27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•\S NİSAN 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Fetriye Erttarm • BRÜKSEL(AA)- Belçika'da tutuklu bulunan Sabancı suikastı faillerinden DHKP-C üyesi Fehriye Erdal'ın iadesine ilişkin son adli oturum 11 Mayıs'ta yapılacak. Türkiye, geçen kasım ayında, Fehriye Erdal'ın iadesini Belçika'dan resmen istemiş, sanığın tutuklu bulunduğu bölgenin Bruges ve Gent mahkemeleri bu iade istemini yasal ve haklı bulmuşlardı. Bu konuda son karan Adalet Bakanı Marc Wervilghen bildirecek. DHKP-C örgütû ise dün Belçıka ve Hollanda gûvenlik birimleri ile Belçıka Kraliyet Savcısı Johann Delmulle'e yönelik tehditler içeren 5 sayfalık bir bildiri yayımladı. tstanbuTda asayiş uygutamalan • tstanbul Haber Servisi - îstanbul'da önceki gece yapılan huzur operasyonlannda, fanatik fûtbol takımı taraftarlanmn da aralannda bulunduğu 139 kişi gözaltına alındı. Istanbul Emniyet Müdürlüğû'nden yapılan açıklamada, operasyonlaruı Beşiktaş- Galatasaray maçı öncesi olay çıkarabilecek kişilere yönelik ve il genelinde asayişin sağlanmasüçin düzenlendiği belirtildi. S&nitten zeNrlenmeye tepki • tstanbul Haber Servisi - Eğitim, Bilim ve Kûltür Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) 2 No'lu Şube Başkanı Alaaddin Dinçer, okullardaki gıda zehirlenmelerine karşı "süreklileşen denetün ve beslenme eğitiminin sağlanması" gerektiğini belirtti. Dinçer, yaptığı yazıh açıklamada, finnlar başta olmak üzere simit gibi yiyecek maddelerinin üretildiği işletmelerin sağlıksız ve denetimsiz olmasının, sorunun temel kaynağını oluşturduğuna dikkat çekti. Beleıiyelepde grev karan • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sendikalarla belediyeler arasında devam eden toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde 17 belediyede alınan grev karan, 4 belediyede uygulamaya konuldu. 947 belediyede ise sözleşme görûşmeleri sürûyor. Hizmet-tş Sendikası Genel Başkanı Hûseyin Tannverdi, belediyelerin ağır ekonomik tablonun faturasını çalışanlanna çıkarmak istedığını öne sûrdü. Gençlere cezayağdı • DtYARBAKIR (Cumhuriyet) - Mardin'in Kızıltepe ilçesinde PKK yanlısı 'Kûrdistan Çağdaş Öğrenciler Demeği'ni kurduklan iddiasıyla 9 lise öğrencisi ile onlan bu örgütlenmeye azmettirdiği öne sürülen HADEP Gençlik Komisyonu başkanıyla ilgili davada gençlere ceza yağdı. Mahkeme, liseli gençlerin her birine 2'şer yıl 6 ay hapis cezası verirken HADEP Kızıltepe Gençlik Komisyonu Başkanı Aslan Erin'i ise 12 yıl 6 ay hapse mahkûm etc. CHP, Türkiye adına ilk kez AP Sosyalist Grubu Toplantısı'na katıldı 6 Dış poHtika unütuldu9 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkan Yardımcısı tnalBa- tu, cumhurbaşkanlığı seçünine endeks- lenen hükümetm dış politikayı unuttu- ğunu savundu. Batu ve Genel Sekreter Yardımcısı Şuk Bucak, dûn genel merkezde dü- zenledikleri basın toplantısında, 10-11 Nisan tarihlerinde Brüksel'de kaüldık- lan Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı ile Avrupa Sosyalist Grubu Toplantısı hakkında bilgi verdiler. Hü- kürnerjn dış politikayı unuttuğunu belir- ten Batu, Avrupa Birliği'ne (AB) aday- lık ilişkilerinin sûratle ileriye götürül- mesi için Tûrkiye'ye vaat edilen kredi- lerin ödenmesi konusunda yoğun yapı- lanma ve girişim gerektiğini, ancak bunlann ihmal edildiğini vurguladı. Ba- tu, "Türidye'ye vaat edOen kredüer bu- hariaştT diye konuştu. Batu, Brüksel'de katıldıklan Sosya- list Enternasyonal Konsey Toplantı- sı'nda, dünya sosyal demokratlannın i- dam cezası ile mücadele, kadına karşı şiddetın