "Ancak, bu seferki pet-
rolşoku nyatiardaönemli birar-
nş yaratmadığı gibi global dü-
zeyde bir durgunluğa da neden
ounanuşür. Tam aksine, dünya
ekonomisi bir durgunluktan
çıkmış ve canlanma belirtileri
artmaya başJamışar" denildi.
Pompalara yansımadı
Çalışmada, 1970'li yıllardan
farklı olarak, günümüzde pek
çok ülkede ham petrol fiyatla-
nnın benzin fiyatlannın küçük
bir kısmıru oluşturduğuna dik-
kat çekildi. Avrupa'da vergile-
rin, perakende fiyatın yüzde
80'ine kadar çıkttgı, dolayısıy-
la ham petrol fiyatlanndaki ar-
tışın pompa fiyatlanna aynı
oranda yansımadığı vurgulan-
dı. Ham petrol fiyatlanndaki ar-
tışın global ekonomiyi beklen-
diği kadar etkilememesinin ne-
denlerinden biri de gelişmiş
ekonomilerin artık petrole da-
ha az bağımlı olması olarak sı-
ralandı.
Enerji tasarrufu, diğer yakıt-
lara yönelim, aşın enerji tüke-
ten ağır sanayilerin gelişmek-
te olan ülkelere kayması gibi ol-
gulann gelişmiş ülkelerdeki
petrol tüketimini göreceli ola-
rak azalttığı belirtilen çalışma-
da, "Gelişmiş ekonomiler,
GSYİrTnin her bir dolan için
1973 yıhnda tükettikleri petro-
lün şimdi sadeceyansuu tüket-
mektedir" denildi.
Petrole bağrnıhhk azaldı
Batılı ekonomilerin üretim
sektöründen servis sektörüne
doğru kaydığı, bunun sonucun-
da petrol tüketen üreticilerin
ABD ekonomisi içinde 1977'de
yüzde 22 olan oranının, yirmi
yıl sonra yüzde 17'ye geriledi-
ği, ABD'nin 1981 yılında
GSYlH'sinin yüzde 8.5'ine
denk gelen petrol harcamala-
nnın şimdiki payının yüzde 3 'e
gerilediği belirtildi. Otomobil-
lerin 1973 yılına göre daha az
benzin tükettiği hatırlatılan de-
ğerlendirmede petrol şokunun
dûnyayı eskisi gibi etkilememe-
sinin bir diğer nedeni de şöy-
le ifade edildi:
"1973 yüında ABD'de elekt-
riğin yüzde 17'si 560 miryon va-
ril petrol tüketilerek sağlanır-
ken, bugün kömür, nükleer
enerji ve doğal gazm devreye
girmesiyle petrol ile üretilen
elektriğin payı yüzde 3.2'ye
gerilemiş ve tüketimi de 178
miryon varfle düşmüştür."
DÜNYA EKONOMİStNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLUlOM)^ ergin@ergin.demon.co.uk
ABD'de "Yeni Ekonomi'nin nabzını öJ-
çen teknoloji hisseleri borsa endeksi Nas-
daq'ın nisan ayında sergilediği sert ge-
rilemeyle olağanüstü dalgalanmalar, bu
yıl başında tekrar gündeme gelen reses-
yon beklentilerini güçlendirdi. ABD'de
yaşanacak sert birresesyonun,dünya eko-
nomisinde, özellikle de Asya'da sert ve
olumsuz bir seri etki yaratması kaçınılmaz.
Son IMF raporunun saptadığı gibi dün-
ya ekonomisinde bir süredir gözlenen
büyümenin hemen her bölgeyi etkisi al-
tına alarak senkronik (eş zamanlı) bir
özellik kazanmaya başlaması ise çok teh-
likeli bir döneme girildiğini gösteriyor.
Bu kötümser senaryolar gerçekleştiği
takdirde gelecekte, tarihçiler bu Nisan'ı
son yıllann en zalim ayı olarak hatıriaya-
bilir. Bilirsiniz, T.S. Eliot'un geçen küre-
selleşme döneminin kriz ve savaşlaıia
attüst olan uluslararası siyasi coğrafya-
sını yansıtan "Çorak Ülke" şiiri de "Ni-
san en zalim aydır" diyerek başlar.
