Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16NİSAN2000PAZAR
12 PAZAR KONUGU
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı uluslararası yardım uzmanı Kostas Gheorghiu ile deprem sonrasını konuştuk
'Umut yurttaşlar diplomasisinde'
Bırak da hiç
olmazsa
düşleyeyim'
- Üçüncü tarafların müdahalesi
olmadan sorunlanmızı
çözebileceğimizi mi
söylüyorsunuz?
- Evet. Pek çok şeyi bir arada
yapabileceğimizi kanıtladık.
Ortak kültürel etkinliklerimiz
oluyor. îşadamlanmız
ortaklıklar kurmak için bir araya
geliyor.
En önemlisi de nedir biliyor
musunuz? Fikir aynlıklan
olduğunu bile bile konuşmaktan
kaçınmamak. Karşımzdakinin
neler düşündüğûnü dinlemek,
anlamak... Ünlü Yunan ozan
Odysseus Elitis'in şu sözlerini
anımsatmak istiyorum:
"Bırak da hiç olmazsa
düşleyeyim.''
Düşlemem engellenirse neden
yaşayayım? Daha iyi bir gelecek
için hiç olmazsa düş
kurabilmeliyim. Küçûk
beklentiler için de düş
kurabilmeliyiz. Zaten sağlıklı
kurumlar bu küçük beklenti
düşlerinin gerçekleşmesiyle
oluşturulabilir. Ortaklaşa
bunlan düşleyebilmeliyiz.
Bunun kolay olmadığını
biliyonım. Bugün de karşıt
sesler duyuyoruz. Bunlan da
inkâr edemeyiz.
: Geçenlerde Ataşehir'de
**. V- AKUT'un bir eğitim merkezinin
açılışı vardı. Orada, kazada ölen
dağcı İskender Iğdır'ın
babasıyla karşılaştun. Eğitim
merkezine de îskender Iğdır'ın
adı verilmişti. Kim olduğumu
bilmeden bana, oğlunun
Atina'da Yunanistan
Cumhurbaşkanı Stefanopulos
tarafindan kabul edilmesinden
ne büyük mutluluk duyduğunu
anlattı. Bu yaşlı bey, bu sözlerie
iki ülke arasındaki dostluk
binasının temeline bir taş daha
eklemişti.
Oğlunun ölümünden büyük acı
duymasına karşın bu sözleri
söyleyebilmişti. Içime nasıl
dokunduğunu anlatamam...
Böyle bir yaklaşımı beklediğimi
söyleyemem. Çok şaşırmıştım.
Daha sonra kendimi bu yaşlı
beye tanıttım ve ona başsağlığı
diledim. Bana "Öbür taraftan
(Yunanistan) birisinin burada
olduğunu bilmi\Tordum" sözleri
beni mutlu etti. Çok içtenlikle
söylenmiş sözlerdi, kibarlık
etme çabasıyla ilgisi yoktu.
însani yaklaşımlar çok önemli
benim için. O nedenle bu alanda
çalışıyorum. Acının rengi,
bayrağı, milli marşı, cinsiyeti ya
da dini yoktur. O nedenle
insanlann acılannı biraz olsun
dindirmekte ortaklaşa çaba
harcayabiliriz. Büyük
mekanizmalan işletebiliriz,
demiyorum. ama küçük
ekiplerle bunu başarabiliriz.
LEYLA TAVŞANOGLUTürkiye ve Yunanistan 'da meydana gelen depremler iki ülke arasındaki havayı birden yumuşattı. Özellikle ağustos
depreminde Yunan yardım ekiplerinin bizim depremzedelerin imdadına hemen koşmalan, bu "deprem diplomasisi "nin gelişmesine büyük katkı sağladı.
Yunanistan 'ın Türkiye 'ye gönderdiği ekibin başında, Dışişleri Bakanlığı 'ndan uluslararası yardım uzmanı Kostas Gheorghiu vardı. Gheorghiu yaklaşık
sekiz aydır Türkiye de. Zamanımn hemen hemen tamamını deprem bölgelerinde geçiriyor. Derince 'de 155 prefabrike konutluk Yunan Mahallesi 'nin
bitirilmesine uğraşıyor. Gheorghiu 'yla, Yunanistan 'ın
Türkiye 'ye depremler sırasında yaptığı ve yapmaya
PORTREA<OSTAS GHEORGHİU
Yunan Dışişleri Bakanlığı'mn Türk
depremzedelerine insani yardım koordinasyon
görevlisL Derince'de 155 prefabrike konutluk
Yunan Mahallesi'nin yapımına nezaret ediyor.
BM veAB 'de uzun yıllar insani yardım
programlannda çalıştu BM için dörtbuçukyü
Afrika 'da, AB için iki buçuk yıl Afganistan 'da ve
iki buçuk yıl Gürcistan 'da, son olarak da
AGtTiçin Kosova 'da görevyaptu Ağustos depremi
olunca da Türkiye'yegeldl
devam ettiği yardımları konuştuk. Kostas Gheorghiu
bize, Türkiye ve Yunanistan 'ın ortak yardım ekipleri
kurarak dünyanın ihtiyaç duyulan bölgelerine yardım
ulaştırabileceğini, üstelik bu çalışmaların bütün dünyaya
örnek olabileceğini söyledi. Gheorghiu, tamamıyla
insani amaçlı çalışmaların günün birinde rakip ya da
düşman bellenen taraflan bir araya getirip
yakınlaştırabileceği görüşünü de savundu. Gheorghiu
"Yurttaşlar diplomasisiyle iki ülke pek çok sorunun
üstesinden gelebilir " dedi. Umarız öyle olur. Hele de
Yunanistan 'da, Türkiye 'yle bu yakınlaşma diplomasisini
geliştiren Başbakan Simitis 'in PASOKpartisinin son
seçimlerde yeniden tek başına iktidara gelmesi bu
umutları arttırıyor. Gelişmeleri bekleyip göreceğiz.
- Deprem bölgesinde çalışmalara nasıl başladınız? Türki-
ye'ye geldiğinizde ilk izlenimleriniz nelerdi?
- Bakın, tam bır yıl önce Türkiye ve Yunanistan OcaJan kri-
zini yaşamıştı. Hemen bunun ardından da S-300 fiizeleri krizi
geldi. Derken, haziranda Sayın Cem ve Sayın Papandreu New
York'ta bir araya gelip merhabalaştılar. Bu, iki ülke arasındaki
havayı yumuşattı.
Sonra, hepimizin bildiği o deprem felakeri oldu. Deprem fe-
laketinden tam 14 saat sonra üç Yunan asken uçağı Atatürk Ha-
vaalanı'nın sivil bölümüne indi. Bu, her iki ülke ve her iki top-
lum için de garip bır durumdu. Atatürk Havaalanı'ndakı Türk
askerlerin, Yunan askeri uçaklannı görünce yüzlerinin aldığı ifa-
deyi unutamam. Ne yapacaklannı şaşırmışlardı. Uçaklan boşalt-
malı mı, bize yardım etmeli mi yoksa etmemeli mi, kararsızlı-
ğı içindeydiler. Düşünebiliyor musunuz. Bir numaralı tehlike-
nin uçaklan Atatürk Havaalanı'na inmişti. Çok garip bir durum-
du. İki taraf da ilk adımı atmaktan çekiniyordu. Bu da çok an-
laşılabiür bir şey. Çünkü her iki ülke insani da aşın derecede gu-
rurludur. ilk birkaç gün getırdığımız yardım malzemelen paket-
lerinin üzerine Yunan bayraklannı koymaya çekindik. Bunu gö-
rünce fırlatıp atacaklanndan korkuyorduk. Derken bir şeyler
değişmeye başladı. Arada bir anlayış sağlanmıştı. Şimdi, bura-
da yaklaşık sekiz aydır görev yapıyorum. Ve o kadar önemli de-
ğişiklikler olduğunu söyleyebilirim ki, bunlar sözcüklerle anla-
tılamaz. Yunanistan'ın deprem yardımı 16 milyon dolan buldu.
Bugün Beyoğlu'na çıkıp yüksek sesle Yunanca konuştuğum
zaman, Türkler yaklaşıp "Sen neretisin?"
diye soruyorlar. "Ben Yunan vatandas-
ynn" diye yanıtladığımda da "Ah, Yunan
mı? Biz sizi çok severiz" diyorlar.
Keytf verlyoı-
- Yalmz, dikkatinizi çekmek istediğim
bir nokta var. Türkiye'de sade vatanda-
şın Yunan halkıyla hiçbir zaman bir so-
runu olmamıştır...
- Sade vatandaş bugün televizyon sey-
rediyor, gazete okuyor. Ama her iki ülke-
de gazete okuyan sayısı televizyon seyre-
denden daha az. Şimdi burada sizinle
oturmuş konuşurken ben büyük keyif alı-
yorum. Sanınm "keyiP sözcüğü de bizim
yöre insanlannm anlayabileceği bır söz-
cük. Sizinle her türlü konuyu konuşmak,
futbolla ilgili tartışmalar yapmak, belki
Galatasaray için kavga etmek bana keyif
veriyor.
- Yoksa siz Galatasarayh mısınız?
- Zaman zaman Fenerbahçe'nin oyunu-
na da hayran kahnıyor değilim. Ama za-
man zaman beni düş kınklığına uğratı-
yor. Her neyse... Burada anlatmak istedi-
ğim, biz Yunanlılar ve Türkler oturmuş
çene çalarken, futbol, siyaset ya da başka konularda tartışırken
keyif alınz. Kavga etmekten bile keyif duyanz. Çünkü duygu-
lanmız inişli çıkışlıdır. Birden saman alevi gibi parlar, sonra ani-
den söneriz. Bir çok iyi dostuzdur, bir can düşmanı... Bir Türk-
le arkadaşlık, bir Ingıliz, Iskandinavyalı ya da Almanla arkadaş-
lığa benzemez. Alışkanlıklanmız, geleneklerimiz, görenekleri-
miz birbirine o kadar benziyor ki.
Ömeğin, Kuzey Avrupalılar, akşam erken bir saatte televiz-
yon seyrettikten sonra yatmaya çekilirken biz Türkler ve Yunan-
hlar, "ŞimdJneyapahm?" diye dövüşmeye başlanz. Büyük ola-
sdıkla da bir çilingir sofrasının başında, "Bu Türkiye'nin-" ya
da "Bu Yunanistan'ın haü ne olacak?" diye tartışınz.
insani temaslar çok önemli. Hele şu son birkaç ay bizlere çok
önemli bir gerçeği gösterdi. Ilişkilerimiz düzelirken birlikte ça-
lışabileceğimizi gördük. Şu son birkaç ay hem siyasette, hem
de iş âleminde pek çok şey başarabileceğimizi anladık. Kosova
sorununda Türkler ve Yunanlılar birlikte çalışabiliriz. Bakın,
bombalama olayından önce 50 bin Türk hapisteydi. Şimdiyse
uluslararası toplumun verdiği rakamlara göre bu sayı 30 bine
düşmüş. Biz Türkler ve Yunanlılar bu 30 bin kişiye birlikte yar-
dım edebiliriz. Kosova'daki Türk azınlığı, MOoseviç'in on yü-
lık iktidannda çok kötü bir durumdaydı. Ama son yedi aydu" da
kötü durumda. Çünkü UÇK onlan, çarpışmalar sırasında yar-
dımcı olmamakla suçluyor.
Vladinıir Putin Rusya Cumhurbaşkanı seçildi. Yakında Çe-
çenistan, Grozni dış dünyaya açılacak Oraya Türk - Yunan or-
tak insani yardım ekibi olarak gidebiliriz. Bu şekilde Türkiye
ve Yunanistan olarak bütün dünyaya örnek olabilırz.
Ortak yardım ekibl
- Daha önce, depremler sırasında AKUT ve Yunan kurtar-
ma ekibi EMAK bu tür ortak çalışmalaryapmadı mı?
- Tabii ki yaptı. Bu çalışmalar sürekli kılınabilir. Türkiye'de-
ki ilk, sonra Atina ve ardından Düzce depremleri bize pek çok
alanda ortak çalışmalar yapabileceğimizi somut biçimde kanıt-
ladı. Şimdi, ortak yardım ekibini kurmanın zamanı geldi, gibi-
me geliyor. Bu sadece yardım değil, doğal afetleri önleme eki-
bi de olmah. Bunu başardığımız anda da yeni bir çağın başlan-
gıcına önayak olacağız. Dünün rakipleri, daha sonra ellerinde
ülkelerinin bayraklanyla yıkık konutlar, fabrikalar, işyerleri üze-
rinde enkaz kaldınp insanlan canlı olarak kurtarmak için gece-
lerini gündüzlerine kattılar.
- Bu tür ortak yardım çaltşmalan için Türk ve Yunan tarafi
arasında bir kırmızt telefon hattı kurulabilir mi?
- Şöyle bir sorun var. Bizim yardım ekibi EMAK devlete bağ-
lı. Deprem oldugunda biz BM'ye başvurduk ve birkaç hafta için-
de organize olabileceğimizi söyledik. Ama sonradan gördük ki
Yunan tarafinda bu işi yapmak Türk tarafındakinden daha güç.
Çünkü, dediğim gibi EMAK bir devlet kuruluşu. Üstelik çok
çeşitli bakanlıklara bağlı. Düşünün. Önce bizim koordinasyo-
nu sağlamamız için bürokratik engelleri aşmamız gerekiyor. A-
ma çahşmalarımıza devam ediyoruz. Öncelikle ortak bir insa-
ni yardım çalışması için kaç ekibe ihtiyacımız olduğunun hesa-
bını yapıyoruz. Bütün zorluk, demin de söyledigim gibi E-
MAK'ın devlet kuruluşu olmasmda. Diyelim ki bir ekibi oluş-
turduk. Ama bir doğal afet olduğu zaman bu ekipteki insanlar
başka bir yerde görevli. O zaman yedekte başka bir ekip tutmak
zorundayız ki hemen harekete geçebilelim.
'Yurttaşlar diplomasisi'
- Diyelim ki bu sorunlann üstesinden gelindi. Sizce bu ortak
yardım ekibi için gerekli olan parasalfon nasıl karşüanacak?
- Hangi ülkenin ne kadar ya da hangi bakanlığın ne kadar pa-
ra ayırabileceği de düşünülmeli. Şimdiki halde bu konu üzerin-
de düşünüyoruz, çalışmalarımız sürüyor. Ama demin de söyle-
digim gibi Kosova, Çeçenistan gerçekleri var. Uluslararası top-
lum önümüzdeki haftalarda Çeçenistan'a insani yardım ulaştır-
mak için kollan sıvayacak. Belki yakında Irak'a bu tür yardım-
lar gerekecek. Felaketler gözlerimizin önünde oluyor. 1999'da
dünyada çok önemli beş deprem oldu. Ikisi Türkiye, biri Yuna-
nistan, biri Çin, birisi de Tayvan'daydı. Derken, ocak ayı başın-
da ABD'de "tsunami" ya da dev dalgalar felaketi oldu. Şubat-
ta Mozambik'te sellerin ne kadar can aldığını biliyoruz. Bu tür
felaketlere hazırhklı olmalı, birlikte harekete geçebilme bece-
risine sahip olabibneliyiz. Ben sadece deprem felaketlerinden
söz etmiyorum. Romanya'da bir nehirde çevre felaketi yaşandı.
1986'da Çemobil felaketini hâlâ unutmadık. Bulgaristandaki
nükleer santral her an bir sorun yaratabilir. Türkiye'nin sınırın-
da bulunan Ermenistan'daki nükleer santral var...
Ne yazık ki bu doğal afetlerin ne zaman olacağını hâlâ kesti-
rebilme şansına sahip değilız. Yine de bir doğal afet olduğun-
da derhal yardıma koşabilmek için hazırlıklı olabilmeliyiz.
Ama dediğim gibi, Yunanistan'da bürokrasiyi aşma sorunla-
rımız var. O nedenle de ben alternatif çözüm anyorum. Biliyor-
sunuz, şimdilerde moda bir deyim var. "Deprem diplomasisi''
diyoruz. Ama artık yeni bir adım attık ve "deprem diplomasi-
a"nden "yurttaşlar diplomasisi"ne geçtik. Artık pek çok sivil
toplum kuruluşu çeşitli alanlarda etkinlik yapıyor, iki ülke yö-
neticüerini bir yerlere doğru zorlamaya çalışıyorlar. Zaten "yurt-
taş dipk)masisi"nın de amacı budur. Yeni girdiğimiz bu çağda
sivil toplum kuruluşlan çok önemli roller oynayabilirler. Bir hü-
lcümetin uğraşacağı çok önemli konular
vardır. O nedenle de bu bölgede yaşayan in-
sanlar, yurttaş olmanın bilincine vararak
neden kendilerine düşen görevleri yerine
getirmesinler? Evlerimizde, televizyon ba-
şında neler olup bittiğini seyretmek yerine
neden harekete geçmeyelim?
Ara bölge kaldırılacaic
-Sizce,yaratdan bu olumlu ortam ikiül-
ke arasında sürdürülebilirbiryakınlaşma
ve uzlaşma sağlanmasınayeterli mi?
- Kesinlikle evet. Geçmişin üretimi fikir-
ler ve davranışlar artık bugün geçerli değil.
Yeni fikirler, yeni düşünceler yaratmalıyız.
Artık bugünkü dünyada, eskinin çeşitli du-
varlan yok. Bakın, yakında Kıbns'taki ara
bölge de kaldınlacak ve Türkiye'yle Yuna-
nistan arasında Kıbns sorunu diye bir şey
de kalmayacak. Bizler, sorunlanmızı çöz-
mek için artık daha farkh yollar bulmalı-
yız. Üstelik de sorunlanmızı, arada arabu-
Iucular olmadan, kendi başımıza çözebile-
ceğimizi düşünüyorum.
- Türkiye 'de çalışmakta olduğunuz dep-
rem bölgesinde son günlerde ne gibi so-
runlargözlüyorsunuz?
- Şimdiki halde öğrencilerin önemli sorunlan var. Enkaz ar-
tık hemen hemen kaldınldı. Ama küçüklerin içindeki enkazı kal-
dmnak çok zor. Bunun izlerini o küçüklerin gözlerinden, anı-
lanndan nasıl sileceksiniz? Uzmanlar bu küçüklerin anılanndan
o acı dolu anlan silmenin çok zor olduğunu söylüyorlar. Ulus-
lararası toplum bütün deprem bölgelerinde daha fazla yardım
ekiplerine gereksinim duyuyor. Örneğin sadece Yalova değil, Ya-
lova çevresüıe yeterli yardırn götürülebilmeli. Aynı şey Gölcük
ve Çınarcık çevresi için de yapılabilmeli. Yalova'nın bir köyün-
deki bir aile, çocuğunu 20 km. uzaklıktaki Yalova merkezinde-
ki hastaneye taşımak zorunda obnamalı. Hastane burnunun di-
binde olabümeli.
Depremin meydana geldiği her noktada yardım ekiplerimiz
olmalı, diye düşünüyorum. Daha sonra yardım gereksinen baş-
ka yörelere de bu ekıpler gidebilmeli ve insanlann yaşamlannı
kolaylaştırabilmeli. Bunu toplumlanmızm koşullannı, yaşam
standartlannı geliştirmek için yapabilmeliyiz. Elimizdeki para-
lan silahlara, başka bir ülkenin aleyhine olacak askeri yığınak-
lara harcamak yerine insanlara yardıma harcayabiliriz. Bu pa-
ralar hastanelerin yapımlanna, çocuklann daha iyi eğitim ahna-
lanna yatınlmalı.
ANKARA 4. İŞ MAHKEMESİ
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1999,1884/ 1999/2163
Davah: Tahsin Erdoğan Kamil Ocak Mah. Emet Sok.
27/14 Keçıören; Ankara Davacı SSK Genel Müdürlûğü
tarafından davahlar Opal Giyim San. ve Tic. AŞ ve
aleyhinize açılan rücuan alacak davasının yapılan açık
duruşması sırasında: Ara karan gereğince, davalılardan
Tahsin Erdoğan'ın Kamil Ocak Mah. Emet Sok. 27/14
Keçıören/Ankara adresine çıkarülan tebligatın tebliğ
edılemediği bila tebliğ iade edildiği, C. Savcıhğı'nca da
adresinin tespit edilemediği anlaşıldığından adı geçen
davalıya ilanen davetiye tebliğine karar verilmiştir.
Karar gereği adı geçen davahnın dava ile ilgili delil-
lerini duruşma günü olan 17.5.2000 günü saat 10.30'da
duruşmaya gelerek bildınnesi, celbe gereken deliller
için masraf \ererek yazı yazdırması, belh' gün ve saatte
dunışmaya gelmedığı ve delillerini bildirmediği takdir-
de yokluğunda duruşma icrasıyla yokluğunda yapılan
işlemlere itiraz hakkının bulunmadığı hususu ilanen
tebliğ olunur. 7.4.2000 Basın: 18930
Nüfus cüzdanımı kaybettim hükümsüzdür.
SELDA AŞIK
EMtRDAĞ ASIİYE (İŞ) HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1996/292 / Karar No: 2000/95
Davacı SSK Genel Md.lüğü vekili tarafından, davalı-
lar Ezel Inşaat ve Tic. AŞ Hüseyin Demiray ve Salih
Sert aleyhlerine açılan tazminat davasmda; Davanın kıs-
men kabulü ile 27.370.335.- TL'nin gelir bağlama onay
tarihi itibanyla davah Ezel lnşaat AŞ'den kanuni faizi
ile yine tüm davalılardan 108.738.072.- TL'nin gelir
bağlama tarihi olan 15.6.1996 tarihinden itibaren işle-
yecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve
müteselsilen tahsili ile davacı kuruma verilmesine karar
verilmiştir. Davahlar Saitpaşa Cad. No: 9/1 Konya ad-
reslerinde bulunamamışlar, kendilerine duruşma günü
ve dava dilekçesi içeriği ilanen tebliğ edikniş, belırtılen
adreslerde davalılann adresleri tespit edilemediğınden,
karar özeti ilanen tebliğine karar verilmiş olup, davahla-
nn işbu ilanın yayımlandığı tarihten itibaren 15. günü
karann kendilerine tebliğ edilmiş sayılacağı, süresinde
temyız edümediği takdirde karann kesinleşeceği adı ge-
çen davalılara teblıgat yerine kaim olmak üzere ilan olu-
nur. Basın: 18605
FETHİYE 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1999/271
Davacı Türk Ticaret Bankası AŞ vekili Av. Mustafa
Yörük tarafından davalı Net Otomotiv Sanayi ve Ticaret
Ltd. Şti. ve Ahmet Selçuk Tekimrk aleyhine açılan itira-
zın ıptali davasının duruşmadaki ara karan gereğince,
Davacı vekili, müvekkilinin alacağından dolayı dava-
hlar aleyhine icra takibine giriştiklerini. davalılann bor-
ca itiraz ettiklenni, itirazın ıptali ile ınkâr tazminatına
hükmedihnelerini talep etmiş, davalı şiıketin Tercüman
Bloklan A.l D.5 oda 2 Cevızlibağ Topkapı Istanbul ad-
resıne tebligat yapılamamış, zabıta araştırmasında da
adresi tespit edüememiştir. Adı geçenin duruşma günü
olan 30.5.2000 günü saat 10.00'da mahkememiz duruş-
ma salonunda hazır bulunması veya kendisini bir vekil-
le temsil ettırmesi, gehnediği takcürde duruşmanın yok-
luğunda devam edeceği tebhgat yerine geçmek üzere
ilan olunur. Basın: 18811
Öğrenci pasomu kaybettim hükümsüzdür.
YAStN ALBAYRAK
NİĞDE İCRA DAİRESİ'NDEN
MENKULÜN AÇIK AKTTIRMA İLANI
DosyaNo: 1999/94 Tal.
Bir borçtan dolayı rehinh ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çı-
kanlmıştır. Birinci arttırma 8.5.2000 günü saat 09.15-O9.3O'da Terminal Cad. No: 3 Re-
no Bayii Niğde'de yapılacak ve o günü kıymetlerinin yüzde 75'ine istekli bulunmadığı
takdirde 9.5.2000 günü aynı yer ve saatte 2. arttırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki art-
tırma bedeünin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde kırkını buhnasının ve satış iste-
yenin alacağına riiçhanı olan alacaklının toplamından fazla olmasının ve bundan başka
paraya çevirme ve paylann paylaştınna masraflannı geçmesinin şart olduğu, mahcuzun
satış bedeli üzerinden yüzde .... oranında KDV'nin ahcıya aıt olacağı ve satış şartname-
sinin icra dosyasında gorülebileceği, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğı-
nin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukanda yazılı dosya nu-
marasıyla dairemize başvurmalan ilan olunur.
Ihaleye katılacaklardan %20 teminat alınacaktır. 6.4.2000
Mnhammen Cinsi (Mahiyeti ve
kıymeti lira Adedi önemli nitelikleri)
7.000.000.000-TL 51 DA 751 plaka nolu gramt grirenkü,Renault Laguna
RXE2.05matkal998model
hususı otomobd. Basın: 18774
Bağ-Kur sağlık karnemi kaybettim hükümsüzdür. MÜNÜSE ORUÇ