Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-I MART 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Teknîk
elemanlara
tazminat
• ANKARA(AA)-DYP
Çanakkale Milletvekili
Nevfel Şahin, kamuda
çalışan teknilc elemanlara
"teknik eleman
tazminatı" ödenmesini
öngören yasa önerisini,
TBMM Başkanlığı'na
sundu. DYP Çanakkale
Milletvekili Şahin'in
önerisinin yasalaşması
halınde, en az 4 yıllık
yükseköğrenim görmüş,
(mühendis, mimar,
ekonomist, şehir ve bölge
plancısı) teknık
elemanlara, kadro unvanı
ve kadro hizmet sınıfına
bakıimaksızın en yûksek
devlet memuru ayhğı
kadar teknık eleman
tazminatı ödenecek.
Ağansoy'un
iMdüPübnesi
davası
• Istanbul Haber Servisi
- Organize suç örgütü
elebaşısı Alaattın Çakıcı
ile 11 sanığın, Bebek'teki
çay bahçesinde Tevfik
Nurullah Ağansoy'un da
aralannda bulunduğu 4
kişinin öldûrülmesine
ilişkin yargılanmalanna
Istanbul 2. Ağır Ceza
Mahkemesi 'nde devam
edildi. Fransa'dan iade
edilen Çakıcı, "iade
prosedürü" gereği bu
duruşmada
yargılanamazken
Çakıcı'nın gıyabi
tutukluluğunun
kaldınlmasına ılışkın
istem reddedildi.
Martta2.5
katrilyon
bopçlanlacak
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Hazıne, mart ayında
gerçekleştireceği 3 tahvil
ihracıyla toplam, 2
katrilyon 50 trilyon lira ile
2 katrilyon 550 trüyon lira
borçlanacak. Toplam 3
katrilyon 455 trilyon lira
borcun ödeneceği mart
ayında Hazıne, 3 katrilyon
145 trilyon lira ödeyeceği
15Mart'tanönce 10
Mart'ta 2 yıl vadeli ve 14
ay vadeli tahvil satışlan
gerçekleştirecek. Hazine
son olarak da 11 ay vadeli
tahvil satışıyla 50 trilyon
lira ile 150 trilyon lira
arasmda borçlanacak.
Hazine'nin mart ayında
ödeyeceği 3 katrüyon 455
trilyon lıralık borcun 1
katnlyon 697 trilyon lirası
anapara, 1 katrilyon 758
trilyon lirası ise faız
ödemesinden oluşacak.
MÜSbUrdan
Demiref'e tepki
• İSTANBUL(ANKA)-
Mûstakil Sanayici ve
Işadamlan Derneği
(MÜStAD) Genel
Başkanı Ali Bayramoğlu,
Cumhurbaşkanı
Sûleyman Demirerin 28
Şubat sürecinin
cumhuriyetin kurulması
ile başladığını ve
sürdügünü belırttığı
açıklamalanna tepki
gösterdi. Bayramoğlu ve
MCSlAD Yönetim
Kurulu üyeleri "Türkiye
Ekcnomisi 2000"
rapcrunu, düzenledikleri
basn toplantısı ile tanıttı.
Bayamoğlu, "28
Şutat'tan ağzımız yandı"
ded.
Tokmak'tan
açklama
• Manbul Haber Servisi
- DSK Genel Sekreteri
Muat Tokmak, yapüğı
yazlı açıklamada,
DÎSC'in kamuoyunda
"7"i Sivil Inisiyatif"
olaak bilinen oluşumdan
aynmasının ardından,
"DSK'in bu karan,
istirar ve uzlaşmayı
boar" yönûnde
de>£rlendirmelerde
bulnulduğunu belirterek
bilcek ya da bilmeyerek
yarianbu
deprlendirmelerin
kaıuoyunun DİSK
al«hine yanlış
yöıendirilmesine hizmet
edeeğini kaydetti.
Nükleer santral ihalesi çevre mevzuatı açısından uluslararası sözleşmelere aykın
Akkuyu şantrah yasachşı
DUZYAZI
SERDARKIZIK
İZMİR - Bir dizi olumsuzluk-
lara yol açacak Akkuya'ya nükle-
er santral projesi, aynı zamanda
çevre mevzuatı açısından da bir-
çok uluslararası anlaşma ve söz-
leşmeye de ters düşüyor...
Bugüne değin TAEK tarafın-
dan 1976 yılında TEK'e verilen
"yer lisansı iznine" dayalı olarak
yürütülmeye çalışılan projenin,
insan ve çevre sağlığı açısından
etkilen hiç incelenmedi. Santralı
yapılırsa tüm canhlara, çevreye,
denize, bitki örtûsüne, havaya ve-
rilecek zararlar ve etkilerin top-
lumsaj maliyetleri, sonuçlan araş-
nnlmadı.
Başta kendi yasalanmız olmak
üzere birçok uluslararası anlaşrna-
lar göz ardı edildi. Oysa 1993 yı-
• Akkuyu nükler santralının canlılara, çevreye, denize, bitki örtûsüne ve havaya
vereceği zararlar araştırümadı. Oysa 1993 yılında yûrürlüğe giren Çevresel Etîci
Değerlendirmesi (ÇED) yönetmeliğine göre, hükümetin dayattığı ihale
gerçekleşmeden önce ciddi, bilimsel çalışmalar yapılması gerekiyordu.
lında yürürlüğe giren Çevresel Et- başvurusu yapılması gerekiyordu. konulannda yûrürlüğe giren söz-
ki Değerlendirmesi (ÇED) yönet-
meliğine göre, hükümetin dayat-
tığı ihale gerçekleşmeden önce
cıddı. bilimsel çalışmalar yapıl-
ması gerekıyordu.
Bugünkü yasal düzenlemelere
göre nükleer santrallar içın ÇED
raporu hazırlanması bir zorunlu-
luk. Ancak 17 Aralık 1996 günkü
Resmi Gazete'de "Muhtetif Mal-
zeroe Satın Ahnacaknr" ilanıyla
ihaleye çıkan TEAŞ tarafindan,
bugüne kadarÇevre Bakanlığı 'na
başvuruda bulunulup, ÇED süre-
cı başlatılmadı. Oysa ihaleden,
hatta yer lisansuıdan önce ÇED
Savxmma olarak, ihale sonuçlanıp
kazanan firma belli olunca, ÇED
raporu hazırlanacağını belirtmek-
le yetindi. Bu durum TEAŞ'ın
MAI ve uluslararası tahkime gü-
vendiği kuşkulannı oluşturdu.
Uluslararası anlaşmalar
1976 yılındakı "yer Ksansı iz-
ni"yle başlatılan çalışmalarda.
özellikle çevre bilinci açısından
dünyanın o tarihten bugüne değin
aldığı yol hiç gözetilmedi. Çevre
konusundaki hassasiyet, uluslara-
rası anlaşmalar dikkate alınmadı.
Çevre koruma ve toplum sağlığı
leşmelere uyulmadı. 13.1.1994 'te
açılan Akkuyu NS müşavirük hiz-
metleri ihalesi ile 19.12.1996'da
açılan Akkuyu NS inşaat ihalesi
sanki Türkiye bu sözleşmelere
imza atmamış gibi sürdürüldü.
Oysa bugün yürütülen iç ve
uiuslararası hukuka aykın ihale
sürecine ivedilikle son verihnesi
gerekiyor.
• 1992-Çevre ve Kalkınma
üzerine Rio Zirvesi Sonuç Dekla-
rasyonu'na göre insanlar, doğa ile
uyum içinde sağhkh ve verimh bir
hayata layıktır. Çevre konulan en
iyi şekilde, ancak ilgili bütün yurt-
lântral karSltlan ffÖ7altina alindl N Ü W e e r
Santrallara Karşı Güç Birliği Platfor-
SUIlirUl hUrşlUUri gUZUllinU UUniU m u
>n u n T a k s i m
tramvay durağı önünde yapacağı
basın açüdamasına müdahale eden polis yaklaşik 30 ldşi>i gözaltına akb. Aralannda Çevre Mûnehdisleri Odaa İstanbul Şu-
besi, KESK Enerji-Yapı Yol Sendikası tstanbul Şubesi, Greenpeace, Efendisizler gazetesi ve Demokratik Oğrenci Birtikkri'nin
bulunduğu yaklaşik 100 kişitik grup nükleer santrallan protesto eönek araacıvla saat 12JO'da framvay durağmda toplandt
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tstanbul Şubesi Başkanı Gazi tpek'in burada basın açıklamasını okunıak istemesi üze-
rine polis, izinsiz olduğu gerekçesiyle olaya müdahale ettL Bunun üzerine gruptakilerden baalan yere yatarak "Nükleere na-
yır" di>e slogan attL "Dünyada sonu gelmiş nükleer santrallara karşı, temiz, yeterli, güvenU ve ucuz enerji kaynaklan"nı sa-
vunan grup, yazıb açıklamasında, Türkiye'nin nükleer santrala ihtiyaa ohnadiğuu vurguladı. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK)
Batılı ülkelersantrallarını kapatırken lobiler Türkiye'ye bashyapıyor
AB nükleerden vazgeçiyor
BANUSALMAN
ANKARA - Avrupa Bırliğı
(AB), 2030 yılına kadar nükleer
santral kapasitesinin tamamını
devre dışı bırakmaya hazırlanır-
ken uluslararası nükleer lobilerin
baskısıyla Türkiye'de Akku-
yu'ya nükleer santral yapılmaya
çalışılıyor. Koalisyon partileri-
nin görüş farklılığı içinde oldu-
ğu ihale, hükümetin karar vere-
memesi nedeniyle açıklanamı-
yor.
Nükleer güce sahip 8 AB üye-
si ülkenin 2030 yılına kadar 13 8
bin megavat olan kurulu nükle-
er gücünün 121 bin megavathk
bölümünü devreden çıkaracağı
saptandı. Nükleer güce sahip 8
ülkeden Fransa ve Finladiya dı-
şmdakilerin 1995 yılından itiba-
ren nükleer yatınmlan bıraktığı.
Fransa'nın da 2030'a kadar 73
bin 100 megavathk gücünün 57
bin megavatlık bölümünü kapa-
tacağı öğrenildi.
Nükleer santrallann yarattığı
atıklar konusunda çözüm ürete-
meyen AB ülkeleri, çevre örgüt-
lerinin ve yeşilci partilerin bas-
kısıyla nükleer santrallan adım
adım kapatma programı başlat-
tı. Gelişmiş ülkelenn kapattıkla-
n nükleer santrallan 3. dünya ül-
kelenne ıhraç ederek bu ülkele-
ri taşeron olarak kullanmak ıste-
dikleri iddia ediliyor. Gelişmiş
ülkelerin nükleer santrallardan
vazgeçme kararlanyla zora gi-
ren şirketler de 3. dünya ülkele-
rini yeni pazar olarak görüyorlar.
Nükleerci lobilerin yeni adres
olarak gördüğü Türkiye'de ise
defalarca uzatılan nükleer sant-
ral ihalesinde 1 Mart'a ertelenen
ihale teklif değerlendirme süre-
ci bugün sona eriyor. Konsorsi-
yumlann ve Batılı ülkelerin
"nükleer arenasına dönen" Tür-
kiye"de koalisyon partilerinın
Çevreci örgütlerden tepki
'Emperyalisigatişm'
Istanbul Haber Servisi- Nükleer karşıtı gönüllü kunıluşlar, 1
Mart 2000'de ihale sonucu açıklanacak ve Akkuyu'da inşasına
başlanacak nükleer santrab protesto etmek içın hazırhklara
başladı. Gönüllü kuruluşlann temsilcileri, nükleer santralı,
uluslararası sermayenin dayatoğı emperyalist bir girişim olarak
değerlendirdi. Greenpeace, Doğu Akdeniz Çevrecileri Batı
Akdeniz Çevre Platformu Karadeniz Çevre Platformu yerei
çevreci gruplar, sendıkalar ve kitle örgütlerinin de yer aldığı
Nükleer Karşrâ Platform, bir dizi eylem ve etkinlik planlıyor.
S.O.S. Akdeniz Demeği temsilcisi Neain Tinmır ise nükleer
santralm "emperysdfe bir gjrişHn" olduğunu savundu. Timur,
nükleer karşıu protestolan anti-emperyab'st çerçevede
örgütleyeceklerini irade ederek, Nükleer Karşıtı Güç Birliği
Platformu olarak Ankara'da miting yapacakJannı söyledi.
farklı şirketleri desteklemeleri
nedeniyle ihale sonuçlandınla-
mıyor. ANAP, ABD-Japon-
ya'dan Westinghouse'ı, MHP,
Enerji ve Tabii Bakanlığı danış-
manlan ile TEAŞ üst yönetimi
Kanada'dan AECL'i destekler-
ken TEAŞ fiıale Değerlendirme
Komisyonu Alman-Fransız kon-
sorsiyumu NPI'yı uygun bulu-
yor. DSP ise Akkuyu'nun sısmo-
îojik yönden yeniden incelenme-
sini ve deprem risklerinin aynn-
tılı olarak ortaya konmasını isti-
yor. DSP'nin mesafeli bakrığı
ihalenin yeniden ertelenme ola-
sılığı da artıyor.
Batılı ülkelerin üçüncü dünya
ülkelerine yönelttiği nükleer şir-
ketler ise lobi için kesenin ağzı-
m açıyor. Türkiye'de nükleer
santral kurulması için yapılan
baskılara karşuı, ABD'de de
nükleer santral kurmak isteyen
şirketlere önemli zorluklar geti-
rikneye başlandı. ABD'nin 1992
yılında çıkardığı enerji politika-
sı yasası ile nükleer santral tesi-
sinin kurulması ve işletilmesi
için tek bir ruhsat verilmesi ön-
görülmüştü.
Araştırma yapmak isteyen gazeteci ve akademisyenlere izin verilmiyor
Santral bölgesîne inceleme yasağı
OZANYAYMAN
İZMİR - Akkuya'da yapımı
planlanan nükleer santral böl-
gesine bilim adamlan ve gaze-
tecilerin sokulmaması, bazı
kuşkulan gündeme getirdi. Bi-
lim adamlan, hükümetin bugün
ihalesini sonuçlandırması bek-
lenen nükleer santral temelin-
de, Türkiye'nin gelişmiş ülkeler
tarafindan nükleer çöplük ya-
pılma isteğinin olduğunu belir-
tiyorlar.
Nükleer santrallann atıklan-
na dünyamn bir çözüm bulama-
dığını kaydeden uzmanlar,
"Sanrrallan işleten ülkeler bu
anklan başka ülketere gömme-
nin yoUannı anyorlar. Türki-
Dünya Enerji Konseyi Üyesi Onal Erdoğan: Santral
bölgesine sokulmadım. Sakladıklan ya da gizleyecekleri bir
şeyler olmalı ki bilim adamlanna bölgeyi yasak ediyorlar."
OOTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. (nci Gökmen: Santral
yasak bölge. Akkuyu'nun nükleer atıklarına, nükleer santral
işleten ülkelerin atıklannın da eklenmesi gündeme gelebilir.
yeHi de bunun için en uygun y-
er olarak göröyorlar ve kendi
vazgeçtikleri bir teknolojryi,
nükleer aüklanyla birhkte Tür-
kiye'ye dayatmaya çahşryoriar"
kaygısım dile gertrdıler.
Akkuyu'da yapıünası planla-
nan nükleer sanrralla bu-likte,
nükleer santral işleten ve atıklar
için bir çözüm bulamayan ülke-
lerin, Türkiye'yi bir nükleer
çöplüğe dönüştürmesinden
kaygılanan bilim adamlan, Tür-
kiye'de yapımı planlanan sant-
rallann temelinde, anklann ih-
racmın olabileceğini belirtiyor
ve sürecin Akkuyu ile başlatıl-
mak istendiğini vurguluyorlar.
Bölgede konuyla ilgili araştır-
ma yapmak isteyen Dünya
Enerji Konseyi Üyesi Ünal Er-
doğan, yetkililer tarafindan
santral bÖlgesinden uzaklaştı-
nldığını söyleyerek "Santraün
vapdacağı yere kimse giremiyor.
Ldn vermiyorlar. Sakladıklan
yadagizleyecekJeribû-şeyler ol-
malı ki bilim adamlanna bölge-
yi yasak ediyorlar'" dedi.
ODTÜ Öğretim Üyesi Prof.
Dr. InciGökmen de santral böl-
gesinin yasak olduğunu beürte-
rek şöyle konuştu:
"OzeDikle ağusutos ayındaki
etkinlikler sırasında santral sa-
hasma yaklaşılmasına kesüüık-
le izin verilmiyor. Türidye'nin
nükleerçöplüğe dönûştürülmek
istendigi yıDanhrdile getirfliyor.
Santralın işletilmesi gerçekleşir-
se, orada nükleer aüklar olacak-
nr. O süreçten sonra Akku-
yu'nun nükleer anklanna, nük-
leer santral işleten ülkelerin
auklannın da eklenmesi günde-
me gelebilir"
taşlann katılımı ile yönetüir. Dev-
letler, geniş çapta çevre bilgilen-
dırmesı yaparak kamuoyu aydın-
latılmasını ve katılımı gerçekleş-
tirecek ve teşvik edecektir.
• 1992-Rio-Gündem 21 Söz-
leşmesi'ne göre -7. Beş Yıllık
Kalkınma Planı ile hükümeti bağ-
layıcı olduğu kabul edildi. Hukü-
metler, iş çevreleri ve kalkınma
kuruluşlan, kalkınma projelerinin
biyoloji çeşitlilik üzerine etkisi-
nin nasıl değerlendirileceğini ve
bu çeşitliliği kaybetmenuı mali-
yetinin nasıl hesaplanacağmı öğ-
renmelidirler. Önemli etkilen ola-
bilecek projelerde, halkm geniş
ölçüde katıhnasıyla çevresel etki
değerlendirmesi yapıhnalıdn-. Hü-
kümetler, zararh atık riski yüksek
üretim sistemlerinin yavaş yavaş
kaldmunasuıı teşvik etmelidir.
Kaahm şagianrnah
Aynca kişıler, gruplar ve kuru-
luşlar, özellikle kendi toplumJan-
nı etkileyebilecek çevre ve kalkın-
ma kararlannı bilmeli ve bunlara
katılmalıdır. tnsanlara kararlar
hakkında bilgi vermek için, ulusal
hükümetler, kişilerin çevre ve kal-
kınma konulanyla ilgili bütün bil-
gilere ulaşmasmı sağlamalıdır. Bu
bilgi, çevre üzerine önemli etkisi
olan veya olabılecek olan üretim
veya faâliyetleri ve çevre koruma
önlemlerini içermelidir. Hükü-
metler, yerli insanlara ait toprak-
lann, çevreye uyum sağlamayan
ve kişilerin sosyal ve kültürel açı-
dan uygun bulmadığı faaliyetler-
den korunması gerektiğinı anla-
malıdır.
Biyolojikçeşhm
sözjeşmesi
Yine Türkiye taranndan onay-
lanan 1992-Rio-Biyolojik Çeşit-
lılık Sözleşmesi'nin 1,4/1 a sayıh
maddesine göre, sözleşen devlet-
ler biyolojik çeşitlilik için önemli
olumsuz etkiler doğurabilecek
mevcut proje önerilerinin bu
olumsuz etkilen engellemeye ve-
ya en aza indirmeye yönelik çev-
resel etki değerlendirmesine tabi
tutulmasuıı öngören uygun işle-
yişleri yürürlüğe koyacak ve el-
verdiğince halkm da bu işleyışle-
re katılmasuıı sağlayacakür. ,:
1979 Avrupa Konseyi-Yaban
Hayatı ve Yaşama Ortamlannı
Koruma Sözleşmesi'nin 3. mad-
desine göre her akit taraf, yabani
flora ve fauna ile doğal yaşama
ortamlannm, özeilikle nesli tehli-
keye düşmüş ve düşebilecek tür-
Ierin, özellikle endemik olanlan-
nın ve tehlıkeye düşmüş yaşama
ortamlannm bu sözleşme hüküm-
lerine uygun olarak muhafazası
amacıyla ulusal politikalannı ge-
liştıreceklerdir.
Diğer Sözteşmeler
Türkiye'nin kabul ettiği, bu an-
lamda eksikliklerinden ötürü nük-
leer santralın yapımını engelleyen
konuyla ilgili diğer uluslararası
sözleşmeler şunlar:
• Avrupa ve Akdeniz Bitki Ko-
ruma Teşkilatı Hakkında Sözleş-
me, Paris 1951 (Türkiye
10.08.1965).
• Kuşlann Korunması Hakkın-
da Uluslararası Sözleşme, Paris
1959 (R.G. 17.12.1966, Sayı
12480).
• Dünya Kültürel ve Doğal Mi-
rasının Korunmasına Dair Sözleş-
me, Pans 1972 (R.G. 14.02.1983
Sayı 17959).
• Avrupa'nın Yaban Hayatı Ve
Yaşama Ortamlannı Koruma Söz-
leşmesi, Bern 1979 (R.G.
20.02.1984, Sayı 18318).
• Uluslararası Öneme Sahip
Sulak Alanlar Haklonda Sözleş-
me, Ramsar 1971.
• Akdeniz'in Kirliliğe Karşı
Komnması Sözleşmesi, Barselo-
na 1976 (R.G. 12.06.1981, Sayı
17368).
• Akdeniz'in Kara Kökenli
Kaynaklardan Kirlen'cilere Karşı
Korunması Hakkında Protokol,
Arinal980(R.G. 18.03.1987, Sa-
yı 19404).
• Akdeniz'de Özel Olarak Ko-
runan Alanlara İlişkin Protokol,
Cenevre 1982 (Türkiye
06.11.1986).
• Biyolojik Çeşitlilik Sözleş-
mesi (5 Haziran 1992, Rio).
• Stockholm, tnsan Çevresi
Deklarasyonu, 1972.
• AGİK Helsinki Nihai Senedi,
1975.
• Akdeniz'in Kirliliğe Karşı
Korunması Sözleşmesi, Cenova
Deklarasyonu, 1985.
• BM/AEK Flora, Fauna veYa-
şam Ortamlannm Korunması
Deklarasyonu, 1988.
• BM/AEK Çevrenin Korun-
ması ve Doğal Kaynaklann Ras-
yonel Kullanımı için Bölgesel
Stratejisi, 1988.
• Avrupa Çevre ve Sağhk Şar-
h, Frankfurt 1989.
• Akdeniz Bölgesinde, Avrupa
Akdeniz Çevre Işbtrlıği Lefkoşa
Şartı, 1990.
• Akdeniz Bölgesinde, Avru-
pa-Akdeniz Çevre Işbirliği, Kahi-
re Deklarasyonu, 1992.
ORHAN BİRGtT
Akşener, 28 Şubat
ve Demirel
28 Şubat kararlannın üçüncü yılında, Milli Güven-
lik Kurulu'nun sivil üyelerinden eski Içişleri Bakanı
Meral Akşener, adeta coşkulu bir referans kimli-
ğindeydi.
Hürriyet, Sabah, Milliyet ve Milli Gazete'deki anı
röportajlannın yanı sıra dün de seçim çevresi olan
Kocaeli'nin en büyük ilçesi Gebze'de katıldığı bir pa-
nelde, Anadolu Ajansı'nın verdiği habere göre, "28
Şubat sürecinin 54. hükümetin yıkılması ve irticacı
kabul edilen kesımlerin iradesinin kırılması için ya-
pıldığım" söyledi ve ekledi:
"Her ikisinde de başanlı olundu. Biz demokrasi,
insan haklan ve hukukun üstünlüğü için mücade-
lemiziyaptık." Akşener'in bu panelden sonra bera-
berinde Gölcük 17 Ağustos Girişimi ile Gebze'yi ll
Yaptırma Derneği temsilcilerini de alarak Çankaya
Köşkü'nün yolunu tuttuğu ve her iki heyetin başka-
nı kimliği ile Cumhurbaşkanı Demirel'in saat 15.00
ve 15.15 kabullerinde bulunduğu da yine protokol
haberleri arasmda.
54. hükümetin içişleri Bakanı, yakın tarihimizde
gazete telefonlannı dinleme, bir televizyon merke-
zini basma olaylanna kanştığı savlan ile geçti. Doğ-
ru Yol'un Genel Başkanı Çiller'in kolunda girdiği
politikada hızlı b|ryükseliş gösterdi. Hem genel baş-
kana, hem eşi Özer Çiller'e yakınlığı ve bir tür sır
katipliği ile ün yaptı. Şımdi o yakınlığın beileğinde
bıraktığı birikimleri, çeşitli gazetelerde aynı anda
başlayan anılannda röportaj halıne dökerken, lide-
ri için ne kadar acımasız olduğunu ortaya koyan
cümleler kullanabiliyor.
Bu söyleşileri okurken, kaynağın hangi Akşener
olduğunu kendi kendime sormaktan duramıyorum.
Dün Gebze panelinde, 28 Şubat'a giden süreçte
"Biz demokrasi, insan haklan ve hukukun üstünlü-
ğü için mücadelemizi yaptık" cümlesinı başlatan o
"Biz" sözcüğü ile acaba Refahyol hükümetini mi
amaçlıyor Akşener? Yoksa salt o koalisyonun Doğ-
ru Yol kanadını mı?
Eski Içişleri Bakanı'nın bu söyleşilerde söyledik-
leri arasındaki çelişkiler, eski patronuna yönelik suç-
lamalan, galiba dünkü Hürriyet'ın bırınci sayfasın-
da bu anılardan bir bölümü ile ilgili haber-yazıyı renk-
lendiren bir fotoğraf daha da ilginç kılıyor. Meral Ak-
şener, dünün Çillerler yoldaşı, 12 Eylül öncesinin
"Asena" unvanı ile hızlı MHP sempatizanı olarak ta-
nınan bu kimine göre "köylü kızı", o fotoğrafta an-
lattıklannı başkalannın duymasını istemediği için ol-
malı iki eliyle kapatmış, Çiller'e bir şeyler söylüyor.
Genel başkanı, başbakanı bir yemek sonrasında
kendisine anlatılanlardan çok mutlu olduğunu bel-
geleştiren kahkahalı pozu ile görunüyor. Sol eli, Ak-
şener'in sağ kolunu kavramış. Özer Bey'in yüzünü
anlamlı bir gülümseme kaplamış.
Fotoğrafa uzun uzun bakıp "Geçmiş zaman olur
ki hayali cihan değer" deyimine acaba Meral Ha-
nım da katılıyor mu demekten kendimi alamıyorum.
Politikanın acımasız değirmeni, sayısız ömekle-
rinde görüldüğü gibi, Çillerler - Akşener dostluğu-
nu da öğütmüş olmalı ki Meral Akşener, hem eski
Sezar'ına karşı hançerini acımasızca kullanıyor; hem
de partisinde kendisinden başka nice Brütüs'lerin
olduğunu söyleyerek adeta şecaat arzediyor!
Akşener'in anlattıklannın tümünün Çiller çiftini he-
def aldığı ve bütünüyle bir kin savaşana dönük anı-
lar yumağı olduğunu söylemek, adamakıllı haksız-
lık olur.
özellikle Taha Akyol'a söyledikleri var ki, dünkü
Milliyet'te yazannın "Objektif" köşesinde yer alan ve
Demirel'in 28 Şubat MGK'sinde rolünü saptayan şu
bölüm bugüne kadar bilinmeyen bir gerçeği aydın-
Itğa çıkartmıştır.
Akşener "Askerlerin hazıriadığı 28 Şubat Karar-
lan taslağında Cumhurbaşkanı Demirel önemli de-
ğişiklikleryaptı.." diyor ve Akyol'un "Ne yapti" so-
rusunun yanıtını da şöyle veriyor
"Askerlerin hazıriadığı taslakta 21 madde vardı.
Demirel bunu 18'e indirdi. Imam hatip okullan ve
Kuran kurslan için çoksertifadeler verdı, onlan yu-
muşattı..."
"Demirel gerekçe olarak 'mütedeyyin halkı ren-
cide etmeyelim' demiş."
•••
28 Şubat bildirisi önünde sonunda öncelikli ama-
cına ulaştı, 54. hükümet, yani Refahyol'un üyeleri,
hem o bildirideki 18 maddenin altını paşa paşa "ka-
bulümüzdür" diye onayladılar; hem de görevlerin-
den kendi iradelerr ile aynldılar.
Acaba, bildiri 21 madde olarak ve cumhurbaşka-
nına ilk sunulduğu biçimi ile yayımlanmış olsaydı,
22 Şubat günü demokrasi bütün kurumlan ile işler-
liğini koruyacak, dahası 18 Nisan 1999 seçimleri
gerçekleşebilecek miydi?
Demirel'in sansürtediği o üç madde ve yumşattı-
ğı bazı sözcüklerin eski hali bilinmeden, hele irde-
lenmeden bu soruyu yanıtlamak mümkün değildir.
Akşener, bilerek mi ya da bilmeyerek mi Süley-
man Demirel'in yeniden seçilmesini isteyenler cep-
hesini haklı kılacak açıklamalar yapmış oldu?
Demirel'in birikimi ve deneyimi ile ilgili olarak tam
zamanında can alıcı bir belgeyi açığa çıkarttı.
Faks:0212 677 07 62
E-Mail:orhan.birgrt(n do.net.tr.
Bursa
Trafik yokuzluğu
LEVENT GENCELLİ
BURSA - Bursa'da tra-
fik kayıt tescil işlemlerin-
de yolsuzluk yaptığı öne
sürülen biri başkomiser
28 kişi gözaltına alındı.
Yurttaşlann şikâyeti
üzerine harekete geçen
Bursa Emniyet Müdürlü-
ğü Mali Şube ekipleri,
operasyona Trafik Tescil
Bürosu'ndan başladılar.
Burada görevli bir başko-
miser ve 3 polis ilk aşa-
mada gözaltına almdılar.
Ardmdan Trafik Vakfı ile
Çevre Vakfı 'nı da içine
alan soruşturma başlatıl-
dı. Trafik Vakfı adına araç
tescil işlemleri sırasuıda
fazla para alındığı öğre-
nildi. Ardından da Kara-
yollan Bölge Müdürlü-
ğü'nün denetimindeki
Fenni Muayene Istasyo-
nu'ndaki işlemler suasm-
da usulsüzlük yapıldığı
bazı araçlara istasyona
getırilmeden fenni kont-
rol yapıldığma ilişkuı bel-
ge verildiğı ortaya çıkanl-
dı.
Soruşturma sırasında
LPG'ye dönüştürülen ba-
zı araçlann ruhsatlarına
kural dışı ışlem yapıldığı,
ancak aynı araçlann dos-
yalanna LPG dönüşümü-
nün işlenmediği de beur-
lendi. Bunun üzerine
Çevre Vakfı, Trafik Vak-
fı. Karayollan Bölge Mü-
dürlüğü, Trafik Tescil ve
Denetleme Müdürlü-
ğü'ndekı bazı görevliler-
le birlikte iş takibi yapan
arzuhalcilerin de içinde
bulunduğu 28 kişi gözal-
tına alındı.