ABD'de resesyon olasılığı
ABD ekonomisinin rekor uzunlukta bir
toparlanma döneminin sonuna kaçmılmaz
olarak yaklaşmakta olduğu her hatıriatıl-
dığında, "Yen/E/conorrw" teorisininsavu-
nuculan, teknolojik devrim ve Internet'in
katkılanna atıfla yepyeni bir dönemin,
böytece de ekonominin yasalannda önem-
li bir değışmenın başlamış olduğunu ile-
ri sürüyorlardı. Nasdaq rekordan rekora
koşarken bu iddialara direnmek olduk-
ça zordu. Ama analistler, yaklaşmakta
olan bir resesyonun ilk işaretlerini 2000
yılının Şubat ayında saptamaya başladı-
lar (Staratfor, 14/02). Once kısa dönem-
li hazine kâğıtlannın getiri eğrisinin eğili-
mi artıdan eksiye geçmeye başladı. Bu,
önümüzdeki dönemde hissedilmeye baş-
layacak olan birsermaye kıtlığının ilk işa-
retlerini veriyordu. Bir diğer gösterge de
bu köşede daha önce de değindiğimiz
gibi, sanayi şirketlerinin hisse senetleri-
nin endeksi Dow Jones ile Nasdaq'ın ha-
reketleri bırbirinden kopmaya, dalgalan-
malann şiddetlenmeye başlamış olmasıy-
dı. Yine bu dönemde uluslararası piya-
salarda petrol dahil temel mallann fiyat-
lan; üretim maliyetleri üzerinde bir bas-
kı, borsa dışında alternatif bir yatınm ala-
nı oluşturacak şekilde yükselmeye, eko-
nomide enflasyonist baskılan güçlendir-
meye başladı. Morgan Stanley Dean Wit-
ter baş ekonomisti Stepnan Roach'in işa-
lUisan Zalim Bir Ay
r
mı Olacak?
ret ettiği gibi ABD ekonomisinde vasıflı
işçi kıtlığı oluşmaya başiıyor, cari açık re-
kor düzeyde artmaya devam ediyordu.
Bu baglamda, 19941en bu yana ABD'de
toplam ekonomik büyümenin yaklaşık
yüzde 25'ini sağladığı hesaplanan bor-
sanın performansı yaşamsal bir öneme
sahipti. Borsa'da kâğıt üstünde de olsa,
oluşan değer zenginlik etkisi yaratıyor,
tüketime dönüşüyor, yalnızca ABD'de
ekonomik büyümeyi desteklemekle kal-
mıyor, özellikle Asya krizinden sonra to
parlanmaya başlayan ekonomilerin ih-
racattanna güçlü birtalep oluşturuyordu.
ketici güvenine büyük bir darbe vurdu.
Ekonominin önemli bir öncü göstergesi
olan borsa endeksindeki bir sarsıntı, sert
düşüş, yukanda değindiğim diğer etken-
lerle, özellikte enflasyonist baskılardaki ar-
tış, FED'in faizlen arttırmaya devam et-
mesi olasılığıyla birlikte düşünüldüğün-
de, kimi gözlemcilere göre ABD ekono-
misinde III. Üç aylık dönemden başla-
mak üzere sert bir resesyon olasılığının
arttığına işaret ediyor. Bu resesyonun
şiddeti ise büyük ölçüde borsanın bun-
dan sonra göstereceği performansa, ABD
Nasdaç'ın yılbaşından bu yana seyri
Bu yüzden borsanın zenginlik yaratcı et-
kisini tersine çevirecek bir şekilde geri-
lemeye başlaması, yukandaki paragraf-
ta işaret ettiğim eğilimlerin de hızla eği-
lim olmaktan çıkıp dünya ekonomisini
tehdit eder bir şekilde gerçekleşmeye
başlamasına yol açabılecekti.
Evvelki hafta, ABD borsalannda, tü-
ketici fiyat endeksindeki ani bir atşın te-
tiklediği çöküş sırasında 2 trilyon dolar
servetyokoldu. Daha da önemlisi, Nas-
daq'ta gözlenen yüzde 25'lik düşüş, bir
sonraki hafta iki günde toplam yüzde
10'luk bir toplarianmayla (haftayı, son
gün yüzde 1.7'lik bir düşüşle kapaması-
na rağmen) kısmen tersine çevrilmiş ol-
sa bile, bir süredir zayrflamakta olan tü-
dış açığını finanse eden sermaye hare-
ketlerinin yön ya da fiyat değiştirip de-
ğistirmemesine bağlı olacak.