önlenmesi, Afrika'da açlık ve yoksullukla mücadele ile dünyada en yoksul ülkelerin borçlannın silinmesi konulannda olmak üzere 4 ayn kam- panya başlatma karan aldıklannı bildir- di. CHP'nin kampanyalara katkıda bu- lunmak üzere elinden geleni yapacağı- nı belırten Batu, bu amaçla bugün Îstan- bul'da düzenlenecek "21. Yüzyıkla Ka- duuo Siyasetteld Yeri" konulu toplantı- ya katılacaklannı söyledi. Batu, Brüksel'deki toplantının ardın- dan Strasbourg'a geçtiklenni ve Avru- pa Parlamentosu Sosyalist Grubu'nun toplantısına katıldıklannı belirtirken, "Bu bir üktir. TBMM'debuhınmayan ve eksikliği hissedilen CHP, ne garip bir te- ceflkür Id önce Avrupa Parlamentosu'na gjrmiş buhınuyor. Bu hem övünülecek bir şeydir hem de hazm bir durumdur" diye konuştu. Batu, bu toplantıda insan haklan, idamlar ve HADEP'li belediye başkanlan ile Akuı BirdaTın tutuklan- malanyla ilgili olarak Tûrkiye'ye ağır eleştiriler yöneltildiğini de belirtti. Bucak da bugün Îstanbul'da gerçek- leştirilecek "21. Yüzyüda Kaduun Si- yasetteki Yeri" konulu toplantı ile ilgili bilgi verdi. Bucak, toplantıya Sosyalist Enternasyonal Genel Başkan Yardımcı- sı Erdal Inönü, Kadın Sosyalist Enter- nasyonalı Başkanı Dolors Nerau, Baş- kan Yardımcısı Anna Kamanou ve Ge- nel Sekreteri Mariene Haas'ın da katı- lacağını bildirdi. Yargıtay Perinçek karan bozuldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay 9. Ceza Dairesi, IP Genel Başkanı Doğu Permçek'in «bajücüterör örgütüne yanfam ettiği ve devletin emnryeti açtsından gereken bdgderi ete geçirdiğr iddiasıyla açılan davada verilen erteleme karannı bozdu. Ankara 1 No'lu DGM'de görülen davada, Perinçek "terörörgütüne yardnn etmek ve devletin emniyeti acBmdaıı ı kahnast gereken bdgeteriekie etmek", partı genel sekreteri Mehmet BedriGûltekin, genel başkan yardımcısı Hasan Yalçın da "devietin gizfikahnası gereken belgeleri ekk etmek" suçlanndan yargılanıyordu. Bu davayla ilgili olarak DGM erteleme karan vermişti. Bu karar sanıklar tarafindan temyiz edilmişti. Sanıklar, temyiz gerekçelerinde "suçsuz okhüdarmı, davanm devam ederek sonuçbuHurdması" gerektiğini ileri sürüyorlardı. Temyiz ıncelemesini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi karannda, "İddianameye göre sanıklara anh suçun 4454 sayıh Basm ve Yayuı Yoluyla Işlenen Suçlann Erteknmesine Dair Kanun'un kapsamında mötalaa edflemeyeceği gözetihneden, davaya devam edflerek nihai hûkûm kuruhnası yerine yazıh şeküde karar verflmesi usul ve yasaya aykındır" denildi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART L//GUN , HAZIR LAPtK.BH ot-SüK/.'. Fener Rum Patriği'nin Rau'ya nişan vermesi tepkiye neden oldu Ortodokslam suçladıJstanbul Haber Servisi - Türk Ortodoks Patrik- hanesi, Fener Rum Patri- ği L Barthoioıneos'un geçen hafta Almanya Cumhurbaşkanı Johan- nes Rau'ya "dini nişan" vermesine tepki göster- di. Patrikhane basınla halkla ilişkiler sorumlu- su Sevgi Ereneroi, "Fe- ner Rum Patrikhanesi 'devlet içinde devlet' ohna yohın- dadır, patrik kendisini devlet baş- kanı olarak görmektedir" dedi. Patrikhane adına açıklama yap- mak üzere bir basın toplantısı dü- zenleyen Sevgi Ereneroi, Rau'nun Türkiye ziyareti sırasmda Fener Ortodoks Rum Patrikhanesi'ni de ziyaret ettiğini anımsatarak, son 2 yıldırTürkiye 'ye gelen tüm devlet başkanlannm Fener Rum Patrik- hanesi'ni ziyaret ettiğini ve patrik tarafından kutsandığını kaydetti. Bu başkanlardan hiçbirinin Diya- net Işleri Başkanlığı ya da Türk milli kilisesi olan Türk Ortodoks Patrikhanesi ile görüşmeye tenez- • Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Ereneroi, "Fener Rum Patriği, sanki Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırlan içinde iki devlet başkanı varmış gibi hareket etmektedir" dedi. zül etmediğıni anlatan Ereneroi, "Fener Rum Patriği, sanki Tûrki- ye Cumhuriyeti devleti sınırlan içindeiki deviet başkanı varmış gi- bi hareket etmektedir'' dedi. Bartholomeos'un ziyaret sıra- sında Rau'ya bir nişan verdiğini belirten Ereneroi, laik Türkiye Cumhuriyeti'nde bir Türk vatan- daşının başka bir devletin temsil- cisine dini nişan vermesinin yasak oldugunu söyledi. Rau'ya verilen tt Aziz Andreas Nişanı"nın çok an- lamlı bir haç oldugunu ve Hıristi- yan âleminde çok kutsal bir değer taşıdığını vurgulayan Sevgi Ere- nerol, olayuı üzerinden bir hafta geçmesıne rağmen yet- kililerden hiçbir tepki gelmediğini kaydetti. Ereneroi, I. Bartholo- meos'un AGlT zirvesi sırasmda Türkiye'yi zi- yaret eden ABD Başka- nıBiUCKnton ıneşıHil- lary Clinton a da bir ni- şan sunduğunu, ancak o dönemde patriğin yeni statüsü henüz belirlen- medigi için Bill Clinton'a nişan takmadığmı savundu. Ereneroi, "AB, Heisinki zirvesi netkesinde patriğin devlet başkanı statüsünü beiüiemişolacakki bu sefer Ahnan Cumhurbaşkanı'nın bo>nuna bir nişan takmışür. Fener Rum Patrik- hanesi 'devlet içinde devlet' ohna yolundadır, patrik kendisini devlet başkanı olarak görmektedir" dedi. TBMM'deki tüm millervekille- nne bu konu ile ilgili olarak araş- tırma önergesi verilmesi önerisin- de de bulunan Ereneroi, bu duru- ma ses çıkanlmaması halinde "Bi- zans devleti"nin tanınmış kabul edileceğini öne sürdü. İÜ Rektörlügu Telif komisyonu kuruldu tstanbul Haber Servisi - Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Tanör hakkında TÜSlAD'a hazırladığı rapor karşılığında aldığı telif ücretini üniversite döner sermayesine yatırmadığı gerekçesiyle soruşturma açan ÎÜ Rektörlügu, telif haklan konusuna "açıkhkgetirmek" üzere, içinde yalnızca 1 hukukçunun yer aldığı komisyon kurdurttu. Telif haklannın tanımlandığı 2547 sayıh Yüksek Öğretim Yasası'nın 36 ve 37. maddesine açıklık getirici rapor hazırlaması beklenen komısyonda hukukçu olarak yalnızca Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Cumhur Özakman yer ahyor. Başkanlığına Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dinçer Gülen'ın getirildığı komisyonda, Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr Bûlent Seçkm, tstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Erzengin ve Edebıyat Fakültesi Eskiçağ Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Taner Tarhan görevlendirildi. IU Rektörlügu, TÜSlAD'a hazırladığı"Türkiye'd eDemokratik Standartlann Yûkseltihnesi" adlı rapor karşılığında net 1 milyar 200 milyon lira telif ücreti alan Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent Tanör hakkında, bu ücreti üniversite döner sermayesine yatırmayarak 2547 sayıh yasanın 36. ve 37. maddesine aykın hareket ettiği gerekçesiyle soruşturma açtırmıstı. IRMIKIAYDEV ENGÎN aengin@doruk.net tr Kaldı on gün. On gün son- ra, 25 Nisan gece 24'e kadar aday gösterilenler arasından bir cumhurbaşkanı seçilecek. Seçilemezse... Hayır, seçilecek. Meclis kendi eliyte kendi ipini çeke- cek değil ya, adaylara bakıp, "Şuna değmiş, buna değme- miş" hesabıyia da olsa birini devletin başkanı olarak seçe- cekler. Altı ay Süleyman Demi- rel'in görev süresinin uzatıl- masını taraşıp tartışıp karara bağlayamayanlar, şimdi on gün içinde bir cumhurbaşka- nı adayı bulacaklar. Üstelik olup bitenlere bakı- lırsa pek acele eden de yok. Haydi Ecevft'in grip olup ya- taklara düşmesini, iki üç gün- lük mola verilmesini anladık. Ama bu koşullarda dahi hanl Yangından Cumhurbaşkanı Kaçırmak hanl aday arayışı, aday niteli- ği ve adı üstüne nabız yokla- ması, eğilim saptaması bal gi- bi yapılabilirdi. Haydi Ecevit yatağa düştü, ötekiler de mi nezle grip olup siyasal ödevlerini yerine geti- remez hale geldiler? Sonuç olarak bilmem ne il- çesine veteriner müdürü tayi- ni değil, Türkiye Cumhuriye- ti'nin en tepesine oturacak ki- şinin seçimi yapılacak. Bunca savsaklamanın, bu kadar kör kör parmağım gözüne ağırdan almanın bir anlamı olsa gerek. Birileri bunu hesapladı da mı ağırdan alıyor bilemeyiz. Ama pratik olarak cumhurbaşkanı adayı ya da adaylan son bir- kaç güne, belki son birkaç sa- ate sıkıştınlacak. Ortaya çıkan adaylar üstüne ülke çapında bir tartışmanın yapılmasına değil, başlamasına bile fırsat kalmadan da seçim saati ge- lip çatacak. Ondan sonra... Ondan sonrası oldu da bitti maşallah, iyi olur inşallah. Seçme yöntemine gelince: Adaylar arasından "Buna değmiş, şuna değmemiş"... ••• Siz bunda bir tuhaflık, hatta "münasebetsizlik" görmüyor musunuz? Seçilecek olan, Meclis'in cumhurbaşkanı değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin cumhurbaş- kanı. Tamam, biliyoruz, Türki- ye'de represantativ (= temsili) demokrasi var. Şu ya da bu yolla milletvekili seçilip, mille- tin vekili olduklarına inanıp Meclis'e girenter kararveriyor. Sistemin tanımınagöre de "bi- zim adımıza " karar vermiş sa- yılıyoriar. Ama demokrasi bu kadar şekilciiiğe indirgendiğinde, özünü yitirir. Bu ülkenin devlet başkanının kim olacağının saptanmasında "milletin ve- killeri", en azından milletin bu konudaki eğilimleri üstüne bil- gilenseler gerek. "Askerolsun, hayırolmasın; şaibeli de olmasın. Şöyle ol- sun da böyle olmasın" diye a- day tanımlannın ciddiye alına- cak bir yanı yok. Tutup da "Şa- ibeli olsun, yolsuzluklara bu- laşmışlığı bulunsun " denecek değildi herhaJde. Kapı aralığında, zaman sı- kıştırması içinde bir oldubitti yaratılarak saptanacak bir a- day ya da adaylar arasından ve sadece onlar arasından bi- rinin seçilmesine giden bir sü- reç var. Bundan tedirginlik du- yan da yok. Besbelli ki aday- lar saptandıktan sonra yine kapalı kapılar ardında yürek burkucu pazarlıklar başlaya- cak; "Filancanın adayı seçil- mesin. öyleyse biz falancanın adayına 3. turdan itibaren yûklenelim" gibisinden bezir- gân hesaplan yapılacak ve... ...Ve Türkiye Cumhuriyeti kendine bir cumhurbaşkanı seçmiş olacak... Bunun adı "yangından cumhurbaşkanı kaçırmak" değilse nedir? POLMKA GÜNLÜĞÜ HÎKMET ÇETİNKAYA Kadın Tanrıçadır... Tannça en temel evrensel paradoks olarak mı tanımlanır? Doğan Kitapçılık'tan çıkan Mannuella Dunn Mascetti'nin (Çeviri: Belkıs Çorakçı) Içimizde- ki Tannça - Kadınlığın Mitolojisi' bize düşünme yeteneğini veren bir olguyu anlatıyor... Söylencelerde tannça' ulaşılmaz bir varlıktır; o var lık, evrensel birieştiricilikle dönüştürü gücü oluşturur... Tannçanın şarkısı tüm kadınlann şarkısıdır... Köleliğin, ezilmişliğin, şiddetin resmi, tannça- nın korku dolu gözlerinde ataerkil düzene kar- şı çıkmakta zoıianmıştır... Söylenceler masaldır... Ama kadın, evrenin yaratıcısıdır; evrende onun biçimi, kadın dünyasının akarsuyudur... Eski bir Sansknt efsanesine göre Yaratan, er- keği yarattıktan sonra, ayın yuvarlaklığını, tırma- nıcı bitkilerin kıvnmlannı, yapraklann hafifliği- ni, bulutlann aglayışını, kaplanın zalimliğini, ate- şin tatlı akışkanlığını, kariarın soğukluğunu ve kuşlann cıvıltısını bir araya getirip kadını yarat- mış ve onu erkeğe sunmuş. Üç gün sonra erkek, Tann'ya gelip şöyle demiş: "Bana verdiğin bu kadın durmadan konuşuyor, beni hiç rahatbırak- mıyor, sürekliilgi istiyor, bütün vaktimi alıyor, her şeye ağlıyor, hiçbir iş de yapmıyor. Onu geri al- manı istiyorum." Tanrı bunun üzerine kadını ge- ri almış. Ama çok geçmeden erkek geri gelmiş ve demiş ki: "O şarkı söyleyip dans ederdi, gö- zucuyla beni izlerdi, oyun oynamayı çok sever- di, korktuğunda bana sanlırdı, gülüşü müzik gi- biydi, onu seyretmek çok hoştu. Onu bana geri ver." Böylece Tann kadını erkeğe geri vermiş. A- ma üç gün sonra erkek yine kadını geri getirmiş veTann'dan onu almasını istemiş. "Olmaz" de- miş Tann, "ne onunla ne de onsuz yaşıyorsun. Elinden geldiği kadar idare etmeye bak". (Say- fa:21) ••• Kadın, kelebeğe benzer mi? Kitabın Koza' bölümünü birlikte okuyalım: Buluğ eşiğini henüz geçmiş olan ve şimdi ye- ni bir duyusal ve ruhsal hayatla karşı karşıya olan genç kadın, bir ilkbahar günü kanatlanmaya başlayan bir kelebeğe benzetilebilir. Içi taze ve olumlu birenerjiyle dolu olan genç bakire, haya- tı büyük bir renk ve biçim cümbüşü olarak gö- rür; şimdi bütün bu renkler, biçimler ulaşabile- ceği bir mesafededir. İçinde engel tanımayan bir uçma isteği vardır. Bakire arketipi, kadının henüz dünyevi bağla- nn dokunmadığı "el değmemiş", saf ve bozul- mamış yönünü temsıl eder. Bu, kadının gerçek anlamda vefiziksel olarak bakire olduğu anlamı- na gelmez. Daha çok, yalnızca kendi öz gerçe- ğinde konuşup yaşadığını, davranışlannda açık sözlü oldugunu, kendi içgüdülerinin peşinden gittiğini belirtir. Kadının ruhunda bu arketip baskın durumday- sa, onun başkalanyla olan ilişkilerinde en dik- kati çeken özellik, kendi kendisinin efendisi ol- masıdır. Kendi ruhunu arama ve sanki büyülü bir bilgelik meşalesine sahipmiş gibi, belli bir anda • kendisi için en iyi olanı seçme kapasitesi, baki- re kadının kendi yolunda iteriemesini ve karar- lannı alırken başkalanndan etkilenmemesini sağ- lar. Burada, "bakire kadın"ı geleneksel olmaya- bilecek davranışlara girmeye ve yine geleneksel olmayabilecek rolter üstlenmeye iten bir ruh öz- güriüğü söz konusudur. örneğin bakire kadın an- nelik ya da evlilik gibi olaylara ilgi duymayabi- lir. Hayatını ruhsal bir benlik arayışına haredebi- lir, meditasyon yapabilmek için birtekkeye ya da manastıra girebilir. Aynca hem özel hayatında hem de meslek hayatında serüvene yatkın, cü- retkâr biri olabilir. Dağcılık, pilotluk, avcılık ya da denizcilik gibi cesaret gerektiren hobilere yöne- len kadınlar genellikle bakire arketipinin özellik- lerini sergiler. (Sayfa: 65) ••• Aşk duygusunu alevlendiren kadındır erkeğe göre... Bu çok eski çağlardan gelen bir söylencedir... Haydi söyleyin bakalım, 'aşktannçası'öldürü- cü oklarfıriatan bir nişancı mıdır? Don Juan Tris- tan'ın sapkın konsülîüğü ölümcül bir tutkunun yerini mi almıştır? G. Apollinaire, "Sanşın kızlanyanıma getirin" dediğinde kiraz mevsimini büyüleyen yeşil saçlı perileri mi düşünmüştü? Siz hiç yedi kadın gördünüz mü ay ışığında? Kadın tannçadır!.. hikmet.cetinkaya(« cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Cunnhurryet ^ kitap kulûbü ÇA&MIN TANIĞI ÜÇ YâZM 2 BASI KIMİLAY OUYI VE TARİKAT SANCIU YILLAR KU$ATILMI$ POSYUNDA KÜRT ZAMBAK SANA DA BULAJT1 KAN DİNJARONUNUN KAZLAH A|IK KADINLAR SOKAĞI 2 BASI JERİAT PAZARI SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL TURKİYE'NİN JEHAN ÜÇ6ENİ »ZLERİN POYRAZ Cumhunyet Krtap Kulubu Çağ Pazariama A Ş Turkocağı Cad No:39/41(34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle