Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 MART 2000 ÇARŞAMBA
HABERLER
Perinçek,
Sabah'tan
tazmiıat kazandı
• ANKARA (AA) - Ankara
23. Ashye Hukıık
Mahkemesi, yayımladıklan
bir haberde, Işçi Partisi (İP)
Genel Başkanı Doğu
Pennçek'in kişilik haklanna
hakaret edildıği
gerekçesiyle, eski Sabah
Gazetesi Sorumlu Yazıişleri
Müdürü Ergun Babadan'ı,
Pennçek'e 2 milyar lıra
manevi tazminat ödemeye
mahkûmetti.
FPH betedlye
başkanmaiOay
hapis cezası
• İZMİR(Cumhuriyet
Bürosu) - Kemalpaşa
ilçesinin FP'li Belediye
Başkanı Mehmet Ali
Özüdoğru, "Halkı din
farklılığı gözeterek kin ve
düşmanlığa açıkça tahrik
ettiği" gerekçesiyle Izmir
DGM'de yargılandığı iki
davadan bırinden beraat etti,
diğerinde ise 10 ay hapis ve
350 bin lirapara cezasına
çarptınldı. Ozüdoğru,
ifadelerinde, aslında
"Medeni Yasa" diyeceğine
"Medine Yasası" dediğini,
dilinin sürçtûğünü iddia
etmişti. Mahkeme bu
davada hapis cezası verdi.
American
Türiciye'de
• HaberMerkea-
Dünyanın en büyük
havayolu şirketlerinden
American Airlines,
Türkiye'de yeniden büro
açtı. Deprem felaketi
nedeniyle ertelenen büro
açılışı önceki akşam Hilton
Oteli'nde gerçekJeşti. Yedi
yüzden fazla uçağı, 100
binin üzerinde çalışanı
bulunan ve günde 4 bin uçuş
yapan American Airlines,
Türkıye'ye henüz dırekt
sefer yapmıyor.
Hackerlara yasal
önlem
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Son olarak
FBFrun sitesı de ıçınde
olmak üzere çok sayıda
sitenin devre dışı kalması ile
gündeme gelen Internet
"hacker"lanna karşı yasal
önlem alınıyor. TBMM aJt
komisyonunca kabul edılen
fikir ve sanat eserleri yasa
tasansına, bügisayar
korsanlan hakkında 3 yıldan
6 yıla kadar hapis ve 20
milyar liradan 100 miryar
liraya kadar ağır para cezası
uygulanması hükmü
konuldu.
DMS'de tarih
önenisi
• ANKARA (Cumhurryet
Bürosu) - Milli Eğitim
Bakanlığı, önümüzdeki
yıldan ıtibaren kura
sisteminden vazgeçerek
öğretmen yanşma ve
yeterlilik sınavı
gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Milli Eğitim Bakanı Metin
Bostancıoğlu, 2000'de
Devlet Memurluğu
Sınavı'na (DMS) girecek
öğretmen adaylannın
zamanında atanabiimesi için
sınavın 15 Mayıs-30
Haziran tarihlerinde
yapılmasını istedi.
Tüp pattaması:
I İstanbul Haber Servid-
Zeytinburnu Seyit Nizam
Mahallesi Geçici 23
Sokak'ta bulunan 5 katlı
binanın en üst katmda dün
akşam meydana gelen tüp
patlaması sonucu 2 kişi
öldü, 1 kişi de yaralandı.
Patlamanın ardından çıkan
yangmda tanınmayacak
duruma gelen cesetlerin
kimliklennın belirlenmesine
çalışıldığı bildırildı.
'Mülkiyet
faakl
Taşınmazmalların kira artışını
düzenleyenyasa anayasayla çelişmiyor
AYDCVAYBAY
Kimliğimi kaybettim
hüJrtimsüzdür.
