Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 MİSAN 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
IUeydanlar
ısınıyor
Türk-lş Başkanlar Kurulu ge-
çen hafta toplandı ve karar ver-
di:
"26 Nisan'da Ankara'dayız."
Türk-lş'e bağlı sendikalann şu-
be yöneticileri 24-25 Nisan'dan
itibaren 9 bölgeden yola çıka-
caklar. Özelleştirmelere karşı ol-
duklannı, yüzde 25 ücret zammı-
nt yetersiz bulduklannı, ış güven-
cesınin yasalaşmasını dillendire
dillendire yürüyecek ve 26 Ni-
san'da Selim Sırrı Tarcan Spor
Salonu'nda bir araya gelecekler.
Türk-lş Genel Sekreteri Hüse-
yin Karakoç'un, Türk-lş'in ama-
cına ilışkin yonjmu kısa ve kesin:
"Bu bir ilk uyandır siyasal ik-
tidara. Eğer bu uyanmıza kar-
şın önerilerimiz yerine getiril-
mezse, Türkiye'nin bütün ille-
rinden gelenlerie büyük bir mi-
ting düzenteme ve hatta An-
kara'yı terk etmeme girişimi
gündeme gelebilir."
Diğer sendikacılar ile de gö-
rüştük. "Meydanlan ısıtıyoruz"
diyorlar.
ISIK KANSU
kansu©cumhuriyet.com.tr.
Köy Enstitülerinin 60. kuruluş yılı17 Nisan'da Köy Enstitülerinin 60. kuruluş yıl-
dönümünü kutlayacağız.
Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı (KEÇEV)
ile 83 demokratik kitle örgütünü içinde banndı-
ran "Eğitim Hakkını Savunma Komitesi" birer
bildiri ile 'Köy Enstitüleri Bayramı'nı önceden
karşıladılar.
KEÇEV'in bildirisinde, Köy Enstitüsü sistemi-
nin demokrasinin öncü kuruluşu olduğu vurgu-
lanıyor ve bu sistemde uygulanmış kimi temel il-
kelerin bugün de geçerli ve uygulanabilir oldu-
ğu kaydedilıyor. Hangi ilkeler bunlar? Sıralaya-
lım: "Eğitim, üretime yönelik olmalıdır. Eğitim
kurumlannda laik, demokratik eğitim uygu-
lanmalı, demokrasi yaşanmalıdır. Öğrenciler
her aşamada yönetime katılmalıdır. Her bire-
yin başanlı olacağı bir alan olduğuna inanıla-
rak insanı harcamayan, bireyleri yetenekleri
doğrultusunda başarılı olacaklan alanlarda
yetiştiren uygulama gerçekleştirilmelidir. Ez-
bere dayah, bilgi biriktirmek anlamına gelen
eğitim-öğretim yerine, bellenilmesini değil
düşünülmesini öğreten; düşünüp sorgulayan;
gerçeği arayan, bilgi üretebilen, ürettiği bil-
gileri kullanabilen, insan haklanna, evrensel
ve ulusal değerlere saygılı, bağımsıziıkçı bi-
reyier yetiştirmelidir. Okulsuzluk, öğretmen-
sizlik nedeniyle halkın ve çocuklann ileri eği-
tim görmeleri, böylece bilinçli yurttaş olma-
lan engellenmemelidir. Eğitim kurumlannda
okuyabilmeyi, varsıl olma temeline oturtan
uygulamaya son verilmeli; yetenekli ama yok-
sul çocuklann hepsinin okuyabilmesi için her
türlü önlem alınmalıdır."
Aynı temalann işlendiği Eğitim Hakkını Savun-
ma Komitesi'nin bildirisinde de çözümün "eği-
tim biriiğini sağlayarak yurdunun bağımsızlı-
ğını her şeyin üstünde tutan, bilim okuyan, ha-
yatının temel anlamı halkına hizmet etmek
olan, bağımlılığa, sömürüye ve zulme baş-
kaldıran kuşaklar yetiştirmekte" olduğunun
altı çiziliyor ve ekleniyor:
"Köy Enstitüleri, bağımsıziıkçı, özgüriük-
çü, bilimsel, parasız, ana dilinde eğitim mü-
cadelemizde bizlere ışık tutuyor."
Tüm eğıtimcılerın 'Köy Enstitüleri Bayramı'nı
kutluyoruz, Ismail Hakkı Tonguç'un sözlerini
anımsatarak: "Bireyi, bilgi, beceri ve güçle
donatarak yalnız kendisini düşünen bencil,
korkunç bir yaratık haline getirmek eğitsel
alıştırmalar için bir gaye olmamalıdır. Yük-
sertilmesi lazımgelen toplumdur."
Son dönemde yapılan özelleştirmeterte "Ha-
zine'nin kasasına 5 milyar dolar girdi" man-
tığı ile bakınca havalara uçmak da var. özel-
leştirme ihalelerinin vazgeçilmez unsurlann-
dan biri olan medya zaten bunu hep yapıyor.
POAŞ, TÜPRAŞ ve cep telefonu lisans hak-
kı devri ile ilgili özelleştirmelere bir başka açı-
dan bakıldığında genel durumu şöyle özetle-
mek olası:
Iki yeni cep telefonu lisans hakkı devrinin
yalnızca birinin karşılığı 2 milyar 525 milyon
doları buldu. Oysa, 1998 yılı ortasında yapı-
lan devir ihalesinde iki cep telefonu lisans
Leblebi, çekirdek
hakkı toplam 1 milyar dolara grtmişti. Yani, her
bir lisans hakkı 500 milyon dolara elden çı-
karılmıştı. Hem de, bu konuda araştırma ya-
pan araştırma şirketlerinin "Her bir lisans
hakkı yaklaşık 1.5 milyar dolar tutar" sap-
tamalarına karşın. Iki yıl arayla yapılan ihale-
lerde verilen fiyatlar arasındaki 5 katlık artışı
nasıl açıklayacağız? Çok basit:
"Iki yıl önce yapılan ihalede lisans hak-
lan leblebi, çekirdek fiyatına gitmiş."
Bu durumdan kim sorumlu? Dönemin Baş-
bakanı Mesut Yılmaz, Başbakan Yardımcı-
sı Bülent Ecevit, ANAP'lı ve DSP'li bakanlar
ile Özelleştirme Idaresi Başkanı Uğur Bayar.
Bugün durum ne? Bülent Ecevit Başba-
kan, Yılmaz'ın başkanlığındaki ANAP iktidar
ortağı, Uğur Bayar ise aynı konumda.
Ya; arsalarıyla, geniş pazar payıyla, 4 mil-
yar dolan aşan piyasa değeriyle, stratejik öne-
miyle bir dev kamusal kuruluş olan Petrol Ofi-
si'nin yüzde 51 'lik bölümünün, bir cep tele-
fonu lisans hakkının yarısına, 1 milyar 260
milyon dolara satılmasına ne demeli?
Gelelim bir başka özelleştirmeye... TÜP-
RAŞ'ın sözde "halka sabşı"ndan devletin
kasasına 1 milyar 125 milyon dolar girecek-
miş.
Peki, devletin sırtına yüklenen özel 5 ban-
kanın kamulaştırılan zaran neydi? 1 milyar
681 milyon dolar... 5 bankanın iyileştirilmesi
için aktanlması gereken kaynağın ise 5 mil-
yar dolar olduğu söyleniyor.
Gel de çık işin içinden...
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMlROĞLU
Yeni cumhurbaşkanında
bulunması gereken özellikler!
Medyada günlerdir, koalis-
yonu oluşturan parti liderle-
rinin yeni cumhurbaşkanın-
da aradığı özellikler yer alıyor.
Aranan özellikler, bir araya
getirildiğinde adeta "olma-
yan birinin" arandığı hissine
kapılıyoruz! Bu özelliklerin bir
kısmına ya da,çpğur^ şahjp
birçok insan elbette vardır ve
bunlardan bir kısmı da Köşk'e
adaydır, bu doğru. Fakat ta-
mamına sahıp bir insan var mı
ülkemizde, varsa hani nere-
de? Ayrıca cumhurbaşkanlı-
ğı makamı ısmarlama nitelik-
lerle yürütülecek bir makam
mıdır? "Evet, kesinlikle öyle-
dir" diyorsanız, yani o makam
sahibi kişiliğinden çok nitelik-
leri önemli bir kişiyse, bir "pro-
tokoladamı "aranıyorsa, bun-
ca gürültü niye kopuyor?
Meclis'in seçtiği Meclis Baş-
kanı'na o protokol yetkilerini
verirsiniz (tabii bu başkanın o
ağırlığı taşıyan bir insan olma-
sı gerekir, bir fıkra tipi değil),
Meclis Başkanı aynı zaman-
da Cumhurbaşkanlığı'nı da
üstlenir! Denge unsuru olur,
davetlerde baş köşedeki ye-
rini alır, konuk olarak gider,
burada konuk ağırlar, haydi
haydi en fazla, diyelim ki MGK
toplantısında bir gerilim olur-
satansiyonu azaltıp arabulu-
cu olur! Sonuçta bu ülkede
yasamadan sorumlu bir hü-
kümet yok mu? Var! Ama di-
yorsanız ki, "O makam pro-
tokolü aşan bir dûzeydir, cum-
hurbaşkanı inceden inceye
'yasama sevinci' de duyma-
lıdır", o halde niçin başkan
değil de cumhurbaşkanı? Yö-
netimde ağırlığı olacaksa ve
hükümetin yanında "sıkıştı-
nlmış bir başka kabine" gibi
çalışacaksa, derhal Başkan-
lık Sistemi'ne geçelim! Top-
lum böyle bir değişime bir
anda hazır olamayabilir, ön-
ce çeyrek, sonra yarı ve son-
ra da tam Başkanlık Siste-
mi'ne geçelim! Böylece baş-
kan başkanlığını, biz de halk
olarak halklığımızı biliriz. Hü-
kümet de kâğıt üstünde de-
ğil, resmen başkana bağlı ola-
rak çalışır ki bu durumda hiç-
birimizin başı ağrımaz!
Bi: yine özelliklere döne-
lim. Bakınız nasıl bir Cum-
hurtaşkanı aranıyor: "Cum-
huriyet ilkelerine bağlı, laik ve
derrokrat kişiliği olan, vizyon
sahhi, ilerici, reformcu, uygar,
çalıskan, birikimli, ilkeli, di-
sıp/nli, yurtsever, Atatürkçü,
iinitir devlet yapısına sımsı-
kıtnğlı, erdemli, ismilekesiz,
şaitssi olmayan, dürüst, na-
rvu^u, bilgili, deneyimli, ülke
rveslelerini iyi kavramış, ulus-
laraası ilişkilerde başanlı, vs.
^s. ' Sanki cumhurbaşkanı
ararmıyor da, "Göklerin Hâ-
k'mGordon" rolüne uygun
fciriıranıyor! Mayıs'a kadar
bcVıe birini bulmak kolay de-
ğ l , an iyisi siz sipariş edin, la-
boratuvarda kopyalasınlar
aranan şahsı. Yok, o yöntem
çok pahalı olursa, bütün bu
özellikleri yükleyin düzgün bir
bilgisayara, duruma göre gö-
rüş bildirerek, tavıralarak, tö-
renlere ve açılışlara özenle
taşınarak, bir süre o yönetsin
üjkeyi!
'Tüm blf Özellikler, heplm^'
zin başındaki adamın (ya da
kadının) hepimizden daha üs-
tün olması gibi güzel, naif bir
dilekten, daha öncekilerin de
harlandırdığı derin bir özlem-
den kaynaklanıyor, bu açık.
Bu noktada arayış sahipleri-
ne hak verilebilir.
Ve fakat şimdiden uyarmak
gerekiyor.
Siz bu özellikleri arıyorsu-
nuz diye, seçilen kişı, sahip
olmadığı halde, sanki bunla-
rın tümüne sahıpmiş gibi ta-
vırlar gösterebilir ve aslında
sahip olamadığı için zaman-
la bunalıma girebilir. Bu du-
rumda "hırçın vesinir sahibi"
bir insan tarafından yöneti-
lebiliriz!
Ya da herkesten üstün va-
sıfları olduğunu göstermek,
bu benzersiz durumunu ko-
rumak için, uyumu bozma-
makendışesiyle, bireysel ini-
siyatifinı ortaya koyamayabi-
lir; etkin olsa ülkenin yararı-
na olacak birçok konuda edil-
gen ve pasif kaldığı için, de-
ğerli bir süs bitkisi kıvamın-
da süresini doldurabilir.
Tüm bu aranan özelliklere,
ben sadece bir madde ekle-
mek istiyorum: Cumhurbaş-
kanı akrep burcu olsun! Çün-
kü 29 Ekim doğumlu Cumhu-
riyet, akrep burcunda, onu
temsil eden kişinin de aynı
burca sahip olması, sosyal
ve kozmik açıdan uygun olur.
Bu öneri çok saçma gelebi-
lir ki, çok saçma, fakat en
azından kesinlik arzediyor.
Bir insan ya akrep burcudur,
ya değildir! Bilgili, namuslu,
çalışkan olup olmadığı neye
göre belirlenebilir? Birisine
bilgili gelen, diğerine cahil ge-
lebilir.
Benim çalışkan dediğim in-
san, size göre gayet tembel
bir insandır. "Namusluyum"
diye ortalıkta dolanan bir tip,
aslında kelimenin tam anla-
mıyla bir "Zübük"tür belki de!
Hele akıl! Başkasına, kendi
akhmız ölçüsünde "akıllı" ve-
ya "akılsız" deriz ki, bunu söy-
lerken doğal olarak kendimi-
zi çok akıllı sanarız! Bunların
tamamı göreceli özellikler.
Ama, örneğin ben, tartışılma-
yacak şekilde akrep burcu-
yum ve yeni cumhurbaşkanı-
nın da "burçdaşım" olması-
nı istiyorum. "Ölmaz!" der-
seniz ısrar etmem, varsın ol-
masın!
Not: Yann 13.00-17.00 ara-
sı Izmir Kitap Fuan, Leman
Yayınlan standında olacağım.
HAYVANLAR ISMAIL GÜLCEÇ
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(a turk.net
pr rt< »-^ . or -< •5| ^ ; * Y •
ÇlZGİLİK KÂMtL MASARACl
H A R B İ SEMtH POROY
Semih Poroy yıllık iznini kullanacağından çizgilerine bir süre ara vermiştir.
KEDİ LEVO APTÜüKA
semihporoy(a yahoo.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN lSNisan
URFA'DA C9KİRGE SÜRULERIL
t$S8'D£ BUSOAJ, ĞGÛU£VDOĞll 8ÖLGE-
OLÜ£Ü-
6ft.P/G/LMff?~/f M/SAAJ
Ü
/
YOK ETM£P£ ETKİU OCMUf, VALNtZCA ÜÇ
OE SİLE TOPU1NAN BÖCEK ÖLÜLEei 23
GÖRÜŞ
EMtN GÜRSES
AGİT ve Azınlıklar
AvrupaGüvenlikve Işbirliği Teşkilatı (AGİT) Par-
lamenterler Assemblesi tarafından Antalya'da
düzenlenen "21. Yüzyılda Azınlıklar" toplantısın-
da dönem başkanı Helle Degn ulus-devletlerin
azınlık sorunlarını çözmelerı gerektiğini hatırlatı-
yor ve azınlıklara ayrıcalık tanıyan ulus-devletler
yaratmalıyız diye uyarıda bulunuyor. Azınlık so-
runlannı Avrupa'nın güvenliğine tehdit olarak gör-
düğünü ifade ederek gerçek amaçlarını açıklar-
ken Yugoslavya'daki gelişmelerin Avrupa'da is-
tikran tehlikeye attığını vurguluyor. AGİT içerisin-
de azınlık kavramının tanımı konusunda tam bir
anlaşma olmadığı halde, toplantıya katılan bazı
temsilciler Ankara'ya mesaj vermek amacıyla
azınlıkların mutlaka siyasi sistemde temsil edil-
mesi gerektiğinin de altını çizmişlerdir.
AGİTçevrelerinde, Avrupa coğrafyasında istik-
ran sağlamada yaşanan sorunlarda azınlık hak-
larının ihlal edilmesinin en önemli neden olduğu
düşünülmektedir. Yugoslavya'da yaşanan geliş-
melerin ABD ve bazı Avrupalı devletler arasında-
ki rekabetin bölgedeki anlaşmazlıkları önemli öl-
çüde körüklediği gizlenmektedir.
ABD'nin Avrupa siyasetinde ve ekonomisinde
etkinliğini sürdürebilmek için NATO'nun etkinlik
alanını Doğu'ya doğru genişletme çabası, Alman-
ya ve Fransa'nın Avrupa'da kendi askeri gücünü
oluşturarak ABD'aen bağımsız bir askeri güven-
lik sistemi oluşturmak istemesi, Avrupa coğraf-
yasında etkinlik mücadelesine hız kazandırmış-
tır. Bu gelişmelerin Balkanlar'daki ortamı gergin-
leştirdiği ve etnik gruplann, etnik kımliği kullanan
liderlerin tuzağına düşmesine yol açtığından söz
edilmemektedir.
Balkanlarda büyük güçlerin bölgesel etkinlik
mücadelesinin bir benzeri de Kafkasya'da ya-
şanmış, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki
Karabağ sorunu, bölgede etkinlik kurmak ıçın
çaba gösteren ABD ve Rusya arasında bazı böl-
ge ülkelerinin de katılmasıyla yeni bir şekle bü-
rünmüştür. Rusya'nın etkinlik için Ermenistan'a
destek vermesi Azerbaycan'ı ABD'ye doğru itmış,
bölgesel rekabet azınlıklar sorunu olarak göste-
rilmiştir. AGlT'in görevi, çatışmalar başlamadan
önce çatışmaları önleyici yöntemleri uygulama-
ya koymakken, bunu yerine getirmemiştir.
Azınlıklar sorununun çözümü bu tür oyunlar
sürdükçe mümkün olmayacaktır. Azınlıkların bu-
lunduğu ülkelerin boyun eğdırılmelen, azınlık kar-
tı kullanılarak sağlanmaya çalışılacak, çıkmaza gi-
ren liderler toplumda gelişen milliyetçi duygula-
n kullanmaya itilecektir. Bu tuzak sayesinde ye-
rel ve bölgesel düzenlemelerde büyük güçler in-
sani müdahale adı altında söz sahibi olmaya ça-
lışacakiardır.
Büyük güçlerin güç politikası üzerine kurduk-
ları kendi uluslararası sistemleri, Balkanlar'da da
Kafkasya'da da anlaşmazlıklara ve savaşlara kat-
kıda bulunmuştur. Bu çatışmalardan kendi hesap-
lanna uygun sonuçlar e)de edenler, çatışmalar-
dan dolayı hıçbir sorumluluk kabul etrnedıklen gn
bi müdahale harcamalannı da Körfez Savaşı'nda
olduğu gibi bölge ülkelerine yüklemekten çekin-
memişlerdir.
Ismail Cem'in katıldığı Lüksemburg'daki salı
günkü AB Ortaklık Konseyi Toplantısı'nda yine Tür-
kiye'ye yüklenilmiş ve insan haklarından söz edi-
lirken genel olarak tüm vatandaşlann değil de
Kürtlerin etnik kimliklerinin gündeme getirilmesi
Cem tarafından tepkiyle karşılanmıştır. İnsan hak-
lan denince ve özellikle Türkiye söz konusu olun-
ca Batı'nın aklına etnik kimlik gelmektedir. İnsan
haklannın bireyin ekonomik ve sosyal hakları ol-
duğu onları ilgilendirmemektedir. AGİT toplantı-
sında azınlıklann temsilinden bahseden dönem
başkanı, nedense, sorunun temelinde yatan bi-
reyin temsili ve kurtuluşundan söz etmemekte-
dir. Tabii ki bundan söz etmeye başlayınca, Batı
kapitalizminin insan haklan maskeli sivil ya da res-
mi, hükümete bağlı ya da değil uluslararası ano-
nim şirketlerinin uluslararası soygun düzenini giz-
lemekte zorlanacaklardır.
E-mail: emiingurses(g yahoo.com
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
1
SOLDAN SAĞA:
1/Ciğer,yürek
ve böbrekle
yapılan, Gazi- 2
antep yöresine 3
özgübirtürke-
bap.2/Karak-
4
ter... Damarlı 5
veyansaydam
bir taş. 3/ Bu-
run iltihabı...
Üzerine yazı 8
yazılan tabak- g
lanmış ceylan
derisi. 4/ Paramızı
simgeleyen harfler... 1
Gönül avlayan tavır, 2
cilve. 5/ "Ben gider- 3
sem sazım sen kal 4
dünyada/ Gizli sırlan- 5
mı — etme" (Âşık g
Veysel)... tran'ınpla- ,
ka işareti. 6/ Su bu-
lunmayan yerlerde su
niyetiyle toprak, kum
gibi şeylerle aptes alma. II tngiltere'de çok sevilen
bir cins bira... Balçık. 8/ Neptünyum elementinin
simgesi... Bir tûr ince meşin. 9/ Sağlıklı... insan se-
siyle ezgili sesler çıkarma, müzik yapıtlannı ses-
lendirme sanatı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ "Eşekhıyan, acıkavun" gibi adlar da verilen ot-
su bir bitki. 2/ Nazilenn politikasında Germen ır-
kından kimselere yakıştırılan ad... Halk müziğin-
de bağlama çalma tekniklerinden bın. 3/ Hiçbir
üretici çalışmada bulunmadan, yalnızca mülkünün
geliriyle yaşayan kimse. 4/ Prensip... Bir bağlaç. 5/
Borsada belli miktardaki hisse senedını belırtmek-
te kullanılan işlem birimi... Ürdün'ün başkenti. 6/
En kısa zaman süresi... Sert buğdaydan elde edılen.
taneleri m un. II Kiraz rakısı... Hisse, pay. 8/ Ara-
lannda dil, kültûr ve töre ortaklığı bulunan insan
topluluğu... Uzaklık işareti. 9/ " — yolu beklerim/
Günü güne eklerim" (Türkü)... Hava ve gaz akım-
lan oluşturmakta kullanılan aygıt!