Uluslararası etkiler
Far Eastern Economic Review'un
bir yorumuna göre (27/04/2000 tarihli sa-
yı) ABD borsalannın yön değiştirmekte ol-
duğunu gösteren gelişmeler Asya'daki ih-
racata dayalı ekonomik toparlanmayı ve
tüketici talebini tehdit ediyor. Toplam ih-
racatının yüzde 36'sını ABD'ye gönderen
Asya ekonomileri, borsadaki gerilemeye
bağlı olarak ABD tüketicisinde ve sana-
yi sektöründe yaşanacak bir talep daral-
masından kaçınılmaz olarak etkilenecek-
ler. Örneğın, hızla artan iş gücü nüfusu-
nun basnarn karşılayabilmek için yılhk yüz-
de 7-8 oranında bir büyümeyi gerçekleş-
tirmesi gereken Çin'de bir ihracat daral-
ması, toplumsal ve siyasi çalkantılara yol
açabilir. Bunatepki bir devalüasyon böl-
gede bir rekabetçi devalüasyonlar dalga-
sı yaratabilir, mali istikran hızla bozabilir,
ithalat fiyatlannın artmasıyla üretımi ve tü-
ketimi hızla daraltmaya başlayabilir. Söz
konusu koşullarda Endonezya ve Ma-
lezya'da da toplumsal istikrann bozul-
ması beklenebilir.
ABD'nin ithalat talebinin daralmasın-
dan olumsuz etkilenecek bir başka böl-
ge de Latin Amerika. Ancak, giderek
dolara bağlanan bu bölgenin, dolann za-
yıflamasına paralel olarak ihracat ola-
naklannı arttırabilmesi halinde, ABD'de-
ki talep daralmasının bölgedeki etkileri-
ni bir ölçüde karşılama şansı da var. Av-
rupa söz konusu otduğunda, bu bökje da-
ha çok kendi iç talebine bağlı; bir ABD
resesyonundan başlangıçta fazla etki-
lenmeyebiür. Ancak, daha kapsamlı bir çö-
zümleme için ABD'deki bir resesyonun
siyasi, örneğin seçim sonuçlan üzerinde-
ki etkisinin, Avrupa'ya yansıma biçimle-
rini de göz önüne almak gerekiyor.
ABD'de bir borsa gerilemesinin ardın-
dan gelişecek resesyonun iki tür siyasi
etkisi olması beklenebilir: Hızla büyüyen
dış ticaret açığı ve giderek sıkışan bir
emek piyasasında daha çok hissedilme-
ye başlanan vasıflı işçi kıtlığı. Dış ticaret
açığının, ABD'de korumacı, küreselleş-
me karşrtı eğilimleri, bu arada da Avru-
pa, Asya ve Japonya karşrtı tepkileri güç-
lendirmesi beklenebilir. Vasıflı işçi kıtlığı
ve emek piyasasındaki sıkışmalar sendi-
kalann gücünü arttırmaya devam eder-
ken işsizlik de yeniden tınmanmaya baş-
layacak. İşçi işveren ilişkileri sertleşirken
ABD'de son yıllarda kendini gösteren ye-
ni vasıflı emekçi ithal etme (diplomalı
göçmeni teşvik etme) eğilimine karşıt
eğilimler de güçlenecektir. Bu yüzden de
sınıf ve etnik çatışmalarda, solda ve aşı-
n sağda bir güçlenme beklenebilir.
Tüm bu gelişmelerin senkronik bir
dünya ekonomisinde yaşanacak olması
ise küresel düzeyde artan bir mali enteg-
rasyona da bağlı olarak, krizden kaçacak
yer kalmadığını düşündürüyor. Öyleyse,
rekabetin sıcak para hareketleriyle mali
istikrarsızlıklann, siyasi gerginliklerin ve
sıkışmalann da artmasını beklemek ge-
rekir. Zor bir döneme yaklaşıyoruz!
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Köy Enstttüleri
Bir Yaşam Biçimidir-2
Köy Enstitüleri, geçen hafta kısaca özetlendiği gi-
bi, bir yaşam biçimiydi. Yaşam biçimi yaygınlaştığı
ölçüde toplumsallaşır. Enstitü olgusunun da çok
önemli toplumsal boyutlan ve buradan günümüz için
çıkanlabilecek sonuçlan var. Kimilenne değinelim.
•••
Ekonomik ve toplumsal gelişme, yalnız ve ancak
bölgelerarası gelişmeyi yakınlaştınrsa olumlu so-
nuç verir. Tersine, bölgeler arasında gelişme açığı
büyürse, sonuçta toplumsal yapı sarsılır; aşın gelir
farklılıkian, gerginlikler giderek çatışmalara yol açar.
Köy Enstitüleriyle ekonomik ve toplumsal gelişme-
nin dengeli yürütülmesinin yolları açılıyordu. Köy
Enstitülerinin kurulduğu kasabaların yerlerini çogu
kişi bilmez; bu kuruluşlarVan'dan Edirne'ye, Kars'tan
Antalya'ya tüm Anadolu'ya yayılıyordu. Bu nokta
çok önemli. Çünkü bu düzenleme ile en ileri düzey-
de eğrtim veren kurumlann bölgeler arası den-
geli dagılımı sağlanmaktaydı. Bugün Türkiye, en iyi
okullannı ve üniversitelerini Istanburayığmanın olum-
suzluklarta dolu dengesizliğini yaşıyor.
• • •
Enstitüler, öğrencilerini yalnız köylü çocuklan ara-
sından alıyordu. Amaç, bunlann köyde öğretmen
olarak görevlendirilmesiydi. Enstitü çıkışlı öğretmen-
ler, köylerde görev yapacaklardı. Köy, dışardan, bi-
rilerinin zorlamasıyla değil, kendi içinden yetişenle-
rin yardımıyla gelişecekti. Köylü, ekonomik özgür-
lüğünü, en ileri teknikleri kullanarak ve daha çok ve
ileri nitelikli üretimle kazanacak; köyün dönüşümü;
köylülükten çiftçiliğe geçişin, yani pazar için üre-
time geçişin yolları açılacaktı. Buna izin verilmedı.
•••
Türkiye'nin tutucu güçleri, kırsal kesimin uyanışı-
nın önünü kestiler. Bunun yerine, ilkel birtanmsal üre-
tim yapısı; altı yaş üstü nüfusun içinde her on kişi-
den (her beş kadından) birinin, okuma yazma bil-
mediği bir toplumsal yapı yarattılar. Özgür biçimde
kişilik kazanmayı engellediler, yaratıcılığı yok ettiler.
Köy Enstitülerini yok edenler ve onlann ardılları, böl-
geler arasında gelişmişlik uçurumunu daha da bü-
yüttüler; dini siyasal çıkarlannın aracı yaptılar; eği-
timde, kaskatı; ezberci; çevresi de içi de sanlı be-
yinler, bağnaz kafalan egemen kıldılar, sonuçta bir-
birini boğazlayan kuşaklar verdiler; ölüm gönderdi-
ler.
• • •
Geçen hafta üç Ingilizce haftalık dergi, The Eco-
nomist, Newsweek ve Time, söz biriiği etmişçesi-
ne, bilimsel ve teknolojik ileriemeyi kapak konu-
su yapmışlardı. Her biri teknolojik ileriemenin bir bo-
yutunu aynntılı bir biçimde ele alıyordu. The Econo-
mist, bilgi üretiminin gelişmesini ve bilgisayar ara-
cılığryla bilgiye erişimini ele alıyor ve "Bilgi ekono-
misinin sahibikim" diye soruyordu; Newsweek in-
san bedeninin sıriannın çözümünde ulaşılan ola-
ğanüstü başanları ve insanın kopyalanması ya da
yaratılmasının olası sonuçlannt ırdeliyordu. Timeda
Gelecekte Marsta yaşayabilecek miyiz? sorusu-
nu, uzay araştırmalannın yeni bulgulan çerçevesin-
de tartışıyordu.
Dünyada bilim ve teknoloji her gün biraz daha
öne çıkıyor; Türkiye halkı da çok değil, yalnızca yir-
mi gün sonra ülke yönetiminin en tepesine çıkara-
cağı kişinin adını bilmiyordu. Oysa, bilgi toplu-
muna geçişin eşiğinde ve bilgiye dayalı üretim sü-
reçlerinin yoğunlaştığı günümüzde, Köy Enstitüsü dü-
şüncesinden çıkanlabilecek çok sayıda ders var.
Köy Enstitüleri düşüncesi, öncelikle, bilgi toplu-
muna geçişin temelini oluşturan insan gücüne ya-
tnm ilkesine dayanır. İnsan gücüne yatınmın et-
kin ve verimli olması için her şeyden önce, çocu-
ğun ve gencin beyninin özgür gelişmesi sağlan-
malıdır. Çocuğun ve gencin zihinsel gelişiminin
önündeki tüm engeller, -ekonomik, dinsel, toplum-
sal ve geleneksel- kaldınlmalıdır.
Bir başka deyişle eğitime parasal kaynak aynlma-
sı gerekîidir, ancak hiçbir biçimde yeterii değildir.
Oluşturulması gereken, çocuklann ve gençlerin gi-
zil yetenekterini açığa çıkaracak özgüriükçü eğitim
ortamıdır. Her konuya eleştirel yaklaşabilen; araştır-
macı, üretken ve toplumsal sorumluluğuyla bireysel
çıkannın uyumlu dengesini kurabilen özgür bireyle-
rin oluşu süreci bu işin özüdür.
Toplumun çıkaracağı ileri düzeyde bilim, sanat
ve kültür ve giderek spor insanlannın getirisi esas
olarak toplumsaldır. Uluslararası başan gösteren
bir spor ya da sanat insanımızın getirisi yalnız ken-
disi için ya da bireysel değildir; topluma aittir. Bu ne-
denle de toplumsal yapı, yetenekleri en üst düzey-
de geliştirici bir özellik taşımalıdır; bu alanı geliş-
tirmek toplumun birinci derecede sorumluluğu al-
tındadır. Bu durumda, eğitim ve öğretim esas ola-
rak kamusal olmalı; kamu eliyle yürütülmelidir. Bu
yaklaşım, eğitimde fırsat eşitliği ilkesini de içinde
taşır.
Köy Enstitüleri düşüncesi, bilgi çağı bireyinin
egitimine ışık tutacak bir nitelik taşımaktadır.
Önemli olan, bilimsel ve teknolojik gelişmeyi, tıpkı
Enstitülerin kuruluşu yıllannda yapıldığı gibi, bütün-
cül ve ulusal bir çerçevede ele almak ve düzenle-
mektir...
yakup@metu.edu.tr
Zeytin üreticisi
Ar-Ge desteği istedi
BALIKESİR (Cum-
huriyet) - Bahkesir'in
Altınoluk ilçesinde dü-
zenlenen "1. Uluslara-
rası Alünoluk (Antand-
ros) Zeytincflik Sempoz-
yumu"nun sonuç bildir-
gesi açıklandı.
Altınoluk Belediye
Başkanı lsmail Aynur
ve TARİŞ Genel
Müdürü tsmail
MuzafferEren'in
imzasıyla yayım-
lanan 32 maddelik bildir-
gede, zeytin ıslahına yö-
nelik araştırmalann des-
teklenmesi istenerek zey-
tin üretim alanlannın art-
nnlması amacıyla yasaya
işlerlik kazandınlması
gerektiği vurgulandı.
Dünya pazarlannda
artan talepler göz önün-
de bulundurularak orga-
nik ürün yetiştiriciliği-
nin desteklenmesinin bü-
yük önem taşıdığı anla-
tılan sonuç bildirgesin-
de, zeytin üreticilerinin
düşük olan refah
düzeyinin yük-
seltilmesinde et-
kili olabileceği
düşünülen AB
fiyat ve prim sis-
temlerine geçilmesi öne-
rildi. Üretici fîyatlany-
la tüketici fiyatlan ara-
sında giderek açılan ara-
lığın üretim artışının
önünde bir engel oluştur-
maya başladığına da işa-
ret edildi.