HALİL tBRAHÎM
TALAY
6570 sayılı "Gavrimenkul
Kiralan Hakkında Kanun"a
geçici bır madde eklenmesi ile
ilgili yasa, TBMM'de 16 Şubat
2000 günü kabul edilip, 18 Şubat
2000 günlü Resmi Gazete'de
4531 Sayılı Yasa olarak
yayımlandı. Taşınmaz kirası
ihşkilennde, kira parasnun
arttmlması ile ilgili bulunan yeni
düzenleme hakkında, yasanın
henüz tasan halinde bulunduğu
evrede pek çok söz söylenmişti.
tşin ılgınç yanı şu ki,
konuşanlann bir bölümü, uzman
geçindıkleri halde hangı kesımin
sözcülüğünü yaptıklannm
farkmda ohnaksızın kiralara bu
şekilde müdahalenın yanlış
olduğunu ıleri sürüyorlardı.
Kımılen ise daha da ileri
gıderek. tam bir uzman edasıyla,
bunun anayasaya aykın olacağını
iddia ediyorlardı. Bunlara göre
yasa cıktığında hemen Anayasa
Mahkemesi'ne başvurulacak ve
mahkeme de 1960'lardaki
içtihadına sadık kalıp derhal ıptal
karan vererek bu "saçmahğT
ortadan kaldıracaktı!
Anayasa
Mahkemesl'nln Iptall
Konuyla ilgili bölümü "geçid
madde 7." yan başlığı ile yedi
satırlık bir metinden ibaret olan
4531 sayılı yasa, 6571 sayılı
yasaya göre yürürlükte olan
taşınmaz kiralanna ilişkin rejime
ne gibi yenilikler getiriyor?
Paradoks gibi görünse de hemen
belirtelim ki, sözünü ettiğimiz
geçici madde 6570 sayılı yasada
herhangi bir değişiklik
yapmamaktadır! Çünkü bu
maddenin konusu olan "kira
parasının artaşma flişkin
düzenleme", 6570 sayılı yasada
mevcut değildir. Yasada, bu
konuda vaktiyle var olan iki
madde, yülar öne (1963 'te)
Anayasa Mahkemesi'nce verilen
kararla iptal edilerek yürürlükten
kaldınlmıştır. Böyle olunca
geçici maddenin konusu olan
düzenleme sadece Anayasa
Mahkemesi'nin ıptal karanndan
sonra, Yargıtay içtihadı ile oluşan
"tespit davasT sistemi ile ilgili
bulunuyor. Kısaca anlatılmak
gerekirse, geçici 7. madde
Yargıtay'ca "kanunda boşhık
oktuğu" gerekçesıj le yaratılan
tespit davası sisteminde "olağan
rayiç'' ölçütü ile esnik ya da
oynak esaslara bağlanmış olan
kira artışını sabit hale getırmeyi
hedefliyor; yapılan değişıldiğın
özü, esası işte, bundan ibaret
bulunuyor. "Artısbn
sabitkşunnek" şeklinde
niteleyebileceğimiz bu çözümün
yerinde olup olmadığı
konusundaki görüşümüzü
açıklamadan önce, taşınmaz kira
rejimimizle ilgili iki önemli
noktayı anımsatmayı gerekli
görüyoruz:
Sözlesme serbestllfll
1. Türkiye'de taşınmaz mallara
ilişkin kıra rejimi, esas itibanyla
"sözlesme serbestiiğT ilkesıne
dayanmaktadır. Bu ilke uyannca
kiraya verilebilecek taşınmazı
olan mal sahibi bunu kiralayıp
kiralamamakta, kiralayacaksa
kiracısını seçmekte ve kaça
kiraya vereceğini belirlemekte,
hukuksal bakımdan tamamen
serbesttir. Aynca mal sahibi,
örneğin -Yargıtay'ca kabul
edildiği gibi- kira parasının
yabancı para ya da değerli
maden ölçütüne göre
belirlenmesi hususunda da
özgürdür.
Kira parasının ödenme zamanını
saptama, gecikme halinde
gecikme faizı tutannı
belirlemede de serbestlık ilkesi
geçerlidir. Kiralanan konutta kaç
kişinin oturacağmı ya da -kiralık
yer işyeri ise- orada hangi çeşit
işin yapılacağını vb. koşullan da
mal sahibi serbestçe
belirleyebilir. Mal sahibi bu tür
koşullan kabul edecek kiracı
bulursa, onunla bu içerikte bir
kira sözleşmesi yapabilir. Bunun
anlamı, mal sahibi acısmdan,
kira ilişkisinin içenğini
beürlemede de özgürlük ya da
serbestlik ilkesinin geçerli
olduğudur.
2. Buna karşıhk söz konusu
serbestlik, iki konuda
sımrlanmıştır: Birinci sınırlama
kira ilişkisi kurulduktan sonra
belli yasal koşullar
gerçekleşmedikçe kiracının
kiralanan yerden
çıkanlamamasıdır (tahliyeye
karşı güvence). Sözleşmeye buna
aykin bir hüküm konulamaz,
konulursa geçersiz olur. Ikincisi
ise kira süresi dolduktan sonra
mal sahibinin önceki dönemde
asmırsız• Türkiye'de mal sahibinin mülkiyet hakkı iki konuda sınırlanmıştır.
Birinci sınırlama kira ilişkisi kurulduktan sonra belli yasal koşullar
gerçekleşmedikçe kiracının kiralanan yerden çıkanlamamasıdır (tahliyeye
karşı güvence). Sözleşmeye buna aykirı bir hüküm konulamaz, konulursa
geçersiz olur. ıkincisi ise kira süresi dolduktan sonra mal sahibinin önceki
, . dönemde kararlaştınlıp uygulanan kira parasını dilediğince
arttıramamasıdır (kira parası artışına karşı güvence).
6570 sayılı > apıiış ve yûrüriüğe konaş amaa ldntcdan, aşm kira artışına karşı korumaktır.
kararlaştınlıp uygulanan kira
parasmı dilediğince
arttıramamasıdır (kira parası
artışuıa karşı güvence).
Yüksek mahkemenin
kararları
Bu sınırlamalar, yasaya göre
belediye sınırlan ıçinde olan ya
da istasyon ve iskelelerde
bulunan üstü örtülü
(çatılı=musakkaf) taşmmazlann
kiralannıasında uygulanır.
Taşınmaz çatısız
(=gayrimusakkaf; örneğin bir
bahçe, bir açıkhava hırdavat
deposu vb.) ise veya çatüı
olmakla birükte yasada
belirlenen yerierin dışmda ise,
bunlann kiralanmasuida tam
serbestlik ilkesi geçerbdir.
Taşınmaz kiralannın
sınırlanmasuıa ilişkin bu tür
yasal düzenlemelerin anayasa
ile güvence altına alınmış
bulunan mülkiyet hakkı ve
sözlesme özgürlüğü ile • ,.
çelişmediği Anayasa
Mahkemesi'nce üç kez karara
bağlanmıştır.
Alt sınır öiçütü yok
4531 sayılı yasanın tasansı
tartışılırken, tasandaki oransal
artış çözümünü eleştirenler,
bunun aynen yasalaşması
halinde Anayasa Mahkemesi'nce
mutlaka iptal edileceğini ileri
sürüyorlardı. Onlara göre
tasandaki artış hükmü "sabit
oranlara bağlandığT ve
"enflasyonu tztemediği'
7
için
mülkiyetin özüne dokunuyordu
ve işte bu gerekçe ile yüksek
mahkemece iptale mahkûmdu.
Halbuki, Anayasa Mahkemesi
kararlannda, bu konuda -sınınn
alt sınınnı belirleyecek- bir ölçüt
bulunmuyordu. Kararlarda
enflasyonun nazara alınmamış
olmasının ya da sabit oranlann
kabulünün mülkiyetin özünü
zedeleyecek bir ölçüt olacağına
ilişkin herhangi bır işaret yoktu.
Kararda, 6570 sayılı yasanın 2
ve 3. maddelenndeki
düzenlemenın "müDdyet
hakkuun özüne dokunması"*ıun
nedenı olarak da bu maddelerde
kiralann 1953 rayicine göre
"dondurulmasrnın öngörülmüş
olmasıydı. Görüldüğü gibi,
önceki kararlanndaki
gerekçelere göre kira artışlannm
sabit oranlara bağlanmış
olmasını Anayasa
Mahkemesi'nin mutlaka
mülkiyet hakkuun özüne
dokunma olarak anlayacağı
yolundaki görüşün dayanağı
yoktur.
Enflasyon oranı ,
şartdeğll
Öte yandan şunu da belirtmek
gerekir: Kira parası artışının
kesinlikle enflasyon oranını
izlemesi gerektığı yolundaki
görüş zaten ısabetlı değildir.
Nıtekım kira tespit davalannda
toptan eşya fiyatlan endeksinin
esas almmasını öngören
Yargıtay, değişik zamanlarda
verdiği ilke kararlannda,
enflasyon ölçütü bir yana, bunun
(toptan eşya fiyatlan endeksinin)
bile belli bölümünün (örneğin,
bazen yüzde yirmisinin, bazen
yansınm) kiraya yansıtılacağını
kabul etmiştir. Olağan rayiçten
ve "hakkaniyete uygun ldra*dan
söz eden Yargıtay -bildiğimiz
kadanyla- hiçbir zaman sadece
enflasyona endeksli kira
ölçütünü dile getirmemiştir.
tlk bölümde belirttiğimiz gibi 18
Şubat 2000 günü yayımlanarak
yürürlüğe giren 4531 sayılı yasa,
1963 yılından bu yana
uygulanmakta olan tespit davası
sisteminde kira parasını
belirleyen yöntemi . •
değıştirmektedir. - • •
Peflislkllflln esasları
6570 sayılı "Gayrimenkul
Kiralan Hakkında KamuTa
geçici bir madde eklenmesi
şeklindeki bu değişikliğin
esaslannı ve bundan doğan
sorunlan şöyle özetleyebüiriz:
1. Sözleşmeîerde kararlaştınlan
kira paralan 2000 yılında yıllık
yüzde 25,2001 yüında ise yıllık
yüzde 10 oramnda
arttınlabilecektir. Bu hükmün
uygulanması ile ilgili şöyle yalın
bir örnek verelim: Geçen yd bir
yıllık süre için aylık yüz milyon
lira kira parası üzerinden
yapılmış kira sözleşmesının 15
Mart 2000'de sona ereceğini
varsayalım. Bu kira ertesi yıl da
devam edecekse, 15 Mart
2000'den sonraki kira parası
aylık 125 milyon; 2001'de de
devam edecekse 15 Mart
2001'den itibaren aylık 137.5
milyon lıra olacaktır.
2. Yasada daha önceki yıllarda
2000 ve 2001 yıUannıda
kapsamak üzere aktedilmiş uzun
süreli kiralar (5 yıllık, 10 yıllık
gibi) için ayn bir hüküm
bulunmuyor.
Bu tür sözleşmelerde taraflar,
genellikle yıllık artışlarla ilgili
lcuraliar da koyarlar. Böyle bir
durumda 2000 yılı için
sözleşmede öngörülen artışuı mı
yoksa yüzde 25 oranındaki
artışın mı uygulanacağı
tartışılabilir. Yargıtay, şimdiye
kadarki uygulamasında uzun
süreli kıralarda ara dönemler için
(uyarlama davalan hariç) tespit
davası açılmasmı kabul
etmiyordu. Bu uygulamaya göre
uzun süreli kıra sözleşmelerinde
kira artışı sorunu. ancak
sözlesme süresinin dolmasından
sonra başlayacak bir yıllık
uzama dönemi için söz konusu
oluyordu. İşte bu uygulamanın
göz önünde tutulmasıyla, böyle
uzun sürelı bır kıra sözleşmesi
2000 yıünı da kapsıyorsa, arnşın
yüzde 25 değil, sözleşmede 2000
yılı için öngörülen ölçüte göre
yapılacağı savunulabilir.
Mahkeme kararlan
beklenecek
Buna benzer bır sorun da şudur
Bir yıl için yapılmış kira
sözleşmelerinde taraflar, uzama
halinde yeni dönemlerde geçerli
olacak kıra artışını da (örneğin
sabit bir tutarla ya da belli bir
oranda artış olacak şeklınde
anlaşma ile) kararlaştmıbılirler.
(Yargıtay bu çözümü ilk uzama
yüı için kabul etmektedir.) Bu
halde ilk uzatma dönemi 2000 ya
da 2001 ydına tesadüf ediyorsa,
sözleşmedeki ölçüt mü, yoksa
yüzde 25 veya yüzde 10 oranı mı
uygulanacaktır? Bu sorular
yasada yanıtlanmış değildir.
Bunlarla ilgili yanrtlar ve
çözümler kısa bir süre sonra
başlayacak uygulamada
mahkeme kararlan ile belli
olacaktır.
3. Başka bir sorun da şudur:
2000 yılının bir bölümünü de
kapsayacak tespit davası,
sözleşmenin bitiş tarihi olan,
örneğin, 5 Ocak'ta açıhnış ve
halen derdest (devam etmekte)
ise yargıç, dava tarihinde henüz
yasalaşmamış olan yüzde 25
oranını mı, yoksa Yargıtay
kararlanyla yerleşmış yönteme
göre beurleyeceği oranı mı
karara bağlayacaknr? Bize ikinci
çözüm uygun gözüküyor. Bu
konu da yargı kararian ik..
aydınlanacaktır. . ı, •,.
4. Yasaya göre yabancı pafa
ölçötüne ğörc yapılmış kira
sözleşmelennde aynca yıllık
artış uygulanmayacaktır. Bu
hüküm de uygulamada bazı
belu^izlikler yaratacak
nıtelıktedır
5. Geçici maddenin 3. ükrasında
kira parasmı artış sınırlannın
aşılması amacıyla yeniden kira
sözleşmesinin yapılamayacağı
hükmü yer altyor. Bununla
hedeflenen, taraflann eski
sözleşmeyi uzatmak yerine, kira
parasının serbestçe
belirlenebileceğı yeni bir
sözleşma aktetmelerini
önlemektır. Bu hükmün
işleyebilmesi için, önce, yasayı
dolanarak yürütülen "tahliye
taahhüdü'' uygulamasma son
vennek veya bunu ciddi bir
denetime bağlamak gerekir. Mal
sahibinin elinde -bütün
uygulamacılann bildiği
yöntemle "istibsal" edilmiş-
böyle bir taahhüt belgesi varsa,
bu belge yüzünden tahliye
tehdıdi altında bulunan kiracının
taşınmazı tahliye etmek ya da
yine bir kira akdine razı
olmaktan başka seceneği yoktur.
6. Yasada "kira tespit
davabmıtda da yukardaki
suurtamalara uvulur"
denmektedir. Yukanda
değindiğimiz gibi geçici 7.
madde hükmü, yasada bir
değişiklıği değil, uygulamanm
icadı olan tespit davası
sisteminin yerine geçmeyi
hedefliyor. Buna göre maddede
yer alan sınırlamalann kira
tespitı davalannda da
uygulanacağını söylemek -
hüküm başka bir amaçla kaleme
ahnmış değilse- anlamlı bir
yaklaşun sayılamaz.
Sonuç olarak şunu
söyleyebiliriz: 6570 sayıh yasaya
eklenen geçici 7. madde hükmü
ilişkin olduğu alanda, köklü bir
değişim yaratacak nitelikte, bir
devrim hükmü değildir. Amacı
ve hedefi. kira parasının
belirlenmesinde 2 yıl için sabit
kira artışı esasını getirmektir. Bu
çözüm şeklinde anayasaya aykın
bir yön yoktur. 6570 sayılı
yasanın yapüış ve yürürlüğe
konuş amacı ve gerekçesi,
kiracılan, aşın kira artışı
taleplerine karşı korumaktır. Bu
korumamn mutlaka enflasyona
endeksli olması şart değildir.
Özellikle orta ve altmdaki
toplum katmanlanndaki kıracılar
için, durmadan tırmanan
enflasyona bağlanmış bir kira
rejimi, her kira yılı sonunda yeni
bir trajedinin yaşanmaya
başlanması demektir. Buna
karşıük, belli oranlara göre
sabitleştirilmiş kira artış düzeni,
mal sahibini biraz rahatsız etse
de, toplumsal katmanlar
arasındaki denge yönünden,
doğnı bir çözümdür.
GÖRÜŞ
NECLA ARAT
Şeriatçılar Berlin'deki
Okullarda
Son günlerde Aimanya'da aslında tüm Avrupa
Birliği'ni ilgilendiren bir oyun sahneye kondu ve ilk
perde açıldı: Alman Federal Idare Mahkemesi,
Berlin'deki okullarda din dersi verme hakkını Ber-
lin Islam Federasyonu'na tanıdı. Ne var ki bilinçli
ve laik Türklerie bazı Almanlar, bu karan büyük bir
kaygı ve tepki ile karşıladılar. Çünkü, Berlin Islam
Federasyonu'nun hem Berlin'deki Türkiyeli ço-
ğunluğu temsil etmediği hem de şeriat yanlısı Mil-
li Görüş Teşkilatı ile çok yakın bağlantısı olduğu
herkes tarafından bilinmekteydi. Zaten bu örgüt-
lere bağlı kimi cami ve Kuran kurslarında çocuk-
lann ve gençlerin beyinleri yıllardan beri yıkan-
makta, Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk düşmanlı-
ğı yapılmaktaydı.
Kendilerini "sivil toplum örgütü" maskesi altın-
da gizleyen bu kuruluşlar, Türkiyeli Müslümanlar-
dan bağış adı altında topladıklan paranın yanı sı-
ra Berlin eyaletinden Alman yasalannın öngördü-
ğü finans desteğini de alarak büyüyüp daha da
güçlenmişlerdi. Sıraşimdi Berlin'deki tüm okullar-
da "din dersi" verme hakkını kazanarak yasal bir
kılığa girmeye, ayrıca "emsal" oluşturarak bütün
öteki eyaletlerde de söz sahibi olmaya gelmişti.
Şeriatçı kuruluşlann yalnız Aimanya'da değil,
Hollanda, Belçika, Fransa vbg. Avrupa ülketerin-
de uluslararası köktendinciliğin program ve buy-
ruklan uyannca "din derslerini" nasıl okuttuklan bi-
lindiği halde, onlara tanınan bu olanak, bvaymaz-
lık sonucu muydu yoksa arka planda daha başka
nedenter mi yatmaktaydı? Hangisi olursa olsun, bu
karardan ve yaygınlaştınlmasından öncelikle ve
kısa vadede Almanlann, uzun vadede ise Avrupa
BirHği'nin büyük zarar göreceği apaçıktır. Çünkü,
göçmen işçilerin ikinci ve üçüncü kuşaktan, Al-
manya doğumlu çocuklannın Alman toplumu ile
uyum kurup bu toplum ve kültürle bütünleşmele-
ri beklenirken bu beklentiye en büyük darbeyi Fe-
deral Idare Mahkemesi indirmiştir.
Şeriatçılar Batı karşıtlığını, hatta düşmanlığını
ağızlanna sakız yapıp yetişkin ve masum dindar-
lan bile yanlanna almayı kolayca başanrken, kü-
çük çocuklar ve gençler söz konusu oiduğunda bu
başanlannı(l) taçlandıracaklan konusunda kuşku-
ya yer yoktur.
Onyargılar, dogmalar ve düşmanlıklaria koşul-
landınlacak çocuklar ise önümüzdeki on yıl için-
de Berlin sokaklannda "şeriatçı çeteler" oluştura-
rak ırkçı Neo-Nazi çeteleri belki de rahmetle ara-
tacaklardır. Türkiye'deki Hizbullah, İBDA-C, Vasat
vbg. şeriatçı örgütler, bu konuda Avrupa'ya bir fi-
kir verebilir.
İşte bu yüzden özelde Berlin eyaleti, genelde ise
Federal Almanya, ne ektiğine ve ne biçeceğine
(öncelikle kendi çıkarlan için) çok dikkat etmelidir.
Din, siyasal bir silaha dönüştüğü zaman, aklın na-
sıl yrtip gittiği hiç unutulmamalı; din, mezhep ve
ırk farklılıklannı kullanmak isteyenlerin tuzağıng
düşülmemelidir.
Kuşkusuz dinin ve dinsel bilgilerin din taeirieri*
ne bırakılmayacak kadar kutsal ve önemli olduğu
Alman hükümeti tarafından da bilinmektedir. Bu
nedenle, Beriin'de alınan yanlış karan, Alman yö-
neticiterin ivedi olarak düzeltme istencini göstere-
ceklerini ummak istiyoruz. Çünkü, bu düzeltme
gerçekleştirildiği takdirde yalnız Federal Almanya
için değil, emsal oluşturacağı öteki Avrupa ülke-
leri için de olumlu bir adım ve geleceğe yönelik bir
güvence olacaktır.
Bu güvence, Batılı ülkelerde şeriatçılar "koruk
yediği zaman dişleh kamaşan" laık Türkiye Cum-
huriyeti'ni deyakından ilgilendırmektedir. Beriin'de
sahneye konan oyunun öteki perdelerini ve so-
nunu hem yurttaşlar hem de devlet olarak yakın-
dan izlemeliyiz.
Yalova
Kızdaykaçak
işçi çahştırıyor
FARUKK3RTAY
YALOVA - Çadırkent-
lerde ve değişik hızmet
alanlannda çalıştmlmak
üzere Kızılay tarafmdan
işe alman depremzede iş-
çilerin asgari ücretle, sı-
gortasız ve kaçak olarak
çalışönldıklan ortaya çık-
tı. Fazla mesai yapan işçı-
lere ise Kızılay, mesai üc-
reti yerine, bölgeye gön-
derilen yardun paketle-
rinden erzak dağıtıyor.
17 Ağustos depremi
sonrasmda Yalova, Çift-
likköy ve Çmarcık ilçele-
rinde kurulan Kızılay'a
ait çadırkentlerin altyapı,
mutfak depolannda çalış-
tmlan 200 işçinin, işe gi-
riş bildirgelerinin SSK
Yalova Bölge Müdürlü-
ğü'ne verilmediği öğre-
nildi.
Geçid işçfler
Yalova'da Tanm Işlet-
meler Müdürlüğü (Tl-
GEM) arazi üzerinde ku-
rulan çadıricentlerde faali-
yetlerini yürüten Kızılay
Bölge Sorumlusu Yaşar
Aktülgü, 17 Ağustos "tan
bu yana çalışan işçilerin
geçici işçi statüsünde
"baftahkçı" ve "ayiıkp"
olarak çalıştıklanm, çalış-
tıklan sürelerin ücretleri-
nin kendilerine verildıği-
ni, ancak hiçbirisinin sı-
gortalı olmadığmı doğnı-
ladı. Kızılay Genel Mer-
kezi 'nden bu konuda ken-
dilerine herhangi bır bil-
dirim yapılmadığıru, bu-
güne kadar çahştınlan iş-
çilerin o nedenle sigorta-
ya bildirilmediğini vurgu-
îayan Aktülgü. "Deprem
bölgesinde Kızılay bünye-
sinde çahşmak isteyen
büüerce başMiru oidu.
Bizler herkesi memnun et-
mek için de sık sık işçi ahp
değiştirdik. O nedenle Kı-
alayda sigortah olmak
için uzun süre çalışan ol-
madı" diye konuştu.
Deprem sonrasmda ya-
pılan anonslarüzerine Kı-
zılay'da çabşmak üzere
başvurduğunu ve ağustos
ayından bu yana Kızılay
TİGEM çadirkentinde si-
gortasız çalıştığını belir-
ten Necati Ozso>; "Bizler iş
bulduğumuz için kendimi-
a şansh görüyoruz" dedi.
Kırıkkale'de
deprem oldu
ANKARA (Com-
huriyet Bârosu) - Kı-
nkkale'de dün akşam
4.0 büyüklüğünde
deprem oldu.
Depremde herhangi
bir hasann meydana
gelmediği bildirildi.
Boğaziçi Üniversitesi
Kandilli Rasathanesi
ve Deprem Araştırma
Enstitüsü'nden veri-
len bilgiye göre, dün
akşam saat 22.42'de
merkez üssü Kmkka-
le'nin kuzeydoğusu
olarak belirlenen 4.0
büyüklüğünde dep-
rem kaydedildi. Dep-
rem Ankara ve çevre
illerden de hissedildi.