27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MİSAN 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 IUeydanlar ısınıyor Türk-lş Başkanlar Kurulu ge- çen hafta toplandı ve karar ver- di: "26 Nisan'da Ankara'dayız." Türk-lş'e bağlı sendikalann şu- be yöneticileri 24-25 Nisan'dan itibaren 9 bölgeden yola çıka- caklar. Özelleştirmelere karşı ol- duklannı, yüzde 25 ücret zammı- nt yetersiz bulduklannı, ış güven- cesınin yasalaşmasını dillendire dillendire yürüyecek ve 26 Ni- san'da Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu'nda bir araya gelecekler. Türk-lş Genel Sekreteri Hüse- yin Karakoç'un, Türk-lş'in ama- cına ilışkin yonjmu kısa ve kesin: "Bu bir ilk uyandır siyasal ik- tidara. Eğer bu uyanmıza kar- şın önerilerimiz yerine getiril- mezse, Türkiye'nin bütün ille- rinden gelenlerie büyük bir mi- ting düzenteme ve hatta An- kara'yı terk etmeme girişimi gündeme gelebilir." Diğer sendikacılar ile de gö- rüştük. "Meydanlan ısıtıyoruz" diyorlar. ISIK KANSU kansu©cumhuriyet.com.tr. Köy Enstitülerinin 60. kuruluş yılı17 Nisan'da Köy Enstitülerinin 60. kuruluş yıl- dönümünü kutlayacağız. Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı (KEÇEV) ile 83 demokratik kitle örgütünü içinde banndı- ran "Eğitim Hakkını Savunma Komitesi" birer bildiri ile 'Köy Enstitüleri Bayramı'nı önceden karşıladılar. KEÇEV'in bildirisinde, Köy Enstitüsü sistemi- nin demokrasinin öncü kuruluşu olduğu vurgu- lanıyor ve bu sistemde uygulanmış kimi temel il- kelerin bugün de geçerli ve uygulanabilir oldu- ğu kaydedilıyor. Hangi ilkeler bunlar? Sıralaya- lım: "Eğitim, üretime yönelik olmalıdır. Eğitim kurumlannda laik, demokratik eğitim uygu- lanmalı, demokrasi yaşanmalıdır. Öğrenciler her aşamada yönetime katılmalıdır. Her bire- yin başanlı olacağı bir alan olduğuna inanıla- rak insanı harcamayan, bireyleri yetenekleri doğrultusunda başarılı olacaklan alanlarda yetiştiren uygulama gerçekleştirilmelidir. Ez- bere dayah, bilgi biriktirmek anlamına gelen eğitim-öğretim yerine, bellenilmesini değil düşünülmesini öğreten; düşünüp sorgulayan; gerçeği arayan, bilgi üretebilen, ürettiği bil- gileri kullanabilen, insan haklanna, evrensel ve ulusal değerlere saygılı, bağımsıziıkçı bi- reyier yetiştirmelidir. Okulsuzluk, öğretmen- sizlik nedeniyle halkın ve çocuklann ileri eği- tim görmeleri, böylece bilinçli yurttaş olma- lan engellenmemelidir. Eğitim kurumlannda okuyabilmeyi, varsıl olma temeline oturtan uygulamaya son verilmeli; yetenekli ama yok- sul çocuklann hepsinin okuyabilmesi için her türlü önlem alınmalıdır." Aynı temalann işlendiği Eğitim Hakkını Savun- ma Komitesi'nin bildirisinde de çözümün "eği- tim biriiğini sağlayarak yurdunun bağımsızlı- ğını her şeyin üstünde tutan, bilim okuyan, ha- yatının temel anlamı halkına hizmet etmek olan, bağımlılığa, sömürüye ve zulme baş- kaldıran kuşaklar yetiştirmekte" olduğunun altı çiziliyor ve ekleniyor: "Köy Enstitüleri, bağımsıziıkçı, özgüriük- çü, bilimsel, parasız, ana dilinde eğitim mü- cadelemizde bizlere ışık tutuyor." Tüm eğıtimcılerın 'Köy Enstitüleri Bayramı'nı kutluyoruz, Ismail Hakkı Tonguç'un sözlerini anımsatarak: "Bireyi, bilgi, beceri ve güçle donatarak yalnız kendisini düşünen bencil, korkunç bir yaratık haline getirmek eğitsel alıştırmalar için bir gaye olmamalıdır. Yük- sertilmesi lazımgelen toplumdur." Son dönemde yapılan özelleştirmeterte "Ha- zine'nin kasasına 5 milyar dolar girdi" man- tığı ile bakınca havalara uçmak da var. özel- leştirme ihalelerinin vazgeçilmez unsurlann- dan biri olan medya zaten bunu hep yapıyor. POAŞ, TÜPRAŞ ve cep telefonu lisans hak- kı devri ile ilgili özelleştirmelere bir başka açı- dan bakıldığında genel durumu şöyle özetle- mek olası: Iki yeni cep telefonu lisans hakkı devrinin yalnızca birinin karşılığı 2 milyar 525 milyon doları buldu. Oysa, 1998 yılı ortasında yapı- lan devir ihalesinde iki cep telefonu lisans Leblebi, çekirdek hakkı toplam 1 milyar dolara grtmişti. Yani, her bir lisans hakkı 500 milyon dolara elden çı- karılmıştı. Hem de, bu konuda araştırma ya- pan araştırma şirketlerinin "Her bir lisans hakkı yaklaşık 1.5 milyar dolar tutar" sap- tamalarına karşın. Iki yıl arayla yapılan ihale- lerde verilen fiyatlar arasındaki 5 katlık artışı nasıl açıklayacağız? Çok basit: "Iki yıl önce yapılan ihalede lisans hak- lan leblebi, çekirdek fiyatına gitmiş." Bu durumdan kim sorumlu? Dönemin Baş- bakanı Mesut Yılmaz, Başbakan Yardımcı- sı Bülent Ecevit, ANAP'lı ve DSP'li bakanlar ile Özelleştirme Idaresi Başkanı Uğur Bayar. Bugün durum ne? Bülent Ecevit Başba- kan, Yılmaz'ın başkanlığındaki ANAP iktidar ortağı, Uğur Bayar ise aynı konumda. Ya; arsalarıyla, geniş pazar payıyla, 4 mil- yar dolan aşan piyasa değeriyle, stratejik öne- miyle bir dev kamusal kuruluş olan Petrol Ofi- si'nin yüzde 51 'lik bölümünün, bir cep tele- fonu lisans hakkının yarısına, 1 milyar 260 milyon dolara satılmasına ne demeli? Gelelim bir başka özelleştirmeye... TÜP- RAŞ'ın sözde "halka sabşı"ndan devletin kasasına 1 milyar 125 milyon dolar girecek- miş. Peki, devletin sırtına yüklenen özel 5 ban- kanın kamulaştırılan zaran neydi? 1 milyar 681 milyon dolar... 5 bankanın iyileştirilmesi için aktanlması gereken kaynağın ise 5 mil- yar dolar olduğu söyleniyor. Gel de çık işin içinden... ISSIZ ODA YAZILARI VEDAT ÖZDEMlROĞLU Yeni cumhurbaşkanında bulunması gereken özellikler! Medyada günlerdir, koalis- yonu oluşturan parti liderle- rinin yeni cumhurbaşkanın- da aradığı özellikler yer alıyor. Aranan özellikler, bir araya getirildiğinde adeta "olma- yan birinin" arandığı hissine kapılıyoruz! Bu özelliklerin bir kısmına ya da,çpğur^ şahjp birçok insan elbette vardır ve bunlardan bir kısmı da Köşk'e adaydır, bu doğru. Fakat ta- mamına sahıp bir insan var mı ülkemizde, varsa hani nere- de? Ayrıca cumhurbaşkanlı- ğı makamı ısmarlama nitelik- lerle yürütülecek bir makam mıdır? "Evet, kesinlikle öyle- dir" diyorsanız, yani o makam sahibi kişiliğinden çok nitelik- leri önemli bir kişiyse, bir "pro- tokoladamı "aranıyorsa, bun- ca gürültü niye kopuyor? Meclis'in seçtiği Meclis Baş- kanı'na o protokol yetkilerini verirsiniz (tabii bu başkanın o ağırlığı taşıyan bir insan olma- sı gerekir, bir fıkra tipi değil), Meclis Başkanı aynı zaman- da Cumhurbaşkanlığı'nı da üstlenir! Denge unsuru olur, davetlerde baş köşedeki ye- rini alır, konuk olarak gider, burada konuk ağırlar, haydi haydi en fazla, diyelim ki MGK toplantısında bir gerilim olur- satansiyonu azaltıp arabulu- cu olur! Sonuçta bu ülkede yasamadan sorumlu bir hü- kümet yok mu? Var! Ama di- yorsanız ki, "O makam pro- tokolü aşan bir dûzeydir, cum- hurbaşkanı inceden inceye 'yasama sevinci' de duyma- lıdır", o halde niçin başkan değil de cumhurbaşkanı? Yö- netimde ağırlığı olacaksa ve hükümetin yanında "sıkıştı- nlmış bir başka kabine" gibi çalışacaksa, derhal Başkan- lık Sistemi'ne geçelim! Top- lum böyle bir değişime bir anda hazır olamayabilir, ön- ce çeyrek, sonra yarı ve son- ra da tam Başkanlık Siste- mi'ne geçelim! Böylece baş- kan başkanlığını, biz de halk olarak halklığımızı biliriz. Hü- kümet de kâğıt üstünde de- ğil, resmen başkana bağlı ola- rak çalışır ki bu durumda hiç- birimizin başı ağrımaz! Bi: yine özelliklere döne- lim. Bakınız nasıl bir Cum- hurtaşkanı aranıyor: "Cum- huriyet ilkelerine bağlı, laik ve derrokrat kişiliği olan, vizyon sahhi, ilerici, reformcu, uygar, çalıskan, birikimli, ilkeli, di- sıp/nli, yurtsever, Atatürkçü, iinitir devlet yapısına sımsı- kıtnğlı, erdemli, ismilekesiz, şaitssi olmayan, dürüst, na- rvu^u, bilgili, deneyimli, ülke rveslelerini iyi kavramış, ulus- laraası ilişkilerde başanlı, vs. ^s. ' Sanki cumhurbaşkanı ararmıyor da, "Göklerin Hâ- k'mGordon" rolüne uygun fciriıranıyor! Mayıs'a kadar bcVıe birini bulmak kolay de- ğ l , an iyisi siz sipariş edin, la- boratuvarda kopyalasınlar aranan şahsı. Yok, o yöntem çok pahalı olursa, bütün bu özellikleri yükleyin düzgün bir bilgisayara, duruma göre gö- rüş bildirerek, tavıralarak, tö- renlere ve açılışlara özenle taşınarak, bir süre o yönetsin üjkeyi! 'Tüm blf Özellikler, heplm^' zin başındaki adamın (ya da kadının) hepimizden daha üs- tün olması gibi güzel, naif bir dilekten, daha öncekilerin de harlandırdığı derin bir özlem- den kaynaklanıyor, bu açık. Bu noktada arayış sahipleri- ne hak verilebilir. Ve fakat şimdiden uyarmak gerekiyor. Siz bu özellikleri arıyorsu- nuz diye, seçilen kişı, sahip olmadığı halde, sanki bunla- rın tümüne sahıpmiş gibi ta- vırlar gösterebilir ve aslında sahip olamadığı için zaman- la bunalıma girebilir. Bu du- rumda "hırçın vesinir sahibi" bir insan tarafından yöneti- lebiliriz! Ya da herkesten üstün va- sıfları olduğunu göstermek, bu benzersiz durumunu ko- rumak için, uyumu bozma- makendışesiyle, bireysel ini- siyatifinı ortaya koyamayabi- lir; etkin olsa ülkenin yararı- na olacak birçok konuda edil- gen ve pasif kaldığı için, de- ğerli bir süs bitkisi kıvamın- da süresini doldurabilir. Tüm bu aranan özelliklere, ben sadece bir madde ekle- mek istiyorum: Cumhurbaş- kanı akrep burcu olsun! Çün- kü 29 Ekim doğumlu Cumhu- riyet, akrep burcunda, onu temsil eden kişinin de aynı burca sahip olması, sosyal ve kozmik açıdan uygun olur. Bu öneri çok saçma gelebi- lir ki, çok saçma, fakat en azından kesinlik arzediyor. Bir insan ya akrep burcudur, ya değildir! Bilgili, namuslu, çalışkan olup olmadığı neye göre belirlenebilir? Birisine bilgili gelen, diğerine cahil ge- lebilir. Benim çalışkan dediğim in- san, size göre gayet tembel bir insandır. "Namusluyum" diye ortalıkta dolanan bir tip, aslında kelimenin tam anla- mıyla bir "Zübük"tür belki de! Hele akıl! Başkasına, kendi akhmız ölçüsünde "akıllı" ve- ya "akılsız" deriz ki, bunu söy- lerken doğal olarak kendimi- zi çok akıllı sanarız! Bunların tamamı göreceli özellikler. Ama, örneğin ben, tartışılma- yacak şekilde akrep burcu- yum ve yeni cumhurbaşkanı- nın da "burçdaşım" olması- nı istiyorum. "Ölmaz!" der- seniz ısrar etmem, varsın ol- masın! Not: Yann 13.00-17.00 ara- sı Izmir Kitap Fuan, Leman Yayınlan standında olacağım. HAYVANLAR ISMAIL GÜLCEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak(a turk.net pr rt< »-^ . or -< •5| ^ ; * Y • ÇlZGİLİK KÂMtL MASARACl H A R B İ SEMtH POROY Semih Poroy yıllık iznini kullanacağından çizgilerine bir süre ara vermiştir. KEDİ LEVO APTÜüKA semihporoy(a yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN lSNisan URFA'DA C9KİRGE SÜRULERIL t$S8'D£ BUSOAJ, ĞGÛU£VDOĞll 8ÖLGE- OLÜ£Ü- 6ft.P/G/LMff?~/f M/SAAJ Ü / YOK ETM£P£ ETKİU OCMUf, VALNtZCA ÜÇ OE SİLE TOPU1NAN BÖCEK ÖLÜLEei 23 GÖRÜŞ EMtN GÜRSES AGİT ve Azınlıklar AvrupaGüvenlikve Işbirliği Teşkilatı (AGİT) Par- lamenterler Assemblesi tarafından Antalya'da düzenlenen "21. Yüzyılda Azınlıklar" toplantısın- da dönem başkanı Helle Degn ulus-devletlerin azınlık sorunlarını çözmelerı gerektiğini hatırlatı- yor ve azınlıklara ayrıcalık tanıyan ulus-devletler yaratmalıyız diye uyarıda bulunuyor. Azınlık so- runlannı Avrupa'nın güvenliğine tehdit olarak gör- düğünü ifade ederek gerçek amaçlarını açıklar- ken Yugoslavya'daki gelişmelerin Avrupa'da is- tikran tehlikeye attığını vurguluyor. AGİT içerisin- de azınlık kavramının tanımı konusunda tam bir anlaşma olmadığı halde, toplantıya katılan bazı temsilciler Ankara'ya mesaj vermek amacıyla azınlıkların mutlaka siyasi sistemde temsil edil- mesi gerektiğinin de altını çizmişlerdir. AGİTçevrelerinde, Avrupa coğrafyasında istik- ran sağlamada yaşanan sorunlarda azınlık hak- larının ihlal edilmesinin en önemli neden olduğu düşünülmektedir. Yugoslavya'da yaşanan geliş- melerin ABD ve bazı Avrupalı devletler arasında- ki rekabetin bölgedeki anlaşmazlıkları önemli öl- çüde körüklediği gizlenmektedir. ABD'nin Avrupa siyasetinde ve ekonomisinde etkinliğini sürdürebilmek için NATO'nun etkinlik alanını Doğu'ya doğru genişletme çabası, Alman- ya ve Fransa'nın Avrupa'da kendi askeri gücünü oluşturarak ABD'aen bağımsız bir askeri güven- lik sistemi oluşturmak istemesi, Avrupa coğraf- yasında etkinlik mücadelesine hız kazandırmış- tır. Bu gelişmelerin Balkanlar'daki ortamı gergin- leştirdiği ve etnik gruplann, etnik kımliği kullanan liderlerin tuzağına düşmesine yol açtığından söz edilmemektedir. Balkanlarda büyük güçlerin bölgesel etkinlik mücadelesinin bir benzeri de Kafkasya'da ya- şanmış, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki Karabağ sorunu, bölgede etkinlik kurmak ıçın çaba gösteren ABD ve Rusya arasında bazı böl- ge ülkelerinin de katılmasıyla yeni bir şekle bü- rünmüştür. Rusya'nın etkinlik için Ermenistan'a destek vermesi Azerbaycan'ı ABD'ye doğru itmış, bölgesel rekabet azınlıklar sorunu olarak göste- rilmiştir. AGlT'in görevi, çatışmalar başlamadan önce çatışmaları önleyici yöntemleri uygulama- ya koymakken, bunu yerine getirmemiştir. Azınlıklar sorununun çözümü bu tür oyunlar sürdükçe mümkün olmayacaktır. Azınlıkların bu- lunduğu ülkelerin boyun eğdırılmelen, azınlık kar- tı kullanılarak sağlanmaya çalışılacak, çıkmaza gi- ren liderler toplumda gelişen milliyetçi duygula- n kullanmaya itilecektir. Bu tuzak sayesinde ye- rel ve bölgesel düzenlemelerde büyük güçler in- sani müdahale adı altında söz sahibi olmaya ça- lışacakiardır. Büyük güçlerin güç politikası üzerine kurduk- ları kendi uluslararası sistemleri, Balkanlar'da da Kafkasya'da da anlaşmazlıklara ve savaşlara kat- kıda bulunmuştur. Bu çatışmalardan kendi hesap- lanna uygun sonuçlar e)de edenler, çatışmalar- dan dolayı hıçbir sorumluluk kabul etrnedıklen gn bi müdahale harcamalannı da Körfez Savaşı'nda olduğu gibi bölge ülkelerine yüklemekten çekin- memişlerdir. Ismail Cem'in katıldığı Lüksemburg'daki salı günkü AB Ortaklık Konseyi Toplantısı'nda yine Tür- kiye'ye yüklenilmiş ve insan haklarından söz edi- lirken genel olarak tüm vatandaşlann değil de Kürtlerin etnik kimliklerinin gündeme getirilmesi Cem tarafından tepkiyle karşılanmıştır. İnsan hak- lan denince ve özellikle Türkiye söz konusu olun- ca Batı'nın aklına etnik kimlik gelmektedir. İnsan haklannın bireyin ekonomik ve sosyal hakları ol- duğu onları ilgilendirmemektedir. AGİT toplantı- sında azınlıklann temsilinden bahseden dönem başkanı, nedense, sorunun temelinde yatan bi- reyin temsili ve kurtuluşundan söz etmemekte- dir. Tabii ki bundan söz etmeye başlayınca, Batı kapitalizminin insan haklan maskeli sivil ya da res- mi, hükümete bağlı ya da değil uluslararası ano- nim şirketlerinin uluslararası soygun düzenini giz- lemekte zorlanacaklardır. E-mail: emiingurses(g yahoo.com B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 1 SOLDAN SAĞA: 1/Ciğer,yürek ve böbrekle yapılan, Gazi- 2 antep yöresine 3 özgübirtürke- bap.2/Karak- 4 ter... Damarlı 5 veyansaydam bir taş. 3/ Bu- run iltihabı... Üzerine yazı 8 yazılan tabak- g lanmış ceylan derisi. 4/ Paramızı simgeleyen harfler... 1 Gönül avlayan tavır, 2 cilve. 5/ "Ben gider- 3 sem sazım sen kal 4 dünyada/ Gizli sırlan- 5 mı — etme" (Âşık g Veysel)... tran'ınpla- , ka işareti. 6/ Su bu- lunmayan yerlerde su niyetiyle toprak, kum gibi şeylerle aptes alma. II tngiltere'de çok sevilen bir cins bira... Balçık. 8/ Neptünyum elementinin simgesi... Bir tûr ince meşin. 9/ Sağlıklı... insan se- siyle ezgili sesler çıkarma, müzik yapıtlannı ses- lendirme sanatı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ "Eşekhıyan, acıkavun" gibi adlar da verilen ot- su bir bitki. 2/ Nazilenn politikasında Germen ır- kından kimselere yakıştırılan ad... Halk müziğin- de bağlama çalma tekniklerinden bın. 3/ Hiçbir üretici çalışmada bulunmadan, yalnızca mülkünün geliriyle yaşayan kimse. 4/ Prensip... Bir bağlaç. 5/ Borsada belli miktardaki hisse senedını belırtmek- te kullanılan işlem birimi... Ürdün'ün başkenti. 6/ En kısa zaman süresi... Sert buğdaydan elde edılen. taneleri m un. II Kiraz rakısı... Hisse, pay. 8/ Ara- lannda dil, kültûr ve töre ortaklığı bulunan insan topluluğu... Uzaklık işareti. 9/ " — yolu beklerim/ Günü güne eklerim" (Türkü)... Hava ve gaz akım- lan oluşturmakta kullanılan aygıt!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle