26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 NİSAN 2000 CUMARTESİ DlZtYAZI Şeriata ı sos SOL,GELECEGI TAMIflYOR ORAL ÇAUŞLAR BARIŞDOSTER -7- ERTUĞRUL GÜNAY (CHP Parti Meclisi Üyesi, Eski Genel Sefcreter) 1 - Türkiye için AB üyeliği doğru bir tercihtir. Ancak, tarihi çeyrek yüzyjlı aşan bu tercih doğrultusunda Türkiye, gerekli adımlan yeterince atamamış, zamanı kötü kullanmıştır. Şimdi bu yolda karşımızda bulunan engeller, sadece insan haklan sorununda evrensel ölçütlere uyum sağlama ve bazı dış politika anlaşmazlıklarını çözümleme beklentılerinden ibaret değildir. Türkiye'nin, yakın gelecekte Avrupa'nın en kalabalık ülkesi olmasına yol açacak olan nüfiısu, bu genç nüfiısun eğitira ve işsizlik dûzeyi ve gelir dağılımının adaletsizliği, AB önünde yann karşımıza çıkabilecek olan asıl engellerdir ve Türkiye siyaseti, bu sonınlar üzerinde bugünden düşünmek zorundadır. Kürt sorununa çoûulcu demokrasl çöziimu... 2- Demokratik yönetimin temeli "çoğunluk iktidan" değil, "çoğufculuktur". Türkiye, demokrasinin bu temel kuralını yeterince kavrayıp benimseyememiştir. 0 nedenle, etnik duyarlıklara hep potansiyel bir '^rkçıhk" yahut "terör" kaynağı gözüyle bakılmıştır. özellikle ara rejim uygulamalan ve devamındaki olağandışı hukuk rejimleri, bu bakışın etkisiyle sorunu içinden çıkılmaz hale getirmiştir. Oysa farklı etnik kökenlerden yurttaşlanmızın varlığı küitürel bir zengınliktır. Bu kültürel çoğulculuğu içselleştiren bir yönetün anlayışıyia Türkiye'nin ekonomik ve demokratik alanlarda kendini geliştirmesi, sorunun çözümünde temel koşuldur. 3- Türkiye'de çağdaş yaşamın getirilerinden yeterince yararlanamayan çevreler için "din", hep bir tepki sığınağı, giderek silahı olmuştur. Ancak bu tepki, 9O'lı yıllann başına kadar marjinal sınırlan aşamamışür. 90'larda merkezi temsil eden (sol/sağ) siyasal akımlann oluşturduğu ortak iktidar döneminde, toplumun umutlanru karartan başansızlık, bu marjinal akımlara kitlesellik kazandırmış, büyümelerine neden olmuştur. Bugün Türkiye'de göz ardı edilemeyecek ölçüde taban bulmuş olan şeriatçı, dinci akımlara karşı yapılması gereken, sadece hukuk ve güvenlik yöntemlenyle mücadele etmek değil, belki bunlardan da önce eğitimsizliğe, bilgisizliğe, eşitsizliğe, yolsuzluğa ve yoksulluğa karşı mücadele etmektir. Çünkü bütün bu tür radikal akımlan besleyen ve büyüten, bu çarpık toplumsal zemindir. çeteler, soğuk savaş artıöı... 5- Hukuk devleti ilkesi, çağdaş anayasal devleti, tarih boyu devlet adıyla örgütlenmiş bütün öteki yapılardan ayıran ve üstün kılan temel bir kavramdır. Son yıllarda yaşanan olaylar, Türkiye'de bu temel kavrarrun inanılmaz ölçüde zedelendiğini göstermiştir. Susurluk ve Batman'da ortaya çıkan olaylar, bir zincirin son halkalandır. Yetkili ağızlardan ifade edılen "bin operasyon" itiraflan, 12 Eylül süreci dahil olmak üzere on yıllardır içinde yaşadığımız bir karanlığın ifadesidir. Yapılması gereken, devletin soğuk savaş anlayışından • . kurtarılmasıdır. Bir devlet, iç düşmanla mücadele kurgusunu ve korkusunu sürekli kılarak kendi yurttaşına karşı kompio düzenleyemez, gizli operasyon yapamaz. Türkiye, hukuka, insan haklanna ve - -4- çoğulculuğa dayalı saydam bir yapıya kavuşmakta artık daha fazla gecikmemelidir. özgürlük-eşitlik-dayamşma... 7- Dünyada daha iyi yaşama özlemleri sürdükçe, özgürlük, eşıtlik ve dayanışma ilkeleri insanlığın önünde erişılmesi gereken büyük hedefler olarak durdukça sosyal demokrasinin/demokratik sosyalizmın siyasal mücadelesi de sürecektir. Yeter ki solculuğun yenileşmek ve gehşmek, evrenin temel kuralının da değişmek olduğu unutulmasın. 7 SORU "Sol, dünyada ve Türkiye'de geleceği tartışıyor" yazı |, ^ < dizisini sosyalisf, sosya demokrat aynmı yapmadan herkese aynı sorulan sorarak hazırladık. Işte sorduğumuz 7 soru 1. Türkiye - AB Ilişkileri. . • , • 2. Kürt Sorunu / : Güneydoğu Sorunu. 3. Siyasal Islam / Şeriat 4. Kadın Sorunu. '* 5. Çeteler ve Devlet. ' 6. Medya. 7. Sosyalizmin / Sosyal Demokrasinin Geleceği 1 'Kadın enerjisi üretime dönüşmeli' YAŞAR SEYMAN (CHP Genel Başkan Yardımcısı, Sendikacı-Yazar) ~' Türkiye-AB Oişküeri: Türkiye tarihsel tercihini, çağdaş dünyayla, Avrupa'yla bütünleşme yönünde yapmıştır. Bu doğrultusunu değiştirmesi de söz konusu değildir. AB'ye tam üyelik için, demokratikleşmemizı gerçekleştinnek, Türkiye'yi insan haklan ıhlallerinin yasanmayacağı bir ülke haline getirmek zorundayız. Kürt/Güneydoğu Sorunu: Kürt sorununun tümüyle çözümü için önemli bir olanak yakalanmıştır. Sorunun çözümü için insan haklan ve demokratikleşme yönünde hızlı adımlann atüması ve bölgenin ekonomik kalkınmasını hızlandıracak yeni mekanizmalann devreye sokulması koşuldur. Bölge insanının kazanılması ve gerçekten birinci sınıf, eşit yurttaş olduğunu duyumsaması sağlanmalıdır. Hukuksuz, antidemokratik, akildışı uygulamalar sürdürüldüğü takdirde, banşı, kalkınmayı. refahı sürekli kılma olanağımız ortadan kalkacaktır. Kadın sorunu: Kadının siyasi yaşama girişi cumhuriyet devrimleri sonrasına rastlar. Cumhuriyet Türkiye'sinde örgütlerin hepsi erkekler tarafından kurulmuştu. Örgütlerin tüzüklerinde erkekler egemen olacak diye bir hüküm yoktur ama erkek egemen balaş örgütlenmizde tartışmasız olarak öne çıkmıştır. Kadın aktif üye olmak, yönetim organlanna seçilerek dünyasını geliştirmeyi hedeflemelidir. Çeteler ve devlet: Susurluk'ta meydana gelen kaza devlet içinde çete olgusunu tüm çıplaklığıyla sokağa dökmüştür. Türkiye'de yıllardır, demokrasi, özgürlük, hak, aukuk mücadelesini veren ?j çevzeler için hıç de şaşırtıcı f olmayan bu gerçek, kamuoyundan gizlenemeyecek şekilde ortaya çıkmıştır. Adı ne olursa olsun devlet içinde, hukuk dışı yapılanmalann varlığı tartışmasızdır. Sorun, bu yapılanmalann tümüyle ortaya çıkanlması, devletin bu yapılardan temizlenmesi ve bir daha bu tür yapıların oluştufulamayacağı bir niteliğe büründürülmesidir. Bunun yolu devleti gerçek anlamda bir hukuk devleti haline getirmekten, şeffaflığı sağlamaktan geçmektedir. Sosyalizm/sosyal demokrasi: Doğu Bloku ülkeleri ve Sovyetler'de rejimin girdığı bunalım ve çöküntü sosyalizmin sonu olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Aslmda iflas eden sosyalizmin, solun ilkeleri, değerleri değil; bunlardan yola çıkılarak oluşturulan yönetim biçimidir. Solun evrensel değerlen her geçen gün dünyada önemini ve değerini arttınnakta, uluslararası örgütlerin standartlan haline gebnektedir. Yeryüzünde eşitsizlikler sürdükçe bölgesel, etnik, dinsel çatışmalar varlığıru sürdürdükçe insanın özgürleşmesi, gelişmesi engellendıkçe. insan emeğinin sömürüsü sürdükçe, sol değerler var olmaya ve sol umut olmayı sürdürecektir. •iAttif. O.' tü tah^ü <*ts& •»> yo . s ^ m -j. • qt>«V 'Çözüm, kolektif düşünsel faaliyet' CENÇAY CÜRSOY (Öğretim Üyesi, ÖDP Yöneticisi) AB'nin temel niteliğı çokuluslu bir ticaret ortaklığı ohnasıdır. Sosyalist solun böyle bir ortaklığın aktif savunuculuğunu yapmasını doğru bulmuyorum. Nitekim Avrupa'da emekçi sınıflann ekonomik ve siyasal örgütleri (Emeğin Avrupası) AB içinde bu sermaye egemenliğine karşı ortak mücadele yürütüyorlar. Demokrasi, insan haklan, birey hukuku, azınlık haklan, kültürel haklar vb. 1 Avrupa -degerlef i " " " l / ' sisteminin somutlaşmış belgcs» sayılan ve Avrupa Konseyi'nin ürünü olan Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi ile AB'nin doğrudan kurumsal bir ılişkisi yoktur. Avrupa insan Haklan Sözleşmesi ise 1950'de imzaya açıbnış, Türkiye de 1954'te bu sözleşmeyi onaylamıştır. Ama kabul etmek zorundayız kı çok daha sonra kurulan ve bir ticaret ortaklığı olan AB, aynı zamanda bu sözleşmennı de arkasmda durmakta ve bunu bir üyeliğe kabul kriteri olarak benimsemektedir. Böylece AB ile Avrupa fnsan Haklan Sözleşmesi'nde somutlaşan değerler sistemi, siyasi bir yaptınm gücüne sahip olmaktadır. Avusturya'nın çağdaş Hitler'ı Heider'in sesini kısan bu yaptınm gücüdür. Kim ne derse desin, AB ile entegrasyon sürecinin, Türkiye'nin demokratikleşmesini ve insan haklan ile ilgili standartlannın yüksehilmesini olumlu yönde etkilediği ortadadır.Bu ufukta, Türkiye'nin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engellerden biri olan "Kürt Sonmu"nun çözümü konusunda da uygulanacak şiddetin dozu ile ilgili seçeneklerden başka bir şey görünmüyor Bana göre Türkiye'nin toplumsal eğilimleri, siyasi parttleri, hukuk sistemi, devlet yapısı, stratejik konumu, öngörülebilir yakın bir gelecekte bunun gerçekleşmesine olanak vermiyor. Ama sosyalistler artık bugünden yanna, yukandan aşağıya bir oldu-bittiyle sosyalizmin kurulamayacağını öğrendiler. Bu ış on yıllarca sürecek, yol kazalan ve engellerle dolu uzun bir yürüyüştür. fşin kötüsü elde yönümüzü az çok belli eden eski bir pusula var ama.. nereye ve nasıl varacağımızı gösteren bir yol haritası yok. Yaşadığımız çağ Marksıst öngörüleri birer birer doğrulasa da " Tarihin tekerleği tersme dönmez" inancını artık kimse gönül rahathğı ile dile getiremiyor. Sosyalizmin bugün yüz yüze olduğu sorunlann çözümü her şeyden önce, sabıriı bir kolektif düşünsel faaliyeti gerektiriyor. Bu faaliyetin kaynağı bana göre hala Avrupa'dır. Latin Amerika'da ve dünyanın uzak köşelerinde zaman zaman parlayan hareketler sadece heyecanlarımızı bir süre tazelemeye yanyor, kalıcı bir modele evrilmiyor. Kısaca bunca iş varken, AB'ye girmeli/girmemeli tartışmasmm Türkiyeli sosyalistleri bir kez daha bölmesi bana çok anlamsız geliyor. 'AB Türkiye'ninyarannadeğil'TURGUT KOÇAK (Türkive Sosyalist Işçi Partisi Genel Başkam) Türkiye- AB ilişkileri: Emekçi halk güçlerini temsil etmeyen polıtik erkler, kapitalistlerin çıkarlannı gözettiklerinden, AB'ye girmek için her boyaya girdiler. AB'ye girmek ülkemizın çıkannaymış gibi gösterildi. Oysa gerçekler hiç de öyle değil, tam tersine ekonomi yıkıma uğrayacağı gibi, demokratik hak ve özgürlüklerimiz de ağır salduılar görecektir. Kimi sol çevreler bu gerçekleri anlayamadı. Biz, TStP olarak antiemperyalistliği, devrimci savaşımızın kaldıracı olarak görüyoruz. Kürt sorunu: Bu denli yaşamsal bir sorunun Türk ve Kürt halklannın eşitlik -kardeşlik-, özgürlük temelinde bilımsel bir yaklaşunla çözülmesinin dışında başka bir yolu yoktur. Türk ve Kürt emekçilerinın birlikte örgütlenerek, egemen güçlere karşı birlikte savaşım yürütmeleri, iki halkm sonuncu kurtuluşlan için zorunludur. Kürt sorunu iki halkın iç dinamiği ile çözülecek bir sorun olup sorun emperyalist güçlerin önüne götürühnemelidu". Türk ve Kürt sosyalistleri egemenlere karşı emekçi seçeneğini dayatan bir yol ızlemelidirler. İki haUan kendi alanında güven sorununu aşmalan ve gönüllü birlikteliklerini sürdürmelerinde, sosyal kurtuluş açısından büyük yararlar vardır. Bu bağlamda tartışılması sürdürülen yeni politik oluşumlara da prim verilmemelıdir. SijasaJ Islam/şeriat: tslam tarih boyunca siyasal olmuş, asla inanç boyutlannda kalmamıştır. Şeriat ise tslami yaşam biçimidir ve bir bütünlük içinde düşünüldüğünde kulluk felsefesine dayanmakta, insanı aşağılamaktadu-. Günümüzde holdingleşen Islami güçler, devletin de desteği ile yaşamı kuşatarak avucunun içine almak istemekte, ülkemiz açısından tehlike oluşturmaktadır. Siyasal Islam ya da şeriatçı olarak palazlanmış olan güçlerin önünün kesilmesi zorunlulugu vardır. Bu çevrelerin halk düşmanı yüzlerinin açığa çıkartılması için aydınlıktan yana davranarak siyasal tslamcı/ şeriatçılara karşı ödünsüz bir savaşım yürütmeliyiz. Laik - antılaık çatışmasmdaysa iki arada bir derede değil, gerçekleri bilimin ışığında değerlendirerek laik tarafta ohnalıyız. Kimi sol güçlerin yaptığı gibi bunlan arkalamak (ne adma olursa olsun) asla doğru değildir. Kadın ve feminizra: Bınlerce yıldır süregelen sınıflı toplumlar, toplum içinde kadının yerini değiştirmiş, onu köle derecesine indirerek erkekler lehine maddi koşullann kökleşip yerleşmesini sağlamıştır. Feminizm bir tepki olarak ortaya çıkmasına karşın yine de bir burjuva görüş olmaktan ileri gidememiştir. Kadının kurtuluşu, toplumun smıfsız toplum yolunda ilerlemesine bağlıdır. Küreselleşme: Küreselleşme, başta ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin ikinci ülkeleri kandırmaya yönelik koskoca bir yalanıdır. Işin özünde yatan şey, ulus devlet de dahil emperyalizme ve sömürüye karşı çıkabilecek direnç noktalannın ortadan kaldınlmasına yöneliktir. Yeni Dünya Düzeni emperyalizmin ta kendisidır. Medya ve çeteler: Ülkemizde özünde sistemın bir pisliği olan çeteler, medya tarafından sevimli bile gösteriliyor denilebilir. Salt bu yüzden toplumun tortulan içinden havadan para kazanmak isteyenlerin çeteler oluşturduğunu görmekteyiz. Asıl üstünde durmamız gereken şey, politik erklerle bağlantılı olanlardır. Bunlar Susurluk kazasıyla su yüzüne çıkan ve artık gizlenmesi olanaksız hale gelen güçlerdir ki tehlikemn asıl boyutlan da burada yatmaktadır. Toplumun demokratıkleşmesı yolunda önemli kazanımlar elde edemezsek, çete sorunu kimi zaman daha boyutlu, kimi zaman da sönümlenme noktası arasında gidip gelen bir gerçeklik olarak varhğmı sürdürmeye devam edecektir. Sosyalizınin/sosyal demokrasinin geleceği: Insanlık var olduğu sürece sosyalizm tek kurtuluş seçeneği olarak önümüzde duracak ve bize moral ve yaşama sıkı sıkıya bağlanma isteği verecektir. Kapitalizm, başta emekçi kitleler ohnak üzere, insanlığın biriken sayısız sorunlanmn hiçbirini çözemez. Insanlık ya barbarlığı ya da sosyalizmi seçmek zorundadır. Gelecek, sosyalizm açısından altm yıllar olacaktır. Sosyal demokrasinin göreceli bazı başanlannın dışında yannlara kalacak ne dınamizmi vardır ne de sorunlara çözüm üretecek projesi. YARIN: Llonel JOSpln (Fransa'mn Sosyalist Başbakanı), Ertufijrul KÜrkÇÜ (Dev Genç'in son Genel Başkam). Hallt Çelenk (Avukat), Hamlt Ceylani (HADEP Genel Başkan Yardımcısı)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle